Şimdi Ara

Bir Hikaye (Algılarımızın sınırlılığına dair)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
1
Favori
448
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları, iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep ayni şeyi söylüyorlarmış:
    'Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim! '

    Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatin kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tespit etmişler.
    'Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor.'

    Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla buyuyor, diğer bir deyişle 'yolun sonu'na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar.
    Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş:

    'Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir'

    Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş: 'Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor.'

    Ve eklemiş: 'Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz.'

    'Ama ben gitmek istemiyorum' diye haykırmış kardeşi. 'Hep burada kalmak istiyorum.'
    'Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır.'

    'Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki? ' diye cevaplamış öteki. 'Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak.' Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş:

    'Hem, belki de anne diye bir şey de yok! '
    'Olmak zorunda' diye itiraz etmiş kardeşi. 'Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki? '

    'Sen hiç anneni gördün mu? ' diye üstelemiş öteki. 'O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk.'

    Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş.

    Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar.
    Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.







  • Aslında yok öyle bir dünya

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aklıma takılan soru şu:

    Bu bebekler daha anne karnındayken nasıl konuşabilirler ? Hadi anlaştılar diyelim, peki bunu kim nasıl anladı ?

    Bu metin bana baştan saçma geldi abi
  • agladım
  • Haydi atayızlar bunu da açıklayın.
  • Süper olmuş ciddiyim çok beğendim

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: plzJizus

    Aklıma takılan soru şu:

    Bu bebekler daha anne karnındayken nasıl konuşabilirler ? Hadi anlaştılar diyelim, peki bunu kim nasıl anladı ?

    Bu metin bana baştan saçma geldi abi

    Lütfen ironi yapıyorum de

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.