Bilge, bir gün elinde bir cam kavanoz, öbür elinde irice, kırmızı bir elmayla sınıfa girer ve sağ elini havaya kaldırarak şu soruyu sorar:
“Bu elimde gördüğünüz şey nedir?”
Öğrenciler “kavanoz” diye koro halinde cevap verirler. Bilge diğer elini havaya kaldırır ve yine sorar:
“Peki, bu nedir?”
Öğrenciler “elma” diye yanıt verir.
Bilge ellerini indirir ve kavanozu kürsünün önüne koyar. Elindeki elmayı kavanozun içine atar. Gülümseyerek sınıfa döner ve şu teklifte bulunur:
“Kavanozdan çıkarmayı başaran elmayı yer.” Çocuklardan biri hemen kalkar ve
“Ben çıkarabilirim” der.
Bilge de,
“Gel çıkar bakalım” der. Çocuk elini kavanoza rahatça sokar, elmayı kolayca avuçlar ama bir türlü elmayı dışarı çekemez. Çünkü elma ile birlikte eli kavanozun ağzına sığmamaktadır. Fakat çocuk başarısızlığı kabul etmeyi de elmayı bırakmayı da istemez. Bilge’ye yalvarırcasına bakar ve
“Hocam elimi kurtaramıyorum” der. Bilge;
“Elmayı bırak” der. Çocuk;
“Ama elmayı yemek istiyorum” der. Bütün sınıfla birlikte Bilge de bir kahkaha atar ve
“İki şeye aynı anda her zaman kavuşamayabilirsin ve bir tercih yapmak zorunda kalabilirsin” der. Çocuk düşünür, formül arar ama bir türlü bulamaz. Ya eli kavanozda kalacak ve elmaya kavuşamayacaktır ya da elmadan vazgeçip elini kurtaracaktır. İki şıkta da çocuğu elmayı yeme zevkinden mahrum bırakmaktadır. Çocuk mecburen elmadan vazgeçip elini kurtarır. Bilge sınıfa sorar:
“Başka denemek isteyen var mı?”
Birkaç çocuk daha denemek ister ama bir türlü başarılı olamazlar. Sonunda herkes yerine oturur, Bilge sınıfa dikkatle bakar ve
“Peki, bu elmayı kavanozdan ben çıkarabilir miyim?” diye sorar.
Bütün sınıf;
“Hayır, bu imkânsız” diye bağırır. Bilge çocukların şaşkın bakışları arasında imkânsızı başarmak için avucunu açar, kavanozu ters çevirir ve elma yuvarlanarak eline düşer. Bu sonucu gören herkes çok şaşırır. Bu kadar basit bir yöntem neden kendi akıllarına gelmedi diye hayıflanırlar. Bilge ise herkesin aksine son derece ciddi bir ses tonuyla;
“Çocuklar, aslında bu göründüğü kadar basit bir şey değildir” der. Çocuklar;
“Ama çok basit, kavanozu ters çevirince elma avucunuza düşüyor” diye yanıt verirler. Bilge;
“Görünene aldanmayın, gerektiği zaman bir şeyi bırakabilmek, gerçekten basit bir iş değildir. Bırakmanız gereken şey bazen bir elma olabilir bazen de bir makam, bir mevki, bir unvan, bir rütbe veya bir sevgili olabilir. Unutmayın; bırakmanız gerekeni bırakmadan özgür olamazsınız” diye çocuklara çok güzel bir hayat dersi verir.
Harbi çok saçma.
Bilge den sonrasını okumadım özet geç
Şimdi bu adam bilge mi? O zaman ben aynştaynım.
hikayenin anlatmak istediği güzelde be kardeşim bilmem kaç kişilik sınıfta hiç mi bi akıllı yok kavanozu ters çevirecek ayrıca bu daha güzel Thıqkla
anasınıfı herhalde burası :D
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme