Türkiye’de şirket kurmak, girişimciler için cazip bir fırsattır. Türkiye, büyük bir pazar, stratejik bir konum, nitelikli iş gücü ve teşvikler sunan bir ülkedir. Türkiye’de şirket kurmak için, ilk olarak iş fikrini geliştirmek, iş planı ve finansman kaynaklarını oluşturmak, hukuki yapıyı belirlemek, hukuki süreçleri tamamlamak ve işe alım, reklam, mali planlama gibi adımları atmak gerekir. Türkiye’de şirket kurmak için farklı şirket türleri arasından seçim yapmak da önemlidir. Tek kişilik işletme, limited şirket, anonim şirket gibi seçenekler vardır. Her birinin avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Türkiye’de şirket kurmak için gerekli belgeler ve izinler de şirket türüne göre değişmektedir. Bu konuda detaylı bilgi için Ticaret Bakanlığı sitesini ziyaret edebilirsiniz. Türkiye’de şirket kurmak, iş dünyasına sağlıklı bir biçimde adım atmak için özenli bir planlama gerektirir.
Türkiye’de Şirket Kurmak İçin Önce Planlama Yapın!
Şirket kurmadan önce planlama yapmanın önemi, birçok kaynakta vurgulanmaktadır. Planlama, işletmenin vizyonu, misyonu, hedefleri, stratejileri, pazarlama planı, finansal planı, risk analizi gibi unsurları içeren bir süreçtir. Planlama, işletmenin performansını ölçmesine, değerlendirmesine ve geliştirmesine olanak sağladığı gibi geleceğe hazırlanmasına ve vizyonunu gerçekleştirmesine katkıda bulunur.
İş Fikrini Geliştirmek
Hangi sektörde faaliyet göstereceğinizi, hangi ihtiyacı karşılayacağınızı, hangi müşteri segmentine hitap edeceğinizi, rakiplerinizin kimler olduğunu ve nasıl farklılaşacağınızı belirlemeniz gerekmektedir. Pazar araştırması yaparak, iş fikrinizin gerçekçi ve uygulanabilir olduğundan emin olmalısınız. İş fikrinizi geliştirirken, SWOT analizi, iş modeli kanvası gibi araçlardan yararlanabilirsiniz.
Hukuki Yapıyı Belirlemek
Şirketinizin hukuki yapısı, vergi, muhasebe, sigorta, yönetim, ortaklık gibi konularda etkili olacaktır. Türkiye’de şirket kurmak için farklı şirket türleri arasından seçim yapabilirsiniz. Bunlar:
o Şahıs Şirketi Kurmak: Şirket sahibinin tek başına karar verdiği, sermaye ve sorumluluğunun sınırsız olduğu, basit bir şirket türüdür. Kuruluşu kolay ve ucuzdur, ancak büyüme potansiyeli düşüktür.
o Limited Şirket Kurmak: En az bir, en fazla 50 ortağın bir araya gelerek kurduğu, sermaye ve sorumluluğunun sınırlı olduğu, orta ölçekli bir şirket türüdür. Kuruluşu biraz daha zor ve masraflıdır, ancak büyüme potansiyeli yüksektir.
o Anonim Şirket Kurmak: En az bir, en fazla 500 ortağın bir araya gelerek kurduğu, sermaye ve sorumluluğunun sınırlı olduğu, büyük ölçekli bir şirket türüdür. Kuruluşu en zor ve masraflı olan şirket türüdür, ancak büyüme potansiyeli en yüksek olanıdır.
İş Planı ve Finansman
Şirketinizin vizyonu, misyonu, hedefleri, stratejileri, pazarlama planı, finansal planı, risk analizi gibi unsurları içeren bir plan hazırlamanız gerekir. Buna İş planı diyoruz. Şirketinizin başarı şansını artırmak, yatırımcılarla görüşmek, kredi başvurusu yapmak gibi amaçlar için iş planı hazırlanmalıdır. Finansman, şirketinizin kuruluş ve işletme masraflarını karşılamak için ihtiyaç duyduğunuz kaynaktır. Finansman, kendi sermayeniz, aile ve arkadaşlarınızdan sağladığınız destek, yatırımcılar, bankalar, devlet teşvikleri, fonlar, kitle fonlaması gibi farklı yollarla sağlanabilir.
Hukuki Süreçler
Şirketinizi resmi olarak kayıt ettirmek için yasalara uygun olarak ihtiyaç duyduğunuz belgeleri hazırlamalı ve gerekli izinleri almalısınız. Bu adımlar şirket türüne göre değişmekle birlikte, genel olarak şunları içermektedir:
o Noter imza sirküleri
o Kurumsal banka hesabı
o Şirket yöneticilerinin atanması
o Vergi numaraları
o Vergi dairesine kayıt
o Ticaret siciline kayıt
o Ticaret odasına kayıt
o Sosyal güvenlik kurumuna kayıt
o İşyeri açma ve çalışma ruhsatı
o Yevmiye, defter-i kebir, envanter vb. defterlerinin tasdiki
İşe Alım, Reklam, Mali Planlama
Şirketinizi kurduktan sonra, işinizi büyütmek ve geliştirmek için işe alım, reklam, mali planlama gibi adımları atmalısınız. İşe alım, şirketinizin ihtiyaç duyduğu nitelikli personeli bulmak ve işe almaktır. Reklam, şirketinizin tanıtımını yapmak, müşteri çekmek ve marka bilinirliği oluşturmak için kullanılan bir pazarlama aracıdır. Mali planlama, şirketinizin gider ve gelirlerini takip etmek, karlılık analizi yapmak, bütçe oluşturmak, finansal raporlar hazırlamak gibi faaliyetleri içerir.
Türkiye’de Şirket Kurmak İçin Şirket Türlerini Bilmeniz Gerekir!
Türk Ticaret Kanunu’na göre, Türkiye’de beş tür şirket vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Anonim Şirket
Sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan şirketlerdir. Asgari olarak 250 bin TL sermaye ile kurulurlar. Anonim şirketler, borçlarından yalnızca malvarlıkları ile sınırlı olacak şekilde sorumlu tutulurlar. Pay sahipleri, sadece taahhüt ettikleri sermaye payları kadar şirkete sorumludur. Anonim şirketler, payları halka arz olunabilen ve payları borsada işlem görebilen tek şirket türüdür. Anonim şirketlerde, tüm pay sahiplerinin temsil edildiği bir genel kurul ve yönetim, temsil gibi işlerle ilgilenilen bir yönetim kurulu bulunmaktadır.
Limited Şirket
Sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan şirketlerdir. Asgari olarak 50 bin TL sermaye ile kurulurlar. Limited şirketler, borçlarından yalnızca malvarlıkları ile sınırlı olacak şekilde sorumlu tutulurlar. Ortaklar, sadece taahhüt ettikleri sermaye payları kadar şirkete sorumludur. Limited şirketler, payları halka arz olunamayan ve payları borsada işlem göremeyen şirket türüdür. Limited şirketlerde, tüm ortakların katıldığı bir genel kurul ve şirketi yöneten bir veya birden fazla müdür bulunmaktadır.
Komandit Şirket
Sermayesi belirli veya belirsiz olan şirketlerdir. Komandit şirketler, adi komandit ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olmak üzere iki türlüdür. Adi komandit şirketlerde, en az bir ortak sınırsız sorumlu, diğer ortaklar ise sınırlı sorumludur. Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ise, tüm ortaklar sınırlı sorumludur. Komandit şirketler, payları halka arz olunamayan ve payları borsada işlem göremeyen şirket türüdür. Komandit şirketlerde, sınırsız sorumlu ortaklar şirketi yönetir ve temsil eder. Sınırlı sorumlu ortaklar ise şirketin denetimine katılabilirler.
Kollektif Şirket
Sermayesi belirsiz olan şirketlerdir. Kollektif şirketlerde, tüm ortaklar gerçek kişilerdir ve şirket borçlarından sınırsız ve müteselsil olarak sorumludurlar. Ayrıca, payları halka arz olunamayan ve payları borsada işlem göremeyen şirket türüdür. Kollektif şirketlerde, tüm ortaklar şirketi yönetebilir ve temsil edebilir. Ortaklar, şirketin denetimine katılabilirler.
Kooperatif Şirket
Ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan şirketlerdir. Kooperatif şirketlerde, ortak sayısı ve sermaye miktarı belirli değildir. Kooperatif şirketler, borçlarından yalnızca malvarlıkları ile sınırlı olacak şekilde sorumlu tutulurlar. Ortaklar, sadece taahhüt ettikleri sermaye payları kadar şirkete sorumludur. Kooperatif şirketler, payları halka arz olunamayan ve payları borsada işlem göremeyen şirket türüdür. Kooperatif şirketlerde, tüm ortakların katıldığı bir genel kurul ve şirketi yöneten bir yönetim kurulu bulunmaktadır.
Türkiye’de Şirket Kurmak İçin Gerekli Olan Belgeler
Türkiye’de şirket kurmak için gerekli olan belgeler, şirket türüne ve kuruluş amacına göre değişebilir. Ancak genel olarak, şirket kuruluşu için gerekli olan belgeler şunlardır:
Şirket Yöneticilerinin Atanması
Şirketin yönetimini ve temsilini üstlenecek olan kişilerin belirlenmesidir. Şirket yöneticileri, şirket ortakları arasından veya dışarıdan seçilebilir. Şirket yöneticilerinin atanması, şirketin ana sözleşmesinde veya ayrı bir belgede gösterilir. Yöneticilerin atanması, şirketin vergi dairesine ve ticaret siciline tescili ve kaydı için gereklidir.
Kurumsal Banka Hesabı
Şirketin sermayesinin yatırıldığı ve şirket adına işlem yapılan bir banka hesabıdır. Anonim şirketlerde şirketin kuruluşu için, şirketin sermayesinin tamamının veya bir kısmının bu hesaba yatırılması gerekir. Banka, şirketin sermayesinin yatırıldığına dair bir belge verir. Bu belge, şirketin ticaret siciline kaydı için gereklidir. (Not: Limited şirket ve şahıs şirketlerinde sermayenin kuruluş aşamasında yatırılmasına gerek yoktur.)
Ticaret Siciline Tescil
Şirketin ticari faaliyette bulunabilmesi için gereken bir işlemdir. Şirketin kuruluşu için, şirketin bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne gerekli belgelerle başvurarak ticaret siciline kayıt olunması gerekir. Ticaret siciline kayıt, şirketin tüzel kişilik kazanmasını sağlar. Ticaret siciline kayıt, şirketin ticaret sicil gazetesinde ilan edilir.
Şirket Defterlerinin Tasdiki
Şirketin gelir ve giderlerini kayıt altına alan defterlerdir. Şirketin kuruluşu esnasında ticaret sicil müdürlüğü tarafından tasdik edilir. Defter tasdik işlemleri, şirketin vergi beyannamesi vermesini sağlar. 2024 yılı defter tasdik ücretleri için başlığa tıklayabilirsiniz.
Ticaret Odasına Kayıt
Şirketin faaliyet gösterdiği sektördeki diğer şirketlerle ilişkilerini düzenleyen bir kuruluştur. Şirketin kuruluşu için, şirketin faaliyet gösterdiği sektöre göre bağlı olduğu ticaret odasına gerekli belgelerle başvurarak ticaret odasına kayıt olunması gerekir. Ticaret odasına kayıt, şirketin faaliyet belgesini almasını sağlar. Faaliyet belgesi, şirketin işyeri açma ve çalışma ruhsatı için gereklidir.
Vergi Dairesine Kayıt
Şirketin vergi mükellefiyetinin başladığını gösteren bir işlemdir. Şirketin kuruluşu için, şirketin bağlı olduğu vergi dairesine gerekli belgelerle başvurarak vergi dairesine kayıt olunması gerekir. Vergi dairesine kayıt, şirketin vergi levhasını almasını sağlar.
İmza Sirküleri
Şirketin ana sözleşmesinin ticaret siciline tescili ve ilanından sonra noter tarafından onaylanmış bir belgedir. Yetkili kişilerin imza örneklerinin yer aldığı resmi belge imza sirküsü olarak adlandırılır. Bu belge resmi işlemlerde ve ticari konular ile ilgili işlemlerde kullanılabilir. Bir kurumu temsil eden ya da temsil yetkisi veren kişiler bu belgeyi birden fazla imza örneği vererek noterden alır. Aynı zamanda belge üzerinde şirketin ve şirketin işlerini yapmak için yetkilendirilmiş olan kişinin sorumluluk alanı ve yetki sınırları da ibare olarak yer alır. Eğer bir belge noter tarafından onaylanmamış ise, geçersiz sayılır. Belge üzerinde hem tüzel kişiye hem de kurumu temsil eden yetkili kişiye ait bazı bilgilerin bulunması gerekir
Sosyal Güvenlik Kurumuna Kayıt
Şirketin çalışanlarının sosyal güvenlik haklarını sağlayan bir kurumdur. Şirketin kuruluşu için, şirketin bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumuna gerekli belgelerle başvurarak sosyal güvenlik kurumuna kayıt olunması gerekir. Sosyal güvenlik kurumuna kayıt, şirketin çalışanlarının sigorta primlerinin ödenmesini sağlar.
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı
Şirketin faaliyet gösterdiği işyerinin uygunluk belgesidir. Şirketin kuruluşu için, şirketin faaliyet gösterdiği işyerinin bağlı olduğu belediyeye gerekli belgelerle başvurarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınması gerekir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı, şirketin işyerinin yasal olarak faaliyete geçmesini sağlar.
Bu belgeler, Türkiye'de şirket kurmak için genel olarak gereken belgelerdir. Ancak, şirket türüne ve kuruluş amacına göre ek belgeler de istenebilir. Örneğin, yabancı ortaklı bir kişinin Türkiye’de şirket kurabilmesi için, ortakların apostil onaylı pasaport örnekleri, yabancı tüzel şirketlerin apostil onaylı ana sözleşmeleri, apostil onaylı temsilci atama belgeleri gibi belgeler de gerekebilir. Yabancı ortaklı şirket kuruluşu ile ilgili detaylı metni okumak için ilgili içeriklere göz atabilirsiniz.
UYARI: Bu yazıda yer alan bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır ve profesyonel olarak herhangi bir hizmet ya da tavsiye sunmayı amaçlamamaktadır. Şirketiniz için ve bireysel olarak karar almadan önce mutlaka profesyonel bir uzmana danışın. SMMM Burak Bayraktar bu yazıda yer alan bilgilerin kullanılması sonucunda oluşacak zararlardan sorumlu değildir. Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan makale ve yazılar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Burak Bayraktar’a ait olup kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Sizin de bir fikriniz var fakat sermayeniz yok ise, devletin size sunmuş olduğu genç girişimci desteği 2023 yılında da devam ediyor. Türkiye gibi genç nüfusun büyük çoğunluk olduğu ülkelerde, gençlerin ülke ekonomisine olan katkısı büyük bir öneme sahiptir. Bununla birlikte ekonomik oluşumun içerisinde yer almaları, kişisel gelişimleri ve ülke ekonomisine olan katkılarını arttırmaktadır. Teknolojik gelişimi sağlamak, cari açığı azaltmak, yerli ve milli üretimi desteklemek için bu teşvikler devlet tarafından sunulmaktadır. Dolayısıyla siz de 29 yaşını doldurmamış iseniz bu teşvik ve desteklerden yararlanabilirsiniz.
Genç Girişimci Desteği Nedir?
Son yıllarda kendi işletmesini kurup piyasaya girmek isteyen gençlerin sayısı büyük bir artış göstermekte fakat yüksek sigorta ve vergi maliyetleri yüzünden çekingen davranmaktadırlar. Genç girişimci desteği işte bu esnada devreye giriyor. Kendi işini kurmak isteyen 18-29 yaş arasında olan gençler için güzel bir fırsat olan genç girişimci desteği, 3 vergilendirme dönemini ve 1 yıl SGK(4b) primlerinden muaf olmayı kapsıyor.
2023 yılında devam eden genç girişimci istisnaları;
- Faaliyete başlanıldığı takvim yılından itibaren 3 vergilendirme dönemi boyunca sağlanmış olan kazancın yıllık 150.000 TL'lik kısmı gelir vergisinden istisnadır.
- 4b kapsamında 01/06/2018 tarihinden itibaren ilk kez sigortalı olanların bağkur primleri 1 yıl süreyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacaktır.
Bu teşvikler kapsamında 18 yaşını doldurmuş, 29 yaşını doldurmamış olan genç girişimciler büyük avantajlar yakalıyorlar. Bu avantajların sağlanması için bazı şartların yerine getirilmesi gerekiyor.
Genç Girişimci İstisnasından Kimler Yararlanabilir?
Genç girişimci desteği şartları sağlanması durumunda vergi muafiyeti ve bağkur desteği almak mümkündür.
- İşe başlamanın kanuni süresi içerisinde bildirilmiş olması.
- Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olması.(Limited şirket ve Anonim şirket hariç)
- Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi.
- 18 yaşını doldurmuş 29 yaşını doldurmamış olmak.
- Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması halinde işe başlama tarihi itibarıyla ortakların tamamının tüm şartları taşıyor olması.
- Faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin (ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hali hariç olmak üzere) eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması.
- Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.
Yabancı uyruklu tam mükellef gerçek kişiler de genç girişimci istisnasından yararlanabilir.
Genç Girişimci Desteğinden Kimler Yararlanamaz?
- 01/06/2018 tarihinden önce işe başlayan girişimciler,
- Anonim Şirket ve Limited şirket ortakları,
- Daha önce vergi mükellefi olan ve başka bir şirkette ortaklığı bulunan girişimciler bu teşvikten faydalanamaz.
Genç Girişimci Desteği Teşvik Tutarı
Bu destekten faydalanan genç girişimciler 3 vergilendirme dönemi boyunca 150.000 TL'ye kadar gelir vergisinden muaf tutulup, 1 yıl boyunca da SGK(4b) primleri hazine tarafından karşılanmaktadır. Girişimcilerin taksitleri düzenli ödemeleri halinde en düşük bağkur primi 2023 yılı itibarıyla 3452,76 TL olup 12 ay boyunca toplam tutar 41.433,12 TL dir. Dolayısıyla SGK(4b) primleri hazine tarafından karşılanmaktadır.
Bağkur Genç Girişimci Desteği
Bilindiği üzere, 18/5/2018 tarihli ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22 nci maddesi ile; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (k) bendinde;
“31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesi kapsamında genç girişimcilerde kazanç istisnasından faydalanan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş ve 29 yaşını doldurmamış olanlardan, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında 1/6/2018 tarihinden itibaren ilk defa sigortalı sayılan gerçek kişilerin primleri, 1 yıl süreyle 82 nci madde uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınır üzerinden Hazinece karşılanır. Adi ortaklıklar ve şahıs şirket ortaklıklarında sadece bir ortak bu fıkra hükmünden yararlandırılır.”
hükmü yer almaktadır.
Sigorta Prim Desteğinden Kimler Yararlanabilir?
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 20 nci maddesi kapsamında genç girişimcilerde kazanç istisnasından faydalanıyor olmak.
- Mükellefiyet başlangıç tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş olup 29 yaşını doldurmamış olmak.
- Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi.
- İlk kez sigortalı olmak.
- İlk defa gerçek kişi olarak faaliyete başlamak.(Anonim ve Limited şirket ortakları faydalanamaz)
NOT: Adi ortaklıklarda sadece bir ortak için bağkur desteği verilmektedir.
18 Yaşından Küçükler Genç Girişimci Desteğinden Yararlanabilir mi?
Yukarıda bahsi geçen konuda SGK açısından baktığımızda, genç girişimci desteği şartlarından faydalanabilmek için gerekli üst yaş sınırı yani 18 yaşını doldurmuş olmak şartı aranmaktadır. Fakat ilgili vergi dairesi açısından verilen özelge de şu şekilde belirtilmiştir ;
“İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 21/06/2019 tarihi itibariyle telekominikasyon ekipman ve parçalarının toptan ticareti faaliyetine başladığınızı belirterek Genç Girişimci istisnasından faydalanmak için Vergi Dairesi Müdürlüğüne müracaatta bulunduğunuzu ancak, 18 yaşını doldurmamış olmanız nedeniyle tereddüt yaşandığından bahisle bu istisnadan faydalanıp faydalanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz. Mükellefiyet tesis tarihi itibarıyla bilfiil işinizin başında olduğunuz, işin sevk ve idaresinin tarafınızca yapıldığı ve bu durumun nezdinizde yapılan yoklamalarla tutanak altına alındığı anlaşılmış olup 18 yaşından küçük olmanız, adınıza mükellefiyet tesis edilmesi ve bu mükellefiyetle ilgili ödevlerin kanuni temsilciniz tarafından yerine getirilmesinde mevzuata aykırı bir husus bulunmamaktadır. Bu itibarla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası başlıklı Mükerrer 20 nci maddesinde sayılan diğer şartları da taşımanız halinde, mezkur istisna hükümlerinden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
İş Değişikliği ve İşi Terk Durumlarında Vergi Teşviki Uygulaması
Vergi teşvikinden faydalanan kişiler faaliyeti terk etmesi durumunda, terk tarihine kadar elde edilen kazançlar dolayısıyla teşvikten yararlanacaktır. Faaliyeti terk ettikten sonra teşvik kapsamındaki söz konusu faaliyetlere tekrar başlaması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu teşvikten yararlanamaz.
Örnek 1: Kişi (C), 01.06.2018 tarihinde avukatlık faaliyetine başlamış ve teşvik şartlarının tamamını taşımaktadır. Kişi (C), bu faaliyetini 18.05.2019 tarihinde terk etmiş, 07.04.2020 tarihinde aynı faaliyete yeniden başlamıştır.
Buna göre Kişi (C), 2018 ve 2019 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla teşvikten yararlanabilir, ancak 07.04.2020 tarihinde yeniden işe başladığı faaliyeti için ilk defa işe başlama şartını ihlal etmesi nedeniyle, 2020 ve izleyen yıllar için söz konusu teşvikten yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Mesleki Faaliyete ya da Mevcut İşletmeye Sonradan Ortak Olunması
Mükelleflerin mevcut bir işletmeye, mesleki faaliyete veya ortaklığa sonradan ortak olmaları durumunda, tüm şartları taşısalar bile vergi teşvikinden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
İşletmenin Devir Alınması Durumunda Genç Girişimci Desteği
Mesleki faaliyetin ya da bir işletmenin devir alınması halinde, teşvik şartlarından yararlanabilmek için mesleki faaliyetin veya işletmenin devralındığı kişinin eş veya üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımlarından olmaması gerekmektedir.
Ölüm nedeni ile eş ve çocuklar tarafından mesleki faaliyetin ya da işletmenin devralınması halinde, ölen kişinin teşvikten yararlanıp yararlanmadığına bakılmaksızın, devralan eş veya çocuklar istisnaya ilişkin şartları taşımaları durumunda, teşvikten üç vergilendirme dönemi boyunca yararlanmaktadır.
Örnek 2 : 07.04.2017 tarihinden itibaren lokanta işletmeciliği faaliyetinde bulunan Mükellef (A), 21.04.2019 tarihinde vefat etmiş olup 23 yaşındaki oğlu işletmeyi devralmıştır. Vergi teşvikinin diğer şartlarını taşıyan oğlu (B), 2019, 2020 ve 2021 yılları için söz konusu teşvikten tam olarak yararlanabilecektir.
Teşvikten Yanlış veya Yersiz Yararlanan Mükelleflerin Tespit Edilmesi
Daha önce teşvikten yararlandığı halde bilgilerinde sonradan yapılan değişiklikler nedeniyle teşvikten yararlandığı dönemlerde teşvik uygulamasından yararlanamayacak duruma düştüğü anlaşılan kişiler ve haksız olarak teşvikten yararlandığı tespit edilen kişilerin yararlanmış olduğu teşvikler iptal edilecektir. Bu durumda olan kişilere prim ve gecikme cezası tahakkuk ettirilecektir
--- Sizin de yeni bir iş fikriniz var ve genç girişimci teşvikinden yararlanarak şahıs şirketi kurmak istiyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz. ---
UYARI: Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan makale ve yazılar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Burak Bayraktar’a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak göstermeden kullanılamaz.
Şahıs şirketi kurmak her zaman girişimcilerin ilgisini çeken bir konu olmuştur. Şirketi kurma maliyetleri, sermaye şirketlerine istinaden daha ekonomiktir. Bu yüzden şahıs şirketi kurma talepleri daha fazladır. Buna istinaden yönetilmesi de daha kolaydır. Kuruluş ve kapanış süreçleri zahmetsiz ve kolay olmasından ötürü tercih edilir. Aynı zamanda böyle bir şirket kurmak, düşük iş hacmine sahip olacağını düşünen girişimciler için tercih sebebidir. Unutmadan, şirket kuruluş sürecini mutlaka bir mali müşavir ile birlikte gerçekleştirin.
Şahıs Şirketi Nedir?
Bir ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu, şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket türüdür. Küçük çaplı şirketlerdir. Şahıs şirketleri tek bir kişi ile kurulabildiği gibi birden fazla ortak sayısı ile de kurulabilir. Bunun yanında ortakların birbirine olan güveni ön plandadır. Şahıs şirketleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 'na göre Kollektif şirket ve Komandit şirket olarak ikiye ayrılır. Bu şirket türlerinin ticari hayatta nesilleri tükenmek üzeredir. Bunun yanı sıra Adi şirketler de bu şirket grubundadır. Adi şirketler Borçlar Kanunu Hükümleri'ne tabidir. Son olarak adi şirket kuruluşları şekle tabi tutulmamıştır.
Şahıs şirketleri anonim şirketlerden ve limited şirketlerden çok daha küçük bir yapıya sahiptir. Bu şirketler orta ya da küçük ölçekte faaliyetler gösterecek olan firmalara hitap etmektedir. Dolayısıyla şahıs şirketleri sayesinde herkes bireysel olarak bir iş sahibi olabilmektedir.
Neden Şahıs Şirketi Kurmalıyım?
Bu tür bir şirket kurmak, düşük ciro hacmine sahip olacağını düşünen girişimciler için tercih sebebidir. Gelir vergisi 2. dilimi aşacağınızı düşünüyorsanız Anonim Şirket ya da Limited Şirket sizin için daha avantajlı hale gelebilir. Bunun yanı sıra Limited ve Anonim şirketlere göre kuruluş süreci daha hızlı ve basittir.
Şahıs Şirketinin Avantajları ve Dezavantajları
Bu tür bir şirket kurmanın avantajları olabileceği gibi dezavantajları da bulunmaktadır. İlk olarak sürecin avantajları ile ilgili olarak şöyle bir liste yapılabilir:
- Düşük muhasebeci ve mali müşavir ücreti
- Diğer şirketlere göre maliyetinin düşük olması
- Belirli bir sermaye ihtiyacının olmaması
- Gelire göre vergi dilimlerinin olması
- Ortaksız tek kişi ile kurulabilmesi
- Defter tasdik ücretlerinin makul seviyede olması
- Açılış ve kapanış işlemlerindeki kolaylık
Sürecin zorlukları ve bu süreçte ortaya çıkabilecek olan dezavantajlar ise şu şekilde listelenmiştir:
- Anonim şirket veya Limited şirketlerde (sermaye şirketleri) 2023 yılı için vergi oranı %20 ile sabit iken, Şahıs şirketlerinde bu oran %40 'a kadar çıkmaktadır.
- Şahıs şirketleri, devlet kurumlarına olan borçlarından tüm mal varlığı ile sınırsız sorumludur.
- Bankalar açısından Sermaye şirketleri Şahıs şirketlerine göre daha büyük önem arz eder. Bunun yanı sıra kredi ve sanal pos işlemleri daha çabuk onaylanır.
Şahıs Şirketi Nasıl Kurulur?
Bu tür bir şirket kurmak için bazı resmi prosedürleri yerine getirmek gerekir. Resmi prosedürleri uygulamak için de evrak ve belgeler kuruma ibraz edilmelidir. Bazı internet sitelerinde, bu evrak ve belgelerin mali müşavir aracılığı ile değil de, şirket sahibinin de teslim edebileceği söyleniyor. Kuruluş işlemleri, sadece evrak ve belgeleri teslim etmekten ibaret olmamakla birlikte, zamanında gönderilmesi gereken beyannameleri de kapsar. Açılış işlemlerini kendisi yapmaya çalışan şirket sahipleri, mali müşavir ile geç anlaştığı gibi, birçok cezai yaptırımla da karşı karşıya kalabiliyor. Bu sebeple şirket kuruluş süreci önemli bir yere sahiptir. Yeni bir iş fikriniz var ise ve bunu bir şirkete dönüştürmek istiyorsanız ilk yapılması gereken bir mali müşavir ile anlaşmaktır.
Şahıs Şirketi Kurmak İçin Hangi Evraklar Gereklidir?
Eğer bu tür bir şirket açmak istiyorsanız, gerekli evrakları hazırladıktan sonra tüm süreç sizin için maksimum 1-2 gün alacaktır. Genellikle bireysel bir şirket kurmak, bir sermaye şirketi açmaya göre çok daha hızlıdır. Peki kuruluş sürecinde istenen evraklar nelerdir? Söz konusu evrakları şu şekilde listeleyebiliriz:
- Mali müşavir vekaleti,
- Nüfus cüzdanı sureti,
- İmza beyannamesi,
- Tapunun fotokopisi ya da kira kontratı,
- Vesikalık fotoğraf,
- Araç alış senedi ya da varsa ruhsat,
- İkametgah.
Eğer bu tür bir şirket açmak istiyorsanız, işyeri adresi olarak göstereceğiniz konumu belirlemiş olmanız gerekiyor. Bu alan isterseniz bir dükkan, isterseniz de bir ofis, home ofis ya da sanal ofis olabilir. Tüm evraklar tamamlandıktan sonra başlatılan süreç, hızlı şekilde tamamlanmaktadır.
Şahıs Şirketi Kurma Maliyeti 2023
Şirket kurma sürecinde notere, vergi dairesine ve çalışmakta olduğunuz serbest muhasebeci mali müşavire bir takım ödemeler yapmanız gerekiyor. Söz konusu ödeme kalemleri ve rakamlar ortalama olarak şu şekilde:
- Şahıs imza beyannamesi (Noter) 240,00 TL
- Vergi Dairesi Sözleşme Damga Vergileri: 50,00 TL
- Serbest Muhasebeci Mali Müşavir iş yeri açılış ücreti 800,00-1000,00 TL arası
Mali müşavir tarafından açılış işlemleriniz tamamlandıktan sonra, adresinize gelmesi için vergi dairesinden yoklama memuru atanır. Yoklama memuru adresinize geldiğinde sizden kimliğinizi isteyerek yoklama tutanağına imza attırır.
Şahıs Şirketi Sahipleri Herhangi Bir Kira Stopajı Ödüyor mu?
Ticari alanlar için ödenmekte olan vergi türü, kira stopajı olarak adlandırılır. Kiracı olan kişiler kira stopajını ödemekle yükümlüdür. Herhangi bir ofis, dükkan ya da home ofis için ödenen kiranın 4’te 1’lik kısmı kira stopajı olarak ödenir. Yani eğer kira 2000 lira ise, 500 liralık bir kira stopajı ödenmesi gerekir. Söz konusu kira stopajı toplu olarak 3 ayda bir ödenir. Eğer size ait olan bir işyeri varsa ve bu alana herhangi bir kira ödemiyorsanız, bu durumda kira stopajı ödemenize gerek yoktur. Ve yine eğer herhangi bir şirketten kiraladığınız bir sanal ofisiniz bulunuyorsa, bu durumda da kira stopajı ödemeniz gerekmez.
Şahıs Şirketlerinin Gider Listesi
Eğer şirketinizi kurduysanız, bir gerçek kişi olarak vergi beyannamesi tesis etmeniz gerekir. Söz konusu beyanname ve düzenli olarak yıllık ödenmesi gereken gider kalemleri ise şu şekilde listelenmiştir:
- Her ay ödenmesi gereken KDV beyannamesi için 194,60 TL damga vergisi,
- 3 ayda bir ödenmesi gereken muhtasar beyannamesi için 194,60 TL damga vergisi,
- 3 ayda bir ödenmesi gereken gelir geçici beyannamesi için 294,90 TL damga vergisi,
- Yıllık olarak ödenmesi gereken gelir vergisi beyannamesi için 294,90 TL damga vergisi.
Bu listede yer alan gider kalemlerinin, belirtilen sürelerde ödenmesi zorunludur.
Şahıs Şirketlerinin Gelir Vergisi Dilimleri 2023
Bu tür şirketler için vergilendirmeler, söz konusu şirketin gelir durumuna göre yapılmaktadır. Yani geliriniz azaldıkça vergileriniz de azalır ve geliriniz arttıkça vergileriniz de artar. Söz konusu vergilendirmeler gelire göre yüzde 15 ile yüzde 40 aralığındadır. Buna göre, şahıs şirketlerinin gelirlerine göre belirlenmiş olan 2023 vergi dilimleri şu şekildedir:
70.000 TL'ye kadar % 15
150.000 TL'nin 70.000 TL'si için 10.500 TL, fazlası % 20
370.000 TL'nin 150.000 TL'si için 26.500 TL (ücret gelirlerinde 550.000 TL'nin 150.000 TL'si için 26.500 TL), fazlası % 27
1.900.000 TL'nin 370.000 TL'si için 85.900 TL (ücret gelirlerinde 1.900.000 TL'nin 550.000 TL'si için 134.500 TL), fazlası % 35
1.900.000 TL'den fazlasının 1.900.000 TL'si için 621.400 TL (ücret gelirlerinde 1.900.000 TL'den fazlasının 1.900.000 TL'si için 607.000 TL), fazlası % 40 olarak tespit edilmiştir.
Faaliyette olan şahıs şirketlerinin tamamı, söz konusu vergi dilimlerini belirtilmiş olan sürelerde ödemekle yükümlüdür. Eğer gelir vergisi belirtilen süreler içerisinde ödenmezse, şirket cezai işlemlerle karşı karşıya kalabilir. Bu yüzden vergi süreçlerinin takibi düzenli olarak yapılmalıdır.
Şahıs Şirketleri Hakkında Bilinmesi Gereken Önemli Bilgiler
Şahıs şirketleri diğer şirket türleri ile mukayese edildiğinde pek çok önemli kolaylık sunar. Buna göre şahıs şirketleri ile ilgili şu bilgileri akılda tutmakta fayda vardır:
- En kolay şekilde kurulabilen şirket türüdür,
- Şirketi açmak için asgari bir sermayeye sahip olmak gerekmez,
- Şahıs şirketleri bir kişi ile ya da daha fazla kişi ile kurulabilmektedir,
- Şirkette ortaklığı bulunan herkes vergi mükellefidir,
- Tüm ortaklar hem kardan hem de zarardan direk olarak sorumludur,
- Eğer şirket ortaklarından herhangi biri kendi payını satmak ya da başkasına devretmek isterse, bu işlem için diğer ortakların onayı gerekir. Bu yüzden ortaklık devrinin şahıs şirketleri için zor olduğu söylenebilir,
- Tüm ortakların oy hakkı eşittir ve sözleşmeler yalnızca oy birliği ile değişir.
Tüm bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda, şahıs şirketinin diğer şirket türleri ile arasında bulunan farklar da rahatlıkla anlaşılabilir.
Şahıs Şirketi Kurarken Genç Girişimci Teşvikinden Yararlanmak
Eğer ilk kez bir şirket kuracaksanız, size büyük avantaj sağlayacak olan genç girişimci teşvikinden yararlanabilirsiniz. Bu teşvik, pek çok açıdan sizi rekabet ettiğiniz piyasada daha iyi bir noktaya taşıyacaktır. Genç girişimci teşvikinden yararlanmak için aranan şartlar ise şu şekildedir:
- Daha önce bir gelir vergisi kaydı bulunmamak ve ilk defa gelir vergisi mükellefi olmak,
- 30 yaşından gün almamış olmak.
Söz konusu şartları yerine getirdiğiniz takdirde, 3 yıllık vergilendirme döneminde elde etmiş olduğunuz kazancın dönem başı 75.000 TL’lik kısmı gelir vergisinden muaf tutuluyor. Aynı zamanda 1 yıl boyunca bağ-kur prim desteğine sahip oluyor ve aylık olarak ödenmesi gereken bağ-kur primi devlet hazinesinden ödeniyor. Söz konusu teşvik ile bir yandan vergiden muaf tutulurken, bir yandan da bağ-kur giderlerinden tasarruf etmiş oluyorsunuz.
Şahıs Şirketlerinde Fatura Nasıl Kesilir?
Eğer bu tür bir şirketiniz varsa ve fatura kesmek istiyorsanız, Gelir İdaresi Başkanlığı’na ait e-arşiv portaldan ücretsiz olarak fatura düzenleyebilirsiniz. Eğer bu yöntemi kullanmak istemezseniz, özel entegratörler aracılığı ile ücretli kontör karşılığında e-arşiv fatura düzenleyebilirsiniz. Hem elektronik hem kağıt fatura düzenlemek isterseniz de Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı olan matbaalardan herhangi birine fatura bastırabilirsiniz. 5000,00TL ye kadar olan faturaları elle ve kağıt fatura olarak düzenleyebilirsiniz. Son olarak herhangi bir kırtasiyeden bir fatura koçanı alabilirsiniz. Bu fatura koçanını da notere tasdik ettirebilirsiniz.
Sonuç olarak yukarıda belirtilmiş olan bilgiler ışığında ve bir mali müşavir rehberliğinde kolayca bir şahıs şirketi kurmak mümkün. Tek yapmanız gereken size bu süreçte yardımcı olabilecek bir mali müşavir ile çalışmak. Gerekli evrakları tamamladıktan sonra başvuruda bulunmak.
--- Sizin de yeni bir iş fikriniz var ve şahıs şirketi kurmak istiyorsanız, faaliyette bulunmak istediğiniz konuya özel detaylı maliyet tablosu için bizimle iletişime geçebilirsiniz. ---
UYARI: Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan makale ve yazılar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Burak Bayraktar’a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak göstermeden kullanılamaz.
Bu makalemizde sermaye şirketi türlerinden olan Anonim Şirket Kurmak hakkındaki bilgileri sizlere aktaracağız. Anonim şirket nasıl kurulur, anonim şirketlerde sermaye miktarı, anonim şirketlerde ortak sayısı, anonim şirket kurma maliyeti gibi soruları cevaplandıracağız.
Şirket kurmadan önce ilk yapmanız gereken piyasayı analiz etmektir. Yeteri kadar bilgi edindikten sonra şirket türüne karar vermek gerekir. Sermayeniz ve cirolarınızın yüksek olacağını düşünüyorsanız Anonim Şirket türü tam size göre.
Anonim Şirket Nedir?
Türk Ticaret Kanunu 'nun(TTK) 329. Maddesine göre Anonim Şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur.
Anonim Şirketler Bankacılık, sigortacılık, sermaye piyasası, devletin ekonomik faaliyetleri ve büyük sermayeler gerektiren sektörlerde uğraş vermektedir.
Anonim Şirketin Özellikleri Nelerdir?
- Şirketin amaç ve konusu ekonomik olmalıdır ve şirket ana sözleşmesinde açıkça belirtilmelidir.
- Bir ticaret unvanına sahip olması ve ticaret unvanını ticaret sicilinde tescil ettirmesi.
- Sınırsız sayıda ortak ile kurulabilir.
- Hissedarlar ortaklıktan çıkarılamaz.
- Sermayesi muayyen ve paylara bölünmüştür. Şirket ortaklarının paylarını temsil etmek için ortaklara hisse senedi verilir.
- Hisselerin devri, noter onayı ya da ticaret sicilinde tescil şartı olmadan sözleşme ile yapılabilmektedir.
- Şirketin üçüncü kişilere karşı sorumluluğu malvarlığı ile sınırlıdır. Ortakların sorumluluğu ise sermaye payları oranındadır.
- Ortaklar kamu borçlarından sorumlu değildir.
- Esas sermaye 50.000 TL 'den ve kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi 100.000 TL 'den aşağı olamaz.
- Halka arz edilebilir.
- Hisse senedi ve tahvil çıkarabilir.
- Yönetim kurulu üyeleri hem gerçek, hem tüzel kişi olabilir.
Kuruluşu Bakanlık iznine tabi olan Anonim Şirketler
- Döviz büfesi işleten şirketler
- Umumi mağazacılıkla uğraşan şirketler
- Serbest bölge kurucusu ve işleticisi şirketler
- Varlık yönetim şirketleri
- Anonim şirket şeklinde kurulan holdingler
- Sigorta şirketleri
- Finansal kiralama şirketleri
- Faktoring şirketleri
- Bankalar
- Bağımsız denetim şirketleri
- Sermaye Piyasası Kanununa tabi şirketler
- Tarım ürünleri lisanslı depoculuk şirketleri
- Ürün ihtisas borsası şirketleri
- Gözetim şirketleri
- Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketleri
Neden Anonim Şirket Kurmalıyım?
Sermayeniz ve cirolarınızın yüksek, ortak sayınızın fazla olacağını düşünüyorsanız Anonim şirket kurmak tam size göre. Anonim Şirketler kurumlar vergisi mükellefidir. 2022 yılı kurumlar vergisi oranı %23, 2023 yılı kurumlar vergisi oranı ise %20 olarak uygulanacaktır. Anonim şirket kurmanın avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır.
Anonim Şirket Kurmanın Avantajları;
- Tek bir ortak ile kurulabilmesi.
- Şirket hisselerinin satışının, noter ya da ticaret sicilinde tescil edilme şartının olmaması.
- Halka açılabilme özelliği olması.
- Tahvil satışı yapılabilmesi.
- Ortakların sermaye taahhütleri dışında olan borçlara karşı sorumlulukları yoktur. Kamu borçlarından yönetim kurulu sorumludur.
- Hissedar sayısında üst sınır yoktur.
- Ortaklar isterlerse elektronik olarak genel kurul toplantısı yapar.
- Anonim şirket ortakları yönetici olmak zorunda değildir.
- Yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların 4B(Bağkur) sigorta zorunluluğu yoktur.
- Organizasyon ve kurumsallaşmanın daha ön planda olması.
Anonim Şirket Kurmanın Dezavantajları;
- Minimum 50.000 TL sermaye gerekliliği.
- Bazı genel kurul toplantılarında bakanlık temsilcisinin bulunması zorunluluğu.
- Sermayesi 250.000 TL 'nin üzerindeki anonim şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğu.
- Tutulması gereken defter sayısı daha fazladır.
- Pay değerlerinin artması ile KDV doğmasına sebep olan durumların bulunması.
Limited ve Anonim Şirket Arasındaki Farklar
- Tıpkı şahıs şirketleri ile olduğu gibi, anonim ve limited şirketler arasında da farklar bulunur. Söz konusu farklar şu şekilde listelenmiştir:Anonim şirketlerde ortak sayısı konusunda herhangi bir sınırlama yokken, limitedde bu sayı 50 ile sınırlandırılmıştır,
- Limited şirketler minimum 10.000 TL sermaye ile kurulabilirken, Anonim şirketlerde bu rakam 50.000 TL olarak belirlenmiştir,
- Anonim şirketlerde genel kurul ve yönetim kurulu bulunuyorken, limited şirketde genel kurul ve müdürler bulunur.
- Limited şirketler halka arz edilemez. Anonim şirketler halka arz edilebilir.
- Anonim şirketlerde şirketin kamuya olan borçlarından pay sahipleri sorumlu değildir.
- Limited şirketlerde şirketin kamuya olan borçlarından pay sahipleri hissesi oranında sorumludur.
Anonim Şirketlerin Tutması Zorunlu ve Tasdik Etmesi Gereken Defterler
- Yevmiye Defteri
- Defteri Kebir
- Envanter Defteri
- Damga Vergisi Defteri
- Yönetim Kurulu Karar Defteri
- Pay Defteri
- Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri
İlgili İçerik: Defter Tasdik Ücretleri 2023
Anonim Şirket Nasıl Kurulur?
Anonim şirket kurmak için resmiyeti olan bazı prosedürleri mutlaka mali müşaviriniz ile yürütmelisiniz. Öncelikle şirket ünvanının ne olacağı, ne tür faaliyetlerde bulunulacağı, seçilecek olan yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi, ana sermayenin ne kadar olacağı, ortak sayısı, ortakların hisse oranları gibi konuları açıklığa kavuşturmak gerekir.
Anonim şirket kurmak, limited şirket kurmak ile benzerlik göstermektedir. Anonim şirket kurmak için gerekli işlemleri, Merkezi Sicil Kayıt Sistemi(MERSİS) üzerinden, gerekli evrak ve doküman akışı sağlanarak, mali müşavir tarafından önemli prosedürler uygulanarak takip edilir. Bu adımdan sonra MERSİS sistemi şirkete vergi kimlik numarası ataması yapar. Şirket ana sözleşmesi kabul gördükten sonra, kurucular Ticaret Sicil Müdürlüğü 'ne giderek kuruluş için imza atarlar. Ticaret Sicili Müdürlüğünde gerçekleştirilen işlemlerden sonra ortaklar şirket ana sözleşmesi, sicil tasdiknamesi ve şirket defterlerini teslim alır. Bundan sonraki aşamalar vergi dairesi ile devam eder.
Anonim Şirket Kurmak İçin Gerekli Olan Evraklar
- Nace Kodlu Kuruluş Dİlekçesi (Kaşe ve imzalı)
- Yabancı ortak varsa şirket kuruluş bildirim formu
- Bağlı bulunulan müdürlük tarafından onaylanan, ıslak imzalı şirket anasözleşmesi
- Şirket merkezi kira kontratı ya da tapu fotokopisi
- Mersis kayıt ve talep numarasını gösteren belge
- Şirket sermayesinin on binde dördünün Rekabet Kurumu hesabına yatırıldığına dair dekont (bağlı olunan oda vezneleri)
- Ortakların fotoğrafının da bulunduğu oda kayıt beyannamesi
- Nakdi sermayenin kanunda veya şirket sözleşmesinde öngörülmüş bulunan en az tutarının Kanuna uygun olarak bankaya yatırıldığını gösterir banka mektubu
NOT:
- Bir tüzel kişinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi halinde tüzel kişi ile birlikte tüzel kişi adına yetkilendirilen gerçek kişiye ilişkin yetkili organ kararı,
- Tüzel kişi ortak var ise tüzel kişi ortağın temsilci kararı ve o yıl içinde alınan ticaret sicil tasdiknamesi,
- Yabancı uyruklu hakiki şahıs var ise noter onaylı pasaport tercümesi ve SGK şirket kuruluş dilekçesi ve bildirim formu, Yabancı uyruklu tüzel kişi var ise yetkili merciden alınan apostil şerhli ve noter onaylı sicil belgesi tercümesi,
- Ortak ikametgahı Türkiye dışında ise SGK şirket kuruluş dilekçesi ve bildirim formu,
- 18 yaşından küçük ortak var ise kanuni temsilcisinin muvafakat yazısı,
- 18 yaşından küçük ortak ile ana-baba veya bunlardan birisi aynı şirkette ortak ise küçüğe kayyum tayin edildiğine dair mahkeme kararı
vb. belgeler bağlı bulunulan odaya teslim edilmelidir.
Anonim Şirket Kurma Maliyeti 2023
Anonim şirket kurma maliyeti her bir bölge ve şehir için farklılıklar göstermektedir. Müdür ve yönetim kurulu sayısı, sermaye miktarı, ana sözleşme içeriği ve yabancı şirket ortağı olması durumunda bu maliyetler değişecektir.
Kuruluş aşamasında Ticaret Odası 'na yapılması gereken ödemeler bulunmaktadır;
TİCARET SİCİLİ HARÇLARI 2023
Sermaye şirketlerine ait kayıt ve tescil harçları 5000,00-6000,00TL arasındadır.
NOT: Bu harcamalara mali müşavir şirket kuruluş ücreti ve noterlerce alınan defter tasdik ücretleri dahil değildir. 2023 yılı şirket kuruluş maliyeti bilgisi İzmir 'de Anonim Şirket Kurmak için hazırlanmıştır. Diğer şehirlerde maliyetler farklılık göstermektedir.
--- Sizin de yeni bir iş fikriniz var ve İzmir 'de anonim şirket kurmak istiyorsanız, faaliyette bulunmak istediğiniz konuya özel detaylı maliyet tablosu için bizimle iletişime geçebilirsiniz. ---
UYARI: Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan makale ve yazılar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Burak Bayraktar’a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak göstermeden kullanılamaz.
Ramazan ayı yeme içme saatlerinden günlük hareket miktarına kadar alışkanlıkları fazlasıyla değiştiren bir dönem. Her yıl 11-12 gün öne geldiği için ramazan 2022 yılında 2 Nisan'da başlayacak. Bu tarih itibarıyla bir çoğumuz 1 ay boyunca oruç tutacağız. Oruç tutarken sıklıkla karşılaşılan halsizlik, baş ağrısı ve kilo artışı gibi problemlerin temelinde ise beslenme sisteminin, besin tercihlerinin değişmesi ve sıvı alımındaki düşüklük yatıyor. Gün içindeki yetersiz su tüketimi, aşırı kalori alımı, tek öğün beslenme ve uyku öncesi beslenme ile pek çok kişi artan kiloları ramazan sonrasında vermeye çalışacak. Doğru beslenme adımları ile oruç tutarken nefsi kontrol etmek ve iftar sofralarında porsiyon tüketimini dengelemek için ise belirli ipuçlarına dikkat etmek gerekiyor. Umuyoruz ki yazımızı okuyanlar bu ramazan ayını çok sağlıklı ve zinde geçirecekler.
Ramazan 2022 Beslenme Nasıl Olmalı?
Ramazan boyunca beslenme alışkanlıkları ciddi anlamda değişir. Gün boyu aç susuz kalıp iftardan sahura kadar yemek yemek, kilo almanıza neden olabilir. Bunun yanı sıra, özellikle yetersiz su tüketimi ve gereğinden fazla kalori alımı şeker, kolesterol ve tansiyon gibi şikayetlerin baş göstermesine yol açabilir. Bu tip risk faktörlerini engellemek ve olası kilo artışı problemlerini önlemek için iftar ve sahur döneminde orantılı bir beslenme programı uygulamak gerekir.
Ramazan 2022'de oruç tutan kişiler yaklaşık 14,5 saat oruç tutacaklar. Bu kadar uzun süre oruç tutarken kan şekeri büyük oranda düşer. Sahura kalkmadan oruç tutanlarda ise kan şekerindeki düşüş daha hızlı gerçekleşir ve günü daha halsiz geçirme ile sonuçlanır. Bununla birlikte iftar sırasında ani ve hızlı beslenme sonrası kan şekeri bir anda yükselerek ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Bu nedenle Ramazan sürecinde oruç tutma alışkanlıklarında bazı değişikliklerin yapılması önemlidir. İftar ve sahur sırasında dengeli beslenerek hem kan şekerini dengelemek, hem de kilo kontrolü sağlamak mümkün olur.
Ramazan 2022 Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Altın Kurallar
- İftar ve sahur sırasında yeme süresinin kısa sürmemesine dikkat etmelisiniz. Aniden ve aşırı besin tüketiminden kaçınmalısınız. Mideyi bir anda doldurmanız kan şekeri dengesini bozar, hazımsızlık ve gaz gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca mide gerginliği ve tansiyon sorununa da sebebiyet verir.
- Özellikle orucu açtıktan sonra midenizi yormadan yemek yemeniz önemlidir. Bütün gün aç kalan mideyi zorlamayacak besin seçimleri yapmanız gereklidir.
- Azar azar ve çokça çiğneyerek yemeklerinizi tüketmelisiniz.
- İftar menülerinizi bol yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerle doldurmayın; yemek sonrası aşırı tatlı tüketiminden kaçının. Bu tarz besinler yerine mide ve bağırsak sağlığına yardımcı yiyecekler tercih edin; tüm besinleri kontrollü porsiyonlarla tüketin.
- İftar sonrası bir sonraki oruca kadar günlük sıvı alımını karşılamanız çok önemlidir. İdrar renginizi bir an önce berrak bir renge döndürmeye çalışacak en az 2 litre suyu tüketin.
- Ramazan dönemi, öğün sayısı bakımından sınırlı olsa da besin sayısı bakımından oldukça zengin olmalıdır.
Ramazan İçin Sağlıklı Beslenme Önerileri
Oruç tutarken sağlıklı beslenme için mutlaka 2 öğün yapmanızı öneriyoruz. Sahuru atlamak büyük bir hata olacaktır. Yiyip yatınca çok zorlanıyorsanız ya sahuru daha erken yapmalısınız ya da imkanınız varsa sahur yaptıktan sonra hemen uyumamalısınız. Tek öğün sağlıklı bir şekilde yapıldığı takdirde tüm gün vücudunuza gereken kaloriyi sağlamayacaktır. Gereken tüm kaloriyi tek bir öğünde sağlamanız ise kan şekeri dengesi ve sindirim sisteminiz açısından oldukça zorlayıcı olacaktır. 2 öğün şeklinde ilerleyeceğiniz oruç programında dikkat etmeniz gerekenler ise şu şekilde;
Ramazan 2022 Yılında Yine Sıcak Günlerde Geçecek!
Sıcak günlerde uzun süre oruç tuttuktan sonra açlıktansa susuzluk daha baskın gelmeye başlıyor. Bu nedenle oruç açarken ilk suya sarılırız ve 2-3 bardak su içeriz ancak bu yanlıştır. Uzun süre açlıktan sonra fazla su içmek iştah dengemizi bozar. 1 bardak su ve 1 hurma ya da 2-3 zeytinle orucumuzu açmak oldukça uygundur.
İftara Çorba ile Başlayın!
Uzun süre boş kalan mide için en ideal başlangıç ılık ve besleyici bir çorbadır. Bu sayede hem gereksiz kalori alımından kaçınır, hem de midenizi yormazsınız. Çorbanızı tükettikten sonra 1-2 bardak su içerek 30-45 dakika kadar yemek yemeye ara vermelisiniz.
Günlük Su Tüketimini Aksatmayın!
Oruç tutarken en büyük problemlerden biri vücuda gereksinimi olan suyu verememektir. İftara su ile başlamak ve sahura kadar düzenli olarak su tüketmek çok önemlidir. Eğer tansiyon probleminiz yoksa 1-2 şişe maden suyu tüketmek de mineral alımınıza katkı sağlayacaktır. İftardan sonra sahura kadar sıkça idrara çıkmak ve idrar renginizin açık olması iyi derecede su içtiğinizin göstergesidir. Sahurda da su içmeyi unutmamak bağırsaklarınızın düzgün çalışmasını sağlar.
Ağır Yemekler Yerine Sebze ile Beslenin!
Ramazan döneminde klasik beslenme alışkanlıklarından biraz vazgeçmeniz ve sindirimi kolay besinler tüketmeye özen göstermeniz önemlidir. Aşırı yağlı ve sindirimi zor olan besinler yerine bol bol taze sebze yemeği yemeli; bağırsaklarda uzun süre kalarak tok tutan lifli ve tahıllı öğünler tüketmelisiniz. Kan şekerini yavaş yavaş yükselten ve nişasta içermeyen sebze yemekleriyle düşük kalorili ve besleyici menüler hazırlayabilirsiniz. Menünüzde ana yemek olarak hayvansal protein yer alsa bile yanında mutlaka bir sebze yemeği ve çiğ salata bulundurmalısınız. Ramazan ayında kurubaklagil ve balık tüketmeyi de atlamamalısınız. Haftada 1-2 kırmızı et ya da tavuk yerine balık tüketip salatalarınızı da baklagillerle renklendirebilirsiniz.
Tatlı Tercihini Sütlü Tatlılardan Yana Yapın!
Rafine şeker içeren besinleri haftada 2 kere tercih edin. Tatlı seçiminde ise kan şekerini bir anda yükseltmeyen daha sağlıklı tercihler yapmalısınız. Özellikle sütlü tatlılar ve dondurma tatlı ihtiyacınızı daha sağlıklı şekilde karşılamanızı sağlar. Günlük olarak tatlı isteğinizi ise meyvelerden karşılamalısınız. Meyveler size vitamin, mineral ve aynı zamanda sıvı alımı yönünden kazanç sağlayacaktır.
Aşırı Egzersizden Kaçının!
Oruç sırasındaki bir diğer konu da günlük aktivite miktarının ciddi anlamda düşmesidir. Açlık nedeniyle gelen aşırı yorgunluk hem gün içinde daha az kalori harcamanıza, hem de metabolizma hızının düşmesine yol açar. Oruçluyken su tüketemeyeceğiniz için aşırı terleten egzersizlerden kaçınmanız önemlidir. Ancak iftar sonrası vücudu çok yormayan orta-hafif tempolu yürüyüş ve egzersizler ile kalp damar sağlığınızı koruyabilirsiniz. Aynı zamanda ramazan 2022 dönemi boyunca kilonuzu kontrol altına alabilirsiniz.
Sağlıklı ve dengeli beslenme adımları ile bağırsak hareketlerini artırabilir, açlık nedeniyle gelen halsizlik ve yorgunluk sorunlarına engel olabilirsiniz.
Fazla kilolar yalnızca sağlıkla ilgili sorunlar yaratmaz, aynı zamanda yaşam kalitesini ve insan psikolojisini de olumsuz olarak etkiler. Daha sağlıksız, daha mutsuz bir insan olmanıza bile neden olur. Düzgün düşünmenizi etkiler ve hayatınızla ilgili doğru kararlar almanıza da engel olur. Bu yüzden de aşırı kilolardan kurtulmanız, en azından bir zayıflama süreci içerisine girmeniz hayatınızı olumlu yönde değiştirmenize katkı sağlar. Fiziksel olarak kendinizi daha sağlıklı hisseder, psikolojik olarak kendinizi rahatlatarak daha stressiz bir hayat sürmeye başlarsınız. Bu durum otomatik olarak yaşam kalitesinin artmasına da yardımcı olur.
Günümüzde aşırı kilolardan kurtulmak için çıkarılmış bir çok zayıflama diyeti modeli bulabilirsiniz. Bu yöntemler her zaman bilimsel ya da güvenilir olmayabiliyor. Özellikle yaşam tarzı değişiklikleri yapmak zayıflamanın kalıcı olmasını sağlarken zayıflama amacıyla yapılan şok diyetler kısa süreli kilo verimi sağlıyor. Eğer zayıflamak istiyorsanız ortaya daha ciddi sağlık sorunları çıkmadan güvenilir yöntemlerle bu süreci tamamlamanızı öneririm.
YANLIŞ UYGULANAN ZAYIFLAMA DİYETLERİNİN ZARARLARI
Vücut ağırlığı, aynı zamanda doğrudan sağlıkla ilgilidir. Bu yüzden eğer bir obezite sorunu yaşadığınızı düşünüyorsanız, öncelikle bir doktora görünmek daha faydalı olacaktır. Çünkü altta yatan ve obeziteye bağlı olarak gelişmiş olan çeşitli sağlık sorunlarınız bulunabilir.
Çok düşük kalorili diyetler
Kendinizi zayıflama için psikolojik olarak hazır hissettiğiniz zaman ilk önemli konu çok düşük kalorilerle beslenmemek. Her ne kadar yüksek kalorili yiyecekler kilo almak ile ilişkilendiriliyor olsa da, aslında durum biraz daha farklı. Çünkü düşük kalori ile beslenmek vücut direncinin düşmesine ve zaman içerisinde metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Metabolizması yavaş olan insanlar için zayıflama çok daha zor bir hal alır. Bu yüzden de kaloriden çok fazla feragat etmemek adına kalorili besinler tüketseniz bile fiziksel aktivitelerle aldığınız kalorileri harcamanız gerekiyor. Yani zayıflamak için aç kalıp güçsüzleşmek yerine, sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenerek fiziksel aktiviteyi artırmak çok daha iyi bir yol olarak gösteriliyor. Çünkü bu durum vücudunuzun daha doğru bir şekilde çalışmasına ve zayıflamaya yardımcı olur.
Kendini Aç Bırakmak
Kendinizi aç bırakmak bir sonraki öğünde kontrolsüzce yemekle sonuçlanır. Sağlıklı zayıflama diyetleri yaparken de tabi ki küçük çapta açlıklarınız olacaktır. Yemek zamanınız geldiğinde acıkmak insanlığın doğasında var. Hepimiz acıkıyoruz :) Ancak aç olduğunuzu anlayıp da kilo vermek adına saatlerce açlığınızı sürdürdüğünüzde sandığınız gibi sağlıklı bir kilo verimi sağlayamazsınız. Bunun hem fizyolojik hem de psikolojik etkileri olacaktır. Fizyolojik olarak başta su ve kas kaybı oranınızı arttırırsınız, daha çok rafine karbonhidratlı besinler tüketmeye odaklanırsınız. Psikolojik olarak ise yeme ataklarını tetiklersiniz. Sonuç olarak içinden çıkamadığınız bir döngüye hoş geldiniz :)
Çok Kısıtlayıcı Diyetler Yapmak
Belirli besin gruplarının tamamen kaldırıldığı ya da yüksek miktarda kısıtlandığı zayıflama diyetleri süreç sonunda kilo alma olasılığınızı arttırıyor. Kalıcı kilo vermenin sırrı kalıcı beslenme davranışları edinmektir. Bir besini sağlıksız yapan sizin onu tüketim sıklığınız ve miktarınızdır. Hangi besini ne zaman ve ne miktarda tüketmeniz gerektiğini ve sizin bedeninizdeki etkisini gözlemleyin ki zayıfladıktan sonra da kilo kontrolünüzü sağlayabiliyor olun. Aynı zamanda kısıtlayıcı diyetler vitamin ve mineral alımınız yönünden de olumsuzluklar yaratacaktır.
Ödem Atıcı/Laksatif İçecekleri Yüksek Miktarda ve Sık Kullanmak
Ödem atıcı çayları zayıflama amacıyla sıklıkla kullandığınızda birincisi elde ettiğiniz kilo kaybı çok yanıltıcıdır. Zayıflama sürecinde hedeflediğimiz şey yağ kütlesi kaybıdır, su kütlesinden yüksek bir kayıp değil. Su kütlesinden sağladığınız kaybın fazlası B vitamini ve mineral kaybı demektir. Bu durumda tansiyon düşüklüğü, gerginlik, stres, uyku düzeni bozuklukları yaşayabilirsiniz. Laksatif çayların da etkisi benzerdir, mineral kaybı çok daha fazladır. Aynı zamanda sinameki ve açlık otu gibi bitkiler bağırsak tembelliğine yol açar. Bunlar da metabolizmanızı doğrudan etkileyen etmenlerdir. Aynı zamanda böbreklerinizin fazla çalışması bir süre sonra sorun yaratabilir. Karaciğerinizde de bazı çayların uzun süreli kullanımında hepatotoksisite oluşabilir.
Yüksek Protein Düşük Karbonhidrat İçeren Zayıflama Diyetleri
Yüksek protein diyetleri ile zayıflayabilirsiniz ancak uzun sürede kalp damar ve böbrek hastalıklarına davetiye çıkarırsınız. Hayvansal protein içeren besinlerin sodyum değerleri de yüksektir. Bu nedenle tansiyonunuzun yükselme riskini de arttırırsınız. Yüksek protein tüketimi karaciğer yağlanması ile de ilişkilidir. Karbonhidratların yüksek miktarda azaltılması da kilo verimi sonrasında karbonhidrat krizlerini tetikleyecektir.
Zayıflama Sürecinde Uygulayabileceğiniz Sağlıklı Yöntemler
Sağlıklı zayıflama yöntemleri arasından genel önerilerimizi şu şekilde listeleyebiliriz:
- Uykusuzluk size kendinizi yorgun ve bitkin hissettirir. Hem egzersiz yapmanıza engel olur hem de iştahınızı açar. Bu yüzden erken yatın, erken kalkın ve kendinizi uykusuz bırakmayın. Uykunuz ne kadar kaliteli olursa, hayatınız da o kadar kaliteli olur.
- Yumurta yüksek protein içermesi sebebiyle tok tutarak daha az yemek yemenizi sağlar. Bu yüzden de sabahları kahvaltıda mutlaka yumurta tüketmeye çalışın.
- Diyetinizden karbonhidratları çıkartmayın ancak azaltabilirsiniz. Aynı zamanda tükettiğiniz yağların sağlıklı olduğundan emin olun.
- Öğünlerinizde daha çok işlenmemiş gıdalar bulundurun ve gün içerisinde yanınızda sizi tok tutacak sağlıklı atıştırmalıklar taşıyın. Dışarıdan beslenmeyi azaltın ve yemeğinizi kendiniz pişirmeye başlayın.
- Her gün tartılmaktan uzak durun. Bu durum sizin motivasyonunuzu düşürür. Bu yüzden haftada bir tartılarak gelişiminizi takip edin.
- Televizyon karşısında, internet ya da cep telefonunuza bakarak yemek yemeyi bırakın.
Eğer söz konusu yöntemleri hayatınıza uygulamayı başarırsanız, zayıflama süreci sizin için çok daha iyi bir şekilde ilerleyecektir.
Beslenme her gün gelişmekte olan bir bilim dalıdır. Son dönemdeki bilimsel çalışmalar bireysel özelliklerin diyet sürecindeki önemini ortaya koymaktadır.
Sezgisel Beslenme Nedir? Nasıl Uygulanır?
Vücudun açlık ve tokluk sinyalleri hakkında bireyi uzmanlaştıran yeme sistemi “sezgisel beslenme” olarak adlandırıyoruz. En temelinde geleneksel diyet sistemlerine karşı olan bu beslenme yöntemi, katı yemek yeme kuralları içermez; aksine kişinin kendi seçimlerinin en doğru yeme biçimi olduğunu öğretir. Bir diyet türü değildir. Amaç beden ağırlığı denetimi sağlamak değildir. Vücudun yemek yeme bilgeliği kazanması olarak da tanımladığımız sezgisel beslenmenin kendi içinde temel prensipleri vardır. Burada kendi uzmanınız sizsiniz.
Sezgisel Beslenme Nedir?
Son dönemde öne çıkan beslenme türlerinden biri de sezgisel beslenme. İnsan vücudunun açlık ve tokluk sinyallerini dinlemesine ve buna göre hareket etmesine yönelik bir yöntemdir. Bu yöntemde kişinin kendi ihtiyaçlarını daha iyi algılaması ve buna uygun şekilde beslenmesi hedefliyoruz. Dolayısıyla beden ve yemek algısına daha sağlıklı bir tutum içinde yaklaşılmasına yardımcı oluyoruz.
Bu beslenme yöntemindeki temel fikir ise açlıkta yemek yeme, doyunca yemek yemeyi sonlandırmaktır. Maalesef pek çok sürdürülebilir olmayan, basmakalıp diyet planlarını uygularken sezgisel beslenme modelinden uzaklaşabilirsiniz. Sürekli popüler diyetleri uyguladıysanız artık ne yiyeceğinizi bilemez hale gelmiş olabilirsiniz. Bazı kronik hastalıklar, öğün saatlerini belirlemek, katı kurallara dayanan yöntemler uygulamak ve benzeri planlar vücudunuzun yemek yeme konusunda kendi sezgilerinden uzaklaşmasına neden olur. Buradaki amaç kişinin kendi hislerine güvenmesini ve vücudunu tanımasını sağlamaktır. Sezgisel beslenmenin en önemli hususu ise fiziksel ve duygusal açlığı birbirinden ayırmaktır.
- Fiziksel Açlık: Biyolojik bir dürtüdür ve vücudunuzun besin ihtiyacı olduğunu haber verir. Yavaş yavaş gelişen fiziksel açlığı ertelerseniz mide gurultusu, bağırsak sesleri, yorgunluk ve sinir hali gözlemleyebilirsiniz. Yemek yemeniz ile açlık hali sonlanır.
- Duygusal Açlık: Üzüntü, yalnızlık, stres ve sevinç gibi duygu durum değişikliklerini yemek yiyerek bastırma isteğidir. Çoğu zaman yemek yedikten sonra pişman olma ve daha kötü hissetme gibi duygular gelişir. Normal ve olması gereken bir süreç değildir, bu nedenle kontrol altına alınmalıdır.
Özetlendiğinde sezgisel beslenme; katı diyet kuralları barındırmaz. Bunun yerine amaç kendi ihtiyaçlarınızı öğrenmenize ve duygusal açlığınızı aradan çıkararak fiziksel açlığa odaklanmanızdır.
Sezgisel Beslenme Önemi
İnsan doğası gereği sezgisel bir yiyici olarak doğarız. Doyma noktasına geldiğimizde tatmin olarak yemek yemeyi sonlandırma davranışı sergileriz. Açken ağlama, doyunca susma, çok enerji harcadığında acıkma gibi davranışlar da içgüdüsel davranışlarımızdır. Yemek ile olan ilişkimiz zaman içinde gelişir. Ancak yaşın ilerlemesiyle birlikte ebeveynlerimizin tutumu, stres, ve katı kurallar hayatımıza dahil olmaya başlar; bu da o zamana kadar öğrenilen sezgisel beslenme yönelimimizden uzaklaşmamıza neden olur. Sonuç olarak fiziksel açlığımızın yerini duygusal açlık alır. Tabaktaki yemekleri bitirmek zorunda hissetmek, ödül olarak öğünlerden sonra tatlı yemek gibi yeni alışkanlıklar ediniriz. Bu durumu kontrol edemezseniz zaman içinde sağlık problemleri yaşayabilirsiniz. Aynı şekilde sürekli zayıflama zorunluluğu, bedeninden memnun olmama gibi psikolojik problemler de ortaya çıkabilir.
Sağlıklı bir yeme alışkanlığı kazanmak için kendinize neyin iyi gelip neyin gelmediğini bilmeniz gerekir, bunun içinde sezgisel beslenme alışkanlığını kazanmanız önemlidir. Katı diyet programları genellikle herkese uygun değildir; herkesin bünyesi, metabolizma hızı, ihtiyacı ve yağ yakım süreci bir diğerinden farklıdır. Bu nedenle en doğru beslenme yöntemi zaman içinde kendi deneyimlerinize dayanarak öğrendiğiniz yeme alışkanlıklarınızdır. Fiziksel ve duygusal açlığı birbirinden ayırmak, duygusal boşlukları yemek ile doldurmamak ve vücuda çevresel etmenlerden etkilenmeden besin seçimi yapmayı öğretmek sezgisel beslenmenin temelini oluşturur.
Yeme farkındalığı olarak da bilinen bu beslenme yöntemi; besin seçimlerinde yargılanma korkusundan uzaklaşma ve besine ait tat ile doyumu tam olarak algılama biçimidir. Kan şekeri ve kolesterol düzenlenmesi gibi pek çok faydası olduğunu gösteren altmıştan fazla çalışma gösterebiliriz. Ayrıca kişinin besin tüketimi sırasında yaşadığı duygu hassasiyetini azaltma konusuna odaklanır. Sonuç olarak birey toplumsal ve çevresel zorunluluklar, genel kilo verme-alma algısı ve başkalarının kendi vücuduna bakış açısı gibi olumsuz hislerden uzaklaşarak bedeniyle daha sağlıklı bir ilişki kurar. Tüm bunlar vücudun stresten uzaklaşmasını ve yemek yerken daha fazla tatmin olmasını sağlar. Bu nedenle sezgisel beslenme hem kilo kontrolü sağlamada da oldukça önemlidir.
Kimler Sezgisel Beslenebilir?
Yapılan araştırmalar; sağlıklı ve uzun bir ömür sürmek için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması gerektiğini gösterir. Bu aşamada kontrollü yemek yemenin ve yeme farkındalığı kazanmanın önemi oldukça fazladır. Özellikle yeme bozuklukları ve obezite gibi sorunları olan bireyler sezgisel beslenme yöntemi ile tedavi edilebilir.
Özel bir beslenme planı gerektiren bir hastalığı bulunmayan herkes sezgisel beslenerek besin seçimlerine denge getirebilir. Bu şekilde daha bilinçli ve doğru bir yeme alışkanlığı geliştirmek mümkün olur.
Sezgisel Beslenmenin Temel Prensipleri
İçgüdüsel ya da sezgisel beslenme; klasik diyet planlarının aksine kalori hesabı, porsiyon kontrolü, besin kısıtlaması ve benzeri bütün ilkeleri reddeder. Bunun yerine diyet zihniyetini dönüştürerek beslenme biçimini yeniden öğrenme konusuna odaklanır. Açlık, tokluk ve haz gibi yemek yeme ile ilişkili olan hisler, sezgisel beslenmenin temelindeki yaklaşımlardır. Bu beslenme 10 temel prensibi kapsar. Bu prensipler bedeninizle uyumlanmanızı ve uyumlanmanızın önündeki engelleri kaldırmayı sağlıyor.
1- Diyet Zihniyetini Reddetmek
Aralıklı oruç, ketojenik diyet, kalori sayımları ve daha benzeri pek çok diyet programını uygulamanıza rağmen hedefinize ulaşmamış veya hala yemek yeme ile ilgili sorunlardan kurtulamamış olabilirsiniz. Yapılan çalışmaların pek çoğu hızlı verilen kiloların daha sonra daha hızlı alındığını gösteriyor. Hücrelerin az kalori tüketimine karşılık olarak metabolizma hızımız yavaşlıyor. Özetle, beyin uyguladığınız diyetlere rağmen vücudunuzu hayatta tutabilmek için metabolizmanızı yeniden düzenler. Sonuç ise kilo vermenin aksine almanızdır. Başarısız sonuçlanan ve sürdürülemeyen diyetler ise özgüveninizi zedeler, aslında doğru olan ömür boyu devam edilecek bir beslenme alışkanlığı kazanmanızdır. Bu nedenle önemli olan vücudunuzu katı kurallar uygulamaya zorlamamanız ve sürdürülebilir bir alışkanlık edinmenizdir. Katı kurallar sadece kısa süreli sonuç gösterir, ancak uzun vadede daha ciddi sorunlar doğurur.
2- Açlığa Saygı Duymak/Açlığı Onurlandırmak
Acıkmak vücudun enerji ihtiyacı olduğunu söyleyen normal bir sinyaldir. Mide guruldaması, tansiyon düşmesi gibi biyolojik sinyallere rağmen vücuda ihtiyacını vermemek ilkel açlığa neden olur. Uzun süreli açlık vücuda zararlıdır, genellikle ne yediğini kontrol edememek ve hızlı yemek ile sonuçlanır. Açlığı fark ederek, yavaş yavaş ve sakin yemek yemeye ise hoş açlık diyoruz. Sağlıklı olan ve sezgisel beslenme yönteminde önerilen de hoş açlığı korumaktır.
3- Tokluğu Hissetmek
Açlıkta olduğu gibi tokluğun da bilinçli bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Bu, tokken ihtiyaç olmadığı halde yemek yeme fikrinden uzaklaşmayı sağlar. Kişinin yemek yeme sırasında tabağındakileri bitirme zorunluluğu olmadığını bilmesi tokluğu hissetme anlamında önemli bir adımdır. Yemeğe çok açken oturmak da gereğinden çok yemek yemeye yol açar. Sezgisel beslenme farkındalığı kazanmanız vücudun açlık ve tokluk halini algılamanıza, doyunca yemek yemeyi bırakmanıza yarayacaktır. Bunun için yavaş yavaş yemek yemek ve yenilen besinlerin tadına iyice varmak önemlidir.
4- Yemeklerle Barışmak
İnsan kendine yasaklar koyduğunda bu yasakları delmeye programlı bir canlıdır, bu nedenle yiyeceklere sağlıklı, zararlı, faydalı gibi etiketler koymak aslında yemek yeme stili üzerine daha çok düşünmeye neden olur. Katı beslenme saatleri planlamak ve benzeri yöntemler de yemek yeme alışkanlıklarında takıntılı olmaya yol açar. Yasakları bir kez delmek ise, nasıl olsa bozuldu mantığıyla ihtiyaçtan çok yemek ile sonlanır. Sezgisel beslenmede yemek yemeye koşulsuz olarak izin verme, bütün yiyeceklere eşit ölçüde yaklaşma mantığı bulunur. Bu sayede hiçbir şey yasak olmadığından ihtiyacınız kadar beslenip, yiyeceklerden keyif alabilirsiniz.
5- Zihindeki Diyet Polisinden Uzaklaşmak
Pek çok kişi “Karbonhidratlar kilo aldırır!”, “Kilo vermezsem beğenilmem!”, “Bu saatte yemek yiyemem!”, “Çok kilo aldım, bu şekilde insan içine çıkamam!” gibi sosyal medya ve internetle daha çok yaygınlaşan kalıplaşmış algılara uyar. Ancak bunlar kesin bir gerçeklik taşımayan, insanın kendi zihninde var olan cümlelerdir. Sağlıklı ve mutlu bir beslenme alışkanlığı kazanmada siyah beyaz kuralların olmaması gerekir. Bu nedenle sezgisel beslenme, insanın zihnindeki bu diyet polisine karşı çıkarak kimseye kendini beğendirme zorunluluğu olmadığını hatırlatmaya çalışan bir farkındalıktır.
6- Yemeklerden Keyif Almak
Yemek yemeyi çok sevmek bir sorun değil, aksine bir tatmindir. Pek çok kişi bunu bir problem gibi aksetse de, yemek yeme sırasında besinlerden keyif almak sezgisel beslenme adına büyük öneme sahiptir. Beslenme fikriyle barışık olmak vücuda iyi gelen yiyecekleri daha iyi ayırt etmeye yarar, ancak bu durum bazen duygusal krizleri önlemek adına bir savunma olarak da kullanılabilir. İşte burada sağlıksız ve gerçekçi olmayan bir haz duygusu vardır. Sezgisel beslenmenin savunduğu şey, besinlerin tadı ile duygu durum bozukluklarından kaynaklanan iştahı birbirinden ayırmaktır. Yemek yemek vücuda ihtiyacı olan enerjiyi sağlar. Bunu keyifli ve tatmin edici bir deneyime dönüştürmek gerekir. Böylece besinleri tadına vararak yemek, beslenmeden keyif almak ve kontrollü bir yeme alışkanlığı geliştirmek kolaylaşır.
7- Duygular İçin Besinleri Kullanmamak
Yemek yemek rahatlatıcı ve keyiflendirici bir eylemdir, aynı zamanda normal ve olması gereken biyolojik bir süreçtir. Hayatınız boyunca stres, kaygı, üzüntü, öfke ve benzeri duygularla baş etmek için besinleri kullanabilirsiniz. Bu durum zamanla bir alışkanlık halini alır ve sonuç tokken yemek yiyerek kilo alımı olur, ayrıca yedikten sonra bu duyguların yerine pişmanlık ile üzüntü gelir. Yemek yemek negatif duyguları kısa süreli bastırmaya yarasa da uzun vadede size bir çözüm sunmayacaktır. Dolayısıyla insanın bu olumsuz duygularla baş etmek için yemek yemeden farklı yöntemler geliştirmesi, yeme alışkanlığını yeniden düzenlemesi gerekir.
Bir yemeği neden sevdiğinizi düşünmek, yemek yemek dışında neyin pozitif hissetmeye yardımcı olduğunu bulmanız ve yiyecekleri duygularınızın aracı olarak görmemeniz sezgisel beslenme prensiplerinin temelini oluşturur. Bunun yerine meditasyon yapmak, müzik dinlemek, kitap okumak ve benzeri sevilen aktiviteleri gerçekleştirmeyi tercih edebilirsiniz. Duygu atakları geldiğinde insanın kendine yemek yedikten sonra gelecek hisleri ve yemek yemenin durumu tersine çevirmeyeceğini hatırlatması da öğrenmenin önemli bir parçasıdır.
8- Bedenini Sevmek
Günümüz toplumu özellikle kadın bedeninin nasıl olması gerektiğine dair katı kurallara sahip. Aynı durum erkekler için de geçerli olsa bile durum kadınlar için çok daha ciddi boyutlarda. Sosyal medya, televizyon programları ve i̇nternet üzerindeki pek çok mecra fiziksel özelliklerin nasıl daha iyi olabileceğine dair zıt görüşler savunuyor ve bu durum pek çok kişinin kendi bedeninden rahatsız olmasına neden oluyor. Oysa kendi bedenine karşı bu kadar yargılayıcı olmamak, olduğu gibi kabul ederek saygı duymak gerekli.
Çevresel faktörler nedeniyle zaman içinde gelişen bu eleştirel bakış kişinin gereğinden az-çok beslenmesine, çareyi şok diyetlerde ve ilaçlarda bularak hastalıklara davetiye çıkarmasına neden olabilir. Bu görüşlerin aksine sezgisel beslenme, herkesin kendine özel eşsiz ve farklı bir bedene sahip olduğunu savunur. Dolayısıyla genetik kodları kabullenmek, kendini başkalarıyla mukayese etmemek ve fiziksel özelliklerine saygı duymak önemlidir. Çünkü beden yürümek, uyumak, hareket etmek ve yaşamak için herkesin ömür boyu sahip olduğu bir şeydir ve pek çok açıdan benzersizdir.
9- Egzersiz Farkını Hissetmek
Diyet yapmak çoğu zaman hareket etmekten daha kolaydır. Bu en temeline pek çok kişinin uyguladığı diyetlere rağmen başarıya ulaşamamasının ana nedenidir. Vücudun ekstra kalori yakımı ile kilo vermesine yardımcı olan egzersiz, aynı zamanda sağlıklı bir hayat yaşamak için de gereklidir. Bu nedenle her egzersizin temel amacının kilo vermek olmadığını bilmelisiniz. Kilo verme amacıyla yemek yemeniz ve egzersiz sürecini planlamanız, hareket ederken stres olmanıza ve bunu bir zorunluluk olarak görmenize neden olacaktır. Sonuç olarak egzersiz yapmak keyifli bir süreç olmaktan çıkarak çile haline dönüşür ve bu stresin sonu yeme alışkanlıklarının iyice bozulmasına yol açar.
Oysa hareket etmek, vücudun kendini daha iyi, dinamik ve mutlu hissetmesine yardımcı olur. Ancak bu noktada vücudu dinlemek ve örneğin hasta ya da halsizken kendini egzersize zorlamamak gerekir. Yorgun veya kötü hissedilen günlerde egzersiz yapmak zorunda olmadığınızı bilmek, sezgisel beslenme ile öğrenilen bir kazanımdır. Bu; kişinin kendi bedenine ve hislerine saygı duyduğunu, ona güvendiğini, egzersizi kilo vermek için değil sağlıklı bir yaşam sürdürmek için yaptığını gösterir. Dolayısıyla herkes kendine iyi gelen farklı bir aktivite gerçekleştirerek kendini ödüllendirmelidir.
10- Kendine İyi Davranma
Sezgisel beslenmede kişinin kendi bedenine uygun olan ve onu mutlu eden seçimler yapması büyük önem taşır. Bu çeşitli beslenme, aktivite ve düşünme alışkanlıklarının yeniden öğrenilmesini gerektiren bir süreçtir. Süreç boyunca vücudun çevresel faktörlerle öğrendiği yanlış alışkanlıklardan uzaklaşması, daha sağlıklı alışkanlıkların kazanılmasında etkilidir. Tek bir besin veya tek bir egzersiz yapmadan geçen gün kilo almaya neden olmaz, aynı şekilde kilo vermek de bir anlık bir eylemle gerçekleşmez.
Aslında kendi bedenini dinlemek onun neye ihtiyacı olduğunu daha iyi anlamaya ve kendine neyin iyi geldiğini öğrenmeye yarar. Bu noktada kişinin ne kadar özel ve benzersiz bir bedene sahip olduğunu kendine hatırlatması gerekir. Bu sayede sunulan hazır beslenme planlarının kendine uygun olmadığını anlamak, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını daha iyi algılayarak bunlara yanıt vermek mümkün olur. Bedenin sinyallerini duymak, onlara karşılık vermek ve kendini tanımak zamanla herkesin kendi için en ideal alışkanlıkları kazanmasına yardımcı olur. Ancak bu süreç bir anda geliştirilemez ve adaptasyon için zaman gerekir. Önceki prensipleri pekiştirmek, bütünlüğü sağlamak ve bedene iyi davranmak büyük önem taşır. Tek başına duygularıyla veya süreçle başa çıkmak da her zaman mümkün olmayabilir, bu aşamada özellikle uzun süreli yeme problemleri yaşayanlarda uzman yardımı almak daha doğru olur.
Sağlıklı beslenme, vücut formunun ve sağlığının korunması için en önemli faktörlerdendir. Henüz bebekken anne sütü ile beslenmeyle başlayan bu süreç yaşlılığa kadar devam eder. Bütün yaş grupları ve cinsiyetler için sağlıklı beslenme, insan ömrünü uzatan ve hayat kalitesine artıran bir etkiye sahiptir. İdeal kilo aralığındaki vücudun hastalıklara karşı dirençli olması yine dengeli beslenmeyle sağlanır. Bunun için vücuttaki enerji ihtiyacının tam olarak karşılanması ve tüketilen besinlere dikkat edilmesi gerekir. Peki sağlıklı beslenme nedir ve nasıl olmalıdır?
Sağlıklı Beslenme Nedir?
İnsan vücudu, biyolojik işlevler ve günlük aktiviteler için gıdaya ihtiyaç duyar. Dengeli ve düzenli beslenen insan vücudunda, fonksiyonların sağlıklı şekilde devam etmesi sağlanır. Solunum, sindirim, boşaltım, dolaşım, iskelet, kas ve sinir sistemlerinin düzgün çalışması sağlıklı beslenme ile sağlanır. Bunlara ek olarak vücut salgılarının oranlı şekilde üretilmesi, motor becerilerinin sekteye uğramaması ve bilişsel fonksiyonların devamlılığı için de tüketilen besinler büyük önem taşır.
Kısacası sağlıklı beslenme, insan vücudunda fonksiyonların sağlıklı şekilde sürdürülmesi için belirli besin öğelerinin dengeli oranda vücuda alınması anlamına gelir. Her bireyin ihtiyacı olan enerji miktarı birbirinden farklıdır. Bu nedenle dengeli beslenme kişinin yaşı, cinsiyeti, uyguladığı egzersiz programı ve genel sağlık durumu ile yakından ilişkilidir.
Sağlıklı Beslenmenin Önemi
Dengeli ve sağlıklı beslenme, vücut işlevlerinin sıkıntısız şekilde sürdürülmesini sağlar. Tam tersi durumda ise vücutta çeşitli rahatsızlık ve problemler ortaya çıkar. Enfeksiyon hastalıkları, akut problemler ve bağışıklık sistemi rahatsızlıkları sağlıklı beslenilmemesi durumunda ortaya çıkan başlıca sorunlardandır. Kronik hastalıkların pek çoğu da yine sağlıksız beslenme kaynaklıdır. Dünya genelinde en sık karşılaşılan beslenme problemlerinin başında obezite gelir. Ülkemizde de dengesiz beslenmeye bağlı fazla kilo ya da obezite gözlenen çok sayıda birey bulunuyor. Obezite; diyabet, kalp damar hastalıkları, metabolik sendrom ve hormon dengesizlikleri gibi birçok hastalığa neden olur. Özetle incelendiğinde, sayılan bütün durumlar yetersiz veya dengesiz beslenmeyle ilişkilendirebiliyoruz. Malnütrisyon; vücuda yeterli oranda sağlıklı besin alınmaması anlamına geliyor. Bu durumda ortaya çıkan diğer hastalıklardan bazıları ise şu şekilde sıralayabiliriz:
- Zayıflık
- Tiroid hastalıkları
- Kısırlık (infertilite)
- Vitamin ve mineral eksiklikleri ile bundan kaynaklanan problemler
- Gelişme ve büyüme geriliği
- Sık sık enfeksiyon geçirme
- Konsantrasyon güçlüğü
- Bilinç bulanıklığı
- Unutkanlık
- Bozuk organ işlevleri
- Sürekli yorgunluk ve halsizlik
- Kansızlık (Anemi)
- Kan kaybı (Sarkopeni)
- Kemik ve eklem rahatsızlıkları
- Kas gücünde zayıflık
Dengesiz, sağlıksız, aşırı veya yetersiz beslenme uzun süre devam ederse ölüme kadar ilerleyen ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu nedenle herhangi bir beslenme probleminin olduğu durumda, vakit kaybetmeden uzmana başvurulması hastalıkların önüne geçme ve zamanında müdahalede hayati önem taşır.
Besin Ögeleri Nelerdir?
Her insan günlük aktiviteler ve biyolojik fonksiyonlar için belirli bir enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjiyi, vücuda alınan besinler yoluyla karşılıyoruz. Bunun için dengeli oranda protein, karbonhidrat, yağ, lif, vitamin ve mineral tüketmek sağlık açısından büyük önem taşır. Bu besinlerin yeterli oranda vücuda alınması, bağışıklık sistemini güçlendirerek genel sağlık durumunun korunmasını sağlar. Bu nedenle her bireyin gün içinde ihtiyacı olan seviyede ve aşırıya kaçmadan beslenmesi gerekir. Sağlıklı beslenmenin parçası olan besin ögeleri ise farklı gruplar altında incelenmeli bu yüzden kliniğimizde kişiye uygun diyet programını bu grupların her birinden yeterli seviyede alacak şekilde oluşturuyoruz.
Protein
Protein, insan vücudunda en fazla bulunan besin ögesidir. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayan proteinler, aynı zamanda hücre yapımı, onarımı ve korunmasında da etkilidir. Vücudun her yerinde bulunduğu için pek çok organ ve doku sağlığının korunmasını, vücut fonksiyonlarının düzgün işlemesini sağlar. Ayrıca uzun süreli tokluk hissi ile dengeli bir enerji seviyesine sahip olmak da yine yeterli oranda protein tüketimiyle alakalıdır. Ancak her protein sağlıklı değildir. Örneğin; kırmızı ve işlenmiş et tüketimi sağlıklı protein almak için iyi bir beslenme önerisi olarak kabul edilmez. Bunun yerine balık ve beyaz et tüketimi daha fazla sağlıklı protein alınmasını sağlar.
Kaliteli protein kaynakları şunlardır:
- Balık
- Kümes hayvanları
- Yumurta
- Bezelye
- Fasulye
- Mercimek
- Soya ve soya ürünleri
- Tam tahıllar
- Kabuklu çerezler
Yağ
Vücut fonksiyonlarının sürekliliği için gerekli olan bir diğer besin grubu yağdır. Hücreleri yenileyen, enerji veren, hormonal denge sağlayan ve vücut işlevlerine yardımcı olan yağların dengeli tüketilmemesi ise kilo artışıyla ilişkilendirilir. Bu nedenle sağlıklı beslenme sağlanması açısından tüketilen yağ miktarı ve kaynağı önem taşır.
Sağlıklı yağlar;
- Zeytinyağı, susam tohumu, avokado, badem, yer fıstığı, fındık gibi tekli doymamış yağlar
- Mısır, keten tohumu, ceviz, ay çiçek, somon ve ton balığı gibi çoklu doymamış yağlar olarak sıralanır.
- Sınırlı miktarda tüketilmesi uygun; süt ve ürünlerinde bulunan yağlar, tereyağı, kaz yağı ve etlerdeki yağlar gibi doymuş yağlar
Sağlıksız yağlar;
- İşlenmiş gıdalarda bulunan yağlar, kuyruk yağı ve trans yağlar olarak bu gruptadır.
Karbonhidrat
Vücuda gerekli enerjiyi sağlayan bir diğer besin kaynağı ise karbonhidratlardır. Tıpkı yağlar gibi karbonhidratlar konusunda da son yıllarda olumsuz izlenim oluşturulmuş durumdadır. Ancak sağlıklı beslenme için tüketilen karbonhidrat çeşidi miktarından daha önemlidir. Yeterli oranda karbonhidrat alınmaması kan şekerinde dalgalanmalara, sinir ve ruh sağlığında bozulmalara, çeşitli fonksiyonel aksaklıklara yol açar.
- Sağlıklı karbonhidratlar; tam tahıllar, mercimek ve fasulye türleri, meyve ve sebzelerdir.
- Sağlıksız karbonhidratlar; Hamur işi, tatlı, pasta, beyaz ekmek, şekerli ve gazlı içecekler, işlenmiş ve rafine gıdalardır.
Bunlara ek olarak sağlıklı beslenme için önemli olan lif, vitamin ve mineral gibi farklı besin grupları da vardır. Lifler vücudun sindiremediği karbonhidrat türleridir aynı zamanda kan şekeri ile kolesterolün düşürülmesinin yanı sıra bağırsak sağlığına da iyi gelirler. Vitamin ve mineraller ise hücre ve organ işlevlerine yardımcı olan, bağışıklık sistemini geliştiren ve sağlıklı büyüme sağlayan maddelerdir. Aynı zamanda antioksidan görevi görürler.
Sağlıklı Beslenme Nasıl Olur?
Sağlıklı beslenme, vücudun ihtiyacı olan besin gruplarının kişinin yaşı, cinsiyeti, sağlık ve egzersiz durumuna göre doğru oranda alınmasıdır. Kilo vermek için kalorisi ve besin kalitesi düşük gıdaların tüketimi ile aşırı fazla besin alımı sağlıksız beslenmeye örnektir. Düzgün çalışan vücut fonksiyonları ve yüksek yaşam kalitesi için yeterli ve sağlıklı beslenme gereklidir. Bunun için uygulanması gereken adımlar şunlardır:
- Dengeli beslenmek, düzenli besin alımıyla mümkündür. Öğün atlamak sanılanın aksine insan vücuduna zararlıdır. Çünkü aç bırakılan vücut, sonraki besin alımında ihtiyaçtan fazla besin tüketmek ister, bu durum da metabolizma dengesinin bozulmasına neden olur.
- Öğünlerde çeşitli besinlere yer vermek ve gün içerisinde farklı gıda gruplarından tüketmek vücudun her açıdan daha fazla dirençli olmasını sağlar.
- Bol bol meyve sebze tüketmek, sağlıklı beslenme için ana etmenlerdendir. Çünkü bu grup besinler fazlasıyla su, vitamin ve mineral içerir, aynı zamanda düşük kalorilidir.
- Yeterli beslenme için yağ tüketiminin dengeli olması gerekir. Bunun için margarin beslenme programından çıkarılmalı ve tereyağı az tüketilmeli. Özellikle bitkisel yağların tercih edilmesi gerekir. Ancak bitkisel yağ tercihi yaparken de soğuk sıkım olmasına özen gösterilmelidir.
- Hazır gıdalar, işlenmiş ve ağır besinler, yüksek enerji içeren paketli ürünler tüketilmemeli veya sınırlandırılmalıdır. Bu tür yiyeceklerin aşırı tüketimi kalp damar hastalıkları, diyabet, karaciğer rahatsızlıkları ve beyin hasarları gibi ciddi sorunlara neden olur.
- Rafine unlu besinler ve şekerli ürünlerinin yerine, kompleks karbonhidratların tüketilmesi gereklidir. Çünkü sağlıklı karbonhidratlar kabızlığı engeller, sindirim sistemini düzenler, kilo kontrolü sağlar ve kötü kolesterolü düşürür.
- Sağlıklı beslenmenin temel faktörlerinden biri de yeteri oranda su içmektir. Bunun için birey idrar rengini her zaman kontrol etmelidir. İdrar rengi açık-uçuk sarı ya da şeffaf olmalıdır. Akciğerlerin düzgün çalışması ve toksinlerin vücuttan atılması için su çok önemlidir.
UYARI: Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan makale ve yazılar Diyetisyen Özge Bayraktar'a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak göstermeden kullanılamaz.
Fazla kilolar yalnızca sağlıkla ilgili sorunlar yaratmaz, aynı zamanda yaşam kalitesini ve insan psikolojisini de olumsuz olarak etkiler. Daha sağlıksız, daha mutsuz bir insan olmanıza bile neden olur. Düzgün düşünmenizi etkiler ve hayatınızla ilgili doğru kararlar almanıza da engel olur. Bu yüzden de aşırı kilolardan kurtulmanız, en azından bir kilo verme süreci içerisine girmeniz hayatınızı olumlu yönde değiştirmenize katkı sağlar. Fiziksel olarak kendinizi daha sağlıklı hisseder, psikolojik olarak kendinizi rahatlatarak daha stressiz bir hayat sürmeye başlarsınız. Bu durum otomatik olarak yaşam kalitesinin artmasına da yardımcı olur.
Günümüzde artık aşırı kilolardan kurtulmak için geliştirilmiş olan pek çok yöntem var. Bu yöntemler her zaman diyet programlarından oluşmuyor. Bazen yaşam tarzı değişiklikleri yapmak bile kilo verme sürecine yardımcı olabiliyor. Siz de kilo vermek istiyorsanız ortaya daha ciddi sağlık sorunları çıkmadan bu yöntemleri uygulamaya başlamalısınız.
Kilo Verme Tavsiyeleri
Vücut ağırlığı, aynı zamanda doğrudan sağlıkla ilgilidir. Bu yüzden eğer bir obezite sorunu yaşadığınızı düşünüyorsanız, öncelikle bir doktora görünmek daha faydalı olacaktır. Çünkü altta yatan ve obeziteye bağlı olarak gelişmiş olan çeşitli sağlık sorunlarınız bulunabilir. Eğer durum o kadar da ciddi değilse, sizin için oluşturduğumuz kilo verme tavsiyelerine kulak verebilir, aşırı kilolarınızdan kurtulmaya ve böylelikle daha sağlıklı bir hayata geçiş yapmak için adımlar atmaya başlayabilirsiniz.
İlk olarak kendinizi psikolojik olarak kilo vermeye hazırlamanız gerekiyor. Çünkü psikolojik olarak bunu yapmaya hazır değilseniz, bu yola hiç çıkmamak daha iyi. Psikolojinizi buna hazırlamak için de kilo vererek sahip olabileceğiniz ve şimdiki hayatınızdan daha kaliteli olması muhtemel o hayatı düşünebilirsiniz. Sonuçta daha sağlıklı ve daha yüksek standartlara sahip bir hayatı kim istemez ki? Bu yüzden vermek istediğiniz kiloya bağlı olarak da kendinizi buna adamanız ve bu yola çıktığınızda istikrar göstermeniz gerekiyor. Çıkmış olduğunuz diyet yolculuğunu yarı yolda bırakmak sizi psikolojik olarak daha kötü etkiler. İlk tavsiyemiz, bu yolculuğa, bu yolu tamamlamak için çıkmak ve kendinizi buna tamamen hazır hissetmek.
Düşük Kalorili Besinler Tüketmek Yerine, Sağlıklı Beslenip Spor Yaparak Kilo Verin
Kendinizi kilo vermeye psikolojik olarak hazır hissettiğiniz zaman ilk önemli konu çok düşük kalorilerle beslenmemek. Her ne kadar yüksek kalorili yiyecekler kilo almak ile ilişkilendiriliyor olsa da, aslında durum biraz daha farklı. Çünkü düşük kalori ile beslenmek vücut direncinin düşmesine ve zaman içerisinde metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Metabolizması yavaş olan insanlar için kilo vermek çok daha zor bir hal alır. Bu yüzden de kaloriden çok fazla feragat etmemek adına kalorili besinler tüketseniz bile fiziksel aktivitelerle aldığınız kalorileri harcamanız gerekiyor. Yani kilo vermek için aç kalıp güçsüzleşmek yerine, sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenerek fiziksel aktiviteyi artırmak çok daha iyi bir yol olarak gösteriliyor. Çünkü bu durum vücudunuzun daha doğru bir şekilde çalışmasına ve kilo vermeye yardımcı olur.
Gece Geç Saatlerde Yemek Yemeyin ve Daha Çok Yeşil Sebzelere Odaklanın
Gece geç saatlerde yemek yemek son derece sağlıksız bir durum. Özellikle kilo verme sürecinde kesinlikle yapılmaması gereken bir eylem. Eğer kısa süre sonra uyuyacaksanız ve uyku saatinden hemen önce yemek yerseniz, bu durum yalnızca kilo almanıza değil, aynı zamanda başka sağlık problemlerinin de ortaya çıkmasına neden olur. Bu konuda en çok karşılaşılan rahatsızlıklar çeşitli mide problemleri ve reflü. Bu yüzden gece yatmadan 2-3 saat önce yemek yeme olayını sonlandırmanız gerekiyor. Bu hem metabolizmanızın hem de vücudunuzun işleyişi açısından büyük önem taşıyor. Daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde kilo vermek için vücudunuzu ve sindirim sisteminizi sağlıklı tutmanız gerekiyor.
Bilindiği üzere yeşil sebzeler lif, vitamin ve mineral kaynağıdır. Lif kendinizi daha tok hissetmenize yardımcı olur ve bu durum daha az yemek yemenizi sağlar. Bu da zaten kilo vermek için ihtiyacımız olan bir durum. Bir diğer yandan metabolizmanın daha iyi çalışmasını sağlayacak olan en önemli besin kaynakları yeşil sebzelerdir. Dolayısıyla yeşil sebzeler bir yandan daha sağlıklı bir şekilde kilo vermenizi, bir yandan da vücudunuzun daha sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlar.
Düzenli Olarak Egzersiz Yapın ve Kaslarınızı Besleyin
Kilo vermenin en ideal yöntemlerinden biri, aldığınız kalori miktarından fazlasını yakmaktır. Bunun için de en sık tercih edilen yöntemlerden biri egzersiz yapmak. Çünkü ne kadar çok fiziksel olarak aktif olursanız, harcadığınız kalori de o kadar fazla olacaktır. Bir yandan ağırlık antrenmanları yapabilir ve bir yandan da kardiyo antrenmanlarını günlük rutinleriniz arasına ekleyebilirsiniz. Öncelikle kolay egzersizlerle başlayarak kondisyonunuzu artırabilir ve her gün yaptığınız egzersizleri bir miktar zorlaştırabilirsiniz. Mümkün mertebe her gün aktif kalın ve istikrarlı bir şekilde bu egzersizleri yapmaya devam edin. Bir diğer yandan egzersiz yaptıkça kaslarınız daha fazla besine ihtiyaç duyar. Bu yüzden de aç vermeden kilo vermenin en ideal yöntemi budur.
Düzenli olarak spor yapmak kas kaybetmenizi engeller. Bu da kendinizi daha güçlü hissetmenize yardımcı olurken, diyet sebebiyle kendinizi güçsüz hissetmenize engel olur. Yani bir yandan yemek yiyerek kaslarınızı besler, bir yandan spor ve egzersiz yaparak enerjinizi yüksek tutar, bir yandan da kilo verirsiniz.
Kafein ve Yeşil Çay Kilo Verme Sürecinize Yardımcı Olabilir
Kahve daha fazla kalori harcamanıza yardımcı olur çünkü bazal metabolizmanın hızlanmasını sağlar. Düzenli egzersiz ve kilo verme sürecine yönelik bir diyet yaptığınızda, kahveyi bu sürece dahil edebilirsiniz. Kahve içerisindeki bir uyarıcı olan kafein, kandaki adrenalin seviyesini yükseltir. Adrenalin de yağ hücrelerinin enerji olarak kullanılmasına yardımcı olur. Böylece zayıflama sürecini de hızlandırmış olursunuz. Aynı zamanda kendinizi daha enerjik hissettirdiği için antrenmanlardan daha yüksek verim almanızı sağlar. Antrenmanlardan yaklaşık 30 dk önce 1 bardak kahve tüketmeniz, hem egzersizlere odaklanmak, hem de zayıflama açısından faydalı olacaktır.
Bugüne kadar market raflarında zayıflamak için önerilen pek çok yeşil çay ürünü görmüşsünüzdür. Çünkü kilo vermek için değerlendirebileceğiniz bir diğer içecek de yeşil çay. Yeşil çayın öne çıkan özelliği antioksidan olmasıdır. Yeşil çay içerisinde kahvede bulunandan biraz daha az bir miktarda kafein bulunuyor. Bu yüzden de yağ yakımı açısından etkili olduğunu söylemek mümkün. Hem kilo vermeye yardımcı olması açısından, hem de daha sağlıklı bir hayat için günde 1 bardak yeşil çay tüketmek yararınıza olacaktır.
Şeker Tüketmekten Uzak Durun ve Mümkün Oldukça Meyve Tüketin
Şeker, insanların kilo almasını sağlayan en etkili besin ürünlerinden biri. Fakat burada tamamen sağlıksız bir kilo alma sürecinden bahsediyoruz. Çünkü fazla şeker almak vücudunuzda bir insülin direnci geliştirir ve böylelikle kilo verme süreci de yavaşlamış olur. Şeker tüketimini artırmak ortaya tip 2 diyabet (şeker hastalığı) gibi rahatsızlıkların çıkmasına da neden olabilir. Böyle bir durumda kilo vermek güçleşir ve hatta aksine kilo alımı bile yaşayabilirsiniz. Bu sebeple şekerli içeceklerden uzak durmak, şekerli tatlılar tüketmemek gerekiyor. Öncelikle çay ve kahveyi şekersiz tüketmeye başlayarak bu yönde bir adım atabilirsiniz.
Eğer canınız meyve suyu çekiyorsa, marketlerde satılan konsantre ve tatlandırılmış ürünlerden tercih etmeyin. Çünkü bunlar kilo verme açısından son derece zararlıdır. Bunun yerine meyve tüketin ya da satın almış olduğunuz meyveleri posasıyla birlikte püre ya da sıvı hale getirin. Bu şekilde meyvelerin içerisindeki vitamin ve minerallerden en verimli şekilde faydalanmamız mümkün.
Kilo Verme Sürecinde Uygulayabileceğiniz Diğer Yöntemler
Yukarıda saydığımız yöntemlerin dışında kilo vermek için uygulayabileceğiniz daha pek çok yöntem bulunuyor. Bu yöntemler arasından öne çıkanları şu şekilde listeleyebiliriz:
- Uykusuzluk size kendinizi yorgun ve bitkin hissettirir. Bu da hem egzersiz yapmanıza engel olabilir hem de iştahınızı açabilir . Bu yüzden erken yatın, erken kalkın ve kendinizi uykusuz bırakmayın. Uykunuz ne kadar kaliteli olursa, hayatınız da o kadar kaliteli olur.
- Yumurta yüksek protein içermesi sebebiyle tok tutarak daha az yemek yemenizi sağlar. Bu yüzden de sabahları kahvaltıda mutlaka yumurta tüketmeye çalışın.
- Daha az karbonhidrat tüketmeye özen gösterin ve aynı zamanda tükettiğiniz yağların sağlıklı olduğundan emin olun.
- Öğünlerinizde daha çok işlenmemiş gıdalar bulundurun ve gün içerisinde yanınızda sizi tok tutacak sağlıklı atıştırmalıklar taşıyın. Dışarıdan beslenmeyi azaltın ve yemeğinizi kendiniz pişirmeye başlayın.
- Her gün tartılmaktan uzak durun. Bu durum sizin motivasyonunuzu düşürür. Bu yüzden haftada bir tartılarak gelişiminizi takip edin.
- Televizyon karşısında, internet ya da cep telefonunuza bakarak yemek yemeyi bırakın.
Eğer söz konusu yöntemleri hayatınıza uygulamayı başarırsanız, kilo verme süreci sizin için çok daha iyi bir şekilde ilerleyecektir.
Kilo Vereceğinize İnanıyorsanız, Kilo Vermeniz Mümkün!
Aslında her şey öncelikle kafada bitiyor. Bu yazının başında da bahsettiğimiz gibi, öncelikle kendinizi bu sürece hazırlamanız gerek. Bu diyetin başarıya ulaşmasını ancak siz sağlayabilir ve önündeki engel de ancak siz olabilirsiniz. Her ne kadar bir klişe olsa da, inanmak başarmanın yarısıdır. Bu yüzden siz siz olun kilo verme sürecini başarılı bir şekilde tamamlayacağınıza inanın.
Bugüne kadar kilo verme yöntemleri ile ilgili olarak sayısız kitap yazıldı. İnternet dünyası bu konu hakkında anlatılan başarı hikayeleri ile dolu. Bu yüzden sizin de başarmamanız için hiçbir neden yok. Eğer kendinizi bu süreçte yalnız hissediyorsanız ve kilo verme konusunda bir yardımcıya ihtiyaç duyuyorsanız, bu da mümkün. Hem sağlıklı bir diyet programı oluşturmak, hem bu diyet programına sadık kalmak için motive olmak ve bu konuda destek almak isterseniz, bizimle çalışabilirsiniz. Eğer randevu ve detaylı bilgi almak isterseniz, hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz.
UYARI: Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan makale ve yazılar Diyetisyen Özge Bayraktar'a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak göstermeden kullanılamaz.
Site Adı : Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Burak Bayraktar
Site adresi : www.bayraktarburak.com
Site içeriği / Hizmet verdiği alan : Muhasebe ve Mali Müşavirlik Hizmetleri
İzmir Mali Müşavir hizmetleri meslek olarak, Türkiye'de 3568 sayılı kanun sayesinde 1989 yılında yasal hale gelmiştir. Diğer meslekler gibi mali müşavir mesleğinin de tercih edilmesinde pek çok faktör bulunmaktadır.
Küreselleşmeyle birlikte gelen yoğun rekabet, teknolojik değişmeler ve gelişmeler, işletmeler için önemli fırsatlar yaratırken aynı zamanda onların rekabet avantajlarını yitirme korkusuna, başarısızlığa uğramalarına yol açabilmektedir. Toplum kuralları gereğince her bireyin yol gösterici kuralları bulunmaktadır. Bu kurallar gereğince düzen sağlamak ve düzeni bozan davranışları önlemek amaçlanmaktadır.
Bu bağlamda göz önünde bulundurulması gereken bazı kurallar vardır. Bunlar 3568 sayılı kanunda geçen; etik, mesleki etik, iş etiği gibi üzerinde yoğunlaşılması gereken kavramlardır.
Mali Müşavir Nedir?
Mali müşavir, gerçek veya tüzel şahısların ve kurumların hesapları ile ilgili bilgilerini düzenleyen, analiz eden, varlık, borç ve sermaye hesaplarının kontrolünü sağlayan kişidir. Mali müşavirler genellikle üniversitelerin iktisat, maliye, işletme ve kamu yönetimi gibi bölümlerden mezun olurlar ancak eğitim, staj ve sınavlar ile geçen toplam süre ortalama 8 sene sürmektedir.
İzmir Mali Müşavir Görev Tanımı Nedir?
İzmir mali müşavir olarak sizlere verdiğimiz hizmetler;
-Muhasebe defteri tutmak.
-Mevzuata göre vergi planlamasını sağlamak.
-Gelir gider kontrolü yapmak.
-Bordro yönetimi yapmak.
-Hesap bilgilerini toplayıp analiz etmek.
-İç kontrolü sağlayarak, finansal güvenliği korumak.
-Bütçe kontrolü, iş planı ve finansal tablo derlemesi yapmak ve bunları sunmak.
-Finansal bilgileri gizli tutarak, sır saklama yükümlülüğüne uygun davranmak.
Biz de yürüttüğümüz faaliyetlerimiz ile, şirketlerin mevzuata kolay uyum sağlaması için İzmir mali müşavir ihtiyacına çözüm üretiyoruz.
Mali Müşavir Ne İş Yapar?
Mali müşavirlerin temel işleri muhasebedir yani gerçek ya da tüzel kişilerin ve kurumların defterlerini tutmak, bilgilerini düzenlemek, analiz etmek, sermaye ve borç hesabı girişlerini yapmak ve vergi beyannamelerini hazırlamak gibi işlerdir.
3568 sayılı kanunun 2 maddesine göre bir mali müşavirin gerçek ve tüzel kişilere ait olan teşebbüs ve işletmelerin işlerini yapabileceği belirtilmiştir;
-Muhasebe işleri ve ilgili mevzuatın gerekliliği olarak, defter tutmak, bilanço kâr-zarar tablosu ve beyannameler ile ilgili belgeleri düzenlemek.
-Muhasebe sistemini kurmak, geliştirmek, finans, malî mevzuat ve bunlarla ilgili uygulamaların işlerini düzenlemek ve bu konularda müşavirlik yapmakla beraber işletmecilik alanında yardımcı olmak.
-Bunlara ek olarak, inceleme denetim, tahkim, bilirkişilik malî tablo ve beyannamelerle ilgili yazılı metin vermek ve bunlara benzer işleri yapmak.
Firmalar bu işleri kendileri yapamaz mı diye sorarsanız, kanunda belirtildiği gibi mali idarelerle olan alışverişin mali müşavirler tarafından yürütülmesi zorunluluğu vardır. Firmaların kuruluşundan bitişine kadar maliyeye verilecek tüm raporlar, beyannameler ve bildirgeleri bir mali müşavir aracılığıyla göndermesi zorunludur. Mali müşavir firmalar ile Kamu idareleri arasında bir köprü görevi görmektedir.
Biz de mükelleflerimizin fayda ve başarısının ilk sırada olduğu büromuzda, personelimiz ile birlikte İzmir mali müşavir ihtiyacına yön veriyoruz.
İşverenlerin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirde Aradığı Özellikler Nelerdir?
Mali Müşavir mesleğinde belirlenen yönetmelikte, mesleğin gerektirdiği profesyonellikte sahip olması gereken özellikler şunlardır;
-Dürüstlük, güvenilirlik, tarafsızlık, sır tutma, sorumluluk sahibi olma gibi erdemlere sahip olması,
-Matematiksel becerisi yüksek olması.
-Finansal kararların sonuçlarını öngörü becerisine sahip olması.
-Disiplin sahibi olması.
-İş teslim tarihinin planlanan tarihe uygun çalışma programı belirlemesi.
-Ekip çalışması yapabilme becerisine sahip olması.
Mevzuat ve Yasal uygulamalarda özen göstererek hizmet verdiğimiz büromuzda İzmir mali müşavir ihtiyacına çözüm getiriyoruz.
Mali Müşavir Nasıl Olunur?
Mali müşavir olabilmek için üniversitelerin muhasebe, iktisat, maliye, işletme, bankacılık, hukuk, kamu yönetimi ve siyasi bilimler bölümlerinden birinde en az 4 yıllık lisans eğitimi tamamlamış olmalısınız.1989 yılında çıkarılan 3568 sayılı yasaya göre ön lisans öğrenimi görmüş kişiler serbest muhasebecilik yapabilir ancak mali müşavir unvanını kullanamaz. Lisans eğitimini tanımlayan kişiler 3 yıllık stajın ardından mesleki yeterlilik sınavından geçer not alması gerekmektedir. Yüksek lisans mezunları için staj süresi 2 yıl yeterlidir.
Mali müşavirler, imza yetkileri kullanarak veya kullanmadan çalışabilirler. İstedikleri takdirde kendi bürolarını açabilecek yetkiye sahiptir. Mali müşavirler bu işlerden farklı olarak vergi denetçisi ya da bağımsız denetçi olarak görev alabilmektedir. Bağlı oldukları odadan tescil belgesi aldıkları takdirde kendi bağımsız bürolarını açabilirler. Hem uygulamada hem mevzuatta iyi bir muhasebeciyseniz bu meslekte yükselmeniz kaçınılmaz olacaktır.
Mali Müşavirlerin Bağımsız Denetçi Olma Şartları:
-Türkiye'de yerleşik olması.
-Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olması.
-Yönetmelikte belirtilen uygulamalı mesleki eğitimini tamamlamış olması.
-Yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymemesi.
-Faaliyet İzni önceden kurum tarafından iptal edilmemiş olması.
İyi Bir Mali Müşavirin Hangi Programlara Hakim Olması Gerekir?
Mali müşavirlerin e-dönüşümün getirdiği teknolojik gelişmelere ve her gün değişen mevzuata hakim olması gerekir. Pek çok işte işlemlerin daha hızlı, daha kolay ve daha güvenilir olmasından ötürü elektronik ortama geçilmiştir. Bazı belli başlı muhasebe programları bu işi oldukça kolaylaştırırken, bazı gerek devletin, gerekse özel sektördeki firmaların sunmuş olduğu programlar, işleri oldukça zorlaştırmaktadır. Artık eski kitapların rafa kalkıp mevzuatın bile online olarak takip edildiği bir döneme girdik. İzmir'de mali müşavir olmak isteyen kişilerin muhasebe programlarını iyi derecede kullanabiliyor olması gerekmektedir. Bilgisayar, iyi derecede Microsoft Office programları, ek beyanname programları, entegratörler vb.. mali müşavirlerin kullandığı diğer materyaller diyebiliriz.
Mevzuatı ve beraberinde gelişen teknolojiyi, koordine bir şekilde takip ederek İzmir mali müşavir ihtiyacına yön veriyoruz.
İzmir Mali Müşavir Ücretleri Ne Kadar?
İzmir mali müşavir ücretleri ve defter tasdik ücretleri mükellefler arasında hep kafa karıştırıcı ve soru işareti olmuştur. 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 46 ncı maddesi ile 2/1/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanan ve meslek mensuplarınca uygulanacak olan asgari ücret tarifesi her yılın Aralık ayında tefe-tüfe oranlarına göre değişiklik göstererek yürürlüğe girmektedir. Mali müşavirler her yıl resmi gazetede yayımlanan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Asgari Ücret Tarifesi’ne uymak zorundadır. Uymayan meslek mensupları 3568 sayılı kanun hükümlerince odaların disiplin kurulları tarafından denetlemeye tabi tutularak cezalandırılır. 2021 İzmir mali müşavir ücretleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Yeminli Mali Müşavir Nasıl Olunur?
İzmir yeminli mali müşavir meslekler arasında saygın bir meslektir. Büyük firmaların işlerini yürütmekte mali müşavirliğin yetemeyeceği yerlerde ön plana çıkmaktadır. Tabii ki bu da kolay olmayacaktır. Nasıl yeminli mali müşavir olunur diye soracak olursak; Mali müşavir şartlarını yerini getirdikten sonra en az 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavir olarak çalışması gerekmektedir. Bunun ardından yeminli mali müşavir sınavına girip başarılı olması gerekir. Ruhsat aldıktan sonra mesleki unvana sahip olur.
Yeminli Mali Müşavir Olma Şartları Nelerdir?
3586 sayılı kanuna göre yeminli mali müşavir olma şartları şunlardır:
-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.
-En az 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavir olarak görev yapmak.
-Kamu haklarında mahrum bulunmamak.
-Memuriyetten ihraç edilmemek.
-Medeni haklar kanununca medeni hakların kullanma yeterliliğine sahip olmak.
-Mali müşavirlik mesleğinin etik kuralları dışına çıkmamış olmak.
-Devlet sırlarına karşı suçlar, casusluk, dolandırıcılık, hırsızlık, zimmet, sahtecilik, görevi kötüye kullanma, hile ile iflas, ihaleye fesat karıştırma, suçtan kaynaklı mal varlığı değerlerini aklama ve kaçakçılık suçlarından hüküm giymemiş olmak.
Yeminli Mali Müşavirin Görevleri Nelerdir?
Yeminli mali müşavirlerin verdiği hizmetler:
-Firma hesaplarını incelemek ve kontrol etmek.
-İşletme raporları için finansal tablo ve bütçe hazırlamak.
-Risk analizi yapmak.
-Finansal usulsüzlükler olup olmadığını incelemek ve bu incelemeyi düzenli olarak yapmak.
-Finansal sistemleri inceler ve denetlemek. Bu alandaki güncellemeleri takip etmek.
-Periyodik (aylık ve yıllık) olarak hesapları analiz etmek.
-Finansal raporların düzenini sağlamak.
-Bordro, yatırım, kredi ve harcamalarını yönetmek.
-Tasdik yapmak.
Yeminli Mali Müşavirlerin Yapabileceği İşler Nelerdir?
Yeminli mali müşavirler, serbest mali müşavirlerin defter tutmak dışında düğer bütün işlerini yapabilirler. Bunlara ek olarak; kendi ofisini açabilirler, özel şirket açabilirler, fon yönetim işletmeleri, bankacılık, sigorta şirketleri, finans sektörü, büyük ticari kuruluşlar, enerji sanayi, İmalat sanayi, sağlık kuruluşları, eğitim kuruluşları, yerel ve merkezi yönetim, ulusak deneyim ofisleri, hayır kurumları ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve benzeri şirketlerle rahatlıkla çalışma imkanları vardır.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Arasındaki Farklar Nelerdir?
Öncelikle yeminli mali müşavir olmak için serbest meslek mali müşavir olarak en az 10 sene görev yapmış olmak gerekir. Yeminli mali müşavirler, defter tutmak haricince serbest muhasebeci mali müşavirlerin yaptıkları tüm işleri yapabilirler. YMM'lerin defter tutması yasaklanmıştır. YMM'lerin tam tasdik yetkileri vardır. Tam tasdik terim olarak; yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile bunlara ek mali tabloların ve bildirimlerin tasdik etmektir. Yeminli mali müşavirlerin yapacağı tasdik ile amacı ödenmesi veya istisna olarak ödenmemesi gereken vergilerin doğru olup olmadığını araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.
Son Giriş: 9 ay önce
Son Mesaj Zamanı: 10 ay
Mesaj Sayısı: 183
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 215
İkinci El Bölümü Mesajları: 1
Konularının görüntülenme sayısı: 5.649 (Bu ay: 78)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 2 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Donanım / Hardware