Şimdi Ara

Hangisi olsun isterdiniz?? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
574
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • ben
    senden önce ölmek isterim.
    gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    ben zannetmiyorum bunu.
    iyisi mi, beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin
    fedakarlığımı anlıyorsun :
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    ve orada beraber yaşarız
    külümün icinde külün
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    toprağa beraber dalacağız.
    ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.

    ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    ben daha bir çocuk doğuracağım
    hayat taşıyor içimden.
    kaynıyor kanım.
    yaşayacağım, ama çok, pek çok.
    ama sen de beraber.
    ama ölüm de korkutmuyor beni.
    yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    ben ölünceye kadar da
    bu düzelir herhalde.
    'hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?'
    içimden bir şey :
    'belki' diyor.

    nazım hikmet

    nazım baba yazsa, dünyanın en şirin sesi de okusa.
    gerçi okunan değil, okuyan olmak tercihimdir. şöyle anason kokulu bir sesle




  • ...

    İşte bütün meselem, her meselenin başı,
    Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!
    Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden,
    Daha keskin eliyle, başını ensesinden,
    Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
    Yerleştirse başını, iki diz kapağına;
    Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
    Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi?
    Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
    İçimde homurtular, inanma diye gülen...
    İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
    Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

    ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kulak Misafiri -- 23 Mayıs 2008; 1:00:00 >
  • kendime yazılmasından ziyade bunu da ben yazmak isterdim

    Hiçbir sey degismez korkma
    Dolmabahçe’deki Saat Kulesi durmaz mesela
    Marmara Denizi küsüp Istanbul'a
    Alip sularini gitmez dilini bilmedigi uzaklara
    Iki çift lafim var giderken, dinle!
    Bir günese bir de annemle babama...
    Her sabah yüzümü sicacik öpen
    Istanbul günesi
    Bir süre yatagim bos
    Dogdugunda beni bulamazsan sasirma
    Duyamam sesini, çagirma beni bir süre
    Her sabah söz verdigi saatte dogan
    Selamimi alan Istanbul günesi
    Bekle beni!
    Ve babam! …
    Çocuk ellerimle silemedigim burnumu
    Cebinden çikarttigi mendille silen
    Hem de dag kadar boyunu hiçe sayip
    Önümde diz çöken, kocaman babam!
    Merak etme, en gurur duydugun yerde oglun…
    Annem! ...
    O eski Türk filmleinin aglatmaktan bikmadigi
    Gözlerin sahibi annem, canim annem!
    Bak, artik toplu olacak daginik oglunun odasi
    Üzülme sen de…
    Herkes gittigim kadar dönecegimi de bilecek
    Teskere diye bir sevgilim var
    Bir buçuk yil sonra, söz verdi, gelecek…


    Ceyhun Yılmaz




  • Ben büyük şairlerin veya yazarların şiirlerinde veya kitaplarında birbirlerine hitaben bir şeyler yazmasını çok kıskanırım Mesela Murathan Mungan şiirinde Orhan Veliye gizliden gizliye sevgi gösterisinde bulunması veya Buket Uzuner'in Kumral Ada Mavi Tuna romanında kitabın en başına "Attila İlhan'a" hitaben yazması gibi. (manyakmıyım neyim)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Aganta Burina Burinata

    Ben büyük şairlerin veya yazarların şiirlerinde veya kitaplarında birbirlerine hitaben bir şeyler yazmasını çok kıskanırım Mesela Murathan Mungan şiirinde Orhan Veliye gizliden gizliye sevgi gösterisinde bulunması "

    örneğin?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: AXU


    quote:

    Orjinalden alıntı: Aganta Burina Burinata

    Ben büyük şairlerin veya yazarların şiirlerinde veya kitaplarında birbirlerine hitaben bir şeyler yazmasını çok kıskanırım Mesela Murathan Mungan şiirinde Orhan Veliye gizliden gizliye sevgi gösterisinde bulunması "

    örneğin?


    Murathan Mungan'ın Mürekkep Balığı kitabında Orhan Veliye atıfta bulunduğu şiir ismini ve cismini hatırlamıyorum internettede bulamadım 1980 lere ait eski bir şiir

    Ama şiir Orhan Veli ve Dalgacı Mahmutla igiliydi yeri gelmişken ekleyelim bu güzelliği ;

    Dalgaci Mahmut

    işim gücüm budur benim,
    gökyüzünü boyarım her sabah,
    hepiniz uykudayken.
    uyanır bakarsınız ki mavi.

    deniz yırtılır kimi zaman,
    bilmezsiniz kim diker;
    ben dikerim.

    dalga geçerim kimi zaman da,
    o da benim vazifem;
    bir baş düşünürüm başımda,
    bir mide düşünürüm midemde,
    bir ayak düşünürüm ayağımda,
    ne haltedeceğimi bilemem


    Orhan Veli Kanık




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Aganta Burina Burinata



    Murathan Mungan'ın Mürekkep Balığı kitabında Orhan Veliye atıfta bulunduğu şiir ismini ve cismini hatırlamıyorum internettede bulamadım 1980 lere ait eski bir şiir

    Ama şiir Orhan Veli ve Dalgacı Mahmutla igiliydi yeri gelmişken ekleyelim bu güzelliği ;

    Dalgaci Mahmut

    işim gücüm budur benim,
    gökyüzünü boyarım her sabah,
    hepiniz uykudayken.
    uyanır bakarsınız ki mavi.

    deniz yırtılır kimi zaman,
    bilmezsiniz kim diker;
    ben dikerim.

    dalga geçerim kimi zaman da,
    o da benim vazifem;
    bir baş düşünürüm başımda,
    bir mide düşünürüm midemde,
    bir ayak düşünürüm ayağımda,
    ne haltedeceğimi bilemem


    Orhan Veli Kanık





  • Aysel Git Başımdan
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim
    Ölümüm birden olacak seziyorum.
    Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
    Aysel git başımdan istemiyorum.

    Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
    Dağıtır gecelerim sarışınlığını
    Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
    hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Benim icin kirletme aydınlığını,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

    Islığımı denesen hemen düşürürsün,
    gözlerim hızlandırır tenhalığını
    Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
    Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
    ya korku biriktirmek yetisini.
    Acılarım iyice bol gelir sana,
    sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Ümitsizliğimi olsun anlasana
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

    Sevindiğim anda sen üzülürsün.
    Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
    içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
    uzak yalnızlık limanlarına.
    Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
    Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
    Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
    Sakın başka bir şey getirme aklına.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
    ölümüm birden olacak seziyorum,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
    Aysel git başımdan seni seviyorum...

    Attila İlhan'ın şiirleri bir başka oluyor.




  • Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
    Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
    Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

    Gidersen kim sular fesleğenleri
    Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

    Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
    Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor
    Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
    Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
    Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
    Birde seni ekliyorum susuşlarıma

    Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
    Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
    Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
    Adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız
    Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
    Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

    Gidersen kar yağar avuçlarıma
    Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

    Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
    Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
    Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
    Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
    Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
    Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

    Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
    Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
    Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
    İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
    Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
    Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

    Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
    Bir tufan olurum sustuğun her yerde


    AHMET TELLİ




  • Hüseyin Nihal Atsız

    GERİ GELEN MEKTUP

    Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
    Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu.
    Pervane olan kendini gizler mi alevden?
    Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...


    Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
    Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
    Her şey kaybolup gidiyorken nazarımdan,
    Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse.

    Ey sen ki; kül ettin beni onmaz yakışınla,
    Ey sen ki; gönüller tutuşur her bakışınla.
    Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince,
    Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince;
    Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım,
    Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
    Gözler ki; birer parçasıdır sende İlahın,
    Gözler ki; senin en katı zulmün ve silahın.
    Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin,
    Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin
    !

    Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
    Bir yüz ki; yapılmış dişi kaplanla hüzünden.
    Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
    Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
    Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
    Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
    Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
    Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.


    Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
    Tek bendeki volkanları söndürse denizler.
    Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil';
    İmkanı bulunsaydı bütün, ömre mukabil;
    Sırretmeye elden seni, bir perde olurdum,
    Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.


    Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur,
    En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
    Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
    Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik!


    Öyle güzel ki .. bu şiir bana yazılsın isterdim .




  • Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    İyisi mi, beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin...
    Fedakârlığımı anlıyorsun :
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orda beraber yaşarız
    külümün içinde külün,
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.

    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım.
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
    İçimden bir şey :
    belki diyor...



    Nazım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BARIŞA ÖZLEM -- 25 Haziran 2008; 13:52:17 >




  • Ne hasta bekler sabahı
    Ne taze ölüyü mezar
    Nede şeytan bir günahı
    Seni beklediğim kadar.

    Necip Fazıl.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Celtic


    quote:

    Orjinalden alıntı: TroopeR

    kimse duymadan ölmeliyim
    ağzımın kenarında
    bir parça kan bulunmalı.
    beni tanımayanlar
    ''mutlak birini seviyordu'' demeliler.
    tanıyanlarsa, ''zavallı, demeli,
    çok sefalet çekti...''
    fakat hakiki sebep
    bunlardan hiçbirisi olmamalı.

    Iron Maiden'dan mı?





  • Borç bilirim...

    1/7/2008 ·


    Aynı yeşilin renginde kavuşurken hayalim; hayaline,

    Bir tebessümüne ferahlar keder madeni kalbim...

    Gitmek istediğim yerdesin,

    Anlarım her sözünde, gözlerinde gülen bir bebeğim...



    Aynı tutkunun peşinden koşarken aklım; aklına,

    Bir kelama yorulmuşken mecalim,

    Kimsesiz sessizliği bozan en masum meleksin...

    Figanı susmazken kaderimin,tek sözüne bile yetişensin...



    Aynı yangından kaçarken korkum; korkuna,

    Bir endişenin köşesine sıkışmışken içim,

    Değersiz mahzenime ışık veren, tek sevdiğim güneşsin.

    Can damarında yanarken gam közü, hasretle beklenen selsin...





    Elif, der boş dağlara çarpan bir bedevi hıçkırığı,

    Liyakate yanaşmazken her tasvir,

    İmrenir, saf kalbine ay ışığı,

    Fecir en güzel şarkılarıyla sana uyanır,bir gülüşünle doyar bu fakir...





    Hayran kalırken kömür kalpler yüreğine,

    Samimiyetine ısınan bir edaya saklanır çocukluk.

    Sadakatine ip bağlar göz kırpmadan,

    Özlemine dar gelirken zaman...



    Dert dokunmasın dermanıma,

    Deva biterse fedakar bucaklarında...

    Sürgün sularda bir ah boğulur, duyarsın belki.

    Mihenk kırılır sukunetinde, bilmezsin belki.



    Bir dalganın kıyısına vururken düşlerin seni,

    Yalnız, boş bir salıncağa dalar gözlerin.

    Rüzgar sallarken kucağında,

    Bir masal anlat bana,hiç bitmesin soluğunda...




    Güneşi gözlerinde saklayanlar, yalnız görene ışık olurlar...



    Hayal edebileceğimden çok daha iyisini , bana layık gören , eksiklerimi tamam edip güzel bakan gözünüze yüreğinize sağlık. İyi ki varsınız .

    Bu şiirden sonra üstadlarınkinde gözüm yok aldığım en güzel hediye : ).




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.