Şimdi Ara

200.000 KM'yi DEVİRMİŞ ARAÇ SATIN ALINIR MI? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
139
Cevap
4
Favori
104.706
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Marka, modele göre değişerek alınır. Yukarıda yazıldığı gibi nasıl kullanıldığı, nasıl bakıldığı önemlidir. Direk alınmaz deyip geçmek boş konuşmaktır. Tüm bakım kağıtları varsa, çok el değiştirmemişse, kazası ve değişeni yoksa, iyi bir expertiz yaptırılır duruma göre gayet de güzelce alınıp uzun yıllar sürülür.

    Kıt düşünenler yüzünden baksan online ilanlara millet 100binden yukarı km yapmıyor zannedersin. Bu kıt düşünceler yüzünden çok fazla kişi km ile oynuyor.
  • ben zaten ilanlarda özellikle dizellerin yüzde 60 ının satılırken km düşürüldüğünü düşünüyorum. çoğu el değiştiren araç zaten 225.000 civarındadır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    Marka, modele göre değişerek alınır. Yukarıda yazıldığı gibi nasıl kullanıldığı, nasıl bakıldığı önemlidir. Direk alınmaz deyip geçmek boş konuşmaktır. Tüm bakım kağıtları varsa, çok el değiştirmemişse, kazası ve değişeni yoksa, iyi bir expertiz yaptırılır duruma göre gayet de güzelce alınıp uzun yıllar sürülür.

    Kıt düşünenler yüzünden baksan online ilanlara millet 100binden yukarı km yapmıyor zannedersin. Bu kıt düşünceler yüzünden çok fazla kişi km ile oynuyor.

    boş konuşmak değildir, gerçektir. insanlarda km takıntısı olduğu için km düşürülüp satılır. bunu da bilmeden alan bir sürü insan var. ben aracımı 199 binde aldım. pişman değilim ama bir daha cesaret eder alır mıyım bilmiyorum.

    Km takıntısını atmak, aracın genel durumuna bakmayı öğrenmek bilmek zorundayız. yoksa bize istediğimiz km'de araç satarlar ama km'yi düşürüp.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: idemo

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    Marka, modele göre değişerek alınır. Yukarıda yazıldığı gibi nasıl kullanıldığı, nasıl bakıldığı önemlidir. Direk alınmaz deyip geçmek boş konuşmaktır. Tüm bakım kağıtları varsa, çok el değiştirmemişse, kazası ve değişeni yoksa, iyi bir expertiz yaptırılır duruma göre gayet de güzelce alınıp uzun yıllar sürülür.

    Kıt düşünenler yüzünden baksan online ilanlara millet 100binden yukarı km yapmıyor zannedersin. Bu kıt düşünceler yüzünden çok fazla kişi km ile oynuyor.

    boş konuşmak değildir, gerçektir. insanlarda km takıntısı olduğu için km düşürülüp satılır. bunu da bilmeden alan bir sürü insan var. ben aracımı 199 binde aldım. pişman değilim ama bir daha cesaret eder alır mıyım bilmiyorum.

    Km takıntısını atmak, aracın genel durumuna bakmayı öğrenmek bilmek zorundayız. yoksa bize istediğimiz km'de araç satarlar ama km'yi düşürüp.

    Tamam da bakın kendiniz yazmışsınız "takıntı" diye. Türk insanında olan bir takıntıdır bu. Bunun sonucunda saçma sapan yorumlar yapılır ekmeğini yenmiş gibi. Aracın km'sini 100binden fazla görüyorlarsa psikolojik olarak rahatsız oluyorlar, bitmiş oluyor o araç.. Bunda da pek çok şark kurnazının etkisi büyük tabiki. Ama adam gibi bakılıp, korunmuş araç için birşey değildir 200bin-300bin. Bu takıntı ve ön yargıdır.

    Şark kurnazlarına karşı da usta+expertiz kombinasyonu ilaç oluyor. Zaten daha expertiz lafını duyunca mırın kırın ediyorlar hemen, boyası çıkıyor.




  • Bir defa metal yorulması olayı...

    Km ilerledikce problemler çıkar. Takıntı gayet normal yani...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: set

    Bir defa metal yorulması olayı...

    Km ilerledikce problemler çıkar. Takıntı gayet normal yani...

    Niye? 200bin araç illa ki 10 yıllık mı oluyor da metal yorgunluğu olsun? Kaldı ki insanlar 95 ve öncesi araçları sorunsuz kullanıyorlar. Otomobilde metal yorgunluğu o kadar çabuk vuran bir şey değil. Ama ağza sakız olmuş metal yorgunluğu diye. Şimdi 8 senelik 80 binde bakımsız araç mı, 4 senelik 200binde bakımlı araç mı? Sırf kmsine bakıp 80binliği seçen insan bu işler konusunda pek bilgili değildir. İş sadece km ile bitmiyor. Yılı, markası, modeli, sahibi çok önemli. Karşı olduğum nokta alınmaz diye kestirip atmak.

    Km ilerledikçe çıkan problemlerin onarımı, araç yıllandıkça ya da kötü kullanıldıkça ortaya çıkan problemlerin onarımından daha dertsiz ve masrafsızdır. Yüksek km kısa sürede yapılabilir, yürüyen aksamda yenilemeler yapıldıkça araç işler. Ama eskidikçe, hor kullanıldıkça araç toptan verimden kaybeder ki bu daha tehlikelidir.

    Ha siz hem çok eski hem çok km araçlar için konuşuyorsanız o tabi her zaman bir risk olacaktır.




  • 202000 km de 1998 mondeo almıştım.. motorda en ufak bir sıkıntı yoktu 8 ay kullandım,208000 km deyken ev aldığım için aldığım fiyata da sattım.bakımlı olduktan sonra bence alınır.................dizel için de aynı şeyler geçerli mi bilemem....
  • bnm octi de 160.000 km ye dayandı bakımını hiç aksatmam hiçbir sorun da yok. muhtemelen 300-400 bin kmleri görürüm bu titizlik ile hiçbir sorun yaşamadan.
  • benim araç 324.000 km de ne marka alacağınız önemli. motorda en ufak sıkıntım yok lpg ile kullanmama rağmen.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: set

    Bir defa metal yorulması olayı...

    Km ilerledikce problemler çıkar. Takıntı gayet normal yani...

    Niye? 200bin araç illa ki 10 yıllık mı oluyor da metal yorgunluğu olsun? Kaldı ki insanlar 95 ve öncesi araçları sorunsuz kullanıyorlar. Otomobilde metal yorgunluğu o kadar çabuk vuran bir şey değil. Ama ağza sakız olmuş metal yorgunluğu diye. Şimdi 8 senelik 80 binde bakımsız araç mı, 4 senelik 200binde bakımlı araç mı? Sırf kmsine bakıp 80binliği seçen insan bu işler konusunda pek bilgili değildir. İş sadece km ile bitmiyor. Yılı, markası, modeli, sahibi çok önemli. Karşı olduğum nokta alınmaz diye kestirip atmak.

    Km ilerledikçe çıkan problemlerin onarımı, araç yıllandıkça ya da kötü kullanıldıkça ortaya çıkan problemlerin onarımından daha dertsiz ve masrafsızdır. Yüksek km kısa sürede yapılabilir, yürüyen aksamda yenilemeler yapıldıkça araç işler. Ama eskidikçe, hor kullanıldıkça araç toptan verimden kaybeder ki bu daha tehlikelidir.

    Ha siz hem çok eski hem çok km araçlar için konuşuyorsanız o tabi her zaman bir risk olacaktır.

    Metal yorguluğu sadece yıl ile ilgili değildir. Elinize bir metal tel alınız, belirli sayıda büküp tekrar doğrultunuz, bir süre sonra tel kopacaktır. Bu işlemi ne kadar çok yaparsanız o kadar erken kopma olacaktır. Size basit bir örnek.

    Siz şunu demelisiniz bana, tel kaliteli olursa geç kopma yapar, kalitesiz olursa erken kopma yapar.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Piyasada bir sürü insan farkında olmadan 200.000 km üstündeki aracı satın alıyor ve yıllarca biniyor.
    ne yazık ki durum bu...

    Gecen hafta Çin'deydim. Taksiye bindim. Hyundai Sonata 620.000 km'deydi ve canavar gibi de gidiyordu.
    ülkemizde de 200.000'i hatta 300.000'i geçmiş bir sürü araba yollarda gidiyor, ama sahiplerinin çoğu gerçek km'yi bilmediği için daha düşük sanıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: set

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: set

    Bir defa metal yorulması olayı...

    Km ilerledikce problemler çıkar. Takıntı gayet normal yani...

    Niye? 200bin araç illa ki 10 yıllık mı oluyor da metal yorgunluğu olsun? Kaldı ki insanlar 95 ve öncesi araçları sorunsuz kullanıyorlar. Otomobilde metal yorgunluğu o kadar çabuk vuran bir şey değil. Ama ağza sakız olmuş metal yorgunluğu diye. Şimdi 8 senelik 80 binde bakımsız araç mı, 4 senelik 200binde bakımlı araç mı? Sırf kmsine bakıp 80binliği seçen insan bu işler konusunda pek bilgili değildir. İş sadece km ile bitmiyor. Yılı, markası, modeli, sahibi çok önemli. Karşı olduğum nokta alınmaz diye kestirip atmak.

    Km ilerledikçe çıkan problemlerin onarımı, araç yıllandıkça ya da kötü kullanıldıkça ortaya çıkan problemlerin onarımından daha dertsiz ve masrafsızdır. Yüksek km kısa sürede yapılabilir, yürüyen aksamda yenilemeler yapıldıkça araç işler. Ama eskidikçe, hor kullanıldıkça araç toptan verimden kaybeder ki bu daha tehlikelidir.

    Ha siz hem çok eski hem çok km araçlar için konuşuyorsanız o tabi her zaman bir risk olacaktır.

    Metal yorguluğu sadece yıl ile ilgili değildir. Elinize bir metal tel alınız, belirli sayıda büküp tekrar doğrultunuz, bir süre sonra tel kopacaktır. Bu işlemi ne kadar çok yaparsanız o kadar erken kopma olacaktır. Size basit bir örnek.

    Siz şunu demelisiniz bana, tel kaliteli olursa geç kopma yapar, kalitesiz olursa erken kopma yapar.

    Zaten özellikle belirtiyoruz "markasına, modeline" göre diye. Bu ne demek her aracın çok km'lisi alınmaz. Şimdi 7 senede elektronik kablosu biten vectra'da var, 20binde turbo, şanzıman arızası yapan vw'de, 30 yıllık sorunsuz araçlar da.

    Ayrıca sizin bahsettiğiniz hareketli, sürekli yinelenen hareketlere maruz kalan parçalarda oluşacak metal yorgunluğu. Bu durum zaten parçaların yenilenmesiyle ortadan kalkar. Hangi 200bin'e gelmiş aracın önemli yürüyen aksamı yenilenmemiştir? Yürüyen aksamı geçtim motor ve şanzıman parçaları zaten daha 100binde ufaktan yenilenmeye başlar. Her mekanik alette bu böyledir, belirli bir süreden sonra aşınmadan dolayı verim düşer, belirli parçalar değişir. Ama tutupda ömrü bitmiştir denmez. Fakat 200bin devirmiş motora ömrü bitmiş muamelesi yapılıyor.

    Normalde metal yorgunluğundan kasıt durağan parçalardaki sürekli yük binmesi sonucu oluşan metal yorgunluğudur. İşte benim kastettiğim ve o kadar kısa yıllarda etkileyemez dediğim de odur. Hareketli parçalar önemli değil, zaten her halükarda yenilecenecek. Gerekirse valf, gerekirsa krank mili. Belirli bir süre kullanılmış bir mekanik gereç alacak her insan onda çeşitli yenilemeler, bakımlar yapılması gerektiğini bilir. Nasıl cep telefonumuzun tuş takımı ayrılınca, bu bitti artık demeyip, tuş takımı değiştirerek daha uzun süre kullanmaya devam ediyorsak, aynı şekilde bir araç biraz daha fazla yağ yakmaya başladığında, efendim sunroof fitili aşınıp su kaçırdığında, izolasyonu düşmeye başladığında bu bitti diye veirlmez. Gerekli yenilemeler yapılır olay biter. Ha bu yenilemelerden korkuluyorsa, zaten daha en baştan otomobil almanın bir risk olduğunun, yeni olsun eski olsun her an yüksek masraflı problemler çıkarma riski olduğunun farkında olunması lazım.

    Uzatmadan demek istediğim, otomobiller için, 200binlik, 300binlik araç sorunsuz olur değil, ama iyi bakılmışsa -gerekli bakımları yapılarak- daha çok uzun süre kullanılabileceği. Sorun çıkarıp çıkarmayacağı kullanımı ve bakımına bağlıdır. Öyle alınmaz, ömrü bitmiştir vs diye kestirip atmak çok mantıksız.




  • alinmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: +24edition

    alinmaz.

    Şekil 1.A
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: +24edition

    alinmaz.

    Şekil 1.A

    yine diyorum hep derim alinmaz 200 bini devirmis kullanicilarin araclarina bak devamli sorunlu sikintili olur olmadik arizalar verir..ben 200 bini devirdim sanayinin yolunu bilmiyorum diyen varsa yalancidir arkadasim.
  • Markasina, modeline, model yilina, aracin bakim ve kullanim gecmisine bagli olmakla birlikte, arabalardan cok iyi anlamayan ya da sanayide iyi baglantilari olmayan normal bir kullanicinin o kilometrelerde arac almasinin anlamli olmadigini dusunuyorum. Bugun 2000 oncesinde uretilmis ama daha 100.000'i devirmemis bircok arac var. Bu forum araba forumu, dolayisiyla meraklilarin, yogun kullanicilarin orani fazla. Herkes aracini o kadar cok kullanmiyor. Benim cevremdeki araclarin yarisindan cogu yilda 10.000 km'nin altinda kullaniliyor. Piyasada temiz bu kadar araba varken ben gidip 200.000 km'yi devirmis bir arac almazdim. Benzinlide bile benim psikolojik sinirim 100.000 civari. Agir bakimlarinin uzerinden cok gecmemis olmasi lazim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: set

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: set

    Bir defa metal yorulması olayı...

    Km ilerledikce problemler çıkar. Takıntı gayet normal yani...

    Niye? 200bin araç illa ki 10 yıllık mı oluyor da metal yorgunluğu olsun? Kaldı ki insanlar 95 ve öncesi araçları sorunsuz kullanıyorlar. Otomobilde metal yorgunluğu o kadar çabuk vuran bir şey değil. Ama ağza sakız olmuş metal yorgunluğu diye. Şimdi 8 senelik 80 binde bakımsız araç mı, 4 senelik 200binde bakımlı araç mı? Sırf kmsine bakıp 80binliği seçen insan bu işler konusunda pek bilgili değildir. İş sadece km ile bitmiyor. Yılı, markası, modeli, sahibi çok önemli. Karşı olduğum nokta alınmaz diye kestirip atmak.

    Km ilerledikçe çıkan problemlerin onarımı, araç yıllandıkça ya da kötü kullanıldıkça ortaya çıkan problemlerin onarımından daha dertsiz ve masrafsızdır. Yüksek km kısa sürede yapılabilir, yürüyen aksamda yenilemeler yapıldıkça araç işler. Ama eskidikçe, hor kullanıldıkça araç toptan verimden kaybeder ki bu daha tehlikelidir.

    Ha siz hem çok eski hem çok km araçlar için konuşuyorsanız o tabi her zaman bir risk olacaktır.

    Metal yorguluğu sadece yıl ile ilgili değildir. Elinize bir metal tel alınız, belirli sayıda büküp tekrar doğrultunuz, bir süre sonra tel kopacaktır. Bu işlemi ne kadar çok yaparsanız o kadar erken kopma olacaktır. Size basit bir örnek.

    Siz şunu demelisiniz bana, tel kaliteli olursa geç kopma yapar, kalitesiz olursa erken kopma yapar.

    Teli büküp tekrar açmak metal yorgunluğu değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: blue rondo

    Markasina, modeline, model yilina, aracin bakim ve kullanim gecmisine bagli olmakla birlikte, arabalardan cok iyi anlamayan ya da sanayide iyi baglantilari olmayan normal bir kullanicinin o kilometrelerde arac almasinin anlamli olmadigini dusunuyorum. Bugun 2000 oncesinde uretilmis ama daha 100.000'i devirmemis bircok arac var. Bu forum araba forumu, dolayisiyla meraklilarin, yogun kullanicilarin orani fazla. Herkes aracini o kadar cok kullanmiyor. Benim cevremdeki araclarin yarisindan cogu yilda 10.000 km'nin altinda kullaniliyor. Piyasada temiz bu kadar araba varken ben gidip 200.000 km'yi devirmis bir arac almazdim. Benzinlide bile benim psikolojik sinirim 100.000 civari. Agir bakimlarinin uzerinden cok gecmemis olmasi lazim.

    Tamam da işin esprisi zaten şu; kimse piyasada düşük km araç varken aynısının yükseğini almaz. Ama almak istediğiniz aracın düşük km'si çok pahalıysa o zaman yüksek km'sini düşünebilirsiniz. Misal 30binde renault alacağına 100binde bmw almak gibi, attım tabi şimdi kafadan ama işin esprisi bu. Bugün 3 büyüklerden bir aracın sıfır ya da düşük kmlisini almak herkesin harcı değil. Dolayısıyla sırf parası yetmiyor diye iki daha düşük sınıf kalitesiz araçları yıllarca sürmektense, km daha yüksek kaliteli bir aracı(bakımını karşılayabileceği oranlarda) ilk kontrolünü yaptırarak alabilir. Sonuçta az km de olsa çok km de olsa otomobil her zaman risk işidir. Kmsi arttıkça masrafı artar, hep problem çıkarır diye bir kesinlik yok. Bugün yüzbinlerce kmdeki araçları sırf servis bakımıyla sorunsuz süren bir sürü insan var. Burada bile yazıyorlar zaten görüyorsunuz.

    Kimse yüksek km aracın bakımlıysa her zaman sorunsuz olacağını kanıtlayamayacağı gibi, kimse de az kmli aracın masraflı sorunlar çıkarmayacağını garantileyemez. Şans her durumda bir faktör olduğuna göre, önemli olan iyi bir ön inceleme..

    Ama sanayide tanıdığı geçtim de, arabalarda pek de anlamayan insanların böyle bir harekete karışmasının akıllıca olmadığı fikrinize katılıyorum. Ama onlar da zaten bu çekincelerinden dolayı paralarının yettiği sıfır arabaları almaya çalışıyorlar. Herkesin hendi tercihi. Ben aynı paraya sıfır km honda jazz alacağıma, ikinci el 3 ya da 5 serisi almayı tercih ederim. Olası riskleri bilirim ona göre araştırmamı, incelememi iyi yaparım. Çünkü dünyaya bir kez geliyoruz, biraz tadını almak lazım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: blue rondo

    Markasina, modeline, model yilina, aracin bakim ve kullanim gecmisine bagli olmakla birlikte, arabalardan cok iyi anlamayan ya da sanayide iyi baglantilari olmayan normal bir kullanicinin o kilometrelerde arac almasinin anlamli olmadigini dusunuyorum. Bugun 2000 oncesinde uretilmis ama daha 100.000'i devirmemis bircok arac var. Bu forum araba forumu, dolayisiyla meraklilarin, yogun kullanicilarin orani fazla. Herkes aracini o kadar cok kullanmiyor. Benim cevremdeki araclarin yarisindan cogu yilda 10.000 km'nin altinda kullaniliyor. Piyasada temiz bu kadar araba varken ben gidip 200.000 km'yi devirmis bir arac almazdim. Benzinlide bile benim psikolojik sinirim 100.000 civari. Agir bakimlarinin uzerinden cok gecmemis olmasi lazim.

    Tamam da işin esprisi zaten şu; kimse piyasada düşük km araç varken aynısının yükseğini almaz. Ama almak istediğiniz aracın düşük km'si çok pahalıysa o zaman yüksek km'sini düşünebilirsiniz. Misal 30binde renault alacağına 100binde bmw almak gibi, attım tabi şimdi kafadan ama işin esprisi bu. Bugün 3 büyüklerden bir aracın sıfır ya da düşük kmlisini almak herkesin harcı değil. Dolayısıyla sırf parası yetmiyor diye iki daha düşük sınıf kalitesiz araçları yıllarca sürmektense, km daha yüksek kaliteli bir aracı(bakımını karşılayabileceği oranlarda) ilk kontrolünü yaptırarak alabilir. Sonuçta az km de olsa çok km de olsa otomobil her zaman risk işidir. Kmsi arttıkça masrafı artar, hep problem çıkarır diye bir kesinlik yok. Bugün yüzbinlerce kmdeki araçları sırf servis bakımıyla sorunsuz süren bir sürü insan var. Burada bile yazıyorlar zaten görüyorsunuz.

    Kimse yüksek km aracın bakımlıysa her zaman sorunsuz olacağını kanıtlayamayacağı gibi, kimse de az kmli aracın masraflı sorunlar çıkarmayacağını garantileyemez. Şans her durumda bir faktör olduğuna göre, önemli olan iyi bir ön inceleme..

    Ama sanayide tanıdığı geçtim de, arabalarda pek de anlamayan insanların böyle bir harekete karışmasının akıllıca olmadığı fikrinize katılıyorum. Ama onlar da zaten bu çekincelerinden dolayı paralarının yettiği sıfır arabaları almaya çalışıyorlar. Herkesin hendi tercihi. Ben aynı paraya sıfır km honda jazz alacağıma, ikinci el 3 ya da 5 serisi almayı tercih ederim. Olası riskleri bilirim ona göre araştırmamı, incelememi iyi yaparım. Çünkü dünyaya bir kez geliyoruz, biraz tadını almak lazım.

    Cogu bakimlardan haklisiniz. Ben zaten "normal bir kullanici" icin konusuyorum. Yani maddi durumunuz ortalamanin cok uzerindeyse zaten gider en iyi araclarin sifirini alirsiniz. Ya da arabalara duskunseniz, belirli bir marka ya da model ruhunuzu oksuyorsa, risklerinin de farkinda iseniz, o zaman da yuksek kilometrede bir arac alinabilir. Bu da muhtemelen premium bir marka olacaktir.

    Ama dusunun ki araba sizin icin gercekten yalnizca bir "arac", butceniz ortalama, beklentileriniz ortalama. Insanlarin buyuk cogunlugu boyle. Bu durumda gidip yuksek kilometrede arac alinmasi bence mantikli degil. Tabii ki yuksek kilometrelerde cok temiz araclar oldugu gibi, cok dusuk kilometrelerde sorunlu araclar da mevcut. Bununla birlikte geneli itibariyla her kilometre fazladan bir risk. Piyasada az kullanilmis zibil gibi arac varken acikcasi ben 200.000 kilometredeki aracin ilanina bile bakmam. Ne olur ne olmaz. Parayi sokakta bulmuyoruz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: idemo

    quote:

    Orijinalden alıntı: set

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

    quote:

    Orijinalden alıntı: set

    Bir defa metal yorulması olayı...

    Km ilerledikce problemler çıkar. Takıntı gayet normal yani...

    Niye? 200bin araç illa ki 10 yıllık mı oluyor da metal yorgunluğu olsun? Kaldı ki insanlar 95 ve öncesi araçları sorunsuz kullanıyorlar. Otomobilde metal yorgunluğu o kadar çabuk vuran bir şey değil. Ama ağza sakız olmuş metal yorgunluğu diye. Şimdi 8 senelik 80 binde bakımsız araç mı, 4 senelik 200binde bakımlı araç mı? Sırf kmsine bakıp 80binliği seçen insan bu işler konusunda pek bilgili değildir. İş sadece km ile bitmiyor. Yılı, markası, modeli, sahibi çok önemli. Karşı olduğum nokta alınmaz diye kestirip atmak.

    Km ilerledikçe çıkan problemlerin onarımı, araç yıllandıkça ya da kötü kullanıldıkça ortaya çıkan problemlerin onarımından daha dertsiz ve masrafsızdır. Yüksek km kısa sürede yapılabilir, yürüyen aksamda yenilemeler yapıldıkça araç işler. Ama eskidikçe, hor kullanıldıkça araç toptan verimden kaybeder ki bu daha tehlikelidir.

    Ha siz hem çok eski hem çok km araçlar için konuşuyorsanız o tabi her zaman bir risk olacaktır.

    Metal yorguluğu sadece yıl ile ilgili değildir. Elinize bir metal tel alınız, belirli sayıda büküp tekrar doğrultunuz, bir süre sonra tel kopacaktır. Bu işlemi ne kadar çok yaparsanız o kadar erken kopma olacaktır. Size basit bir örnek.

    Siz şunu demelisiniz bana, tel kaliteli olursa geç kopma yapar, kalitesiz olursa erken kopma yapar.

    Teli büküp tekrar açmak metal yorgunluğu değil.

    Metal yorgunluğu değilmi?

    Makina mühendisiyim, inanın bu işi labaratuvarlarda farklı alaşımlı metallerde defalarca kez denedik, notlar aldık, hesaplar yaptık. Bıkkınlık derecesinde yani...

    Bana inanmayabilirsiniz, ama elinizin altında internet var. Araştırabilirsiniz,ısrarcı olmaya gerek yok,artık öğrenmek çok kolay,inanın 5 dakikanızı almaz;

    Bir metal bloğun/parçanın özellikle titreşim, yüksek basınç ve çekmeye maruz kalması sonucu, bloğu oluşturan metal atomlarının birbirleri arasındaki bağların gevşemesi sonucu malzemenin istenilen mukavemet değerinin altına düşmesi, farkedilecek veya farkedilemeyecek fiziksel değişimler ve hatta metalin hacimsel/ölçüsel değişime maruz kalması.

    Aşamalar şu şekilde gerçekleşir,

    1. Çatlak başlangıcı: Elastik limitin altında ya da üstündeki gerilmeler ya da kristal dizilimin hatalı olması ile çatlaklar başlar.

    2. Çatlağın ilerlemesi : Gerilme ile yüzeyde oluşan çatlak orta kesime doğru ilerler. özellikle, malzemede mikro çatlak varsa ve gerilme bu yöne yığılırsa çatlak bu yönden ilerler. fakat, genellikle çatlağın ilerleme yönü malzemenin gevşek olan yerlerindendir.

    3. Kırılma: Uzun süre gerilme altında kalmış malzemenın yüzeyleri yavaş yavaş birbirinden ayrılmaya başlar ve kopma gerçekleşir.

    http://www.itusozluk.com/goster.php/metal+yorgunlu%F0u
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.