Şimdi Ara

Hikaye 7 Part Birden Yayınlıyorum(Part 13 e kadar yayınlandı)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
1
Favori
911
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Part I

    GünLerden Salı sabahıydı.Yeni uyanmıştım ve ağzımda acımsı bir kuruluk vardı.Bu ; dün gece yediğim yemekten kalan ve üstüne içmediğim sudan kaynaklanan bir kuruluktu ve kalkar kalkmaz kendimi buzdolabındaki eski testilere benzer bir sürahiyi tutup bardağa su doldururken buldum. Bogazım cok kurumus olacak ki yutkunacak tükrük salgısını dahi üretemiyordum ve bardaktaki suyu duraksamadan bitirdim. Şimdide midemden gelen gurultu sesi... Cok acıkmıstım belli ki. Dolaba göz atarken iki adet yumurta ve eskiden kalmıs bir kaşar gözüme ilişti. Ve düşündüğümü yapmaya koyuldum. Yumurtanın üzerine kaşarı serdikten sonra pişmesini bekledim ve bir bardak kola doldurdum. Ve kahvaltım olan menüyü yemeye başladım. Bitirdikten sonra aklıma maillerimi kontrol etmek geldi ve maillerime baktım. Birkaç kredi kartı ekstresi maili , birtane arkadaşlardan toplanalım mesajı vardı. Birde gereksizler bölümüne atılmış bir mesaj. Şaşırmıştım neden gelen mesaj oraya gider diye. Ve okumaya başladım. Okudugum mail bir reklam mesajıydı ve mesajın son kısmında 0-BBA1AGLOQZ-FF kodu bulunmaktaydı. İlk defa gördüğüm bir şeydi ve gereksiz zaten diye kapattım ve ardından bir ses..

    POLİSS!!! Aç kapıyı !

    Şoka uğramıştım bir anda. Ne oluyordu Ne polisi. Yanlış duydugumu varsayarak yerimden hareket ediyordum ki Tekrar aynı ses fakat daha güçlü ve sert bir tonla.

    Aç kapıyı. POLİSS!!!

    Daha ne oldugunu anlayamadan üçüncü ikaz ve ardından kapının kırılmasıyla tüm sinirlerim boşalmıştı ve yere düşüyordum.

    Aniden uyanmıştım terleyerek. Ve saat 03.42 oldugu gözüme çarptı. Olanlara anlam veremiyordum ve kalktım boğazım kurumuştu acımsı bir kuruluktu bu….









    Part II








    Uyandım ve kalktım ayağa su içmek için. Dolabı açtım ve eski testilere benzer bir sürahiyi bardağa doldurdum ki aklıma rüyam geldi. Sanki bu anı daha önce yaşıyormuşum gibi. Sanki geleceği görmüşüm gibi. Sonra rüyadır canım ne olacak sanki dedim ve suyu içtikten sonra midem guruldadı. Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu sanki. Dolaba baktım iki yumurta ve bir de eski kaşar vardı…

    Koştum hemen maillerime bakmaya ve birkaç kredi kartı ekstresi bir toplanalım mesajı ve birde gereksizler kutusunda gördüğüm o mesaj.

    Aman Allah’ım neler oluyordu böyle, Yaşadıklarımı rüyamda görmüştüm ve ağzımdaki acılık hala geçmemişti. Mesajı kapattım ve tekrar aynı ses sanki kafamın içinde yankılanıyor gibiydi.

    Aç Kapıyı… POLİSS!!

    Ne yapacagımı bilmiyordum. Duraksadım ve sakince düşünmeye başladım sanki zaman cok yavas ilerliyordu yada beynim cok hızlı calısıyordu ne oldugu önemli değildi şuan için çünkü kaçmak için ne yapacagımı düşünmeye başlamış planımı tamamlamış hatta işe koyulmıştum bile cok kısa bir sürede. Bende şaşırmıştım bu kadar seri hareket edebildiğime ama şuan bu önemli değildi çünkü ne oldugunu bilmediğim şekilde evimi polisler basmıştı…







    Part III










    Düşünmeden hareket etmek bu olsa gerek çünkü çok hızlı bir şekilde pencereyi kırıp yangın merdivenine atladım. Mesafe; beni zorlasalar dahi cesaret edip atlayamayacagım büyüklükteydi ama nasıl oldu da o mesafeyi düşünmeden bir çırpıda atladım. Merdivenlere tutunmamla kendimi çekmem bir oldu ve artık daha hızlı olmalıydım polisler ateş açıyorlardı artık üzerime. Merdivenlerden aşağı inmek , sokakların arasında hızlıca koşarak onlarca polis otosuna yakalanmadan saklanmak mı , yoksa yukarı cıkıp damlar arasında kısa bir gezi yaparak daha kolay ve az riskli bir şekilde sıgınacak yer aramak mı diye düşünmeye vaktim olmadıgını biliyordum beynim bunları kendi kurguluyordu, ama bir yandan hemen doğru şıkkı seçip uygulamaya koyuyordu.



    Nasıl bu kadar seri kararlar verebiliyordum hala anlayamıyordum. Sanki kısa bir zaman ötesini görüyor gibi hareket ediyordum. Bu şimdi düşüneceğim bir şey değildi bunu daha sonraya bırakmaya karar verdim. Dama cıktıgımı gören Polisler peşimi bırakmıyorlardı ve onlarda merdivenleri kullanarak yukarı cıkıyorlardı. Üzerinde bulundugum kırmızı zemin üzerine eski mısır hiyerogliflerini andıran işlemeler bulunduran bu 7 binadan oluşan site biraz karışık olacaktı ki onlarca uydu ve güneş enerjisi vardı ve saklanmak diğerlerine nispeten biraz daha kolay olacaktı.









    Part IV







    Biraz olsun seslerin azaldıgını düşündügüm anda uzaklardan bir ses duymaya basladım. Evet! Evet bu o ses. Helikopter geliyordu şimdide.

    Ben ne yapmıştım ki artık olaya polis helikopteri dahil olmustu.Sucumu bile bilmiyordum. Bir an teslim olmayı bile düşündüm ama durum ciddiye benziyordu. Yakaladıklarında kolay kolay bırakacaga benzemiyorlardı. Hemen teslim olma fikrini kafamdan silmiştim ve artık damdan inmem gerekiyordu çünkü helikopter yerimi belli edecekti. Hızlıca Akasya sitesinin merdivenlerinden iniyordum ama aşağıda polislerin olabileceğini tahmin ettiğimden bodrum kata indim. Bu bana biraz zaman kazandırcaktı. Bodrum katın pencerelerinden dışarıyı gözetlemeye başladım. Sitenin tamamının saracak büyüklükte birlik gelmemişti henüz. Buda benim işime yaramıştı elbet. Pencerelerden birinden dışarı çıktım ve o mahalleden uzaklaşana kadar gizlenerek cıkmaya çalıştım. Sonunda artık uzaklaşmıştım oradan aklımda binlerce cevap bulmayı bekleyen sorularla.



    Part V







    Ertesi Gün





    Bugün hava cok sıcak diyordu Emre. Gül de onu destekler biçimde kafasını sallıyordu. Emre ile gül kısa ve zevksiz bir sohbetten sonra , Gül Demir’i gördün mü diye sordu Emre’ye. Emre ise 2 gün önce konuşmuştuk. İş çıkışıydı kendimi kötü hissediyorum dedi bende yanına gittim. Birlikte bir cafeye oturduk bir şeyler içtik. O gün yeni bir ilaç üzerinde çalıştıklarını söyLüyordu. Tam olarak anlatmadı ilacın özelliğini ama daha atak ve daha çevik olmanı sağlayan, Epinefrin hormonu ile ilgili bir şeylerden kısaca bahsetti. Bu ilaçla insanların daha hızlı ve atak olmasını sağlayacaklarını ve bir çığır açacaklarını düşünüyorlardı. Kısa bir sohbetimiz oldu zaten.Sonra cafe çıkısında eve bırakmayı teklif ettim.



    ‘’Şimdi çok iyiyim teşekkür ederim Emre’’ dedi.

    Bende ‘’Tamam, sen bilirsin Demir ama eve gidince beni ara merakte kalmayım’’ dedim ve eve geldim.

    ‘’Aaa , unuttum bak beni aramadı o gün. Bir şey mi oldu acaba’’.

    Gül ‘’ Yok canım ne olacabilir ki. Hem baksana şimdi çok iyiyim demiş.’’ Sana. Birşeyi yoktur meraklanma.

    İstersen bir arayalım konuşalım. İki gün önce birlikte toplanalım diye mail atmıştım banada dönmemişti hem onu da konuşuruz dedi ve güldü.

    Gül Demir’in numarasını çevirdi telefonundan ama gelen ses ‘’Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor,Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz’’di…



    Part VI







    Aynı gün Şehir Merkezinde. Saat : 16.28

    Geceyi sokakta geçirmiştim ilk defa. Sokak ortamını yeni tanıyordum. Telefonumu dinlediklerini bildiğimden ve de Gps yoluylada telefon kapalı olsa dahi beni bulabileceklerini bildiğimden bataryayı dahi çıkarmıştım.

    Şehir merkezinde ücra bir yerde telefon kulübesine doğru yürüyordum ve aklımı kurcalayan , mailime gelen 0-BBA1AGLOQZ-FF koduydu. Sanki bunca yaşadığım yetmezmiş gibi , düşünmem gereken o kadar şey yokmuş gibi bu vardı şimdi aklımda. Neydi bu kod….







    Part VII







    Aklıma gelen ilk numarayı çevirdim.

    -Alo!! Patron…

    -Alo. Demir nerdesin sen. ne yapıyorsun da iki gündür ulaşamıyorum sana.

    Telefonun neden kapalı.

    -Polisler peşimde ne oldugunu anlamıyorum sabah kalktım ve polisler evimi bastı. Zorla kaçabildim

    -Tahmin edebiliyorum buraya da geldi polisler. Tüm araştırmalarımızı biliyorlarmış. Herşeyi alıp gittiler. İlaçlar yanında mı?

    -Evet yanımda cebimde duruyorlar.

    -Ohh!. Tamam ben ne olduğunu tahmin edebiliyorum. Sen şimdi ortalık sakinleşene kadar saklan. Ben sana ulaşacağım bir şekilde. Haplara dikkat et onlara sakın bir şey olmasın.

    -Tamam dedim ve kapattım. Elimi cebime attım ve ilaçlardan bir tanesi yoktu. Bir adet hap alınmıştı içinden. Nasıl olabilirdi sürekli cebimdeydi bu ilaç kim nasıl alabilir ki diye düşünüyordum ki pazartesi günü yaptıklarımı düşünmeye başladım. Alkol kullanmıştım. Hatırlıyorum demekki o arada kullanmış olmalıyım bir tane hap. Peki etkisini neden görmedim diye düşünüyordum ki aklıma polislerden kaçarkenki zaman gelmişti aklıma..

    Etkilerini şimdi anlıyordum ilacın. Şimdi sorular cevaplarını bulmaya başlıyordu.Peki gece gördüğüm rüya neydi.



    Emre’nin yanına gitmeyi planlamış ve hazırlanıyordum ki.

    Gece gördüğüm rüya kafama takılmıştı şimdide aklıma. Çünkü rüyamda gördüğüm olayı yaşamıştım. Sonradan Tesadüftür diye düşündüm ve kendimi toparladım..

    Acaba gerçekten TESADÜF MÜYDÜ ?




    Part VIII



    Yarım saat sonra kendimi yola atmıştım ve Emre’nin yanına doğru gidiyordum. Ama beni bekleyen süprizden habersizdim tabiî ki.
    Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra Emre’nin evinin bulundugu İnönü mahallesine gelmiştim ve mahalle sakin görünüyordu. Düşündüğümün aksine polis gelmemişti buraya. Yada gelmiş beni bulamayınca tekrar gitmişti. Birçok şey olabilirdi ama gidebileceğim şimdilik tek yer vardı o da Emre...
    Kapıya yaklaştım ve benim geldiğimi anlaması için kapı zilini iki uzun ve bir kısa olarak çaldım. Bu sesi duyan Emre hemen kapıya koşmuş olması gerek ki kapıda 3 saniye bile beklemeden kapı açılmıştı.
    İçimden ohhh ! çektim ve içeri girdim. Emre merdivenlerden koşarak aşağı inip bana sıkıca sarılmıştı. Çok yakın arkadaştık. Hatta kardeş gibiydik bile.
    Bir çok defa beni kavgadan kurtardığını hatırlıyorum da, ne günlerdi gerçekten onlar. Ama şimdi bunları düşünme zamanı değildi. Bana şuan da yardımcı olabilecek tek kişi olan Emre ile konusma vakti gelmişti.


    Yukarı cıkıp oturmustuk ve Emre bana bakıyordu dikkatlice. Ne zaman konusacaksın der gibi gözleri üzerimdeydi. Ama ben hala nasıl başlayacagımı bilmiyordum. Odayı biraz süzdüm, dikkatini dağıtmak için köşede duran Salvador Dali’nin tablolarından birini gösterdim.
    -Bunu yeni mi aldın dostum. Görmedim daha önce dedim
    -Evet dün aldık Gül’le birlikte. Bilirsin onun zevkine güvenirim dedi ve hiç beklemeden sordu. ‘’Eee senden ne haber. Üç gündür yüzünü gören yok. Telefonunda kapalı ulaşamadımda sana. Meraklandık bizde. Anlat bakalım dedi ve kaçınılmaz sıra bana gelmişti artık.
    Hala nasıl başlayacagımı bilmiyordum ama aklımda olayları sıraya göre dizdim ve başladım anlatmaya.
    Gördüğüm rüyadan , polislerin evimi basmasına, Benim kaçışım ve saklanışımdan şirkete yapılan baskına kadar her şeyi anlatmıştım. Hap hariç. Hap olayını şuan bilmesine gerek yok diye düşündüm ve anlatmamaya karar verdim.



    Part IX



    Emre her saniye ayrı bir şaşkınlığa düşüyordu ne yapacagını bilemez tarzda ellerini oynatıyordu belli ki o da heyecanlanmış ve aklı karışmıştı.
    ‘’Peki neden, neden sen , neden şirket’’ diye sordu. ‘’Bilmiyorum bende, ne oldugunu anlamış değilim , Hakan bey’in bana ulaşmasını bekliyorum’’ dedim. Emre’ de biliyordu Hakan bey benim patronumdu ve bana ulaşacıgını söylediyse bir şekilde ulaşırdı.
    Çok kararlı , tuttuğunu koparan bir karaktere sahip oluşu beni etkiliyordu. Kendime itiraf edemiyor olsam da ona karşı hayranlık duyuyordum. Ve şimdide onun bana ulaşmasını bekliyordum.

    Emre’ye olayları anlatırken bu olaylar neden başımıza geldiğinide düşünmüyor değildim. Bir ilaç , bir haptan dolayı olacak değildi ya diye düşünüyordum. Yasal bir şirkettik ve Vergilerimizi de veriyorduk. Hiçbir yasa dışı olaya karışmamıştık. Bir ilaç , insan sağlığına zararı olmayan hatta onu hayata daha kolay ve hızlı adapte eden insanın enerjisinin tamamını kullanmasını sağlayan bir ilaç yüzünden mi bu olaylar olmuştu. HİÇ SANMIYORUM..






    Part X




    20.03.2014 Perşembe. Saat 14:53

    -‘’Telefonumu getir Kerem’’ dedi Hakan bey.
    -‘’Tamam patron’’ diye karşılık verdi Kerem.
    Hakan bey birkaç numarayı aradı ve konusmalarının sonunda yüzü biraz olsun gülüyordu. Demir’e ulaşmak için birkaç adamını görevlendirmiş ve onunla buluşmak için uygun bir zaman kolluyordu. Ama şimdi zamanı değildi çünkü polislerin Demir’in peşinde olduğunu biliyordu. Yada daha fazlasınıda…


    Part XI

    Emre ile çarşıya çıktık. Benim saklanmam ve olayları araştırmam için birkaç kişiyle görüşmem gerekmişti. Emre’yi zor ikna etmiştim dışarı cıkmaya. ‘’Böyle paldır küldür dışarı cıkılır mı ? Yakalanırız saçmalama’’ dedi..
    Bende bana güven bir şey olmayacak diyerek anca ikna edebilmiştim ve dışarıya çıkabilmiştik. Çarşıda güvendiğim birkaç arkadaşımın yanına uğradım önce bana kalacak güvenli bir yer lazımdı. Önce onu halletmeliydik sonra araştırmama başlayabilirdim.

    Önce bana güvenli bir hat ve telefon tedarik ettik ardından minik bir kulübe. Akşam olduğunda kulübeme görmeye gittim. Tek odalı küçük biryerdi. Rutubetli ve havasızdı. Anlaşılan öncelikle bu küçük evimi düzenlemem gerekecekti. Büyük ve geniş bir apartman dairesinden şimdi tek odalı küçük bir kulübeye terfi etmiştim. Şaka gibiydi. Her şey şu cebimdeki ilaçlardan dolayıydı diye düşünürken elimi cebime atmak geldi aklıma. Onca koşuşturmadan dolayı unutmuştum o ilaçları. Neyse ki hala yerindeydi. Cebimde duruyorlardı. Cıkarttım ve masaya koydum , incelemeye daldım.



    Part XII



    Gözlerim ilaçların üzerindeydi ve birkaç dakika sonra kapı çaldı. Ne çabuk diye sevindim. Arkadaşlarım daha ilk günden beni ziyarete gelmişler anlaşılan diye seviniyordum ve pencereden kapıya baktım. Hakan bey ve adamları kapının dışında beni bekliyorlardı. Nasıl olabilirdi ki bu. Daha yeni gelmiştim bu küçük kulübeye. Mümkün olamazdı bu. Çok şaşırmıştım. Heyecanla kapıyı açtım ve Patrona sarıldım. Bir yandan sevinirken bir yandan aklımı yine sorular doldurmuştu. yaklaşık 5 gündür Hakan beyi göremiyordum kafamda karışıktı zaten.
    Patronu içeri davet ettim ve Hoşgeldiniz dedim gülümseyerek.
    Patron ciddi bir tavırla ‘’Hoşbulduk Demir’’ dedi.
    -‘’Beni nasıl buldunuz daha az önce taşındım bu kulübeye’’ dedim
    -‘’ Sana ulaşacağımı söylemiştim zaten ‘’ dedi biraz alaylı tavırla gülümserken.
    Ardından ilaçlar yanında mı diye sordu. Açıkçası biraz şaşırmıştım ve Evet dedim. ‘’Nerede’’ diye sorunca Sakladım diyebildim. Masanın üzerinde duruyordu ilaçlar. Konusma esnasında gizlice saklarım diye düşünürken Hakan bey fark etmiş olacak ki elinin altındakide ney öyle diye sordu.
    ‘’Hiç’’ diyebildim sadece. Hakan bey adamlarına işaret verdi ve beni kollarımdan tuttular.
    Hakan bey ilacı aldı ve 1 tane kullanmışsın, etkisini gördün demekki dedi gülerek.
    ‘’Evet , bir defa kullanmışım alkollüyken’’ dedim.
    ‘’Farketmez , bu ilaç her koşulda , her durumda etkisini gösteren etkiye sahip’’ dedi.
    Adamları hala kolumu tutuyorlardı ve bende çırpınıyordum artık. Patronun amacını hala anlayamıyordum. Patron dışarı cıkıyordu. Kapıyı kapatmadan bir işaret verdi ve nedense hiç iyi bir işarete benzemiyordu bu.
    Adamlardan biri silahını çekti ve alnıma dayadı. Dizlerim çözülüyordu, söylenecek söz kalmamıştı. İnsanların en çaresiz oldukları âna gelmiştim.
    Tok bir ses ve ardından tamamen karanlık çökmüştü gözlerime….





    Part XIII


    Birden kafam aşağı düşerken uyandım ve gözlerim hâlâ ilaçların üzerindeydi. Kısa ama gerçekçi bir rüya görmüştüm. Uzun süre uyumamanın etkisiyle beynim kendini kısa bir uykuya almıştı ama R.E.M uykusu olmalıydı ki rüya görmüştüm. Şu anda da etkisindeyim ellerim titriyordu çünkü. Kalktım ve çeşmenin yanına gidip bir bardak su içtim.
    Az önceki gördüklerimi hala aklımdan cıkartamıyor ve düşünmeden edemiyordum. Aklım son derece karışmıştı ve dinlenmeye ihtiyacım olduğunu düşündüm ve suyumu içtikten sonra yatağıma gidiyordum ki ….







    Ciddi yorumlar gelsin sadece lütfen..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DofMee -- 23 Ağustos 2011; 22:31:57 >







  • Beyler sonunda ölüyo
  • :D Ne ölmesi be arkadaşım daha yeni başladı hikaye
  • GünLerden sonrasını okumadım.
  • Adam son partta hapse düşmeyeydi iyiydi.
  • Okuyan olmadı anlaşılan :)
  • Hikaye güzel ama fazla parta ayırmışın..hepsi 7 part değil de 2 part olmalıydı...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zalimahmet

    Hikaye güzel ama fazla parta ayırmışın..hepsi 7 part değil de 2 part olmalıydı...


    teşekkür ederim fakat bilerek öyle yaptım okuyanlar sıkılmasın diye. iki part olarak yayınlasaydım ilgiyi toplayamazdı okuyanlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DofMee


    quote:

    Orijinalden alıntı: zalimahmet

    Hikaye güzel ama fazla parta ayırmışın..hepsi 7 part değil de 2 part olmalıydı...


    teşekkür ederim fakat bilerek öyle yaptım okuyanlar sıkılmasın diye. iki part olarak yayınlasaydım ilgiyi toplayamazdı okuyanlar

    Devamı ne zaman..
  • Aç kapıyı polis yazısını gördüm okumaktan vazgeçtim.
  • devamı yakında yazıyorum hala
  • güzel hikaye dewamı için mesajım bulunsun
  • Madem tek seferde yayınlıyorsun ne diye partlara bölüyon kardeş? Sinirlendirmeyin beni.
  • ilk partta çok ve demişsin ama hemen düzeltmişsin konu olarakda olasılıksıza benziyo gibi geldi devam



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İSİM BULAMADIM -- 23 Ağustos 2011; 0:19:16 >
  • Dur bakalım
  • mesajım bulunsun
  • :D Yakında devamı geliyor arkadaşlar. Hala yazmaktayım
  • Biraz olasılıksız izleri var gibi ama olsun. Etkilenmek ve bundan ilham almak güzeldir.
  • Güzel gidiyor. Fakat şunu diyemeden geçemeyeceğim karakterin David Caine'e benziyor
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.