Şimdi Ara

Kumar kötü birşey midir? Kötü olduğuna dair argüman nedir? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
1
Favori
1.947
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Самое известное зарубежное онлайн казино Sir Jackpot ‒ для тех, кто любит выигрывать больше! Регистрируйся и играй в удовольствие на самой удобной игровой платформе
  • Kumarın kötü bir şey olduğunu kimsenin ifade edemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bir kere oynayıp kazanan, bin kere oynayıp kaybeden vardır. O yüzden öznel bir yargıdır.

    Bu arada başlıkta bulunan "bir şey" ayrı yazılmalı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LasTSuRvivoR


    Bireysel Unsur
    Temel inançları tepe taklak etme problemi. Kumar oynayan kişi bir süre sonra kolaya alışır, özellikle kazanıyorsa. Bu durumun normal olduğuna inanmaya başlar, bir hayal dünyasına düşer. Bireyin eski inancı hakkı ile kazanmanın olması gerektiği iken, yeni inancı kolaydan ve az eforla kazanmanın doğru ve yapılması gereken olduğudur. İşin kötü yanı buradan dönüş çok ama çok zordur. Ferrari'den inip eşeğe kim binmenin acısı? Bunun etkileri toplumda bir virüs gibi yayılır, insanlar kolay elde edileni yavaş yavaş uzun emekler sonucunda elde edilenden daha yeğ görmeye başlarlar.

    Sosyal Unsur
    Singülarite, tekillik problemi yaratması. Bir zar atılır, 1 kişi kazanır 1 milyon insan kaybeder. Galakside bir yıldızın diğer tüm yıldızları bir anda hak etmeden ani bir kütle değişimiyle içine çektiğini düşünebiliyor musunuz? Veya insan vücudundaki bir hücrenin tüm öbür hücrelere gidecek olan besinleri cebren tamamen kendi üzerine çektiğini? Bu iki benzetmenin sonucu aynıdır: birinde vücut, diğerinde galaksi yok olma (helak) tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Yaygın Kumar sonucunda ise sosyal yapılar bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Çarkın dönmesi için insanların kazanma ve yükselme hırsıyla beslenen bu sistemde, insanlar kontrollerini kaybedip temel önceliklerini ikinci plana atmaya başlayabilirler (çocuğa harcanması gereken paranın kumara yatırılması, önceliklerin değiştiğine bir örnektir)

    Ekonomik unsur
    Kontrolün çok zor olması. Kumarhaneler genelde para aklama merkezi olarak kullanılırlar. Kayıt dışı ekonomi için cennettir kumarhane. "Parayı nerede buldun? Kumarda kazandım, makine verdi!". Gerçekte o para kim bilir hangi yasal olmayan yollardan elde edildi.

    Matematiksel Unsur
    Ev sahibi hep kazanır. Kumarhanelerde oynanan kumarlarda sistemler ev sahibinin hep kazanması yönünde tasarlanmıştır. Bu gayet akılcıdır, kirayı ödemeleri ve işletmeyi ayakta tutmaları gerekmektedir. Yani sonsuz miktarda kumar oynayacak paranız olduğunu varsayarsak, en sonunda mutlaka kaybedeceksiniz. Çünkü makina, insana hissettirmeyecek kadar ufak miktar taraflıdır. Olasılık teorisi çalışan, martingale sistemleri üzerinde çalışmış birileriyle konuşursanız, sonsuz kere oynadığınızda hesabınızın oynamaya başladığınız paradan daha az olarak sonuçlanacağına dair çok iddialı matematiksel ispatlar olduğundan size bahsedecektir.


    Bu yazdıklarım buzdağının görünen tarafından bir kısım. Görünmeyen ve yazılması uygun olmayan kısımları siz kafanızda canlandırabilirsiniz.



    Çok güzel yazmışsın. Keşke buzdağının görünmeyen kısmından ya da en azından görünen diğer kısmından bir şeyler daha yazarak bizi hayalgücümüze mahkûm etmeseydin, okurduk.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • kumarda kazanmak istersen hiç oynamayacaksın denir.

    ayrıca hep kasa kazanır diye de bir kumar atasözü vardır.

    kumar varsayımsal bir hayalin mevcut olduğunu düşündürülerek yapılmış bir oyun. 52 kağıdın üstünde 1 den 13 e kadar sayı var denmiş valeler kupalar kızlar maçalar var denerek renklendirilmiş bir sos.

    kötülük iyilik denen halin üstünü örten siyah bir bulut ise kumarın verdiği iyilik hissi de o esnada görülemeyen bir hayırdır denebilir. kısa zamanda çok kazanç yanlışlanamaz bir iyilik olarak okunabilir.

    kitabi okuyuşta kumar sıvı bir kavramı işaret etmiş. sıvı üstünde görülen bir işi başından sonuna kadar yapan bir kavramın toplam hali olarak yazılmışa benziyor. tabi kitabullahta kumardan bahsediliyorsa. o da ayrı bir konu.

    siz sudaki aksinizi o kağıdın üstünde görüyor gibisiniz diyelim. bu akis ne kadar iş yapma kabiliyeti bakımından ne kadar anlamlıdır. bir dalga gelir o aksi alır götürür.

    suretin iş yaparken asıl denen olayın o sureta dönüşmesi hali olarak tanımlanabilir kumar.

    fotokopisi olan bir şeyin aslı olan varakanın yerine geçmesi ve artık o fotokopiye asıl muamelesi yapılması gibi düşünün.

    burada ne sakınca olabilir?

    her bir fotokopya için aslı gibidir denmesi lazım gelir. bu şu demek olabilir. her bir kağıt ya da barbut atışı aslında onu atan ya da oynayan kişi gibi olur. siz bir hayali sayılandırmış ve renklendirmiştiniz. aslı ise bomboş bir kağıttı.

    bir şeyin ilk hali en asıl hal ise siz bomboş bir kağıda dönersiniz. ve bu kağıda rakamlar ve değerler atayarak sayısallaşırsınız. sayısal bir veri yani ihtimale dönersiniz.

    kumarın özündeki ihtimal artık insan denen değerin ihtimal olan haline evrilir.

    insan bu açıdan kesirli bir ifadeye yani tam olanın parçalarını ifade eden bir hale döner. rasyonel bir ifade oluruz ve bu hal öyle bir şeye döner ki diyelim ki tam bir sayı dahi olsanız onu dahi x/1 şeklinde ifade etmeye başlarsınız. yani her halde eksilen bir değere dönersiniz. 3 tam parça olsanız 1 tam parçanız eksilmek zorunda kalır.

    kumar bu açıdan mantık kurallarına takılır. devre kapalı 1 iken devre açık 2 iken hep 1 eksileceğinizden devre kapalı 0 devre açık 1 e indirgenir.

    varayımsal doğruluk değeri oluşturusanız sizin tanım kumenizdeki doğrular 1 eksilmeye mahkum olur.

    n sonsuzsa siz n-1 olmak durumunda kalırsınız. yani her zaman eksilen kavram olursunuz. eksilen kavramdaki eksiğin tamamlanması denen süreç ise çok farklı olarak sizin dışınızdaki doğrulardan gelecektir. bu nedenle siz aslında başkasından alınan değerlerle tamamlanmış bir kişi olursunuz.

    kumar bu açıdan insanı eksilten ve başka bir kavramla tamamlayıp artık o kişi başka bir kişiden de pay taşıyor dediğiniz bir sureta büründüren bir artıştır.

    kazanan hep kasa ise bu kazanç bu artışa tekabul eder.

    kaybetseniz de kazansanız da bu artış olacaktır. hep başkasından bir pay taşıyacaksınızdır.




  • kumar kötü birşey değil casinoda oynamadığınız sürece

    casinolarda ki bütün oyunlarda ki olasılıklar casinoya çalışır blackjack-rulet-slot-bakara gibi

    poker bi tek çalışmaz ama ondada genellikle masa sahibine belli bi ücret verirsin oyuna girmek için

    he kumar kötüyse milli piyango ondan dahada kötüdür kumarda en azından kazanma olasılığınız var
  • Kumar bir adamın başına gelebilecek en kötü şeydir. psikolojin bozulur. ailenle aran açılır arkadaşların sendne uzkalaşır kuru ekmeğe talim edersin maaşını siteye yatırıp. En kötüsüde bir kere baglandın mı kurtulamazsın hocam kurtulamıyorum. 3 4 yılda sitelerde nerdeyse 1 ev parası katbettim herkese heryere bir dünya borcum ama hala oynamadan duramıyorum elime gecen her kruuşla oynayıp cebımde1 lırak almayana kadar oynuyorum. ve kurtulmak istediğimde kurtulamıyorum. Uçurumun kenarında yuruyorum ya bugun ya yarın intihar edersem benım için süpriz olmayacak.
  • Konu eski biliyorum ama bir şey aklıma takıldı.

    Mantıksal bir şey yazın demişsin ya,

    "Haksızlık kötüdür" mantıksal bir şey mi? Eğer öyleyse neden?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • LePortaBim kullanıcısına yanıt
    1)Haksızlık kötüdür.
    2)Haksızlık, kişilerin hak ettiklerine ulaşmaması, hak etmeyenlerin ona ulaşmasıdır.
    3)Hak edilmeyen konumda, hakkı olmayan bulunması işleri kötü ve verimsiz hale getirir.
    4)Bu işlerin kötü ve verimsiz hale gelmesi, toplumu zarara ve yok oluşa sürükler.
    5)Zarar gören toplum kötü durumdadır.
    6)Dolayısıyla haksızlık, buna yol açtığı için dolaylı yoldan kötüdür.

    Haksız yere , oy çalarak başkan olan birini düşün. Hak eden insan yerine o gelmiştir ve topluluğunu kötü yönetir. fakat haksızlık olmasaydı o topluluk iyi yönetilecekti. Topluluk kötü yönetildiği için zarar görür ve yok olmamaya doğru gider.
    Aynı kötü birinin eline para ve güç geçtiğini düşün, onu kötüye kullanacaktır. Fakat o para ve güç, iyi birinde olsaydı onu iyi kullanacaktı.
  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    Ahahah hocam cidden ibretlik bir hort olmuş

    Konuya gelirsek demek istediğim bu tür değer yargılarının yani ahlakın mantıkla alakasız olmasıydı. Argümanına gelirsek ilk olarak insanların hak etmedikleri konuma gelmeleri daima topluma zararlı olmak zorunda değil, birilerinin bir şeyleri hak etmesi ile fayda arasındaki doğru orantı ancak genelde geçerli olabilir, her zaman değil. Ama o işi daha iyi yapacağını bildiğimiz birinin hak etmeden o konuma geldiği gibi bir varsayımda (örneğin önceden koyulmuş belli kriterlere uymuyordur, vs.) yine de ortada bir haksızlığın bulunduğunu söylemeden edemeyiz.
    İkincisi 5. yargıdaki kötü kelimesiyle 6. yargıdaki kötü kelimesinin birbirine çok yakın olmakla birlikte tam olarak aynı anlamı içermediğini düşünüyorum. 5. yargıdaki kötülük bir nesnenin veya olgunun beklendiği veya tasarlandığı üzere işlememesi anlamındaki kötülük. Mesela bir bıçağın körelmesi onun kötüleşmesi demek (halk arasında bozulmuş yemek meyve sebze için de ''bu kötü olmuş'' denir örneğin). O bıçakla adam öldürmek veya ekmek doğramak sana kalmış. 6. yargıdaki kötülük ise daha ahlaki bir anlama sahip. Tabii 5. yargıda da aslında aynısını kast etmiş olabilirsin, ondan emin olamadım ama eğer 5. yargıdakiyle 6. yargıdaki aynı kötülükse o zaman 4 ve daha öncesiyle 5 ve 6 arasında bir geçişsizlik var. Çünkü işlerin verimsiz ve kötü hale gelmesi derken ilk bahsettiğim kötülükğü ifade ediyor olmalısın. Kısacası bilimsel, analitik düşünceyle ahlaki yargılarımızın doğrudan temellendirilemeyeceği anlamında yazmıştım onu 3 yıl önce. Şimdi öyle düşünüyor muyum emin değilim ama senin argümanın için düşüncelerim bu yönde.




  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    Bu kadar uzun yazacağına kötü olduğu için kötüdür yazsaydın daha iyidi çünkü ikiside aynı derecede rasyonel

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Ahahah hocam cidden ibretlik bir hort olmuş

    Konuya gelirsek demek istediğim bu tür değer yargılarının yani ahlakın mantıkla alakasız olmasıydı. Argümanına gelirsek ilk olarak insanların hak etmedikleri konuma gelmeleri daima topluma zararlı olmak zorunda değil, birilerinin bir şeyleri hak etmesi ile fayda arasındaki doğru orantı ancak genelde geçerli olabilir, her zaman değil. Ama o işi daha iyi yapacağını bildiğimiz birinin hak etmeden o konuma geldiği gibi bir varsayımda (örneğin önceden koyulmuş belli kriterlere uymuyordur, vs.) yine de ortada bir haksızlığın bulunduğunu söylemeden edemeyiz.
    İkincisi 5. yargıdaki kötü kelimesiyle 6. yargıdaki kötü kelimesinin birbirine çok yakın olmakla birlikte tam olarak aynı anlamı içermediğini düşünüyorum. 5. yargıdaki kötülük bir nesnenin veya olgunun beklendiği veya tasarlandığı üzere işlememesi anlamındaki kötülük. Mesela bir bıçağın körelmesi onun kötüleşmesi demek (halk arasında bozulmuş yemek meyve sebze için de ''bu kötü olmuş'' denir örneğin). O bıçakla adam öldürmek veya ekmek doğramak sana kalmış. 6. yargıdaki kötülük ise daha ahlaki bir anlama sahip. Tabii 5. yargıda da aslında aynısını kast etmiş olabilirsin, ondan emin olamadım ama eğer 5. yargıdakiyle 6. yargıdaki aynı kötülükse o zaman 4 ve daha öncesiyle 5 ve 6 arasında bir geçişsizlik var. Çünkü işlerin verimsiz ve kötü hale gelmesi derken ilk bahsettiğim kötülükğü ifade ediyor olmalısın. Kısacası bilimsel, analitik düşünceyle ahlaki yargılarımızın doğrudan temellendirilemeyeceği anlamında yazmıştım onu 3 yıl önce. Şimdi öyle düşünüyor muyum emin değilim ama senin argümanın için düşüncelerim bu yönde.
    Aslında kötülük bir sıfattır. Gözlemciye bağlı bir sıfat üzerinden mantık kurmak zordur.
    O araba kırmızıdır. Dediğimden, arabanın nasıl mantıksal olarak kırmızı olduğunu kanıtlayabilirim?
    Arabaya sende bakıp, ondan sonra hee araba kırmızıymış dersin. Ama bu da mantıkla alakalı olamaz. Arabanın kırmızı olduğuna mantıksal kanıt sayılmaz.
    Mesela, Haksızlık kötüdür. Ama benim haksızlık kötü demem bunu kanıtlamaz, haksızlık başına geldiği zaman kötü olduğunu anlarsın.

    Ancak bence ikisini de mantıkla ilişkilendirmenin yolu vardır.
    Kırmızı araba argümanına geri dönüp, kırmızının tanımı yapıp, argümanı yeniden yaratmak gerekir.
    Düzeltilmiş Argüman : Arabanın dış yüzeyinin büyük kısmının sahip o olduğu renk aralığı "kırmızı renk aralığıdır".
    Bu şekilde bir argümanı, arabanın 3 boyutlu yüzeyini tarayıp, renklerin dalga boyunu ölçüp, ortalama ve sık kullanılan renk aralığını belirleyerek kanıtlayabiliriz.
    Kimse de sonuçlarımızı inkar edemez.

    Problem şudur ki : bunu kötülük sıfatı için nasıl yapabiliriz? Kaç sayfalık bir argüman dizisi, deney ve doğrulama gerekir?



    @Leopolddedalus



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Perceptron -- 7 Temmuz 2020; 14:11:43 >




  • Düşünsene bir insanın dünyalar tatlısı iki çocuğu var. Güzel de bir eşi var. Onları ihmal edip, aç bırakıp parayı kumara yatırıyor. Bu bile başlı başına bir neden...
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.