Şimdi Ara

Manisada hamile kadını darp eden zanlı serbest bırakıldı(şüpheli olmadığı belirtilerek serbest) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
28
Cevap
0
Favori
2.826
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • haberi okuyun biraz, yanlış kişiyi tutuklamışlar. doğru kişi bulunamamış ki.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokalpss

    Daha haberin içeriğini okumammışsın gelmiş burada anlamadığın konu hakkında ahkam kesmeye çalışıyorsun.haberin içeriğindeki kişi suçla alakası olmayan bir kişi önce bu bir.ikincisi mahsumiyet karinesi anayasamızda da geçer.üç ceza yargılaması şüpheler üzerine yürür tutuklama dediğimiz gibi bir tedbirdir cmk madde 100 ü aç oku bakalım ne yazıyor.dört sen o ettiğin hakareti bi hakimin savcının yüzüne et bakalım sizin hukukçuluğunuza söküğüm de sonuç nolacak.ben sadece olması gerekeni söylüyorum yarın birgün işlemediğiniz suçtan dolayı sizin de başınıza benzer bir şey gelirse ağlamayın lütfen dediğim gibi önce bir haberin içeriğini OKU.

    Ben haberin içeriğini okudum ama hala ahkam kesen sensin aynı kişinin daha önce de bir bayana saldırdığı ve fetö soruşturmasında gözaltına alınıp serbest kaldığı iddialar arasında sindirebiliyorsan şu yaratığın dışarda olmasını sen de onun kadar suçlusun bunun için 500 tane madde okumaya gerek yok

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokalpss

    Daha haberin içeriğini okumammışsın gelmiş burada anlamadığın konu hakkında ahkam kesmeye çalışıyorsun.haberin içeriğindeki kişi suçla alakası olmayan bir kişi önce bu bir.ikincisi mahsumiyet karinesi anayasamızda da geçer.üç ceza yargılaması şüpheler üzerine yürür tutuklama dediğimiz gibi bir tedbirdir cmk madde 100 ü aç oku bakalım ne yazıyor.dört sen o ettiğin hakareti bi hakimin savcının yüzüne et bakalım sizin hukukçuluğunuza söküğüm de sonuç nolacak.ben sadece olması gerekeni söylüyorum yarın birgün işlemediğiniz suçtan dolayı sizin de başınıza benzer bir şey gelirse ağlamayın lütfen dediğim gibi önce bir haberin içeriğini OKU.

    Üstelik haberi oku oku deyip duruyorsunuz haberin ne olduğunu çok iyi biliyoruz görüntüler kare kare incelenip zanlı bulunmuşken sudan sebeplerle bu adam serbest kalıyor videoyu isteyen izleyebilir show da çıkmıştı ordan buraya koyuyorum

    https://m.youtube.com/watch?v=Suho8sJwPJo

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ahkam keserim çünkü kendi alanımla ilgili teknik olarak hukukun hsinden anlamayıp da hukuk hakkında atıp tutma burada sana sayfalarca gerekçe ve doktrin düzerim anlamadan bakarsın, sadece olması gerekeni söyledim.tekrar söylüyorum bir kişiye suçlu diyebilmen için öncelikle kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olması gerekir.bu kararın hangi merci tarafından verildiğini biliyorsundur diye tahmin ediyorum bilmiyorsan söyleyeyim mahkeme tarafından verilir,kanunyollarından geçer kişinin mahsum veya suçlu olduğu ortaya çıkar.Benim burada herhangi birini savunmaya çalıştığım yok.Yaşın küçük olduğu için bir daha yazmayacağım eğer bilgi almak istiyorsan özelden yazabilirsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • polis gerçek suçluyu korumak için kasden yanlış adamı yakalamış olabilir. sonra adam suçsuz olduğu için salmak zorunda kalmıştır.gerçek suçlu da muhtemelen bir cemaate ve tarikate mensuptur. devlet bu yüzden muhtemelen gerçek suçluyu koruyordur. Kadın tekmeleyen canide serbest kalmıştı.
    Kadınlara karşı yapılan zorbalık,yobazlık ve zulm bitmedikçe inanıyorum ki Allah bu milletten asla razı gelmeyecektir.
    Hayatta her şeyin acısı çıkar. Yapılan kötülük cezasız kalmaz.
    O yüzden kimse kötü bişey olduğu zaman neden bunlar başımıza geliyor demesin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokalpss

    Ahkam keserim çünkü kendi alanımla ilgili teknik olarak hukukun hsinden anlamayıp da hukuk hakkında atıp tutma burada sana sayfalarca gerekçe ve doktrin düzerim anlamadan bakarsın, sadece olması gerekeni söyledim.tekrar söylüyorum bir kişiye suçlu diyebilmen için öncelikle kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olması gerekir.bu kararın hangi merci tarafından verildiğini biliyorsundur diye tahmin ediyorum bilmiyorsan söyleyeyim mahkeme tarafından verilir,kanunyollarından geçer kişinin mahsum veya suçlu olduğu ortaya çıkar.Benim burada herhangi birini savunmaya çalıştığım yok.Yaşın küçük olduğu için bir daha yazmayacağım eğer bilgi almak istiyorsan özelden yazabilirsin.

    Hukuk alanında uzman olduğunu söylemen ülkemizdeki hukukun eşitlikçi bir yaklaşım sergilediğini göstermez ne şu kadınlar ne kendisine araba çarpıp şehit olan polis ne de başka tartışmalı bir karar ... Hiçbiri bunları haketmedi sen bazı şeylere başka bakabilirsin ama gerçekler ortada olduğu için sana saygı duymayacağım yaş muhabbetine gireceksen benimle hiç muhattap olmayın konuyu farklı yerlere çekme çabası gibi geliyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ŞokBıçaklıZed -- 13 Aralık 2016; 13:06:09 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kim tartıştı ben hatırlamıyorum herhangi bir makalede ya da yargı içtihatına konu olduğunu.Evet çok korktuğum için yaşına vurdum konuyu.O tür yıllardır mahkeme içtihatlarının parelel süre gelmesi ve ülkede hukukun yeknesak uygulanması için yapılıyor.Örnek:
    Hükümlünün Tutuklu Kaldığı Sürenin İnfaz Edilmekte Olan Mahkumiyetinden Mahsubunun Gerektiğine İlişkin Yargıtay Kararı
    T.C. YARGITAY
    2.Ceza Dairesi
    Esas: 2012/7285
    Karar: 2012/9338
    Karar Tarihi: 11.04.2012
    ÖZET: Somut olayda, hükümlünün, Asliye Ceza Mahkemesi'nin davasında tutuklu kaldığı ve bu dava ile ilgili hüküm kesinleşmeden, aynı Mahkemenin kararına konu suçu işlediği anlaşılmakla, tutuklu kaldığı sürenin infaz edilmekte olan 20.04.2007 tarihli mahkumiyetinden mahsubu gerekeceğinden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, bozulmasına karar verilmiştir.
    Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan sanık C.'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/4, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin 20.04.2007 tarihli ve 2006/465 esas, 2007/154 sayılı kararının infazı sırasında, sanık tarafından 22.02.2006 tarihinde işlediği iddia edilen mala zarar verme suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, aynı Mahkemesinin 08.07.2009 tarihli ve 2006/173 esas, 2009/396 karar sayılı hükmünün temyiz aşamasında olduğundan bahisle bu dosyadan tutuklandığı 24.02.2006 ve tahliye edildiği 13.04.2006 tarihleri arasındaki sürenin halen infazına devam edilen Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin anılan hükmü ile verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasından mahsup edilmesi talebinin reddine dair, anılan mahkemenin 01.12.2010 tarihli ve 2010/160 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Zonguldak Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06.01.2011 tarihli ve 2010/1054 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 30.01.2012 gün ve 2011/1611-5528 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.02.2012 gün ve 2012/39593 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre, hükümlünün tutuklu kaldığı ve mahsup edilmesini istediği Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.07.2009 tarihli ve 2006/173 esas, 2009/396 sayılı kararının temyiz edilmesi sebebiyle henüz kesinleşmemiş olduğu, bu suçun işlenme tarihinin 22.02.2006 olduğu, halen infaz edilmekte olan aynı Mahkemenin 20.04.2007 tarihli ve 2006/465 esas, 2007/154 sayılı dosyasına konu suçun işlenme tarihinin ise 28.08.2006 olduğu, bu haliyle tutuklu kalınan ve mahsup edilmesi istenen kararın kesinleşmesinden önce işlenmiş bir suçun bulunduğu,
    Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 40 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 63. maddelerinde belirtildiği üzere, mahsup işleminin yapılabilmesi için tutuklu kalınan suçtan verilen kararın kesinleşme tarihinden önce bir başka suç ya da suçların işlenmesinin yeterli olacağı, tutuklu kalınan suçun beraatle veya mahkumiyetle sonuçlanmasının da mahsup işlemi için önemli olmadığı, keza mahkumiyetle sonuçlanan kararın henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle, Yargıtay incelemesi sonucunda beraat etme ihtimalinin hukuken mümkün bulunduğu, böyle bir durumda ise infazı halen devam eden mahkum için telafisi imkansız sonuçlar doğabileceği cihetle, hükümlünün Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.07.2009 tarihli ve 2006/173 esas, 2009/396 sayılı dosyasından gözetim altında ve tutuklu kaldığı sürenin aynı Mahkemenin 20.04.2007 tarihli ve 2006/465 esas, 2007/154 sayılı ilamından mahsubuna karar verilmesinin gerekmesi karşısında, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    Gereği düşünüldü:
    5237 sayılı Yasa'nın 63. maddesinde, hükmün kesinleşmesinden önce gerçekleşen ve kişisel özgürlüğün sınırlanması sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş sürelerin hükmolunan hapis cezasından indirileceği öngörülmüş olmakla, tutuklu kalınan sürenin mahkumiyetten mahsup edilebilmesi için, tutukluluğun mahsup yapılacak suça konu mahkumiyete ait olması gerekmeyip, sanığın tutuklu kaldığı suçtan dolayı verilecek hükmün kesinleşmesinden önce işlemiş olduğu diğer bir suç nedeniyle verilen cezadan da tutuklu kalınan sürenin mahsubu olanaklı olacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 31.01.2006 gün, 2006/1-4, 2006/7 sayılı kararında da belirtildiği üzere, önemli olan husus, mahsuba konu mahkumiyete ait suçun, tutuklu kalınan suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden önce işlenmesidir. Birden fazla suça ilişkin ayrı ayrı açılmış olan davalarda, diğer hükümden mahsup edilecek sürelerin, beraatle sonuçlanmış bir suça ilişkin olması gerektiğine dair açık bir hükme de yasada yer verilmemiştir. 06.03.1940 tarihli ve 5/68 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, <Beraat eden bir kişinin beraat ettiği suçtan dolayı tutuklu kaldığı sürenin, beraat kararı kesinleşmeden önce işlemiş olduğu diğer suç için verilen ceza süresinden mahsubunun gerektiği> belirtilmiş ve tutuklu kalınan suçtan beraat etmiş olma esas alınmışsa da, bunun nedeni, beraatin zorunlu bir koşul olarak kabul edilmesi değil, sadece karara konu içtihadı birleştirmeyi gerektiren uyuşmazlığın beraat hükmüne ilişkin olmasıdır. Tutuklu kalınan suçtan dolayı beraat ya da mahkumiyet hükmü verilmesi sonuca etkili değildir.
    Somut olayda, hükümlünün, Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/173 Esas sayılı davasında tutuklu kaldığı ve bu dava ile ilgili hüküm kesinleşmeden, aynı Mahkemenin 20.04.2007 tarih, 2006/465 Esas, 2007/154 sayılı kararına konu suçu işlediği anlaşılmakla, tutuklu kaldığı sürenin infaz edilmekte olan 20.04.2007 tarihli mahkumiyetinden mahsubu gerekeceğinden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, Zonguldak Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nden kesin olarak verilen 06.01.2011 gün ve 2010/1054 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 11.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şuan ülke öyle bi haldeki kimse devletine veya birbirine güvenmiyo hep bi art niyet yada birilerini koruma olayı yapılıyo gibi düşünüyo

    Ama haklılar kanunlar sanki mağdurun değilde suçlunun yanında gibi uygulanınca bi çok olayda böyle düşünülmeside normal

    Bunun çaresi nedir bilemiyorum çünkü bu iş vatandaşın değil başımızdaki kanun koyucuların işi bizde burda her olayda olduğu gibi tartışıyoruz bize bi faydası varmış gibi

    Lütfen daha sakin düşünelim ve yazalım
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.