Şimdi Ara

Dünya eskiden daha üstün teknolojiler görmüş olabilir mi? (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
203
Cevap
3
Favori
17.831
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Günümüzün teknolojisi ile yapılması mümkün olmayan tarihi yapıtların olduğu söyleyebiliriz sadece.Geçmişte teknoloji daha üstün derken aranan kasıt bu olmalı.Ayrıca yok uzaylılar geldi bize öğretti , yok uzaylılar geldi yaptı gibi fantastik düşünceye sahip olanlara da katılmıyorum.Ama şunu söyleyeyim fantastik düşüncelerine hayranım.
  • Her gördüğümüzü hatırlayamıyoruz.

    Üstün teknolojik gelişmeler görmüş olsalar bile bize anımsatacak bir iz bırakmamışlar.
    Bugün kullanamadıktan sonra...
  • bugün kullandığımız her şey geçmişin bir izidir.Daha önce var olmayan bir şeyi keşvetmemiz veya öngörmemiz mümkün değildir.Dünyada yaşam çok uzun yılardır vardır.Bu kadar süre içinde bizim teknoloji dediğimiz başkaları için çok geri bir fenomen olarak algılanabilir.Bütün dünyadaki canlılar yaşamak için dört temel elementi en verimli şekilde kullanırken bizim buınları alevli yanma ile yakarak adına da yüksek teknoloji dememiz ne kadar kücültücü birşey olduğunu tarih ilerde mutlaka yazacaktır.Bizim kullandığımız teknoloji dünya tarihinin daha önce kulandıklarından görece kat kat kötü bir kullanımdır.Nedeni ise basit hem nufus olarak aşırı sayılarda var olmaktayız hem de var olan enerjiyi en kötü biçimde kullanmaktayız.Ben ce bunun en büyük nedeni yüzlerce adına ülke denen farklı yönetim biçimlerinin aynı anda uygulanmasından geçmektedir.Tek bir ülke ve enerji yönetimi olsa bundan kat ve kat iyi olurdu.Sömürü sistemi ile dünya enerjini teknolojik kullanılması mümkün değildir.Mikro yapıdaki başarı makro yapıdaki denge için vazgeçilmezidir.Ancak makro yapı yönlendirilemez ise mikro yapıyı yönetemezsiniz.Dünyanın enerji bakımından sonu makro düzeyde başarı olmasının sağlanamayışındandır.Bunu istemek için tek tek mikro yapının çökmesini görmek zorunda olmamamıza rağmen kaçınılmaz sonu doğru hızla koşmaktayız.Geriye kalan nesiller bunu esefle anacaklardır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vezir

    bugün kullandığımız her şey geçmişin bir izidir.Daha önce var olmayan bir şeyi keşvetmemiz veya öngörmemiz mümkün değildir.Dünyada yaşam çok uzun yılardır vardır.Bu kadar süre içinde bizim teknoloji dediğimiz başkaları için çok geri bir fenomen olarak algılanabilir.Bütün dünyadaki canlılar yaşamak için dört temel elementi en verimli şekilde kullanırken bizim buınları alevli yanma ile yakarak adına da yüksek teknoloji dememiz ne kadar kücültücü birşey olduğunu tarih ilerde mutlaka yazacaktır.Bizim kullandığımız teknoloji dünya tarihinin daha önce kulandıklarından görece kat kat kötü bir kullanımdır.Nedeni ise basit hem nufus olarak aşırı sayılarda var olmaktayız hem de var olan enerjiyi en kötü biçimde kullanmaktayız.Ben ce bunun en büyük nedeni yüzlerce adına ülke denen farklı yönetim biçimlerinin aynı anda uygulanmasından geçmektedir.Tek bir ülke ve enerji yönetimi olsa bundan kat ve kat iyi olurdu.Sömürü sistemi ile dünya enerjini teknolojik kullanılması mümkün değildir.Mikro yapıdaki başarı makro yapıdaki denge için vazgeçilmezidir.Ancak makro yapı yönlendirilemez ise mikro yapıyı yönetemezsiniz.Dünyanın enerji bakımından sonu makro düzeyde başarı olmasının sağlanamayışındandır.Bunu istemek için tek tek mikro yapının çökmesini görmek zorunda olmamamıza rağmen kaçınılmaz sonu doğru hızla koşmaktayız.Geriye kalan nesiller bunu esefle anacaklardır.


    mikro düzeyde çöküşün ne olduğu açıklayabilir misiniz?

    eğer bahsettiğiniz konu küresel ısınma ve doğal dengenin bozulmasıysa bu saydıklarım makro düzeyde bir bozulma değil midir?




  • bana mantıklı geliyo hem o zamanki insanlar kendilerini geliştirmek için baya çok çaba sarfediyolarmış belkide daha ileri bir teknoloji noktasında gelmiş olabilirler.Kalıntılara gelince bir çok kalıntı insanla tarafından yok edilmemişmi yağmalanmış yada bi şekilde yok edilmiş bunu da tarihimizi öğrenirken bile bir çok kere duyduk... Yani şu anda dünya üstünde geçmişten kalan kalıntılarada bakılınca bazılarının yapılışları bile şimdiki teknolojiye göre çok zaman alıcı çok zor bir iş olarak görünürken onlar yapmışlar...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: OğuzhanAhan


    quote:

    Orjinalden alıntı: vezir

    bugün kullandığımız her şey geçmişin bir izidir.Daha önce var olmayan bir şeyi keşvetmemiz veya öngörmemiz mümkün değildir.Dünyada yaşam çok uzun yılardır vardır.Bu kadar süre içinde bizim teknoloji dediğimiz başkaları için çok geri bir fenomen olarak algılanabilir.Bütün dünyadaki canlılar yaşamak için dört temel elementi en verimli şekilde kullanırken bizim buınları alevli yanma ile yakarak adına da yüksek teknoloji dememiz ne kadar kücültücü birşey olduğunu tarih ilerde mutlaka yazacaktır.Bizim kullandığımız teknoloji dünya tarihinin daha önce kulandıklarından görece kat kat kötü bir kullanımdır.Nedeni ise basit hem nufus olarak aşırı sayılarda var olmaktayız hem de var olan enerjiyi en kötü biçimde kullanmaktayız.Ben ce bunun en büyük nedeni yüzlerce adına ülke denen farklı yönetim biçimlerinin aynı anda uygulanmasından geçmektedir.Tek bir ülke ve enerji yönetimi olsa bundan kat ve kat iyi olurdu.Sömürü sistemi ile dünya enerjini teknolojik kullanılması mümkün değildir.Mikro yapıdaki başarı makro yapıdaki denge için vazgeçilmezidir.Ancak makro yapı yönlendirilemez ise mikro yapıyı yönetemezsiniz.Dünyanın enerji bakımından sonu makro düzeyde başarı olmasının sağlanamayışındandır.Bunu istemek için tek tek mikro yapının çökmesini görmek zorunda olmamamıza rağmen kaçınılmaz sonu doğru hızla koşmaktayız.Geriye kalan nesiller bunu esefle anacaklardır.


    mikro düzeyde çöküşün ne olduğu açıklayabilir misiniz?

    eğer bahsettiğiniz konu küresel ısınma ve doğal dengenin bozulmasıysa bu saydıklarım makro düzeyde bir bozulma değil midir?







    mikro düzeyde çöküş ülkelerin sınırları içindeki enerjini tüketilmesi ve çıkarılmasıdır.MAkro düzeyde ise tüm dünyanın enerji kaynaklarının tüketilmesi ve kullanılmasıdır.
    İlk önce ülkeler kendi kaynaklarını tüketmeden çevrelerini güya koruyacaklarını sanarak başka ülkedeki mikro yapıdaki kaynaklara yöneldiler.Bunları kendi ülkelerine taşıyarak tükettiler sonra 1950 lerde çevre felaketleri yaşanınca bu enerji hammadesini başka ülkelerde(mikro) yan sanayi ürününe dönüştürerek kendi ülkelerine taşımaya devam ettiler ta ki 1980 lere kadar .Sonra fazla tüketim yapmanın makro düzeyde zararlara yol açabileceği kabul edilmeye başlanınca ilk önce tüketimi azatmak için verimli kullanan ve enerjiden tasarruf eden sistemlere yöneldiler, ancak bu da 1980 ve 1990 ların artan insan sayısı ve gelir düzeyi ile kontrol edilemeyecek düzeyde olduğunu anladılar.Çünkü bir mikro dengenin bozulması diğer bir ülkeyi ve dengesini etkilemekte ve makro düzeyde zararları söz konusu olmaktadır.makro düzeyde dengesi bozulmuş dünyanın sonucu artan talep ile birim satış fiyatının yükselmesidir.bakın petrol 100 usd doğru koşmaktadır.Buna sebep azalan petrol üretmi değildir.Mikro düzeyde (çin pek de mikro sayılmaz ama geneli bozmaylım,öyle diyelim) yaşanan talep insanların artan tüketim hırslarının ve tatminsizliğinin sonucudur.Bu da 2000yılların ve günümüzün enerji sistemini oluşturmaktadır.Bundan sonra yükselen fiyatlar bu hammedeyi daha cazip hale getirecek aslında şıu an getirmiştir, makro düzeyde dünyada nerde buluınabilirse çıkarılması için aç petrol devlerinin önüne açılmaktadır.Makro düzeyde oluşan bir talep patlaması ise yine mikro düzeyde kendi kendine yeten ülkelere büyük bir talep yaratmakta ve bozulmayan mikro yapılar da bunun sonucunda hızla bozulmaya devam edecektir.Derin denizlerde yapılan aramalar denizi bile pasta olarak gören bu TEKNOLOJİK zihniyetin para ve isteği karşısında direnemeyerek 2010 yılından itibaren hızla çökmeye başlayacaktır.
    Bozulan dengeler için birşey yazmama gerek yok bunları yirmi yıl önce söylediğimizde 5 dakika bile tartışamazdık ancak şimdi dünyanın en önemli konuları arasında yer almaktadır.
    Peki ne olcak diye merak ediyor insanlar ,

    olacak şey şudur , 2010 (kesin tarih değil on yıllık dönemler olarak algılayınız)yıllından sonra yüklesen bu talep fiyatlar bazında karşı koyulamaz bir arz yaratacaktı.kaynakları elinde olan ülkeler artık dünya politakasında rol almak için meydana çıkacaklardır çıkanları zaten görmekteyiz(iran venüzella, latin amerika, orta doğu ) bunlara kazak ve orta asya ülkeleri de biraz durumlarını düzelttikten sonra katılacaktır.Bu kaos ortamı mikro düzeyde denge (gelirlerin artışı ve refah seviyenin artışı) ,ancak makro düzeyde dengesizlik yaratarak beklenilen öne kısmı çatışmalar ve sonra yine beklenilen dünya savaşını tetikleyecektir.Bu şahsi görüşüm kaçınılmaz sondur.Belki mikro çatışmalar sonrası azalacak enerji fiyatları ortamı bir 5 sene rahatlatabilir, ancak dünya düzeyinde yakında yaşanmaya başlayacak ekonomik buhran ile enerji fiyatlarındaki yükseklik bütün fitili olacaktır.

    ben bu aşamaya kadar olacakları sizinde kabul edeceğini sanıyorum .Ancak bundan sonra ne olacaktır burası beni ilgilendiriyor.Dünya üzerinde yaşayan devletler bu savaşın sonunda oturup yeni bir dünya düzeyine geçişi tartışacaklar 2020 ile 2035 arasdında uzun tartışmalardan sonra tek dünya düzeni ve enerji yönetim sistemine geçiş başlayacaktır.2050 yılından önce Dünya birleşik devletleri adında bir birlik ve yönetim sistemi benimsenecek büyük bir ihtimalle her kıtanın bir temsilcisi olacağı ve alt organizyonun hayli karışık olacağı bir sisteme geçiş yapılacaktır.Bu birlik üyeleri tüm pazarı ve dünya üzerine etkilerini artık Makro düzeyde planlayarak tüm dünyanın arz ve talep dengelsini kendileri kontoledecekler mikro düzeydeki sonuçlardan sorumlu olacakları için Makro dünyanın yönetcileri sorunları kulajk arkası etmeyecektir.Savunma doktirinleri de gözden geçirilerek insanlık yararına kullanılması için kaynak lar bu alana yönledirilerek mikro enerji politikaları uygulanacaktır.Tahminen 30-40 yıl sürmesi beklenen bu geçiş sonunda 22 yüzyılın başında artık mikro düzeyde ailelerin kendi enerjisini ürettikleri ve tüm ikincil enerjilerden yararlanan hibrit ve organizma tarzı yeni bir enerji sistemi kullanılacaktır.Sorunlar mikro ve nano ölçekte bireysel talep alanında planlanarak ,paranız olsa bile sınırlı kullanım miktarı sunularak denge sağlanacaktır.Bundan sonrasını ise öngöremiyorum kusura bakmayın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 18 Temmuz 2007; 14:24:27 >




  • bide elektriği böyle kablosuz ileten adam var biliyormusunuz bide hep mısır piramitlerineden bahsediyorsunuz türklerin piramitlerinden kimse haberdar değil yazın googleden youtube den çıkı verir tarihimize sahip çıkalım
  • bence görmüş olabilir , daha fazla araştırma yapıp okuyacağım bununla ilgili .


  • bana mantıklı geldi açıkcası.
  • İnsanlığın bilmediği mesela eskiden uzaylılar insanlarla etkileşime girmiş olabilir.Taş devri mağara resimlerinde bile uçan cisimler vardır, antik yunan resimlerinde, mısır piramitlerinde ufo ve uçan cisim resimleri vardır.Kafamı karıştıran birsürü şey varda burda açıklamak istemiyorum şimdi
  • hmmmm..... hani Einstein 3. yü bilmem de 4. dünya savaşı kesin taş ve sopalarla olacak falan demiş ya, insanlar sürekli aynı hataları yapıp kendilerini tekrar tekrar yokediyor veya meteor falan filan bi durum vardır yani, sonra yeniden oluşuyoruz falan

    Dünya 4 milyar 600 milyon yaşında,
  • Dünya 5.5 milyar yaşında.ortaya çıkan fosiller vasıtasıyla 200 milyon yıl öncesine kadar gidilebiliyor.Yani o fosiller sayesinde o dönem hakkında iyi kötü bir bilgi sahibi olunabiliyor.Mesela daha geçen gün izlediğim planet dinosaur adlı 6 bçlümlük belgesel bana bayağı bir bilgi verdi bu konuda.dinizorların yaklaşık 160 milyon hüküm sürdüğü bir gezegende insanların teknolojik olarak gelişmesi bana mümkün görünmüyor.
    Çok daha öncesini düşünelim mesela 1 milyar yıl öncesi.O dönemde insan varmıydı bilmiyoruz dinozor fosilleri ile ne kadar geriye gidebildiğimizde aşikar.dinozorlar bir meteor taşıyla yokolduysa ki teori o yönde insanların dinozorlardan sonra sayısının arttığını yada ortaya çıkmaya başladığını düşünmek mantıksız durmuyor.Bu durumda yaklaşık birkaç 10 milyon öncesine ait insan fosili varsa bu konuda birşeyler söylenebilir sanırım.




  • Bir bölümü dinsel, bir bölümü bilimsel olarak öğrenmişler. On senedir aralarına ortak nokta bile oluşmamış.

    Mısırdaki dikili taşların, nasıl dikildiğini bile çözememiş bir bilim, o taşları bulok olarak kesip ve dikenlerden, nasıl da üstün sayabiliyorsunuz? Tarihi kazılar yapılıyor. Bu kazılar tarih için mi, yoksa öncekilerin bilgi ve teknolojilerini öğrenmek için mi? Dünyanın birçok yerinde kayalara kazınmış uçak resimleri, uzay yolculuklarını anlatan kaya resimleri var. İnsan görmediği- bilmediği bir şeyi nasıl çizebilir?

    Evrim'i yalanlayanlar, Tevratta yazılı olan evrim kuramını da tanımadıkları gibi, evrimciler de evrim kanununu aslında anlaşılmaması için büyük gayretler sarf ediyorlar.

    Tevrat: Elementlerin bileşiminde mineraller, minerallerin bileşiminden bitkiler, bitkilerin bileşiminden hayvanlar, hayvanların bileşiminde de insanlar meydana gelmiştir.

    Kainatta hiçbir şey, bir saniye önceki konumunda değildir. Dış yapılarında olan değişiklerin bir kısmını çıplak gözle görebiliriz: Çocukluk, gençlik, yaşlılık ve ölüm/kuruma vb. gibi. Ama bedenlerin, organların içindeki değişimi gözle göremeyiz.

    Değişim olmasa idi herşey oluştuğu şekilde kalırdı. Hiçbir şey oluştuğu şekilde kalmadığına göre, değişimi kabul etmemek cehalettir!

    Kan hücresi içinde 42 çeşit elemet mevcutmuş. Bir de felaket denen cisimcikler varmış.

    Kainatta olan herşeyin oluşumu elementtir. Bitki, hayvan ve insan bedenlerinde elemet olmuyan hiçbir şey bulamazsınız.

    İnsanın deği, insan bedeninin oluşması için elemetlere ihtiyacı vardır. Bu elementler nerede: Toprakta, havada ve suda. Havadan ve sudan elementleri alabilirsiniz, ama topraktan alamazsınız! İşte, topraktan bu elementleri bedenlerinize sağlıyacak olan bitkilerdir. Soğuk iklimlerde yaşıyanlar ve çok enerji arcıyanlar için hayvan etine ihtiyaç vardır.

    Bunlar olmasa, insan bedenleri veya siz oluşabilir misiniz?

    Şunu araştırın: Kan hücrelere besin ve oksijen mi taşır, yoksa hücreler kandan mı oluşur? Bizim tezimiz hücreler bölünmez. Kan hücrelri yapar.
    Yediğimiz besinler karaciğerde sürekli olarak kana dönüşür. Zaman içinde bunca kan bedenimizde ne oluyor? Hücreye dönüşmemiş olsa bedenler et, kemik, sinir, yağ yerine kan deposu olur!

    Evrimciler: Evrim kanundur! Dinciler: Evrim kanun değil dersiniz: "Enel Haké olursunuz?
    Dinciler: İki görmeyin. Yalnız bir'i görün. İkilik çıkarmayın. Bir'i göremiyor iseniz, dinci olamazsınız. Gittiğiniz yol da yanlış olur!

    Yaratan, bir ve tek değil mi?

    Allah, kendisinden kendisinin bilinmesini tanınmasını istedi de yarattı! Allah, kendisinden kendisini yaratıyor. Bu yarattıkları siz dinciler olamazsınız! Oluruz derseniz "Enel Haké olursunuz! Bu hataya düşmeyin derim.

    Ey evrimciler: Evrimin engüzel açıklaması budur. Evrim Kanununda ırk ve din olamaz. Kan hücresi değişim geçirmez. Ama bilgi ve genetiği üstüne koyarak bedenleri olumlu veya olumsuz olarak değiştirir. Evrimde tesadüf diye birşey olamaz.

    İki kişi görmeyen, yalnız ve yalnız bir'i gören, Evrim kanundur diyebilir. Yeryüzündeki herşey birin türleridir!

    Bir ve tek olanın yanına kendini koyan, ben varım diyen evrimci olsun, dinci olsun "Enel Hak" olur!
    Teklik, birlik mertebesi, bütünlüğü sağlar. Birlik olun, fırkalara bölünmeyin.




  • Tabi ki mümkündür diye düşünülebilir. Zira dünya yüzeyinde, kıtaların mağmayla yaptığı dans yüzünden 1 milyar yıldan yaşlı kayaç bulmak çok zordur. Bu nedenle bir kaç milyar yıl önce zeki bir uygarlık yaşamış olabilir.
    Ancak diğer taraftan bu uygarlık günümüzdeki kadar gelişmemiş olmalı, çünkü ne ay üzerinde bir insan yapımı yapı bulunabildi, ne de uzayda başıboş dolaşan uydu kalıntılarına rastlanıldı.
    Sanırım dünyanın gördüğü en ileri uygarlığı yaşıyoruz..
  • Diyelim daha üstün teknolojiler vardı ee noldu peki bu kadar üstün teknolojiler neden ileri yıllara kalamadı neden yokoldular?
  • Konu güzel mesajım bulunsun. Araştırmalarımdan sonra detaylı bir yorum yazacağım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: barcassi

    Diyelim daha üstün teknolojiler vardı ee noldu peki bu kadar üstün teknolojiler neden ileri yıllara kalamadı neden yokoldular?


    bu gün insanlık kendisini her an yok edebilir, üstelik kendisiyle beraber canlıların büyük çoğunluğunu da götürecekler.
    böyle olunca her şey yeniden başlayabilir,
    yüz milyonlarca yıl sonra başka zeka gelişirse kıtaların hareketi nedeniyle bu günkü dünya yüzeyi eriyip yeni bir yüzey oluşacağıdan bize ait hiç bir şey bulamayacaklar.

    tabi bu senaryonun geçmişte yaşanmış olması oldukça düşük bir ihtimal,
  • Dünya daha gelişmiş medeniyetler görmüş olabilir ancak bizim bildiğimiz böyle bir medeniyet yok. Bir de mısır piramitlerinin nasıl yapıldığı ile ilgili çeşitli iddialar var. Ben mısır piramitlerini insanların yapmadığını iddia edenlerin insanları hafife aldığını düşünüyorum. İnsanların hiç bir işi yoktu ve sadece kralları için çalıştılar. Diğer taraftan, o zamanlarda yaşayan insanlar düşündüğümüz kadar bilgisiz değillerdi. Konuyla ilgili sayılabilecek bir videoyu aşağıya ekliyorum. 01:40'dan itibaren izlemeye başlayabilirsiniz.

    http://www.youtube.com/watch?v=Ie5YrFDzWWA
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ncrdbl

    quote:

    Orijinalden alıntı: barcassi

    Diyelim daha üstün teknolojiler vardı ee noldu peki bu kadar üstün teknolojiler neden ileri yıllara kalamadı neden yokoldular?


    bu gün insanlık kendisini her an yok edebilir, üstelik kendisiyle beraber canlıların büyük çoğunluğunu da götürecekler.
    böyle olunca her şey yeniden başlayabilir,
    yüz milyonlarca yıl sonra başka zeka gelişirse kıtaların hareketi nedeniyle bu günkü dünya yüzeyi eriyip yeni bir yüzey oluşacağıdan bize ait hiç bir şey bulamayacaklar.

    tabi bu senaryonun geçmişte yaşanmış olması oldukça düşük bir ihtimal,


    ihtimalin düşük olduğunu sanmıyorum. Çünkü dünya üzerindeki tüm karalar bir zamanlar deniz tüm denizlerin tabanlarının da kara olduğu zamanlar mevcuttu ve milyonlarca yıllık bu dönemler içinde akıllı uygarlıklar gelişmiş olması muhtemel. Bu görünüş olarak insana benzemesi de gerekmiyor. Zamanında sormuştum dinazorların birtürü farklı bir şekilde evrimleşerek bu tür bir yaşam sürmüş olabilir. Bizim uygarlığımızın en bütük etkisi dünya kaynaklarını tüketerek geride bir iz bırakmasıdır. İleride eğer tekrar yokoluşan sonra bir yeni uygarlık meydana gelirse bunun izlerini sürebilecektir .<biz daha eski uygarlıklar derken 50-100 bin katlarında bişeyşeri bile bulmaktan acizken 500-750 milyon yıl öncesindeki uygarlıkların olabileceğine dahi kafamız yatmamaktadır. Buda gayet normal bir olgudur .

    mesela doğruluğu kesin olmasa da eskiye ait şu taşa bir bakın en azından bir şüphe duymamız için yeterli bir kanıt değil mi. Kanıt olup olmaması ayrı tartışma kabul ancak incelemeyi birşey yok diye kestirip atamayız.

    http://insanveevren.wordpress.com/2011/05/11/dashka-tasi-120-milyon-yillik-harita/




  • Geçenlerde adı sözde bilim olan bir facebook sayfasında da denk geldim. 4000 yıl önceki insanların yapılarından bahsediyordu ve bunu evrim teorisinin cevap veremediği bir konu olarak lanse ediyordu. Yazıyı da evrimcilere göre taş baltalı, mağaralarda yaşayan insanlar nasıl bunları yaptı diyerek bitiriyordu.

    5000-10000 yıl önce yaşamış insanların gerizekalı olduğunu düşünmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Onların bizlerden zeka olarak bilinen hiç bir farkları yok öncelikle. Şimdi yoğun bir metamatik eğitimi görmemiş olsak bile bazı şeyleri düşünebiliyoruz ve hesabını yapmaya çalışıyoruz. O insanlar da bunların hesabını yapabilecek zekaya sahipti üstüne üstlük matematik konusunda mısırın ne kadar gelişmiş olduğunu eserlerden anlayabiliyoruz. Tekerleğin ne zaman bulunduğuna, çömlekçi çarkının ne zamanlarda kullanıldığına, en eski yerleşimlerdeki ev yapılarına bakıldığında piramitler o kadar da kompleks yapılar değiller. Neden başka yerlerde görünmüyor diye düşünülünce de kimsenin tanrı kralları halkını bu kadar kendi işine kullanmamış olabilir.




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.