Şimdi Ara

EVVEL BENEM, AHİR BENEM

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
405
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • EVVEL BENEM AHİR BENEM

    Evvel benem ahir benem
    Canlara can olan benem
    Azıp yolda kalmışlara
    Hazır medet eden benem

    Bir karara tuttum karar
    Benim sırrıma kim erer
    Gözsüz beni nerde görer
    Gönüllere giren benem

    Kün deminde nazar eden
    Bir nazarda dünya düzen
    Kudretinden han döşeyip
    Aşka bünyad olan benem

    Düz döşedim bu yerleri
    Baskı kodum bu dağları
    Sayvan gerdim bu gökleri
    Yeri sonra düren benem

    Halk içinde dirlik düzen
    Dört kitabı doğru yazan
    Ak üstüne kara dizen
    Ol yazdığı Kur'an benem

    Dost ile birliğe yeten
    Buyruğu neyise tutan
    Mülk eyleyip dünya düzen
    O bahçıvan hemen benem

    Ben bu yere buyuracak
    Yeryüzüne gün vuracak
    Ulu deniz mevc urucak
    Gemiye yol bulan benem

    Diller damaklar şaşıran
    Aşk kazanın taşıran
    Hamza'yı Kaf'tan aşıran
    O ağulu yılan benem

    Yunus değil bunu diyen
    Kendiliğidir söyleyen
    Mutlak kâfir inanmayan
    Evvel ahir zaman benem

    YUNUS EMRE


    KALANLARA SELAM OLSUN

    Bu dünyadan gider olduk
    Kalanlara selam olsun
    Bizim için hayır dua
    Kılanlara selam olsun

    Ecel büke belimizi
    Söyletmeye dilimizi
    Hasta iken halimizi
    Soranlara selam olsun

    Tenim ortaya açıla
    Yakasız gömlek biçile
    Bizi bir asân vechile
    Yuyanlara selam olsun

    Azrail alır canımız
    Kurur damarda kanımız
    Yuyacağın kefenimiz
    Saranlara selam olsun

    Selâ verile kastımıza
    Gider olduk dostumuza
    Namaz için üstümüze
    Duranlara selam olsun

    Dünyaya gelenler gider
    Hergiz gelmez yola gider
    Bizim halimizden haber
    Soranlara selam olsun

    Miskin Yunus söyler sözün
    Yaş doldurmuş iki gözün
    Bizi bilmeyen ne bilsin
    Bilenlere selam olsun



    AŞKIN ALDI BENDEN BENİ

    Işkun aldı benden beni bana seni gerek seni
    Ben yanarım düni güni bana seni gerek seni

    Ne varlığa sevinürem ne yokluğa yirinürem
    Işkun ile avınuram bana seni gerek seni

    Işkun âşıklar öldürür ışk denizine taldurur
    Tecellîyile toldurur bana seni gerek seni

    Işkun şarâbından içem Mecnûn olup tağa düşem
    Sensin dün ü gün endîşem bana seni gerek seni

    Sûfilere sohbet gerek ahîlere ahret gerek
    Mecnunlara Leylî gerek bana seni gerek seni

    Eğer beni öldüreler külüm göğe savuralar
    Toprağum anda çağıra bana seni gerek seni

    Cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle birkaç huri
    İsteyene ver onları bana seni gerek seni

    Yûnus'durur benüm adum gün geldükçe artar odum
    İki cihanda maksûdum bana seni gerek seni

    YUNUS EMRE







  • quote:


    Yürü bre Hızır Paşa
    Senin de çarkın kırılır
    Güvendiğin padişahın
    Gün gelir o da devrilir


    yukari
  • helal sana gardaşım senin gibi vatan evlatlarına ihtiyaç var burada allah razı olsun burası yobaz kaynıyor
  • Pir Sultan Abdal

    Alçakta yüksekte yatan erenler
    Yetişin imdada aldı dert beni
    Başımı alıp hangi yere gideyim
    Gittiğim yerlerde buldu dert beni

    Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır
    Kimseye diyemem gönlüm yastadır
    Bilmem deli oldu bilmem ustadır
    Şöyle bir sevdaya saldı dert beni









    Ben giderim adım kalır
    Dostlar beni hatırlasın
    Düğün olur bayram gelir
    Dostlar beni hatırlasın

    Can bedenden ayrılacak
    Tütmez baca, yanmaz ocak
    Selam olsun kucak kucak
    Dostlar beni hatırlasın...

    AŞIK VEYSEL



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi don-anım -- 19 Kasım 2006; 23:08:45 >
  • Beyazıt Meydanı'ndaki Ölü
    Bir ölü yatıyor
    On dokuz yaşında bir delikanlı
    Gündüzleri güneşte
    Geceleri yıldızların altında
    İstanbul'da, Beyazıt Meydanı'nda.

    Bir ölü yatıyor
    Ders kitabı bir elinde
    Bir elinde başlamadan biten rüyası
    Bin dokuz yüz altmış yılı Nisanında
    İstanbul'da, Beyazıt Meydanı'nda.

    Bir ölü yatıyor
    Vurdular
    Kurşun yarası
    Kızıl karanfil gibi açmış alnında
    İstanbul'da, Beyazıt Meydanı'nda.

    Bir ölü yatacak
    Toprağa şıp şıp damlayacak kanı
    Silâhlı milletimin hürriyet türküleriyle gelip
    Zaptedene kadar
    Büyük meydanı.

    NAZIM


    Bulutlar Adam Öldürmesin
    Analardır adam eden adamı
    aydınlıklardır önümüzde gider.
    Sizi de bir ana doğurmadı mı?
    Analara kıymayın efendiler.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
    Uçurtması geçiyor ağaçlardan,
    Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
    Çocuklara kıymayın efendiler.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    Gelinler aynada saçını tarar,
    Aynanın içinde birini arar.
    Elbet böyle sizi de aradılar.
    Gelinlere kıymayın efendiler.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    İhtiyarlıkta aklına insanın,
    Tatlı anıları gelmeli yalnız.
    Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
    Efendiler, siz de ihtiyarsınız.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    NAZIM




    Dünyanın En Tuhaf Mahluku
    Akrep gibisin kardeşim,
    Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim,
    Serçenin telaşı içindesin.
    Midye gibisin kardeşim,
    Midye gibi kapalı rahat.
    Ve sönmüs bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    Bir değil,
    Beş değil,
    Yüz milyonlarlasın maalesef.
    Koyun gibisin kardeşim,
    Gocuklu celep kaldırınca sopasını
    Sürüye katılıverirsin hemen
    Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    Hani şu derya içre olup
    Deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    Ve bu dünyada, bu zulüm
    Senin sayende.
    Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hala şarabımızı vermek
    İçin üzüm gibi eziliyorsak
    Kabahat senin,
    -Demeğe de dilim varmıyor ama-
    Kabahatin çogu senin, canim kardeşim

    NAZIM





    Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri
    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.
    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliiiii
    hanımeli
    açan ev..


    Nazım Hikmet Ran




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.