Hüda-Par Kürtçenin ikinci resmi dil olmasını istedi (2. sayfa)

Hala daha bunların amacını anlamayan ya da anlamamazlığa gelen veyahut 'çok iyi niyetli düşünen' kişilerin olması düşündürücü bir durum.

İlk önce şunu anlamak gerekiyor.Ne HÜDAPAR ne de DEM'in amacı Türkiye'yi yönetmek değil.Türkiye'nin yönetimine talip bile değiller ve bunu söylemleriyle,davranışlarıyla sürekli vurguluyorlar.Bu özellikleri onları diğer tüm siyasi partilerden ayırıyor.

Peki ne istiyorlar?İki partinin üzerinde mutabık oldukları noktalar;

1-Eyalet sistemine geçiş

2-Özerklik verilmesi

Peki özerklik istedikleri bölgeler nereleri oluyor;

1-G.Doğu'nun tamamı

2-D.Anadolu'nun büyük bir kısmı

Buna rağmen hala daha bunlara taviz verilerek desteklerini kazanabileceklerini düşünenler var.Eğer söyledikleri gibi olsaydı açılım süreci işe yaramış olurdu.Fakat bugün bölgede açılım sürecini başlatan parti değil aksine açılım sürecinden güç kazanan DEM etkili ve Türkiye tarihinde daha önce hiç görülmediği seviyede 'Kürtçülük' bölgede yayılmış vaziyette.

Mesela bunu geçen seçimlerde açıkça gördük.Van'da oy kullanan devlet memurlarına,askerlere ve polislere 'Ne hakla Kürt şehrinde oy kullanıyorsunuz?Siz nerelisiniz?Nasıl burada oy kullanırsınız?' diyenler oldu.

Ve bu zihniyete karşı hala daha 'taviz verirsek ellerindeki gerekçeleri almış oluruz' umudunu besleyenler var.

Bu kişiler ya aşırı polyannacı ya da gerçeklerden tamamen kopmuş vaziyetteler.

Bunlara ana dilde eğitim hakkı verilse ya da Kürtçe ikinci resmi dil yapılsa bile asla bununla yetinmeyeceklerdir.Zira adamlar en başından eyalet sistemini ve özerkliği savunuyor.Zaten bunun bir ötesi de 'bağımsızlık'