Şimdi Ara

İZMİR-BUCA (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
0
Favori
4.604
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • sahilde olmayana izmirli değil demedim...iyi okuyunuz..

    buca biraz izmir karakterine ters bir yer ve çoğunlukla izmir dışından gelenler yerleşiyor dedim...
  • Kendinle çelişiyorsun.hem o yerin karakterine uygun değil diyorsun,izmirli olarak kabul etmiyorsun,sonrada ben öyle demedim diyorsun.Yok göç almışmış yok şöyleymiş böyleymiş.Kaç sene bucada oturdun.Ben seni 2004 den beri tanıyorum.Hep Ksk desin.Uzaktan nasıl tespit edebildin.Hayret
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kuzen®

    Kendinle çelişiyorsun.hem o yerin karakterine uygun değil diyorsun,izmirli olarak kabul etmiyorsun,sonrada ben öyle demedim diyorsun.Yok göç almışmış yok şöyleymiş böyleymiş.Kaç sene bucada oturdun.Ben seni 2004 den beri tanıyorum.Hep Ksk desin.Uzaktan nasıl tespit edebildin.Hayret

    şu anda da gidip gelmekle birlikte 96 dan beri ortaokul lise ye gittim (buca anadolu lisesi) şimdi üniversiteye gidiyorum(=

    izmir dedin mi dışarıda yaşayan birine,sana sahil şeridi deniz kenarına dizilmiş bir şehir profili çıkarır izmiri görmese de...buca bu karakterler uyuşmuyor ilçe olarak dedim insanları katmadım bu olaya..
  • Buca 35-40 yıl önce güzeldi ( babam söylüyor ) sonradan aldıgı göçlerle ve ışılay saygının umursamazlıgı ile bu hale geldi, eskiden gayri müslüm vatandaşların oturdugu nadide semtlerden biri idi ama sonradan gelenler içine ettiler,
    hatta şirinyer-buca arasında bulunan forbes adını fransız kökenli bucada oturan vatandaşın hasta kızını alsancaktaki hastahaneye taşınması için demir yolu döşetmesinden aldı araştırın göreceksiniz.


    bir örnek

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Forbes_K%C3%B6%C5%9Fk%C3%BC
  • http://yeryuzugunlugu.blogspot.com/2008/04/bir-zamanlar-irinyer.html

    okuyunda şirnyerin asıl ne oldugunu ögrenin derim bence,lafla şirinyerli olunmaz.
  • Buca'nın giriş kapısıydı Şirinyer;adı Kızılçullu yada Levantenlerin deyimiyle Paradiso iken.Bağ ve bahçelerle bezeli bir vadi içine kuruluyduAsım Öztürk'ün dizelerindeki gibi;

    Şirinyer elini uzatmış
    Tut der Buca'ya
    Selvilerçam ağaçları
    Kocaman bahçelere yayılıp
    Kıpır kıpır
    Gökyüzüne bakıyor
    Eskimiş anılardan
    Yeni düşler üretiyor..

    Düşleriyeşilin tonları çoğaltıyordu elbet;ama beldenin asıl rengi siyah-beyazdı."Dün"de saklıydı gerçek hazine.Eski çağ tarihçilerincekenarında İos Adası'nın bir kızı olan Kriteis'in Homeros'u doğurduğu yazılan Meles Çayıgürül gürül akan suyunu sermişti topraklarına.Hem üzerinde yükselen "Su Kemerleri"de eşlik ediyordu yüzlerce yıllık tarihe.Öyle ki;kente su akışını düzenlemek üzere M.Ö.133 ile M.S.395 yıllarını kapsayan Romalılar Dönemi'nde inşa edilen iki sıra halindeki bu kemerlerBizanslılarSelçuklular ve Osmanlılara tanıktı.Hem ismi bile anlatmaya yetiyordu herşeyi.Rivayete göre;Timur İzmir'i fethetmeye geldiğinde kırmızı çuldan çadırlar yaptırmıştı da beldeye bu ad konulmuştu.
    Tarih doğayla elele büyür deinsanoğlu keşfetmez mi bu cennet diyarı?Yerlerindenyurrtlarından ayrılan insanların hüznüüzüntüsüyılgınlığı böyle bir yerde hafiflemez mi?
    Zirabeldenin ilk sakinleri Yunanistan ve Yugoslavya göçmenleriydi.Topu topu 40 hanenin oluşturduğu alana bunu için "Göçmen Mahallesi"denilmişti.Kızılçullubu mahalleden çoğalacaktı işte.Ardından sınırlarını genişleteceksakinleri artıracakbirde Şirinyer olarak anılacaktı.Asıl hikayeye gelince;cumhuriyetle başladı."Yeni bir ulusa"ev sahipliği yapmak kolay değildi;eğitim kurumlarıyla "aydınlanmalı"ydı semt"beyaz"hakim olmalıydı alabildiğine..Hem beyazla başlamamış mıydı tüm renkler?
    Kızılçullu Köy Enstitüsü'nün tohumları böyle bir ortamda atılıyor.Cumhuriyetin getirdiği özgürlükçü ortamsakinleri ile beraber semti de devinime sokuyor.Nitekim enstitünün kuruluş öyküsüKızılçullu'nun "köy"sıfatını kazanmasıyla doğrudan doğruya ilgili.Ama gelin biz bu hikayeyi1922'de Girit'ten gelip yöreye yerleşensürece bizzat şahit olan92 yaşındaki Mehmet Canı¤¤¤'den dinleyelim:"Kızılçullu Amerikan Kolejinde çoçuklarını okutan aileler bir süre sonra rahatsızlık duymaya başlamışlardı.Atatürk'ün İzmir'e duyar duymaz toplanıpsıkıntılarını bildirmeye gittiler"Çoçuklarımız parayla okuyor.Üstüne üstlük seçilen nitelikli öğrenciler ABD'ye gönderiliyorbir daha da geri gelmiyor" diye.Mustafa Kemal Atatürkhemen yöre sakinlerini İzmir Palas'a çağırdı.Orada dönemin valisi Kazım Dirik'e de aynen şöyle dediundan sonra kimse çoçuklarını Amerikan Koleji'ne göndermeyecek.Okul yönetimi satış için girişimde bulunduğunda daengel olunmayacak."Öğrencisi olmayan bir okul yaşayabilir mi?Kapanmış;mülkü de devlete geçmiş.Peki ya kuruma yeniden bir yabancı şirketin talip olma olasılığı?Atatürkbunu da düşündü"diyor Canı¤¤¤:"Aramızdan bir muhtar seçmemizi istedibelde "köy"sıfatını alsın diye.Böylece bir İtalyan ya da Fransız şirket talepte bulunursa şu cevap verilecekti:AmerikalılaraOsmanlı dönemin de izin verilmiş.Artık Cumhuriyet Türkiye'sindeyizburası da bir köy ve köyde yabancı okul olmaz."
    Böylece kolejHasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı zamanında köy enstitüsüne dönüşüyor.Kurum 1937'de Eskişehir Çifteler'de kurulan ilkinden sonra"Türkiye'deki ikinci enstitü" olunca "ev sahibi semt"elbet bu tarihi serüvene ortak oluyor.Mehmet Bey'in okuma-yazmayı öğrendiği gibiKızılçullu sakinlerinin çoğubilginin ışığına aynı yerde ulaşıyor.Renklerdüşlerle birlikte büyüyortaa ki takvimlero yılı1953'ü gösterene dek.
    Hükümetenstitüleri kapama kararı alıncaKızılçullu önemli bir kilometre taşını kaybediyor.Tabiianılara kilit vurulmuyor.Yapı bugün NATO binası olarak kullanılsa dadönemin sakinlerine hala bambaşka bir semti hatırlatıyor.
    1950'li yıllarsemt yaşamının gerçek bedenine kavuştuğubağ ve bahçeler içindeki tek katlı evlerdesamimiyetin sevgiyle kucaklaştığı yıllar aynı zamanda.Bundan olsa gerekkonuştuğumuz her Şirinyerlihep eskiye dönerek anlatmaya başlıyor"ah o günler"diye iç çekiyor.Doğduğundan bu yana aynı sokakta oturanHürriyeteski adıyla Göçmen Mahallesi'nin muhtarı Selahattin Yapıcı"Postacı kahveye gelip dağıtırdı mektupları.Herkes birbirini tanıyordu çünkü.Yazları cambazhane ile şenlenirdi Kızılçullu"derken film şeridine ilk kareyi yerleştiriyor.1952'de Girit'ten gelenHorasan Kağıtçılık'ın sahibi Mehmet Horasan destekliyor Yapıcı'nın sözlerini:"Hıdrellezler bambaşka kutlanırdı.Ogün dereye atılan dilekler çelenk gibi kaplardı su yüzeyini."Elbette bu tablo bir şiire konu olmuş.Necati Cumalı1943'te çıkardığı ilk şiir kitabında dizelerini şöyle başlatmış:"Hıdrellez günüKızılçullu yolu/Beni herkes severdi çoçukluğumda/Arabacı yanına oturtur/Kırbacı bana verirdi...
    Bu filmdegüven ve dürüstlük başköşede.Mehmet Canı¤¤¤ "Tahsildar Osman Efenditüm köyleri dolaşırtopladığı parayı hibesine koyarMaliye'ye teslim etmek üzere kente doğru yola çıkardı.Bir kere bile hırsızlık olayıyla karşılaştığını duymadık" diyorbugününü samimiyetsiz ortamına atıfta bulunarak.Resmi1950'de Yugoslavya'dan göçüp semte yerleşen Ece Bakkaliyesi'nin sahibi Uğur Güçlükan tamamlıyor:"Müşterilerimin kendi veresiye defterleri bulunurduhesaplarını kendileri tutardı.Müteahhit bir ev yaptığı zaman satın almaya gelen kişiyi uzunca araştırırdı."
    İnsan ilişkileri hayatın merkezinde olur da "su" köprü vazifesi görmez mi birlikteliklerepaylaşımlara?Yüzlerce yıllık tarih altında tüm berraklığı ile alabildiğine akan bir derenin anılara sığması mümkün olur mu?Hem suyun aktığı yeresuyun çoştuğu yeresuyun uğradığı yere yakın durmaz mı hayat? Nitekim yüzdükleribalık tuttuklarıhatta kaynak yerinden testilerini doldurdukları o gürül gürül dere hala semt sakinlerinin aklında.
    "BiriVezirağa idikaynak suyu olduğu için içerdik.Şimdi üstü kapalıyeraltı suyu olarak akıyor.İkincisi deOsmanağayani biricik eğlence yerimiz"diye anlatıyor Yapıcısuyla nasıl kucaklaştıklarını.Gül erkek Kuaförü'nün 33 yıllık emektarı Abdullah Sivrice de benzer cümleler sarfediyor.Ama bugüne ilişkinde bir çift sözü var onun:"50 santimetre çapındaki bir borunun akıtacağı su kanalizasyona gidiyor şu an.Temiz ama aksi iddia ediliyor."
    Bir de "altılı" anıları var semt sakinlerinin.Nereye giderlerse gitsinler hep aynı soruyla karşılaştıkları ortak yanları."Bana bir kupon yaparmısın?"la benzeşen binbir tür soru kalıbı.Ege Bölgesi'nin tek hipodromu Şirinyer sınırları içinde oluncasemt halkının bilgisi olması bekleniyor tabii.Hem İzmir'deki ilk organize at yarışlarının yapıldığı hipodrom burasıtaa 1860'lara uzanan tarihçesiyle.Nitekim Feyyaz Erpi'nin "Buca'da Konut Mimarisi" isimli kitabında"sene 1856'da Paradiso ve Buca arasındaki düzlükteBornovalı Whittall ve Bucalı Rees ailelerinin öncülüğünde yaptırılan yarışlarınsemtin demiryolu ile İzmir'e bağlanmasıyla muntazam olarak başladığı"yazıyor.
    Atlı sporlar yerini koruyor bugünbelki de tek yitmeyen olarak.1950 sonrası göçler ve çarpık yağılaşma sonucu semtyeşil alanlarla ayrılmış banliyo olma özelliğini çoktan kaybetmiş çünkü.Mahalleler birbiri ardına eklenirkenyerli halk yavaş yavaş elini eteğini çekmiş.Sınırlar dahi belirsizleşmiş her yer "bir"her yer Buca olmuş.Tek-tük kalan Kızılçullulara gelince onlar hala semtin çoğaldığı göçmen mahallesinde yaşıyor.
    Beldeye modern bir görünüm verme çabasıyla düzenlenen Forbes Sevgi Yolu iseoturma gruplarıvatandaşların seyir imkanı bulduğu evcil hayvan barınaklarıyürüme yolları ile yeni Şirinyerlilere sesleniyor.Ve herşeye rağmen Buca'ya kol-kanat germeyi sürdürüyor semt.Aydınlığa kilit vurulmuşderesi kirletilmişsakinleri beğenmez olup bir bir terk etmiş olsa da varlığını koruyorbiraz alınarak ama küsmeden.Artık Şirinyer olarak anılsa da "Kızılçullu" ismini inatla çakılı tutuyor zihninde.Renkler ve düşlere gelincebiraz gribiraz solgunyine de "Kızılçullu".




  • geçen akşam kasaplar sokağından çıkıyom eve doğru şahinin içine 5-10 tane apachi doluşmuş çıkardı kafayı bakıyo mal mal. çok sakat yer olmuş son 1-2 sene içinde buralar. Hasanağa bahçesine bi gidiyon heryerde kürt kadınlar kürtçe konuşuyolar kürt çocuklar falan şaka gibi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LoveU4ever

    geçen akşam kasaplar sokağından çıkıyom eve doğru şahinin içine 5-10 tane apachi doluşmuş çıkardı kafayı bakıyo mal mal. çok sakat yer olmuş son 1-2 sene içinde buralar. Hasanağa bahçesine bi gidiyon heryerde kürt kadınlar kürtçe konuşuyolar kürt çocuklar falan şaka gibi

    bu konsepte kopuyorum ya

    bucayla ilgisi yok yanlış anlaşılmasın sadece şahin ve 5 10 apaçi modeli koparıyor




  • quote:

    Orijinalden alıntı: red a!ert


    quote:

    Orijinalden alıntı: LoveU4ever

    geçen akşam kasaplar sokağından çıkıyom eve doğru şahinin içine 5-10 tane apachi doluşmuş çıkardı kafayı bakıyo mal mal. çok sakat yer olmuş son 1-2 sene içinde buralar. Hasanağa bahçesine bi gidiyon heryerde kürt kadınlar kürtçe konuşuyolar kürt çocuklar falan şaka gibi

    bu konsepte kopuyorum ya

    bucayla ilgisi yok yanlış anlaşılmasın sadece şahin ve 5 10 apaçi modeli koparıyor





  • Venedik 2 yi öneririm.Güzeldir iyi muamele var
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.