Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk imzasıyla 81 ile gönderilen yazıyla LGS'nin tarihi belli oldu. LGS sınavına göre öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarına ilişkin merkezî sınavın (LGS 2021) tarihi netleşmiş oldu. Buna göre merkezî sınav LGS (LGS 2021), 6 Haziran 2021 Pazar günü gerçekleştirilecek.

https://www.youtube.com/embed/91nuc7pAYR4

Hepatit C (HCV), virüs enfeksiyonlarına bağlı olarak gelişen bir karaciğer hastalığıdır. 1-2 hafta süren, akut olarak gelişen ve hafif şekilde atlatılabilen bir hastalık olabileceği gibi, kronik olarak hayat boyu devam eden ve karaciğerle ilgili ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalığa dönüşebilir.

K

Hepatit C Nasıl Bulaşır?

Hepatit C (HCV) kan yoluyla insandan insana geçiş sağlayarak bulaşan bir hastalıktır. Kanla bulaşan bir hastalık olduğundan riskli durumlara karşı dikkatli davranmak gereklidir.

Hepatit C Bulaş Riskinin Olabileceği Durumlar

• Virüsü bulunan bir kanın, başka bir kişiye kan transferi yolu ile verilmesi
• Aynı ekipmanla uyuşturucu madde kullanımı
• İğne batması kazaları neticesinde sağlık çalışanlarına bulaşma
• Diş aletleri veya yine benzer şekilde manikür, pedikür malzemelerinin kullanıldığı aletlerin doğru steril edilmemesine bağlı gelişebilecek bulaşma
• Sterilizasyonu iyi yapılmayan piercing ve dövme malzemelerinin kullanımı
• Taşıyıcısı olan gebelerden yeni doğan bebeklerine bulaşma oranı düşük olsa da bir risk bulunmaktadır.

Kan bağışı yapılan noktalarda kan verecek olan kişinin kanında olabilecek Hepatit C virüs riskine karşı rutinde tarama da yapılmaktadır. Ayrıca her bir bağışçıya tek kullanımlık (disposable) iğne ve malzeme kullanılarak bulaşma riski engellenmeye çalışılmaktadır. El teması veya öpüşme ile geçmez. Dolayısıyla Türk toplumu olarak alışkın olduğumuz tokalaşma veya sarılmalar hastalığa neden olmaz.

Hepatit C Tanısı Nasıl Konulur?<

Virüs bulaştıktan sonra vücut ilk süreçte hemen belirti vermez. Hepatit C virüsünün akut geliştiği durumlarda ateş, kas ağrısı gibi grip belirtileri, halsizlik, iştahsızlık, karın ağrısı, bulantı, koyu renkli idrar gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler kimi zaman grip bulguları ile karıştırılabilir.

Virüsün teşhisi genellikle hastaya yapılan diğer tarama testleri veya kan bağışı sırasında ortaya çıkar. Çıkan test sonuçlarında virüsü görülse bile hastanın hangi hastalık evresinde olduğu bilinemez. Hastalık seviyesini belirlemek için ALT, AST ve albümin gibi karaciğer fonksiyon testleri, kan tahlilleri, ultrason ve buna ilave olarak biyopsi de uygulanabilir.

Hepatit C Nasıl Tedavi Edilir?

Hastaya yapılan testlerinin sonucunda hastada Hepatit C olduğu kesinleştikten sonra tedaviye yönelik nelerin yapılması gerektiğine bakılmalıdır. Tanısı erken konulan vakalarda tedaviyle iyileşme şansı da daha yüksektir. Tanıya yönelik yapılan tüm uygulamalardan sonra çıkan sonuca göre hastalığı seyri ve tedavi planı netleştirilir. Hastalığı geçirenlerin yaklaşık % 20-30’u uygulanan tedavilerle tümüyle iyileşirken, geri kalan yüzdelik kısmında olan hastalar da ise kronik hale gelerek ömür boyu kalır.

Yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Kronik hale gelmesi uzun yıllar alır. Kronikleşen vakalarının bir kısmında karaciğerde siroz gelişebilir. Siroz gelişen hastaların da bir bölümünde yıllar içerisinde karaciğer kanserleri görülebilir. Orta yaşın üzerindeki yoğun alkol tüketimi olan kişilerde siroz olma riski daha yüksektir.

Kronik hale gelmesini önlemek ve hastalığın tamamen iyileştirilmesini sağlamaya yönelik kullanılan ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların uzun süreli yaklaşık üç aylık kullanımları ile hastada siroz oluşma riskinin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Hastada yıllar içerisinde siroz gelişimi ve karaciğer yetmezliği tablosu görülüyor ise bu hastalarda karaciğer nakli gündeme gelmekte ve hekim tarafından nakil konusunda yapılması gerekenler belirlenmektedir.

Hepatit C Taşıyıcıları Nelere Dikkat Etmeli

Taşıyıcılarının yıl içerisinde düzenli hekim kontrolleri ile karaciğer fonksiyon testlerini yaptırmaları, alkol kullanmamaları, hekimin verdiğinin haricinde ilaç kullanmamaları gerekmektedir. Taşıyıcılarının virüsü başkalarına bulaştırabilme riskini düşünerek daha dikkatli davranmaları gerekmektedir. O nedenle insanlarla olan temaslarına dikkat etmelidirler.

Hepatit C’den Korunma Yolları

Virüsünün aşısı yoktur. Kişi toplum içerisinde kendini korumaya yönelik davranmalıdır. Öpüşme, sarılma, öksürme, hapşırma, aynı tuvaleti kullanma, ortak havuza girme gibi topluca aynı ortamlarda bulunulan davranışlarla geçmez. Aynı şekilde yiyecek ve içeceklerden bulaşmaz.

Korunmaya dair başkasına ait jiletler veya iğneler kullanılmamalıdır. Tek eşlilik benimsenerek güvensiz ilişkilerden kaçınılmalı, ciltte hasar bırakabilecek piercing, dövmeye dikkat edilmeli, manikür pedikür yaptırılacak ise kişinin kendi steril malzemeleri ile işlemi yaptırmaları uygun olacaktır.kaynak

İlk haftalarda kadınlar gebe olup olmadıklarını anlayamaz. Ancak adet tarihleri geciktikten sonra kafalarında acaba “gebe miyim?” diye soru işaretleri oluşmaya başlar.

Hamilelik Belirtileri

Hamilelik belirtileri her gebelikte ve her gebede farklılıklar gösterse de genellikle adet tarihinin gecikmesi gebeliğin ilk belirtilerindendir. Adet gecikmesinin haricinde göğüslerde ve meme ucunda hassasiyet, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, bayılma, halsizlik, bazı gıdalara aşerme, kokuya hassasiyet, bel, sırt, kasık bölgesinde ağrı, vajinal akıntı, kanama, vücut ısısında yükselme gibi işaretler hamilelik belirtisi olarak söylenebilir.

Son Adet Tarihinin Önemi

Son adet tarihi, kadın hastalıkları & doğum uzmanına gidilen daha ilk muayeneden itibaren hekim tarafından anne adayına sorulan bir bilgidir. Hekim yapacağı gebelik muayenelerinde ultrason cihazının veri kısmına son adet tarihi bilgilerinigirerek, anne adayının muayenesinde bebeğin hafta hafta gelişimini takip edebilmektedir. Son adet tarihi aynı zamanda bebeğin tahmini doğum tarihini de belirleyecektir. O nedenle gebeliğin başlangıcından, gebeliğin sonuna kadar son adet tarihi anne adayları tarafındanunutulmamalıdır. Son adet tarihlerini hatırlamayan gebelerde ise yaklaşık bir tarih belirlenmeye çalışılarak bebeğin gelişimi takip edilir ve tahmini doğum tarihi söylenir.

Son Adet Tarihine Göre Kaç Haftalık Hamileyim?

Gebelik haftasının belirlenmesi için hekimler döllenmenin yaşandığı güne değil, son adet tarihinin ilk gününe göre hesap yapar. Adeti geciktiği için gebe olduğundan şüphelenen kadınlar,genellikle internet üzerinden kadın doğum sitelerinde bulunan otomatik gebelik haftası belirleyen takvimlere veya bazı telefon aplikasyonlarındaki son adet tarihine göre kaç haftalık hamilelik olduğunu gösteren programlara bakarak meraklarını gidermeye çalışırlar. Bir taraftan da kadın platformlarında yazılanları takip ederler. Sisteme girilen tarihlerin neticesinde sonuç pozitifte olsa negatif de çıksa eğer adet düzeninde bir gecikme yaşandıysa en kısa sürede yapılması gereken şey, güvenilen bir kadın doğum uzmanına giderek muayene ve kan testleri ile gebeliğin olup olmadığının netleştirilmesidir.

Uzmanlara göre döllenmenin meydana geldiği zaman son adet tarihinden sonraki ilk 15 güne denk gelir. Muhtemel anne adayında eğer hamilelik başladı ise bu durum henüz çok yenidir. Anne adayı kadın doğum hekimine gidene kadar, internetten yaptığı araştırmalarda son adet tarihini yazdıktan sonra çıkan sonuca göre 2 haftalık gebelik belirtileri, 3 haftalık gebelik belirtileri, 4 haftalık gebelik belirtileri ve 5 haftalık gebelik belirtilerinin hepsini detaylı bir şekilde araştırmaya başlar.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, yaptıkları muayenede anne karnını ultrason cihazı yardımı ile kontrol ederek, gebelik kesesinin gelişmeye başlayıp başlamadığını belirler. Muayene sırasında gebeliğin başladığı görülürse, anne adayından son adet tarihi bilgileri alınarak ultrason cihazına işlenir ve daha ilk muayenede bebeğin tahmini doğum tarihi belirlenebilir.

Son Adet Tarihine Göre Bebeğin Doğum Zamanını Hesaplama

Anne adayları hamile kaldıktan sonra ilk merak ettiği şeylerden biri de bebeğin doğum tarihinin ne zamana denk geleceğidir. Bebeklerin doğum tarihleri pratik bir yöntemle tahmini olarak hesaplanabilir.

Bir anne adayı olarak son adet tarihinize 7 gün ekleyerek, bulduğunuz tarihin üzerine 3 ay geriye giderek, çıkan ay hangisi ise onun üzerine bir yıl daha eklenerek bebeğinizin tahmini doğum tarihini bulunabilir. Ancak anne adayının adet düzensizlikleri varsa o ay yumurtlama tarihi de değişkenlik gösterebilir. Bu da bebeğin doğum tarihinde farklılıklara neden olabilir.

kaynak

Oksijen konsantratörü cihazları genellikle yoğun bakım tedavisi gören veya göğüs hastalıkları ile ilgili sorun yaşayan hastaların evde devam eden tedavilerinde kullanılır. KOAH ve benzeri kronik solunum hastalıklarında ciddi nefes problemleri yaşayan hastaların tedavilerinde oksijen konsantratörü ile destek sağlanmaktadır.

[B]Oksijen Konsantratörü Nedir?

[/B]

Oksijen konsantratörü, ortamdaki havayı alıp ayrıştırarak hastaya saf oksijen verilmesini sağlayan elektrikli bir cihazdır.

[B]Oksijen Konsantratörünün Türleri

[/B]Oksijen Konsantratörleri, hasta yanı sabit ve taşınabilir modelleri bulunmaktadır. Taşınabilir oksijen konsantratörü modelleri bataryaları sayesinde hastalara kısıtlama olmadan daha özgür hareket edebilecekleri bir konfor sağlar.

[B]Oksijen Konsantratörü Nasıl Kullanılır?

[/B]Oksijen Konsantratörü cihazının nasıl kullanılması gerektiğiyle ilgili genel bilgilendirmeyi eve gelen cihazdan sorumlu teknikerler yapmaktadır. Cihazla ilgili hasta yakınlarına verilecek eğitim çok önemlidir. Eğitimin amacı, hasta yakınlarına cihazın tüm özelliklerini ve aparatlarını öğretmeye yöneliktir. Bu sayede aile yakınları cihazla ilgili her hangi bir arıza veya olumsuz durumla karşılaştıklarında ilk müdahaleyi yapabilme yetilerine sahip olurlar. Bir sonraki aşamada problemin devam etmesi halinde ise acilen oksijen konsantratöründen sorumlu kişiyi arayarak teknik destek talep ederler.

[B]Oksijen Konsantratörü Kullanılırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

[/B]Oksijen Konsantratörü evde kullanılacağından cihazın yanında sürekli olarak teknik bir personel bulunamaz. O nedenle cihazı çok iyi bir şekilde kullanması gereken hasta yakınlarının dikkat etmeleri gereken kurallar vardır.  

Bu kurallardan en önemlisi oksijen konsantratörü bulunan bir evde muhakkak yedek oksijen tüpü bulunmasıdır. Oksijen konsantratörleri elektrik ile çalışan cihazlar olduğundan elektriklerin kesilmesi durumunda hastanızın solunum sıkıntısı yaşamaması için evde mutlaka yedek bir oksijen tüpü bulundurulmalıdır.

Oksijen Konsantratör cihazları hassastır. Cihaz ile birlikte kullanılan aksesuar parçalarının (özellikle filtresinin) temizliği ve bakımları önemlidir. Aparatların belirli periyotlarda değişmesi gereklidir. Bu nedenle düzenli aralıklarla değişmesi gereken parçaların kontrolünün yapılması gerekir.

Oksijen Konsantratörü uzatma kablosu ile TV, elektrikli ısıtıcı ile aynı fişe takılmamalıdır. Aksi taktirde yüksek elektrik harcanması nedeniyle kablo yanabilir, kısa devre oluşabilir, oksijen konsantratör cihazı ve diğer cihazlar arızalanabilir.

Saf oksijenin yanıcı özelliği olması nedeniyle oksijen konsantratörünün ateş, benzin, gaz, tüp gibi yanıcı özelliği olan maddelerden uzak tutulması gereklidir.

Oksijen konsantratörünün halı veya döşeme üzerinde çalıştırılması filtrelerinin daha çabuk tıkanmasına bağlı olarak bakteri çoğalmasına ve enfeksiyonlara karşı risk oluşturabilir. O nedenle taş ve düz zemin üzerinde cihazın tutulması önemlidir.

Oksijen konsantratörü çalışırken ortamdaki havayı oksijene çevirdiği için cihazın serin ve havadar ortamlarda tutularak ısınmasının engellenmesi sağlanmalıdır. Duvar dipleri, kalorifer veya soba gibi cihazların yanında tutulmamalıdır.

Cihaza sıvıların teması engellenmelidir. Cihazın nemlenmesini sağlamak için kendi kapları kullanılmalıdır. Kaba bir miktar su konulmalı ve azaldığında yenilenmelidir. Aksi taktirde cihazda ıslanmaya bağlı arızalar görülebilir ve garanti kapsamından çıkabilir.

Oksijen konsantratörünün üzerinde bulunan uyarı ışaretlerine dikkat edilmelidir. Düşük veya yüksek basınç tuşları mutlaka kontrol edilmelidir. Belirtilen ışıklar yanıyorsa teknik ekiple görüşülmelidir. Çünkü bu durumun devam etmesi hastalarda baş ağrısına neden olabilir. Hasta cihazı kullanmayı reddedebilir.

Hasta yakınları teknik ekipten cihazla ilgili detaylı bilgileri en iyi şekilde almış olsalar da, yine de cihazın yanında mutlaka kullanma kılavuzunu bulundurarak gerektiğinde destek almalıdır.

Hastaya verilen havanın nemli olması için kabın içerisinde bulunan suyun minimumun altında olmamasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde hastanın burnu, boğazı ve ciğerlerinde kuruma yaşanmasına bağlı olarak öksürük başlayabilir.

Oksijen konsantratörleri hekimin hasta için uygun gördüğü koşullar çerçevesinde kullanılmalıdır. Hekimin planladığının haricinde, oksijen kullanım sıklığını arttıran hastalarda bağımlılık yaşanabilir. Oksijen verilen hastaya bir süre sonra hava yetersiz gelir ve sürekli yüksek miktarda oksijen almak ister. Bu durum hastanın kötüleşmesine ve sağlık sorunlarına neden olabilir.

Oksijen konsantratör cihazında arıza olması halinde iletişimde olunan teknik servis yetkilisi ileen hızlı şekilde iletişime geçilmesi gerekir.

[B]Oksijen Konsantratörü Kiralama

[/B]Oksijen Konsantratör cihazları hastaların durumuna ve aile yakınlarının talebine göre kısa süreli veya uzun süreli olarak kiralanabilmektedir. İstenilen oksijen konsantratör cihazının kiralanması aşamasında evde sağlık hizmetleri veren resmi kurumların tıbbi cihaz kiralama hizmetinden faydalanabilir ve kiralama işlemi karşılıklı yapılacak bir sözleşme ile organize edilebilir.

[URL="https://www.istanbulmedicalcenter.com/tr/oksijen-konsantratoru.html"]Kaynak İstanbul Medical Center[/URL]