Şimdi Ara

Hayattan bıkılır mı? Sonsuz yaşamak istenir mi? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
28
Cevap
0
Favori
1.372
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika


    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500


    quote:

    Orjinalden alıntı: Soultrap



    Ben diger dunya diye bir yer olduguna inanmıyorum, olmasını da istemezdim ve ölünce yok olacagımıza eminim.



    Yanlış anlamanı istemem ancak bir insanın yok olacağına bu kadar emin olması için hangi deneyimlere sahip olması gerekiyor? Hayata nasıl bir gözle bakıyorsun? Hayat senin için ne anlam ifade ediyor? Hayat felsefeni merak ettim açıkçası.

    Bu arada cevap vermek zorunda değilsin bu sorularıma. Ayrıca bu sorularımı rahatsız edici de bulduysan şimdiden özür dilerim.


    Her insanın kendine özgü bir hayat felsefesi var. Bazı insanlar da ruhun ölümsüz olduğuna ve yok olup gitmeyeceğine inanırlar. Bu gibi sorular üzerinde tartışabilmek için herşeyden önce karşıdaki kişinin belli bir samimiyet çerçevesinde olduğundan emin olmak gerekir ve ayrıca bence bu gibi soruların PM yolu ile sorulması daha uygundur. Aksi taktirde gereksiz yere din tartışması başlaması kaçınılmaz olur.


    Ben tartışmak amacı ile sormadım ki bunu. Ancak bir noktada haklısın çünkü ben bu şekilde düşünmemiş olsam da düşünecekler olabilir. Hoş karşılıklı anlayışa kavuşmuş olmak çok önemli ya neyse. Olsun, yine de mesajımı sileceğim ve kendisine pm yoluyla soracağım

    Ayrıca

    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Konu hakkında yazmak gerekirse, Gelişmiş insan zekası ve bilinci, olayları idealize ettiği için kendisinin ve çevresindeki insanların yaşlandığını ve hayatın kayıp gittiğini bir türlü kabullenemiyor. Doğal süreçler sonunda bize biçilen aşağı yukarı 70 yıllık ömür insanın yaşayacaklarına ve yaşamdan alacaklarına yetmiyor. İnsan ölümsüz olsa ve hiç yaşlanmasa bile çevresindeki hayatın ve sevdiklerinin kayıp gitmesi insana acı verir. Tüm insanların ömrü daha uzun olabilse mesela tüm insanların ömrü 1000 yıl olsa, hayatan daha çok tatmin olarak mı giderdik.



    Peki neden insan zekası ve bilinci bazı değerlerin kaybolup gitmesini kabullenemiyor dersin? Kim korkar ve endişe eder ki yokluk aleminden? Yokluk bir hiçlik ve hissizlik hali ise insan bilinci neden ama neden bir korku geliştirmektedir bu hususta? Bilinç neden acı çeker? Bilinç neden çevresindeki canlı cansız tüm varoluşlara bir değer biçer ki? Ölüm sonrası bir hayatın olabileceğini düşünmek sence düşüncenin ilkel olan taraflarınca mı yoksa en üst fikir düzeylerince mi kontrol edilmektedir? Benim fikrimi soracak olursan ölüm sonrası hayatın olabilmesi mantık ölçülerinde gayet mümkün. Neden diye sorabilirsin. Ben de şu şekilde cevaplayabilirim: Ben 200 yıl önce bir "hiç" idim. Ben bir "ölü" idim. Derken dünyaya geldim ve kendimi farkettim. Sonra aklım ile bir mantık yürütmeye başladım: Eğer ben bir hiç iken, ben bir ölü iken var oluş ile tokalaşıp tanıştığıma göre ölüm sonrasında bir anlamda hiçlik diyarında tekrar varoluş ile karşılaşabilirim. Böyle bir şeyi dikkat edersen akıl yürüterek düşünüyorum. Yeniden dirilme fikrinde benim bencil, bana ait olan duygusal süreçlerimin (isteklerimin vs.) katkısı da vardır muhakkak. Bana kalırsa insanların yeniden dirilebilecekleri fikirlerine olumsuz bir yaklaşım sergilememek gerekiyor. Sen böyle bir şey sergiliyorsun demek istemiyorum yanlış anlama sakın. Bu benim kişisel fikrimdir. Hayatta her şeyin bir amaç üzerine bina edildiğini düşündüğümden bu tür mantıkları yürütmemi anlayışla karşılarsın umarım. Bana göre dünyadan ayrılma acı veriyor ise yeniden bir kavuşma bu acıyı sonlandıracaktır. Açıkçası acının bile bir amaca hizmet ettiğini düşünüyorum.




  • sonsuza kadar değil de. şu söylentiler bitene kadar yaşamak isterim.

    bakalım, dünyaya meteor çarpacak mı. uzay yolcukukları artacak mı. dünya gibi başka bi gezegen ne zaman buluncak. amerika çine savaş açacak mı. kutuplar eriyince nerler su altında kalacak. emlak fiyatları nasıl etkilenecek.

    hatta dünyayı reality programı tarzında oturup izlemek de isterdim. o yüzden öldükten sonra oturma odası ve tv lazım bana bi tane.

    düşününün şimdi MÖ3000 yılında ölmüşsünüz ve TV karşsında reality showu seyretmeye başlıyosunuz.

    Hititliler Mısırlıları yenebilecek mi ?. Hitit generallarinden iddialı açıklamalar. Büyük İskender'in olay yaratacak görüntüleri? Musa'dan şok açıklamalar: "Firavun adam değil". AZ SONRAA.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 22 Temmuz 2006; 22:38:34 >
  • ben de 300-400 yıla fitim fakat o zaman ölüm şimdi olduğundan kat kat acı bir trajedi olurdu. düşünsnize daha 20 yaşında birini öldürüyor adamın biri ve ömründen 380 yıl çalıyor. cezalar korkunçlaşırdı belki.

    ama yine de 70-80 yıl yetmiyor gerçekten.
  • Ben uzun süre yaşamak istemem. İnsanların cektiği cile zaten yeterince beni delli etmekte bide sınırsız yaşarsam intahar ederim...
  • çevremde yaşları bize göre büyük olanları gördüm de hiç de ölümü aklına getirmek istemiyorlar nedense. yaşamdan bıkılır mı derseniz yaşlanıp elden ayağa düşünce elbetteki insan bıkar. yaş olmuş 150 bütün ihtiyaçlarını başkalarının yardımı ile gideriyorsun. ancak yaşlılık olmasa idi hep genç kalasaydık sonsuz yaşamak cidden güzel olurdu. ancak biz cennetin varlığına inandığımız için sonsuz hayatı orada yaşayacağız zaten ...
  • Gençliğimizde bir haber izlemiştik. Avrupadaydı galiba yaşlı bir kadın 'yaşayabileceğim ne varsa hepsini yaşadım' diye not bırakıp intihar etmişti. O zaman da inanasım gelmemişti şimdi de. Hayat öylesine sürprizlerle dolu ki yaşanılabilecek herşeyin yaşanıp tüketilebileceğine inanmıyorum.
    Ölürken ne çok şeyi yarım bırakıp gideceğiz kim bilir. Belki bir buluşu, belki bir kitabı, belki insanlık için ömrümüzü adadığımız bir projeyi... Ve tüm bunları bizden sonra belki hiç kimse sürdürüp bitirmeyecek, sonuca bağlamayacak. Bence bu gerçekten üzücü bir şey. Ama şu da var ki, yarım kalanları tamamlamak için bize ekstradan bir ömür lütfedilse, yine de ölürken yarım kalmış bir şeyler muhakkak olacaktır.

    Ben sağlıklı ve sorunsuz olarak ömrümün daha uzun olmasını isterdim sanırım. İşin ilginci, genç olarak değil de tam da şu yaşımda sabitlenerek isterdim.




  • sonsuza kadar nasıl yaşanılıcağına da bağlı biraz. sonsuza kadar yaşanan sürede zaman akıyorsa, yani madde ve hareket varsa. çeşitli aktivitelerde bulunacaksak; bi süre sonra mutlaka bayar insanı. yani herşey istediğimiz gibi gitse bile belli bi süre sonra sıkıcı gelir. siz hangi oyunu cheat mode da sıkılmadan uzun süre oynayabiliyosunuz ki.

    ama goethe'nin faust kitabında dr.faust'ın ölmeden önce söylediği laf var.
    "...i might entreat the fleeting minute: oh tarry yet, thou art so fair!"
    kabaca çevirisi "akıp giden zamana yalvarırım: dur geçme zaman öyle güzelsin ki"

    yani böyle bi anı sonsuza kadar yaşayacaksak o zaman sıkıcı olmayabilir.
    ya da bilmiyorum. faraziye konular bunlar. yani pek bi anlam ifade etmiyor gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 23 Temmuz 2006; 3:02:52 >
  • sonsuza kadar yaşamak eskiden beri insanların hayali. yani insan ölmek istemez, hep yaşamak ister. ama öleceğini de bilir.

    ne kadar ironiktir ki. insanlar öldükten sonra sonsuza kadar yaşacaklarını umut ederler.

    bir de öldükten sonra ne olacağı çok spekülatif bir şey. yani bu noktadan sonra tamamen spekülasyonlar üzerine hareket ediyoruz. bi nevi borsa gibi düşünülebilir. bunun da spekülatörleri var.

    ne olacak, karmamıza göre reenkarne mi olucaz, cennete mi gidicez, avalona mı gidicez, hades diyarında mı olucaz, yoksa yok mu olucaz.

    kar edebilmek için, hisseleri doğru yere yatırmak lazım. ya da en iyisi hiç bulaşmamak.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 23 Temmuz 2006; 3:33:40 >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.