Ankara'da İnsanların Trafikte Mahsur kalmaları ! (2. sayfa)

Buyrun bu da Hindistan

Ouz Demirer Videolarıyoutube

Hindistan bildiğiniz üzere en kalabalık ülkelerden biri 1 milyar 339 milyon nüfusu ile dünyanın en kalabalık şehirleri arasında yer almaktadır. Bu kadar kalabalık bir ülkede trafiğin muazzam bir şekilde akması insanı hayrete düşürüyor.

https://www.youtube.com/watch?v=iG8L2Lgjij0

1. Çıkamayacağın kavşağa girmeyeceksin.
2. Dönel kavşakta, kavşak içindekilere yol vereceksin.

2 temel kural, bu kadar basit. Uyulsaydı trafik bu hale gelmezdi. Bu sabırsız kural tanımayanlar yüzünden dönel kavşak görevini yapamıyor ki

mutlu musun kilistar?

ülkemizin insanını medeni zannetmenin sonucu işte. halkımıza adım başı trafik lambası, adım başı tümsek lazım başka bir şeyden anlamıyoruz. yok yaya geçidiymiş, dur levhasıymış, kavşağa giren araca yol vermekmiş bunlar avrupa insanı için, bize 3 beden bol geliyor.

sinyal vermeyi öğrenmeyen 06 plakalar için hazin son.

Çakırlar Kavşak dediğiniz kavşak belki de Türkiye'deki en büyük kavşak ve ona bağlanan yollar da 3 şeritli devasa yollar.

Aynı şekilde bağlandığı yollar da çok aşırı trafik yoğunluğu olmayan ya da Ankara'nın birinci derece ana arteri olabilecek yollardan değil.

Ama buna rağmen böyle bir şey olduysa bunun tek sebebi var. HANZO ANKARA SÜRÜCÜLERİ

Adamların kesinlikle kavşak içindeki araca yol verme gibi bir anlayışı yok

Adamların sinyal verene yol verme gibi bir anlayışı yok

Mecburen birisinin şeridine girersen arkandaki kafayı yiyor, çıldırıyor, arabadan inip maymun gibi hareketler yapıyor

Mesela kavşaktan sola döneceksin, sol taraf arka arkaya 10 araba olmuş , tıkanmış gitmiyor. Ama ortada bir şerit daha var, sen oraya geçtin mesela, oradan sola döneceksin. İlginç bir şekilde arkandaki ve solundaki araçlar çıldırmış gibi düdüğe basıyor, el kol hareketi yapıyor. Lan boş işte, geçip gitmek niye yanlış ki? Trafik bu , akması lazım

Otomobil kullanmayı İstanbul'da öğrendim. İlk şokumu İzmir'de ikinci şokumu ve kaderimi ise Ankara'da yaşadım. Üstteki arkadaşın dediği gibi tek sebep hanzo sürücüler.

Maalesef Ankara'da milletin otomobil kullanmak ve şoför olmak ile alakası yok. Hızlı araba kullanıyorum diye çevrem hep şikayet eder. (Hızlıdan kasıt seri olmak, akıl almaz süratler değil.) Trafik yokken geçen arkadaşımı bıraktım anlamıyorum kalabalıkta kasıyorsun hızlı gidiyorsun yol bomboş tın tın gidiyorsun dedi. Kalabalıkta hızlı gidiyor olmamın tek sebebi trafiğin içinde kalmamak milletle muhatap olmamak dedim.

Kalabalıktan hemen uzaklaşacaksın.

Ankara'da başlıca temel alışkanlıklar aşağıda sıralanmıştır.

Aynaya bakmazlar gittiğin şeride ışınlanırlar.

Cep telefonu elden düşmez. Gerçekten düşmez ama, söylenirsen senin elinde niye yok diye fırça yersin.

Yol hakkı sizdeyken siyah ve çakarlı bir araç sürücüsü size sen kimsin çıkışı yapabilir. Öğrendikten sonra yoluna devam eder. Hiç kimse değilseniz yandınız. (Nadir olur ama olur.)

İyi bir araba sol şeritte 50 ile gidiyorsa selektör ile arabanın röntgenini de çeksen de yol vermez sağlaman lazım.

Sağa dönüşte kırmızı ışıkta BEK-LE-YE-MEZ-SİN !!! Bir gözüm dikiz aynasında bir gözüm ışıkta sıkıştıran olursa sola açılıp yol veriyorum. Ayrı sola dönüşte ilk araba bensem hep bir araba boşluk bırakırım önümde arkadan gelenlere yol vermek için.

Bir Ankara klasiği elbette unutulmaz her çeşit kavşakta en sağdan en sola geçerek sola dönmek. Bir klasiktir ne yapıyorsun deseniz ne yaptım ki cevabı alabilirsiniz.

Ölmeyi unutmuş olan sürücüler. Adamın gözünün feri sönmüş altında XC90 arabaları ezmesini geçtim adam yayaları ezecek resmen, herkese NPC muamelesi yaparlar. (Aynı soruna İstanbul'da denk gelmedim ama İzmir'de aynı dertten muzdarip.)

Aşırı özgüvenli valeler bir Ankara klasiğidir. Trafik saatlerinde Çukurambar taraflarında caddelerde gözlemlenebilir. Bu arkadaşlara araba vermediğinizde arkanızdan fakir p.. derler.

At gözlüğü kullanan sürücüler ise popülasyonun yarısını oluşturur. Bunlar sadece ama sadece önünü görür. Sağ, sol ve arkası yoktur onlar için hep ileriyi hedeflerler. Sizi biraz önce biçeçek olmaları ayrıntı bile değildir. Onlar yüz kilometrede 3.1 litre yakıt tüketmektedirler.

Son olarak da sanayi çıraklarını eklemezsek olmaz. Geceden arakladıkları müşteri arabaları ile sabahın erken saatlerinde Ayaş yolu, İstanbul yolu gibi kritik yerlerde orta şeritte yakıtsız kalır ve trafiğin içinden geçerler. Binlerce insanın işine gücüne geç kalması umurlarında bile değildir.

O yüzden ben acelem yoksa bir saat geç acelem varsa bir saat erken çıkarım. Dediğim gibi milletten uzak kalmak lazım.

ankara sürücülerini görünce devletin halini anlıyor insan.

yoğun yerlerde ışık şart. kurala uyulmayacağı tahmin edilmeli...