Şimdi Ara

BAMBUNUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
431
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bambu, gelişmesi enteresan bir bitkidir: Önce tohum ekilir, sonra bu tohum sulanıp gübrelenir. Birinci yıl, tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu tohumu ikinci yılda da filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda da bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum yine filiz vermez. Bu konuda tecrübe sahibi olan Çinliler, büyük bir sabırla beşinci yılda da tohuma su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu tohumu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede de bambunun boyu yaklaşık 27 metreye ulaşır.
    Acaba bambu 27 metre boya altı haftada mı, yoksa beş yılda mı ulaştı? Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır. Büyük bir sabır ve ısrarla tohum beş yıl boyunca sulanıp gübrelenmeseydi, bitkinin gelişmesinden söz edilebilir miydi? Edilemezdi. Demek ki bambu çekirdeğinin beş yıllık bir sürede filizlenebilmesi kendi kendine olmamakta, genetik program, hava ve su gibi sebeplerin bir araya getirilmesi ve Müsebbibü'l-Esbâb'ın da o çekirdeğe Hayy ism-i şerifinden diriltici bir nefha ile "yeşer!" emrini vermesi neticesi meydana gelmektedir.
    Bazı fıtratlar hakikati tanıma sürecinde bambu gibi oluyor; sert mi sert, çetin mi çetin.. bekliyor, bekletiyor; ama sonunda aradaki bütün farkı birden kapatıveriyor. Bazı insanların İslâmiyet'i kabullenmesinde de bu durum gözleniyor. Bazı insanlar uzun bir sabır süreci sonrasında, hidayete eriyor. Sohbet, hediye, ikram, evlilik gibi faaliyetler o insanların hidayete ermesinde sadece birer vesile oluyor. Bize düşen, dinimizin güzelliklerini hayatın içinde sergileyerek tebliğ ve irşad yapmak ve kavli duaya devam etmektir. Belki en büyük çileyi çeken ilklerdir. Çünkü asıl mesele yabanî ağaca aşı yapabilmektir.
    Rabb'imiz insan hayatına da tedrîcîlik (basamak basamak ilerleme) prensibini koymuştur. Bazı insanların hakikatı kabulü, hayatına hayat yapması ve insanlığa anlatması da bu prensip gereğince olmaktadır. Mekke'nin fethinden sonra Müslüman olanlar, bambu ağaçlarına benzetilebilirler. Peygamber Efendimiz (sas); 610'dan 622'ye kadar Mekke'de bu insanları bilfiil imana davet etti. Gönüllerini mübarek gözyaşları ve alın teriyle suladı. Daha sonra 8 yıl Medine'de sabırla bekledi. Nihayet 630'da, Peygamber Efendimiz (sas) ve Sahabe-i Kiram (r.anhum) tarafından bin bir emek ve gayretle sulanan gönüllerde iman çekirdeği filiz verip çiçek açmış ve sonunda meyveye durmuştur. Bizler de hidayeti takdir işini mukaddir-i hâdî olan Rabb'imize havale ederek, irade-i cüz'iyemize düşen mes'uliyetlerimizi yerine getirmeye çalışmalıyız.







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.