Son zamanlarda ne uzun maç analizleri yazmayı seviyorum ne de okumayı. Birazdan kendimle çelişeceğim. Galatasaray-Eskişehirspor maçından sonra da benim için oyunun özeti Brian Clough'un bir sözüydü. "If God had wanted us to play football in the clouds, he'd have put grass up there" (Tanrı eğer futbolu bulutlarda oynamamızı isteseydi çimi oraya koyardı.) Son 20 dakikada ileride hala topu indirecek Hakan Şükür var sanan tribünlerin telaşıyla sistemine ihanet etti Galatasaray. İki ön liberonun oyunu sete çevirecek mahiretinin olmaması, forvet dörtlüsünün top alıp, kaybettiğini kovalamaktan helak düştüğü, Elano'nun kulübede unutulduğu ayrıntıdır, bu saatten sonra bayar insanı...
Ben Ariel Sela'dan bahsedeyim size. Profesyonel kumarbazdı. Günde 18 saat rulet oynar ve içki içmezdi. Bir sistemi vardı Sela'nın. Masada diğer oyuncular ne oynamış, krupiyer hangi numarayı atmış, umurunda bile değildi. 18 saatlik zaman dilimi içinde kendi oyununu oynar, sistemi o gün galip gelirse odasına mutlu çıkar, uyur ertesi günü beklerdi. Hollanda ve İngiltere'de casinolar batırdı. Hile yapmadan... Üstüste 5 kere tier atan krupiyer ağzını sulandırmadı. "Bet"lerini sabit tuttu. Sistemi vardı; vazgeçmedi. O sistemi kurmak için aylarca yanındaki masada gelen numaraları yazardı Sela. Onu yıllarca izledim. Bana "Her rulet çemberi 'Human made', ben kusurunu buluyorum"derdi. Sabır, sabır, sabır... (Sela, öleli 10 yıldan fazla oldu, gerçek adı da bu değildi zaten... )
Futbol sahasına dönelim. 2006 Şampiyonlar Ligi'ni alan Barcelona, Eto'o'nun yanına dünyanın en iyi santrforlarını alabilir miydi? Ya da Arsenal'den gelen Henry'e neden kanatta oynayacaksın dediler? Bu sezon Guardiola, Eto'o'yu elde tutup; İbrahimovic'i kadrosuna katamaz mıydı? Herkesin ağzının sularını akıtan bu takımda neden Eto'o-Drogba hayali gerçekleşmedi? Çünkü Guardiola, Rijkaard'dan devraldığı sistemin bekçiliğini yapıyor, kusurlarını gidererek, karakterini ortaya koyarak...
29 kişilik kadroda, sadece iki santrfor; Nonda ve Baros'un varlığı bile bu sezon Galatasaray'ın ne oynayacağının göstergesi. Rijkaard bunu sezon başından işaret etmiş. Ne elde olanları tutmuş ne de takviye yapmış o bölgeye. Belli ki biri oynadığında, diğeri yedek oturacak. Çünkü adamın bir sistemi var ve ona inanıyor. Son maç üzerinden pratiğe dökelim ve olasılıkları sıralayalım: Oyun 1-1 devam ederken oyuna Baros girip çift santrfora dönüyor Galatasaray ve maçı kazanıyor: Ankaragücü maçına çift santrforla çıkmazsa kazanan formüle ihanetle suçlanacak. Çıkıp da puan(lar) kaybederse de sistemsizlikle... Oyun 1-1 devam ederken oyuna Baros girip çift santrfora dönüyor ve Eskişehirspor maçı kazanıyor: Oyundan çıkan muhtemelen bir ön libero olacağından Rijkaard rakibe göbeği teslim etmekle suçlanacak ve 3 puan kaybın çift santrfora dönüş olduğu yazılacaktı.
Kazansın ya da kaybetsin Rijkaard ve Neeskens'in kazandıkları gelecekleridir. Takımın kafasını karıştırmadılar. Çift santrfor oynamayacaklarını, sistem denilen şeyin maç içindeki 2 değişiklikle çöpe atılacak birşey olmadığını gördüler futbolcular. B planı olmamakla suçlanan Rijkaard; eğer o plana sahip olsaydı -ki oyun felsefesini paramparça etmekten bahsediyoruz- gelecek maçlar onun için C-D-E planlarını da gerektirecekti ki; isterseniz biz ona sistemsizlik diyelim. Rijkaard ve Neeskens'in Galatasaray'da taçları kime attırdığından, kornerdeki taktiklere; frikiklerdeki farklı varyasyonlara kadar aşıladığı bol miktarda oyun çözümü var ki; keşke plan diye bunları görebilseler...
Rijkaard'ı eleştirirken "Türkiye Ligi başka liglere benzemez, evinde çift santrfor oynayacaksın " yorumu ise artık baygınlık verdi. Bırakın yahu; bizim ligimiz biraz da Rijkaard'a benzesin. Rijkaard da biraz Türk futbolunu kendine benzetsin. Yoksa yıllardır "Al geriden birini, santrforu çiftle","Tek forvet oynadın mı; korkaksın"la nereye kadar? Millet sıkıldı, siz sıkılmadınız mı?
Galatasaray yenileniyor ama yorumcular yenilenmiyor. Orta sahadaki 2 adamı oturtabilirsek o zaman gerçek sistemi görebileceğiz.
Ben gelecek seneyi bekliyorum asıl Rijkaardın sistemini keyifle seyredebilmek için. Çünkü bu sene geçiş senesi olacak ve eksikler görülecek ona göre takviyeler yapılacak. Ayrıca futbolcularda iliklerine kadar öğrenmiş olacak sistemi.
gğzel yorum, eline sağlık. sevdim seni hoca :)
Rıdvan Dilmen
quote:
Sonuç olarak dün gece görüldü ki, Rijkaard’ın bir B planı yok. Sezon başladığından bu yana işler kötü gittiğinde forvet hattını yeniliyor, günü kurtarıyordu. Eskişehir karşısında bu kez bu formülün işe yaramaması Galatasaray için gelecek adına sıkıntı yaratabilir. Bunun için değişik taktik planlar üretilmeli.
Her maç sonrası %100 Futbolu izlerim, Acetoyu da okuyunca aklıma direk Rıdvan Dilmen geldi hemen gidip yazısını buldum, paylaşayım dedim. Başka yorumcuları takip etmediğimden başka b planı c planı diyen yorumcu var mı bilmiyorum.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme