Şimdi Ara

Beğendiğiniz Şiirler.. (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
103
Cevap
4
Favori
9.695
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gel gel berü ki savm ü salâtın kazâsı var,
    Sensiz geçen hayât-ı zamânın kazâsı yok.
    -Nesimî
    savm ü salât: oruçla namaz
  • Rüzgar

    Uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım
    Gelin duvağından kopan bir rüzgâr
    Bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım
    Bu rüzgâr yüzünden bana olanlar

    O ceviz dalları, o asma, o dut
    Gül gül, mektup mektup büyüyen umut
    Yangından yangına arda kalmış tut
    Muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar

    Sezai Karakoç
  • "ikimiz birden sevinebiliriz
    göğe bakalım..."
    turgut uyar
  • Bekleyen

    Sen kaçan ürkek ceylânsın dağda,
    Ben peşine düşmüş bir canavarım
    İstersen dünyayı çağır imdada
    Sen varsın dünyada bir de ben varım

    Seni korkutacak geçtiğin yollar
    Arkandan gelecek hep ayak sesim
    Sarıp vücudunu belirsiz kollar
    Enseni yakacak ateş nefesim

    Kimsesiz odanda kış geceleri
    İçin ürperdiği demler beni an
    De ki O'dur sarsan pencereleri
    De ki rüzgâr değil O'dur haykıran

    Göğsümden havaya kattığım zehir
    Solduracak bir gül gibi ömrünü
    Kaçıp dolaşsan da sen şehir şehir
    Bana kalacaksın yine son günü

    Ölürsün... Kapanır yollar geriye
    Ben mezarla sırdaş olur beklerim
    Varılmaz hayale işaret diye
    Toprağında bir taş olur beklerim

    Necip Fazıl Kısakürek
  • Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı

    Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum
    İnsanlar, evler aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yanlız seni, yanlız senin gözlerini

    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda
    Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Raslaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

    Cemal Süreya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi oğuzatayy -- 1 Ağustos 2015; 14:36:44 >




  • Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
    Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı

    Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
    Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı

    Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
    Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı

    Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
    Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı

    Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
    Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı

    Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
    Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı

    Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
    Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aşiyân-i mürg-i dil zülf-i perişanındadır
    Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır

    Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
    Kılma derman kim helakım zehri dermanındadır

    Çekme damen naz edip üftâdelerden vehm kıl
    Göklere açılmasın eller ki damânındadır

    Bes ki hicranındadır hâsiyyet-i kat'-i hayat
    Ol hayât ehline hayranem ki hicranındadır

    Ey Fuzûlî şem'-veş mutlak açılmaz yanmadan
    Tablar kim sünbül rişte-i canındadır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Onur unlunun var bir tane

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Acılara Tutunmak

    Kavuşmak özgürlükse
    Özgürdük ikimiz de
    Elleri çığlık çığlık
    Yan yana iki dünya

    İkimiz iki dağdan
    İki hırçın su gibi
    Akıp gelmiştik
    Buluşmuştuk bir kavşakta
    Unutmuştuk ayrılığı
    Yok saymıştık özlemeyi
    Şarkımıza dalmıştık
    Mutluluk mavi çocuk
    Oynardı bahçemizde

    Acı çekmek özgürlükse
    Özgürüz ikimiz de
    O yuvasız çalıkuşu
    Bense kafeste kanarya

    O dolaşmış daldan dala
    Savurmuş yüreğini
    Ben bölmüşüm yüreğimi
    Baş kaldıran dizelere

    Aramakmış oysa sevmek
    Özlemekmiş oysa sevmek
    Bulup bulup yitirmekmiş
    Düşsel bir oyuncağı

    Yalanmış hepsi yalan
    Yalanmış hepsi yalan
    Sevmek diye bir şey vardı
    Sevmek diye bir şey yokmuş

    Acı çektim günlerce
    Acı çektim susarak
    Şu kısacık konuklukta
    Deprem kargaşasında

    Yaşadım birkaç bin yıl
    Acılara tutunarak
    Acı çekmek özgürlükse
    Özgürüz ikimiz de

    Acılardan arta kalan
    İşte bu bakışlarmış
    Kuğu diye gözlerimde
    Gün batımı bulutlarmış

    Yalanmış hepsi yalan
    Yalanmış hepsi yalan
    Savrulup gitmek varmış
    Ayrı yörüngelerde

    Hasan Hüseyin Korkmazgil




  • Doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı
    yağmurun,
    Bulutların rüzgarla sökün ettiği.
    Ama savaş öyle değil, savaş rüzgarla
    gelmez;
    Onu bulup getiren insanlardır.
    Duman tüten topraktan bahar boyunca,
    Dökülüp yükselir birden gökyüzü.
    Ama barış ağaç değil, ot değil ki
    yeşersin:
    Sen istersen olur barış, istersen
    çiçeklenir.

    Sizsiniz uluslar, kaderi dünyanın.
    Bilin kuvvetinizi.
    Bir tabiat kanunu değildir savaş,
    Barışsa bir armağan gibi verilmez
    insana:
    Savaşa karşı
    Barış için
    Katillerin önüne dikilmek gerek,
    'Hayır yaşayacağız! ' demek.
    İndirin yumruğunuzu suratlarına!
    Böylece mümkün olacak savaşı önlemek.

    Onlar demir çeliği elinde tutan birkaç
    kişidir,
    Yoktur karabasandan bir çıkarları
    Dünyaya bakıp 'ne küçük' derler,
    Bir şeylerle yetinmezler ucunda,
    Para hesap eder gibi hesaplıyorlar
    bizi,
    Savaş da bu hesabın ucunda.
    Ürkmeyin tutmuşlar diye suyun başını:
    Korkunç oyunları, davranın, bitsin.

    Söz konusu olan çocuğundur, ana:
    Koru onu, dikil karşılarına,
    Biz milyonlarca kişi
    Savaşı yener miyiz?
    Bunu sen bileceksin.
    Bunu biz bilecek, biz seçeceğiz.
    Bir de düşün 'Yok! ' dediğini:
    Düşün ki savaş geçmişin malı
    ve barış taşıyor gelecekten.

    Bertolt Brecht




  • eti geçti
    duydun mu
    bıçak kemikte
    duymadınsa duy artık
    behey allahın kulu
    bıçak kemikte
    duy da silkin n'olursun
    bu ne biçim uyku bu
    bıçak kemikte

    verilmemiş alınmış hep
    yük vurulmuş dağlar gibi - insanlık bu mu
    çalıyor sömürünün imdat çanları
    kımılda da kurtar şu onurunu
    bıçak kemikte

    topraksa paylaşılmış kıyılarsa yağmalanmış
    umut hacizde
    ya bu neyin puştluğu bu
    sana yokluk sana yasak sana dam
    insan değil - hâşâ - bir yağmacı soyu bu
    bıçak kemikte

    üretensin yaratansın yürütensin dağları
    bakma öyle kilit kilit duvar duvar
    yetsin artık bu susku
    bıçak kemikte
    anasın boynun bükük babasın kolun kırık
    oğullar kan içinde
    kaldır artık başını
    «kalsın benim dâvam dîvana kalsın» demiş ozan
    o dîvan sensin artık
    bıçak kemikte

    Hasan Hüseyin Korkmazgil




  • İyi Adama Bir İki Soru

    anladık iyisin,
    ama neye yarıyor iyiliğin.

    seni kimse satın alamaz,
    eve düşen yıldırım da
    satın alınmaz.
    anladık dediğin dedik,
    ama dediğin ne?
    doğrusun, söylersin düşündüğünü,
    ama düşündüğün ne?
    yüreklisin,
    kime karşı?
    akıllısın,
    yararı kime?
    gözetmezsin kendi çıkarını,
    peki gözettiğin kimin ki?
    dostluğuna diyecek yok ya,
    dostların kimler?

    şimdi bizi iyi dinle:
    düşmanımızsın sen bizim
    dikeceğiz seni bir duvarın dibine
    ama madem bir sürü iyi yönün var
    dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
    iyi tüfeklerden çıkan
    iyi kurşunlarla vuracağız seni.
    sonra da gömeceğiz
    iyi bir kürekle
    iyi bir toprağa.

    Bertolt Brecht
  • Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
    Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi

    Ko bu ayş u işreti çün kim fenâdur âkibet
    Yâr-ı baki ister isen olmaya tâat gibi

    Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
    Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sâat gibi

    Saltanat didükleri ancak cihân gavgâsıdur
    Olmaya baht u saâdet âlem-i dünyada vahdet gibi

    Ger huzûr itmek dilesen ey Muhibbî fâriğ ol
    Varmıdur vahdet makâmı gûşe-i uzlet gibi

    Muhibbi.

    Bugün ilk defa bu şiirin anlamına bakarak okudum. Ne kadarda güzel yazmış aslında..
  • Ah muhsin unlu

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • ben birini sevmiyordum,
    o da beni sevmiyordu.
    bir gün bir yerde randevulaştık.
    ben gitmedim,
    o da gelmedi.

    özdemir asaf

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sana gitme demeyeceğim,
    ama gitme lavinia.
    adını gizleyeceğim
    sen de bilme lavinia."

    özdemir asaf

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • eskiden seni hayal ederdim
    sarı çiçeklerle dolu asma balkonda
    sandalyede oturur saatlerce seni düşünürdüm
    çaylarım hiç sıcak kalmazdı
    bisküvileri hep kuşlar yerdi
    geçmeni beklerdim o daracık sokaktan
    bir iki dakikalık bir şölendi benim için
    salını salını yürüyüşün,
    dağınık saçların
    belkide kaçamak bakışların
    hep süslerdin hayallerimi
    ama artık eskide kaldı hayallerim
    eskici bir amcaya sattım hepsini
    sana yazdığım mektuplarla dolu tahta kutumu
    kurumuş güllerle süslediğim resim çerçevemi
    bir de annemin gümüş yüzüğünü
    hepsi geleceğimin parçalarıydı
    ama o geleceği hiç yakalayamadım ben seninle
    seninle birlikte geleceğimi sattım o eskiciye..
    Bilge Erol

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • irfan mektebinden çıkma kenara
    yakma vücudunu beyhude nara
    arif ol her ayıbı kendinde ara
    el ayıbın görmek irfanlık mıdır?

    Sümmani

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu fâni dünyadır bellidir belli
    Ne şal giyen kalır ne yüzü allı
    İstersen yüz yaşa ister yüz elli
    Âhirin ölümdür ne hayaldesin

    Sümmani

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bjkliali kullanıcısına yanıt
    İSTASYON

    Burda gelir insana,
    Boş günlerin usancı.
    Çalar birden kampana,
    Ölüm çanından acı.

    Sonra bir düdük öter,
    Kesik çığlıklarla der :
    Burdan bildik gidenler,
    Yarın döner yabancı..
    NECİP FAZIL

    NOT: Necip Fazıl ın bütün şiirlerini özellikle çile kitabını okumanı şiddetle tavsiye ederim.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.