Şimdi Ara

I'm Still Here (Ainda Estou Aqui) | RT: 97 - IMDB: 8.5 - MC: 85 (2024)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
3
Cevap
0
Favori
57
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • I'm Still Here (Ainda Estou Aqui) | RT: 97 - IMDB: 8.5 - MC: 85 (2024)

    Brezilya, 1971. Askeri diktatörlüğün baskıları artmaktadır. Beş çocuk annesi Eunice Paiva, ailesinin gördüğü devlet şiddetinin ardından kendini baştan yaratmak zorunda kalır.



    I'm Still Here (Ainda Estou Aqui) | RT: 97 - IMDB: 8.5 - MC: 85 (2024)Sony Pictures Classicsyoutube
    Directed by: Walter Salles Written By: Murilo Hauser, Heitor Lorega Starring: Fernanda Torres, Selton Mello, Fernanda Montenegro BRAZIL, 1971 - Brazil faces the tightening grip of a military dictatorship. Eunice Paiva, a mother of five children is forced to reinvent herself after her family suffers a violent and arbitrary act by the government. The film is based on Marcelo Rubens Paiva's biographical book and tells the true story that helped reconstruct an important part of Brazil’s hidden history. #ImStillHere #WalterSalles #FernandaTorres #OfficialTrailer #SonyClassics
    https://www.youtube.com/watch?v=gDunV808Yf4

    11 Mart yani yarın dijitale gelecek. Yabancı Dilde En İyi film ödülünü de almıştı Oscar'da.








  • - Spoiler İçerir -


    1964-85 yılları arasında, Brezilya'da yaşanan darbeci askeri rejimin 21 yıl boyunca insanları nelere sürüklediğinin kısa bir fragmanı I'm Still Here. Filmde anlatılan öykünün esin kaynağı da yaşanmış bir dramın yansıması. Ajitasyona hiç girmeden, ne yaşanmışsa onu göstermeye çalışan ve iyi çekilmiş filmlerden. Ancak daha sonra açacağım şeyi daha en baştan söyleyeyim, bu kadar sert olaylara karşı biraz da hayalet kalarak dramının büsbütün etkisini gösteremeyen bir yavanlığı var.


    1971'de açılan hikaye, zamanında milletvekilliği yapmış fakat sürgünden sonra siyasetten elini eteğini çeken Rubens ve onun mutlu aile tablosuyla girizgâh yapar. Film aslında hem babanın gizli telefon konuşmaları hem de henüz filmin başında Eunice'in denizde yüzerken tepeden geçen helikopteri farkedip endişelenmesiyle tehlike çanlarının çaldığını belirten işaretler gönderir. Meşhur fotoğrafı verdikleri sırada da dikkat edersek filmin merkezindeki anne, ordu araçlarını görüp yine endişeleniyor. Filmin bunları vermesine aslında gerek yok. Helikopterler, araçlar elbette ki görülebilir fakat herhangi bir karakterin endişesini vermek, baştan büyüyü bozan bir etkiye sahip.


    Rejimin askeri parçaları daha sonrasında ailenin evini neredeyse işgal ederek babayı ortadan kaldırıyorlar. Bu babasızlık durumu, ülkenin devletsizliğine ve yargı tanımazlığına işaret. Hiçbir şeyden haberleri olmayan, sürekli yalanlarla avutulan çocuklar ise bizzat halkın kendisi. Babalarını yani devleti görmüyorlar ama yaşamaya devam ediyorlar. Arada sırada ''babam nerede'' sorusu geliyor sadece o kadar. Dikkat edersek bu çocuklar, filmin sonunda yıllar sonra gösterildiğinde muhabbet ederken ''babamın gelmeyeceğini ne zaman anladın'' diye soruyorlar birbirlerine. Eunice neden önemli dersek, toprağın yani anakaranın; Brezilya'nın kendisi. Durumun berbat olduğu ve geri alınamaz şekline rağmen ciddi kalınması gereken fotoğrafta bile güleceğiz diyor, ısrar ediyor. Düşebilme ihtimalini kendi evlatlarına yani toprak üzerinde yaşayanlara karşı belli etmiyor, ben hala varım diyor. Babanın filmin sonuna kadar var olmayan ölüm belgesi ve cesedinin bilinemezliği de devlet kavramının yokluğuyla anlam kazanıyor.


    Filmde iki kere Blow-up (Cinayeti Gördüm) filmi mevzubahis. O filmde fotoğraf çekerek para kazanan bir adam çektiği fotoğrafın negatifinde bir cinayeti çektiğini farkeder. Bu filmde ise defalarca fotoğraflanarak kayda alınan aile, rejim işkencelerinin ve cinayetlerinin psikolojik yıkımı olarak varlar. Rubens ölmüştür ama kimse cinayeti görmemiştir. Çocuklardan birinin Londra'ya gitmesi bu yönden de anlamlı kullanılmış.


    Yıllarca süren işkence ve cinayetlere sadece kısa sayılabilecek sorgu sahnesiyle dikkat çekiyor yapım. Daha fazla göstermemelerinin nedeni belki de darbe odağına ekmek vermemektir bilemem ama film, diktatörlük tarafının Brezilya'nın genel çehresi için de ne denli acılar barındırdığını göstermeliydi diye düşünüyorum. Zira hikaye böylesi şekilde sadece bir ailenin dramını göstermiş de, Brezilya bundan çoğu zaman muafmış gibi ele alıyor ve sadece ailenin çevresiyle sınırlı bırakıyor. Ülkeyi bu kadar sarsmış olayların çehresi daha sert, daha geniş ele alınmalıydı. Bu da zaten dolaylı olarak hikayeyi duygu sömürüsüne çevirmiyor ama yaraya da tuz basmayarak öylesi bir dram verip sanki hayatımızdan çekip gitmek istiyor gibiydi.





  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.