Milli muharip uçak KAAN ilk uçuşunu yaptı (13. sayfa)

İstiklal mahkemeleri gelince görürsün 

Yahu blokla blokla bitmiyor ki bu maklubeciler. Anasayfa haberlerinde sürüyle geliyorlar hep konuya.

Cevap verme bana karşında bir TÜRK var.

Osmanlının çöküşü büyük gemiler yapmadığı için tek bir sebeble olmadı zaten. Önceki mesajımda anlattığım uçağın lastiğini alamama ve kritik bir olayda zora girme durumunu göz önüne alın. Amerika kıtası keşfedilip bu kıtadaki zenginlik ortaya çıkınca Osmanlının hakimiyetindeki ipek yolu ekonomik güç kırıldı. Yani Amerikayı kolonileştirenler yeni bir ekonomik güç hattı oluşturdu ipek yoluna alternatif olarak. Osmanlı devletide buna ortak olamadı çünkü elde edilen topraklar ile ele geçirilmek istenilen Avrupadaki topraklar Osmanlıları hep meşgul etti. Amerika kıtasınada 3-5 büyük gemi ile gidip hakimiyet alanı oluşturmak zaten ütopik bir fikir olurdu. O dönem Osmanlı devleti Amerika kıtasının gelecekte oluşturacağı hem ekonomik hemde askeri tehdidi çok göremedi. Zaten kanuni sonrası genişleme fetihlerinin durmaya başlaması ve akabinde toprak kayıplarının yaşandığı dönemlerle bu konuyu düşünecek ortamda kalmamıştı.

TSK donanması ise kendi bölgemizde zaten çok güçlü bir donanma ve yeni savaş gemilerininde yapılmasıyla ege ve akdenizdeki güç çarpan etkisini artırdı. Yunanistan boşuna çıkma kruvazörleri sürekli satın almakdan geri durmuyor. Denizaltıların teknolojileri ise yükseldi. Sadece denizden denize torpido atan denizaltılar çok rağbet görmüyor. Denizden karaya füze atan modeller daha çok istenilen modeller. ABD bu anlamda kuzey denizlerinde Rus denizaltılarından çok çekiniyor çünkü Rus denizaltıları nükleer başlıklı füzlerini denizaltından fırlatabiliyor. Özellikle nükleer denizaltı gemileri donanma litarütüründe en çok çekinilen gemiler arasında geliyor. Bu gemilerin yapıları ve maliyetleride çok çok fazla. şuan Çin nükleer 5 denizaltı yapıyor ve 4-5 yıl içinde bu gemileri pasifiğe yollayacak. Gelecek 10 yıl içinde 8 nükleer denizaltı yapma projeleri var. Burada konu bir geminin okyanuslarda iş yapıp yapamayacağı değil. Olay geminin efektif şekilde caydırıcı gücü ile gideceği yerde görev alabilmesidir. Bugün Finlandiyanın Natoya girme mevzularından biriside Finlandiyada kurulacak Nato üsleri sayesinde Finlandiya baltık ve arktik denizine Rus nükleer denizaltılarının girmemesini önlemek içinde Finlandiya natoya dahil oldu.

Denizaltılar konusu çok spesifik teknolojilerin yer aldığı ve savaş zamanı azami verim alınmak istenilen gemiler. Hiçbir denizaltı iş yapmaz değil ama nitelikleri ve denizaltında su üstüne çıkmadan uzunca bir zaman mürettebatı koruyacak ve denizaltında sonara yakalanmama sessizliği ile kıyas tutulabilir.

Kaan Abd'de üretilip Türkiye'ye getirildi fabrikası Abd'de diyen chpli kafalar ne zaman piyasaya sürülecek diye bekliyorum  

Desenize millet artık uçak kemirecek. Seçim zamanı geldi yakında yine petrol de buluruz. Sonra hep birlikte hüloooğ.

Görüntülerin bilgisayarda kurgu olduğunu yazılım ile yapılmış videolar olduğunu iddia eden çıktı ben gördüm

%100 yerliciler konuya doluşmuşta. 2024'de %30 la başlar ilerleyen yıllarda rakam sürekli artar. Gerçek manada %100 yerli olur. 40 yıllık f16 almak için bile abd'nin siyasi isteklerine boyun eğdik. Kapalı kapılar ardında f16 kullanma şartları olarak neleri kabul ettik kim bilir. Kaldıki bu uçakların uçuş bilgileri bile direkt abd'ye gidiyor. An be an nerelerde oldukları belli oluyor. Yani kullanma süresi boyunca abd'nin isteklerini yapmanız lazım.

Milli uçak demek bağımsızlık demek, dik durma demek. Açılacak fabrikalar demek vs vs. 15-20 yıl önce basit bir tüfek yapmaya başlamıştık. Şimdi uçağa adım attık. Eminim 15-20 yıl sonra %100 yerli havada süzülen KAAN'ımızla bir çok iş yapacağız.

Bayrak, marş nasıl bağımsızlık sembolüyse, artık uçak, tank, savunma sistemleride o kadar bağımsızlık sembolüdür.

KAAN konusunda eğri oturup doğru konuşmak lazım. Gerçekleri ne saklayalım, ne de var olan ya da olabilecek olumsuzlukları görmezden gelelim.

1) Türkiye Cumhuriyeti'nin jet savaş ve eğitim uçakları tasarımında HÜRJET ve KAAN'a kadar hiçbir deneyimi yoktu. TAI (TUSAŞ) önceki yıllarda önce tam montajla başlayan sonrasında aşamalı olarak yerli malzeme de kullanan F-16 üretimlerini yaptıysa da bu üretimler (fabrikadan çıktıkları haliyle) ABD motor, tamamen ABD aviyonikleri, ABD/İngiliz fırlatma koltuğu ve daha birçok komponentte dışarıya bağımlı olarak üretilmiş oldu. Yerli katkı zaman içinde ağırlıklı olarak gövde yapısında gelişti.

Ancak bu üretim TAI'ye hem büyük bir deneyim kazandırdı, hem de sonrasında gerek TAI'ye gerekse Hava Kuvvetlerine F-16'lara yönelik bakım altyapısı (başta motor bakımı olmak üzere) çok şeyler öğretti.

Bu açılardan bakarsak TAI'nin jet motorlu (motorlar yabancı kökenli olsa bile) HÜRJET ve KAAN uçaklarının tasarımını yapıp ilk prototiplerin bugün ortaya çıkması, ilk uçuşlarını gerçekleştirmiş olmaları global ölçekte ciddi bir başarıdır.

Kimsenin bunu küçümsemeye ya da alaya almaya hakkı ve haddi olamaz. 

Özel olarak KAAN'a gelirsek:

2) KAAN'da Blok-0 olarak tanımlanan 4 adet prototip uçak üretildi/üretilecek. İlk uçuşu gerçekleşen uçak No.1 prototip idi. No.2 prototip şu anda üretim hattındadır.

Bu dört prototip ABD'den (doğrudan üreticisinden) TAI tarafından satın alınarak (yani herhangi bir Askeri Yardım Programı ve Anlaşmasından bağımsız olarak) temin edilmiş F-16 motorları ile uçuyor olacak. Umarım ki bu 4 prototip hiçbir kaza kırıma uğramaksızın tüm test aşamalarını başarıyla sonuçlandırıyor olsun. Bu etapta yaşanabilecek herhangi bir kaza kırım (özellikle "hull-loss" denilen gövde kaybı/uçağın pert olması, pilot hayatına mal olmasa da...) maalesef programı en azından en azından 1 hatta 2 yıl kadar erteletecek talihsiz bir durum yaratabilecektir.

3) Herşey yolunda gittiği takdirde, planlamada ön seri üretim denilen 10 adet (bir aralar bu sayı 20 diye telaffuz edilmişti) Blok-10 uçak 2028 içinde peyderpey Hava Kuvvetlerine teslim edilecek. Bu uçakların TEI'nın geliştirme aşamasında olduğu Yerli ve Milli turbofan jet Motorlarıyla teçhiz edilmesi (en azından ilk 4-5 adedinin teçhizi) bana çok zor gibi geliyor. Tahminim doğru çıkarsa da bu 10 uçak için 20 (belki yedekleriyle 22-24 motor) yine ABD'den temin edilecektir. Bu konuda ciddi bir sıkıntı (ABD ambargosu tarzında) bir şey çıkacağını ummuyorum. Temin şekli yukarıdaki gibi olacaktır; gelişmelere göre TAI bu motorları peyderpey 2025-2026-2027 sürecinde temine gidecektir.

4) TEI'nin KAAN için henüz çalıştırılan ve/veya bir uçağa takılan bir motoru bildiğim kadarıyla yoktur ancak bu motor için ciddi bir geliştirme ve prototplerin üretimi çalışması vardır.

5) Aslında bu yerli ve milli motor konusunda TEI'nin attığı adımlarda biraz geç kalınmıştır. Zira seri üretimin İngiliz Rolls Royce motorlarıyla yapılması ciddi olarak planlanmıştı. Ancak İngilizlerin bu motorlar için ihracat lisansı (KAAN'ın Azerbaycan gibi 3. ülkelere olası satışına taş koyması) vermemesi nedeniyle R-R ile olan ilişkller mecburen sonlandırılmak zorunda kalındı.

6) Tabidir ki gönül ister hem KAAN hem de HÜRJET en yakın gelecekte yerli ve milli motorlarda, motorlar nedeniyle herhangi bir ihracat kısıtlaması riski alınmadan teçhiz edilebilmiş olsun.

7) İnşallah 2028'de Kuvvet envanterine girecek bu 10 KAAN esasen bir filoyu oluturamayacak (Kuvvet'te standart filo uçak sayısı 20'dir...) ama bunlar büyük olasılıkla Konya 3. Ana Jet Üssündeki ileri eğitim ve harbe hazırlık filosuna verilecek. Zaten bu her hava kuvveti için zorunlu bir aşamadır. İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerinde (=RAF) bu fonksiyondaki filoya OCU (=Operational Conversion Unit = Operasyonel Hazırlık ve Tekamül Ünitesi) denilir. Özetle bu ilk 10 uçak bir anlamda ileri pilot eğitimi için kullanılacaktır.

8) Program bu haliyle devam edebildiği takdirde Kuvvet emrine 2029'da en azından bir 10 adet Blok-10 (eğer Yerli ve Milli motorla teçhiz edilebilirse Blok-15 olarak tanımlanabilir...) daha girecek ve Konya'daki filo tam mevcutlu hale gelecektir.

9) 2030 ve sonrasında (artık inşallah tamamen Yerli ve Milli Motorla teçhiz edilmiş) Blok-20 KAAN'ların Kuvvet'te F-16 ve/veya F-4-2020 Terminator'lerin yerini almaya başlaması beklenebilir. (Aslında F-4'lerin değişiminin vakti geldi ve geçiyor ama burada sıkıntı var! Bu ihtiyacı Eurofighter Typhoon Tranche 3 veya 4'lerin olacağı 40 uçaklık bir sipariş mi karşılayacak, ya da (şahsen arzu etmem) ama Türkiye yeniden F-35 programına mı alınıp buradan F-35 temin edilecek?) Bu aşamada (tarihte) muhtemelen TAI'nin üretim kapasitesinin yıllık 20 KAAN'a (yani her yıl için bir filonun değişimine yetecek kadar üretime) erişmesi beklenebilir (arzu edilir...). Tabi bu 2030 ve ötesi üretilecek Blok-20 KAAN'larda bilhassa aviyonik yenilenmesi/geliştirilmesi de ayrıca söz konusu olacaktır. Eninde sonunda değişime (aşamalı olarak girecek) 10 civarı F-16 filosu olacak ki bu da 200 uçak veya 8-10 yıllık bir üretim olmakta. Ki bu da sadece Türk Hava Kuvvetleri için... İhracat şansı var: Azerbaycan, Pakistan, Malezya gibi ülkelere! 

10) Gelelim zurnanın zırt dediği konuya, yani KAAN'ın 5. Nesil bir savaş uçağı olması durumuna. 5. Nesil uçağın temel tanımı Stealth (=Görünmezlik) teknolojisine sahip olabilmesidr. Bu teknolojinin temelinde askeri radarların uçağa göndereceği yayınların uçağa çarpıp geri yansımasıyla gelenin bir uçak olup olmadığının anlaşılabilmesi yatıyor. Eğer uçağa (gövdesine) çarpan radar dalgaları uçağın gövdesince önemli ölçüde soğurulabilirse (absorbe edilebilirse) radara geri dönüş yapan işaret çok küçük bir radar kesitine (buna RCS = Radar Cross Section denilir...) sahip olacağından bir kuş kadar hatta daha küçük bir uçan nesne olarak görülecektir. Ancak uçakların gövdesi ana yapı olarak metaldir ve böyle bir gövde gelen radar dalgalarını önemli ölçüde kesinlikle soğuramaz. Eğer savaş uçakları (gövde içinde yer alan motorlar dahil) hiç metal eleman kullanılmadan tamamen ahşaptan yapılabilmiş olabilseydi ortada bir sorun kalmayacaktı!

Şu andaki haliyle KAAN 5. Nesil (yani Görünmez) bir uçak değildir. Bu nedenle ancak 4.5 Nesil olarak tanımlanabilir. 

Görünmezliği sağlayan en önemli ve en büyük "boyutlu" komponent RAM (=Radar Absorbent Material = Radar Emici Materyal) denilen bir kaplamadır. Buna "boya" demek yanlış olur; zira uçak gövdesine uygulanan standart boyayla bir ilgisi yoktur. RAM bir çeşit, polimer bazlı kaplamadır! Türkiye'de KAAN'ı 5. Nesil hale getirmek için RAM konusunda halen araştırma geliştirmeler yapılmaktadır ama ortada henüz kesin bir sonuç yoktur. Maalesef bu konuda şu aralar "yaptık, nerdeyse hazır" tarzında aslı astarı olmayan gazlamalar yapılmaktadır.

Tabi görünmezlik sadece RAM uygulamasıyla da yeterli değildir: aerodinamik yapı (olabildiğince düz yüzeyler ve keskin kenarla/kıvrımlar...) ve gövdede alınacak başka tedbirlere (örneğin jet motorlarının egsoz sisteminin saklanmasına) kadar ayrıca gereksinim vardır!

Kaldı ki yerli ve milli RAM kaplaması almış bir KAAN'ın ideal olarak tüm diğer ülkelerdeki radarlarla denenmesinde (bu biraz hatta oldukça utopik bir temenni oldu ama  ) büyük fayda var zira başka ülkelerde Türkiye'nin henüz envanterinde olmayan daha "hassas ve gelişmiş askeri radar teknolojileri" pek alâ olabilir.  

RAM konusunda daha epeyce söyleyeceklerim var ama bu mesajı daha fazla uzatmamak adına burada kesiyorum. Talep olursa RAM konusunu başka bir mesajda daha etraflıca irdelerim.  

_ Abd 5 nci nesil uçaklar için imal edilmiş motorunu satmıyor. Daha önce talepte bulunuldu. Olumsuz yanıt verildi.

_ İngiltere 'nin RR firması ile ortak geliştirilmesi düşünülen 5nci nesle uygun motorlar, ingilizler için de ilk olacak... Ayrıca ingilizler geliştirilecek 5nci nesil motorun, hangi ülkelere satılabileceği konusunda söz sahibi olmak istiyor. TEI de bu nedenden dolayı geliştirme çalışmalarını kendi yürütmek istedi.

_ Rusya'nın Su-57 uçağındaki motoru hala 4 ncü nesildir. Yani motor ısısı infrared algılayıcılarla tespit edilebilmektedir. Zaten böyle olduğu içindir ki, Ukrayna savaşında su-57'leri Ukrayna hava sahasına sokamamıştır.

_ Çin'in 5 nci nesil j-31 savaş uçağında kullanılan motorun 5 nci nesil motor olduğunu Çin devleti belirtse de, bu uçaklar uluslararası hava sahasında uçmadıkları için, çevre ülkelerin radar istasyonlarınca iz çalışmasına imkan( fırsat ) sağlamamıştır. Ancak Çin devletinin uzun yıllardır abd'den teknoloji hırsızlığı yaptığını bildiğimiz için, 5nci nesil motor yaptığını değerlendiriyorum.

TEI ; Kaan için, 35000 librelik motorunu( f16 29000 libredir. ) projelendirdi ve geliştirilme çalışmalarına başlanıldı. Henüz resmen açıklanmasa da, Prof Dr. Akşit'in basına yansıyan açıklamalarından öğrendiğimiz kadarıyla, motor parçalarının uygunluk ve evsaf üretimleri, planlanan takvime uygun devam ettiğini biliyoruz.

Infrared algılayıcılara iz vermeyen, şu anda abd üretimi motorlar var yalnızca... Çin 5nci nesil motor ürettiğini beyan etse de, motorunun iz verip - vermediği bağımsız kaynaklarca doğrulanamadığından, Çin'in 5 nci nesil motorunu başarıp - başaramadığını tereddütlüdür.

Prof. Dr. Akşit'in abd de uçak motoru üretimi projelerinde en önemli mevkilerde çalıştığını dikkate aldığımızda, infrared algılayıcılara iz vermeyen motor yapacağından şüphe duymuyorum.

Hülasası yalnızca zamana ihtiyacımız var.

motor işi bi şekilde çözülürse bu proje yürür gider ve aselsan roketsan üretimi techizat kullanırız bağımlılık ciddi düşer bizim insanımız kolay kolay inanmaz ama selçuk abi dünyanın en iyi siha'sını yapıyor ve satıyor bu proje neden olmasın ilk başta şu halk arasında alman malı abi algısını kırmalıyız öğrenilmiş çaresizlik ve yenilgiyi ben kendi adıma kabul etmiyorum

Benim bilebildiğim kadarıyla KAAN motoru için İngilizlerle (R-R) işbirliği/ortak üretim ya da her neyse konusu çok çok derin dondurucuda. Olmayacak gözüyle bakmak daha realist bir yaklaşım olacaktır!

Ama İngilizlerin Eurofighter Typhoon yerine de geçecek olan kendi Tempest 6. Nesil savaş uçağı projeleri var (İtalya ve Japonya da proje ortağı olabilecek gibi...); bunlarda hangi motor(ları) kullanacaklar bakalım? Ayrıca RAM konusunu kim, nasıl halledecek? 

Keza Almanya-Fransa (belki İspanya da işin içine girecektir de) ortaklığında ayrı bir 6. Nesil savaş uçağı projesi söz konusu; tabi orada da uygun bir motor ve RAM temini zorunlu.  

Kısaca şu an 5.nesil olma potansiyelinde 4.5 (F110 motorla itkilenen) prototipine sahibiz. Zamanla devamı gelir. Tebrikler.

Bu süreçte belki uçağın birisi daha "ekonomik" (F110'lu olacak), öbürü daha "elit" (5.nesil TEI motorlu olacak) iki kategoriye bölünmesi de mümkün. Aşağıdaki haber bende bu izlenimi uyandırmıştı:

Türkiye'nin ABD'den, MMU Kaan'ın F110 motorunu üretme talebi! - Son Dakika Ekran Haber

Kesinlikle savunma sanayii uzmanı değilim ama böyle ufaktan çeşitlendirme ihracat veya kullanım bazında daha iyi olabilir. Daha az gelişmiş daha dar bütçeli ülkeler KAAN'ın daha hesaplı F110 tiplilerini - uygun bir maliyetle üretilebilirlerse - tercih edebilirler. F-35'lerin örneğinde gördüğümüz üzere en yüksek nitelikteki 5.nesiller ekstrem derecede pahalı ve kaprisli taşıtlar olabiliyorlar. Buna mukabil daha bütçe dostu, bakımı daha kolay ve operasyona hazır halleri daha uzun olan daha "hibrit taşıtlar" her zaman daha çok alıcı bulabilir.

Misal Rusların Su-57'sini de biraz inceleyince o mantıkta üretilmiş olduğunu anlıyorsun. ABD F-22 ve F-35 ile aşırı derecede niteliğe vurgu yaparken Rusya daha az maliyet ve yüksek niceliğe kaymış.

Biz hem - Ruslarda bulunmayan - kaliteyi hem de düşük maliyet ve yüksek nicelik odaklı verimliliği birleştirebilirsek ortaya gerçekten efsaneleşecek, dışarıdan - dünya medyasının şu anki ilgisinin yanında aslında hiç kalacağı - talep görecek bir savaş uçağı platformu çıkar. F-16'lar misal küçük ama on yılları devirmiş, devamlı geliştirilen, yeni varyantları hala üretilen ve iş gören efsanelerdir.

Doğru strateji ve kararlarla aynısının bu uçağın kaderi olması dileğiyle. Bu uçağın - 5.nesiller bağlamında - geleceğin F-16'sına dönüşmesi bence başka bir F-15, F-22, F-35 gibi fancy toy olmasından daha büyük ve daha sarsıcı bir başarı olur. Ki bu uçak çeşitli türden 5.nesil özellikleriyle pratikte bu saydıklarımın hemen hemen hepsine meydan okuyabilecek. Ama aşırı derecede hayalperest veya elitist olmamalısın. F-16'nın felsefesindeki gibi şanlı bir ata değil, her işi görecek katıra özenmelisin (bu dediklerim hep aşırı elitist-ekstrem derecede sofistike ve nazlı olan F-35'e getirilen eleştirilerle paralel). Kısaca bazen en iyisi olmak istiyorsan "en iyisini" yapmamalısın.  

Valla şu yaptıklarımızı kötüleyenler düşmandan daha düşman. Birinci dereceden bu ülkenin tehtidi bu tipler.

Bak yunanlar bile bizim savunma sanayiimizi çok iyi takip eder, her yapılan işi değerlendirip yorum yapar ve devlet televizyonlarında konuşurlar. Ben de takip ederim yunan analizci dayıyı, tam bir Türkiye düşmanıdır ama hiçbir savunma sanayii ürünümüzü kötülemez, aksine Türkler bunu yaparken biz de şunları yapmalıyız der.

Düşman bunu diyor bak, adam küçümsemiyor, aksine görmüş gücü kaliteyi biz de yapmalıyız diyor. Bizdeki kimi muhalefet yunandan bile daha beter düşman olmuş durumda, adam kötülüyor, üstünü örtmeye ve yok etmeye çalışıyor. Bu kimseler ruh hastası, gerçekten Gazze'de hani kolu bacağı kopan çocuklar var ya israil bombalarıyla, işte onların yerinde bizim savunma sanayimize karşı duranlar olmalıydı. Atacaksın bunları israilin amerikanın bombalarının altına, anlayacaklar o zaman. Hak ettikleri bu.  Gel gör ki biz bu tiplerinde canına ve olmayan haysiteyine bir zarar gelmesin diye silah yapıyoruz, uçak yapıyoruz. Ama adam sana olan nefretinden 1 gram vaz geçmiyor, kudurmuş, şuurunu tamamen yitirmiş durumdalar bu tipler.

Ha lafa gelince istikbal göklerdedir demekten de geri durmazlar ha. Öyle de içten pazarlıklı iki yüzlüdürler. Gerçek Atatürkçüler üretiyor, memlekete bir şey katıyor. Sahte Atatürkçülerde salça olup duruyor. Ama üzüldüğüm şey şu ki, maalesef Atatürk bu sahte Atatürkçülerin tekeline geçmiş durumda. Her yerde Atatürk diye bağırıyorlar ama adam mezarından çıkıp gelse ilk bunların suratına tükürürdü. Daha şu ülkenin ordusuna yapılan silaha sevinemeyen adamlar benim başıma Atatürkçü olduklarını sanıyorlar. Tek yaptıkları şey küfür, müslümanlara küfür, savunma sanayiine küfür, her şeye bi muhalif olma bi salça olma derdi.

siz milletin gönlünde mahkumsunuz. 

Özgürce Şiirler {Müzikle Şiir Aşkı}youtube

Alev Alatlı'dan yasal ve helal ayrımı #alevalatlı #özgürceşiirler #müzikleşiiraşkı

https://www.youtube.com/watch?v=vBiO26fbwgY