Profil: uzmanrehber | DonanımHaber Forum

uzmanrehber (Mustafa saydam) · İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Bireysel Emeklilik altına konu açtı. 10 yıl

Anne Ve Babasının Veya Eşinin Sağlık Yardımlarından Faydalanmak İstemeyenler Ne Yapmalı?

Başlık ilginç gelebilir ancak anlaşılan o ki; Böyle bir sorun var ve Sosyal Güvenlik Kurumu bu sorunu çözmek için yönetmelikte gerekli değişiklikleri yapmış. Öncelikle eş veya anne babadan dolayı nasıl sağlık yardımı alıyoruz, yasal dayanağı nedir diye sorduğumuzda cevabını 510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 3 üncü maddesindeki tanımda buluyoruz. Bu madde ile genel sağlık sigortalısının ailesinin hangi şartlarda sağlık yardımlarından faydalanabilecekleri anlatılmaktadır. Haliyle genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişiler anlatılmaktadır.

İlgili madde de;

Bakmakla yükümlü olduğu kişi: 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan; (1)

a) Eşini,

b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,

c) Geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını, (1)

ifade ettiğini hüküm altına almıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumunun 18/4/2014 tarihli resmi gazetede yayımlanan “Genel Sağlık Sigortası Tescil, Prim ve Müstehaklık İşlemleri Yönetmeliğinin 6. Maddesine baktığımızda;

(11) Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişiler, talep etmeleri ve gelir testine başvurmaları halinde bu şartların birlikte gerçekleştiği tarih itibarıyla Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi veya (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar.

Hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm gereğince de kişi anne veya babasından dolayı sağlık yardımı alıyor ise Sosyal Güvenlik Kurumuna ve gelir testine müracaat etmesi durumunda 60 g kapsamında genel sağlık sigortalısı olabileektir. Gelir testi sonucuna göre de ödemesi gereken primleri ödemesi halinde anne veya babasından bağımsız olarak kendi adına sağlık yardımlarından yararlanabileceklerdir.

Daha önce bağkurluların borcundan dolayı sağlık yardımlarından yararlanamayan eş ve çocukları için yapılan uygula anlaşılan o ki bütün bakmakla yükümlüler için uygulamaya konulmuş.

Haliyle kişiler annesinin babasının veya eşinin bakmakla yükümlü olduğu kişisi olarak sağlık yardımlarından yararlanırken artık ben anne babamdan veya eşimden dolayı sağlık yardımı almak istemiyorum, kendim genel sağlık sigortalısı olmak istiyorum deme hakkına sahipler.

Ancak yönetmelikte sadece SGK ya başvurmakla işin bitmediğini aynı zamanda gelir testi yaptırmak için sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına da gitmeniz gerektiği hususunun gözden kaçırılmaması gerekiyor. Haliyle gelir testi sonucuna göre ailede düşük bir geliriniz varsa gss primleriniz devlet tarafından karşılanacak ve prim ödemeden sağlık yardımlarından faydalanacaksınız. Gelirinizin yüksek olması durumunda ise gelirinize göre genel sağlık sigortası primlerinizi ödeyerek sağlık yardımlarından yararlanabileceksiniz.
http://sgkrehberi.com/haber/62755/

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Bireysel Emeklilik altına konu açtı. 10 yıl

100 TL Zammı Hangi Emekli Alacak?

6645 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile emeklilere Temmuz ayında TÜFE artışı ile birlikte 100 TL seyyanen zam yapılacak
Ancak, bu zammı kimlerin alacağı, 100 liranın tamamının emeklilere verilip verilmeyeceği, zam için müracaat edilip edilmeyeceği konusunda tereddüt yaşanmakta ve SGK Rehberine çok sayıda soru gelmektedir.

100 TL zammın nasıl verileceğine ilişkin hazırlanan soru-cevaplar emeklilerimiz açısından faydalı olacaktır.

1) Seyyanen zamdan kimler faydalanacak?

Seyyanen zamdan SSK ve Bağ-Kur emeklileri yararlanacak. SSK tarım emeklisi olanlar ile Bağ-Kur tarım emeklisi olanlar da bu kapsamda seyyanen zam alabilecek.

2) Emekli Sandığı emeklileri seyyanen zam alabilecek mi?

Seyyanen zam uygulamasının kapsamı SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile sınırlı tutulduğundan, memur emekli, dul ve yetimleri 100 TL seyyanen zamdan yararlanamayacak.

3) Memur emeklilerine nasıl zam yapılacak?

Memur emeklilerinin zamları, görevde olan memurlara yapılan zamlara göre belirlenmektedir. 2015 yılı için imzalanmış olan toplu sözleşme hükümleri gereği memur emeklilerine Temmuz ayında % 3 zam yapılacak. Altı aylık TÜFE oranının % 3’ü geçmesi durumunda, geçen oran % 3’e ilave edilecektir.

4) Temmuz ayında TÜFE oranına göre SSK ve Bağ-Kur emeklisine zam yapılmayacak mı?

5510 sayılı Kanun gereği SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkları Ocak ve Temmuz aylarında, bir önceki altı aylık dönemdeki TÜFE oranı kadar artırılmaktadır. Seyyanen zam düzenlemesi ile emekliye iki ayrı zam yapılmış olacaktır. Emekli aylıkları, Temmuz ayında TÜFE oranı kadar artırılacak ardından da, artırılan aylık miktarı esas alınarak ayrıca 100 TL zam yapılacaktır.

5) 100 liranın tamamını tüm emekliler alabilecek mi?

100 TL’nin alınması için SSK ya da Bağ-Kur emekli aylığının TÜFE artışından sonra 1000 TL’nin altında kalması gerekiyor. Yani TÜFE artışıyla birlikte aylık miktarı 1000 TL ve altında kalırsa 100 TL’nin tamamı alınabilecek.

6) Emekli aylığım 850 lira. Fiş parası ile birlikte Mayıs ayında 884 lira aldım. Temmuz ayında kaç lira alacağım?

Temmuz ayında ödenecek aylık miktarının hesaplanabilmesi için Mayıs ve Haziran ayına ait TÜFE oranlarının açıklanması gerekiyor. Bu oranlarla birlikte öncelikle, TÜFE zammı belli olacak. Örneğin ilk altı aylık TÜFE’nin % 5 olduğunu varsayalım. Öncelikli olarak 850 lira olan maaşının % 5 oranında artırılacak ve 892 lira olacak. Ardından da 100 TL zam verilerek aylığınızın 1100 TL’yi geçip geçmediği kontrol edilecek. 100 TL zamla birlikte aylık miktarınız 1100 TL’yi geçmediğinden 100 liranın tamamından yararlanmış olacaksınız. Temmuz ayında fiş parası ile birlikte 1032 lira aylık alacaksınız?

7) Şu an almakta olduğum emekli aylığı 1300 lira. Seyyanen zam alabilecek miyim?

Seyyanen zam yapılmasına esas olan tavan aylık miktarı 1100 TL’dir. Aylığınız 1100 TL’den fazla olması nedeniyle seyyanen zam alamayacaksınız. Temmuz ayında sadece TÜFE oranı kadar artıştan yararlanacaksınız.

8) Mayıs aylığım 1020 TL fiş parasıyla birlikte 1060 TL alıyorum. 100 lira seyyanen zam alabilecek miyim?

% 5 TÜFE oranı varsayımına göre hesaplama yaptığımızda, 1020 TL olan aylığınız % 5 artışla 1071 TL’ye yükselecek ve aylığınıza 1100 TL’yi geçmeyecek şekilde seyyanen artış yapılacak. Bu durumda seyyanen alacağınız zam tutarı 29 TL olacak. Fiş parasıyla birlikte Temmuz’daki emekli aylığınız 1.144 TL olacak.

9) 100 TL dul-yetim aylıklarına nasıl yansıtılacak?

100 TL’nin verilmesinde ölüm aylığı alanların aylıklarına değil, dosyadan aylık alanların tamamına ödenen miktar esas alınarak hesaplama yapılacaktır. Dolayısıyla dul-yetim aylığı her bir hak sahibi için 1000 TL’nin altında kalabilir. Ancak bu durum hesaplamada dikkate alınmayacak. Dul-yetim aylığı alanlara ödenen aylık miktarları Temmuz ayında TÜFE oranına göre artırılacak ve dosyadaki hak sahiplerinin toplam aylık miktarı 1000 TL’nin altında ise 100 TL, 1000-1100 TL arasında ise 1100 TL’yi geçmeyecek şekilde dosyaya seyyanen zam yapılarak dosyanın toplam aylık miktarı bulunacaktır. Hak sahipleri de ölüm aylığında hisselerine göre bu zamdan yararlanmış olacaktır.

10) Ölen eşimden dolayı alt sınır üzerinden dul aylığı alıyorum. Aylık alan çocuğum bulunmamakta. 100 liranın tamamından yararlanabilecek miyim?

Ölüm aylığı alanlara aylıktaki hisse oranları üzerinden seyyanen zam yapılacaktır. Tek haksahibi olarak % 80 üzerinden alt sınır aylığı aldığınız için 100 liranın % 80 karşılığı olan 80 TL seyyanen zamdan yararlanacaksınız?

11) % 26 iş göremez durumdayım ve 218 lira sürekli iş göremezlik geliri alıyorum. 100 TL zammı nasıl alacağım?

100 TL’nin verilmesinde, sürekli iş göremezlik geliri alanlar için, sürekli iş göremezlik derecesi esas alınacaktır. Dolayısıyla 100 liranın % 26’sı oranında seyyanen zamdan yararlanacaksınız. Buna göre 218 lira olan gelir miktarınız, önce TÜFE oranıyla artırılacak, sonrasında da 26 TL seyyanen zam verilecektir.

12) Almanya ve Türkiye’de geçen çalışmalarım üzerinden SSK’dan kısmi aylık almaktayım. 100 TL’nin tamamını alabilecek miyim?

Yurt dışı hizmetleri ile birlikte SSK’dan kısmi aylık alanlara 100 TL seyyanen zam verilmesinde, Türkiye’de geçen prim ödeme gün sayılarının, yurtdışında çalıştıkları gün sayılarına esas olan oranlar dikkate alınacaktır. Buna göre Türkiye’de 1000 gün, yurt dışında da 5000 günü olan bir emekliye ödenen kısmi aylık miktarına seyyanen zammın yansıtılmasında 1000/5000 = % 20 oranı esas alınacaktır. Buna göre 100 liraya seyyanen zammın 20 lirası alınabilecektir.

13) Seyyanen zam için SGK’ya müracaat etmeme gerek var mı?

Getirilen düzenleme Temmuz ayında SGK’ca uygulanacağından, seyyanen zam için SGK’ya müracaat etmenize gerek yoktur.
http://sgkrehberi.com/haber/64648/

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · Diğer Markalar, Aksesuarlar ve Konular altına konu açtı. 10 yıl

Yurtdışından cep telefonu getirenlere iyi haber

Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, yurtdışından yolcu beraberinde getirilen telefonların IMEI kayıt harçlarının internet üzerinden kredi kartı ile ödenebileceğini açıkladı.
Acarer, yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu telefonların kayıt altına alınmasında yeni bir uygulamanın başladığını kaydetti.

Yolcu beraberinde getirilen telefonların elektronik kimlik bilgisinin (IMEI) kayıt altına alınması sırasında alınan harcın bugüne kadar sadece vergi daireleri ile anlaşmalı bankaların şubelerinden nakit veya hesaptan ödenebildiğini hatırlatan Acarer, şu ifadeleri kullandı: "Tüketicilerden gelen yoğun talepler neticesinde BTK ile Maliye Bakanlığı koordinesinde bir çalışma yapıldı. Her iki kurumun ortak çalışması neticesinde yurtdışından yolcu beraberinde getirilen telefonların IMEI kayıt harçlarının İnternet Vergi Dairesi (https://intvd.gib.gov.tr) üzerinden 'Cep Telefonu Harcı Ödeme' seçeneği seçilerek kredi kartı ile yatırılmasına imkan sağlandı. IMEI kayıt işlemlerinin e-Devlet sistemi üzerinden yapılmasına rağmen harç ücretlerinin vergi dairesi veya bankaya gidilerek yatırılması gerekiyordu. Artık telefon kayıt harçları internet üzerinden kredi kartları ile kolayca ve zahmetsizce ödenebilecek. Bundan sonra yurtdışından telefon getiren vatandaşlarımız vergi dairesi veya bankaya gitmeden internet ortamında kayıt işlemlerini gerçekleştirilebilecek.

- "Günde ortalama bin 800 cihazın kaydı gerçekleştiriliyor"

Cep telefonları ve sim kart ile çalışan elektronik kimlik bilgisine sahip cihazların yasal yollarla kayıt altına alınmasının vatandaşların güvenliği açısından önemine işaret eden Acarer, 2006 yılında kurulan sistem ile kayıp, kaçak ve çalıntı cihazların haberleşme hizmetine kapatılmaya başlandığını kaydetti.

Daha önce çok yaygın rastlanan cep telefonu hırsızlığı ve gasp olaylarının, sistem uygulamaya girdikten sonra azaldığını belirten Acarer, "Vatandaşlarımızın kayıt işlemlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde yapabilmesi ve kayıtların doğruluğunun sağlanabilmesi için 12 Temmuz 2014'ten itibaren tamamen e-Devlet üzerinden kayıt sistemine geçildi. Bu kapsamda günde ortalama bin 800 cihazın kaydı gerçekleştiriliyor" ifadesini kullandı.

Acarer, yurtdışından yolcu beraberinde getirilen telefonların yurda girişten itibaren 60 gün içinde kayıt ettirilmesinin zorunlu olduğunu ve bir kişinin iki yılda bir telefonu kayıt altına alabileceğini de anımsattı.
http://sgkrehberi.com/haber/64690/

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · Kamu Personeli altına konu açtı. 10 yıl

Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde Yapılan Değişikliğin Memurlara Etkisi

666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eşit işe eşit ücret verilmesi yönünde önemli bir adım atılmış ve bir gün önce atanan personelle bir gün sonra atanan arasında ciddi bir farkı oluşturulmuştu. Bu konuları daha önce bu köşeden örneklerle izah etmiştik.

666 sayılı KHK ile yapılan değişikliğin açıklaması ise Bakanlığı tarafından çıkarılan 161 seri no'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştı. Görüldü ki seçim nedeniyle istifa eden birçok personelden aday olamayanlar geri döndüklerinde tam anlamıyla şok yaşadılar. Çünkü, maaşlar çok ciddi oranda düştü. Hatta bazılarının maaşı yarı yarıya düştü. İşte yapılan değişikliğin sebebi bu düşüşün önüne geçmekti.

KHK değişmediğine göre tebliğdeki köklü değişikliğin sebebi nedir?

Söz konusu KHK'da, 15 Ocak 2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren bazı hükümlerin, bu tarihten önce bulundukları görevlerden, bazı sebeplerle ayrılanların görevlerine tekrar dönmeleri halinde haklarında da uygulanacağını hükme bağlamıştı.

08.05.2015 tarihinde yayımlanan tebliğ ile 666 sayılı KHK'nın söz konusu düzenlemesi konusunda yeni bir değerlendirme yapıldı ve 15/01/2012 tarihinden önce yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinden yararlanmakta iken milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimlerinde aday ve aday adayı olabilmek için istifa edenlerden aday olamayan ya da aday olup da seçimi kaybetmeleri nedeniyle eski görevlerine yeniden atananlar hakkında da daha önce yararlanmakta oldukları mali hakların yeni düzenlemeye göre daha yüksek olması durumunda bu haklardan yararlanmaları gerekeceği belirtilerek yaşanan mağduriyet giderilmiş oldu.

KHK değişmediğine göre Bakanlığı tebliğde köklü değişikliği niçin yaptı? İşte sorulması gereken soru bu olsa gerek. Acaba, KHK'yı değiştiremiyoruz bari tebliği değiştirelim mantığı mı işletildi? Eğer böyle bir mantıkla edildiyse KHK'ya aykırı tebliğ çıkarmak mümkün mü? Sorular uzatılabilir ama bu kadar kafi diyebiliriz.

Değişiklik sonrası tebliğin aldığı son şekil

Yapılan değişiklikle tebliğin ilgili bölümü aşağıdaki şekli almıştır.

“Kadro karşılığı sözleşmeli personel statüsünde için 14/01/2012 tarihinde ve diğerleri için 15/01/2012 tarihinde yardımcı veya stajyer unvanlı kadrolarda bulunanlardan uzman, müfettiş, denetçi, kontrolör ve aktüer unvanlı kadrolara anılan tarihlerden sonra atananlar ve bu mesleklere mensup olup 15/01/2012 tarihinde idari görevlerde bulunanlardan uzman, müfettiş, kontrolör, aktüer, denetçi ve iç denetçi unvanlı kadrolara yeniden atananlar ile 15/01/2012 tarihinden önce yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinden yararlanmakta iken milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimlerinde aday ve aday adayı olabilmek için istifa edenlerden aday olamayan ya da aday olup da seçimi kaybetmeleri nedeniyle eski görevlerine yeniden atananlar hakkında da aynı şekilde yapılacak, bunlar dışında kadro unvanı değişenler ile kadro karşılığı sözleşmeli personel statüsünde için 14/01/2012 tarihinden ve diğerleri için 15/01/2012 tarihinden sonra ekli (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolara atananlar hakkında ise anılan tarihten önce yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uygulanmayacaktır. Geçici 12'nci maddenin uygulanması açısından müfettiş, kontrolör ve denetçi ibarelerinden, 657 sayılı Kanun'a ekli ek gösterge ve makam tazminatı cetvellerinde olduğu gibi başmüfettiş, başkontrolör ve başdenetçilerin de anlaşılması gerekmektedir.”

Yapılan değişikliğin son derece zorlama bir değişiklik olduğunu ve başka değişiklikleri de beraberinde getireceğini ifade etmek isteriz.

Daha önce bu konuda Bakanlığı ve DPB ne demişti?

Devlet Personel Başkanlığı tarafından yayımlanan “2015 Yılı 25. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde Aday Olmak İsteyen Kamu Görevlileriyle İlgili Rehber”de konu izah edilmiş ve mevcut mevzuata göre ödeme yapılacağı belirtilmişti. Bakanlığı da benzer yönde görüşler vermişti.

Buna göre 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 16'ncı maddesi kapsamında mali ve sosyal hakları 15/01/2012 tarihinden önce tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre belirlenenlerden 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde aday olma gerekçesiyle istifa eden ve aday adayı veya aday olamayanlar ile aday olmakla seçilememelerini müteakip yeniden ataması yapılanların mali ve sosyal haklarının mevcut mevzuat hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir. Yani önceki haklarının devam etmesi söz konusu olamayacağı için daha önce yüksek ücret ödemesi yapılan personelin maaşı düşmüştü.

Tebliğde yapılan değişiklikle DPB'nin görüşü de değişmiş oldu ve Seçim Rehberinde yer alan ifadelerin geçerliliği kalmadı. Zaman içerisinde yapılan değişikliğin türevlerinin neler olacağını hep göreceğiz. Çünkü, KHK'deki düzenlemenin sınırlarını aşan bu değişikliğin başka değişiklikleri de beraberinde getireceğini ifade etmek kehanet olmayacaktır.

Şahsa bağlı kadrodan ayrılanların durumu değişti mi?

Şahsa bağlı kadrolarda görev yapanların bu kadrolarından seçim nedeniyle istifa etmiş olmaları halinde veya başka bir nedenden dolayı boşalmış olması halinde boşalan kadrolar iptal edilmektedir.

Bu durumdakilerin kazanılmış hak aylık derecelerine uygun başka bir kadroya atanmaları gerekmektedir. Ancak, yargı kararı bu durumun istisnasıdır. Yani şahsa bağlı kadroda görev yapan bir personel bu kadrodan alınırsa ve daha sonra davayı kazanırsa yine eski şahsa bağlı kadrosundaki durumu aynen devam edecektir.

Ancak, tebliğde yapılan değişiklikle seçim nedeniyle şahsa bağlı kadrolardan ayrılanların aday veya aday adayı olamadığı için tekrar eski kadrolarına dönmek isteyenlerin durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Herhalde tebliğdeki değişikliğin ilk türevi bu olsa gerek
http://sgkrehberi.com/haber/63927/

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · Konu Dışı altına konu açtı. 10 yıl

19-20 Mayıs Tatil Mi?

2 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Bireysel Emeklilik altına konu açtı. 10 yıl

Zorunlu GSS Tescilinizi Yaptırarak Borçtan Kurtulabilirsiniz

Değerli vatandaşlarımız hepimizin malumu olduğu üzere 1/1/2012 tarihinden itibaren herhangi bir kapsamda genel sağlık sigortalısı (ssk, bağkkur, memur, emekli) veya bu genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlüsü (eşi çocuğu, anne veya babası) olmayanlar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından zorunlu genel sağlık sigortalısı olarak tescil işlemleriniz yapılmakta ve adınıza aylık asgari ücretin %12 si oranında bugün itibariyle 148.-Tl prim borcu oluşturulmaktadır.

Bu tescil işleminiz yapıldıktan 1 yıl sonra borcunuz 2.000.-Tl olduğunda SGK ya gidip benim bundan haberim yok hiç sağlık yardımı almadım bu parayı benden alamazsınız demenizin hiçbir anlamı olmayacak. Çünkü SGK yetkililerince malum kanunlar böyle denilecek sizlere.

Bu borçla karşı karşıya kalmamak için başımızı kumdan dışarıya çıkarmamız gerekiyor. İstesek de istemesek de artık zorunlu genel sağlık sigortası uygulaması hayatımızın bir gerçeği ve bundan kaçışımız yok.

Zorunlu genel sağlık sigortası uygulamasından daha fazla zarar görmemek ve bu sistemin yararlanabilmek için bu sistemi öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü insan bilmediğinin düşmanıdır.

Zorunlu genel sağlık sigortası tescilimiz yapılır yapılmaz ikametimizin bulunduğu yerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına müracaat ederek gelir testi yaptırmamız gerekiyor. Bu bize gelirimiz nispetinde prim ödeyerek sağlık yardımlarından sorunsuz bir şekilde yararlanmamızı sağlayacaktır.

Ya da gelirimiz düşük ise hiçbir kuruş prim ödemeden bütün sağlık yardımlarımız Devletimiz tarafından karşılanacaktır. Aslında sistem bu kadar basit.

SGK internet sitesinde; zorunlu genel sağlık sigortası yapılanların gelir testlerini yaptırmak için 31/3/2015 tarihinde biten sürensin 30/9/2015 tarihine gelir testi sonucuna göre bu borçlarını 18 aya kadar taksitle ödeme tarihi ise 30/4/2015 tarihinden 2/11/2015 tarihinde uzatıldığı genelge ile duyurulmuş.

Siz değerli vatandaşlarımızın bu imkanı kullanarak bir an önce gelir testlerini yaptırmalarını, prim borçlarını 9-12 veya 18 aylık taksitler halinde ödeyerek sağlık yardımlarından yararlanmaları ve böyle mağduriyet yaşamamaları en önemli temennimizdir.
http://sgkrehberi.com/haber/62582/

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Bireysel Emeklilik altına konu açtı. 10 yıl

İşe Girdim ama girişim sgk ekranında görünmüyor diyenler işte nedeni!

Çalışanın her bir aylık çalışması karşılığı adına işlenecek prim gün sayısı ve prime esas kazançlar, işverenler tarafından takip eden ay içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilecek Aylık Prim ve Hizmet Belgesinde yer alan bilgilere göre çalışan adına sisteme kaydedildiğinden, çalışan kişi adına bildirilen sigorta gün ve kazancını ancak çalıştığı aya ait Aylık Prim ve Hizmet Belgesi işvereni tarafından Kuruma verildikten sonra internetten görebilir. Örneğin, Temmuz ayındaki çalışmaya ait sigortalı hizmetler ay biter bitmez 1 Ağustos’ta internetten görünmez, prim belgesi verildikten sonra internette görülür. Özel sektörde çalışanlar için istisnalar hariç en eç takip eden ayın 23’ünde prim belgesi verilmesi gerektiğinden, bu kişi en geç 23 Ağustos’tan sonra Temmuz ayına ait sigorta prim günlerini internetten görebilir.

Öte yandan, her aya ait sigorta primlerinin takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekmekle birlikte, çalışanın sigortalı hizmetlerinin sisteme işlenmesi ve çalışanın bunu internet sorgulamasında görebilmesi için, primin ödenmiş olması gerekmez. Yani burada primin ödenmiş olmasına değil, prim belgesinin verilmiş olmasına bakılır.

Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin en geç verilmesi gereken tarihler ise aşağıda belirtilmiştir.

Çalışanlar sigorta sorgulamalarını ise şifre ile e-Devlet üzerinden yapabilecekleri gibi, herhangi bir şifreye gerek kalmadan Nüfus Cüzdanından yer alan bazı bilgileri girerek
internet sayfasından da yapabilirler.
Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin En Geç Verilmesi Gereken Tarihler:

Her aya ait Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin de en geç;

- Özel sektöre ait işyerlerinde çalışmanın ait olduğu ayı takip eden ayın 23’ünde,

- Resmi nitelikteki işyerlerinde ise çalışmanın ait olduğu dönemi takip eden ayın 7’sinde,

Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmesi gerekmektedir.

Ancak yukarıdaki tarihler, çalışanların ücret / maaş ödemeleri özel sektörde her ayın sonunda, resmi nitelikteki işyerlerinde ise her ayın 15’inde verildiği düşünülerek belirlenmiştir. Çalışanların ücret ödemeleri farklı tarihlerde yapılıyorsa bu durumda Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin en geç;

- Ücret ödemeleri her ayın 15 inde yapan özel sektör işyerlerinde takip eden ayın 7’sinde,

- Ücret ödemelerini her ayın 30’unda yapan resmi nitelikli işyerlerinde ise takip eden ayın 23’ünde,

verilmesi gerekmektedir.

Toplu sözleşme, mahkeme kararı, idarece verilen kararlar, enflasyon farkı, çalışanın yurtdışında olması gibi istisnai nedenlerle ücret ödemelerinin geç yapılması halinde prim belgesi yukarıdaki süreler geçtikten sonra da Yönetmelikte belirtilen sürede verilebilir. Bu istisnalar dışında da prim belgesi tabii ki süresi geçtikten sonra verilebilir. Ancak bu durumda idari para cezası uygulanacağı gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu prim belgesini işleme koymadan, yani sisteme girmeden önce inceleme yapılmasına gerek duyabilir. Bu şekilde süresi geçtikten sonra verilen prim belgeleri de işleme alındıktan sonra, yine çalışanın sigorta gün ve kazançları sisteme işlenir ve internette görülür.
http://sgkrehberi.com/haber/63794/

1 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

U

uzmanrehber (Mustafa saydam) · Kamu Personeli altına konu açtı. 10 yıl

2008 Sonrası Memur Olanların Emkli Aylığı Düşük Bağlanacak?

Memurların en fazla merak ettikleri konulardan birisi de ne zaman emekli olacakları ile emekli olduklarında ne kadar emekli maaşı alacakları hususudur. Hesaplamada Ekim 2008 sonrası memur olanları sürprizler bekliyor. Çünkü 1 Ekim 2008 Sosyal Güvenlik reformu sonrası emeklilik hesaplamaları değişmiş, katsayılarda düzenlemeye gidilmiştir. Bu değişiklik neticesinde 1.10.2008 öncesinde işe başlayan memurlar 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre işe başlar ve emeklilik hakkını bu kanuna göre alırlar. Bu kanuna göre emekliliğe hak kazanan memurlara bağlanacak emekli aylıklarının hesaplamasında kullanılan katsayılar ve aylık bağlama oranalarının yüksekliği nedeniyle 1.10.2008 sonrası işe giren ve aynı ünvan kadro ve dereceden emekli olacak memurlara nazaran daha fazla aylık alacakalardır.

İşte yeni memurların Ekim 2008 öncesi göreve başlayanlara nazaran bazı kayıpları oldu. Ekim 2008 sonrası göreve başlayanların kayıpları şöyle sıralayabiliriz:

*Aylık bağlama oranı 25 yıl için eskilerde yüzde 75, yenilerde yüzde 50 olacak. Bu da yeni memurun emekli aylığını yüzde 30 düşürecek.

*Eski memurlar emekli aylığı olarak en az taban aylığı kadar, yani 2015 yılı için 1238 lira alırken, yeniler için 2040’lı yıllarda bağlanacak taban aylık asgari ücretin yüzde 35’i kadar olacak.

BAĞ-KUR'LU GİBİ

*Eski memur fiili olarak 10 yıllık hizmetini doldurduktan sonra istifa e-derek Emekli Sandığı’na isteğe bağlı kesenek ödeyebilirken, yeni memurun isteğe bağlı primleri Bağ-Kur gibi sayılıyor.

*Eski memur vefat ettiğinde, aylık almayan dul eşe yüzde 75 maaş bağlanırken, yenilerin vefatı sonucu dul eşine bağlanacak maaş, dul eş çalışıyorsa yüzde 50, çalışmıyorsa yüzde 75 olacak

Yukarıdaki açıklamalarımızda da görüleceği üzere 5510 sayılı Kanuna göreemekli olacak olan memurlara % 30 daha azemekli aylığı bağlanacaktır.
http://sgkrehberi.com/haber/63926/

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0