Bilgisayar oyunları ve kızlar ile ilgili bir röpartaj.
Bilgisayar oyunculuğu denilince genelde akla savaş ve şiddet dolu oyunlar geliyor artık. Aslında bu sadece bilgisayar oyunları için geçerli bir durum değil gerçi, sinema filmleri, ana haber bültenleri ve en çok okunan kitapların içinde bolca var bunlar. Ancak konumuz tam olarak bu değil, daha çok "Barbie bebekleri bırakıp bizim gibi San Andreas ya da Counter-Strike gibi oyunlar oynamaya başlayan kızlar".
Belki doğaları gereği belki de küçüklüklerinden beri çevreden yapılan baskı nedeniyle, oyuncak bebeklere yönelen kızlar, sayıları henüz erkeklerin birkaç on kat altıyla ifade edilse de, bilgisayar oyunculuğunu fark etmiş gibi gözüküyor. Ancak bu fark ediş, garip bakışları da beraberinde getiriyor. Biz de böyle bir yazıyla bu konuya eğilelim dedik.
"Melike"ye de huzurlarınızda birkaç soru soracağız. Kendisine beni kırmayarak röportaj istediğimi kabul ettiği için şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum ve ufak ufak sorularıma başlıyorum.
Mirza: Kendinden bahseder misin? Melike: Ben normal bir okul, ev vs. hayatı olan bir kızım aslında. Şu anda okuduğum okul bir Anadolu Lisesi.
Mirza: Bilgisayar oyunlarını ilk ne zaman fark ettin? Melike: İlk fark edişim çok uzun zaman önce oldu. Sanırım bundan 7 sene önce ilk oynadığım oyun Mario'ydu.
Mirza: Mario'yu ne kadar oynadın? Bitirebildin mi örneğin? Melike: Mario bir klasikti. Uzun zaman oynadım. Daha iyisi yoktu çünkü. Bitirebildim mi, evet bitirdim.
Mirza: Aslında daha iyisi yoktu demek biraz haksızlık olur. Çünkü bildiğim kadarıyla Mario'nun epeyce bir geliştirilmiş hali olan Prince of Persia 90'ın başlarında PC için çıktı ama sanırım bu senin için epeyce bir uzak geçmiş oluyor. Bu arada, Prince of Persia serisinin en son çıkan oyunu, (ilk oyundan aşağı yukarı 15 sene sonra) Warrior Within tam bir şaheserdir. Şöyle soralım o zaman, ciddi anlamda oynadığın ilk bilgisayar oyunu neydi? Melike: Ciddi anlamda ilk oyunum Comandos'tu. Comandos 1 bence dönemin en ilginç oyunuydu ve 6 yıl önce gittiğim internet cafede tek oyunumuz buydu. Hiç unutmam o zaman saati 750.000 liraydı.
Mirza: Commandos'u bitirebildin mi? Ben son bölümde takılmıştım sonra da sinir olup kaldırmıştım oyunu. Melike: Hatırladığım kadarıyla bitmişti. Çünkü bayağı hırslandığımı anımsıyorum. Ama, emin değilim.
Mirza: Oyun oynamaya başlamanla oyunları ilk defa fark etmen arasında ne kadar zaman geçti? Melike: Tabii ki çocuklukla ergenlik farklı oluyor birbirinden. O zaman oynadığım oyunlar sadece kelebekli böcekli altınlı oyunlardı. Şimdi bakınca komik geliyor.
Mirza: Diğerlerinden farklı olarak neden "oynama ihtiyacı" hissettin? Melike: Aslında pek farklı olduğumu sanmıyorum. Arkadaş ortamındaki kız arkadaşlarımla genelde toplanır Counter Strike oynarız. Yani ben bu oyunlara başlarken hiç anormal gözükmedi gözüme. Tabi oynamayan bir sürü kız arkadaşım var. Bana uzaydan geliyor muamelesi yaptıkları da doğru, ama bunlar kız nüfusunun tamamı değil. Bense oynuyorum çünkü sadece seviyorum, başka bir nedeni yok...
Mirza: Ne zamandan beri oynuyorsun? Melike: Ciddi anlamda 2 yıl oldu diyebilirim.
Mirza: Oyun oynarken karşılaştığın güçlükler oldu mu? Melike: İnternet cafelerde yaşadıklarım Allah'la benim aramda. Gerçekten bazen kız olmaktan nefret ediyorum. Tercih ettiğim cafeler de bu yüzden nezih ve tanıdık yerler.
Mirza: Çevrenden nasıl tepkiler aldın? Melike: Aslına bakarsanız siz erkekler bu işe kızlardan daha tuhaf bakıyorsunuz. Hala benim counter oynayabildiğime ikna olmayıp oyununa almayan erkekler var. Çoğu daha kabullenememiş durumda.
Mirza: Aldığın tepkileri nasıl değerlendirdin? Artık oynamayacağım dediğin oldu mu? Melike: Sadece bir kere dedim. O da internet cafe sahibinin beni oğluyla evlendirmek istediğini ima ettiği zaman bu iş bitti dedim, ama dayanamadım tabii.
Mirza Bir oyunda en sevmediğin yön nedir? Melike: Üç boyut olayını kontrol edemediğiniz oylunlar...
Mirza: Oyun oynamak sende neyi değiştirdi? Melike: Belirgin bir şey yok aslında ama vaktimi çok alıyor. Şikayetçi değilim.
Mirza: Oynamak sana ne kazandırdı, ne kaybettirdi sence? Melike: Bir kazanç diyemem çünkü severek oynadığım bir şey. Bir şeyler kazandım mı diye hiç bakmadım. Zaman kaybettiriyor bazen. Ama öyle oyunlar var ki her türlü zamana değer...
Mirza: Bitirdiğin her hangi bir oyun var mı? Melike: Tam bitmiş yok, ama Gta Vice City'yi de, San Andreas'ı da fırsat buldukça ilerletiyorum. Bitmenin eşiğine getirdim =)
Mirza: Kendine ait bir bilgisayarda mı oynuyorsun yoksa internet cafelerde mi? Melike: Bilgisayarım bana ait değil. Tüm ev ahalisi kullanıyor. O yüzden kullanım açısından elverişli değil. Daha çok cafelerdeyim maalesef.
Mirza: Multiplayer oynadığın oyunlarda yenilmek sıkıcı olmadı mı? Melike: İşte beklediğim bir soruydu bu... Şunu söylemeye can atıyorum. Biz kızlar bu oyunlara sizin gibi bakmıyoruz. Siz bu oyunları gerçekle çoğu zaman karıştırıyorsunuz. Sadece oyun, birbirini kırmaya değmez... Bu yüzden yenilmek hiç sıkıcı gelmedi. Eğlendim mi? Evet. Başka sorun yok.
Mirza: Ne tür oyunlar oynuyorsun? The Sims oynadın mı hiç? Melike: GTA favorimdir. Strateji sevmiyorum, demin dediğim gibi biz (kızlar) oyunu eğlence olarak görüyoruz, sizse çok ciddi ve saldırganca oynuyorsunuz. Sims'e gelince, yalan söylemiş olmayayım oynadım valla. Kuzenim bir Sims çılgını ve bazen beni oturtup erkek arkadaşımla benim ailemi yapıyor.
Mirza: Sence neden kızlar genel olarak bilgisayar oyunlarına karşı ilgisiz? Melike: Bilmiyorum. Sanırım denemedikleri için. Ama erkek faktörü de çok fazla. Bizi dışlayan hep erkekler.
Mirza: Oyun oynayan ya da yeni başlayacak kızlara bir tavsiyen var mı? Melike: Benim hatama düşmesinler. Klan oyunuysa, önceden evde çalışmalı kendilerini geliştirmeliler. Yoksa bir şeyler bildiğinize ikna etmek sandığınızdan zor oluyor.
Mirza: Oyunculara söylemek istediğin bir şey var mı? Melike: Bizi de aranıza alın!
Mirza: Bize vakit ayırdığın için teşekkürler. Melike: Rica ederim.