Şimdi Ara

Gelmiş geçmiş en başarılı Türk lider sıralaması (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
116
Cevap
1
Favori
6.466
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozgutozkan

    Kurucu özelliklerinden dolayı ve babadan gelen bir güçleri olmamasından dolayı
    1. Cengiz Han
    2. Atatürk

    Ama şöyle bir durum var ki Atatürk gücü kendisi için istememiştir. Vatanın selametini düşünmüştür. O nedenle Atatürk'ü ayrı anmak gerekir.

    10 isim saymak gerekir ise
    Mete
    Atilla
    Bilge Han
    Selçuk Bey
    Fatih
    Osman Bey
    Alparslan
    Cengiz Han
    Timur
    Atatürk
    Cengiz han Türk değil Moğol daha anlayamadınız şunu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1 I. Osman
    2 I. Orhan
    3 I. Murat
    4 I. Bayezid
    5 I. Mehmed
    6 II. Murad
    7 II. Mehmed
    8 II. Bayezid
    9 I. Selim
    10 I. Süleyman
    11 II. Selim
    12 III. Murad
    13 III. Mehmed
    14 I. Ahmed
    15 I. Mustafa
    16 II. Osman
    17 IV. Murad
    18 İbrahim
    19 IV. Mehmed
    20 II. Süleyman
    21 II. Ahmed
    22 II. Mustafa

    osmanlıdan önceleri de var, atatürk bu listelerde bana göre ilk 100e falan giremez.ilk 250ye dahi girmesi zor. benim düşüncem bu şekilde.RTE ise ilk bine girebilir mi bilmiyorum.listeye girer de kaçıncı sıradan girer orasını bilmiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pakaji -- 15 Ekim 2019; 19:16:29 >
  • rasputin in alive kullanıcısına yanıt
    Dogru Metehan ve Atilla'nin bundan haberi yoktu ama Ataturk'un ikisinden de haberi vardi. Yalnız sunu unutma Ataturk olmasaydi senin bu adamlardan haberin olmayacakti. Burada Napolyon mu buyuk Iskender mi diye tartışırdın . Bu ulkede Turk tarih kurumunu kuran Turk dil kurumunu kuran Ataturk'tur. Eğer bu ülkenin adinda Turk varsa sebebi en buyuk Türkçü Ataturk'tur.
    .

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rasputin in alive

    Metehan ve Atilla ‘ nın bundan haberi var mı hahhaah

    Alıntıları Göster
    Atatürk dönemine göre çok ileri bir insandı senin ıq bunu anlamaya yetmiyorsa atatürkün suçu yok

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • rasputin in alive kullanıcısına yanıt
    Metehan da liderim Ataturk de Fatih de sen ortalığı karıştıran bir ....

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Atatürk birinci geri kalanlar sıralamayı belirlesin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu konu tartışma çıkarma amaçlı gayet ortada.
    Şahsen en beğendiğim lider Atatürk.
    Hemen ardından Fatih geliyor.
    Bu 2 liderimizin azmi büyük örnek oluşturur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • pakaji kullanıcısına yanıt
    Listeye gel.
    Sarı Selim 11. sırada.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • siyahatlıprens kullanıcısına yanıt
    şimdi sana bir soru;
    A- ben şimdi hergün işe gidiyorum. arabayı yıkamaya fırsat yok, araba tozlu içi pis. fazla ona buna zaman ayıramıyorum. şuan çok rahat değilim yani.bana dışardan baksan belki acırsın.

    B- ben şimdi işi bıraksam, gitsem bankadan krediyi de çeksem, hatta kredi çekmeye de gerek yok stoktaki parayı hunharca yemeye koyulsam, bırak araba yıkamayı gidip galeriden sıfır arabayı altıma çeksem. beni dışardan görsen bana hayran kalırsın.

    şimdi uzun vadede hangisi daha iyiye gider? A mı B mi? A da her ay sağlam para atıyorum kenara, B de ise kredi de çekersem faizini ödüycem. hangisi daha iyi?
    eğer kısa vade bakarsan olaya B çok iyi dersin. eğer uzun vade bakarsan A çok iyi dersin.

    şimdi türkiye cumhuriyeti ne zaman kuruldu? 1923. şuan ne zamandayız? 2019. yani henüz 100 yıl bile olmadı. ülkeden kaçan kaçana değil mi? repo faizi ödeyen dünyada venezüella,arjantin ve irandan sonra dünyada en fazla faiz ödeyen biziz. mısır brezilya bizden daha az ödüyor. daha birçok şey var ama burda saatlerce yazamam. satınalma gücünde dünyada 60. ülkede falanız. ekonomik büyüklükte ilk 20 ye giriyoruz diye övünüyoruz ama nüfusumuz düşse ne hale geliriz acaba. sen biraz düşün bir imparatorluk nerden nereye gelmiş, ondan sonra konuşalım tekrar. eğer gerek varsa..




  • amma velakin kullanıcısına yanıt
    al sana sarı selim;


    Sakız Adası'nın fethi

    Ana madde: Sakız Adası'nın Fethi

    Sultan II. Selim'in babası Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünden sonra padişah olduğunda fethettiği ilk yer olarak bilinir. Sokullu Mehmed Paşa komutasındaki birlikler 1566 senesinde adayı fethederek boğazların güvenliğini sağlamışlardır. Ada Venedik ve Cenevizlilerden alınmıştır. Her iki tarafta da fazla kayıp verilmemiştir.
    Bobokça Kalesi'nin fethi

    Sultan Selim'in babasının cenazesini karşılamak için Manisa'dan Belgrad'a harekatı sırasında Drava üzerindeki Bobokça Kalesi Özdemiroğlu Osman Paşa komutasında fethedilmiştir.
    Yemen'in yeniden fethi

    Ana madde: Yemen İsyanı (1568)

    Yemen 1517 yılında Osmanlı egemenliğine girmiş, Hadım Süleyman Paşa'nın 1538 tarihli Hint deniz seferi ile kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştı. 1567 yılında bölgede Zeydi İmamı Topal Mutahhar önderliğinde isyan çıkınca bölgedeki Türk egemenliğini yeniden tesis etmek amacıyla Özdemiroğlu Osman Paşa ve Şam Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa Yemen Serdarlığına tayin edildiler. 1568 tarihli Yemen Seferi'nde Taiz ve Kahire kalelerinden sonra 15 Mayıs'ta Aden'i, 26 Temmuz'da da Sana'yı fetheden Türk ordusu ülkeyi tekrar Osmanlı topraklarına kattı.[4]
    Avusturya ile Barış

    Ana madde: Edirne Antlaşması (1568)

    II. Selim avda, 16. yüzyıl

    Kanuni Sultan Süleyman döneminde imzalanan 1562 tarihli barış 1566 yılında bozulmuş, Zigetvar Savaşı ile Osmanlı ordusu, Avusturya ordusunun mütecaviz tavrını cezalandırmıştı. Her iki tarafın da barışa mayletmesiyle 17 Şubat 1568'de Edirne Antlaşması imzalandı.
    Açe Seferi

    Ana madde: Açe Seferi

    XI. Charles ve II. Selim arasında 1569 yılında yapılan kapitülasyonların bir kopyası(16. yüzyıl)

    Bugünkü Endonezya'ya bağlı Sumatra Adası'nın kuzeybatısında bulunan Açe Sultanlığı bölgedeki zenginliklere gözlerini diken Portekizlilerin hedeflerinden biriydi. Günden güne artan Portekiz baskısına dayanamayan zamanın Açe Sultanı Alaüddin Şah bir elçi heyetini yardım istemek amacıyla İstanbul'a gönderdi. Açe heyeti 1566 yılında İstanbul'a ulaştığında, o sırada Zigetvar Seferi'nde bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın ölüm haberi geldi. Kanuni'nin yerine tahta geçen II. Selim heyete her türlü yardımı yapacağına söz verdi. 1569 yılında Osmanlı'nın Kızıldeniz filosu amirali Kurdoğlu Hayreddin Hızır Reis komutasında 22 parçadan oluşan Osmanlı Donanması Hint Okyanusu'na açılarak Açe'ye vardı ve yardımı ulaştırdı. Açe Sultanlığı Osmanlı Devleti'ne bağlanırken, Portekizlilere karşı taarruza geçebilecek kudrete ulaştı. [5]
    Aden'in ve Kahire Kalesi'nin fethi

    Sultan Selim'in 1569 yılında Sumatra Seferi sırasında Sokullu Mehmed Paşa komutasında sefer sırasında alınmıştır, küçük bir yerdir.

    Mısır'ın en stratejik ve en önemli kalesi olan Kahire Kalesi, 1569 yılında Piyale Paşa komutasındaki ordu tarafından alınmıştır.
    Don-Volga Kanal Projesi

    Ana madde: Don-Volga Kanal Projesi

    Rusya'nın 1552'de Kazan Hanlığı'nı, 1556'da da Astrahan Hanlığı'nı ilhak etmeleri kuzeyde ilk kez bir Rus tehdidini ortaya çıkarmıştı. Sokullu Mehmed Paşa, Don ve Volga nehirlerinin bir kanalla birleştirilerek, Karadeniz ile Hazar Denizi'nin birbirine bağlanması sayesinde Rusların güneye doğru inmelerini engellemeyi, ayrıca İpek Yolu ticaretini canlandırmayı, İran ile yapılan savaşlarda donanmadan yararlanmayı ve Asya'daki Türk hanlıkları ile irtibat sağlamayı hedeflemiştir. 1569 Ağustosunda Kefe Beyi Kasım Paşa tarafından başlanan çalışmalar Rusya'nın saldırıları, mevsimin kış olması ve Kırım Hanlığı'nın projeyi kösteklemesi sonucunda başarıya ulaşamamıştır.[6]
    Astrahan Seferi

    Ana madde: Astrahan Seferi

    Osmanlı Devleti Don-Volga Kanal Projesi'ne koşut olarak 1556'dan beri Rusların elindeki Astrahan'ın geri alınması için bir de sefer tertipledi. 1569 yılının Kasım ayında çok olumsuz hava koşullarında başlayan kuşatma Rus Çarı Korkunç İvan'ın bölgeye Prens Serebiyanov komutasında 20.000 kişilik bir kuvvet gönderip Türk askerlerini iki ateş arasına almasıyla başladıktan 16 gün sonra sona erdi ve Türk ordusu bir huruç harekâtı yaparak kendini kuşatılmışlıktan kurtarmak zorunda kaldı.[7]
    Kırım Hanlığı'nın Moskova seferleri

    Ana madde: Moskova Yangını
    Ana madde: Molodi Savaşı

    Kırım Hanı Devlet Giray Han Osmanlı Devleti'nin Don-Volga Kanal Projesi ve Astrahan seferi ile ulaşmak istediği Rus tehdidinin bertaraf edilmesi hedefine doğrudan Moskova'ya yürüyüp Rus gücünü örseleyerek ulaşılabileceğini düşünüyordu. 120.000 kişilik bir orduyla Oka Nehri'ni ve Serpukhov Tahkimatı'ni aşan Devlet Giray Han direnen 6.000 kişilik bir Rus ordusunu da mağlup etti ve Moskova önlerine geldi. Moskova'yı 24 Mayıs 1571'de yakarak yerle bir eden ordu, çok sayıda sivil Rus'un ölmesine rağmen Rus ordusunu örseleyemeden geri döndü. Bir yıl sonra yeniden Moskova'ya yürüyen Han bu sefer karşısında Moskova'nın 60 kilometre güneyinde 60.000 kişilik Rus ordusunu buldu. Molodi'de 30 Temmuz-3 Ağustos arasında yapılan muharebede yakın savaşa zorlanan süvari ağırlıklı Kırım ordusu önemli bir yenilgiye uğrayarak Kırım'a çekilmek zorunda kaldı.

    Bu başarısızlıkların sonucunda Rusya'nın fetihleri kabul edilmek zorunda kalındı ve ileride Osmanlı Devleti'ne büyük sıkıntılar çıkaracak bir devlet oluşmaya başladı.
    Kevkeban Kalesi'nin fethi

    1570 senesinde Behram Paşa komutasındaki birlikler sayesinde kale alınmıştır. Aynı sene Yemen ile barış sağlanmıştır. Barış sağlandığı için Behram Paşa Ziged'e gitmiştir.
    Dalmaçya'nın fethi

    1571 senesinde Kıbrıs'ın fethi sırasında donanmanın Akdeniz'e inmesi sırasında feth edilmiştir. Fethin komutanlığını Sokullu Mehmed Paşa tarafından yapılmıştır.
    Kıbrıs'ın Fethi

    Ana madde: Kıbrıs'ın Fethi

    Doğu Akdeniz, Kanuni Sultan Süleyman'ın fetihleriyle artık iyice Osmanlı iç denizi haline gelmiştir. Ancak Venedikli korsanların son bir sığınma yeri kalmıştı. Kıbrıs'ın fethinin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

    Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II. Selim'e "Kıbrıs'ı fethetmek bize nasip olmazsa sen fethet" şeklinde vasiyet etmesi, bunun üzerine II. Selim'in "Eğer padişah olursam Kıbrıs'ı korsanların başına yıkacağım!" şeklinde babasına söz vermesi.
    Akdeniz üzerinden gelen Mısır tarafından II. Selim'e yollanmış hediye gemisinin korsanlar tarafından kaçırılması, tüm hediyelere el konulması ve mürettebatın zindana atılması ve bunun gibi onlarca neden sebebiyle Sokullu Mehmet Paşa'nın itirazlarına rağmen 15 Mayıs 1570'te Osmanlı Donanması sefere çıktı. 18 Mayıs 1570'te Kevkeban kalesi fethedildi. 2 Temmuz 1570'te Leftari Kalesi, 9 Temmuz 1570'te Girne Kalesi alındı. 9 Eylül 1570'te Lefkoşa fethedildi ve nihayetinde 1 Ağustos 1571'de Mağusa Kalesi'nin teslimiyle Kıbrıs'ın fethi tamamlandı.

    İnebahtı Muharebesi.
    İnebahtı Savaşı

    Ana madde: İnebahtı Savaşı

    Kıbrıs'ın Türk ordusunca fethi Batı Avrupa'da önemli bir yankı uyandırdı. Venedik'in kışkırtmasıyla İspanyol, Ceneviz, Papalık ve Malta Şövalyeleri donanmalarının da dahil oldukları bir "Kutsal İttifak" oluşturuldu. Avusturyalı amiral Don Juan komutasındaki Haçlı donanması karşısında Müezzinzade Ali Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması büyük bir yenilgiye uğradı. Osmanlı donanması ilk kez yakılmıştır. Bu yenilginin sonuçları kısa sürelidir. Dönemin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa bu durumu Venedikli elçiye şöyle belirtmiştir: Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu koparttık; siz donanmamızı yakmakla uzamış sakalımızı tıraş ettiniz. Kopan kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür çıkar.
    II. Selim
    Donanmanın yeniden inşası ve Venedik ile barış

    Osmanlı başkenti donanmasının yenilgiye uğradığını muharebede başarılı olan tek denizcisi Uluç Ali Paşa sayesinde öğrendi. Uluç Ali Paşa kaptan-ı deryalığa getirildi ve Sokollu Mehmed Paşa'nın emriyle yeni bir donanmanın inşasına girişildi. Çok kısa bir zaman sonra oluşturulan donanma 1572 yazında Akdeniz'e açıldı. İspanya'nın da yeniden batıdaki mücadelesine yoğunlaşmasıyla yalnız kalan Venedik barış istedi. 1573 yılında imzalanan barış antlaşması ile Venedik Kıbrıs'ı Osmanlı Devleti'ne terketti ve savaş tazminatı ödemeyi kabul etti.
    Tunus Seferi

    Ana madde: Tunus Seferi

    1573 yılında Venedik'i barışa zorlayan bu büyük donanmanın bir sonraki hedefi 1574 yılında İspanya'nın elindeki Tunus kenti ve kalesi oldu. Bu kent 1534 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından fethedilmiş, ancak ertesi yıl bizzat Alman İmparatoru ve İspanya Kralı V. Karl'ın komuta ettiği sefer sonucu Alman-İspanyol ordularınca geri alınmıştı. Özellikle Turgut Reis'in fetihleriyle Tunus ülkesinin tamamı Türk egemenliğine girmiş, geriye kukla Hafsiler'in İspanyol işgali alında hüküm sürdükleri Tunus kenti kalmıştı. Uluç Ali Paşa komutasındaki Türk donanması 13 Eylül 1574'te kenti fethetti. Aynı yıl Tunus Eyaleti kuruldu.
    II.Selim'in Mimar Sinan'a 1571 yılında yaptırdığı Selimiye Camii.
    Edebî kimliği

    Selîmî mahlasıyla şiirler yazan Selim'in bir de divanı vardır. Yahyâ Kemâl’in; Bir beyti bir de câmi-i mâ’mûru var diye övdüğü; Biz bülbül-i muhrık dem-i şekvâ-yı firâkiz Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden beyti, bütün Türk şiirinin en güzel beyitlerinden biri sayılmaktadır. İkinci Selim, aynı zamanda îmârcı da bir pâdişâhtır.
    Yaptırdığı Hayratlar
    Mekke-i mükerremenin su yollarının tâmiri, Mescid-i Harâm’ın mermer kubbelerle tezyini, Lefkoşa Selimiye Câmii, Azîz Efendi tekkesi, Navarin limanına hâkim bir mevkiye yaptırdığı kule, hayrâtı arasındadır. Edirne'ye yaptırmasının sebebi ise: Sultan’ın caminin yapılacağı şehir olarak neden Edirne'yi seçtiği kesin olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde padişahın rüyasında İslam peygamberi Muhammed'i gördüğünü ve onun kendisinden Kıbrıs'ın fethi anısına bir cami yaptırmasını istediğini yazmıştır.Bu konudaki daha gerçekçi yorumlarda ise o dönemde İstanbul'da yeni bir büyük camiye ihtiyaç duyulmadığı, Edirne'nin Rumeli'deki Osmanlı egemenliğinin merkezi konumunda olduğu ve Selim'in gençlik yıllarından beri şehre ayrı sevgi beslediğine dikkat çekilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: rasputin in alive

    Cengiz han Türk değil Moğol daha anlayamadınız şunu

    Alıntıları Göster
    Moğollar ile kardeş olduğumuzu anlamayan da var demek ki

    Moğollar bizi ayırmıyor iken biz neden moğolları ayıralım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • pakaji kullanıcısına yanıt
    Copy- Paste için teşekkürler.
    Şahane kariyeri haremde cariye kovalarken bitmese iyiydi ama kısmet.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • amma velakin kullanıcısına yanıt
    en azından ülkeyi israilin uşağı yapmadı,kanuni sultan süleymanın kanını taşıyor.
    sen yapmacık dizilerden ve taraflı tv lerden bakma olaylara. haritalara bak neymiş ne olmuş. neymiş,şimdi ne olmaya gebe ona bak..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pakaji -- 15 Ekim 2019; 19:45:38 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pakaji

    al sana sarı selim;


    Sakız Adası'nın fethi

    Ana madde: Sakız Adası'nın Fethi

    Sultan II. Selim'in babası Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünden sonra padişah olduğunda fethettiği ilk yer olarak bilinir. Sokullu Mehmed Paşa komutasındaki birlikler 1566 senesinde adayı fethederek boğazların güvenliğini sağlamışlardır. Ada Venedik ve Cenevizlilerden alınmıştır. Her iki tarafta da fazla kayıp verilmemiştir.
    Bobokça Kalesi'nin fethi

    Sultan Selim'in babasının cenazesini karşılamak için Manisa'dan Belgrad'a harekatı sırasında Drava üzerindeki Bobokça Kalesi Özdemiroğlu Osman Paşa komutasında fethedilmiştir.
    Yemen'in yeniden fethi

    Ana madde: Yemen İsyanı (1568)

    Yemen 1517 yılında Osmanlı egemenliğine girmiş, Hadım Süleyman Paşa'nın 1538 tarihli Hint deniz seferi ile kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştı. 1567 yılında bölgede Zeydi İmamı Topal Mutahhar önderliğinde isyan çıkınca bölgedeki Türk egemenliğini yeniden tesis etmek amacıyla Özdemiroğlu Osman Paşa ve Şam Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa Yemen Serdarlığına tayin edildiler. 1568 tarihli Yemen Seferi'nde Taiz ve Kahire kalelerinden sonra 15 Mayıs'ta Aden'i, 26 Temmuz'da da Sana'yı fetheden Türk ordusu ülkeyi tekrar Osmanlı topraklarına kattı.[4]
    Avusturya ile Barış

    Ana madde: Edirne Antlaşması (1568)

    II. Selim avda, 16. yüzyıl

    Kanuni Sultan Süleyman döneminde imzalanan 1562 tarihli barış 1566 yılında bozulmuş, Zigetvar Savaşı ile Osmanlı ordusu, Avusturya ordusunun mütecaviz tavrını cezalandırmıştı. Her iki tarafın da barışa mayletmesiyle 17 Şubat 1568'de Edirne Antlaşması imzalandı.
    Açe Seferi

    Ana madde: Açe Seferi

    XI. Charles ve II. Selim arasında 1569 yılında yapılan kapitülasyonların bir kopyası(16. yüzyıl)

    Bugünkü Endonezya'ya bağlı Sumatra Adası'nın kuzeybatısında bulunan Açe Sultanlığı bölgedeki zenginliklere gözlerini diken Portekizlilerin hedeflerinden biriydi. Günden güne artan Portekiz baskısına dayanamayan zamanın Açe Sultanı Alaüddin Şah bir elçi heyetini yardım istemek amacıyla İstanbul'a gönderdi. Açe heyeti 1566 yılında İstanbul'a ulaştığında, o sırada Zigetvar Seferi'nde bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın ölüm haberi geldi. Kanuni'nin yerine tahta geçen II. Selim heyete her türlü yardımı yapacağına söz verdi. 1569 yılında Osmanlı'nın Kızıldeniz filosu amirali Kurdoğlu Hayreddin Hızır Reis komutasında 22 parçadan oluşan Osmanlı Donanması Hint Okyanusu'na açılarak Açe'ye vardı ve yardımı ulaştırdı. Açe Sultanlığı Osmanlı Devleti'ne bağlanırken, Portekizlilere karşı taarruza geçebilecek kudrete ulaştı. [5]
    Aden'in ve Kahire Kalesi'nin fethi

    Sultan Selim'in 1569 yılında Sumatra Seferi sırasında Sokullu Mehmed Paşa komutasında sefer sırasında alınmıştır, küçük bir yerdir.

    Mısır'ın en stratejik ve en önemli kalesi olan Kahire Kalesi, 1569 yılında Piyale Paşa komutasındaki ordu tarafından alınmıştır.
    Don-Volga Kanal Projesi

    Ana madde: Don-Volga Kanal Projesi

    Rusya'nın 1552'de Kazan Hanlığı'nı, 1556'da da Astrahan Hanlığı'nı ilhak etmeleri kuzeyde ilk kez bir Rus tehdidini ortaya çıkarmıştı. Sokullu Mehmed Paşa, Don ve Volga nehirlerinin bir kanalla birleştirilerek, Karadeniz ile Hazar Denizi'nin birbirine bağlanması sayesinde Rusların güneye doğru inmelerini engellemeyi, ayrıca İpek Yolu ticaretini canlandırmayı, İran ile yapılan savaşlarda donanmadan yararlanmayı ve Asya'daki Türk hanlıkları ile irtibat sağlamayı hedeflemiştir. 1569 Ağustosunda Kefe Beyi Kasım Paşa tarafından başlanan çalışmalar Rusya'nın saldırıları, mevsimin kış olması ve Kırım Hanlığı'nın projeyi kösteklemesi sonucunda başarıya ulaşamamıştır.[6]
    Astrahan Seferi

    Ana madde: Astrahan Seferi

    Osmanlı Devleti Don-Volga Kanal Projesi'ne koşut olarak 1556'dan beri Rusların elindeki Astrahan'ın geri alınması için bir de sefer tertipledi. 1569 yılının Kasım ayında çok olumsuz hava koşullarında başlayan kuşatma Rus Çarı Korkunç İvan'ın bölgeye Prens Serebiyanov komutasında 20.000 kişilik bir kuvvet gönderip Türk askerlerini iki ateş arasına almasıyla başladıktan 16 gün sonra sona erdi ve Türk ordusu bir huruç harekâtı yaparak kendini kuşatılmışlıktan kurtarmak zorunda kaldı.[7]
    Kırım Hanlığı'nın Moskova seferleri

    Ana madde: Moskova Yangını
    Ana madde: Molodi Savaşı

    Kırım Hanı Devlet Giray Han Osmanlı Devleti'nin Don-Volga Kanal Projesi ve Astrahan seferi ile ulaşmak istediği Rus tehdidinin bertaraf edilmesi hedefine doğrudan Moskova'ya yürüyüp Rus gücünü örseleyerek ulaşılabileceğini düşünüyordu. 120.000 kişilik bir orduyla Oka Nehri'ni ve Serpukhov Tahkimatı'ni aşan Devlet Giray Han direnen 6.000 kişilik bir Rus ordusunu da mağlup etti ve Moskova önlerine geldi. Moskova'yı 24 Mayıs 1571'de yakarak yerle bir eden ordu, çok sayıda sivil Rus'un ölmesine rağmen Rus ordusunu örseleyemeden geri döndü. Bir yıl sonra yeniden Moskova'ya yürüyen Han bu sefer karşısında Moskova'nın 60 kilometre güneyinde 60.000 kişilik Rus ordusunu buldu. Molodi'de 30 Temmuz-3 Ağustos arasında yapılan muharebede yakın savaşa zorlanan süvari ağırlıklı Kırım ordusu önemli bir yenilgiye uğrayarak Kırım'a çekilmek zorunda kaldı.

    Bu başarısızlıkların sonucunda Rusya'nın fetihleri kabul edilmek zorunda kalındı ve ileride Osmanlı Devleti'ne büyük sıkıntılar çıkaracak bir devlet oluşmaya başladı.
    Kevkeban Kalesi'nin fethi

    1570 senesinde Behram Paşa komutasındaki birlikler sayesinde kale alınmıştır. Aynı sene Yemen ile barış sağlanmıştır. Barış sağlandığı için Behram Paşa Ziged'e gitmiştir.
    Dalmaçya'nın fethi

    1571 senesinde Kıbrıs'ın fethi sırasında donanmanın Akdeniz'e inmesi sırasında feth edilmiştir. Fethin komutanlığını Sokullu Mehmed Paşa tarafından yapılmıştır.
    Kıbrıs'ın Fethi

    Ana madde: Kıbrıs'ın Fethi

    Doğu Akdeniz, Kanuni Sultan Süleyman'ın fetihleriyle artık iyice Osmanlı iç denizi haline gelmiştir. Ancak Venedikli korsanların son bir sığınma yeri kalmıştı. Kıbrıs'ın fethinin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

    Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II. Selim'e "Kıbrıs'ı fethetmek bize nasip olmazsa sen fethet" şeklinde vasiyet etmesi, bunun üzerine II. Selim'in "Eğer padişah olursam Kıbrıs'ı korsanların başına yıkacağım!" şeklinde babasına söz vermesi.
    Akdeniz üzerinden gelen Mısır tarafından II. Selim'e yollanmış hediye gemisinin korsanlar tarafından kaçırılması, tüm hediyelere el konulması ve mürettebatın zindana atılması ve bunun gibi onlarca neden sebebiyle Sokullu Mehmet Paşa'nın itirazlarına rağmen 15 Mayıs 1570'te Osmanlı Donanması sefere çıktı. 18 Mayıs 1570'te Kevkeban kalesi fethedildi. 2 Temmuz 1570'te Leftari Kalesi, 9 Temmuz 1570'te Girne Kalesi alındı. 9 Eylül 1570'te Lefkoşa fethedildi ve nihayetinde 1 Ağustos 1571'de Mağusa Kalesi'nin teslimiyle Kıbrıs'ın fethi tamamlandı.

    İnebahtı Muharebesi.
    İnebahtı Savaşı

    Ana madde: İnebahtı Savaşı

    Kıbrıs'ın Türk ordusunca fethi Batı Avrupa'da önemli bir yankı uyandırdı. Venedik'in kışkırtmasıyla İspanyol, Ceneviz, Papalık ve Malta Şövalyeleri donanmalarının da dahil oldukları bir "Kutsal İttifak" oluşturuldu. Avusturyalı amiral Don Juan komutasındaki Haçlı donanması karşısında Müezzinzade Ali Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması büyük bir yenilgiye uğradı. Osmanlı donanması ilk kez yakılmıştır. Bu yenilginin sonuçları kısa sürelidir. Dönemin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa bu durumu Venedikli elçiye şöyle belirtmiştir: Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu koparttık; siz donanmamızı yakmakla uzamış sakalımızı tıraş ettiniz. Kopan kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür çıkar.
    II. Selim
    Donanmanın yeniden inşası ve Venedik ile barış

    Osmanlı başkenti donanmasının yenilgiye uğradığını muharebede başarılı olan tek denizcisi Uluç Ali Paşa sayesinde öğrendi. Uluç Ali Paşa kaptan-ı deryalığa getirildi ve Sokollu Mehmed Paşa'nın emriyle yeni bir donanmanın inşasına girişildi. Çok kısa bir zaman sonra oluşturulan donanma 1572 yazında Akdeniz'e açıldı. İspanya'nın da yeniden batıdaki mücadelesine yoğunlaşmasıyla yalnız kalan Venedik barış istedi. 1573 yılında imzalanan barış antlaşması ile Venedik Kıbrıs'ı Osmanlı Devleti'ne terketti ve savaş tazminatı ödemeyi kabul etti.
    Tunus Seferi

    Ana madde: Tunus Seferi

    1573 yılında Venedik'i barışa zorlayan bu büyük donanmanın bir sonraki hedefi 1574 yılında İspanya'nın elindeki Tunus kenti ve kalesi oldu. Bu kent 1534 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından fethedilmiş, ancak ertesi yıl bizzat Alman İmparatoru ve İspanya Kralı V. Karl'ın komuta ettiği sefer sonucu Alman-İspanyol ordularınca geri alınmıştı. Özellikle Turgut Reis'in fetihleriyle Tunus ülkesinin tamamı Türk egemenliğine girmiş, geriye kukla Hafsiler'in İspanyol işgali alında hüküm sürdükleri Tunus kenti kalmıştı. Uluç Ali Paşa komutasındaki Türk donanması 13 Eylül 1574'te kenti fethetti. Aynı yıl Tunus Eyaleti kuruldu.
    II.Selim'in Mimar Sinan'a 1571 yılında yaptırdığı Selimiye Camii.
    Edebî kimliği

    Selîmî mahlasıyla şiirler yazan Selim'in bir de divanı vardır. Yahyâ Kemâl’in; Bir beyti bir de câmi-i mâ’mûru var diye övdüğü; Biz bülbül-i muhrık dem-i şekvâ-yı firâkiz Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden beyti, bütün Türk şiirinin en güzel beyitlerinden biri sayılmaktadır. İkinci Selim, aynı zamanda îmârcı da bir pâdişâhtır.
    Yaptırdığı Hayratlar
    Mekke-i mükerremenin su yollarının tâmiri, Mescid-i Harâm’ın mermer kubbelerle tezyini, Lefkoşa Selimiye Câmii, Azîz Efendi tekkesi, Navarin limanına hâkim bir mevkiye yaptırdığı kule, hayrâtı arasındadır. Edirne'ye yaptırmasının sebebi ise: Sultan’ın caminin yapılacağı şehir olarak neden Edirne'yi seçtiği kesin olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde padişahın rüyasında İslam peygamberi Muhammed'i gördüğünü ve onun kendisinden Kıbrıs'ın fethi anısına bir cami yaptırmasını istediğini yazmıştır.Bu konudaki daha gerçekçi yorumlarda ise o dönemde İstanbul'da yeni bir büyük camiye ihtiyaç duyulmadığı, Edirne'nin Rumeli'deki Osmanlı egemenliğinin merkezi konumunda olduğu ve Selim'in gençlik yıllarından beri şehre ayrı sevgi beslediğine dikkat çekilir.
    Bu başarılar sarhoş selim veya sarı selim lakaplı padişaha ait değildir.
    Bu başarıların ardında tonyukuk gibi nizamülmük gibi çok önemli bir devlet adamı olan Sokollu Mehmet Paşa vardır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ozgutozkan kullanıcısına yanıt
    hiç kimse kendi başına birşey yapamaz. tabiki kadrosu olacak. eğer sokullu mehmet paşa Sarı selim'e biyad etmişse başarı onundur. bitti. bugün enerji bakanı gidip hidroelektrik santralde baraj kapağını döndermiyor. en baştaki kimse ona bakarsın bitti. kimisi de çıkar sokullu mehmet paşaya Bayo Sokoloviç der. herkes bişey söyler kimin ne söylediğinin önemi yok. o adamlar bir imparatorluk kurdu ve bu adamlarda padişah. bugün hayal dahi edemediğimiz şeyler.siz fazla dizi izlemeyin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pakaji -- 15 Ekim 2019; 19:43:32 >
  • Ben nerdeyim ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pakaji

    hiç kimse kendi başına birşey yapamaz. tabiki kadrosu olacak. eğer sokullu mehmet paşa Sarı selim'e biyad etmişse başarı onundur. bitti. bugün enerji bakanı gidip hidroelektrik santralde baraj kapağını döndermiyor. en baştaki kimse ona bakarsın bitti. kimisi de çıkar sokullu mehmet paşaya Bayo Sokoloviç der. herkes bişey söyler kimin ne söylediğinin önemi yok. o adamlar bir imparatorluk kurdu ve bu adamlarda padişah. bugün hayal dahi edemediğimiz şeyler.siz fazla dizi izlemeyin.
    Kadroya sarı selim mi dahil etmiş yoksa babası mı.

    Kimisi babasının ekmeğini yer kimisi ekmeğini taştan çıkarır.

    Not:Benim soyum Osmanlı'dan çok Karamanoğullarına dayanır. Bana Fatih' den sonraki padişahları boşuna övme. Osmanoğlu musun deseler değilim. Anne baba selanik göçmeni.
    Bir hemşehrim var ismini listeye almadığın oda çürümüş Osmanlı sisteminden yeni bir devlet yarattı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Önceki dönemler belki abartılıyordur ve kaynak sayısı çok değil.Ama Atatürk resmen bir deha.Türk liderlerini bırak dünya genelinde gelmiş geçmiş en başarılı liderlerden birisi.100 yıl öncesinden bile bu kadar çağdaş,ilerigörüşlü ve müthiş bir askeri zekaya sahip olmak kolay değil.

    Eğitim için yaptığı şeyler ve ülkeyi geliştirmeye yönelik atılımları...Hele ki ülke o kadar sefalet ve yoksul durumdayken.Müthiş gerçekten müthiş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rasputin in alive

    3) Fatih
    4) Atatürk
    5) Kanuni
    6) RTE <3
    7) berdan Mardini
    8) vj Bülent
    9) Mahsun redrose
    Hocam Laptop Recai'yi unuttunuz.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.