Şimdi Ara

89/2 AFYON EMİRDAĞ 3.JANDARMA ER-EĞİTİM TABURU BURAYA (2. sayfa)

Askeryasar · 2009-05-06T08:02:07.0000000+03:00

Arkadaşlar 89/2 Afyona Cıktı Askerliğim..Buraya Cıkan varsa Beni Eklesin yasareris_21@hotmail.com HEpinizi beklerim

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar

Editörün Seçtiği Fırsatlar

Daha Fazla

Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az

4 Misafir (3 Mobil) - 1 Masaüstü,

3 Mobil

5 sn

38
Cevap

1
Favori

18.541
Tıklama

Daha Fazla
İstatistik

Konu İstatistikleri Yükleniyor

Konuya Özel

0 oy

Öne Çıkar

Cevapla

Sayfa:

önceki 1 2

Giriş

Mesaj

Tesadüfen şimdi dolanıyordum :) öyle bi bakayım dedim. 22/05/2011 de başka bir forum da bunları yazmıştım.

Herkese merhabalar...

1984/3 Acemi birliğim Afyon/Emirdağ, usta birliğim Ankara/Sincan F-Tipi Cezaevi.

Emirdağ'da günde 4 mevsim değişiyordu, diğer taraftan Adaçalı'da tepemizden ucaklar geciyor. Birde o 45 dakikalık moladan sonraki 15 dakikalık dinlenme molası işkenceydi.

Tuvalete mi gireceksin, poğoçamı alıp yiyeceksin yoksa sumu içeceksin...

Zaten süre kısıtlı birde hepsinde aşırı sıra oluyordu ki; çeşmenin de az akması ayrı bi eziyetdi.

Ben 2.bölükteydim (Flama bizdeydi) Sabahtan öğlene kadar olan eğitim soguk, öğleden sonraki eğitim sıcak oluyordu.

Bayram Uzman Komutanımızın ve özellikle Cevdet Astsubay Komutanlarımızın nöbetçi olduğu zamanlar sıkı geçiyordu. Hatırladığım Cevdet Astsubay Komutanımızın 40 küsür başarı belgesi vardı (öyle diyordu) ve tam bir komandoydu.
Kolluk onda olduğu gün 2.bölük için cehennem günüydü. 1. ve 2.bölük Jandarma eğitimi, 3. ve 4.bölük Komando eğitimi alıyordu. 1.ve 2.bölük keleş, 3. ve 4.bölük G-3 kullanıyordu.

Emirdağda acemi birliği bitene kadar rahat yoktu. Son güne kadar eğitimler sıkı oluyor (yemin töreninden sonra başlıyor)

Eğitim alanı (Adaçal) ile bölük arası hatırladığım 3 KM idi. Sabah eğitim için gidip, öğlen yemek için dönüyorduk. Yemekten sonra tekrar Spor (Koşu) için Adaçal'a tekrar gidiyorduk.
Hatırladığım ortalama 3-5 KM Adaçal'da koşu olurdu. Gün içinde ortalama 15-18 KM sarfedilirdi. Ben sağlık sorunlarımdan dolayı Adaçal'da sadece tek bir sefer koşu yolundan geçtim.

Flama 2. bölükte olduğu için en çok 2. bölüğün üzerinde duruyorlardı ve en başarılı bölük 2.bölüktü. Aslında 10. bölükmüydü öyle bişi vardı tugay, alay gibi bi durumlar vardı ama tam hatırlamıyorum.

O depoların orda büyüklerimizin karaladığı yazıları görürdük (65/3 - 66/2) gibi...

Genellikle 1. ve 2.bölüğe düşenler şanslıydı. Jandarma eğitimi aldıkları için genelde; Ankara ve yakın Şehirlere dağtım oluyordu. Ama 3. ve 4.bölük Komando eğitimi aldıgı için (1. ve 2.bölüğe göre eğitimleri daha zordu) Usta birlikleri doğu bölgesine çıkıyordu.

Ben hala haftada 2-3 kez rüyamda Askerim ve çok acaip oluyor. Herdefasında aynı konu ama, farklı yer ve kişiler oluyor. Askerliğim bittiği halde beni hala orada turuyorlar, diyorum askerliğim biteli 10 sene oldu benim burda ne işim var ama bir türlü bırakmıyorlar.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FikretKISA -- 4 Nisan 2024; 2:24:46 >

81/1 olarak şubat-mart 2001'de ordaydım. 13ncü bölükteydim. 9,10,11nci bölükler tabur girişine yakın, 12,13,14ncü bölükler daha yukarıda idi. 13 ve 14ncü bölüklerin banyo sorunu vardı. haftasonu banyo yapabiliyorduk sadece. 13ncü bölüğün ayrıca sabahları tuvalet tıkanma sorunu vardı ki kronikti yani sürekli aynı traş saatinde tıkanırdı. Tabi bunda tabur binalarının eski olması ve bölüklerin her birinin 160 kişiden oluşması önemli etkendi.

Eğitim kışlası taburdan ayrıydı, yerleşim yerinden marş söyleyerek kışlaya eğitime çıkardık. Tabur ile kışla arası marş söylemeyen arkadaşların kepini alıp fırlatma geleneği vardı bizde. o an hiç hoş gelmiyor insana ama şimdi bakınca eğlence gibi anımsıyorum.

Eğitim kışlası şubat-mart ayları hava çok soğuktu. ağaç sayısı azdı, onlarda bodur küçük ağaçlar olduğundan soğuk rüzgar etkiliydi. abartı olacak belki ama soğuk rüzgarın karnımdan geçişini hissederdim, öyle yani. 19 kişilik posta, soğuktan korunmak için hilal şeklinde eğitim düzeni alırdık, posta çavuşu eğitimi anlatırdı. anımsadığım kadarıyla bu noktada ezber çok önemliydi. çavuş o sırada hangi askere ne sorarsa, ne anlattıysa biraz önce, aynısını ondan duymak istiyor. genelde bu soruları eğitim astsubayı oradayken soruyorlardı.

Eskişehir'den kalkan F4 Phantom savaş uçakları geri dönüş manevrasını emirdağ kışlası hava sahasında yaparlardı. görsellik açısından iyiydi ama hava rüzgarsız olduğunda (yani daha az rüzgarlı havalarda) gürültü bakımından F4 savaş uçakları epey uğultu çıkarıyorlardı. genelde 2'li geliyorlardı savaş uçakları. sanırım onlarda da badi kuralı vardı. rüzgar sesi uçak uğultusunu bastırıyordu bazen, işte öyle rüzgarı vardı emirdağ'ın!

yemin töreninden sonra çarşıya çıkmak serbest. hatta hem cumartesi hem pazar çıkılabiliyordu eğer cezanız yoksa. tabur komutanı 200 metre atışlarını beğendiği için de vermiş olabilirdi o 2 günü, şimdi tam hatırlamıyorum. 2 haftasonu iznim varken 2 gün peşpeşe hiç çıkmadım. zaten emirdağ esnafı askere masefeli yaklaşıyordu. internet kafeden başka bir yere de gitmezdim. cumartesi-pazar tabur içinde "Karahisar Kalesi Yıkılır Gelir" türküsü çalardı. erkek sanatçı söylerdi. sanatçının adı pek bilindik biri olmamasına rağmen harika bir sesti o, biliyordum adını ama şu an hatırlamıyorum neyazıkki. sesi kıraç'a benziyordu ama Kıraç değildi.

neyse... Emirdağ'dan Bursa cezaevi'ne düştüm ve 16 ay orada görev yaptım ki orası da ayrı bir güzellik idi.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bmp61 -- 3 Ağustos 2015; 18:27:57 >