|
Nokia’nın sahibinden Barbie kapaklı telefon geliyor



-
-
Bütün markalar, bu Nokia ve HMD'yi ibret almalı.
-
Kapaklı asker telefonu olabilir.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Hayatımda izlediğim en kötü filmdi barbie
-
hep beklediğim şeydi :S
-
Nihayet sonunda geldi.
-
@Visionx st Barbie benim de beklentilerimin çok daha üzerinde çıktı; iyi mi? Barbie'yi sinemada izlediğimde bayağı beğendim. Ama sık sık kıyaslandığı - ve aynı dönemde çıkan - Oppenheimer'da ise biraz hayal kırıklığına uğradım.
Barbie genelde mesajlarında - ki hala aklımdalar - "to the point" iken, genelde gereksiz bir karmaşaya yeltenmeyen kelamını parça parça, kısa ve öz bir fantastik müzikal olarak veriyorken Oppy filmi bilim felsefesi, Freud veya Marx'a gayet yüzeysel şekilde atlayan gereksiz bir entelektüel enflasyon ve karmaşa içerisindeydi. Filmdeki sanat süsü verilmeye çalışılmış bir takım adi ve ucuz pratik efektler - Trinity Testi misal - Oppenheimer'ın dramasını veya mental dünyasını yansıtmakta yetersiz kalıp entelektüel söylemde fiziğe tatmin edici seviyede yer verilmemişti. Oppy ile metresi Jean'in ilişkisi çok sığ ve cinsellik merkezli kaldı. Son değerlendirmede Nolan'ın Oppenheimer'ı atom bombası projesinin direktörü ilgili karakteri anti kahraman lanse etme anlamında "kara şövalyeleştirilen" ama buna karşın "kötü adamlaştırdığı" politikacılara karşı - anlaşılabilir ancak RDJ'nin Strauss karakterine atfedilen kompleksler veya Gary Oldman'ın Truman karakterine yüklenen hödüklük gibi stereotipik gösterimler haricinde aslında yeterince irdelenmemiş - husumet dolu olan acayip bir biyografik yapım.
Barbie ise gayet tamamlanmış hisseden bir müzikal fantastik kurgu. Alt tarafı plastik bir oyuncak olan Barbie'den ölüm veya cinsiyetlerin kusurları üzerine böyle film çıkarmak bence başarı. Bu arada filmde elbette sonunda Barbie'ler kazanacaktı. Sonuçta Barbie'nin kendi filmi, kendi dünyası. Bu filmi feminizm propagandası olarak görenler bence filme haksızlık ediyorlar ve en az "woke" kadar uyuz olabilen "anti-woke" önyargılara sahipler. Filmde gerek Barbie'lerle gerek Ken'lerle baştan sona dalga geçildi. Hepsinin zayıflıkları, kırılganlıkları, güçlü yanları, bir yandan gerçeklikten kopuk olup en az gerçek dünya kadar toksik olan ütopyaları gerçek dünyaya kıyasla işlendi. Bu anlamda Barbie çok anlamlıydı.
Barbie'den çıkarken insanın düşündüğü şey -> bu cinsiyet muhabbetleri aslında ne kadar da boş, ölüm ve sınırlı yaşam gerçekleri karşısında insanlar kendi hayatlarında bir takım anlamlar üretiyor. Yani en azından film bu makul ve kabul edilebilir mesajı veriyor.
Ama Oppy'den çıkarken size emanet edilen sonuçlar veya verilen mesajlar -> Oppy aslında istemeden zincirleme reaksiyon başlatmış, vah yazık Oppy'e, ona haksızlık etmişler, şerefsiz hödük kompleksli politikacılar, hidrojen bombasının babası Teller hain bir fırsatçı, bir kaç tane rastgele Freud, Marx, kuantum, nötron yıldızı göndermesi, bahsedildiği halde bence iyi ve açık bir şekilde irdelenmemiş teori-pratik tartışması.
Hani bu kadar iddialı ve entelektüel geçinen bir yapıtın insanları 3 saat sinema salonunda bunaltarak sunduğu bunlar mı gerçekten? Bari Trinity testinde Interstellar karadeliği gibi bir görsel şölen yaşasaydık. Hani öyle bir şey görseydik ki politik günah keçisi bir mazlum lanse edilen Oppenheimer ile daha fazla empati kurabilseydik. Trinity Testi'ndeki malum "dünyaların yok edicisi" düşüncesi de bir cinsellik anı anekdotuna indirgenmeseydi mesela. Bunlar çok ucuz benzetmeler. Taman Oppy'nin çok sevgilili bir cinsel sapkın olduğu biliniyor ama aslında böyle yaparak karakter de anlamsız bayağılaşıyor.
Oppenheimer tarihsel olduğu ve ancak filmi izleyenlerin ya da bağlama hakim kişilerin içine girebileceği muğlak bir anlatım kullandığım için spoiler içine almıyorum. Oppenheimer için gittiğim salonda ara vermemişlerdi. Biraz da ondan Oppenheimer ben de ateşli bir rüya etkisi yaptı; kabul ediyorum. Sonuna doğru biraz daraldım. Filmden çıktığımda yorulmuştum.
Hani Oppenheimer'a en kötü hatta kötü bir film de demem ama siyasi sosyal tarihi, çağdaş fiziği ve tarihini ve felsefeyi sevmeme rağmen Oppenheimer'da şahsen aradığımı bulamadım. Aradığım da özel bir şey yoktu açıkçası. Yaptıklarını daha iyi yapmasını, bazı şeylerden kaçınmasını tercih ederdim. Barbie ise buna mukabil bana beklediğimden daha fazlasını bunaltmadan verdi.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Oppenheimer oscar alacak kapasitede bir film değil bence ama verecekler nolan ın çok daha iyi filmleri var
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Çok haklısınız. Bence de değil. Ama dediğiniz gibi Oscar büyük ihtimalle Oppenheimer'a gidecek. Ben de ibre Oppenheimer tarafına doğru daha ağır basıyor hissediyorum. SAG Ödülleri'ni topladılar. Ama Oppenheimer'da oyunculuk gerçekten iyiydi; bunun da hakkını teslim etmeliyim. Açık ki kendilerinden bekleneni en iyi şekilde icra etmişler. Kusurlu olan bu anlamda filmin-yapımın kendisi; oyuncularının performansı değil.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam tekinin tarihi yanı ağır basıyor tekinin komedi yanı kaldıki ben kolay kolay hiçbir filmi ders çıkartmak için izlemem çünkü her millet kendi düşüncesini empoze etme peşinde iki filmde iyi değildi ama barbie nin yarısına dahi izleyemedim bence sizin sevme sebebiniz barbie ye küçüklükten gelen sevginiz
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Çok geç kalmışlar
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X