Siyaset Bilimi - Uluslararası İlişkiler Hakkında
|
Partilerin İşlevsiz Gençlik Kolları
Siyasi partilen gençlik kolları nedense gençler dışında her işteler. Mitinglere oraya buraya salon dolduruyorlar anca. Kendi partisinde gençler için yöneticilere itiraz edemiyorlar bile. Eee bu arkadaşlar ne iş yapmaya oradalar peki?
Almanya bizi kıskanıyor mu? (Staj Tecrübesi)
Öncelikle herkese selamlar. Uzun yıllardır hep uzaktan takip ettiğim foruma artık üye olmanın ve bir şeyler paylaşmanın zamanının geldiğini düşündüm ve aranızdayım. Lafı fazla uzatmadan konuya geçmek istiyorum.
2020 yılı içerisinde COVID-19 belası henüz tam etkisini göstermeden Almanya'da bir staj tecrübem oldu. Staj başvuru sürecimi, staj süresince yaşadıklarımı ve gerçekten "Almanya bizi kıskanıyor"muyu (aslında cevabını şimdiden biliyorsunuz ama) tecrübelerimle anlatmak istiyorum. Belki gelecekte bu tür bir deneyimi hedefleyenler vardır ve bu bilgiler işine yarar.
Okuduğum bölümde zorunlu staj yok, bu yüzden tüm süreci kendim yürüterek staj yapma kararı aldım. Sağdan soldan araştırarak Almanyada faaliyet gösteren bir kurumda bu imkanı bulabileceğimi anladım ve kendilerine başvurdum. Aramızda geçen kısa mailleşmeler ve telefon görüşmeleri sonucunda kabul edildim. Onlar da staj imkanı verebileceklerini söylediler. Yapmam gereken tek şey uçak bileti, vize ve kişisel harcamalar için bir meblayı halletmekti. Konaklama, yemek vs. bunların tamamı kurum tarafından karşılanacaktı. Gidiş tarihimden yaklaşık 3 ay önce kabul aldığım için sallana sallana bu süreci tamamladım. Kendimi şu ülkede özel hissettiğim tek konu olan yeşil pasaport sahibi de olunca vize-konsolosluk gibi dertlerim de olmadı tabi. Çalışacağım kurum Almanayada olmasına rağmen, kurumda çalışacağım dış ilişkiler departmanı İngilizce çalışabileceğim bir yerdi. Almancam yeterli olmamasına rağmen bu da sorun olmayacaktı. Sonuç olarak elimde kalan yaklaşık 3 aylık süreyi İngilizcemi geliştirerek ve güncel Almanya politikalarını inceleyerek geçirdim.
ALMANYA'YA UÇUŞ:
Öncelike bu konuda ilk tavsiyem kesinlikle biletinizi aylar öncesinde alın. IST(Yeni Havalimanı)-CGN(Köln Havalimanı) rotasında gidiş dönüş THY uçak biletimi 700-900 TL bandında bir fiyata aldım. Uçuşuma yakın tarihlerde bu fiyatın 2000 TL ye kadar çıktığını gördüm. Bu nedenle erken davranmak sizin için en iyisi olacaktır. Eğer yolculuğunuzu THY ile tercih edecekseniz biletinizi aldığınızda anda koltuk seçimi şansınız da oluyor. Cam kenarını tavsiye ederim, özellikle benim gibi ilk kez tecrübe edecekseniz. Bunun haricinde bir şeyden bahsetmeme gerek yok sanırım, THY ve uçak için hizmetleri gayet iyi ve tatmin edici. Bunun haricinde gidiş ve dönüş uçuşlarımda bir sorun yaşamadım. Check-in saatlerini iyi takip edin ve havalimanına gitmeden kesinlikle check-in yapın.
GÜMRÜK-PASAPORT KONTROL:
Açıkçası yabancı bir ülkeye gitmemden ve orada yaşayacak olmamdan çok beni geren şey pasaport kontrolüydü. Her ne kadar yeşil pasaport sahibi olsamda pasaport kontrolünde yeşil pasaportluları daha zor bir süreç bekliyor. Bu durumun sebebi ise şu, bordo pasaportu olanlar zaten vize alabilmek için bi ton belge verip başvuru yapıyorlar. Ama yeşil pasaport sahipleri elini kolunu sallaya sallaya gittikleri için biraz daha sıkı bir sorgulama ile karşılaşma ihtimaliniz var. Öncelikle stres yapmamak gerekiyormuş bunu anladım. Yapmanız gereken tek şey dönüş uçak biletinizin yanınınzda olması ve para/kredi kartı gösterebilmeniz. Bu ikisi olduğu sürece sizi büyük bir sıkıntı olmadıkça alacaklardır. Paranın miktarını tam hatırlamıyorum ama Türkiyenin Almanyadaki büyükelçiliği ya da konsolosluklarının internet sitesinde günlük min. şu kadar miktar yanınızda olsun gibi bir ibare olacaktır.
Size en önemli tavsiyem uçaktan en son inin. Bu şunun için önemli, uzaktan pasaport kontrol noktasındaki durumu gözlemleyebilir ve buna göre hareket edebilirsiniz. Şahsen ben bunu yaptım ve en arkada uzaktan izlemeye başladım. 5 kontuar açıktı ve bunlardan 3 kontuar gerçekten yavaş ilerliyordu. Bu 3 kontuarda da kadın memur vardı. Şimdi buradan linç yemek istemiyorum ama net bir tavsiye "KADIN PASAPORT MEMURUNDAN UZAK DURUN!" Bunu sadece burada değil birçok yerde okuyabilirsiniz. Kadın memurlar daha detaylı inceliyor ve kesinlikle sizinle konuşuyorlar. Durum böyle olunca zaten gözümde bu 3 kontuarı eledim. Geriye kalan iki kontuara bakınca gayet hızlı ve konuşmadan geçiyorlardı. O kontuarları tercih ettim ve erkek memur ile aramızdaki diyalog sadece şu idi:
- Hi
- Hi, that's my passport
- ıhhhh (incelerken çıkardığı sesler)
- welcome to deutschland
- thank you, have a nice day
Bu kadar basit ve sancısız bir şekilde geçti. Bu tecrübem Köln Havalimanı için geçerli tabi. Ama öğrendiğim kadarıyla diğer Alman havaalanlarında da farklı bir şeyle karşılaşmazsınız.
KÖLN İZLENİMLERİ:
-Belki klişe olacak ama şehire girdiğim ilk andan itibaren en hoşunuza gidecek olan şey düzen. Her konuda bir düzen oturmuş ve bunlar aslında abartılacak şeyler değil. Bunları görünce "ulan bizde niye yok" diye imreniyorsunuz sadece ve tadını çıkarıyorsunuz. Köln gezmeniz açısından elbette bir Berlin ya da Münih değil ama birçok gezilecek yere sahip. Elbette ilk nokta Dom Katedrali. İlk defa böyle bir yapının içine girmiş birisi olarak her noktasına ve tarihine hayran kaldım. Görmeden gitmemeniz gereken bir yer, zaten Köln'ün turist çekebildiği tek nokta burası bence. Ayrıca katedrale giriş ücretsiz, sadece katedralin içindeki kulelere çıkıp şehir manzarası görmek isterseniz 7€ (yanlış hatırlıyor olabilirim) gibi bir ücret ödüyorsunuz. Katedralin çevresinde bir sürü hediyelik eşya dükkanı var ve fiyatlar gayet makul. Kendinize ve ailenize hatıra kalacak bir şeyler alabilirsiniz. Bunun haricinde Köln birçok müzeye ve etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Kısa bir araştırma ile onlarca müze ve etkinlik bulabilirsiniz. Sanatsal etkinlikler, konserler vs. istemeyeceğiniz kadar fazla.
-Ulaşım konusunda birçok seçeneğiniz var. Otobüs, tramvay, tren, uber... Ulaşım gerçekten ucuz ve kalacağınız tarihlere göre aylık pass şeklinde biletler alırsanız çok daha ucuz. Benim kaldığım nokta iş yerime yürüme mesafesinde idi, şehrin en merkezi noktaları Dom Katedrali gibi noktalara da 15 dk da gidebiliyordum. Bu yüzden pek toplu taşıma kullanmadım, belki birkaç kere. Bunun yerine genelde şehrin her yerinde binlerce bulabileceğiniz paylaşımlı scooterları ve bisikletleri kullandım. Eğer mesafe uzun değilse toplu taşımadan çok daha uyguna geliyor. Ulaşım konusunda bir diğer alternatif ise paylaşımlı araçlar. Hem araba hem de motor kullanabileceğiniz uygulamalar var. Bu uygulamalara girip dakikalık komik ücretlerle araç kiralayabilirsiniz. Araçlar genelde SMART ama bazı bölgelerde Mercedes, BMW gibi seçeneklerde var. Şehir hakkında söyleyebileceğim diğer bir şey ise pek güvenli hissettirmiyor, özellikle geceleri. Almanyada şöyle bir saçmalık var ki, sokaklarda kamera bulamıyorsunuz (çok merkezi yerler dışında). Dükkanların kameraları bile sokakları çekemeyecek şekilde hizalamış. Sebebi ise Almayanın kabul ettiği kişisel alanlar yönetmeliği gibi bir şey. İnsanlar evlerinin ve kendilerinin çekilmesini istemiyor. Google street view gibi uygulamalarda bile şehirin son görüntüleri 2009 yılında çekilmiş ve neredeyse 10 binadan 6 sı blurlanmış. Tüm avrupada street view gibi görüntüleme sistemleri güncelken Almanyada garip bir şekilde ya yok ya da çok eski görüntüler var. Sonuç olarak bu durumdan ötürü geceleri yürümekten kişisel olarak biraz çekindim. (Özellikle 01.00 sonrası)
MARKET-YEMEK
-Bu konuda kesinlikle tereddüt etmeyin çünkü gıda gerçekten çok ucuz. Euro kazanmasanız dahi size yine ucuz gelecektir. Marketler konusunda en önemli tavsiyem ALDI ve PENNY isimli mağazalar. Buraların BİM ve A101 ayarında marketler ama kalitede hiçbir sorun yok. Meyve, sebze, hazır yemekler, abur cubur, alkol, sigara... Aklınıza gelip bulamayacağınız bir şey yok. Hatta bu ne alaka diyeceğiniz birçok ürün görebilirsiniz. (Giyim-teknoloji gibi) Bu marketlerde benim kişisel harcamam atıştırmalık ve kahvaltı için oldu. Kahvaltı için ekmek-peynir-domates-et ürünleri(helal et her yerde var hatta olması zorunlu) gibi şeyler alıyordum. Bunun dışında içeçek olarak kahve-kola-meyve suyu tercih ediyordum. Bir iki de atıştırmalık şeyler ekleyince toplam marketten ödediğim miktar 10-12 €'yu geçmiyordu ve bu bana neredeyse 1 hafta hayli hayli yetiyordu. Öğle yemeğine para vermek gibi dertlerim olmayınca adam akıllı marketlerde para harcamadım. Ama siz ortalama bi 10€ daha eklesiniz o işi de halledersiniz. Kendim tüketmiyorum ama alkol ürünleri sudan ucuz. Gerçtekten su biradan daha pahalı. Bir kutu kola parasına 3-4 bira, bazı sanırım düşük segment şaraplardan alabiliyorsunuz. Ancak sigara konusunda bu aynı değil. Yine ben kullanmıyorum ama gördüğüm kadarıyla sigara fiyatları çok fahiş durumda ve eğer sigara kullanıyorsanız karton falan alıp stok yapın. Almanyada tanıştığım birçok kişi de aylık kullanım için karton alıyordu. Türkiyeden daha pahalıydı benim gittiğim dönemdeki kur ile. Restorantlara ya da zincir markalara gittiğinizde de yemek gayet ucuzdu. Restorantlarda 15-20 € gibi bir fiyata, zincir markalarda da 8-14€ gibi fiyatlara güzel yemekler yiyebilirsiniz.
EKONOMİK DURUM
-Tanıştığım kişiler ve edindiğim tecrübelere dayanarak şunu söyleyebilirim hayat standartları gayet yüksek. Bunu zaten biliyorsunuz. Zaten daha önceden sinir olduğum "TÜRKİYE CENNET YEĞENİM" diyen Almancı aptallara artık daha sinir oluyorum. Gerçekten şunu net olarak söyleyebilirim, kiralar dışında bellerini bükecek hiçbir şey yok. Bu da evde iki kişi çalışıyorsa halledilebiliyor gördüğüm kadarıyla. Almanyada market vs. temel ihtiyaçlar gayet ucuz ve bu konuda şikayet edilebilecek bir durum bence yok. Peki başka neler pahalı? İşin içine insan emeği giren her şey ateş pahası. Tamiratlar, araba bakımları, ev temizlikçileri vs. Bu tür olaylar aşırı pahalı. Çalıştığım yerdeki bir temizlikçi teyze giriş seviyesi officerlardan daha fazla maaş alıyordu siz düşünün. Bizim ülkemizle alakası yok bu konuda. Genel bir özet ile şunu söyleyebilirim: EMEK-İŞÇİLİK OLAN HER ŞEY VE HİZMET SEKTÖRÜ ÇOK PAHALI, HAZIR VE FABRİKASYON ÜRÜNLER GAYET MAKUL.
ÇALIŞMA ORTAMI
-Çalıştığım kurum hakkında detay veremeyecek olsam da şunları söyleyebilirim, Kesinlikle her konuda dakik olun, söylenenleri çok iyi dinleyin ve kesinlikle tartışma ortamına girmeyin. Bulunduğunuz süre boyunca misafir olduğunuzu ve geri gideceğinizi unutmayın. Çalışma ortamı içerisinde Almanlardan bizimkiler gibi liyakatsiz ve gevşek ortamlar zaten göremezsiniz. Sadece onlara ayak uydurun yeter. Bunun haricinde sizinle iletişim kurmak isteyenlere soğuk davranmayın. Ben başta biraz bu hatayı yaptım sonradan pişman oldum. Gerçekten iş ortamını rahatlatan ve iş sonrası kafa dağıtmanızı sağlayacak bir ortam oluşturmak için de bu gerekiyor. Bunun haricinde çalışa ortamınız açısından bir sorun yaşacağınızı sanmıyorum, tek kural kurallara uymak.
ALMANYADAKİ TÜRKLER
-Köln gibi bir şehirde sokakta yürürken 10 kişi çevirin en az 4ü zaten Türk çıkacaktır. Berlin kadar yoğun olmasada bildiğim kadarıyla en fazla Türk nüfusunun olduğu 3. şehir ve en fazla Müslüman olan 2. şehir. Adım başı her yerde Türklerin yönettiği mağazalar, restorantlar ve camiler görebilirsiniz. Marketlerde çalışanların yaka kartlarına bakarsanız da bir Türk görmeme şansınız çok az. Yine linç yemek istemiyorum ama biraz Türklerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Elinizden geldiğince yeni bir kültür tanımaya çalışın ve yeni şeyler öğrenin. Türkler zaten istemediğiniz kadar var. Ayrıca bir tavsiye daha, Türklere bir işiniz düşeceğine gidin bir Almanla tarzanca anlaşın ya da ingilizce (35 yaşının altında İngilizce bilmeyen bir Alman ile karşılaşmanız çok zor) ama Türklere işiniz düşmesin. Şükür bana denk gelmedi ama bizzat şahit olduğum olaylar yaşandı. Gurbette olmanızdan ve tecrübesizliğinizden dem vurup ağır seviyorlar. Temelli geliyorsanız da özel öneri Türkler ile ev-araba-telefon ticaretine girmeyin. Tanıdığım ve ağzı yanmış çok insan vardı. Bunları yazmak bile utanç veriyor ama maalesef durum bu.
IRKÇILIK VE TOPLUM
-Bu konuda bir sorun yaşayabileceğiniz sanmıyorum. Gerçekten aşırı-sağ ve naziler oldukça azınlık durumda. Müslüman+Türk olmanız sizi en potansiyel hedef yapıyor bu gerçek ama son dönemlerde alınan tedbirler ile durumun daha iyi olduğunu gördüm. Ama yine de tavsiyem olabildiğince dışarıdan Türk olduğunuzu bağıra bağıra gösteren şeyler barındırmayın. Bahsettiğim şey onlar gibi giyinin, onlar gibi konuşun değil Mesela arabanıza tuğra, erdoğan fotoğrafı falan bastırmayın. Sonra camınızı patlamış bulma ihtimaliniz az da olsa var. Her ne olursa olsun oradaki kültürü değiştirmeye çalışmayın bence. Orası Almanya ve nüfus ne olursa olsun Türkiye olmayacak. Bunun bilincinde olun, benimseyin ama sahiplenmeyin.
Sanırım şimdilik aklıma gelenler bunlar, belki ilerde ekleme yaparım. Sizin de değerlendirmelerinizi ve varsa tecrübelerinizi bekliyorum.
Son Giriş: 4 yıl önce
Son Mesaj Zamanı: 4 yıl
Mesaj Sayısı: 0
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 7
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 559 (Bu ay: 8)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 19 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic