İki yıldız arası göğe asılı hamak...

Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak.

07.10.2024

Galaktik Turan Federasyonu'nun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne verdiği "Yaralı Geyik" mesajı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bazen şu şiiri keşke ben yazsaydım diye düşünüyorum fakat bu adamın kafasını benim diyen her omuz taşıyamaz. Keşke radikal olmasaydı da aynı milletten olmakla şeref duysaydım.

Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında

Yürüyorum ardıma bakmadan yürüyorum

Yolumun karanlığa saplanan noktasında

Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık

Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar

İn, cin uykuda yalnız iki yoldaş uyanık

Biri benim biri de serseri kaldırımlar

İçimde damla damla bir korku birikiyor

Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler

Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler

Kaldırımlar çilekeş yalnızların annesi

Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır

Kaldırımlar duyulur ses kesilince sesi

Kaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandır

Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta

Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum

Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta

Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum

Ben gideyim yol gitsin ben gideyim yol gitsin

İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler

Tak tak ayak sesimi aç köpekler işitsin

Yolumun zafer takı gölgeden taş kemerler

Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim

Gündüzler size kalsın verin karanlıkları

Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim

Örtün üstüme örtün serin karanlıkları

Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya

Alsa buz gibi taşlar alnımdan o ateşi

Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya

Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi

Ekstra:

Renk koku ses ve şekil ötelerden haberci

Hayat mı bu sürdüğün kabuğundan ezberci

Yaşamak zor ölmek zor erişmekse zor mu zor

Çilesiz suratlara tüküresim geliyor!

Yanaş şuna, adını anma sataş şuna, deli kader seni karşıma, çıkaracak mı bilen yok...

"Gören, hangi hakla yalnızlıktan şikayet edebilir? Mevsimler bütün işveleriyle emrinde, renkler bütün cilveleriyle hizmetindedir. Yıldızlar onun için doğar, çiçekler onun için abideleşir, güneş, kuşların kanadında, onun için, alaimisemanın bütün nüanslarına geçit resmi yaptırır. Şehrin bütün kadınları onun için giyinip süslenir. Çocukların tebessümü onun içindir."

Cemil Meriç - Jurnal (Cilt 1)

1954 te görme yetisini kaybettikten sonra 1955 te jurnaline eklediği yazı. Yalnızlıktan şikayet edenlerin birçoğu yalnız değil..

Sizce hangisi ve neden

Türk milleti sıradan bir Doğu ya da Batı toplumu değil. Dolayısıyla ne Batı'nın özgürlükçü ve ihtilalci yapısı ne de Doğu'nun dinci ve şeriatçı kafası bu topraklarda üstünlük kuramadı, kuramaz da. Türk milleti uzun yıllar İslam ile iktifa etti. Fakat bir müddet sonra İslam, Türk'ün Dünyadaki yerine zarar vermeye başladı. Batı, bu fırsattan istifade ederek hem fikirleriyle hem de politik varlığıyla Türk milletine nüfuz etmeye çalıştı. Atatürk ile Doğu-Batı dengesi kurulmaya çalışılarak Türk milletinin bağımsızlığına ve laik demokratik yönetim sistemine adım atıldı. Ama geçen yüzyılda Türk ne tam anlamıyla Batı'lı oldu ne de tam anlamıyla Doğu'lu. İki fikir sisteminin arasında sıkışıp kaldı. Denge de kurulamadı.

Bu denge ancak yeni bir inanç sistemi ile sağlanabilir. Türk toplumu inanmadan yaşayamaz. Ancak hiçbir inancın dogmasına da aklını yok sayarcasına tapamaz.

3.5 km uzakta güzel bir restoran var, "o kadar yol bir kişinin yemeği için değmez, kuryeye de yazık" diye sipariş veremiyorum. Daha yakınlardan sipariş veriyorum. Sizce bunun max mesafesi nedir

Bayadır yoktum forumda ne oldu değişti mi, videoları istediğim gibi atamıyorum