Amaç belli, hedef belli, içerik üreticiler. Esinlendikleri ürün de bence belli, adı lazım değil ama sonuçta ASUS’un tasarladığı, ASUS’un imzasını taşıyan bir ürün PA90. Donanım gücü bir şekilde sağlanır ama monitör görsel işlerde kritik öneme sahip, PA32U da üretkenliğin ötesinde, kendi kalibrasyon cihazıyla gelen sinema sınıfı işlerde kullanılabilecek bir monitör olarak test masamızda.
PA90’ın kutusu gayet sade tasarlanmış, içinden cihazın kendisi, iki adaptör, evet iki adaptörle besleniyor, biri diğerinden biraz daha güçlü ve alışılageldik dökümantasyonlar çıkıyor. PA32U’nun kutusu daha detaylı, panelin hangi renk gamutlarıyla işi var belirtmişler.
Monitörün kendisi, standı, güç kablosu, Display Port, HDMI, Thunderbolt 3 ve USB kablosu, bir de alışılageldik dökümantasyonlar var burada. Kutudaki en önemli içerik, X-Rite i1 profesyonel sınıf kalibratör, detaylarına ineceğim.
Pro Art serisi PA90 iş istasyonu sınıfında bir makine, aynı zamanda da Mini PC kategorisinde. Gerçekten de öyle çünkü boyuna bakınca aslında Mid Tower bir kasadan öyle çok da kısa değil ama hacim olarak bakınca hemen hemen üçte biri. Yere oturduğu kısım ve üstündeki kapak haricinde metal malzemeden imal edilmiş, yeterince iyi hissiyat veren bir malzeme.
Rengine Midnight Blue, Gece Mavisi denmiş, yoğun ışık altındayken evet, Gece Mavisi olabilir diyorsunuz, ışık biraz azalınca çok daha grimsi, metalik bir renk gibi geliyor göze. Sağı solu arkası boydan boya havalandırma ızgaralarına ayrılmış. Önünde güç butonu ve USB 3.1 ikinci jenerasyon portları yani 10Gbit destekliler ve ses giriş çıkışlarını görüyoruz.
Arkasında öncelikle güç girişleri var, üzerlerinde hangi adaptörlere ait oldukları yazıyor. Cihazın boyutlarını görünce açıkçası entegre bir çözüm vardır diye düşünmüştüm ki bence olmalıydı da, bunu yapabilenler var.
4 tane Display Port, çoklu monitör kurulumuna uygun yani, bir tane Gigabit RJ-45 girişi ki yine iş istasyonu deyince benim aklıma 10Gbit desteği gelmiyor değil, iki Thunderbolt 3 girişi, bunlar 40Gbit destekliler, ciddi bir hız, teorik olarak 100W’a kadar güç sağlayabiliyor ve bu porttan görüntü çıkışı da alabiliyorsunuz. 2 tane USB 3.1 ikinci jenerasyon Tip A portu ve Wi-Fi antenlerinin yuvaları var, Wi-Fi adaptörü Bluetooth 5.0 da destekli.
Teknik detaylarına inelim. Bizim PA90’ınımızın kalbinde Intel’in 9. nesil i9 9900K’sı var, 8 çekirdek ve 16 izlekli bir işlemci. 14nm üretim mimarili, 95W TDP’li. Baz olarak 3.6GHz, Turbo ile çekirdek başına 5GHz’e kadar çıkabiliyor.
PA90’ı iş istasyonu sınıfında yapan GPU Nvidia Quadro P4000. Neden Quadro ekran kartları tercih edilir? Segmenti GeForce kartlara göre daha fazla işlem birimine sahipler ve ECC yani hata düzeltme destekli belleklerle çalışabiliyorlar.
OpenGL bazlı iş yüklerine optimize edilmiş kartlar ve bence en önemli özelliği gerçek 10-bit çıkış verebiliyor olmaları, GeForce kartlarda 8-bit çıkış alabiliyorsunuz, daha doğrusu GeForce kartlar da 10-bit çıkış verebiliyor ama üretkenlik yazılımlarında sürücüler 10-bit çıkışı kesiyor, Quadro kartlar her senaryoda 10-bit çıkış verebiliyor.
8GB GDDR5 bellekli, 1792 CUDA çekirdekli, 4 Display Port üzerinden gerçek 4K yani 4096x2160 120Hz’e kadar çıkış verebilen, özetle iş istasyonu sınıfı bir kart, PA90’da kullanılmasının sebebi de boyutu ve TDP değerleri. Bu kart Şubat 2017’nin kartı, neden Quadro RTX4000 yani günceli değil, soru işareti.
Bizdeki PA90 32GB RAM ile geliyor ki 64GB’a kadar yükseltebilirsiniz, 4 tane slot var. Yine bizdeki 256GB bir SSD’ye sahip, SATA sınıfı bir SSD, bir iş istasyonuna yakışan bir SSD değil açıkçası, NVMe sınıfı olmalıydı, neyse ki entegre değil, istenirse değiştirilebilir, yükseltilebilir.
2.5 inçlik bir yuva da bulunuyor, burada mekanik 1TB bir disk var, performansı yeterli ve gürültülü değil.
Şimdi PA32U’ya gelelim. Tasarım anlamında ağır duruşu var, altta fırçalı metal görünümlü şerit, parlak ASUS logosu, çerçevelere de baktığımda nispeten inceler. Standa gelince gri renkli bu kısım plastik ama boyun ve hareket kabiliyeti sağlayan kısım metal.
İnce bir monitör değil, öyle bir gayesi de yok çünkü böyle tabiri caizse dolu ve iş odaklı monitörler ince değiller zaten. Monitör sağa, sola, yukarı, aşağı hareket edebiliyor, panelin ağırlığından dolayı en azından aşağı yukarı hareket ettirirken biraz güç lazım.
Tasarım anlamında tek eleştirim şu, düz bakarken biraz daha stabil olmalıydı bence, bu arada pivot da destekli. VESA da destekli, ille de bu standı kullanmak zorunda değilsiniz.
Giriş çıkışlarda önce güç girişi var, evet harici bir adaptör yok, daha makbul, bu arada monitör 57W civarında bir tüketime sahip. 4 tane HDMI 2.0b, bir tane Display Port 1.2 ve bir USB 3.0 Tip A. İki tane Thunderbolt 3 destekli Tip C portu var burada, bunlar 60W’a kadar destekli, yine Tip C üzerinden güç alabilen, şarj olabilen dizüstüleri mesela direkt bağlayabiliyorsunuz, hem güç aktarımı hem de görüntü aktarımı yapalabiliyorlar.
Aynı zamanda, Daisy Chain dediğimiz zincirleme bağlantı ile monitörden monitöre görüntü aktarımı söz konusu. Bir tane Tip C portu var, bu Thunderbolt 3 değil, 2 tane Tip A USB 3.0 ve kasadan köprüleme yapmak için Tip B girişi var.
Entegre hoparlörleri bulunuyor, 2x3W bir kurulum var, özetle işiniz düşerse eğer varlar, sesleri yeterince yüksek, detayları da yeterince iyi, en azından “Monitördeki hoparlörler” algısının biraz daha üstündeler, ben YouTube’da birkaç röportaj izledim mesela, çok müteessir olmadım, netti sesler.
32 inç 16:9 3840x2160 piksel çözünürlüğünde, önemli kısım, 10-bit bir IPS panel. Mat bir panel, pek yansımıyor. Full Array, tam dizilim diyebileceğimiz 384 ayrı LED’le, Local Dimming ile aydınlatılmış ve maksimum olarak 1000nit’e kadar çıkabiliyor. Yani bu ne demek, karanlıkta, siyah kalan yerlerdeki LED’ler kapatılıyor, aydınlıkta kalması gereken yerlerde teker teker çalışabiliyorlar. 1:1000 kontrast oranına sahip.
5ms tepki süreli ama böyle renk doğruluğu odaklı bir monitörde tepki süresi bence önemsiz, harekete bağlı bulanıklık da öyle rahatsız edici bir düzeyde değil. Bu panelde renk göreceğiz, rengin doğruluğu önemli, mali değeri olan içeriklere odaklı sonuçta.
Fabrikadan çıkan her PA32U kalibrasyonu yapılmış olarak geliyor arkadaşlar. sRGB renk gamutunun %100’ü tamamı, Adobe RGB renk gamutunun %99.5’i, DCI-P3’nin %95’i ve Rec.2020’nin de %85’ini kapsayabilen bir panel. Rec.2020 direkt Ultra HDTV’lere yönelik bir endüstri standardı, DCI-P3 de daha çok Amerikan film endüstrisinde önem kazanan bir RGB renk uzayı.
Termal başarım konusu, böyle küçük kasalarda hayli önemli bir şey. i9 9900K’yı kapalı devre bir sıvı soğutmayla soğutmuş Asus yalnız şöyle bir şey var, i9 9900K bildiğimiz masaüstü sınıf bir çözüm olsa da masaüstündeki gibi hızlı çalışmıyor. Tam yük altına girince çok kısa bir süre 4.5-4.7GHz sularına çıkıyor, 95 derece civarlarını görüyor, sonrasında tüm çekirdekler için 4.1GHz sularında geziyor, 85-89 derece arası çalışıyor geri kalan süreçte, halbuki bu işlemci tüm çekirdeklerde 4.7GHz’de çalışabilecek bir işlemci.
Hareketli kapağın gerçekten işe yarayıp yaramadığını test etmek için ilk testimi kapağıyla yaptım, ikincisinde kapağı çıkarıp üstüne bir kutu koydum, hava almamasını sağladım. Testlerim sonucu işlemcinin de ekran kartının da kutuyu koyunca 3-4 derece kadar daha sıcak çalıştığını gözlemledim, bu arada GPU 74-76 derece sularında çalıştı.
Bu kapak aynı zamanda ızgaralardan içeri toz girmemesini de sağlıyor belki ama dediğim gibi anlık yüklerde açılıp kapanıyor olması dikkat dağıtıcı bir şey. Oluşturduğu gürültü anlamında ise donanımına kıyasla normal bir gürültü oluşturduğunu söyleyebilirim, rahatsız edici bulmadım.
Cihaz RAM ve depolama yükseltmesine açık, CPU ve GPU da çıkarılabilir yapıdalar ama i9 9900K belli ki bu termal bütçe için limiti oluşturuyor zaten, GPU tarafını zaman gösterir. Bunları geçtim, içini açması normal bir kullanıcı için çok zor, ben de içini açarken çok zorlandım. Bu tür cihazları alan kurumsal firmaların zaten gerektiği durumlarda içini açalım, yapalım deme durumları olmuyor, servise yolluyorlar, toplama bir kasada mesela arıza tespitlerini kendileri yapmaları veya ekstra bir servisi araya sokmaları gerekiyor, böyle hazır sistemlerim kurumsal taraftaki avantajı şu, sistemde sorun mu oldu, tespit, ekstra servis yok, direkt servise yolluyorsunuz.
Ben biraz daha monitörden bahsetmek istiyorum açıkçası. Local Dimming olduğundan bahsetmiştik, HDR film tüketmek keyifli olabilir diye düşünebilirsiniz ama bu monitörün tek eksisine geleceğim, Local Dimming bu monitörde bazı filmlerde biraz rahatsız edici çalışıyor, karanlık sahnelerde her parlak öğenin etrafında aydınlık bir bulut görüyorsunuz, benim yorucu bulduğum bir şey.
Misal veriyorum yine Asus’un 384 noktadan aydınlatmalı, Local Dimming’li PG27UQ oyuncu monitörü bu konuda çok daha başarılıydı. Aydınlık sahnelerde veyahut Premiere’de çalışırken bir rahatsızlık hissetmedim. Arayüzünü kontrol etmek için sağında bir joistik ve butonlar var, misal veriyorum mavi ışık filtresi var, alttan ikinci buton direkt mavi ışık filtrelerine gidiyor.
İlk sekmede modlar var, sRGB, Adobe RGB, Rec. 2020, DPI-P3 ve HDR modu. İkinci sekmede renk ayarları var, üçüncü sekmede netlik ve benzeri ayarlar. PIP modu var, yani iki sistemi bağlayıp ekranı ikiye bölüyorsunuz, iki sistemden de görüntü alabiliyorsunuz. Son olarak QuickFit hoşuma gitti, ekranda misal veriyorum A4 bir kağıdın ne boyutta olduğunu, yaptığınız şeyin A4 kağıda uygun olup olmadığını görebiliyorsunuz.
X-Rite i1 demiştik, tek başına ülkemizde 2500 liralık bir cihaz, kendi klansmanında orta-üst segmentte. Pantone Color Manager üzerinden kalibrasyon yapabiliyorsunuz, ortam ışığına göre gördüğünüz renkler değiştiği için kullanıyı ışık değişimi konusunda uyarabilen bir cihaz.
Asus ProArt PA90 ve PA32U. PA90’nın sahip olduğu donanımlardan oluşan bir sistem, bir kasa toplayabilirsiniz tabii ama bu boyutlarda, bu hacimde bir şey ortaya koymak, özel uğraş ister, içinde standartların dışında, özel bir anakart var, Asus’un yaptığı şey de bu. PA32U ise içerik üretmek için gerçekten iyi bir panel, video düzenleme, kurgu, bu tür işler yapıyor olsaydım bu monitörü, bu inceleme ürününü alıp uzaklara kaçardım herhalde. PA90 iş istasyonu, PA32U profesyonel bir monitör sonuçta, ikisi de ProArt serisinden, hedef kitleleri belli, PA90 için bir fiyat bilgisine ulaşabilmiş değilim ama PA32U 16-17 bin TL civarında, yanında kalibrasyon cihazıyla gelen bir monitör ve sinema sektöründe 100 bin TL civarına satılan master monitörlerle karşılaştırınca, bu söyleyeceğim normal bir kullanıcıya tuhaf gelecek tabii ama kendi alanında maliyetli bir ürün değil açıkçası, hatta fiyatı gayet iyi.
Çok güzel bir inceleme olmuş fakat panelin Quantum Dot (diğer ismiyle QLED) panel olduğundan da bahsetmeniz daha güzel olurdu. Habere bunu da eklemenizi öneririm.
güzel inceleme ama bir yerde montajdan bahsetmişsiniz bu tarzı işlerde yetersiz hele bahsetiğiniz red kamera alexa gibiler için ise facia olur play ve cut montaj yaparsınız ama layer açtıkça efekt ekledikçe şişer anca bu makina home ofis ufak işlerde anca olur ekranın başka modeli varmış 750 dolar o bu makineye daha iyi gider ve dediğiniz gibi devamlı havalandırma kapağının zırt pırt açılması sinir bozucu .kolay gelsin
duvardaki aydınlatma panelini nerden bulabilirim
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme