Şimdi Ara

Kendimizi ifade etmek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
1
Favori
341
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • En çok istediğimiz, en zor başarabildiğimiz şeydir aslında; kendimizi ifade etmek. Kimi roman yazıyor, kimi müzik yapıyor, kimi de heykel. Ama mutlaka herkes bir şeyler yapıyor. Ben de kendi kişisel blogumda bir şeyler karalıyorum. Çocukluk dönemine dair bir örnek:

    "Örümcek Adam tam da Akbaba (Vulture) ile haşır neşir olurken, ilk defa ve nereden geldiği, ne menem bir “kötü” olduğu belli olmayan Kraven karşısına çıkar ve bildiğimiz şablonlara göre işlemeyen mantığı, Kraven’i Örümcek Adam’a saldırmaya yöneltir.
    Bu macerayı soluksuz okumuştum. Manyak bir gücü olan Kraven bana pek bir ürkütücü gelmişti. Unutmayalım: Tam orta okul çağındasınız ve kendinizi özdeşleştirdiğiniz karakterin canına okuyan yeni bir tehlike ile tanışıyorsunuz. O yaşlarda kendimi P.P. ile neden özdeşleştirmiş olduğumu, şimdi daha iyi anlayabiliyorum: Çünkü özel hayatında kahramanlığın k’sı bile olmayan, cılız ve tipsiz (sonradan kas eklediler ve yakışıklı yaptılar. önceleri öyle değildi), kızlarla iletişim kurmakta sorunlu, hatta bazen onlardan kaçan, ara sıra centilmen davranan biriydi o. Yani güncel dünyamdaki yeni yetme oğlan çocuklarının tıpkısının aynısının kopyasıydı. Bir nevi “nerd” idi aynı zamanda, ki onu okuyanların büyük bir bölümü de “nerd” idi aslında (kabul etmek lazım). Bir de çok espriliydi. Alman yayınevi, İngilizce baskılarından daha “cool” diyaloglar döşüyordu. Sonuçta serüvenleri bizzat yaşıyordum basbayağı. Ve aslında figürlerde ilk tanıdığım çizgiler (bk. “Bronz Çağ”), karakterlere sonraki çizer nesilleri tarafından kazandırılan görselliğe göre daha keyif vericiydi benim için. Hayatın tamamında geçerli olan ilke, burada da işliyor bana göre: Dünya sofistike olma hızını artırdıkça, tadı yavanlaşıyor."Kendimizi ifade etmek







  • Kendimi ifade etmek konusunda pek iyi sayılmam. Susmak daha çok yakışır bana. Belki de bende, kendimi böyle ifade ediyorumdur istemsizce. Bir arkadaşımla konuşuyorduk. Dedi; "Ben zirveyi ayaklarımın altına aldım". Bir şey diyemedim, şaşırmaktan başka bir şey yapamadım.

    Düşündüm. Neden insanlar güzel olan şeyleri ayakları altına alır. Bu doğru değil. İşte o vakit anlamıştım. Ben ne zirveyi görmüştüm ne de zirveyi ayaklarımın altına almıştım. Hiç olduğumu anlamıştım. İnsan hiçliğin kıymetini bilmeli ve onu iyi değerlendirmeli. Yoksa yok olmaya ve unutulmaya mahkumdur.

    Nasrettin Hoca'ya sormuşlar: "sen kimsin?"

    Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.”

    Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca:

    Sen kimsin?”

    Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.

    Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.

    Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam…

    Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.

    Vezir” demiş adam.

    Daha daha sonra ne olacaksın?”

    Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”

    Peki ondan sonra?”

    Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp

    Hiiiç.” demiş

    Daha niye kabarıyorsun be adam”, demiş Hoca…

    Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:

    hiçlik makamı’ında…”





  • Kimimiz usulden kaybediyor,

    kimimiz esastan…

    Kiminin malzemesi demirden,

    kiminin kalastan…
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.