Profil: suzan beştaş | DonanımHaber Forum

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Diğer Sosyal Medya altına konu açtı. 12 yıl

Fırsat Bu Fırsat Kaçırmayın...

1 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 12 yıl

Can boğazdan gelir...

Can boğazdan gelir…

Bu atasözü aslında yemeğe ne kadar düşkün bir millet olduğumuzu anlatıyor. Her bölgenin kendi yöresine ait yemekleri ise o yörede yaşayan insanların damak tatlarını. Mesela, Doğu Anadolu da yaşayanlar acıyı sever ama Karadeniz bölgesinde yaşayanların acıyla pek arası yoktur. Her yörenin yemek lezzeti önce görüntüsü ile gözleri sonra karınları doyuruyor.

Çok sevdiğim bir atasözünü paylaşmak istiyorum “Bir kadın (erkek), pişirdiği yemekle beraber pişmedikçe, o yemekte lezzet olmaz.” belki de bu yüzden yemeklerimiz lezzetli ve ihtişamlı.

Yemeklerimiz bu kadar lezzetliyken formumuzu korumak da bir hayli zorlaşıyor elbette. Bir diğer konuda sigara; sigara içenlerin pek çoğu yemek yedikten sonra, bir tane keyif sigarası yakar ve vazgeçilmez sofra sohbetlerine katılır. Ancak yapılan araştırmalara göre, yemekten hemen sonra içilen bir adet sigaranın, gün içerisinde içilen on adet sigaraya bedel olduğu sonucu ortaya çıkmış. Hazır araştırmalardan konu açılmışken sizinle yemek yedikten sonra yapılmaması gereken ama bizim en çok yaptığımız hataları bir paylaşmak isterim.

1. Listenin başında biraz öncede bahsettiğim gibi sigara içmemek geliyor.
2. Bir diğeri ise şaşırtıcı ama “meyve” yemek. Meyvenin ne zararı var ki? Yemekten hemen sonra yenilen meyve midenin hava dolması neden oluyor, bu da size gaz ve sindirim sistemi problemleri olarak geri dönüyor.
3. Bakın buna da çok şaşıracaksınız ama üçüncü sırada, çay içmek geliyor. Özellikle ramazan ayında iftardan hemen sonra mutlaka çay içeriz. Çay sindirime yardımcı diye biliriz aslında ancak aksine çay yapraklarında yoğun bulunan asit, sizin yemek sırasında yediğiniz protein içerikli yiyeceklerin sindirilmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle yemekten sonra çay içmememiz gerekiyor.
4. Son olarak yine en çok yaptığımız hatta yemeklerden hemen sonra uyumak. En çok ramazan ayında oruç tutmak için sahura kalktığımız zaman yaptığımız bir şey bu. Yemek yedikten hemen sonra uyuyan kişi yediklerini rahat sindiremez ve sindirilemeyen yiyeceklerse ise bağırsaklarda iltihaplanmalara ve mide rahatsızlıklarına da neden olur.

Yemek yedikten sonra yapılmaması gereken şeyleri bir kenara bırakıyorum. Birazda yemek yaparken hayatımızı kolaylaştıracak şeylerden bahsedelim.

1. Fırında tavuk kızartacağınız zaman bir limonu ikiye bölün, yarısını tavuğun üzerine bastırarak iyice sürün. Diğer yarısını ise tavuğun içerisine yerleştirin. Tavuğunuz nar gibi kızaracaktır.

2. Katı yumurtayı parçalamadan kesmek için kullanacağınız bıçağı önceden sıcak suyun içerisine koyup ıslatın ve kesin. Dağılmayacaklardır.

Siz bu nefis yemekleri yaparken mutfağınızın temiz kalması için size kullandığım ve hayat kurtarıcı diye tanımladığım bir de ürünü önermek isterim.

Bu ürünü en sık kullandığınız tezgâhın altındaki dolap kapağının üstüne takıyorsunuz, yemek yaparken çıkan çöpleri (domates, patates, soğan, salatalık kabuğu, çay demi, poşeti, limon çekirdeği vs) bunun içine atıyorsunuz. Ben bu atık kovasını bulana kadar (anindasepette.com) evde, ya tezgâha bir poşet açıyordum, ya bir tasın içinde biriktirip öyle çöpe döküyordum ki tüm bunlar zaten dar olan tezgâhımda çalışma alanımı daha da daraltıyordu. Ya da elimle altına damlamasın diye her seferinde çöp kovasına gidiyordum. Çaydı, limondu derken en az tezgâhım kadar yerlerde benek benek oluyordu. Malum bunlar yemek yapan herkesin muzdarip olduğu dertler. Bu atık kovasını bulduğum gerçekten altın bulmuş gibi sevindim. İçine bir market poşetini koyarak kullanıyorum böylece her seferinde içini temizlemekle uğraşmıyorum. Ama sonradan netten öğrendim ki, bu ürünü atık kovası olarak değil de, ekmek, meyve işte kestiğiniz ne varsa servis etmeden önce veya salata hazırlarken falan biriktirme kabı olarak kullananlarda varmış. Bana göre benim kullandığım şekli çok daha efektif. Tavsiye ederim. Mutlu ve afiyet dolu günler dilerim.

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 12 yıl

Can boğazdan gelir...

Can boğazdan gelir…

Bu atasözü aslında yemeğe ne kadar düşkün bir millet olduğumuzu anlatıyor. Her bölgenin kendi yöresine ait yemekleri ise o yörede yaşayan insanların damak tatlarını. Mesela, Doğu Anadolu da yaşayanlar acıyı sever ama Karadeniz bölgesinde yaşayanların acıyla pek arası yoktur. Her yörenin yemek lezzeti önce görüntüsü ile gözleri sonra karınları doyuruyor.

Çok sevdiğim bir atasözünü paylaşmak istiyorum “Bir kadın (erkek), pişirdiği yemekle beraber pişmedikçe, o yemekte lezzet olmaz.” belki de bu yüzden yemeklerimiz lezzetli ve ihtişamlı.

Yemeklerimiz bu kadar lezzetliyken formumuzu korumak da bir hayli zorlaşıyor elbette. Bir diğer konuda sigara; sigara içenlerin pek çoğu yemek yedikten sonra, bir tane keyif sigarası yakar ve vazgeçilmez sofra sohbetlerine katılır. Ancak yapılan araştırmalara göre, yemekten hemen sonra içilen bir adet sigaranın, gün içerisinde içilen on adet sigaraya bedel olduğu sonucu ortaya çıkmış. Hazır araştırmalardan konu açılmışken sizinle yemek yedikten sonra yapılmaması gereken ama bizim en çok yaptığımız hataları bir paylaşmak isterim.

1. Listenin başında biraz öncede bahsettiğim gibi sigara içmemek geliyor.
2. Bir diğeri ise şaşırtıcı ama “meyve” yemek. Meyvenin ne zararı var ki? Yemekten hemen sonra yenilen meyve midenin hava dolması neden oluyor, bu da size gaz ve sindirim sistemi problemleri olarak geri dönüyor.
3. Bakın buna da çok şaşıracaksınız ama üçüncü sırada, çay içmek geliyor. Özellikle ramazan ayında iftardan hemen sonra mutlaka çay içeriz. Çay sindirime yardımcı diye biliriz aslında ancak aksine çay yapraklarında yoğun bulunan asit, sizin yemek sırasında yediğiniz protein içerikli yiyeceklerin sindirilmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle yemekten sonra çay içmememiz gerekiyor.
4. Son olarak yine en çok yaptığımız hatta yemeklerden hemen sonra uyumak. En çok ramazan ayında oruç tutmak için sahura kalktığımız zaman yaptığımız bir şey bu. Yemek yedikten hemen sonra uyuyan kişi yediklerini rahat sindiremez ve sindirilemeyen yiyeceklerse ise bağırsaklarda iltihaplanmalara ve mide rahatsızlıklarına da neden olur.

Yemek yedikten sonra yapılmaması gereken şeyleri bir kenara bırakıyorum. Birazda yemek yaparken hayatımızı kolaylaştıracak şeylerden bahsedelim.

1. Fırında tavuk kızartacağınız zaman bir limonu ikiye bölün, yarısını tavuğun üzerine bastırarak iyice sürün. Diğer yarısını ise tavuğun içerisine yerleştirin. Tavuğunuz nar gibi kızaracaktır.

2. Katı yumurtayı parçalamadan kesmek için kullanacağınız bıçağı önceden sıcak suyun içerisine koyup ıslatın ve kesin. Dağılmayacaklardır.

Siz bu nefis yemekleri yaparken mutfağınızın temiz kalması için size kullandığım ve hayat kurtarıcı diye tanımladığım bir de ürünü önermek isterim.

Bu ürünü en sık kullandığınız tezgâhın altındaki dolap kapağının üstüne takıyorsunuz, yemek yaparken çıkan çöpleri (domates, patates, soğan, salatalık kabuğu, çay demi, poşeti, limon çekirdeği vs) bunun içine atıyorsunuz. Ben bu atık kovasını bulana kadar (anindasepette.com) evde, ya tezgâha bir poşet açıyordum, ya bir tasın içinde biriktirip öyle çöpe döküyordum ki tüm bunlar zaten dar olan tezgâhımda çalışma alanımı daha da daraltıyordu. Ya da elimle altına damlamasın diye her seferinde çöp kovasına gidiyordum. Çaydı, limondu derken en az tezgâhım kadar yerlerde benek benek oluyordu. Malum bunlar yemek yapan herkesin muzdarip olduğu dertler. Bu atık kovasını bulduğum gerçekten altın bulmuş gibi sevindim. İçine bir market poşetini koyarak kullanıyorum böylece her seferinde içini temizlemekle uğraşmıyorum. Ama sonradan netten öğrendim ki, bu ürünü atık kovası olarak değil de, ekmek, meyve işte kestiğiniz ne varsa servis etmeden önce veya salata hazırlarken falan biriktirme kabı olarak kullananlarda varmış. Bana göre benim kullandığım şekli çok daha efektif. Tavsiye ederim. Mutlu ve afiyet dolu günler dilerim.

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 12 yıl

Can boğazdan gelir...

Can boğazdan gelir…

Bu atasözü aslında yemeğe ne kadar düşkün bir millet olduğumuzu anlatıyor. Her bölgenin kendi yöresine ait yemekleri ise o yörede yaşayan insanların damak tatlarını. Mesela, Doğu Anadolu da yaşayanlar acıyı sever ama Karadeniz bölgesinde yaşayanların acıyla pek arası yoktur. Her yörenin yemek lezzeti önce görüntüsü ile gözleri sonra karınları doyuruyor.

Çok sevdiğim bir atasözünü paylaşmak istiyorum “Bir kadın (erkek), pişirdiği yemekle beraber pişmedikçe, o yemekte lezzet olmaz.” belki de bu yüzden yemeklerimiz lezzetli ve ihtişamlı.

Yemeklerimiz bu kadar lezzetliyken formumuzu korumak da bir hayli zorlaşıyor elbette. Bir diğer konuda sigara; sigara içenlerin pek çoğu yemek yedikten sonra, bir tane keyif sigarası yakar ve vazgeçilmez sofra sohbetlerine katılır. Ancak yapılan araştırmalara göre, yemekten hemen sonra içilen bir adet sigaranın, gün içerisinde içilen on adet sigaraya bedel olduğu sonucu ortaya çıkmış. Hazır araştırmalardan konu açılmışken sizinle yemek yedikten sonra yapılmaması gereken ama bizim en çok yaptığımız hataları bir paylaşmak isterim.

1. Listenin başında biraz öncede bahsettiğim gibi sigara içmemek geliyor.
2. Bir diğeri ise şaşırtıcı ama “meyve” yemek. Meyvenin ne zararı var ki? Yemekten hemen sonra yenilen meyve midenin hava dolması neden oluyor, bu da size gaz ve sindirim sistemi problemleri olarak geri dönüyor.
3. Bakın buna da çok şaşıracaksınız ama üçüncü sırada, çay içmek geliyor. Özellikle ramazan ayında iftardan hemen sonra mutlaka çay içeriz. Çay sindirime yardımcı diye biliriz aslında ancak aksine çay yapraklarında yoğun bulunan asit, sizin yemek sırasında yediğiniz protein içerikli yiyeceklerin sindirilmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle yemekten sonra çay içmememiz gerekiyor.
4. Son olarak yine en çok yaptığımız hatta yemeklerden hemen sonra uyumak. En çok ramazan ayında oruç tutmak için sahura kalktığımız zaman yaptığımız bir şey bu. Yemek yedikten hemen sonra uyuyan kişi yediklerini rahat sindiremez ve sindirilemeyen yiyeceklerse ise bağırsaklarda iltihaplanmalara ve mide rahatsızlıklarına da neden olur.

Yemek yedikten sonra yapılmaması gereken şeyleri bir kenara bırakıyorum. Birazda yemek yaparken hayatımızı kolaylaştıracak şeylerden bahsedelim.

1. Fırında tavuk kızartacağınız zaman bir limonu ikiye bölün, yarısını tavuğun üzerine bastırarak iyice sürün. Diğer yarısını ise tavuğun içerisine yerleştirin. Tavuğunuz nar gibi kızaracaktır.

2. Katı yumurtayı parçalamadan kesmek için kullanacağınız bıçağı önceden sıcak suyun içerisine koyup ıslatın ve kesin. Dağılmayacaklardır.

Siz bu nefis yemekleri yaparken mutfağınızın temiz kalması için size kullandığım ve hayat kurtarıcı diye tanımladığım bir de ürünü önermek isterim.

Bu ürünü en sık kullandığınız tezgâhın altındaki dolap kapağının üstüne takıyorsunuz, yemek yaparken çıkan çöpleri (domates, patates, soğan, salatalık kabuğu, çay demi, poşeti, limon çekirdeği vs) bunun içine atıyorsunuz. Ben bu atık kovasını bulana kadar (anindasepette.com) evde, ya tezgâha bir poşet açıyordum, ya bir tasın içinde biriktirip öyle çöpe döküyordum ki tüm bunlar zaten dar olan tezgâhımda çalışma alanımı daha da daraltıyordu. Ya da elimle altına damlamasın diye her seferinde çöp kovasına gidiyordum. Çaydı, limondu derken en az tezgâhım kadar yerlerde benek benek oluyordu. Malum bunlar yemek yapan herkesin muzdarip olduğu dertler. Bu atık kovasını bulduğum gerçekten altın bulmuş gibi sevindim. İçine bir market poşetini koyarak kullanıyorum böylece her seferinde içini temizlemekle uğraşmıyorum. Ama sonradan netten öğrendim ki, bu ürünü atık kovası olarak değil de, ekmek, meyve işte kestiğiniz ne varsa servis etmeden önce veya salata hazırlarken falan biriktirme kabı olarak kullananlarda varmış. Bana göre benim kullandığım şekli çok daha efektif. Tavsiye ederim. Mutlu ve afiyet dolu günler dilerim.

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 12 yıl

Ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada…

Ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada…

Bir masalın bu cümlesiyle başladı tüm kız çocukları güzellik kavramıyla tanışmaya. Kadın hangi çağda hangi iklimde yaşarsa yaşasın güzelliği için çabaladı didindi. Bu tartışılmaz bir gerçek. İlk insanların dahi toprak altı kalıntılarında iplere dizilmiş taş ve deniz kabuklarından takılarla kadınların güzelliklerine ve görünüşlerine ne kadar önem verdiklerini anlayabiliyoruz.

Balzac’ın çok sevdiğim bir sözü var “Güzellik çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.” Belki bu yüzden belki de kadın figürünün zaten son derece estetik ve güzel olmasından doğan rutin bir gelişme bu. Yüzyıllardan beri güzellik kadının en büyük derdi. Tarihten bugüne kürler bakımlar kremler maskeler jeller denemişlerdir ve dünya var oldukça da bunun böyle olacağı kesin. Zira kadına güzellik yakışıyor.

Kadın ne formda olursa olsun güzeldir. Ama yine de bu demek değil ki kendimize bakmayacağız. Hayatta en zevk aldığımız şey bu değil mi? Alışveriş bakım spor bu liste böyle uzayıp gidiyor. Sonuç olarak aynaya baktığımızda bizi memnun edecek bir görüntüyle karşılaşmak istiyoruz. Bir söz duymuştum tüm insanlar sokağa aynada ki görüntüsünden emin olduklarında çıkarlar diye. Aslında sokakta ki insanları düşündükçe bu sözü düşünmek bazen insanı çıldırtma noktasına getirebiliyor.

Ne olursa olsun kadın için güzelliği önemlidir hatta mirasıdır onun için çabalamak gerekiyor. Güzel bir yüzde kötü bir sivilce akne güneş lekeleri gibi geçici sorunlar elbette en kolay halledilebilecek olanlar.

Doğru saç rengi yüze uygun doğru saç kesimi sağlıklı ve pürüzsüz bir ten güzel bir boyun sıkı bir gıdık ve güzel bir gerdan bu saydıklarım bir kadının canı pahasına koruması gereken yerleridir. Çünkü ilk bakış ve sonrasındaki genel iletişim bölgesi bir kadının yüzü gözleri dudakları ve gerdanıdır.
Peki neler yapmak lazım bu değerli hazinelere iyi bakmak için.

Öncelikle yüzdeki sivilce oluşumunu engellemek için bir maske önereceğim. Stres sivilce oluşumuna neden olan önemli bir faktör olsa da aslında daha çok yeme içme biçimimiz ve cilt temizliğimizdir bu hain sivilcelerle başa çıkmamızı zorlaştıran. Her gece uyumadan önce makyajın silinmesi gerektiği konusundan bahsetmiyorum bile. 20’ li yaşlarının ortasında olan her kadın için ihlal edilemez bir altın kuraldır bu! Sonrasında ise en az ayda bir kere cildi arındırıcı ölü deriyi kaldırmada yardımcı cildin nefes almasına ve yüzeyde biriken kir yağ makyaj artığı gibi maddelerin gözenekler içinde yuvalanmasını engellemek adına bazı maskeler uygulanmalı.

“Ben her gün yüzümü özel jellerle yıkıyorum buna yine de gerek var mı?” Evet yine de gerek var. Cilt temizleyici sabun ve jeller yüzümüzü temizlese de zaman içerisinde gözenekler içinde biriken artıkları reklamlardaki animasyonlarda gösterdikleri gibi girip foşur foşur yıkamaya muktedir değillerdir.

Sivilce ve Aknelerden Arındırıcı Kolay Yapılır ve Uygulanır Maske:

Malzemeler :
1 çay bardağı zeytinyağı
1 yemek kaşığı öğütülmüş zencefil

Maskenin Hazırlanışı ve Kullanımı:
Zeytinyağını hafifçe ısıtıp içine zencefili ekleyerek iyice karıştırın. Bu karışımı ince bir tülbenttin üzerine koyup cildinize bu bezleri yerleştirin. 20 dakika beklettikten sonra ılık su ile cildinizi yıkayın. Yüzünüzdeki ve cildinizdeki ferahlamayı hissedeceksiniz.

Maskenin ardından ikinci önerim ufak masajlar olacaktır. Günde 2-3 dakika kaş ve göz bölgenize dudak ve gıdınıza yapacağınız masajlar bir mucize sonucu hemen cevap vermese de zaman içerisinde çok muhteşem sonuçlar getirecektir.

Uygulanan bu 2-3 dakikalık kompreslerle durgun olan yüz kaslarınızda kan basıncını sağlamış olacaksınız. Kan deveranı ile kan içerisinde taşınan oksijenler dilerseniz yüz masaj aparatları kullanabilirsiniz.

Örneğin çok sık karşılaşılan gıdı sarkması kaş arası çizgiler gibi sorunlar için uygulanacak masajlardan daha iyi bir çözüm ne yazık ki şimdilik sadece estetik ameliyat. Ellerinizle boyundan çeneye doğru iterek uygulayacağınız masajlar sarkmış gıdıyı toparlamak için bir seçenek. Eğer daha hızlı ve etkili bir çözüm düşünüyorsanız elektrikli gıdık gidericiler bulmak mümkün. Bunun için satılan neck fit gıdık giderici diye bir ürün de internetten ulaşabilirsiniz. Uygulanan masajlarla kırışıklık ve sarkmaların azaltılması uygulanacak kimyasal kremler ve bıçak altına yatmaktan elbette çok daha ılımlı çözümler. Zaman alacağı muhakkak ama güzel ve kalıcı olan hiçbir şey bir anda olmuyor nihayetinde. Angelina Jolie’nin her gün 30 dakika dudaklarına masaj yaptığını düşünecek olursak buna değer.

Son değineceğim nokta ise gerdan. Belki de en az dikkatimizi çeken ve en az özen gösterdiğimiz yer. Kemik üzeri bir bölge olduğundan ve gergin durduğundan boyun ve gerdan bölümümüzle durum vahimleşene kadar pek fazla ilgilenmiyoruz. Ancak kullandığımız duş ve sabun ürünleri gün içerisinde maruz kaldığımız ter kir parfüm gibi dış etkenler cildimiz PH oranında ciddi düzensizlikler yaratmaktadır. Nem oranı azaldıkça tıpkı bir yaprak cilt kurumaya başlar. Kurumaların sonucunda çatlamalar ve hiç hoşumuza gitmeyen kırışıklıklar oluşmaya başlar. Bu nedenle iş işten geçmeden uygulayacağımız bakımlar metabolizma ve yaşın getirdiği doğal sonuçları olabildiğince ertelememize yarar. Bunun için her duştan sonra yüzünüz için kullandığınız cilt kreminden bir miktarını boyun ve gerdan bölgenize muhakkak uygulamanızı ve ovarak yedirmenizi tavsiye ediyorum. Bir kadının güzelliğini taşıyan en önemli parçadır gerdan ve boyun.

Ayrıca birde Biyolog-Kozmetolog Pervin Bulgak’ ın tavsiye ettiği bir maske önereceğim;

Bitkisel boyun maskesi tarifi
2 yemek kaşığı zeytinyağı (sızma)
2 tatlı kaşığı buğday filizi yağı
1 yumurta akı

Zeytinyağı ve buğday filizi yağı karıştırılır ve ardından yumurta akı ilave edilir.

Hazırlanan maske boyun ve dekolteye sürülür. 15 dakika bekletildikten sonra ılık su ile durulanır ve maden suyu ile kompres yapılır. Bu bakım haftada bir gün uygulanabilir.

Son olarak her kadın güzeldir ama güzellik ortaya çıkartılmayı bekler diyerek yazımı bitiriyorum.

Tüm güzellikler sizin olsun…

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 12 yıl

Gıdık Sarkma Problemi

Gıdık sarkması gençler, orta ve ileri yaştaki kişilere kadar hemen her yaş grubunda görülebiliyor. Kilo alıp vermeyle ya da çene altındaki etlerin yumuşayıp sarkmasıyla meydana gelen bir sorundur.

Eğer gıdı sarkmasından şikâyetçi iseniz size bir ürünü tanıtmak istiyorum. Neck Fit gıdık giderici; pahalı cerrahi müdahalelere gerek kalmadan, tamamen acısız ve ağrısız olarak zayıf çene altı kaslarının güçlendirilmesi ve yüz altı ile boyun gerginliğinin yeniden kazanımı için geliştirilmiş bir alettir. 6-8 hafta düzenli kullanıldığında sarkık gıdığınızın sıkı ve diri bir görünüme kavuştuğunu fark edeceksiniz. Neciline Slimmer ile egzersizlerinizi düzenli periodlarda uygularsanız yaşamınız boyunca boyun bölgenizde eski sarkmış gıdığınız tekrarlama yapmaz.

Neck Fit yay sistemi ile çalışır. Ürün paket içeriğinde 3 farklı dirençte bulunan yay sistemi sayesinde güç ayarını kendiniz ayarlayabilirsiniz. İlk olarak başlangıç seviyesi yayı ile başlarsanız egzersiz programınıza ilk aşamadan başlamış olursunuz. Günde sadece 2 dakika kullanılarak gıdık bölgenizin erimesine ve küçük yüzeysel selülit tedavisine büyük ölçüde yardımcı oluyor. Taşınabilir özelliği ile çantanızda kolaylıkla istediğiniz yere yanınızda götürebilirsiniz. Cildinize ve sağlığınıza hiçbir şekilde zarar vermez. Neck Fit kullanımı için özel bir yaş ve cinsiyet sınırlaması yoktur.

Gıdık gidericiyi internetten rahatlıkla satın alabilirsiniz. Bu ürün hakkında küçük çaplı bir araştırma yaptım ve bulduklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. İnternete gıdık giderici yazdığım zaman bu ürünü satan birçok alışveriş sitesi çıkıyor. Mesela; aklindatut.com da 8,90 TL. hergunyeni.com da 9,90 TL. anındasepette.com da 7,99 TL. Bu üç sitede aynı ürünü satıyor ama fiyatları birbirinden farklı. Haliyle fiyatı en uygun olan site bize daha cazip geliyor. Tabi tercih yapmak size kalıyor.

Genç, diri ve gergin görünümlü bir gıdığa sahip olmak istiyorsanız size Neck Fit gıdık gidericiyi tavsiye ederim…

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 13 yıl

Bel ve Sırt Ağrıları

Bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte görülme sıklığı gün geçtikçe artan, bel ve sırt ağrısı, kimi zaman kas incinmesi gibi basit bir nedenle oluşurken, kimi zaman ise fibromiyaljiden, kemik erimesine kadar çeşitli ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor!

Sırt ağrısı; boyun bölgesinden başlayarak, omuzların arka kısımları, kürek kemikleri ve bele kadar uzanan geniş bir bölgeye yayılır. Genel araştırmalara göre her 5 kişiden birinde sırt ağrısı problemine rastlanıyor, gençler, orta ve ileri yaştaki kişilere kadar hemen her yaş grubunda görülebiliyor. Sırt ağrıları kimi zaman kas incinmesi gibi basit bir nedenle oluşabilirken, kimi zamanda fibromiyaljiden, (inatçı adale ağrıları, yorgunluk ve vücutta bazı hassas ağrılı noktalarla karakterize bir hastalıktır) kemik erimesine kadar pek çok ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor.

Belirtisi sırt ağrısı ile başlayan çok önemli 5 hastalık var;
1. Myofasiyel Ağrı Sendromu: Uzun süreli sırt ağrıları başlangıç semptomları olabiliyor.
2. Boyun Fıtığı: Boyun ağrısına kollarda uyuşukluk, her zamanki gücünde yetersizlik eşlik ediyorsa, boyun fıtığı adına bir kontrole girmeniz doktorlar tarafından tavsiye ediliyor.
3. Fibromiyali: Kadın hastalarda daha sık görülen ve boyun ile sırt bölgesi başta olmak üzere, yaygın vücut ağrısına neden olan bir tablo.
4. Skolyoz: Omuz, kürek kemikleri ve kalçalardaki asimetrik yapılar bu hastalığın belirtileri arasında sayılıyor. Çocuklarda ağrısız olabiliyor.
5. Osteoporoz: Yaşlı ve sıklıkla kadın hastalarda kemik erimesi işaretini, sırt kemiklerinde kırılmalar ve buna bağlı boy kısalması ile sırt ağrısı olarak verebiliyor.

Nadiren de olsa omurgaları tutan kötü huylu hastalıklar da sırt ağrısına neden olabiliyor. Bu yüzden ağrılarınız sıksa, sürekli ya da şiddetli ise, kilo kaybı varsa zaman kaybetmeden doktora başvurmalısınız.

Bilgisayar başında çalışan veya uzun zaman geçiren, ağır işlerde çalışıp gün içerisinde bel bölgesine fazla oranda yük bindiren, nakış, dikiş gibi eğilerek, boyundan omuriliğe eğik bir pozisyonda uzun süre kalan insanların boyun, sırt ve bel bölgesinde şiddetli ağrılar söz konusu oluyor. Yukarıda bahsettiğim hastalıklardan veya yaşam, hatta yatış biçimimizden kaynaklanan bu durum, yaşam kalitemizi yüksek oranda düşürüyor.
Ağrılar arttığında, çeşitli krem ve losyonlar, biraz eski usul olsa da yakılar ve korseler işe yarayabiliyor. Ancak bunlar, sorun anında çözüm odaklı ve anlık uygulamalar. Bunların haricinde, sürekli kullanım için uygun aparatlarla yaşamak çok daha kalıcı çözümler getirebiliyor. Örneğin;

Bel Yastığı
Sandalyeye takılan, bel dolgusu aparatlar günlük kullanımda faydalı.
Ancak oturarak çalışmıyorsanız veya gün içerisinde hareketli iseniz sabit bir ürün olduğundan verim açısından kısır kalabiliyor.
İkincil olarak önereceğim;

Manyetik Sırt Destek Yeleği
Şimdilik sıcaklarda pek mümkün olmasa da kendi adıma, kıyafetlerimin içine giyebildiğim bir yelek bu. Yine de bel ağrılarım çok arttığında özellikle klimalı ortamlarda bluzümün üstüne de takabiliyorum. Manyetik disklerinin ağrılara uyguladığı etkiyle bir rahatlık söz konusu oluyor. Bu tıpkı spa taşları gibi. Ağrı vücudun, kas ve kemik sistemi arasında oluşan bir enerjidir temelinde. Ve akupunktur, spa, masaj ya da manyetik ürünlerin faydası da buradan ileri gelir. Ama bunun dışında, bluzümün üstünden de kullandığım zamanlarda, sırtımı ve belimi destekleyip dik tutmaya yardımcı olduğu için, hem kambur, eğik durarak zayıflayan bel kaslarını kuvvetlendiriyor hem de ağrıların yüksek oranda azalmasına sebep oluyor. Yani sadece dik tutması için bile kullanılabilir bir ürün. [anindasepette.com]

Ben şiddetli bel ağrıları hatta siyatiksel sorunlar yaşadığım zamanlarda eğer iğne olacak kadar kötüleşmediysem, çözümü bu şekilde buluyorum. Sırt destek yeleğini bir müddettir kullanıyorum, ağrı kesici kremler ve korsenin haricinde. Dediğim gibi bunlar daha anlık çözümler. Sırt destek yeleğini ve bel yastığını alışveriş merkezlerinde bulamadım, ben internetten aldım. Artık günlük yaşamımın içinde de sırt, bel ve boyun sağlığıma, duruş pozisyonlarıma dikkat edebildiğim için, korse, krem, iğne hatta düz sert zeminlerde yatmak gibi çözümlere bir müddettir ihtiyaç duymuyorum.

Ancak bu yazdıklarım, benim doktorumla görüştüğüm, haricinde uzun zamandır yaşadığım bel ve sırt problemlerim için yaptığım araştırmalar ve deneyimler sonucudur. Günlük olası sırt ağrıları için olumlu çözümlerdir. Eğer ciddi bel, sırt, omurilik problemleriniz varsa öncelikle bir hekime başvurmanızı tavsiye ederim. Çünkü omurilik kemik sistemimizdeki en önemli yapı ve şakaya, ihmale gelir bir tarafı gerçekten yok. Geri dönüşü zor ve imkansız durumlarla karşılaşmamak adına ihmal etmemek gerek diye düşünüyorum.

Sağlıklı günler diliyorum.

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

S

suzan beştaş (Suzan Beştaş) · Sağlıklı Yaşam altına konu açtı. 13 yıl

Çocuk ve Bebek Güvenliği

Bebekler altıncı aylarından itibaren hareketlenmeye başlar ve dört yaşına gelinceye kadar evdeki tehlikelerden bihaber olabildiğince enerjiktirler. Onların daha özgürce ve güvenli hareket etmesini sağlamakta biz ebeveynlerin görevidir. Çünkü onların hem fiziksel, hem duygusal, hem de zihinsel gelişimleri hareket özgürlükleriyle doğru orantılıdır. Geçenlerde bir ürüne rastladım internette.
Bebek - Çocuk güvenlik seti. Tehlikelerden bihaber yavrularımız için mutlak bulundurulması gereken bir ürün bu. İlk bebeğimde böyle bir üründen habersiz, kötü bir tecrübe yaşadım. Kızım 8 aylık, ben çalışıyorum. Bir akşam eve döndüm her zamanki gibi kızımı kucağıma aldım. Başını okşarken bir tuhaflık hissettim. Dikkatlice bakınca kafasında pinpon topu büyüklüğünde bir çukura değdi elim.Henüz emeklemeyi öğrenmiş olan bebeğim gündüz oynarken kafasını masa köşesine çarpmış! Hemen acile götürdüm, doktorlar durumun hiç iç açıcı olmadığını söylediler. Aylarca bu travma tik durumun üstesinden gelmeye çalıştık, doktorlar, hastaneler gidilmedik yer bırakmadık. Çocuğum nihayet iyileşti ama bunca riskin içinde bu muhakkak ki bir şanstı.

Geçenlerde bir alışveriş sitesinde[anindasepette.com] da bu ürüne rastladım. Bebek çocuk güvenlik seti. Yeni doğum yapmış kız kardeşime hediye olarak satın aldım. Ki bence yaşadığım acı tecrübeden sonra alınabilecek en işe yarar hediyelerden biriydi. İçinde kapı stoperi,priz koruyucuları,klozet kilidi köşe koruyucuları mevcut.Gerçektende bebeği olanların olmazsa olmazı bir set,üstelik ekonomik de, fiyatı mağazalara oranla çok düşük. Bütün anne babalara tavsiye ederim. Ha bu arada aynı sitede dökülmez mama kapıda var. Onu da kullanıyorum, daha önce yurtdışında reklamlarını görmüştüm. Artık Türkiye de' de varmış. Haylaz çocuklarınız için tavsiye edilir bir ürün. Kullanan arkadaşlarım çok memnunlar.

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0