Gılışdar Dedem 2028'de Kazanacak Üzülmeyin
13 kere seçim kaybetmiş 75 yaşında bir dede olarak 2028'de kesin kazanacak. Bu seçimlerde de oy oranını arttıramayıp 40 tane vekil kaybederek mükkemmel bir başarı kazanması bence buna delalet etmektedir.
Alın Size "Gılışdar"
Artık gerçekten delirmek üzereyim dayanamıyorum! Hiçbir liderlik vasfı olmayan bir 75'lik "ALEVİ" dedeyi 20 yıldır seçim kaybetmesine rağmen chp seçmenin önüne kazanması en muhtemel aday diye yedirip koydular, bırak seçim kazanmayı, normalde çıkarabilecekleri milletveli sayısını bile saadet-deva-gelecek gibi oy oranı sıfır olan eski akp'li partilere hediye ettiler.
Bütün vatansever realist insanlar dedik ki "gılışdar" denen arkadaşın iç anadoluda bir karşılığı yok! İnsanlara ona oy verdiremezsin. KArşılığı olsa neden Erdoğan karşısına Gılışdarı istesin? Manyak mı bu adam?
Velev ki azimle sıçıp duvarı yıkma derdine girdin, ne diye oy oranı sıfır olan eski akp artıklarına milletvekilliği hediye ediyorsun?
%25 chp + %10 İyi parti %10 HDP zaten %45 yapıyor. Bunun yanına %8 lik potansiyeli olan bir Muharrem İnce ittifakı kurulsaydı ve en kötü ihtimal %8 değil %5 İnce alsa zaten bugun %50 geçilirdi.
Artık kimse iç anadolu muhafazakar seçmenine küfretmesin. Bu ülkenin seküler eğitimli seçmeninin başındaki bela belli. Adı "Gılışdar".
İşçi Partisi Bir Şansı Hak Etmiyor Mu?
Son zamanlarda zorlama adaylardan ve despotluktan şikayet eden bir çok genç arkadaşın yorumunu okuyorum. Farklı bir fikir, vizyon ve mücadele arıyorsanız, 3-4 milletvekili ile 300 millet vekilinin yapamadığı etkiyi mücadeleyi veren İşçi Partisi hiç ilginizi çekmiyor mu?
Adamların daha ne yapması lazım seçilmek için İnce gibi dans etmeleri mi gerekiyor?
MediaMarkt Satın Aldığım Ürünü Elimden Aldı!
Herhese merhaba,
Hiçbir firmaya özel bir düşmanlığım olmadı ancak uzun süredir müşterisi olmama rağmen Mediamarkt denen kurumsal şirketin yaptığı şark kurnazlığı hakikaten beni bezdirdi... Bu yaptıkları terbiyesizliği elimden geldiğince her ortama taşımaya kararlıyım..
12 Nisan akşamı MediaMarkt web sitesinde gopro hero 9 aksiyon kamerası gördüm ve "internete özel fiyat" şeklinde bir kampanya olduğunu farkettim ve 6299 tl fiyatını ödeyerek hemen satın aldım.. Ertesi gün 13 Nisan öğlen saatlerine kadar sürekli ürünü izledim ve öğlen saatlerine kadar "bugun kargolanması için son xxxx saat" şeklinde ilan hala satışta idi..
Mail adresime ise mesafeli satış sözleşmesi vs. yani kısacası resmi olarak ürünün satışına yönelik belgeler ve spariş onayım ulaştı..
Yine 13 nisan akşamı bir hevesle bilgisayar ekranımı açıp kargo takibi yapayım dediğimde ise sparişimin sebepsiz yere iptal edildiğini gördüm..
Müşteri hizmetlerini defalarca aramama rağmen kimi yetkili ürünün stokta olmadığını ve stoğa girince arayıp aynı fiyattan satın alabileceğimi, kimi yetkili ekranının donduğu bahanesini, kimi yetkili ise bana hediye kuponu yollayacağı sözünü vererek başından savdı... Sonuç olarak anladım ki hiçbir yetkilinin amacı bir çözüm üretmek değil, tamamiyle beni o an başından atacak bir bahane üretmekti..
Şimdi soruyorum mağazaya girip bir ürünün parasını ödeyip satın almış bir insanın peşinden koşturup ürünü geri alıp parasını iade edebiliyor musunuz? İnternet ortamında yapılan bu terbiyesizliğin bahanesi nedir?
Stok kalmaması vs. hiçbir bahaneye beni inandıramazlar! Çünkü 1 gün ara ile aynı ürünü 8900 liraya ilana koydular..Bunun açıklaması tam anlamı ile zam yapacakları için sattıkları ve parasını aldıkları ürünü bile müşterinin elinden almaktır!!
Bundan sonra MediaMarkt denen kurumsal şark kurnazı ile hiçbir işim olmayacak hatta mağazalarına bile girmeyeceğim!
Bu mesajı da onlardan çözüm üretmelerini beklemek için değil, insanların bilgilenmesi ve bu müşteri düşmanlığı yapan firmalardan uzak durması için yazıyorum!
Sokak Anırmaları/Düğünleri Konusunda Ne Yapılabilir?
Artık ne sabrım kaldı ne psikolojim kaldı. Artık son çare forumda konu açıp fikir danışmak istedim.
İzmir bayraklıda otururken depremden kaçıp zemin sağlam diye geçen sene Karabağlar vatan mah. ev kiraladık. Ev son derece yeni ve ferah iken bir süre sonra kiranın bir derece uygun olma sebebini anladık! Her cuma-cumartesi-pazar eğer doğal bir afet yağmur çamur heyelan yok ise, oturduğum mahallede alevi olduğunu tahmin ettiğim kardeşlerimiz sabah 11 gibi davul ve zurna çalmaya başlayıp yaklaşık 1-2 saat içinde davul ve zurna seslerini ağıt yakma/anırma/inleme sesleri ile yer değiştiriyor. Tabi, kendi evlerinde dört duvar arası değil bu dediğim. Büyük megafonlar ve hoparlorlerle sokakta gerçekleştirtdikleri bu sazlı sözlü anırma/inleme/ağıt etkinlikleri dediğim gibi öğlen 11 civarı başlayıp gece 12 de son buluyor.. Konunun inanç ile bir ilgisi yok yani bu kadar uzun saatler rahatsızlık verilmesi problem..
Ben merak ediyorum gerçekten; bu ülkede neden hiçkimse birbirini umursamıyor? Hadi bu canlılar hiçbir şeyin bilincinde değilse, neden devlet bu konuda düzenleme getirmiyor?
Bir topluluğun sokakta anırma özgürlüğü tüm mahallenin dinlenme ve huzur özgürlüğünden daha mı önemli?
Bu konuda polisi arasamda gelip bir iki zaaaarrrt şeklinde korna sesi çıkarıp gittiler fakat ses konusunda hiçbir çözüm üretmiyorlar.
Yani bu ülkede biz kendi evimizde her hafta sonu anırma dinlemek zorunda mıyız? Yok mu çözüm?
Neden Kimse Sol Şeritten Ayrılmıyor?
|
Çello Öğrenimi Üzerine Herşey
|
Resim ve Müzik Kursu İzmir
|
Bağlama Kursu Hocası Aranıyor - İzmir
|
İzmir Hatay'da Bateri Kursu
|
Meslek: biyolog
Son Giriş: 2 sa. önce
Son Mesaj Zamanı: 10 ay
Mesaj Sayısı: 1.387
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 2.474
İkinci El Bölümü Mesajları: 6
Konularının görüntülenme sayısı: 23.034 (Bu ay: 168)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 349 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic