Şimdi Ara

Alsancak: Son Kale

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
438
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ALSANCAK: SON KALE

    Benim için endüstriyel futbol 4-4-2 ile geldi. İte kaka ancak sindirebilmiştim ki bu sistemi içime; “Ne iş olsa yaparım abi!” diyen yığınların her daim stepne işlevi gördüğü, ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin dişe dokunur kısmını oluşturduğu bu düzende, bu ahvali futbol mecrasından da kurtarmak mümkün olmadı. Kimin ne görev yaptığı belli 3-5-2, benim için bir çocukluk hülyası olarak kaldı. Karman çorman saha dizilişleri futbola boca edildi. Yani kapitalizm diyordu ki sporculara; “Ne iş olsa yapacaksınız!” Ne mevki kaldı doğru düzgün ne sistem…

    Kornerler bile bir acayip kullanılır oldu, fellik fellik arıyoruz kornerde paslaşmayı icat edeni…
    Endüstriyel futbol, 1’den 11’e kadar sıralı ve “isimsiz” formaları tedavülden kaldırarak geldi hayatımıza. Çünkü kendi forma numarasını birbirleriyle paylaşmak istemeyen oyuncular yarattı…

    Statların isimleri değişmeye başladı: “Arena!” Ne oluyoruz ya???
    İstediğimiz tribünde oturamaz hale geldik…

    Ayar verir oldular bize! Atkın yok, forman yok, ne biçim taraftarsın sen? Hemen gidip kredi kartlarımızı pos cihazlarının kenarından kaydırıp “lisanslı” ürün alıp, tribüne bu şekilde girmemiz istendi. Daha ben babamı ömrümde bir kez olsun Altay forması giydiğini görmedim…

    Sponsor, krampondan önemli hale geldi. Hatta “Spor Kulübü”, “Gençlik Kulübü” ya da kestirmeden söyleyelim, “Kulüp” ibaresinin borsada işlem görmesinin mümkün olmadığı ve bu tarz eklentilerin takımların isminden tez vakitte def olunması istendi. Nihayetinde A.Ş. daha güzel değil miydi hani???

    Çocukluğumu yalnızca 3-5-2’yi aforoz ederek heba etmediler, önüne her gelişimde yüzümün aldığı ifade deneye tabi tutulsa belki de bilime yeni bir şeyler kazandırmaya yarayacak olan Alsancak Stadı’na diktiler gözlerini. Daha önüne gelişimdeki manasız sırıtışları bile bilim insanları için kobay olarak öneriyorum, siz bir de tribündeki halimi düşünün…

    Ben, Altaylıyım, Büyük Altaylı. Asırlık bir çınar bizim kulübümüz ve bizim dokumuza işlidir Alsancak Stadı. Et ve tırnağız biz onunla. Işıklandırma direkleri bile değişince mahzunlaştık, bir de yıkacaklarmış! Ben o tribünden futbolcu tünelini gözlediğim kadar yıldızları gözleseydim astrolog olurdum…

    Bu kadar bela kademe kademe nasıl tebelleş oldu başımıza? Hiç ses etmediğimizden! Daha önce yıkılacak dediler, direndik, yıktırmadık. Yine direniriz...

    Bu sefer meşrulaştırmak için deprem raporu da getirdiler. Depreme dayanıksız dedikleri yer, afet sonrası toplanma alanı! Depreme dayanıklı hale getirilecek o zaman! Nokta!

    Tribünler yine yıkılsın, bir şey demiyorum, ama öyle kepçeyle dozerle değil, 90+4’te gelen golle…

    BERK ÇAVDAR

    Kaynak:http://www.buyukaltay.org/koseyazisiicerik.php?id=153







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.