Şimdi Ara

Osmanlı Hilafeti'ni Kimler Nasıl Yıkmıştı! (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
156
Cevap
0
Favori
3.984
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nietzsche
    1922den önce gönderilmeden önce vatan işgalinde neredeydi bu adam?
    Bu kadar basit bir soru yok 1922de gönderilmiş filan falan biz öncesini soruyoruz zaten.



    Son Padişah vahdettin çok merak ettiğin o dönemde yaveri olan Mustafa Kemal Paşayı kendi ifadesiyle "Anadolu Harekatı"nı başlatmakla görevlendirmiş ve 40.000 lira parayla birlikte Samsuna göndermiştir..Bandırma vapuru öyle taka maka bir gemi de değildir..Mustafa Kemal Paşa Vahdettinin selamı ve emri ile bu göreve başladığı için her gittiği yerde itiraz olmaksızın ağırlanmış emri padişah emri olarak addedilmiş ve """""""""HALKIN"""""""" kutlu mücadelesi başlamıştır...Bu bilgiler sonradan çokça türk tarihçi tarafından da yazıldı,orjinal belgeler de İngiltere'deki Foreign Office'de bulunmaktadır..İnternette binlerce link var okuyabilirsiniz..

    Yoksa diğer türlü İletişim imkanlarının neredeyse sıfır olduğu bir dönemde bir osmanlı subayı nasıl olurda bir ülkeyi ""emirle"" savaşa hazırlayabilir..Yada kibarca söyleyelim kim tınlar tek bir kişiyi!!





  • Mustafa Kemal'in fikirlerine, görüşlerine, kökeni ne olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun saygı duyarım ama onun hakkında tek bir sözüm var... Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal'i görseydi onun kellesini uçuracağına şüphem olmazdı. Mustafa Kemal hakkında pek konuşmayı sevmiyorum, onun yüzünden polisten dayak yedim 1 gün nezarette yattım. Gerçek tarihinizi lütfen araştırın ve bu konularda objektif olun yanlı yaklaşmayı bırakın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    Vardır, hem de epey vardır, mesela ben Atatürk'ün ve bizim coğrafyanın Ekim 1918 İngiliz işgali ve Mayıs 1919 arasındaki bir çok şeyi bilmiyorum mesela..

    Bazı paşaların Maltaya sürülürken, Atatürk'ün ve cumhuriyetin kurucu kadrosunun İngiliz İstanbul sorumlusu Yüzbaşı'dan izni nasıl kopardığı..
    Mesela bizdeki laiklik sisteminin İngiltere laiklik sistemine benzerliğinin bir tesadüf olup olmadığı..
    Aubrey Herbert'ın Talat Paşa ile ve M. Kemal Atatürk ile yaptığı görüşmelerde nelerin konuşulduğu..
    2. dünya savaşı patlamadan 1 sene önce Çekoslovakya'da ve Avusturya'da Alman yanlıları iktidara geçerken, bizde de Atatürk'ün eceliyle ölüp bizim milli şef dediğimiz, almancası ''der führer'' İnönünün başa geçişi..
    Atatürk'ün ölümüne yakın İnönüyle arasındaki husumetin sebebi..

    Sadece İzmir Suikasti bile, tam olarak aydınlatılamamıştır mesela..

    Bunlardan resmi tarihte bahsedilmiyor, tabii bu sadece ufak bir kaçı, bilmediğim ama bilmek istediğim çok şey var..



    Önce açıklanmayan dediniz şimdi bilmediğim diyorsunuz.
    Bilmediğinizi yazdığınız konular bilgi değil daha çok yorumdur ve çoğu bilinir. Samsun'a görevlendirilmesinde bilinmeyen yoktur. Laiklik dünyada bir tane olup uygulamalarda farklılık vardır. Bizdeki laiklik İngiliz değil Fransız tarzıdır. Her şeyi tam bilmemek işin doğasında vardır. Başbakanın kimlerle ne pazarlıklar yaptığını biliyor muyuz? Ancak Kurtuluş savaşımız hakkında bilinmeyen hiç bir şey yoktur. İnsanları ilgilendiren her şey arşivlerde vardır ve açıktır. Vasiyeti sadece TTK kasasında tutulur ve başkanlar içeriğini bilir. Zamanı gelince açıklanır. Zaten mirası ile ilgili olanlar açıklanmıştır. Belki komşu devletlerle ilgili açıklanmaması gereken şeyler vardır. Devlet sırrı denilen bir şey var.

    Birileri bilinçli olarak mideden konuşarak bir şeyler ima ederler. Siz sanırım bunun etkisinde kalmışsınız. Bir de Amerikayı yeniden keşfetmenin dayanılmaz hafifliği bunda etkendir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: JoomlaPerest

    Mustafa Kemal'in fikirlerine, görüşlerine, kökeni ne olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun saygı duyarım ama onun hakkında tek bir sözüm var... Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal'i görseydi onun kellesini uçuracağına şüphem olmazdı. Mustafa Kemal hakkında pek konuşmayı sevmiyorum, onun yüzünden polisten dayak yedim 1 gün nezarette yattım. Gerçek tarihinizi lütfen araştırın ve bu konularda objektif olun yanlı yaklaşmayı bırakın.

    Evet, FSM Atatürk'ü görseydi kellesini uçururdu. Çünkü kendisi 15. yüzyılda yaşadı, Atatürk 20. yüzyılda. Şu ortaçağ zihniyetinden kurtulun.
    Bu arada tarihte objektiflik diye bir şey yoktur. "Yanlı yaklaşmayan insan" sen hariç tabi :)




  • lehrer35 görebildiğim kadarı ile siz bu forumda üslub üzerine ahkam kesebilecek son kişilerden birisiniz. Belli bir seviyede devam eden foruma dalıp "Nerenize batar bu devrimler?" diye sorabilecek kadar ahlaki zaafiyete düçar olmuş bir zat nasıl olup da aleme nizam vermeye kalkar aklım almıyor.

    Yani resmi tarih ve nutuk için güvenilir yegane kaynaklar diyene de ne demeli bilmem ki. Şu nutuk dediğiniz kaynağı alın ve başka milli mücadele paşalarının hatıratları ile paralel okumalar yapın. Böyle bir saçmalık olamaz. Her kim ki Kazım Karabekir milli mücadelede Mustafa Kemal'den daha küçük bir rol oynamıştır ifadesini kullanabiliyorsa, tarih bilgileri resmi tarih ve nutuktan ibarettir. Trabzon'da bütün hazırlıkları yapıp Erzurum kongresini toplayan Karabekir Paşa. Salondan atılan Mustafa Kemal'i askeri nüfuzunu kullanarak cebren başkanlıpa seçtiren Karabekir Paşa. Erzurum Sivas kongrelerinde ciddi ciddi Amerikan mandacılığının müzakere edildiğinden asla bahsetmezsiniz ama aklınıza estikçe İngilizlerle işbirliği yapan hocaları ballandıra ballandıra anlatırsınız.

    Hilafet konusunda da hilafet kaldırıldı demek yanlış bir kullanımdır. Millet Meclisinin şahs-ı manevisinde mündemiçtir. Yani hilafet görevi meclise devredilmiştir, kurum olarak kaldırılması söz konusu değildir. Ha sonuçta ne fark eder derseniz ben de ilimlerde terminolojinin ehemmiyetini size hatırlatırım.

    Yani lehrer35 öyle desteksiz sallıyorsunuz ki. Yakın tarihimizde gizli hiçbir şey yokmuş. Bizim yakın tarihin bilinenleri buzdağının görünen kısmıdır dersek asla abartmış olmayız. Mesela şu TTK'da muhafaza edilen Makbule'nin mektupları var. 50 geçti açıklanmadı, 25 daha geçti açıklanmadı. Rıza Nur'un hatıratı niye yasaklı bu memlekette? Karabekir Paşa'nın hatıratı neden yayınlanır yayınlanmaz apar topar toplandı? Neden milli mücadelenin büyük paşaları resmi tarihimizde hiç yer almaz. Neden Çerkes Ethem'in hizmetleri bir nebze olsun anlatılmaz? Herkes haindir değil mi? Diktaya karşı gelen herkes haindir. Bu ne menem bir anlayış. Hiçbir zaman Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkalarına halkın gösterdiği muazzam ilgiden bahsedilmez. Çok iyi bilinir ki 25'te de, 29'da da serbest seçimler olsaydı Halk fırkası kesin bir hezimet yaşardı. Hem de 29'da ısmarlama bir muhalefet karşısında, durum bu kadar vahimdir yani. Ama siz tutturmuşsunuz on yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan. Tabi tabii, yarattığınız gençler de yol vergisini ödeyemediği için 6 ay yol işçisi olarak çalışıyordu.

    Bizim resmi tarihe doğru diyebilenler hiç şüphem yok ki kendilerini rejim bekçiliğine adamış, bu toprakların asli unsurlarını hakir gören, paşaları gibi kendilerini de "infallible" addeden, sağlıklı düşünme yetisini kaybetmiş insanlardır. Siz ne kadar tarihi hakikat ortaya koyarsanız koyun, bu at gözlüklü insanlar resmi tarihten başka bir alternatifin doğru olabileceğine zerre ihtimal vermezler.

    Bu manzara karşısında insan hakikaten millet olarak düştüğümüz vaziyetin vehameti karşısında ister istemez duygulanıyor. Şu anda hangi safta olursanız olun, şu bir hakikat ki bu millet şu tartıştığımız milli mücadele yıllarında aynı değerler etrafında bir yumruk gibi kenetlenebiliyordu. 87 yıl sonra içinde bulunduğumuz bu içler acısı parçalanma bile tek başına devrimlerin ne kadar başarılı olduğunu göstermeye kafi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kommodor

    quote:

    Orijinalden alıntı: nietzsche
    1922den önce gönderilmeden önce vatan işgalinde neredeydi bu adam?
    Bu kadar basit bir soru yok 1922de gönderilmiş filan falan biz öncesini soruyoruz zaten.



    Son Padişah vahdettin çok merak ettiğin o dönemde yaveri olan Mustafa Kemal Paşayı kendi ifadesiyle "Anadolu Harekatı"nı başlatmakla görevlendirmiş ve 40.000 lira parayla birlikte Samsuna göndermiştir..Bandırma vapuru öyle taka maka bir gemi de değildir..Mustafa Kemal Paşa Vahdettinin selamı ve emri ile bu göreve başladığı için her gittiği yerde itiraz olmaksızın ağırlanmış emri padişah emri olarak addedilmiş ve """""""""HALKIN"""""""" kutlu mücadelesi başlamıştır...Bu bilgiler sonradan çokça türk tarihçi tarafından da yazıldı,orjinal belgeler de İngiltere'deki Foreign Office'de bulunmaktadır..İnternette binlerce link var okuyabilirsiniz..

    Yoksa diğer türlü İletişim imkanlarının neredeyse sıfır olduğu bir dönemde bir osmanlı subayı nasıl olurda bir ülkeyi ""emirle"" savaşa hazırlayabilir..Yada kibarca söyleyelim kim tınlar tek bir kişiyi!!




    ATATÜRK'ün Padişah ve İngilizlerce 9. Ordu müfettişi olarak görevlendirilmesi, vatanı kurtarması için değil, kurulması hedeflenen Pontus Rum devletinin kolaylaştırılması içindir. ATATÜRK, bu görevi değil, vatanı kurtarma görevini seçmiştir. Havza genelgesini yayınlayınca İstanbul'a çağrılmış ancak o uymayarak görevini sürdürmüştür. Bazı paşaları davasına ikna ederek Amasya Genelgesini yayınlayınca Vahdettin ATATRK'ü ordudan atmıştır. Vatanı kurtar diye gönderen adam niye geri çağırsın, niye askerlikten azletsin? Konu ile ilgili ayrıntlı bilgiye şuradan ulaşılabilir:http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=499


    Halife Vahdettin'in Hilafetin yüce koruyucusu İngilizlerin kollarına sığınma talebi:

     Osmanlı Hilafeti'ni Kimler Nasıl Yıkmıştı!


    Dersaadet İşgal Orduları Başkumandanı
    General Harington Cenaplarına

    İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devlet-i fahimanesine iltica ve bir an evvel mahall-i ahare naklimi talep ederim efendim. 16 Teşrinisani 1922

    Halife-i Müslimin

    Mehmed Vahidettin




  • quote:

    Orijinalden alıntı: JoomlaPerest

    Mustafa Kemal'in fikirlerine, görüşlerine, kökeni ne olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun saygı duyarım ama onun hakkında tek bir sözüm var... Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal'i görseydi onun kellesini uçuracağına şüphem olmazdı. Mustafa Kemal hakkında pek konuşmayı sevmiyorum, onun yüzünden polisten dayak yedim 1 gün nezarette yattım. Gerçek tarihinizi lütfen araştırın ve bu konularda objektif olun yanlı yaklaşmayı bırakın.

    O ne öyle galatasayarlıların arasına fenerli sokmak gibi.
    İyi ozaman Fatih Mustafa Kemal döneminde doğsa Mustafa Kemal istiklal mahkemesinde irticai faliyetlerinden dolayı kellesini uçurdurdu.
    Sidik yarıştırmaya döndü bu olay.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: münzevii

    lehrer35 görebildiğim kadarı ile siz bu forumda üslub üzerine ahkam kesebilecek son kişilerden birisiniz. Belli bir seviyede devam eden foruma dalıp "Nerenize batar bu devrimler?" diye sorabilecek kadar ahlaki zaafiyete düçar olmuş bir zat nasıl olup da aleme nizam vermeye kalkar aklım almıyor.

    Yani resmi tarih ve nutuk için güvenilir yegane kaynaklar diyene de ne demeli bilmem ki. Şu nutuk dediğiniz kaynağı alın ve başka milli mücadele paşalarının hatıratları ile paralel okumalar yapın. Böyle bir saçmalık olamaz. Her kim ki Kazım Karabekir milli mücadelede Mustafa Kemal'den daha küçük bir rol oynamıştır ifadesini kullanabiliyorsa, tarih bilgileri resmi tarih ve nutuktan ibarettir. Trabzon'da bütün hazırlıkları yapıp Erzurum kongresini toplayan Karabekir Paşa. Salondan atılan Mustafa Kemal'i askeri nüfuzunu kullanarak cebren başkanlıpa seçtiren Karabekir Paşa. Erzurum Sivas kongrelerinde ciddi ciddi Amerikan mandacılığının müzakere edildiğinden asla bahsetmezsiniz ama aklınıza estikçe İngilizlerle işbirliği yapan hocaları ballandıra ballandıra anlatırsınız.

    Hilafet konusunda da hilafet kaldırıldı demek yanlış bir kullanımdır. Millet Meclisinin şahs-ı manevisinde mündemiçtir. Yani hilafet görevi meclise devredilmiştir, kurum olarak kaldırılması söz konusu değildir. Ha sonuçta ne fark eder derseniz ben de ilimlerde terminolojinin ehemmiyetini size hatırlatırım.

    Yani lehrer35 öyle desteksiz sallıyorsunuz ki. Yakın tarihimizde gizli hiçbir şey yokmuş. Bizim yakın tarihin bilinenleri buzdağının görünen kısmıdır dersek asla abartmış olmayız. Mesela şu TTK'da muhafaza edilen Makbule'nin mektupları var. 50 geçti açıklanmadı, 25 daha geçti açıklanmadı. Rıza Nur'un hatıratı niye yasaklı bu memlekette? Karabekir Paşa'nın hatıratı neden yayınlanır yayınlanmaz apar topar toplandı? Neden milli mücadelenin büyük paşaları resmi tarihimizde hiç yer almaz. Neden Çerkes Ethem'in hizmetleri bir nebze olsun anlatılmaz? Herkes haindir değil mi? Diktaya karşı gelen herkes haindir. Bu ne menem bir anlayış. Hiçbir zaman Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkalarına halkın gösterdiği muazzam ilgiden bahsedilmez. Çok iyi bilinir ki 25'te de, 29'da da serbest seçimler olsaydı Halk fırkası kesin bir hezimet yaşardı. Hem de 29'da ısmarlama bir muhalefet karşısında, durum bu kadar vahimdir yani. Ama siz tutturmuşsunuz on yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan. Tabi tabii, yarattığınız gençler de yol vergisini ödeyemediği için 6 ay yol işçisi olarak çalışıyordu.

    Bizim resmi tarihe doğru diyebilenler hiç şüphem yok ki kendilerini rejim bekçiliğine adamış, bu toprakların asli unsurlarını hakir gören, paşaları gibi kendilerini de "infallible" addeden, sağlıklı düşünme yetisini kaybetmiş insanlardır. Siz ne kadar tarihi hakikat ortaya koyarsanız koyun, bu at gözlüklü insanlar resmi tarihten başka bir alternatifin doğru olabileceğine zerre ihtimal vermezler.

    Bu manzara karşısında insan hakikaten millet olarak düştüğümüz vaziyetin vehameti karşısında ister istemez duygulanıyor. Şu anda hangi safta olursanız olun, şu bir hakikat ki bu millet şu tartıştığımız milli mücadele yıllarında aynı değerler etrafında bir yumruk gibi kenetlenebiliyordu. 87 yıl sonra içinde bulunduğumuz bu içler acısı parçalanma bile tek başına devrimlerin ne kadar başarılı olduğunu göstermeye kafi.


    Her şeyden bahsedilir. Siz bilmiyorsanız bunda resmi tarihin suçu ne? Haftada iki saatlik derste hangi konu ne kadar anlatılabilir? Zaman buna ne kadar el verir? Anlatılması gereken her şey anlatılır. Kongrelerdeki mandaterlik tartışmaları da anlatılır, Kazım Karabekir'in bağımsızlığa katkıları da.

    Anlatılmadığını iddia ettiğiniz hiç bir şey yok gerçekte. Ama tipik marazlı kafanın mideden konuşması var. Hiç bir şeyi yalanalayamazlar ama yalanladıklarından bahsederler. Hani nerede deyince bin dereden su getirip hebele hübele ile işte yalanladıkya derler. Tıpkı topikte olduğu gibi.

    Yalan olan ne resmi tarihte? Mideden konuşmadan, net olarak...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: kommodor

    quote:

    Orijinalden alıntı: nietzsche
    1922den önce gönderilmeden önce vatan işgalinde neredeydi bu adam?
    Bu kadar basit bir soru yok 1922de gönderilmiş filan falan biz öncesini soruyoruz zaten.



    Son Padişah vahdettin çok merak ettiğin o dönemde yaveri olan Mustafa Kemal Paşayı kendi ifadesiyle "Anadolu Harekatı"nı başlatmakla görevlendirmiş ve 40.000 lira parayla birlikte Samsuna göndermiştir..Bandırma vapuru öyle taka maka bir gemi de değildir..Mustafa Kemal Paşa Vahdettinin selamı ve emri ile bu göreve başladığı için her gittiği yerde itiraz olmaksızın ağırlanmış emri padişah emri olarak addedilmiş ve """""""""HALKIN"""""""" kutlu mücadelesi başlamıştır...Bu bilgiler sonradan çokça türk tarihçi tarafından da yazıldı,orjinal belgeler de İngiltere'deki Foreign Office'de bulunmaktadır..İnternette binlerce link var okuyabilirsiniz..

    Yoksa diğer türlü İletişim imkanlarının neredeyse sıfır olduğu bir dönemde bir osmanlı subayı nasıl olurda bir ülkeyi ""emirle"" savaşa hazırlayabilir..Yada kibarca söyleyelim kim tınlar tek bir kişiyi!!




    ATATÜRK'ün Padişah ve İngilizlerce 9. Ordu müfettişi olarak görevlendirilmesi, vatanı kurtarması için değil, kurulması hedeflenen Pontus Rum devletinin kolaylaştırılması içindir.





    Padişahın da git vatanı kurtar diyecek hali yok ya.Biraz mantıklı olalım lütfen,padişah zaten o zaman ingilizlerin denetimi altında idi.Hiçbirşey bekleyemezsiniz padişahtan yönetimde de ayrıca o zamanki istanbul hükümeti vardı.Bu hükümeti de zaten ingilizler belirliyordu. İngiziler zaten Mustafa kemale karşı bir kıllıkları var.Sonuçta onun olduğu bütün savaşlar kazanıldı.Suriyede de kazanılıyordu ki savaş bitti.(I.Dünya savaşı)

    O yüzden padişahın açıkça bir ferman ile mustafa kemal paşayı anadoluya vatanı kurtamarsı için göndermesi bir intihar olurdu...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mega Therion -- 2 Mart 2010; 21:10:26 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35
    [
    Her şeyden bahsedilir. Siz bilmiyorsanız bunda resmi tarihin suçu ne? Haftada iki saatlik derste hangi konu ne kadar anlatılabilir? Zaman buna ne kadar el verir? Anlatılması gereken her şey anlatılır. Kongrelerdeki mandaterlik tartışmaları da anlatılır, Kazım Karabekir'in bağımsızlığa katkıları da.

    Anlatılmadığını iddia ettiğiniz hiç bir şey yok gerçekte. Ama tipik marazlı kafanın mideden konuşması var. Hiç bir şeyi yalanalayamazlar ama yalanladıklarından bahsederler. Hani nerede deyince bin dereden su getirip hebele hübele ile işte yalanladıkya derler. Tıpkı topikte olduğu gibi.

    Yalan olan ne resmi tarihte? Mideden konuşmadan, net olarak...





    Tutturmuşsun bir mideden konuşma herkese aynı itham. Senin kafan almıyorsa yazdıklarımızı kabahat bizde mi? Kaç tane apaçık iddia yazmışım, hala daha bana mideden konuşma diyorsun? Ayık mısın sen, kendinde misin? Billur bir zihin bu kadar saçmalayamaz zira.

    lehrer35 sen ve senin gibilerin bu memleketin asli unsuruna bakış açısı aynen tek parti Ankara valisi Nevzat Tandoğan'ın bakış açısı gibidir. Ne demişti o siyasi faaliyetlerde bulunan Serdengeçti'ye hatırlayalım:

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Sen ve benzerlerinin devrimi benimsemeyenlere bakış açısı bundan ibarettir. Sen de mideden konuşma da adam gibi söyle, farklı mı düşünüyorsun???




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Harekât

    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: kommodor

    quote:

    Orijinalden alıntı: nietzsche
    1922den önce gönderilmeden önce vatan işgalinde neredeydi bu adam?
    Bu kadar basit bir soru yok 1922de gönderilmiş filan falan biz öncesini soruyoruz zaten.



    Son Padişah vahdettin çok merak ettiğin o dönemde yaveri olan Mustafa Kemal Paşayı kendi ifadesiyle "Anadolu Harekatı"nı başlatmakla görevlendirmiş ve 40.000 lira parayla birlikte Samsuna göndermiştir..Bandırma vapuru öyle taka maka bir gemi de değildir..Mustafa Kemal Paşa Vahdettinin selamı ve emri ile bu göreve başladığı için her gittiği yerde itiraz olmaksızın ağırlanmış emri padişah emri olarak addedilmiş ve """""""""HALKIN"""""""" kutlu mücadelesi başlamıştır...Bu bilgiler sonradan çokça türk tarihçi tarafından da yazıldı,orjinal belgeler de İngiltere'deki Foreign Office'de bulunmaktadır..İnternette binlerce link var okuyabilirsiniz..

    Yoksa diğer türlü İletişim imkanlarının neredeyse sıfır olduğu bir dönemde bir osmanlı subayı nasıl olurda bir ülkeyi ""emirle"" savaşa hazırlayabilir..Yada kibarca söyleyelim kim tınlar tek bir kişiyi!!




    ATATÜRK'ün Padişah ve İngilizlerce 9. Ordu müfettişi olarak görevlendirilmesi, vatanı kurtarması için değil, kurulması hedeflenen Pontus Rum devletinin kolaylaştırılması içindir.





    Padişahın da git vatanı kurtar diyecek hali yok ya.Biraz mantıklı olalım lütfen,padişah zaten o zaman ingilizlerin denetimi altında idi.Hiçbirşey bekleyemezsiniz padişahtan yönetimde de ayrıca o zamanki istanbul hükümeti vardı.Bu hükümeti de zaten ingilizler belirliyordu. İngiziler zaten Mustafa kemale karşı bir kıllıkları var.Sonuçta onun olduğu bütün savaşlar kazanıldı.Suriyede de kazanılıyordu ki savaş bitti.(I.Dünya savaşı)

    O yüzden padişahın açıkça bir ferman ile mustafa kemal paşayı anadoluya vatanı kurtamarsı için göndermesi bir intihar olurdu...




    Siz ne yazdığınızın farkında mısınız?

    Ortada görevlendirmenin asıl nedeni var, buna inanmamamız gerektiğini, ama padişahın yaptığının tam aksine onun beynini okuyarak "böyle yaptı ama aslında vatanı kurtar" diye görevlendirdiğine inanıyor ve bizimde inanmamızı istiyorsunuz. Pes.

    Aslında yazacak, söyleyecek bir şey kalmıyor. Akıl duruyor çünkü...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: münzevii


    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35
    [
    Her şeyden bahsedilir. Siz bilmiyorsanız bunda resmi tarihin suçu ne? Haftada iki saatlik derste hangi konu ne kadar anlatılabilir? Zaman buna ne kadar el verir? Anlatılması gereken her şey anlatılır. Kongrelerdeki mandaterlik tartışmaları da anlatılır, Kazım Karabekir'in bağımsızlığa katkıları da.

    Anlatılmadığını iddia ettiğiniz hiç bir şey yok gerçekte. Ama tipik marazlı kafanın mideden konuşması var. Hiç bir şeyi yalanalayamazlar ama yalanladıklarından bahsederler. Hani nerede deyince bin dereden su getirip hebele hübele ile işte yalanladıkya derler. Tıpkı topikte olduğu gibi.

    Yalan olan ne resmi tarihte? Mideden konuşmadan, net olarak...





    Tutturmuşsun bir mideden konuşma herkese aynı itham. Senin kafan almıyorsa yazdıklarımızı kabahat bizde mi? Kaç tane apaçık iddia yazmışım, hala daha bana mideden konuşma diyorsun? Ayık mısın sen, kendinde misin? Billur bir zihin bu kadar saçmalayamaz zira.

    lehrer35 sen ve senin gibilerin bu memleketin asli unsuruna bakış açısı aynen tek parti Ankara valisi Nevzat Tandoğan'ın bakış açısı gibidir. Ne demişti o siyasi faaliyetlerde bulunan Serdengeçti'ye hatırlayalım:

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Sen ve benzerlerinin devrimi benimsemeyenlere bakış açısı bundan ibarettir. Sen de mideden konuşma da adam gibi söyle, farklı mı düşünüyorsun???



    Neyi kafam almıyor? Hebele hübele yapmayın. Net yazın...

    Sizin hezeyanlarınıza, saptırmalarınıza inanacağımı sanıyorsanız büyük yanılgı içindesiniz. Birde rüyanızdaki/hayallerinizdeki gibi kendinizi halk bizi saman korkuluğu sanma gafletinizi yutturmaya çalışmayın. Biz yani Türkiye Cumhuriyetinin asıl sahipleri her zaman karanlık düşünce mensuplarından fazla olduk, hala fazlayız. Gerektiğinde tarihi yeniden yazarız. Biline...




  • Neredeyse yapılan tüm tartışmaları okudum.Herkes karşı tarafın bilgisini aşağılıyor yada bilmediğini ima ediyor.Fakat ortada gerçek yorumlara ve tarihe ait hiçbirşey yok.
    Atatürk ingilizlere ve padişaha yaklaşmıştır, doğrudur inkar edemeyiz.Ama yaklaşma nedeninin ajanlıkla yada padişaha ihanetle hiçbir ilgisi yoktur.
    İngilizlere yaklaşmıştır, onların güvenini sağlamaya çalışmıştır.Çünkü istanbuldan anadoluya çıkışını sağlayacak tek güç ingilizlerdi.İstanbul işgal altında iken ingilizlerin onayı olmadan şehirden çıkış yoktu.Üstelik bu kişi Mustafa Kemal gibi rütbeli bir komutansa.Birde ingilizler ile bire bir düşman olmak istememiştir.Mustafa Kemal ve arkadaşları biliyorlardı ki ingilizler ile bire bir düşman olmak demek mücadeleyi başlatmadan bitirmek demekti.
    Padişaha yaklaşma nedeni de aynıdır.Tek amaç anadoluya kaçak yollarla değil yasal olarak geçme.Bunu ispatlayacak onlarca delil var ortada.

    Ama hiçbir zaman padişah yanlısı yada ingilizci olmamıştır.Yaptığı tek şey gerçekçi düşünmek ve hızlı karar almak.

    Asıl tartışmaları alevlendiren kısım Atatürk ve Bağımsızlık yanlısı üst rütbeliler, vekiller ,bürokratların 6AY boyunca Kurtuluşa dair yaptıkları ve en ince ayrıntısına kadar düşündükleri planlama aşamasıdır.Bu aşamada tam olarak neler yaşandığı, günümüzde tam olarak bilinmediği için her türlü yoruma açıktır.
    Ancak bu planlama kusursuz olduğu için kurtuluş savaşı başarı ile sonuçlanmıştır.

    Cumhuriyetin ilanı ve Türk milletinin kurtuluşu tesadüf değil, büyük bir zekanın ve ekip çalışmasının ürünüdür.
    Bu ürün içi boş laflarla yıkılmaz, ülke yolsuzluktan bir deri bir kemik kaldıysa ve halen ayaktaysa tek nedeni temellerinin sağlamlığındandır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: münzevii

    lehrer35 görebildiğim kadarı ile siz bu forumda üslub üzerine ahkam kesebilecek son kişilerden birisiniz. Belli bir seviyede devam eden foruma dalıp "Nerenize batar bu devrimler?" diye sorabilecek kadar ahlaki zaafiyete düçar olmuş bir zat nasıl olup da aleme nizam vermeye kalkar aklım almıyor.

    Yani resmi tarih ve nutuk için güvenilir yegane kaynaklar diyene de ne demeli bilmem ki. Şu nutuk dediğiniz kaynağı alın ve başka milli mücadele paşalarının hatıratları ile paralel okumalar yapın. Böyle bir saçmalık olamaz. Her kim ki Kazım Karabekir milli mücadelede Mustafa Kemal'den daha küçük bir rol oynamıştır ifadesini kullanabiliyorsa, tarih bilgileri resmi tarih ve nutuktan ibarettir. Trabzon'da bütün hazırlıkları yapıp Erzurum kongresini toplayan Karabekir Paşa. Salondan atılan Mustafa Kemal'i askeri nüfuzunu kullanarak cebren başkanlıpa seçtiren Karabekir Paşa. Erzurum Sivas kongrelerinde ciddi ciddi Amerikan mandacılığının müzakere edildiğinden asla bahsetmezsiniz ama aklınıza estikçe İngilizlerle işbirliği yapan hocaları ballandıra ballandıra anlatırsınız.

    Hilafet konusunda da hilafet kaldırıldı demek yanlış bir kullanımdır. Millet Meclisinin şahs-ı manevisinde mündemiçtir. Yani hilafet görevi meclise devredilmiştir, kurum olarak kaldırılması söz konusu değildir. Ha sonuçta ne fark eder derseniz ben de ilimlerde terminolojinin ehemmiyetini size hatırlatırım.

    Yani lehrer35 öyle desteksiz sallıyorsunuz ki. Yakın tarihimizde gizli hiçbir şey yokmuş. Bizim yakın tarihin bilinenleri buzdağının görünen kısmıdır dersek asla abartmış olmayız. Mesela şu TTK'da muhafaza edilen Makbule'nin mektupları var. 50 geçti açıklanmadı, 25 daha geçti açıklanmadı. Rıza Nur'un hatıratı niye yasaklı bu memlekette? Karabekir Paşa'nın hatıratı neden yayınlanır yayınlanmaz apar topar toplandı? Neden milli mücadelenin büyük paşaları resmi tarihimizde hiç yer almaz. Neden Çerkes Ethem'in hizmetleri bir nebze olsun anlatılmaz? Herkes haindir değil mi? Diktaya karşı gelen herkes haindir. Bu ne menem bir anlayış. Hiçbir zaman Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkalarına halkın gösterdiği muazzam ilgiden bahsedilmez. Çok iyi bilinir ki 25'te de, 29'da da serbest seçimler olsaydı Halk fırkası kesin bir hezimet yaşardı. Hem de 29'da ısmarlama bir muhalefet karşısında, durum bu kadar vahimdir yani. Ama siz tutturmuşsunuz on yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan. Tabi tabii, yarattığınız gençler de yol vergisini ödeyemediği için 6 ay yol işçisi olarak çalışıyordu.

    Bizim resmi tarihe doğru diyebilenler hiç şüphem yok ki kendilerini rejim bekçiliğine adamış, bu toprakların asli unsurlarını hakir gören, paşaları gibi kendilerini de "infallible" addeden, sağlıklı düşünme yetisini kaybetmiş insanlardır. Siz ne kadar tarihi hakikat ortaya koyarsanız koyun, bu at gözlüklü insanlar resmi tarihten başka bir alternatifin doğru olabileceğine zerre ihtimal vermezler.

    Bu manzara karşısında insan hakikaten millet olarak düştüğümüz vaziyetin vehameti karşısında ister istemez duygulanıyor. Şu anda hangi safta olursanız olun, şu bir hakikat ki bu millet şu tartıştığımız milli mücadele yıllarında aynı değerler etrafında bir yumruk gibi kenetlenebiliyordu. 87 yıl sonra içinde bulunduğumuz bu içler acısı parçalanma bile tek başına devrimlerin ne kadar başarılı olduğunu göstermeye kafi.

    Bu yazınızı beğendim açıkcası..Sözüm meclisten dışarı bu sözüm ülkedeki tüm ötekiler ayrımı yapanlara
    Yazılıp çizilecek çok şey var aslında ama arkadaşın dediği gibi işkembe kelle paça kol geziyor muhabbette.Herkezin bir bakış açısı var nede olsa.Önemli olan herkezin aynı fikri paylaşması değil.Önemli olan karşıt görüşleri dinleyebilmek kulakları kapamamak.Varsa bildiği faydalanalıp istifade edelim mantığıyla olaya yaklaşmak. sen şusun sen busun yaftalarıyla onlar bunlar diye.. ayrılıktan başka ne çare olur.Fikirler ve görüşler çoğaldıkça zenginleşiriz.Çatıştıkça zayıflarız.Hem onlar hem bizler adına:))) ayrım yapmadan..iyi akşamlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LE10 -- 1 Mart 2010; 22:21:22 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35



    Halife Vahdettin'in Hilafetin yüce koruyucusu İngilizlerin kollarına sığınma talebi:

     Osmanlı Hilafeti'ni Kimler Nasıl Yıkmıştı!


    Dersaadet İşgal Orduları Başkumandanı
    General Harington Cenaplarına

    İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devlet-i fahimanesine iltica ve bir an evvel mahall-i ahare naklimi talep ederim efendim. 16 Teşrinisani 1922
    Halife-i Müslimin
    Mehmed Vahidettin


    Müslümanların halifesinin, işgalcilere hitabı sanırım her şeyi açıklamaya yeter.




  • hilafet vardı da bir işe mi yaradı? yarıyordu da maksat kıllık olsun diye mi kaldırdılar sanıyorsunuz?
  • 1900 de İngiliz sömürge bakanı, elinde Kur'an'ı göstererek, ""Bu Kur'an, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız." demiştir...

    Siz hala hilafeti ali kalırdı veli kaldırdı diye kavga edin... ve hatta buna sevinin...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    1900 de İngiliz sömürge bakanı, elinde Kur'an'ı göstererek, ""Bu Kur'an, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız." demiştir...

    Siz hala hilafeti ali kalırdı veli kaldırdı diye kavga edin... ve hatta buna sevinin...



    Zaten Kurtuluş mücadelesi de halifenin etrafında yapıldı.
    İthamlarınıza dikkat edin, alttan alta Mustafa Kemal'i işbirlikçi olarak gösteriyorsunuz, ayıptır, günahtır.
  • quote:

    1900 de İngiliz sömürge bakanı, elinde Kur'an'ı göstererek, ""Bu Kur'an, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız." demiştir...

    Siz hala hilafeti ali kalırdı veli kaldırdı diye kavga edin... ve hatta buna sevinin...


    Lafı kıvırdamadan, cevap isterim. Sevgili Mustafa, bu yazdığınız cümle herhangi bir tarih kitabında mı geçer, yoksa Risale-i Nur Külliyatı denen bir yerde mi geçer? Bunu çok merak ediyorum ve cevap verirseniz sevinirim.

    Ayrıca, ben kendi adıma söyleyeyim, hilafet denen şeyin kalkmasına gerçekten sevindim. Neden mi? Birincisi müslüman değilim, ikincisi ise benim bildiğim İslamiyetin kaynağı olarak gördüğüm kutsal kitapta da hilafetin savaş yoluyla bir müslümanın kendisi gibi bir müslümanı öldürüp eline geçirebileceği bir iktidar oyuncağı olduğuna dair bir bilgi yok. Varsa (ama kaynak lütfe kutsal kitap olsun) bana gösterebilirseniz sevinirim.

    Buraya kadar anlaştığımızı umarak, ikinci kısma geçelim. Yukarıdaki yazılarda hem iktidarın demokrasi, özgürlük ve eşitlik getireceğini söyleyip, hem de hilafet ve saltanat özlemi duyan tüm arkadaşlar, lütfen kendinize gelin. Neyi savunduğunuzu bilin ve ezberden konuşmayı bırakın. Aklı başında olan bir insan bunların birarada olamayacak kavramlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirken, siz tarayıcının adres çubuğuna forum.donanimhaber.com yazabilecek kadar komplike cümleleri aklınızda tutabiliyor ama bu ayrımı yapamıyorsunuz.

    Kimse lafını kıvırmasın. Saltanata özenen ve özlem duyanlar demokrasiden bahsetmeyi bıraksın. Ağızlarda sakız olan "halkın iradesi" saçmalığına da bir son verelim. En fazla alınan oy %47 idi ve bunun büyük bir kısmı da ya pirinç, ya kömür, ya da ticari kaygılar ya da diğer partilere tepki olarak oy verdi ve bunu siz de benim kadar iyi biliyorsunuz. Ve olayın en üzücü tarafı, %47'yi %53'ten büyük saymak. Aynı şekilde, kendinizden olan herşeyi yüceltip, kendinizden olmayanı yok saymak mantığı ile en fazla koyun olabilirsiniz. Hırsızları, yolsuzları, yalancıları, sadece nabzınıza göre şerbet veriyor diye başınızdan eksik etmemeye devam edin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    1900 de İngiliz sömürge bakanı, elinde Kur'an'ı göstererek, ""Bu Kur'an, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız." demiştir...

    Siz hala hilafeti ali kalırdı veli kaldırdı diye kavga edin... ve hatta buna sevinin...

    Evet mesela Arabistan İngiltere ve ABD tarafından hiçbir zaman hakim kılınamayan bir ülke
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.