Önceki dönem İtalya’da başbakan olarak görev yapan eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı (2011-2019) Mario Draghi, Avrupa ekonomisinin 2023 yılı sonuna kadar resesyona girebileceği tahmininde bulundu. İngiliz Financial Times (FT) gazetesi tarafından dün düzenlenen konferansında konuşan Draghi, “Yıl sonuna kadar resesyona gireceğimizden neredeyse eminim. Önümüzdeki yılın ilk iki çeyreğinin bunu göstereceği oldukça açık,” dedi. Draghi, “Bu resesyon oldukça yüksek bir noktada başlayacak, işsizlik hiç bu kadar düşük olmamıştı. Dolayısıyla resesyon mümkün olsa da istikrarı bozucu bir etkisi olmayabilir,” ifadelerini kullandı. Draghi’nin tahminleri, ECB’nin ekim-aralık aylarında Avro Bölgesi ekonomisindeki düşüşün yerini yüzde 0,1’lik büyümeye bırakmasını ve bu büyümenin 2024’ün ilk yarısında da devam ederek yüzde 0,3-0,4’e yükselmesini bekleyen son tahmininden farklılık gösteriyor. Ayrıca Orta Doğu’da kötüleşen durumun, yeni bir göç krizinden korkan Avrupa ülkelerinde aşırı endişeye neden olduğunu vurgulayan Draghi’ye göre bu ve diğer sorunların çözülebilmesi için Avrupa Birliği’nin (AB) daha uyumlu ve etkin bir yapıya dönüşmesi ve ABD’ye olan bağımlılığını azaltması gerekiyor. Eski yetkili, “Avrupa ya birlikte çalışmaya başlayacak ve daha önce tartıştığımız ekonomi politikalarına ek olarak kendi dış ve savunma politikalarını da izleyebilen daha derinlemesine entegre bir birlik haline gelecek ya da korkarım ki AB tek bir pazardan başka bir şey olarak varlığını sürdüremeyecek,” diye konuştu. ‘Avrupa ülkeleri rekabette ABD, Japonya, Güney Kore ve Çin’e yeniliyor’ Draghi’ye göre Avrupa ülkeleri rekabette ABD, Japonya, Güney Kore ve Çin’e yeniliyor ve 20 yılı aşkın bir süredir çeşitli sektörlerde liderlik, teknolojik uzmanlık ve pazar pozisyonlarını kaybediyor. Eski yetkili, AB’nin zayıf yönleri arasında düşük işgücü verimliliğini, yüksek nitelikli uzman eksikliğini ve aşırı yüksek enerji fiyatlarını sayarak şöyle devam etti: “Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana dayandığı jeopolitik ve iktisadi model artık geçerli değil. Avrupa’nın mevcut hızıyla yaşlanan toplumu kaldırabilecek bir ekonomiye sahip olmak için çok daha yüksek işgücü verimliliğine ihtiyacı var. Ayrıca enerji konusunu da ele almamız gerekiyor, zira enerji için dünyanın geri kalanından iki ya da üç kat daha fazla ödemeye devam edersek hareket edemeyiz.” ^ son bölüm önemli. avrupa kıtası tarihine bakarsanız büyük savaşların buna benzer sebeplerin tezahürü olduğunu görürsünüz. |
Bildirim