Şimdi Ara

Ölmek nasıl bir duygudur ? (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
99
Cevap
3
Favori
3.079
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Aynen, bu gereksiz ortamda söylemekten kaçınırım hassasiyet meselesi

    Duysalar ne olacak o anki bilinç altı koma durumu vs der geçiştirirler...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emrreee -- 31 Aralık 2013; 15:00:53 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: relegend

    quote:

    Orijinalden alıntı: Pounce

    duygu değildir, yokluktur. ameliyatta nasılsa öyle

    Bana kanıt sunmadığın sürece hiçbirşeyi kabul etmem oda senin düşüncen. Hiç öldünmü bro ? Hayırmı ozaman yokluktur diyemezsin.

    Madem ne konu açıyorsun Allah Allah kimse bilemezse sana göre konunun amacı ne arkadaşım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: relegend

    quote:

    Orijinalden alıntı: Carrier has arrived

    Doğmadan önceki gibi.

    Doğmayı 0 noktası kastedersek. Şuan 0 a uzaklığım 19 fakat 0 a uzaklığı 19 olan birde ''-19'' sayısı var. Matematiğe göre ya sürekli aynı döngü içerisindeyim yada reenkarnasyona gider bu iş.

    0 noktası olduğunu kim söyledi ne alaka doğma -19 ölmede 19 olursa ne olacak.senin kadar saçma konuşanını görmedim hayatımda.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: relegend

    quote:

    Orijinalden alıntı: Pounce

    duygu değildir, yokluktur. ameliyatta nasılsa öyle

    Bana kanıt sunmadığın sürece hiçbirşeyi kabul etmem oda senin düşüncen. Hiç öldünmü bro ? Hayırmı ozaman yokluktur diyemezsin.

    Kuranda ölmeyi uyumaya benzetmiştir yani her uyuduğumuzda ölüm aklımıza gelsin dünya hayatına dalmayalım diye. Ayrıntıya girmeyeyim. Kısaca ölmek uykuya dalmaya benzetmiştir buda ameliyat ve yokluk benzetmelerini doğru çıkarır
  • Ölüm Anı ve Sonrası Berzah Hayatı

    Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

    Ensardan bir adamın cenazesinin peşinden, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte kabre kadar gittik. Henüz daha kabri açılmamıştı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kıbleye doğru oturdu, biz de Onun etrafında oturduk. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) elinde yere vurduğu bir değnek vardı. Bir göğe, bir yere bakmaya başladı. Gözlerini üç defa kaldırıp indirdi. İki ya da üç defa:

    “Kabir azabından Allah’a sığınınız!” dedi.

    Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

    “Allah’ım! Şüphesiz ki ben, kabir azabından Sana sığınırım!” dedi ve bu sözlerini üç defa tekrarladı.

    Daha sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

    “Mü’min bir kulun dünya ile alakası kesilip, ahirete yönelmeye başladı mı kendisine semadan yüzleri güneş gibi parlayan beyaz yüzlü melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet kokularından bir koku bulunur. Nihayet melekler o kişiden gözün görebildiği kadar uzak bir mesafede otururlar.

    Sonra ölüm meleği gelir ve o kişinin başının yanında oturup, şöyle der:

    −‘Ey hoş ve mutmain olan nefis! Allah’tan bir mağfirete ve bir hoşnutluğa gitmek üzere çık!’ Onun canı su kabından damlanın akması gibi akarak çıkar. Ölüm meleğide o canı alır. Nihayet canı çıktı mı sema ile yer arasındaki bütün melekler ona dua ederler. Semanın kapıları ona açılır. Bütün kapılarda bulunan melekler, yüce Allah’a ruhuyla yükselmesi için dua ederler. Ölüm meleği onun canını aldığı zaman melekler, bir göz açıp kapatacak bir süre kadar dahi olsa onu asla bırakmazlar! Hemen onu alır ve canını cennet kefenine koyarlar.

    İşte bu, yüce Allah’ın:

    −“Nihayet birinize ölüm gelse, elçilerimiz onun ruhunu alırlar. Onlar eksik de yapmazlar!” En’am Suresi 61. ayet bunu anlatmaktadır. Yeryüzünde bulunan en güzel misk kokusundan daha hoş olarak ruhu çıkar. Melekler onun ruhunu alıp yükselirler.

    Meleklerden bir topluluğun yanından geçtileri zaman mutlaka melekler:

    −‘Bu hoş ve temiz ruh kimindir? derler.’

    Onlara:

    −‘Bu filan oğlu filandır’ diyerek dünyada iken ona verilen isimlerin en güzelini söylerler. Nihayet bu ruh ile dünya semasına ulaşırlar. Onun için kapının açılmasını isterler ve kapı açılır. Herbir semadan o semanın mukarreb olan melekleri bir sonraki semaya uğurlarlar. Nihayet onu yedinci semaya ulaştırırlar.

    Allah Azze ve Celle şöyle buyurur:

    −“Kulumun kitabını İlliyyin’de yazınız! İlliyyin’in ne olduğunu sen nereden bileceksin? O yazılmış bir kitabtır. Mukarreb olanlar onu müşahede ederler.” Onun kitabı İlliyyin arasında yazılır.

    Sonra Allah Azze ve Celle şöyle buyurur:

    −“Kulumu tekrar yeryüzüne götürünüz! Çünkü ben onlara şunu vadettim. Ben onları oradan yarattım, onları oraya iade edeceğim ve ikinci bir defa daha onları oradan çıkartacağım!”

    Bunun üzerine, yere geri döndürülür ve tekrar ruhu onun cesedine geri verilir. O arkadaşlarının onu bırakıp gittikleri vakit ayakkabılarının sesini işitir. Onlar geri dönmekte iken bu sefer ona şiddetle bağırıp çağıran Münker ve Nekir isimli iki melek gelir ve ona şiddetle bağırırlar ve onu oturtarak ona şöyle derler:

    −‘Rabbin kimdir?’

    O kişi:

    −‘Rabbim Allah’tır’ der.

    Melekler ona:

    −‘Dinin nedir?’ diye sorarlar.

    O kişi:

    −‘Dinim İslam’dır’ der.

    Melekler ona:

    −‘Size gönderilen bu adam kimdir?’ diye sorarlar

    O kişi:

    −‘O, Muhammed’dir ve Allah’ın Rasulüdür. Bize beyineler ile hidayet getirdi. Bizde Onun da’vetine icabet ettik ve Ona uyduk. O adam, Muhammed’dir’ der. Meleklerin bu sözü üç kere tekrarlanacaktır.

    Melekler ona:

    −‘Amelin nedir?’ diye sorarlar.

    O kişi:

    −‘Allah’ın Kitabını okudum, ona iman ettim ve onu tasdik ettim’ der. Bu sorgu esnasında kulun namazı, orucu, zekatı ve diğer iyilikleri hazır bulunur. Allah’ın bir vaadi olarak bu mü’min kul bu suallere istenildiği gibi cevap verir.

    Melek ona şiddetlice:

    −‘Rabbin kimdir? Dinin nedir? Rasulullah kimdir?’ diye sorar. İşte bu mü’minin karşı karşıya kalacağı son fitne olacaktır.

    İşte bu, Allah Azze ve Celle’nin:

    −“Allah, iman edenleri dünya hayatında da, ahiret hayatında da sabit bir sözle (tevhid sözüyle) sabit tutar…” İbrahim Suresi 27. ayetinde anlatılan budur.

    O kişi:

    −‘Rabbim Allah’tır, dinim İslam’dır, Rasulüm Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemdir’ der.

    Mü’min kulun sorgusu esnasında verdiği bu cevaplar üzerine Allah gökten, onun cevaplarını tasdik eder ve kabrinin genişletilmesini, kendisine cennet yataklarından bir yatak hazırlanmasını, cennetten elbiseler giydirilmesini, cennetten kabrine güzel kokular ve ılık rüzgarlar esmesi için kabri ile cennet arasına bir kapı açılmasını emreder. Buna müteakiben kabri 70 zira yani 35 metre genişletilir ve aydınlatılır.

    Daha sonra yüzü güzel, elbiseleri güzel ve kokusu hoş bir adam ona gelir ve der ki:

    −‘Seni sevindirecek şeyleri sana müjdeliyorum. Allah’tan bir rıza ve içinde ebedi nimetlerin bulunduğu cennetlerin müjdesini sana getirdim. İşte bu sana vaadolunan günündür.’

    Mü’min kişi ona şöyle der:

    −‘Allah sana da hayırlı müjdeler versin, sen kimsin? Senin yüzün hayırlı şeylerle gelen kimsenin yüzüne benziyor.’

    O kişi de ona:

    −‘Ben senin dünyada işlemiş olduğun salih amelinim der. Allah’a yemin ederim ki ben seni şöyle bildim. Allah’a itaat hususunda çabuk davranan bir kimse idin. Allah’a masiyet hususunda ağırdan alırdın. Bundan dolayı Allah seni hayırla mükâfatlandırdı.’

    Sonra ona, cennette açılan bir kapı ve cehenneme açılan bir kapı açılır ve denir ki:

    −‘Eğer Allah’a isyan etmiş olsaydın, gideceğin yer bura olacaktı! Allah onun yerine sana bunu verdi.’

    O kişi cennette olanları görünce şöyle der:

    −‘Rabbim! Kıyametin kopmasını çabuklaştır ki ben aileme ve malıma kavuşayım!’

    O kişiye:

    −‘Sen burada kal!’ denilir. O kişi yeniden diriltilene kadar cennetteki makamını seyreder durur. Ruhu ise, yeniden bedene döneceği kıyamet gününe kadar cennet ağacına tutunmuş bir kuş olduğu halde temiz ruhların arasında bulunur.

    Kâfir veya facir bir kişi dünya ile alakası kesilip, ahirete yöneldi mi, ona semadan kaba ve güçlü kuvvetli yüzleri siyah melekler semadan iner. Beraberlerinde cehennem ateşinden kaba elbiseler vardır! Nihayet melekler o kişiden gözün görebildiği kadar uzak bir mesafede otururlar.

    Sonra ölüm meleği gelir ve o kişinin başının yanında oturup, şöyle der:

    −‘Ey murdar! Nefis, Allah’tan bir gazab ve öfkeye doğru çık!’ Ölüm meleğinin bu sözü üzerine, o kişinin ruhu cesedinde dağılır. Dalları budakları çok, demir çubuğun ıslak yünden çekilmesi gibi onun ruhunu çekip alır. Bu hal ile birlikte damarları ve sinirleri paramparça olur. Gök ile yer arasındaki herbir melek ve semadaki bütün melekler ona lanet ederler. Semanın kapıları kapanır. O kişinin ruhu Allah’a çıkmaması için dua etmeyen hiçbir melek kalmaz! Ölüm meleği o ruhu, bu bedeni ezmek maksadıyla ve Allah’ın nimetlerinden yararlanmamak amacıyla, bedenin üzerine giyilen kıldan dokunmuş elbiselere gir! der.

    Melekler göz açıp kapatacak kadar bir zaman kadar dahi olsa, onun elini bırakmazlar! O kişiyi hemen o getirdikleri kaba elbiselere sararlar. O kişiden, yeryüzünde görülmüş en kötü kokan leşin kokusu gibi bir koku çıkar.

    Melekler onu alıp yükselirler.

    Meleklerden bir topluluğun yanından geçtiklerinde mutlaka melekler:

    −‘Bu murdar ruh kimdir?’ derler.

    Onu götüren melekler de:

    −‘Bu, filan oğlu filandır’ diyerek dünya hayatında ona verilen en kötü ismiyle onu anarlar. Nihayet o, dünya semasına getirilir. Ona kapının açılması istenir ama ona kapı açılmaz!

    Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

    Daha sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Araf Suresi 40. ayeti okudu:

    −“Ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı büyüklenenlere hiç şüphesiz gök kapıları açılmayacaktır! Onlar, deve iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler!..”

    Bunun üzerine Allah Azze ve Celle şöyle der:

    −“Onun kitabını Siccin’de, yerin en alt tabakasında yazınız! Kulumu tekrar yeryüzüne götürünüz! Çünkü ben onlara şunu vaat etmiştim. Ben onları oradan yarattım, onları oraya iade edeceğim ve ikinci bir defa daha onları oradan çıkartacağım!”

    Bu sefer o kişinin ruhu semadan savrulup atılarak kovulur ve cesedine döndürülür nihayet gelip cesedine düşer!

    Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

    Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hac Suresi 31. ayeti okudu:

    “…Kim, Allah’a ortak koşarsa o sanki gökyüzünden düşüp, kuşların kaptığı yahut rüzgarın kendisini uzak bir yere attığı kimseye benzer.”

    Nihayet o kişinin ruhu cesedine iade edilir. O arkadaşlarının kendisini bırakıp gittikleri vakit ayakkabılarının sesini işitir. Bu halde iken şiddetle bağırıp çağıran ve azarlayan iki melek gelir ve onu onu korkutarak oturturlar.

    Melekler o kişiye şöyle derler:

    −‘Rabbin kimdir?’

    O kişi:

    −‘Ah! Ah! Bilmiyorum’ der.

    Melekler ona:

    −‘Dinin nedir?’ diye sorarlar.

    O kişi:

    −‘Ah! Ah! Bilmiyorum’ der.

    Melekler ona:

    −‘Bu size gönderilen adam hakkında ne dersin ve onun hakkında nasıl şahitlik edersin?’ diye sorarlar.

    O kişi, kendisine sorunan kişinin kim olduğunu anlıyamaz ve:

    −‘Hangi adamı soruyorsunuz?’ der.

    Melekler de ona:

    −‘Muhammed’ diye hatırlatırlar.

    Bunun üzerine o kişi:

    −‘Ah! Ah! Bilmiyorum, insanlar (Muhammed hakkında) bir şeyler söylüyorlardı, ben de onların söylediği gibi söylüyordum. der.

    Bu cevap üzerine melekler de ona:

    −‘Hay bilmez olasın! ve hiçbir şey söyleyemez olasın!’ derler.

    Bu cevaba müteakiben Allah-u Teâlâ, o yalan söylemiştir! Ona cehennem ateşinden bir yatak serilmesini, sıcak ve kavurucu rüzgarın girmesi için cehennemden onun kabrine bir kapı açılmasını emreder. Cehennemin ateşinin sıcağı ve deri gözeneklerinden işleyen sıcak havasıda ona ulaşır. Onun cehennemdeki mekanı kendisine gösterilir ve:

    −‘Bu senin mekânındır’ denilir.

    O kişiye cennetten de bir yer gösterilir ve:

    −‘Eğer Allah’a itaat etmiş olsaydın burası senin olacaktı, denilir.’ O kişi kazandığı ve kaybettiği yerleri görünce acısı ve ızdırabı katlanır. Sonra o adamın kabri, o kadar daraltılır ki, kaburgaları birbirine geçer! İşte bu, Allah’ın vaat ettiği sıkıntılı ve sıkıcı hayattır!




  • şu an ölüyüm mezardan yazıyorum
  • Valla kalbi durup tibben oldukten sonra hayata geri dondurulenler ( kalp masajı vs.) Ortak olarak 5. Duyu dışında duvarların arkasında olup bitenleri bile hissedebildiklerini, tunelin içinden beyaz bir ışığa doğru cekildiklerini falan hissetmisler. Ama gel gelelim yurdum insanı batman'da bir kişi hastanede ölüp 25 dk sonra hayata geldiğinde hiç birşey hatirlamadigini soyleyip sigara istemiş. Bana sorarsanız bizim Türk doğruyu söylüyor. Adamin isim yapmak, ünlü olmak gibi bir gayesi yok. Diğerleri sırf dikkat çekmek için salladilar gibime geliyor.
  • peygamber efendimiz(s.a.v) bile ölürken acı çekmiş hepimiz o acıyı çekeceğiz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kriger

    Ölüm uykunun kardeşidir

    Reankarnasyona mı inanıyorsun?
  • bizim okulda çok tutuluyor . ölmek resmen moda oldu . bu yıl nazilli myo da 2 öğrenci intihar etti . 2 sene evvel öncede aydın ticaret m.l 'de 1'i intihar etti . Birgün yaparsam haber ederim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ReturnOfLegend

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kriger

    Ölüm uykunun kardeşidir

    Reankarnasyona mı inanıyorsun?

    Yoo inanmıyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Beşir Fuad

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Öldüğümüzde perde açılıcak ve uyanıcağız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mezardan yazıyoruz beyler
  • Bu aralar merak ediyorum hocam bende, nasıl bir duygu acaba...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilmiyorumki daha önce ölmedim fakat inceledikten sonra deneyimlerimi .............

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Mükemmel bir duygudur keşke ölsem.
  • Hissedemezsin farkında bile olamazsın o yüzden sonrasında ne olduğunun bir önemi yok

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.