Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İnce Uçlu Şarj Aleti -- 15 Ekim 2014; 3:43:46 > |
Hızlı 
Bildirim
Elektrik direkleri
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü, 
1 Mobil
1 Mobil
Giriş
Mesaj
-
-
izalator oldugu icin direk carpmaz
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
ha bu nee 
-
bygardenn
kullanıcısına yanıt
?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
elektrik direğin üzerinden geçerken direğe temas etmez .
kafanı kaldırıp iyi bakarsan oradaki ek kabloyu görürsün
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: İnce Uçlu Şarj Aleti
Bizim mahalledeki elektrik direği demir fakat geziyoruz ediyoruz yollarda ağaç direkler veya beton direkler görüyorum.
Elektrik direklerinin standartı yok mu?
Bizim mahalledeki elektrik direği demir ve demirin iletken olduğunu biliyorum eğer ben bu direğe dokunursam, vücudum elektriğe maruz kalmaz mı?
Bir diğer sorum ise yağmurlu havalarda elektrik tellerinin yoğun olduğu yerlerden veya tellerinden altından geçmemiz halinde çarpılmamız ihtimal dahilinde mi?
buradaki kadın neden çarpılmıyor?
Tahta direkler sadece kablolar içindir. Trafo, sokak lambası veya anons sistemi gibi bir şey takılamaz. Kablolar yalıtımlıdır ondan demir çarpmaz.
-
Ben bildigimi soyleyeyim , yanlisim varsa bilenler duzeltsin;
Teller direk ile temas etmez, arada yalitkan vardir. Resimdeki kadinin dokundugu tel yalitimli ise zaten birsey olmaz. Yalitimli degilse, kadin direge ve ya diger tellere dokunmadigi surece birsey olmaz.
Bildigim kadariyla bunun aciklamasi "potansiyel farki". Tel yalitimsiz bile olsa, kadin herhangi bir sekilde topraga degmedikce ( direkt olarak ya da direge dokunarak ) elektrik tel uzerinden ( yani en kisa ve uygun yol uzerinden ) akisina devam eder. Ama kadin tele dokunurken topraga da dokunursa, bir potansiyel farki olusur ve elektrik yeni yere dogru ( yani kadinin uzerinden ) akmaya baslar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi szkl -- 15 Ekim 2014; 15:58:05 > -
ELektrik direğinin standartı vardır. Özellikle beton direklerin üzerine dikkatli bakarsanız etiket bölümünde ilgili açıklamalar yazılmıştır. Sanıyorum ki sizin standarttan kastınız "Standardizasyon". Dünya da sanıyorum bu tür bir durum söz konusu değil. Gerekli mekanik dayanıma göre tahta, beton, demir veya farklı malzemelerden imal elektrik direkleri kullanılıyor. Ülkemizde son yıllarda şehir içi şebeke için yalnızca beton direk kullanımı söz konusu. Tabi eskiden beri gelen stokların tamamını bir günde değiştirmek mümkün olmadığı için değişik formattaki direkler hala görülmekte. Şehirler arası iletimler de ise kabloların ağırlığına dayanım için demir harici bir materyal kullanılması mümkün olmadığı için tüm dünyadaki malzeme bu konuda aynıdır. Sadece imalat şekillerinde farklılık vardır.
Elektrik direklerinde dikkat ederseniz elektrik kablosunun elektrik direğine sabitlendiği (bağlandığı) nokta beyaz, yeşil, siyah veya buna yakın tonlarda oluşan malzemelerdendir. Beyaz olanlar porselen diğerleri ise cam karışımı yalıtkan malzemelerdir. Bunlar üzerinden elektrik akımı geçemez bu nedenle de elektrik direğinin demir olup olmaması çok da önem arz etmez. Bazen, özellikle yağmurlu havalarda elektrik direklerinin yanından geçerken bir ses duyarız işte bu minik bir elektrik zıplamasıdır, kısa süreli elektrik akımı ark yaparak elektrik direğine ve oradan da toprağa akar. Bu durum esnasında elektrik direği ile temas bir mikar sıkıntı doğurabilir ancak demir, tahta veya beton direklerin alt kısımlarına dikkatli bakarsanız topraklamalarının olduğunu göreceksiniz. Bu topraklama çarpılma ihtimalini minimize edecektir. Yinede elektrik direğine temas etmek pekte mantıklı olmaz.
Resimdeki kadına gelirsek. Elektriğin temel mantığı faz (elektrik yükünün pozitif olduğu bir iletken) ve nötr dür. Çarpılma diye nitelendirilen olayın gerçekleşebilmesi için bu iki iletkene ihtiyaç vardır (aslında iki pozitif iletken arasında durarak da çarpılabilir ancak bunu açıklamak biraz karışık ve gereksiz diye düşünüyorum). Tek başına ikisi de hiç bir anlam ifade etmezler. Kadının tuttuğu faz (elektrik yükü pozitif iletken) üzerinden binlerce volt elektrik geçerken kadını çarpabilmesi için nötr iletkene ihtiyaç duyar. Ancak burada izalatör devreye giriyor. Kadının üzerinde tutunduğu cam türevi yalıtkan malzeme nötr ile olan irtibatını kestiği için kadın çarpılmadan hayatta kalabiliyor.
-
quote:
Orijinalden alıntı: dopac34
ELektrik direğinin standartı vardır. Özellikle beton direklerin üzerine dikkatli bakarsanız etiket bölümünde ilgili açıklamalar yazılmıştır. Sanıyorum ki sizin standarttan kastınız "Standardizasyon". Dünya da sanıyorum bu tür bir durum söz konusu değil. Gerekli mekanik dayanıma göre tahta, beton, demir veya farklı malzemelerden imal elektrik direkleri kullanılıyor. Ülkemizde son yıllarda şehir içi şebeke için yalnızca beton direk kullanımı söz konusu. Tabi eskiden beri gelen stokların tamamını bir günde değiştirmek mümkün olmadığı için değişik formattaki direkler hala görülmekte. Şehirler arası iletimler de ise kabloların ağırlığına dayanım için demir harici bir materyal kullanılması mümkün olmadığı için tüm dünyadaki malzeme bu konuda aynıdır. Sadece imalat şekillerinde farklılık vardır.
Elektrik direklerinde dikkat ederseniz elektrik kablosunun elektrik direğine sabitlendiği (bağlandığı) nokta beyaz, yeşil, siyah veya buna yakın tonlarda oluşan malzemelerdendir. Beyaz olanlar porselen diğerleri ise cam karışımı yalıtkan malzemelerdir. Bunlar üzerinden elektrik akımı geçemez bu nedenle de elektrik direğinin demir olup olmaması çok da önem arz etmez. Bazen, özellikle yağmurlu havalarda elektrik direklerinin yanından geçerken bir ses duyarız işte bu minik bir elektrik zıplamasıdır, kısa süreli elektrik akımı ark yaparak elektrik direğine ve oradan da toprağa akar. Bu durum esnasında elektrik direği ile temas bir mikar sıkıntı doğurabilir ancak demir, tahta veya beton direklerin alt kısımlarına dikkatli bakarsanız topraklamalarının olduğunu göreceksiniz. Bu topraklama çarpılma ihtimalini minimize edecektir. Yinede elektrik direğine temas etmek pekte mantıklı olmaz.
Resimdeki kadına gelirsek. Elektriğin temel mantığı faz (elektrik yükünün pozitif olduğu bir iletken) ve nötr dür. Çarpılma diye nitelendirilen olayın gerçekleşebilmesi için bu iki iletkene ihtiyaç vardır (aslında iki pozitif iletken arasında durarak da çarpılabilir ancak bunu açıklamak biraz karışık ve gereksiz diye düşünüyorum). Tek başına ikisi de hiç bir anlam ifade etmezler. Kadının tuttuğu faz (elektrik yükü pozitif iletken) üzerinden binlerce volt elektrik geçerken kadını çarpabilmesi için nötr iletkene ihtiyaç duyar. Ancak burada izalatör devreye giriyor. Kadının üzerinde tutunduğu cam türevi yalıtkan malzeme nötr ile olan irtibatını kestiği için kadın çarpılmadan hayatta kalabiliyor.
budur.
-
Arkadaslar benim de aklima bir soru geldi
elektrik tellerinin havadan gecmesi zararli sonuclara sebep olabilir mi?
yani yeraltindan gecirilmesi daha guvenli olmaz mi?
eger kablo koparsa yerde degdigi seylere zarar verir mi?
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
şehir içinde, dağıtım hatlarının yeraltından geçirilmesi, güvenlik açısından zorunludur. ama şehirler arası iletim hatlarını yeraltına çekmek, hem maliyetlidir, hemde bakım onarımı zorlaştırır. -
quote:
Orijinalden alıntı: dergul
şehir içinde, dağıtım hatlarının yeraltından geçirilmesi, güvenlik açısından zorunludur. ama şehirler arası iletim hatlarını yeraltına çekmek, hem maliyetlidir, hemde bakım onarımı zorlaştırır.
ben de sehirlerarasi icin gereksiz oldugunu dusunmustum ama sehiricinde zorunlulugu bilmiyordum. bahsettiginiz zorunluluk yasal olarak da var midir ve sadece cok buyuk iletim hatlari icin mi gecerlidir?
cunku nazillide neredeyse her yerde elektrik direkleri ustte.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
küçük yerlerde hala havai iletim hatları olsa da, binaların yüksek ve yoğun olduğu büyük şehirlerde, aynı serbestliğe sahip olamazlar. son 20 senedir, istanbul'daki pek çok havai iletim hattı, yeraltına alındı. -
quote:
Orijinalden alıntı: dergul
küçük yerlerde hala havai iletim hatları olsa da, binaların yüksek ve yoğun olduğu büyük şehirlerde, aynı serbestliğe sahip olamazlar. son 20 senedir, istanbul'daki pek çok havai iletim hattı, yeraltına alındı.
Sagolun hocam bilgiler icin
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
isvicresiz bilim adami
kullanıcısına yanıt
Her ne kadar sürekli yüksek gerilim hatlarından söz edilse de alçak gerilim hatları da elektromanyetik radyasyon yayarlar. Ayrıca belirttiğiniz gibi kopma, ark, yangın vb. durumlar içinde tehlike arz ederler. Bunun içindir ki Avrupa da şehir merkezlerinde havai elektrik hattı göremezsiniz. Türkiye'nin de Avrupa üyeliği sürecinde Avrupa müktesabatına uyum çerçevesinde şehir merkezlerindeki havai hatların yer altına alınmasına dair bir çalışması mevcuttur. Tabi bu iş dünden bu güne yapılacak kadar basit değil. Hem parasal hem siyasi hem de bürokratik olarak pek çok sorunun düzenlenmesi gerekmekte.
Siyasiler öncelikli olarak bu iş için harcanacak paranın hazineden çıkmasına karşı oldukları için elektrik iletim ve dağıtım ihalelerinin yapılıp özelleştirilen kurumun üzerine yıkmayı bekledikleri için bu tür çalışmalar istenilen seviyede gerçekleşemedi. Özelleştirmenin 2013 yılı itibari ile gerçekleşmesine rağmen bu defada özelleştirme sonucu yeni sahipler bu külfetten kurtulmak için şehir içi iletim ve dağıtımın kendilerinde değil de belediyelere (bkz. belediye görev ve yetkileri:aydınlatma çalışmaları belediye sorumluluğundadır) ait olduğunu iddia edip pürüz çıkartmaktadırlar. Pek çok yerde yapılan havai hatların yer altına alınması işlemi ya özelleştirme öncesi Elektrik kurumuna veya belediyelere aittir. Henüz özel sektörün paracıklarından vazgeçip bir iş yaptığını basından duyabilmiş değilim.
Güven kısmı ise biraz düşünülmesi gereken bir nokta. Bu işi düzgün ve olması gerektiği gibi yaparsanız pek tabi ki son derece güvenlidir ancak belirttiğim gibi bu güne kadar Elektrik kurumu ve belediyelerce yapılması nedeni ile yer altına alınan elektrik hatlarında bu güne kadar kaçak elektrik akımı nedeni ile pek çok ölüm, yaralanma ayrıca da bunlardan çok daha fazla miktarda hayvan zayiatı olayı meydana gelmiştir.
Alçak gerilim olarak tabir edilen elektrik hatlarının güvenli olabilmesi için en az 50 cm, yüksek gerilimin ise 3 m yer altına döşenmesi uygun olacaktır. Ayrıca yaydıkları elektromanyetik radyasyon içinde alçak gerilimde minimum 20 cm, yüksek gerilimde 1 m yer altına döşenmesi çok daha isabetli olur.
Yer altına alınmasının bir diğer önemi de elektriğin en büyük düşmanı olan kayıp-kaçak miktarının düşürülmesi olacaktır. Avrupa da ortalama %3-4 seviyelerinde seyreden kayıp-kaçak oranı ülkemizde % 27'lik oran ile (ortalama) rekor kırmaktadır. Bunun manası ise üretilen her 100 birimlik elektriğin ancak 73 birimlik kısmını kullanabiliyoruz, kalan 27 lik kısım ise havaya gidiyor demektir(bunun yanılmıyorsam %14 civarı kaçak elektrik kullanımı ancak kayıp oranı da bir o kadar yüksek [özellikle korona kayıpları]). Buda ayrıca ülkemizde elektriğin pahalı olmasına da neden olmaktadır.
Araştırmalar göstermektedir ki yüksek gerilim hatlarının yer altına döşenmesi ile kayıp oranı nerede ise %0 düzeylerine kadar düşürülmekte. Pek çok ülke bunun bilincinde olarak yüksek gerilim hatlarını da izolasyonu uygun yapılmak kaydı ile yer altına almaya başlamıştır. Ayrıca elektromanyetik radyasyonun da bertaraf edilmesi cabası olmaktadır.
-
dergul
D
kullanıcısına yanıt
Tipik kamu bürokratı ağzı ile konuşmuşsunuz. 
Bende bu konuda epey bir yazı okumuştum. İlk yatırım, hat, tesis kurulum ücretleri yüksek olarak görünüyor ancak ilerleyen zamanlarda net bir şekilde görülüyor ki bakım-onarım, arıza ve ekonomik ömür bakımından %30 - 40 oranın da havai hatlardan daha ucuza çıkıyorlar.
Örneğin: Havai hattın ortalama ömrü 30-40 yıl arasında değişirken uygun döşenmiş yer altı elektrik hattının ömrü 100 yıldır. Yine uygun döşenmiş yer altı elektrik hatları genel bakıma ihtiyaç duymazlar, bir kere döşersiniz ve değiştirilecek süre olan 100 yıl sonrasına kadar o hattı unutabilirsiniz. Ayrıca yine uygun döşenmişler ise (memleketimde her gelen istediği yere bir kazma vurduğu için bu konuda haksızsınız diyemiyorum ancak haklılığınız söylediğinizin doğruluğundan değil bizdeki çarpık alt yapı sistemi ve bürokrasisinden kaynaklıdır diye belirtmek uygun olur) bu hatlar son derece güvenlidirler, ve herhangi bir kazaya sebebiyet verme istimalleri nerede ise hiç yoktur. Ayrıca işletim maliyeti olarak da uygundurlar. 3 Havai hat bakım personeline karşın 1 yer altı elektrik hattı bakımcısı işe alınır.
Bütün bu veriler ışığında yer altı elektrik iletim hatları pahalıdır demek için insanın ya matematik bilmemesi veya hiç dayak yememiş olması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Selametle.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dopac34 -- 17 Ekim 2014; 12:57:40 >
-
quote:
Orijinalden alıntı: dopac34
Tipik kamu bürokratı ağzı ile konuşmuşsunuz. Bende bu konuda epey bir yazı okumuştum. İlk yatırım, hat, tesis kurulum ücretleri yüksek olarak görünüyor ancak ilerleyen zamanlarda net bir şekilde görülüyor ki bakım-onarım, arıza ve ekonomik ömür bakımından %30 - 40 oranın da havai hatlardan daha ucuza çıkıyorlar.
Örneğin: Havai hattın ortalama ömrü 30-40 yıl arasında değişirken uygun döşenmiş yer altı elektrik hattının ömrü 100 yıldır. Yine uygun döşenmiş yer altı elektrik hatları genel bakıma ihtiyaç duymazlar, bir kere döşersiniz ve değiştirilecek süre olan 100 yıl sonrasına kadar o hattı unutabilirsiniz. Ayrıca yine uygun döşenmişler ise (memleketimde her gelen istediği yere bir kazma vurduğu için bu konuda haksızsınız diyemiyorum ancak haklılığınız söylediğinizin doğruluğundan değil bizdeki çarpık alt yapı sistemi ve bürokrasisinden kaynaklıdır diye belirtmek uygun olur) bu hatlar son derece güvenlidirler, ve herhangi bir kazaya sebebiyet verme istimalleri nerede ise hiç yoktur. Ayrıca işletim maliyeti olarak da uygundurlar. 3 Havai hat bakım personeline karşın 1 yer altı elektrik hattı bakımcısı işe alınır.
Bütün bu veriler ışığında yer altı elektrik iletim hatları pahalıdır demek için insanın ya matematik bilmemesi veya hiç dayak yememiş olması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Selametle.
sende coğrafyadan bihaber biri gibi konuştunuz. şehir içinde coğrafi farklılık minimum seviyede olduğu için, çukur kazıp, kabloyu yere gömmek kolaydır. ama aynı şeyi coğrafi bir bölgeden, diğerine geçirmeyi deneyin. fay hatlarından tutun, nehirlere kadar, pek çok engel çıkacaktır. birde bir sorun çıktığında, kilometrelerce uzunluktaki bir bölgede, arızalı kabloyu bulmayı deneyin. senin okuduklarının aksine, o kabloda arıza olacaktır. çünkü doğada, kablonun döşendiği derinliğe, çukur kazabilen, pek çok hayvan var. toprak kaymaları, tahmin edilemeyen obruklar gibi, pek çok tehdit olacaktır.
hat bakım elemanına gelirsek, sen hiç yer altı kablosu soydun mu? kendi deneyimime dayanarak söyleyebilirim ki yeraltı kablosunu tekrar soymaktansa, dayak yemeyi tercih ederim. ayrıca o bir hat bakım elemanının yanına, en az bir iş makinesi operatörü ve toprağı kazacak birkaç amale eklemelisin.
-
dopac34 çok şey yazdın ama, hiç biri benim yazdıklarımla alakalı değil. -
dergul
D
kullanıcısına yanıt
Sizi blok listeme dahil etmeyi uygun gördüm. Sizin yazdıklarınız ile alakalı olmayan başka yazılarda kaleme almamak adına, yazdıklarınız ile alakasız başka yazılarda almamanız temennisi ile..
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
