Şimdi Ara

meteor yağmuru (60. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.450
Cevap
3
Favori
38.821
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 5859606162
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: muskeder

    kendine ayrı bi konu acsaydın bende cidden metoor yağmuru falan olcak sandım daldım foruma

    baska bi konu acsanda ordan yazsan daha iyi olmazmı



    tam üstüne bastın: bütün olay aynen senin dediğin gibi başlamıştı 3 Kasım 2003 de. Zamanın varsa geçmişe bir

    yolculuk et:http://forum.donanimhaber.com/m_475658/mpage_1/key_/tm.htm

    sonra tekrar konuşalım




  • ÇANLAR

    Zamanı say,tempo tut,
    Runik bir tempo olsun,
    Tintintin sesleri müzik gibi yükselsin
    Çanlardan,çanlardan,çanlardan,
    Çan...çan...çan...
    Çanların çınlayan sesini dinle...
    O cesur çanlar!
    Titreşimleri ne müşiş bir korku masalı anlatıyor!
    Ah, çanlar,çanlar!
    Korkuları nasıl bir masal anlatıyor...

    EDGAR ALLAN POE
  • Açık konuşucam şiirler berbat
  • quote:

    Orjinalden alıntı: nicer

    Açık konuşucam şiirler berbat


    hiç olmazsa okuyuyorsun, teşekkürler. beğendiğin şiirlerden örnekler verirsen sevinirim.
  • Eskilerde kalma bir dostu yine aynı konuyla özellike bu forumda görmek çok güzel bir duygu...

    Hoşgeldin @keloğlan

    Burada son zamanlarda biraz seviye ve yaş düşüklüğü olduğu için seni anlayan oranı biraz düşük olacaktır ama emin ol ben özellikle takip edeceğim...


    serseri
  • Yağmur yağıyordu
    Benim saçlarımda kırağılar vardı
    omuz omuza konmuş bir gül
    Kapıyı açtım,elinde eski bir bavul
    Yüzünde daha da eski bir hikaye
    Geldim dedi, geldim işte
    Sana kendimi getirdim,belki unutmuşsundur
    Birlikte söylediğimiz şarkıları getirdim
    Bir kaç gömlek bir pijama attı
    Tuttuğum notları,serin volta boylarında adımları sayıp susuşlarımı
    Elimle büyüttüğüm nazlı bir menekşeyi
    Gökyüzüne verdiğim dualarımı
    Çakmağımı,sigaramı,tabakamı ve kitaplarımı getirdim
    Döndüm dedi,döndüm işte
    İçeri girdi aksıyordu bir ayağı
    Oysa nasılda akardı bayrak gibi önümüzde
    Nasılda oynardı saçları rüzgarı bulanda
    Bir ceylan gibi nasıl da koşardı
    Ayağım dedi,derin bir nefes aldı
    İçerde dedi,bir bakır tas bıraktım bir kehribar tesbih
    Birkaç kitap,birkaç iyi arkadaş
    Tüketilmiş bir çeza ve bir ayak,güldü sonra
    Dedemin yemen çölünde bıraktığı ayağı ben içerde bıraktım
    Kurban olsun ikimizinki de memlekete
    Oturduk,uzun uzun baktık kendimize
    Onüç yıl sonra yeniden karşı karşıya
    Bir deli gençliği birlikte düşürmüştük yollara
    Bir yüreğimiz vardı ve onu koymuştuk ortaya
    Ben başımı onun omuzuna yaslardım
    O taleal okurdu kulağıma
    Ben bazı geceler oturup ağlardım
    O dua ederdi hepimiz adına
    Ve pis bir sonbahar akşamında ayrılmıştık
    Caddelerde arabalar akıyordu yağmur yağıyordu
    Babalar ekmekleri saklamış çeketlerinin altına
    Korkuyla evlerine koşuyordu
    Düdükler çalıyordu,sirenler çalıyordu,şehri kimler çalıyordu?
    Oysa biz onunla yüreğimizi koymuştuk ortaya
    Arkasından baktım,elinde tahta bir bavul,cebinde ikimizin yüreği
    Şifadan ayrılık,rahmetten yoksulluk
    Şen olasın mahpusluk
    Kaldır gözlerini yerden,onüç yıl dediğin ne ki?
    Bana mektup yaz,bir de menekşe resmi yap
    Ve bir gül gönder anama
    Kaldır gözlerini yerden,onüç yıl dediğin ne ki?
    Ve yürüdü Yusuf
    Yanıp sönen mavi ışıklar düştü gölgesine
    Ben onüç yıl bekleyecektim onüç yıl kavuşmak için
    Çebinde rehin götürdü yüreğimi

    İbrahim SADRİ




  • quote:

    Orjinalden alıntı: serseri

    Yağmur yağıyordu
    Benim saçlarımda kırağılar vardı
    omuz omuza konmuş bir gül
    Kapıyı açtım,elinde eski bir bavul
    Yüzünde daha da eski bir hikaye
    Geldim dedi, geldim işte
    Sana kendimi getirdim,belki unutmuşsundur
    Birlikte söylediğimiz şarkıları getirdim
    Bir kaç gömlek bir pijama attı
    Tuttuğum notları,serin volta boylarında adımları sayıp susuşlarımı
    Elimle büyüttüğüm nazlı bir menekşeyi
    Gökyüzüne verdiğim dualarımı
    Çakmağımı,sigaramı,tabakamı ve kitaplarımı getirdim
    Döndüm dedi,döndüm işte
    İçeri girdi aksıyordu bir ayağı
    Oysa nasılda akardı bayrak gibi önümüzde
    Nasılda oynardı saçları rüzgarı bulanda
    Bir ceylan gibi nasıl da koşardı
    Ayağım dedi,derin bir nefes aldı
    İçerde dedi,bir bakır tas bıraktım bir kehribar tesbih
    Birkaç kitap,birkaç iyi arkadaş
    Tüketilmiş bir çeza ve bir ayak,güldü sonra
    Dedemin yemen çölünde bıraktığı ayağı ben içerde bıraktım
    Kurban olsun ikimizinki de memlekete
    Oturduk,uzun uzun baktık kendimize
    Onüç yıl sonra yeniden karşı karşıya
    Bir deli gençliği birlikte düşürmüştük yollara
    Bir yüreğimiz vardı ve onu koymuştuk ortaya
    Ben başımı onun omuzuna yaslardım
    O taleal okurdu kulağıma
    Ben bazı geceler oturup ağlardım
    O dua ederdi hepimiz adına
    Ve pis bir sonbahar akşamında ayrılmıştık
    Caddelerde arabalar akıyordu yağmur yağıyordu
    Babalar ekmekleri saklamış çeketlerinin altına
    Korkuyla evlerine koşuyordu
    Düdükler çalıyordu,sirenler çalıyordu,şehri kimler çalıyordu?
    Oysa biz onunla yüreğimizi koymuştuk ortaya
    Arkasından baktım,elinde tahta bir bavul,cebinde ikimizin yüreği
    Şifadan ayrılık,rahmetten yoksulluk
    Şen olasın mahpusluk
    Kaldır gözlerini yerden,onüç yıl dediğin ne ki?
    Bana mektup yaz,bir de menekşe resmi yap
    Ve bir gül gönder anama
    Kaldır gözlerini yerden,onüç yıl dediğin ne ki?
    Ve yürüdü Yusuf
    Yanıp sönen mavi ışıklar düştü gölgesine
    Ben onüç yıl bekleyecektim onüç yıl kavuşmak için
    Çebinde rehin götürdü yüreğimi

    İbrahim SADRİ




    ooo kadim dost tekrar merhaba,
    izleyen bir kişi de olsa aktarmak boynumun borcu. genç arkadaşlarımızdan da heveslenen olursa ne mutlu bizlere.




  • ŞARAP

    Saat onikiden sonra,
    Bütün içkiler
    Şaraptır

    CEMAL SÜREYA
  • Elde Var Hüzün

    söyleşir
    evvelce biz bu tenhalarda
    ziyade gülüşürdük
    pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
    ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
    zamanlar değişti
    ayrılık girdi araya
    hicrana düştük bugün

    ah nerde gençliğimiz
    sahilde savruluşları başıboş dalgaların
    yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
    elde var hüzün

    o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
    çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
    sırılsıklam âşık incesaz
    kadehlerin mehtaba kaldırılması
    adeta düğün
    hayat zamanda iz bırakmaz
    bir boşluğa düşersin bir boşluktan
    birikip yeniden sıçramak için
    elde var hüzün

    ATTİLA İLHAN
  • Nokta

    Bana yalanlar söylese yetinecektim.
    Ama yalan söyledi.

    Özdemir Asaf
  • Anahtar

    Konuşmak susmanın kokusudur.
    Ya sus git, ya konuş gel, ortalarda kalma.
    Yalan korkaklığın tortusudur.
    Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.

    Özdemir Asaf
  • Helecanlar-

    yazın mavi akşamlarıyla ineceğim patikalara
    buğdaylarla bezeli ufak otları çiğneyerek:
    ayaklarımda o tazelik, aklım bir karış havada
    bırak yıkasın çıplak başımı rüzgar diyerek

    konuşmayacağım, düşünmeyeceğim bir an bile:
    lakin tırmanacak içimde bitmekbilmez aşk
    ve ben uzağa, uzaklara gideceğim derbedercesine
    doğayla, ve mutlu, sanki bir kadınlaymışçasına

    arthur rimbaud,
    sensations, çeviren: reha yunluel
  • Aşk Meşk Vesaire

    Kalbini yerinden çıkaracak gibi
    Kimlerden gizli yaşanacak gibi
    Seni herkesten kaçıracak gibi
    Yaşadığın AŞK olsa gerek

    Gözlerin yağmurda saçak gibi
    Sevdiğin senden kaçak gibi
    Kalbin yanar ocak gibi
    Yaşadığın MEŞK olmasa gerek

    Sevdiğin çölde serap gibi
    Elinde kaldı bak kum gibi
    Hatırlarsın dün gibi
    Yaşadığına VESAİRE demek gerek.

    Öncel İpekçi
  • Seni Düşünmek

    Seni düşünmek güzel şey,
    ümitli şey,
    dünyanın en güzel sesinden
    en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
    Fakat artık ümit yetmiyor bana,
    ben artık şarkı dinlemek değil,
    şarkı söylemek istiyorum...

    Nazım Hikmet Ran
  • İnsan

    Ya hayrandır sana
    ya düşman
    Ya hiç yokmuş gibi
    unutulursun
    Ya da bir dakka bile
    çıkmazsın akıldan

    Nazım Hikmet Ran
  • YAŞIYORUM DEMEK

    Çok merak ediyorum kendimi
    Başıma birşey mi geldi
    Öldüm mü kaldım mı
    Hiçbir haber yok kendimden

    Bu sabah kapımı çaldım
    Kapıyı açan kendim
    Bir süre kendime baktım
    Bu güleç yüz bendim

    Oh ne güzel bir sabah
    Bugün de yaşıyorum demek
    Benden başka yok kimsem
    Beni merak edecek.

    AZİZ NESİN
  • şiirler için teşekkürler
  • SEN SÖYLEMEDEN DE BİLİYORUM

    Seziyorum ki kaçacaksın..
    Yalvaramam koşamam
    Ama sesini bırak bende
    Biliyorum ki kopacaksın
    Tutamam saçlarından
    Ama kokunu bırak bende
    Anlıyorum ki ayrılacaksın
    Çok yıkkınım yıkılamam
    Ama rengini bırak bende
    Duyumsuyorum ki yiteceksin
    En büyük acım olacak
    Ama ısını bırak bende
    Ayrımsıyorum ki unutacaksın
    Acı kurşun bir okyanus
    Ama tadını bırak bende
    Nasıl olsa gideceksin
    Hakkım yok durdurmaya
    Ama kendini bırak bende.

    AZİZ NESİN
  • quote:

    Orjinalden alıntı: keloğlan


    BİR YAPRAK GÖNDER
    Bir yaprak gönder bana,
    bir koruluktan koparılmış olsun,
    hiç değilse evinden yarım saat öteden.
    Sen oraya dek yürür güçlenirsin,
    bense kalkar teşekkür ederim sana
    o güzel yaprak için.

    BERTOLT BRECHT


    Başlığa bak yaa, adam sarhoş olsa başka bişi dicekk
  • bu konu mokoko + comolokkoo yani papicilooo olmuş yaw
  • 
Sayfa: önceki 5859606162
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.