Şimdi Ara

Ayla - Türkiye / Güney Kore [Ekim 2017] (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
144
Cevap
3
Favori
6.084
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İnşallah geçer..
  • Son dönemlerde yapılmış iyi filmlerden değilse de iyi yani.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Abartıldığı kadar olmasada izlenmesi gereken bir film.Anlamlı sahneler, harika oyunculuklar ve güzel mesajlar barındırımasına karşın yer yer sıkıcı.Yerli sinema katar sinemasıyla yarışır durumda olduğu için orta seviye filmler bile bize çok geliyor.Bu film tam 10/7’lik bir film.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu film Oscar aday adayı mı yoksa aday mı?
  • Haydi arkadaşlar ivedigi geçsin. Bu rezillik bitsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LorneMalvo

    Bu film Oscar aday adayı mı yoksa aday mı?

    Aday adayı.
  • objektif gozle izlendigini dusunmuom. bir kanadali arkadasima izletip yorumunu alacagim

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Filmin gerçek kahramanı Süleyman amca hastaneye kaldırılmış yoğun bakıma Allah acil şifalar versin.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dün 'Doğu Expresinde Cinayete' girecekken yanlışlıkla 'Ayla' deyiverdim. Daha ağzımdan çıkarken yanlış söylediğimi fark ettim ama değiştirmek de istemedim. İyi mi oldu.. -evet, uzun süredir -galiba birkaç ay- ağlamıyordum. Ağlamak da lazım.
    20 günü geçmiş vizyon alalı, salon büyük oranda doluydu. Bana ilginç geldi.
    Genel yorumum: Senaryo, ilk yarım saat, son yarım saat ve oyunculuklar gayet iyiydi. O aradaki 1 saat gerçekten bu filmden uzaktı.

    Film gayet güzel başladı, bir savaş filmine göre hızlı girdi savaş sahnelerine derken bir daha savaş sahnesi izleyemedik. Hatta Ayla'dan sonra film tamamen drama döndü. Oranı hiç ama hiç ayarlayamamışlar. Özellikle Tokyo kısımları filan tamamen gereksizdi ve filmi aşağı çekti.

    Tekin Çetindor 'olgun baba' karakterine; İsmail Hacıoğlu 'genç baba' rolüne harika uymuş. Murat Yıldırım'ı da atlamamak lazım. Murat Yıldırım her ne kadar çok geride kalsa da, ses tonuyla bile farklı bir soluk getiriyor filme.

    Sondaki videoda harikaydı. Orada ben nasıl ağlıyorum ama...
    Evet, çok duygusalım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gye_Baek

    Filmin gerçek kahramanı Süleyman amca hastaneye kaldırılmış yoğun bakıma Allah acil şifalar versin.

    adama ne mutlu ki dünya gözüyle amacına ulaştığını gördü
  • Gerçek hayattan alınan bir öykü Ayla. Yani öylesine geçiştirelecek, vatan millet edebiyatı üzerinden oynanacak bir durumu yok. Son derece insani, kader çizgisinin iyi insanları kötü ortamlarda oradan oraya sürükleyen hikayesi var. Bu bakımdan insanın içindeki istek, amaca ulaşma arzusunun kutsallığını içerdiği için öncelikle saygı duyulması gereken gerçek kahramanlara ait.

    Tabii bu duygular ve cümleler tamamen gerçek yaşam öyküsüne yönelik duygularımı ifade ediyor. Film içerisinde bunun ne kadar iyi işlendiği birçok noktada sorgulamaya itilebilir. Türkiye'de sinema izleyicileri ülkemizde çekilen bu tarz modern akım filmleri çok fazla baş tacı yapıyor, dikkatimi celbeden asıl şey bu. Önemli olan nokta, insanların böylesine yapımlara ne kadar aç olduğu. Kaliteli yapımları entel dantel filmler diye kenara atan nice güruh Ayla filmine başyapıt diyebiliyor. İnsanların sinemanın ender köşelerinden haberdar olmayıp, onlarca rezilliğe para harcadıktan sonra Ayla filmini yukarıya itme çabaları beni biraz da olsa üzdü. Filmin kötü olduğuna dair değil bu yorumum. Kötü filmlere para harcadıktan sonra Ayla gibi eli yüzü düzgün yapımları sanki ülkemizdeki en iyi işmiş gibi ağzında sakız edenlere sadece.

    Her neyse filme dönelim. Öncelikle filmde 'Ayla' karakterine can veren tatlı mı tatlı Kyung-jin Lee adlı oyuncuya değinmeden olmaz. Filmin atmosferine bu kadar iyi uyum sağlayıp, sahnelerin içerisine bu kadar mı tat getirir bir çocuk. İzlerken garip bir mutluluğa kapıldığımı farkettim. Enerjisi hayli yüksek, yolu açık olsun demek lazım.

    Filmin ilk yarısı fazla çabuk ilerlemiş sanki. Fakat ana konunun hakkıyla uzun sürede işlendiğine baktığımız zaman pek de önemli bir ayrıntı gibi gelmiyor. Anadolu'nun zamanında taze ekmek kokan, emekçi ve hitap şekliyle muhafazakar tutumunu gayet iyi işlemişler. Günümüzde kimsenin dilinden düşmeyen değerli gazilerimizin zamanında ne kadar büyük zorluklarla, aileleri tarafından binbir endişeyle savaşa gönderildiği bir gerçek. Ülkeler arasındaki kardeşlik bağı tarihteki hakiki kahramanlar sayesinde oluşuyor. Bu oluşum filmin içerisinde doğru adımlarla sergilenir halde elbette. Yine de yer yer garip kaçan, gereksiz milliyetçi olma çabasına düşülen yerler var. Ancak hikaye tam da olması gerektiği gibi Süleyman ve Ayla ikilisi üzerine işlendiği için militarist görüntüleri büyük bir vurguyla görmek zor.

    Konu ve işleniş olarak iyi bir film. Ancak teknik anlamda gerçekten sınıfta kalıyor. Ufak çapta savaş sahnelerinin prodüksiyonu bile hala yetersiz. Uluslararası anlamda başarı sağlanmak isteniyorsa mutlaka düzeltilmesi gereken şeylerin başında geliyor. Oscar böylesi durumda ancak 'ütopya' olarak kalabilir. Birçok aksiyon içerisinde o kadar fazla amatörlük göze çarpıyor ki, yıkımın içerisindeki gerçekçilik seyirciye bir türlü geçmiyor. Bunları yapmak zor değil. Fakat sanırım üzerinde çok çalışılması gereken bölümlerde iş tembelliğimiz var. Bu tembellik de buradaki gibi teknik olarak başarısızlığa yansıyor. Garip ayrıntılar var. Örneğin; Marilyn Monroe sahnesi. İkonik kişileri nostaljinin içine yedirmek çok zor. Çünkü beğeni çıtası fazlasıyla yüksek. Böyle bir sahnenin çekilmesine bile gerek yokken son derece komik bir görünümle Marilyn Monroe işlenmiş.

    Sonuna doğru gereksiz bir ağırlık geliyor filmin üzerine. Oyunculuğuyla tekrara düşen Çetin Tekindor'dan mıdır, yoksa ilkokul İngilizcesi ile direkt set arasında metni okuyan abladan mıdır bilinmez.

    İşlenişi ve gerçek bir hikayeden alınmasıyla iyi diyebilirim. Ancak teknik anlamda sırıtan şeyler uzar gider. Öykünün gerçek olmasının verdiği duygusal derinlik puanın düşük olmamasında etkili.


    Süleyman'ın bir sahnesi var herkes hatırlayacaktır. Ayla'nın ailesini görmek için uzaklara gidiyor. Bu sahne çok ciddi işlenmesi gerekirken resmen komedi filmine dönen bir kaçış sahnesi mevcut. Anlamlandıramadım.




  • filmde ki en saçma şey açık ara


    süleyman gibi eli ayağı düzgün ve nimet gibi güzel bir kızın öyle güreşçi gibi iri kıyım, çirkincene olan kızlarıydı.Bu ne abi ?
  • 3 milyonu geçmiş film, Recep'i geçse ne güzel olur, bu film de geçemezse bir daha ne zaman geçilir bu Recep bilmiyorum.
  • Matt Jeevas kullanıcısına yanıt
    Tek isteğim şu geçse de bu rezaletten bi kurtulsak
  • anti-komünist propagandanın dibine vuran ve kore savaşını gerçeklikten çarpıtarak anlatan beş para etmez bir film

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Matt Jeevas kullanıcısına yanıt
    Geçemez hocam mümkün değil bu film yakında kalkar vizyondan 4 ü görürse iyidir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: senertheking

    Geçemez hocam mümkün değil bu film yakında kalkar vizyondan 4 ü görürse iyidir

    Neden?

    Ben size katılmıyorum çünkü Oscar için çok emek harcanmış belli, oyuncular olsun sponsorlar olsun baya destek almış ve halkta da belli bir beğeni kazanmış talep gören bir film.

    Recep'i geçer mi bilmiyorum ama yakın zamanda vizyondan kalkacağını düşünmüyorum.
  • Film mükemmel değildi onu söyleyeyim. Ama izlenir mi? İzlenir.
    Çok fazla saçma şey vardı.



    Süleyman ile Ayla onca yıl neden buluşmadı bu olay bana çok saçma geldi. Süleyman Asteğmen gerçek hayatta parayı sağladığı zaman rahatlıkla Güney Kore'ye gidebilirdi.
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.