Cep telefonunun babası geleceğin telefonlarının nasıl olacağını açıkladı (2. sayfa)

Telefonlar ufalıcağına büyüyor terse gidiyoruz

Cep telefonun babası bilim-kurguyu biraz fazla kaçırmış. Yapılamaz demiyorum, dediği şey yapılabilir. Ancak tutmaz, veya çok kısıtlı bir zümrede alternatif olarak kalır. Neden? Bir kere ticarî olarak pek uygulanabilir değil. Cep telefonu üreticileri her yıl çatır çatır cep telefonu çıkarıyor ve satmaya çalışıyor. Yetmiyor aksesuar çıkarıp onları da satmaya çalışıyor. Bu cihazlara gerekli gereksiz ne kadar teknoloji varsa yığıp albenisini arttırıp fiyatları şişirmeye ve mümkün mertebe en yüksek kârı elde etmeye çalışıyor. Hâl böyle olunca kim neden basit bir çip ve mikrofon için uğraşsın? Böyle basit bir şeyden ne kadar kâr edebilirsin ki? Bir cep bilgisayarı kıvamında olan akıllı telefonların hiçbirisinin albenisi bunda olmaz. O ekranda internette dolaşıp bir şeyler okuyor, bir şeyler izliyor, müzik veya bir şeyler dinliyor, oyun oynuyor, fotoğraf çekiyor ve hatta görüntülü görüşme sağlıyorsun. Derinin altındaki çiple bunların hiçbirini yapamazsın. Albenisi olmayan şeyin müşterisi olmaz. Müşterisi olmayan şeyin ticareti de olmaz.

Diyelim ki derinin altına bunu kondurdun, ee senin şu andaki cep telefonu ihtiyacını yine karşılamayacak. Yine bir tane akıllı telefon alacaksın. Seni telefon taşıma hammallığından kurtarmadı ki? Buna alternatif bile denemez. Bir de üstüne ekstra masraf açtın, cerrahi operasyon yaptırdın? Bu çipleri de sürekli modelini değiştirdiğin telefonlar gibi de değiştiremezsin. Sürekli cerrahi operasyon mu yaptıracaksın? Çocuk oyunu değil bu. E şirketler de babasının hayrına değil sağlam kâr elde etmek isteyecek. O zaman Bir kere taktırıyorsan dünyanın parasını vermen gerekecek? Onu da kim verecek? Bunu yapıp yine bir akıllı telefona mecbur kalacağına git her yıl her yeni çıkan iPhone'un en yüksek konfigürasyonunu satın al daha iyi.

Bir başka sorun da bunun küçük de olsa bir cerrahi operasyon içermesi. (Küçük mü büyük mü bilemedim) Herkes vücudunu deldirip, kestirip içine birtakım elektronik zımbırtılar koydurmak istemeyebilir. Hatta büyük çoğunluğun bunu istemeyeceğine bahse girerim. Gereksiz bulanlar bir tarafa, pandemideki gibi çipçi tayfa baştan buna karşı çıkar. Bir de niye bir teknolojiyi kullanacağım diye vücudumuzu kesitirip biçtirelim yahu, çok saçma değil mi? La iğneye bile kem küm ederken derimize alo alo demek için neşter mi vurduracağız!  

Dayı vizyon sahibi olabilir ama buradaki düşüncesi gerçekçi değil, mantıklı değil. İşin sağlık, etik, hukuki boyutları da soru işareti. Nereden bakarsak bakalım bilim-kurgudan öteye gitmiyor. Ha insan için hayatî bir öneme sahip olsa muhtemelen ezici çoğunluğun belki hepimizin derisinin altında çipler bulunurdu.

Giyilebilir teknolojiler daha mantıklı. Akıllı saatler, akıllı gözlükler daha olası. Ki onlar bile cebimizde taşıdığımız 200 gramlık elektronik zımbırtıları sonlandıramaz.

Dedeyi gelecek hakkında hesapsız tahminlerinden dolayı sarkastik şekilde eleştirdim. Bunu dede olduğu için değil tahminlerinin abesliğinden dolayı yaptım. Ama dedenin tahminlerinin abesliği de yine sebep-sonuç ilişkisi içinde geçmişin normları üzerinden gelecek öngörüsü yapmasına, yani artık kemikleşmiş ve değiştirmesi çok zor olan kültürel normlar üzerinden tahmin yapmasıyla ilişkili. Yani yine bir dede olmasıyla ilgili. Bizim kahvede pişpirik oynayan dedelere tercih edilir mi? Elbette edilir!

Belki okuduğunu anlama becerisinin herkeste eşit olamayacağını baştan öngörüp daha detaylı yazmam gerekirdi. Belki de gerekmezdi ve okuduğun anlama becerisi olmayanların sorumluluğu bana ait değil. Bilmiyorum.

Amca, dede, hacıbaba artık neyin mucidiyse geçmişte başardığı şeylerden dolayı elbette saygın bir yer kazanmış. Warren Buffet da kendini kanıtlamış bir finans uzmanı ama 12 yıl öncesinden beri crypto paralar hakkında söylemediği kötü şey kalmadı. Niye? Çünkü öğrendiği her şeyin temelini finansın, borsanın, altının, teknolojinin, jeopolitik güç dengelerinin çok farklı olduğu bir dünyada öğrendi. Bildiklerini iyi tatbik etmeye devam etti ve zenginleşmeyi de sürdürdü. Ama bilmediklerine de adapte olamadı. Bu onu başarısız bir dede yapmadığı gibi, ondan çok daha başarılı başkalarının çıkacağı gerçeğini de değiştirmedi.

Spesifik olarak telefon konusuna gelirsek, Hacı dedenin en büyük kusuru gelecekteki iletişimi telefon üzerinden tanımlıyor olması.

Kulak derisinin altında telefon nedir? Neden kulağa ihtiyaç duyalım? Geçmişte iletişim kulak üzerinden yapılırken bugün iletişim görsel algılarımıza dayanıyor. Gelecekte buna da ihtiyaç duymayıp bütün duyular üzerinden kombine şekilde çalışmayacağının veya direkt aracılık yapan duyu organlardan bağımsız şekilde beynimize ulaşmayacağını nasıl düşünebiliriz? Ya da mahremiyet alanımızın santim santim ihlal edildiği, her şeyin izlendiği distopik bir otorite dünyasında vücudumuzun mahremiyetini ihlal eden, kolay haberleşme uğruna elektronik çipleri sorgusuz şekilde vücudumuza entegre eden bir dünyayı nasıl kabullenebiliriz. Bu konuda hem sosyal, hem hukuki, hem ekonomik açıdan tartışılacak, şimdiden kestiremediğimiz çok büyük değişimleri olacağı kesin. O yüzden dedemizi üzmeden ona kocaman telsizli motorola dünyasının geride kaldığını hatırlatalım ve yatağına yatıralım. Zaten öngörüleri çok başarılı olsaydı bugün akıllı telefonları değil motorolayı konuşuyor olurduk :)

Aranızda üzdüğüm tüm dede ve dede severlere saygılar.

Hocam günümüzde bu teknolojileri bu şekilde kullanmak hem pratik değil hemde şirketlerin ticari yapılarına uygun değil. Bu konuda haklısınız. Ancak tekolojik gelişmelere kısa başlıklarla bir bakalım;

Yapay organ

Blockchain

big data

multiverse

nano teknoloji

Nesnelerin interneti

Yapay zeka

organik veri depolama

hologram

quantum.....

saymakla bitmez.

Tüm bunların ortak ve nihai hedefi transhuman insan türünü oluşturmaktır. Konuda bahsi geçen dede buna işaret ediyor. Ancak dediğiniz gibi mevcut teknolojiyle bunları yapmak hem ticari açıdan pratik değil hemde imkansıza yakındır.

Transhuman yolunda en popüler proje Elon Musk'ın Neuralink projesidir.

Günümüz teknolojisi fiziki cansız materyalllere ihtiyaç duyuyor. Geleceğin teknolojisi ise her canlıyı birer aküye, yürüyen bilgisayara ve iletişim istasyonuna, big dataya bağlı olan terminallere dönüştürmeyi hedefliyor.

Bu konulara uzmanlar kadar hakim olmamakla birlikte teknolojinin ve insanlığının sonunun nerelere varacağını az çok kestirebiliriz.

Bazı bilim kurgu filmleri bizlere fazla hayalperest görünselerde içeriklerinde ki bazı teknolojileri günümüzde kullanıyoruz.

Bahsi geçen konuya ilişkin bir teknoloji ise ismini hatırlamadığım bir filmde ele alınmıştı. İnsanların kollarının iç kısmında bir cihaz var. Deri altına yerleştrilmiş. enerjisini insan vücudundan aldığı için insan yaşadığı sürece enerjisi hiç bitmiyor. Bu cihazın özellikleri ise iletişim, gps, sağlık taraması, doğadaki nesneler, bitkiler ve canlılar hakkında sınırsız bilgi ve önerilerde bulunma gibi bir çok özelliği var. Görüntü gerektiğinde kol içinde yüksek çözünrlüklü hologram görüntü sunabiliyor.

Konuda ki dedenin bahsettiğide işte bu tür teknolojiler. O gün geldiğinde şu an kullandığımız cep telefonu, tv gibi bir çok fiziksel cihazlar yeni nesil için taş devri aletleri olarak anılacaktır.

Bu teknolojilerin hayatımıza adım adım sindire sindire gireceği başlangıç yılı ise 2025 olarak hedefleniyor. Ancak dediğim gibi dünyada ki tüm ticari işletmelerin bu teknolojilere yönelik dönüştürülmesi gerekiyor. Bu da yetmiyor. ulusal ve uluslararası kanun ve mevzuatlarında değiştirilmesi gerekiyor.

Tabi dediğiniz gibi bu teknolojiyi kitlelerin geneline sunmayacaklardır. Ben transhuman olmak istiyorum dediğinizde günümüz birimleriyle milyonlarca hatta milyarlarca dolar ödemeniz gerekecektir.

Ödeyemeyen kitleler ise bu teknolojilerin devamını sağlamak için canlı pil görevi göreceklerdir.

Bunları konuşmak bile çoğumuza hayalperestlik ve deli saçması gibi gelebilir ancak gidişat bu yönde.

Allah sonumuzu hayır etsin. Önce elimize verdiler. Şimdi kulağımıza sokacaklar. Mikrofonu da ağzımıza verirler.

bi bura kalmıştı

sesle açılır tuşlar:)