Güzel ülkem ve gurbet
Merhaba, bugün uzun zamandır yaptığım araştırmamı sizlerle paylaşmak istedim. Biraz uzun olacak ancak umarım pek çok soru işaretini cevaplayacak, merak edilen şeyleri aydınlığa kavuşturacaktır.
İlk olarak düzen açısından içindekiler bölümü oluşturdum. Bu bölüm ve sıra merak edilen konu hakkında bilginin daha kolay öğrenilmesi adına oluşturuldu. Bilgi kaynaklarını ayrı bir başlık altında değil de bilgi verildikten hemen sonra vereceğim.
İçindekiler:
- Genel Özet
- Ülkem
- Gurbet ve gurbetçiler
- Söylentiler
- Maddi kıyas
- Manevi kıyas
- Sebepler ve sonuçlar
1) GENEL ÖZET (7 Madde de özetin içinde bulunmaktadır bu yüzden fazla kalabalık olmasın diye ekstra eklemiyorum)
Günümüzde, geçmişte ve gelecekte dünyanın durumu çok fazla değişiyor, değişti, değişecek. Bu sebeple insanlar kapalı kutularından çıkıyor, dünyayı tanıyor ve öğreniyor. Bunların iyi olduğu kadar kötü yanı da var elbette. En temeli cahillik mutluluktur sözünün gerçekliği. Kendi yaşam standartlarını başkalarıyla kıyas yapabilmek için önce başkalarının nasıl yaşadığını bilmen gerek. Gurbet denen yerdeki insanların yaşam standartlarını görünce insanlar üzülebiliyor. Dahada abartırsak zaten gurbeti daha yaşanabilir olarak gören insanlar gurbetten gelen vatandaşlarının sözleriyle yüzlerine çok sert bir tokat yiyor. Nasıl mı? Şöyle açıklayayım; Almanya'dan gelen bir vatandaş "Almanya bitik, siz tembelsiniz, hiç çalışmıyorsunuz, biz orada k**ek gibi çalışıyoruz." Dediğinde Gerçekleri bilen, öğrenen insanlar bu vatandaşa sinirleniyor. Gerçekleri bilmeyenler ise bir kurtuluş olmadığını düşünerek üzülüyor. Aslında güzel ülkemin vatandaşının iş yükü Almanya'dan gelen ve yukarıdaki sözler sarf eden vatandaştan misliyle fazladır. Gerçekleri bilenlerin sinirlenmesinin sebebi günde 12 saat hatta genelde daha fazla çalışıp haftanın 1 günü tatil yapmasından ve bu kadar çalışmasına rağmen hâla geçim sıkıntısı yaşamasından kaynaklanmaktadır. Almanya'dan gelen vatandaşın günde en fazla 8 saat çalıştığını eğer bu 8 saati geçer ise minimum %150 ek ücret ile telafi edildiğini hatta gece, tatil veya hafta sonu ise genelde %200 ek ücret ile telafi edildiğini bilir. Bunun yanı sıra hafta sonu dahil olmak üzere bir insan ne olursa olsun Almanya da haftada 60 saatten fazla çalıştırılamaz.[link=Fazla Mesai | Oda (arbeiterkammer.at)]Buradan fazla mesai durumlarını öğrenebilirsiniz.[/link] Güzel ülkemin güzel vatandaşı bunu da bilir ve sinirlenir ama konu burada bitmez. Almanya'dan gelen vatandaş konuşmasına şöyle devam eder "Aldığımız paranın yarısı kiraya gidiyor. zaten 1300 avro alıyoruz kiralar 700, 800 avro, faturalar 300, 400 avro, biz ne yiyip ne içelim. Sürünüyoruz orada" Bu söylemler hem bilen hem bilmeyen vatandaş için bir üzüntü kaynağıdır. Çünkü verilen fiyatlar takribi olarak yakındır ve Almanya'dan gelen vatandaş haklı gibi görülür. Ancak işler göründüğü gibi değildir. İlk olarak Almanya da asgari ücretle çalışan tek kişi ise ki (şuan 1 e 1 kıyas yapıyorum) ortalama 260 ile 350 euro arasında kira, ısınma bedelini devlete başvurarak alabilir.[link=Konut yardımı başvurusu: Gereksinimler - Finanztip]Buradan kişi sayısına bağlı alınabilecek sosyal yardımı öğrenebilirsiniz.[/link].Burada görüldüğü üzere söylenenler sadece söylentiden ibaret, verilen 700,800 avro kiralar aslında 500 hatta bazen 350 ye düşüyormuş.[link=Harika bir yaşam hissi: kısmen yenilenmiş, geniş 4 odalı daire! (immobilienscout24.de)]Örnek ev[/link]. Örnekte gösterilen ev Frankfurt'un batı merkezinde yer alıyor. Eğer faturaları ben ödeyeceğim derseniz kirası 800 euro, yok ben faturalarla uğraşmayayım falan diyorsanız tüm faturalar dahil 1050 euro. Şimdi asgari ücretle çalışan bir insan düşünelim ve bu evi kiralamak istesin. Asgari ücret şuan saatlik brüt 12 euro.[link=Asgari ücret: bilmeniz gereken her şey | DGB]2023 Güncel asgari ücret.[/link]Yukarıda da belirttiğim gibi haftanın 5 günü, günde 8 saat çalışıyor Almanya'daki insanlar. Kısa bir hesap ile ((22*8*12)/100*72) hesabı ile asgari ücreti öğrenebiliriz. Buda net 1520 euro yapar ve vergi oranı yüksek tutulmuştur. Bu evi kiralamak istediğinde 1050 eurosuna kıyan vatandaşa 470 euro para kalır demek isterdim ancak hayır, sosyal yardımı işin içine kattığımızda 250 euro kadar bir şey yapıyor o da 720 euro bu vatandaşımızın cebinde kalıyor. Ödenmesi gereken herhangi bir fatura, kira bulunmadığından bu vatandaşımız bu parayı mutfak masrafları ve eğlenmek için kullanıyor. Peki aynı durumdaki Türkiye'de yaşayan vatandaş ne yapıyor birde ona bakalım. Asgari ücretimiz net 11400 TL, (benzerlik olması açısından evi aynı pahalılık oranında bir yerden seçtim.)[link=Sahibinden doğalgazlı - Kiralık Daire İlanları sahibinden.com'da - 1113179180]Denk bir ev.[/link]Tam olarak denk bir ev bulamadım. (Frankfurt'taki ev 78m2 ama bu ev 105m2 en yakını buydu.) Görüldüğü gibi evin kirası 7000TL. Bunu ödeyen Türk vatandaşının cebine 4400TL parası kalıyor ama işler burada bitmiyor, Elektrik tek yaşayan bir insan olduğundan ve çalıştığından çok gelmeyecektir. Ortalama 600, su ortalama 70, doğalgaz ortalama 500, internet olarak en uygunlarından birini seçtim(d-smart) 110tl, telefon olarak yine en uygunlarından birini seçtim(tt) oda 50tl. Türk vatandaşımızın cebinde 2460 TL para kaldı.( Maalesef Türk vatandaşı anlatırken daha az link kullandım çünkü Türkiye'de bir sosyal yardım bulunmamakta, varsa da seçilen kişiler yararlanmakta. ) Olaylar burada da bitmiyor ve Almanya'dan gelen vatandaş tekrar o sihirli sözleri sarf ediyor "Mutfağımız boş, yemek yiyemiyoruz, insanlar yerden şişe topluyor" Bir bunlara bakalım ne kadar doğru. Almanya'da tek kişi için ortalama bir aylık sepet fiyatı 220 euro tuttu(içeriğinde; et, balık, süt, yumurta, bakliyatlar, günlük ihtiyaçlar, uzun süreli ihtiyaçlar dahildir.)[link=EDEKA online mağazanız - online market alışverişi yapın (edeka24.de)]Migros dengi online mağaza[/link]Bu vatandaşın cebine sadece ve sadece gezip eğlenmek için 500 euro para kaldı. Peki benim güzel ülkemin güzel vatandaşına da bir bakalım. (maalesef aynı kalitede ürünler bulamadım. Bunu şimdi fark ediyorum Türkiye'deki ürünler aşırı kalitesizmiş) Bu vatandaşın aylık market gideri ise 1900 TL tuttu (İçerikler kalite olarak düşük ancak miktar olarak aynı.)[link=Migros Sanal Market: Online Market Alışverişi]Migros sanal market[/link]. Mutfak harcamalarından sonra Türk vatandaşımızın cebinde kalan para ise 560TL. Türkiye de 560TL ile evinden çıkıp köyüne gidemezsin. O yüzden gezmek falan yok o 560 TL ile 1 kilo tatlı alıp ayda 1 baklava yemek için kullanabilirsin ancak. Burada maddi kıyas bitti, sıra manevi kıyasta. Türkiyem cennet diye bu kıyası kazanabileceğini düşünen Türkiye'de yaşayan vatandaş bunu Almanya'dan gelen vatandaştan duymayı bekler ve o sözler sarf edilir. "Türkiye cennet, Orada insanlar soğuk, ruhsuz " Bir analiz yapalım. İlk olarak güzel ülkemden başlayacağım.
- Zor çalışma şartları (Günde 14 saate kadar varan mesai üstüne haftada 1 gün tatil)
- Adaletsizlik (Belki gerçekten pudra şe*eridir)
- Torpil (Her kurumda, her yerde bir akrabacılık var)
- Kanunsuzluk (Her türlü kanunun açığından faydalanmak isteyen insanlar ve bu insanların altında ezilmemek için onlar gibi davranan insanlar her yerde)
- Eğitimsizlik (Burada bahsedilen okul okumak değil, aileden ve çevreden gelen eğitim)
- Baskı (Her türlü her şeye karışan bir anlayış, en saçması mahalle baskısı)
- Emeğe ihanet (Günde 14 saat çalışırsın ama maaş bordrona baktığında 8 saat gözükür ve paran eksik yatırılır)
- Dolandırıcılık (En basitinden farklı bir memlekete gittiğinde oralı olmadığını anlayan esnaf bile seni kazıklar)
- İş bilmezlik (Evine çağırdığın usta, gelmesi gereken kargon kesinlikle zamanında gelmez hatta bazen söver, sayar, kavga eder)
- Haksızlık (Hangi konuda olursa olsun sen küçüksen o konuda sen haksızsın)
Bunlardan sonra ülkeme güzel demek bana pek mantıklı gelmediğinden artık sadece ülkem diyeceğim.
Şimdi ise Almanya veya herhangi bir ab ülkesine bakalım.
- Uygun çalışma şartları (Günde 8 saate mesai üstüne 2 gün tatil)
- Adalet (Değil pudra şe*eri kırmızıda geç ve gör adaleti)
- Torpil (Sülalenin sicilini yakarlar değil sadece seni)
- Kanunsuzluk (Kanunda açık bulan insanlar bildiriyor, ondan yararlanmıyor)
- Eğitimsizlik (Bir çocuk 18 yaşını geçtiğinde kendi ayakları üstünde durmayı dahi öğreniyor bırakın aile terbiyesini çevre ahlâkını)
- Baskı (Kimse kimseye karışmaz, çünkü demokratik ülkelerde senin özgürlüğün başkasınınkini ihlal edemez)
- Emeğe ihanet (Günde 8 saat değil de 8.30 saat çalışsan bile karşılığını fazlasıyla alırsın)
- Dolandırıcılık (Bu tür insanlar her yerde var)
- İş bilmezlik (Müşteri hakların bulunduğundan eğer mağdur bir duruma düşersen şikayet hakkın var ve cezaları hiçte azımsanacak şeyler değiller.)
- Haksızlık (Yaşın değil tecrübenin ve bilginin konuştuğu yerdir)
Bu durumda buraya Almanya'dan gelen vatandaş ne diyebilir, tabi ki son kozunu ağzına yükler ve ateşler "Bizim orada kurulu düzenimiz var." Sonuç olarak buda bir savunma mekanizmasıdır, kiminin yalanı ortaya çıkmasın diye kiminin rantı bölünmesin diye. Bu sebepler üzerine kurulan kurgusal sonuçlara ve sonuçlara üretilen tepkilere gerçekten üzülüyorum. Şuan bir yazılımcı olarak Estonca öğreniyorum.
Bunun tek sebebi Estonya'nın benim değerimi bilmesi. Ben de isterdim ülkemde kalıp ülkeme hizmet etmeyi ancak bu durum artık bir istek değil ihtiyaçtır. Umarım bir şeyler anlatabilmişimdir.
Meslek: Bilgisayar Programcısı
İlgi Alanları: Yazılım, Oyunlar
Son verdim kalbimin gidişine Aklım ermedi gidişine Son verdim kalbimin işine Olmaz olsun onun aşkı sevgisi de |
front-end geliştiricisi olarak vue.js kullanıyorum. Hobi olarak python ile makine öğrenimi, data analizi yapıyorum. |
Son Giriş: 5 ay önce
Son Mesaj Zamanı: geçen yıl
Mesaj Sayısı: 19
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 47
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 619 (Bu ay: 19)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 31 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic