Şimdi Ara

American Beauty (1999) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
49
Cevap
0
Favori
1.634
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    quote:

    Orijinalden alıntı: TheWazZ


    "Şimdi konuşurken tam 1 yıl sonra öleceğimi bilmiyorum" tarzı birşeyler söylemişti yanlış hatırlamıyorsam.


    İzleyeli 1 yıl kadar oldu, ondan hatırlayamıyorum, yeniden mi izlesem napsam


    Bır yıldan kısa bir sürede ölmüş olucağım diye başlıyo filmi şimdi açtım baktım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Casco!


    Bır yıldan kısa bir sürede ölmüş olucağım diye başlıyo filmi şimdi açtım baktım


    Hah tamam ben de şimdi açtım baktım aynen öyle
  • Hala izlemeyen varsa durmasın derim. Sam Mendes'in muhteşem ters köşesiyle ilk tanıştığımız film, ayrıca sinemanın en muhteşem yıllarından birisi olan 1999 yapımı olması da ayrı bir mesele. Oscar'ı kazanan ender güzel filmlerden. İlk filmler açısından da en muhteşem başlangıç. İkinci filminiz de Road to Perdition olsun lütfen, Paul Newman hatrına.
  • Seçildikten sonra dün indirdim (gerçi gece olduğu için bugünün ilk saatlerinde indirdim denebilir ) yarın sabah inşallah izliyorum yorumumu yazıcam.

  • 9/10

    Bu filmi 2-3 kere izlemeye başlamıştım ama hep bir şeyler bana engel oldu ve sadece 5 dakikasını falan tamamlamıştım.Şimdi ise @Travis'in konusu sayesinde izleme isteği oluştu ben de.Ve beklediğimin üzerinde bir filmle karşılaştım.Amerikan toplum eleştirisi yaptığını çoğu yerde duymuştum veya okumuştum.Ama bunu yaparken bu kadar akıcı bir anlatım sağlayabileceklerini hiç düşünmemiştim.Sanırım bu izlenime kapılmamın en büyük sebebi ise Haneke'den alışık olduğumuz rahatsız edici filmlerdi.Haneke filmleri de bana çoğu zaman akıcı gelmiştir ama hollywood kadar olamaz yada olmak istemez dersem daha doğru olur.Bilindik hollywood filmlerine nazaran üst düzey bir yapım olsa da yine de ben Hollywood esintilerini ufaktan ufaktan hissettim sanki.Keşke biraz daha rahatsız edici bir film oluşturabilseydi yönetmen.Ama yine de böylesine yozlaşmış bir sektörün içinde yabancılaşmayı,tüketici toplumun sonunda kendini de tüketmesini,aile kurumunun önemsizleşmesini veya baskıyı,disiplini abartışını ve en önemlisi kapitalizmi böylesine cesurca eleştirmek gerçekten takdir edilesi bir hareket.Ben There Will Be Blood kadar iyi bir hollywood filmiyle karşı karşıya kaldım akşam akşam.Bu her zaman başıma gelmez.Şunu da söylemeden geçemeyeceğim.Şu Ricky denen elemanın çektiği rüzgarda dans eden poşet videosu gerçekten harikaydı.Büyüleyici bir noktaydı o.Sonuç olarak Haneke kadar rahatsız edici olmaması dışında pek bir eleştirilecek bir noktası yoktu filmin.Önerilir.




  • @Dönüşüm film beğenilmeyecek gibi değil ki. Ama Haneke'nin dışında Hanekesel film bekleme, hele ki Bir Amerikan filminden hiç bekleme. Bu filmin rahatsız etme gibi bir amacı yoktu zaten bana göre, daha çok bana, insana ayna tutan bir filmdi. Modern hayattaki zengin ailelerin ilişkilerinin, hayatlarının ne derece cansız ve çarpık olduğunu gösteryordu. Genel olarak insanı yansıtmasının dışında Amerikan'ın Güzelliğini de epey güzel anlatmış bir film. Bir de aile baskılamasını da gözler önüne sermiş. Şu Hollywood'dan Bir Kate Winslet'ı bir de Kevin Spacey'yi seviyorum, onu da söylemeden geçemeyeceğim. Sen onu bunu bırak da Dogville'i izle geçen hafta seçildi izleyen olmadı




  • Bir keresinde bir yerde denk gelmiştim yarım yamalak izleyebilmiştim şimdi bitirdim keşke daha önceden izleseydim dediğim filmler listeme girdi. Başlangıçta sıradan bir şekilde gidecek sandım ancak ilerleyen vakitlerde beni koltuğa kilitledi. Karakterlerin psikolojik durumları çok iyi yansıtılmış. Oyunculuklara ise diyecek bir şey yok. Bazı sahneler gerçek hayatta olsa ''rahatsız edici'' diye tabir edilebilir ki bu durumu bize yansıtması yönetmenin başarısı (kevin spacey'in kızının arkadaşına olan tavırları vs.) Benden 10 üzerinden 8 aldı kesinlikle tavsiye ediyorum izleyin.


    sözlüklerde falan lester'i kimin öldürdüğü konusunda hep farklı görüşler var kafam karıştı açıkçası frank mı öldürdü yoksa karısı mı?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Emmesen



    sözlüklerde falan lester'i kimin öldürdüğü konusunda hep farklı görüşler var kafam karıştı açıkçası frank mı öldürdü yoksa karısı mı?





    Lester'i benim anladığım kadarıyla Frank öldürüyor. Zaten adamın üstü başı kan olmuştu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    quote:

    Orijinalden alıntı: Emmesen



    sözlüklerde falan lester'i kimin öldürdüğü konusunda hep farklı görüşler var kafam karıştı açıkçası frank mı öldürdü yoksa karısı mı?





    Lester'i benim anladığım kadarıyla Frank öldürüyor. Zaten adamın üstü başı kan olmuştu.



    Sözlüklerden falan baktım bana da mantıklı geldi olabilir yani diye düşündüm hem karısı hem de Frank aynı anda öldürmek için girişiyorlar ancak karısı tetiği çekiyor kan Franka bulaşıyor vs. sanırsam %100 emin olamayacağız bu konuda.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Emmesen


    Sözlüklerden falan baktım bana da mantıklı geldi olabilir yani diye düşündüm hem karısı hem de Frank aynı anda öldürmek için girişiyorlar ancak karısı tetiği çekiyor kan Franka bulaşıyor vs. sanırsam %100 emin olamayacağız bu konuda.



    Fazla kasmışlar gibi geliyor. Gerçi seyirci o öldürülme anını görmüyor. Ama karısının Lester'i öldürecekken bundan vazgeçtiğini ve bu düşüncesinden dolayı pişmanlık duyup ağladığını düşünüyorum. Bu esnada Lester'in öldürüldüğünü de görmedi büyük ihtimal. Ya da şöyle bir olasılık geliştirilebilir, kadın Lester'i vurmuştur, Frank de Lester'i öldürüp öldürmemek konusunda tereddüt etmektedir, fakat onu yerde kanlar içinde bulur, gerçekte de Lester'den hoşlanmaktadır ve onun ölümüne üzülüp, cesedine sarılır, bu sayede de üstü başı kan olur. Ama bence karısı Lester'in öldürüldüğünü görmedi ve onun yanına bile gidemeden onu öldürmekten vazgeçti. Farklı görüşü olan varsa alalım Ama sonuna fazla takılmamak gerek, neticede herkes hırsını zavallıdan çıkarmak istiyordu




  • @diminis

    İzleyeceğim Dogville'ı merak etme.Zaten pc'de duruyor.
  • Bu gece için film çıktı izlicem.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    quote:

    Orijinalden alıntı: Emmesen


    Sözlüklerden falan baktım bana da mantıklı geldi olabilir yani diye düşündüm hem karısı hem de Frank aynı anda öldürmek için girişiyorlar ancak karısı tetiği çekiyor kan Franka bulaşıyor vs. sanırsam %100 emin olamayacağız bu konuda.



    Fazla kasmışlar gibi geliyor. Gerçi seyirci o öldürülme anını görmüyor. Ama karısının Lester'i öldürecekken bundan vazgeçtiğini ve bu düşüncesinden dolayı pişmanlık duyup ağladığını düşünüyorum. Bu esnada Lester'in öldürüldüğünü de görmedi büyük ihtimal. Ya da şöyle bir olasılık geliştirilebilir, kadın Lester'i vurmuştur, Frank de Lester'i öldürüp öldürmemek konusunda tereddüt etmektedir, fakat onu yerde kanlar içinde bulur, gerçekte de Lester'den hoşlanmaktadır ve onun ölümüne üzülüp, cesedine sarılır, bu sayede de üstü başı kan olur. Ama bence karısı Lester'in öldürüldüğünü görmedi ve onun yanına bile gidemeden onu öldürmekten vazgeçti. Farklı görüşü olan varsa alalım Ama sonuna fazla takılmamak gerek, neticede herkes hırsını zavallıdan çıkarmak istiyordu



    Bu konu bence filmde çok açık görünüyor.Karısı daha evin kapısından içeri girmeden silahın sesi duyuluyor.Yani Lester'ı %100 Frank öldürdü.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Oromë -- 5 Ağustos 2012; 14:53:13 >




  • akşama doğru bi bakayım bu filme.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Patria o Muerte

    akşama doğru bi bakayım bu filme.

    O gözle () izleyeceksen hiç izleme, hayal kırıklığına uğrarsın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theo Angelopoulos -- 5 Ağustos 2012; 15:52:22 >
  • Biraz önce bitirdim filmi. Buradaki yorumlar beklentilerimi üste taşımıştı ve American Beauty beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Sildiğime pişman oldum açıkçası.

    Film kısaca Amerikan aile yapısını eleştiriyor. Ancak yönetmen Sam Mendes o kadar hafif ve güzel anlatıyor ki bir ara Amerikan filmi olmadığı düşüncesine kapıldım. Hatta aslında sadece Amerikan toplumuyla alakalı olmadığını ve tüm insanlığı anlattığını da söyleyebilirim insanların değişen tavırlarından yola çıkarak.

    Kevin Spacey nadir beğendiğim, hatta tek de diyebilirim, Hollywood oyuncularından. Bu filmle de ne kadar sağlam bir oyuncu olduğunu tekrar kanıtlamış.

    Filmin adıyla (American Beauty-Amerikan Güzelliği) güzel bir ironi yakalanmış olsa da ülkemizde Amerikan Güzeli olarak vizyona girmesi gerçekten rahatsız edici ve filmin doğasından uzak olmuş.


    Katilin kim olduğu konusunda kesin emin olamayacağımızı söyleyenler olmuş. Ancak Lester'ın ölüm sahnesinden sonra herkesin teker teker gösterildiği sahnede karısı daha dışarıdayken silah sesi duyuluyor. Yani kesin olarak Frank öldürüyor diyebiliriz.


    Filmin o yılki önemli ödülleri toplaması bazılarını rahatsız etmiş, haketmediğini düşünenler var. Ama bence sonuna kadar hakediyor film.

    Ricky'nin çektiği dans eden poşet videosu çok çok güzeldi. Ayrıca bana Lester'ı anlatıyor gibi geldi o sahnede.


    ” Kar yağışına dakikalar kalan günlerden biriydi.
    Hava elektrik yüklüydü.
    Neredeyse duyabiliyordun.
    Ve bu torba oradaydı.
    Benimle dans ediyordu oynamam için yalvaran küçük bir çocuk gibi.
    15 dakika boyunca.
    İşte o gün fark ettim.
    her şeyin ardında hayat vardı.
    ve iyilik dolu, inanılmaz bir güç.
    Korkmak için hiç bir neden olmadığına inanmamı istiyordu.
    Hem de hiç. video, zavallı bir bahane, biliyorum.
    Ama hatırlamama yardim ediyor.
    Hatırlamaya ihtiyacım var.
    Bazen öyle çok güzellik var ki dünyada.
    Dayanamayacağımı hissediyorum.
    Ve kalbim içine kapanacak. “


    Genel olarak; hafif anlatımıyla, yaptığı yerinde eleştirilerle, iyi oyunculuklarla Amerikan film sektörünün içinden sıyrılmayı başarabilen bir film American Beauty.



    Ayrıca soundtrack'i çok sevdim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ««T®AVI§»»




    Evet şimdi baktım karısı girerken silah sesi duyuluyor ve Frank kanlı üstünü değiştirirken ellerinde eldiven var kesin o öldürmüş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emmesen -- 5 Ağustos 2012; 19:11:18 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Emmesen

    quote:

    Orijinalden alıntı: ««T®AVI§»»




    Evet şimdi baktım karısı girerken silah sesi duyuluyor ve Frank kanlı üstünü değiştirirken ellerinde eldiven var kesin o öldürmüş.



    Evet, kesinlikle.




  • bu film korkutmuştu beni
    ama spacey oldu mu direk izlerim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • filmin özeti filmdeki
    herkes sapık bence filmin adı amerikan sapığı olmalıydı
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.