Şimdi Ara

İnsanlığın Başındaki En Büyük Bela - Yaşayan Putlar

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
1
Favori
1.539
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İhsan Eliaçık yazısıdır. Sizlerle paylaşmak istedim.:
    Kur’an’da Araplara ait üç putun “ismi” özellikle veriliyor.
    Acaba neden?
    Nüzul sırasına göre putların ismi ilk olarak Necm suresinde geçiyor. Yani 6 yıl boyunca putların ismi hiç geçmiyor. İlk olarak Necm suresinde üç putun ismi verilerek şöyle deniliyor:
    “Lât ve Uzza’yı ve diğer üçüncüsü Menat’ı gördünüz mü?” (Necm; 53/19-20)
    Sonra bunların aslında ne olduğuna geçiliyor. “Onlar” deniyor , gerçekte “Sizin ve atalarınız taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir.” (Necm; 53/23) Yine “Onlar” deniyor “Zanna ve nefeslerinin arzularına tabi oluyorlar” (Necm; 53/23).
    Kendi taktıkları bir takım isimler (esmâen semmeytumûhâ)…
    Zan ve nefislerinin arzuları (tehve’l-enfüs) …
    Demek ki “put” denilen şeyin insanın iç dünyasındaki kökü heva ve heves ve bunlar bir takım“isimler”den başka bir şey değil. İnsanlar o “isimlere” anlam yüklüyor ve perestij ederek yüceltiyorlar.
    O “isimlere” dokundurtmuyorlar ve etraflarında atomu parçalamaktan da zor önyargılar oluşturuyorlar. Putları kırmak aslında bu “isimleri” alaşağı etmek ve etraflarında oluşturulan önyargıları kırmak demek oluyor.
    **
    Peki, madem putlar bir takım isimlerdir, taştan tahtadan yapılmış tasvirleri de nefislerin hevasının dışa vurmuş sembolleridir, dahası Lât , Uzza ve Menat’ın tahtadan taştan yapılmış tasvir ve heykellerinin şu an yerinde yeller esmektedir, o halde bu “isimlerin” hala Kur’an’da yer alıyor olmasının ve bizzat “isimlerin” anılmasının sebebi ne olabilir?
    Bu putlar öyle bir şey olmalı ki hala yaşıyor, nefislerin hevasından kaynaklanıyor ve “isimlerinin”hala bir anlam ifade ediyor alması ve tapınç nesnesi haline getirilmiş olması lazım.
    Hem de ne anlam ifade ediyor!
    Hem de ne tapınç!
    Bakın nasıl…
    ***
    “Lât” kelimesi etimolojik olarak “ilah” kelimesinin bozulmuş hali ve mutlak otoriteyi ifade ediyor; El/Elot/Elat/Lat/Elohim/Allot//İlah…
    Eski çağlarda Aramice/İbranice’ye kadar uzanan Arapça’nın kök dillerinde kişiyi “içeriden yöneten şey”, “mutlak itaat /otorite” kaynağı anlamında yukarıdaki kelimeler kullanılmaktaydı.
    Demek ki Lât “isminin” bugünkü karşılığı “otorite” dediğimiz şeydir.
    ***
    “Uzza” kelimesi bunu tamamlıyor. Kur’an’da kullanılan “Aziz” isminin daha değişik söylenişi. “Güç” “kuvvet” anlamına geliyor: Aziz/Mu’ız/Muaz/Izzet/Muazzez…
    Demek ki Uzza isminin bugünkü karşılığı da “güç, kuvvet” dediğimiz şeydir.
    ***
    Üçüncüleri olan diğer “Menat” ise yine çok tanıdık: Menna/Mamon/Money/Many/Menat/Manat…
    O bildiğiniz “para” demek yani.
    Çarlık Rusyası’nın para birimi: “Manat”
    Bugünkü Azarbaycan’ın, Türkmenistan’ın hala para birimi; “Manat”
    ***
    Lât: Otorite…
    Uzza: Güç…
    Menat: Para…
    Şimdi ayeti yaşayan yorumu ile yeniden okuyalım:
    “Otorite, güç ve üçüncüleri diğer para… Bunlar sizin ve atalarınızın takdığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir… Onlar gerçekte zanna ve nefislerinin isteklerine/arzularına tabi oluyorlar…”
    Nefislerinin istek ve arzuları otorite, güç ve para arzuluyor. Bunlara ulaşmak için, üçüne de perestij ediyorlar ve gözleri başka bir şey görmüyor, put gibi tapınç nesnesi haline getiriyorlar…
    Otoriteyi, gücü ve parayı kendilerinde toplamak/biriktirmek istiyorlar. Bunları elde etmek için girmedikleri kılık, atmadıkları takla kalmıyor. Bunlar için savaşıyor, vuruşuyor, kan döküp fesat çıkarıyorlar…
    Otorite: Devlet, saltanat, taht, lider, ecdad, egemenlik, sınır, ulus…
    Güç: Silah, petrol, toprak, nüfus, nüfuz…
    Para: Sermaye, banka, altın, gümüş, dolar, euro…
    Yeryüzünde kan döküp fesat çıkarmak bunlar için olmuyor mu?
    Yaşadığımız çağa dikkat ediniz…
    Otorite sevdasından emperyalizm doğmuş.
    Güç tapıncından faşizm doğmuş.
    Para hırsından kapitalizm doğmuş.
    İnsanlığın ezelî ve ebedî sorunu bu üçü; Lât (otorite), Uzza (güç/kuvvet) ve Menat (para) başka bir şey değil.
    ***
    Ne diyor Kur’an bu üçüne karşı?:
    Allah’tan başka otorite yoktur (La ilahe illallah)
    Güç ve kuvvet yalnızca Allah’a aittir (La havle ve la guvvete illa billah)
    Ve üçüncüsü: Mülk Allah’ındır (Lehu’l-Mülk).
    Şimdi anlaşıldı mı bunların “ismi” neden veriliyor Kur’an’da.
    Çünkü bunlar insanlıkta ölmeyen “isim”ler.
    Yok olup gitmiş taşlar, tahtalar değil.
    Bunlar yaşayan putlar: Lât, Uzza, Menat…







  • Güzel batini yorum getirmiş İhsan Eliaçık

    Fakat bunun doğruluğu için illa ki böyle gizli anlamlara gerek yok.Orda ki olayın helva ve tahta parçası olmadığı şekilciler hariç herkes tarafından bilinmektedir
  • Kuran zaten bu kavramları birçok yerde ayrı olarak ele alıyor. İnsanların heva ve heveslerini ilah edindiğinden bahseder. Bu üç kavramı bu 3 put üzerinden vurgulamak istediği kanaatinde değilim. Ortada herhangi bir delilde yok sunduğunuz yazıda. Bu görüşe katılmıyorum.
  • Mezquita_E kullanıcısına yanıt
    İslam Öncesi Mekke Tarihi konusunda dellier aramak lazım gelir. Kuran'da isimleri geçen bu putları başka türlü nasıl anlamlandırabiliriz? Evet bu putlar Mekkelilerin temsil ettiklerini isteme konusunda Allah'la aralarına koydukları aracılardı. İhsan Eliaçık bu boyutu ele almış,
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Batıni yorumluk ortada birşey yok. İslam Öncesi Mekke Tarihini biraz daha araştırmak lazım bence.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eglon

    Batıni yorumluk ortada birşey yok. İslam Öncesi Mekke Tarihini biraz daha araştırmak lazım bence.
    Günümüzde 100lerce lat menat ve uzzalar var. Bahsedilen 3 put, canlı yaşamış kimseler . Artık insan mı olur, cinmi melekmi.

    Benim duyduğumda onlardan biri geçmişte yaşamış yardımsever yemek dağıtan bir iyi insanmış.

    Bahsedilen ''hum'' yani ''onlar'' canlılarda kullanılan zamirdir. Mesele aracılık mevzusu, yani müşrikler yüce yaratıcılarını inkar etmiyorlar. Araya bu şahısları koyup onların hürmetine istekte bulunuyorlar. Geleneklerinde olan birşey.


    Kadim uygarlıklarında da olan bir durumdur. Büyütürler ve ilahlaştırırlar. Her nedense insanoğlu kendini hep küçük görür. Doğrudur küçüğüz fakat seni ne latlar kurtarır ne de menatlar. Bunu Allah Kuranı Kerimde defalarca belirtir.

    Halende 21. yy olan bir durum. O efendi bu efendi onun yüzü suyu hürmetine. Hdi gel birde burdan yak :)


    Dahada eklemek isterim birşeyler vaktim oldukca.




  • Aynen hocam haklısınız :) Sanki İslam da ruhbanlık sınıfı varmış gibi :) Bir kişi Allah'tan bir şey istemeye çekinip şunun bunun hürmetine diyorsa o kişinin Allah'ın karşısına çıkmaya yüzü yoktur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vTeck

    Aynen hocam haklısınız :) Sanki İslam da ruhbanlık sınıfı varmış gibi :) Bir kişi Allah'tan bir şey istemeye çekinip şunun bunun hürmetine diyorsa o kişinin Allah'ın karşısına çıkmaya yüzü yoktur.
    bügünkü alimler yaşayan putlarmı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tekcan heper

    bügünkü alimler yaşayan putlarmı

    Kimmiş o alimler? Ben bilmiyorum. Aydınlat beni.
  • Bunları zaten süperzenci allahtan binlerce yıl önce söylemişti.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    quote:

    Orijinalden alıntı: tekcan heper

    bügünkü alimler yaşayan putlarmı

    Kimmiş o alimler? Ben bilmiyorum. Aydınlat beni.

    Alıntıları Göster
    putçuluğun kökeninde yatan nedenlerin başında hayata karşı tavır önceldir. hayatın kendisine bir şey vermediğine inanan kimse kendisinin bir put tarafından yaratılmasını doğru bir ifade ile yaratılmamayı diler. putçuluğun kökeni budur. doğmayan doğurmayan ve bundan dolayı doğuramayacak yani beni oluşturamayacak bir kavram.

    bu açıdan bu kavrama sahip kimseye bir ilah önerseydik bu kişi ilahını kendisini halk etmeyecek bir varlık olarak resmederdi.

    aile kavramına sahip olamaycak bir kadını düşünün. bu hanım hayat kadını olsun. bu kadın asla doğum olayına girmez. zira mesleği gereği çocuk onun işinini engelidir. totalde aynı şeyi önerdiğiniz ikinci bir varlığın can verdiğine inandığınız ikinci varyasyonu dahi bir canlılık vermez.

    putçuluğu içselleştirip gerçekten yaşamış kimsenin ilahı varsa bu neviden olacaktır. kendisine hayat hakkı tanımayacak bir varlık. kişi bu varlığın kainata hakimiyeti bakımından büyük bir iş yeri gibi dünyayı kurduğunu düşünecektir. genelec patroniçesi bir kişi olsun ve bu kişi işleri büyütsün diyelim.

    bu kişinin varyasyonal olarak evlat denen kavrama yaklaşımı da katliama yönelik olacaktır ki putçuluğun antidotu diye anlatılan ilahi kavramın ilah adına cinayet işler gibi hallere kutsallık vasfettiği dünya tarihinde bir çok diyn adına mevcuttur.

    bu kişinin resmettiği diyn anlayışı başında bir patroniçe taşıyan slobodan gibi bir yapıdır. yani kafası kadın vucudu erkek gibi olan ve doğum denen olayı gerçekleştirmesi gerekmeyen işi bu işten para kazanan ve mevcuda gelen evladı goyanın tablosundaki gibi yiyen bir varlık.

    bu tavırda yaşayan bir putun resmedilmesi halinde bu şey cinsiyet bakımından düşüncesi kadın fiilleri erkek gibi olan ceberrut bir ilahı portreleştirecektir.

    kişi putçuluktan sonra resmettiği ilahı kendi yaşayacağı hayata bir misal kılmak ister ve yaşantısını bu iki kavramdan daha aşağı kılarak ilahına yetişmeye çalışır. bu kişi çalsa çırpsa öldürse bu ilahının mevcut haline ters değildir. o ilaha ulaşmaya çalışmakta ve çabbalamaktadır. patroniçe ile kasap nitelikli bir kavrama isyanı nasıl yapacaksın. elbetteki onun dahi yapmaya cesaret edemediği hayasızlıkları kendi üstünde barındırarak.

    beyan edilen o ceberrut ilahın dünyadaki vasıfları bakımından insanların kendi bedenlerinden halkettiği ilahın adı sanı olsaydı bence bu ikilinin adı verilirdi.

    dünya büyük bir ev ve bu evde katliamlar yapan başka bir şey var. biri evi kuruyor biri evdekini katlediyor. aynı kafada iki ayrı şey aynen ilah gibi bir kader çiziyor. insanlık da ders almak yerine bu ilaha öykünmek adına daha kötüye mi daha iyiye mi gideceğini bilemiyor.

    çünkü bu ilahın ne istediği bilinemez bir şey olmaktadır. teorik olarak kişinin bu ilaha karşı çıkması mümkün olsaydı iyilikler yapmak yerine kendisinden yaptığı bu ilahla alay etmesi gerekirdi. bu ilah hayvan denen kıstası oluştursa kişi bazı amellerle hayvandan daha aşağı bir şey yapar ve bu ilahı putçuluğunun esaslarını hatırlayarak kafasında affettirrirdi. yani ona hayatiyet kazandırırdı diye düşünmek lazım.

    yaşayan putların aslında ölü olan yapısını ilah olanla anlatım gerçekten zorlu bir yol olacaktır.

    saygılarımla...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Glory Spurs


    quote:

    Orijinalden alıntı: tekcan heper

    bügünkü alimler yaşayan putlarmı

    Kimmiş o alimler? Ben bilmiyorum. Aydınlat beni.

    dünyada yaşıyosun değilmi
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Bu ilahın yani iki başlı yapının kendisini halk eden zihniyete karşı ibadi zorunluluklar bahşettiğini düşünürsek yapılmış butun iyilikler veya ibadet olarak addedilen( çalışmak, güzel davranış, tapınma) tüm haller bu iki başlı yapıya gider.

    Zira gerçekten ilah olanın kudretine göre böyle bir varlık yoktur. O varlık iyilik güzellik adına çalışmış olmalıdır ve bu varlığın bir amacı olmalıdır.

    Total manada insanların para karşılığı kendi öz nefsini satan tutumları dünyadaki yaptığı katliamların bedeni bu ilahtır. Bu türden insanların ibadetleri bu ilahın zatına yoneliktir. İyilik yap yalan söyleme falan filan.

    Bu bedenin takdisi ile gerçek ilah kavramının af mekanizması devreye girecektir. Yani dünyadaki kan zulum aslında bu bizim elimizle yapılan ilaha oykunme iken aynı dünyada yapılan iyilik de bu ilahın avfına yönelik olacaktır.

    Saygılarımla...




  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Kendi bedeninden halk edilen bir ilahın ruh verme sorunu aile denen yapı içerisinde çözüm bulmuş olmalıdır. Bu nedenle bu iki başlı yapının ruhla yani ilahi olanla ilgisi olamayacağı muddetçe tüm insanlığın başında bir bela(aslında subhanallahu galu bela sadagallahul fitan) dedirttiren bir ilk hal olduğu ve bu putun varlığı devam ettikçe ilahi makamın hiç bir iş ve eylemden ruh vererek dahi sorumlu olmadığı goruluyor.

    Esasen asli ilah zaten sorgulanamaz. Ancak sahte putlar sorgulanabilir gibi gozukur. Aslında inşa kendi yaptığı puttan gerçek ilahtan daha çok korkar ve bunu ilahi olanın korkusu gibi beyan edip kasten insanı yanıltır.

    Bir patroniçe ve bir kasap ilahi olandan daha etkili bir mankırlaştırma aracıdır. Bu açıdan bu tur yapılara neden olan savaşlar açlık adaletsizlik gibi tutumlar tam anlamıyla ilah adına hareket edenlerin şaşmaz argumanlarıdır.

    Totalde ruh denen olguyu haşredemeyecek bir kendinden var oluşu yaşayan zihnen ve madden mevcut bir ilah sonu ebter olan insanı ilahi kavramla tanışmaktan kaçındırır. Zaten o putları da inşa bu yüzden yaptığını anlar(artık bilir de diyebiliriz). Yani inşa ruh konusundaki tutumu nedeniyle kendi evladını yiyen hayvanın altı da denebilecek mevkiyi kabul eder. Bu şey ruhsuz olacağından cesetlerin evliliği gibi bir halle doğan her şey esasen olu doğan olacaktır.

    Bu olu doğan şeyin açlığı katli tecavuzu buna sebeb olanın yaptığı ilah(iki başlı puti görüntü) karşısında duyarsızdır. Şayet ilahi kavramı karıştırıp buna ruh ihdas edecek var denirse işte diyn denen şey adına bu şey can kazanmamak için kan doker ve bu esnada makyajlanmış bir şey olarak sanrısal diyn anlayışı oluşur.

    Saygılarımla...




  • eglon E kullanıcısına yanıt
    ihsanın bazı eksikliklerini düzeltelim .. lat menat uzza ? nedir die sordugumuzda hep aynı cevab gelir . bunlar putlardır 7. yüzyılda arab coğrafyasında ...

    bu hem doğru hemde yanlış .. hem doğru hem yanlış nasıl olur demi ?

    lat menat uzza DİŞİL İSİMLERDİR . bunu bilmek gerekir o cografyanın tarihsel arka planını hikayesini bilmek gerek yani ..ki anlayasın

    bu arabların bir kısmı niçin ve neye dişil isimler koyuyorlardı . bir mantığı olması lazım ? bir nesneyi veya şeyi dişil isimlendirmelerinin birsebebi olmalı ? kuran kelime anlamı toplanma demektir . kuran bir sistemdir içinde yasadıgınız sistemin ismi yani .. bu sistemin içine vücudunuzun her bir organının çalışma sistemi şekli tasarımı da dahil . ne görüyorsanız hayatta hepsi bir yazılım üzerine ve bir tasarımla inşa edilmiştir . örnegin agaclar .... kitap kelimeside aynı anlamı karşılar insan kitabı örnegin ; bir parca doktorların mesleğidir kalp üzerine sayfalarca bilgi mevcuttur böbrekler gözler damarlar tırnak tüy sac kıl koku alma kulak işitme vesaire


    kuran bu sistemi ve sistemin içinde olanları anlatır öğüt almamız için ; bu kitabın sistemin içinde yaşanmışlıkları anlatır . bahsi gecen konu 7. yüzyılda ve daha öncesinde örnegin ibrahim peygamber zamanındada yasanmış insanoğlunun müşrikliğe sapmasının hikayesidir .. kuran anlaşılması için surelere bölünmüştür bahsi gecen konu lat menat uzza NECM suresindedir . necm yıldız demektir

    ve yıldızlar ile ilgili bir bilgi taşır .. surelerin isimlendirilmesi ÖNEMLİDİR . necm suresinde gecen Şİ'RA bir yıldızın ismidir ve dişil isimdir . 10 farklı etnik kökenden insana sorun kendi dillerinde deyin ki size bir kelime söyleyecem bu kelime bir özel isimdir bu isim dişil midir eril midir cevablayın ... arabca bilmiyor olmalarına ramen yüzde 90 ı Şİ'RA nın dişil isim oldugunu söyleyecektir .

    örnegin kıta isimlendirmeleride dişil dir .. asia ? afrika örnegin sonia natalia a ile biten kelimeler kızlara isim olur genelde ... sorsak çoğu insan kıta isimlendirmelerinin nerden geldiğini BİLMEZ dilbilimcilerin uzmanları dişil isimlendirmeler olarak açıklarlar yazdıgım gibi ..


    lat menat uzza essında put ismi degil .. gökteki yıldızların isimlendirilmesidir .. putlar gökteki yıldızları yerde remzeden nesneler

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Arap_mitolojisi

    konuyla ilgili doğru bir tespit var alıntılıyorum buraya

    Örneğin, Kinâne kabilesinin Ay, Teym kabilesinin ed-deberân ve Kelb kabilesinin Şi'ra yıldızı gibi gök cisimlerine taptığı bildirilmektedir
    tarihçilerin çoğunluğu, Arap mitolojisindeki belirgin üç tanrıça, el-Lat, el-Uzza ve Menat'ın sırasıyla Güneş, Venüs ve Ay tanrıçaları olduğunu söylemektedir.

    KESİNLİKLE YÜZDE 100 TARİHÇİLERİN TESPİTİ DOĞRU . putlar GÖKTEKİ YILDIZLARI SİMGELEYEN NESNELERDİ . dişil isimlendirmeler gökteki yıldızlara verilmişti

    soru şu ; gökteki yıldıza nie dişil isim verirsin . bu durum mezopotamya ile ilgili bir konu degil sadece .. bakın bir örnekte nasranilerden veya hristiyan toplumdan

    https://en.wikipedia.org/wiki/Polaris

    names yani eski dönemlerde isimlendirmesi hakkında ... Another Latin name is stella maris "sea-star", which, from an early time, was also used as a title of the Blessed Virgin Mary, popularized in the hymn Ave Maris Stella (8th century).[24]

    ilginç bir bilgi 8. yüzyıla ait blessed virgin mary ave maris stella

    stellada kız ismi .. iv maris stela blessed bakire mery gibi örnekler karsımıza cıkıyor eski dönemlere gidildiğinde .. eski mısırdada aynı olguları görmek mümkün

    kuranda şöyle denir NECM SURESİNDE ; ahirete iman etmeyenler MELEKLERİ dişil isimle isimlendirirler .

    demekki DİŞİL İSİMLENDİRİLEN YANİ LAT MENAT UZZA meleklermiş ayete göre göğe ait varlıklar yani ... o dönemin sosyal yapısı sebebiyle kız cocukları oldugunda suratları ekşiyen bu toplumdaki bazıları kız isimlerini meleklere vermekte sakınca görmüyor bu nasıl bir mantıksızlık

    hangi insan meleklerin göğe ait varlıkların yaratılışını görmüşte dişiliklerini tartışıyor bir ilmi olmaksızın ?

    hikayenin genel anlamda arka planı bu şekilde .. eskilerin kainat tasavvuru yanlış degildi yani 7 gök ve hepsinin üzerinde herşeyi kapsayan arş kürsü yani taht .. dolayısıyla en yukarı ulaşmak için aracılar araya sokuşturma ... bu aracıları zamanla ilahlaştırma ve müşriklik inancı


    eski mısırda şu vardı .. insanoğlu tabiat olaylarını gözlemliyordu nil nehrinin taşması baharın gelmesi vesaire olgularla göklerdeki yıldızlar ın döngüsü arasında bir bağlantı oldugunu görüyordu . bu yanlış bir gözlem mantık kurgusu olmamakla birlikte bu tabiat olaylarını gökteki yıldızlara yani meleklere bağlamaya başladılar önce aracılık derken akılsızlıkları hat safhaya ulaşıp tanrılaştırmaya başladılar örnegin şira veya sirius ra güneş gibi dişil isimlendirilen mahluklar tanrılaştırıldı . hayvan figürleride gökteki haritayı remzeden unsurlardır eski insanların çizdiği duvarlarda gördüğünüz .

    nil mısır için önemli cünkü suyla dolacak veya sular yukselecek tarım hayvancılık temizlik vesaire orda hayat sürecek insanlar bereket olacak ... yanlış olan şuydu ; bu bereketin mimarı ra degil veya sirius ------> onları yaratıp vareden Allah idi .. teşekkür edilmesi gereken güneş degil güneşi yaradan Allah tır

    örnegin ışığın kaynagı güneş degildir . güneş bir converterdir .. sizi aydınlatan evinizdeki lamba degildir lamba elektrik kablolarının içindeki cereyanla ışık verir cereyanı elektriği üreten santrallerdeki turbinler bu turbinlerin dönderdiği elektrik jeneratörleri motorlarıdır . bu motorları dönderende bazen hydro su bazen ateş tir .. katı yakıtların yakılması fosil yakıtlar doğal gaz vesaire .

    gördüğünüz gibi güneş evindeki lamba gibi converterdir bir enerji türünü diğerine dönüştürür . nur suresinde belirtildiği gibi Allah teala yerin ve göklerin nurudur . aydınlatan Odur hayat veren sistemin tüm enerjisini saglayan herşey O nundur . örnegin baska bir boyutta bulunan hayat ağacını yaradan O dur .. güneşin çevrim yaptıgı ana kaynak

    dolayısıyla teşekkür edilmesi gereken tek ilah olan Allah tır . mahluk melekler yaratılmıştır hersey gibi Allaha boyun egmiş bagımlı muhtac fukaralardır bizler gibi ..


    gelelim günümüze zengin düşmanı ihsan gibi dar bir perspektifle bakmıyorum olaya .. 2 tekerlek bisikleti olan fakir biriyim diğerindede honda cbr 1000 var veya yamaha r1 veya kawasaki zx .. veya adam s350 almış ... hepimiz insanız dünyevi metalara karsı sevgimiz var .. altın kagıt para makam mevki malikaneler 300 m2 ev havuzlu ... en az 100 m2 olcak 7ye 13 küvet gibi olmayacak .. kadın veya erkek yakışıklı olcak güzel olcak

    günümüz insanının temel sorunu problemide aynı .. sana bu dünyevi metaları Allah bahşetmiştir mercedes s350 inde olsun mutluda ol AMA BU METALAR SENİ KÖLELEŞTİRMESİN ASLA .. BU NİMETLERİ SANA BAHŞEDENİ HER DAİM HATIRLA O NUN VAHYETTİKLERİYLE Bİ ÖMÜR YÜRÜ VE TEŞEKKÜR ET HAMD İLE AN ...

    DÜNYEVİ METALARI PUTLAŞTIRMA .. sana Allah tealanın hayat verdiğini sayamayacın nimetlerini hatırla sadece Allaha secde et . bu metalanmanın gecici oldugunu bir gün ölümün gelecegini ahir hayatın daha güzel oldugunu unutmadan yasa bu dünyayı ..




  • cadence1 kullanıcısına yanıt
    ------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dumprep -- 7 Mayıs 2020; 21:45:46 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dumprep

    ------------------------------
    yaşayan putlara örnek mahmut ustaosmanoğlu olabilirmi
  • eglon E kullanıcısına yanıt
    Sanırsam yanlış alıntıladınız.
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Evet mobilden yanlışlıkla oldu.Kusura bakmayın.
  • cadence1 kullanıcısına yanıt
    Bunlar zamanın putlarıdır ve kendilerini mümin zanneden insanların bir takım heva ve heveslerine ulaşmak için çeşitli ritüellerde bulundukları şefaatçileridir. Melek kavramı "meleke"ler mıdır yoksa Pavlusun "melek" kavramı mıdır? Hikayeler ve mitler güzeldir. Aç insanlar ve sokakta yaşayan insanlar varken mersedese binip lüks hayat yaşamaktadır güzeldir. Lakin ihtiyacından fazlasını infak eden bir Peygamberin takipçisi olarak bana bunlar pek savunulması şeyler gibi gelmiyor.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.