Şimdi Ara

Rum ve Osmanlı’nın Müzik Etkileşimi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
390
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Ne kadar çok benziyor değil mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-02AA5DC42 -- 25 Aralık 2019; 22:52:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Bu müziği Christodoulos Halaris'in rekonstraksiyonu diye bilirim. Seküler Bizans müziği olarak geçiyor. Osmanlı Türk müziğini andırması çok normal karşılıklı etkileşimim kaçınılmaz olacağı Rumların müziği sonuçta. Bu arada bahsedilen Roma Romania ya da Basileia Rhomaion yani Rum ülkesi ve Rum İmparatorluğu. Rumlar Yunan Romalılardır ve Tanrı'nın izniyle var olduğuna inanılan Imperium Romanum'un gerçek varisleri ve torunlarıdır. Tarih literatüründe yerleşmiş şekilde onlara Doğu Romalılar veya Bizanslılar deriz ama bu doğru değil. Bu Rumların ve Rumları tanıyanların bildiği bir şey değildi. İstanbul'a Ruslar Çargrad Müslüman halklar kayzerlerin şehri derdi çünkü onların hepsi Rumları Romalılar olarak bilir. Romalılar orijinalde Latin olduğu ve Avrupalılar Yunanca ve bilimum sayıda başka dillerde konuşan doğulu bir topluluğun Romalı olmasının meşruiyetine tahammül edemediği için Bizans ismini icat ettiler ve kabul ettiler. Bizim onlara Rum, en azından Doğu Romalı dememiz gerekir ki bu da yapaydır. Çünkü Doğu Roma ismi tarihsel değil. Roma dünyasında hükümet merkezleri böyle ayrılmaz. Imperium Romanum ya da Basileia Rhomaion hükümdar ve maiyetleri "Doğu" gibi gülünç bağıl - rölatif sıfatlar kullanmamışlardır imparatorluklarından bahsederken. İstanbul devasa boyuttaki antik imparatorluğun topraklarının doğu yarım küresinde yüzyıllar boyunca sağlam kalmış ve kaçınılmaz olarak coğrafyaya göre evrim geçirmiş bir hükümet merkezidir ve bir güç paylaşımının ve şehrin gelişiminin ürünüdür sadece. Böylesi güç paylaşımları Roma'da Iulius Caesar'ın zamanından beri yapılmaktadır hatta yine antik dönemden bir imparator Diocletian dörtlü imparator yönetimi kurmuştur. Geçmişte iki konsülle idare edilen bir devletin iki imparatoru hatta dört imparatoru olması ve bunların ayrı hükümet merkezleri gibi davranması hatta çoğu zaman birbirine ters düşmesi ya da birbirine karşı çalışması, bürokratik yapıyı bölmesi Roma'da çok alışıldık bir durum. Ama modern popüler tarihçilikte Batı ve Doğu Roma gibi iki devlet konseptinin gerçekten varolduğu sanılıyor. Gerek Romalılar ve gerekse onların torunları Rumlar bu saçmasapan adlandırmaları görselerdi bizim açıkça deli olduğumuzu düşünürlerdi. İmparator sayısını bire indirince bir devleti yıkmış olmuyorsunuz, iki başlı canavarımsı bir devletin tek başını koparıp atıyorsunuz. Kendisinden önce İtalya'daki türevleri gibi imparator Romulus Augustulus da işe yaramaz olduğu için tahtan indirildi ve yerine artık birisi konmadı. Ama sonra canavarın öbür başı Augustulus'u devirenlerin çocuk ve torunlarına musallat oldu... General Belisarius İtalya'ya saldırdı ve tamamen boyun eğdirdi, imparator Iustinian yine herkesten deli gibi vergi istedi. Yani özetle Bizans'ın etiket bir ifade olduğunun şuurunda olun, Romania'ya Roma demek abartı olsa da Rum İmparatorluğu ve başkentinin Romalı kökenlerine ithafen Rum ismini tercih edin. Hocam analitikçi ekolden ve bu konuda sağlam, Bizans yerine Roma - Rhom - Rum diye başlık açmış takdir ettim. Politeist Antik Roma müziğinin rekonstraksiyonları çok farklı Rum müziğinden yalnız bunu da söyleyeyim Roma'dan herkes antik olanı anlayacağı için yanlış anlaşılma olabilir. Tavsiyem başlığı Rum yapın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Detaylandırdığın için teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla fen bilimleri ve felsefeyle olduğu kadar tarihte ilgi alanın içerisinde. Tebrik ederim bu kadar alanı okuyup, akılda tutmak kolay olmuyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-02AA5DC42

    Detaylandırdığın için teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla fen bilimleri ve felsefeyle olduğu kadar tarihte ilgi alanın içerisinde. Tebrik ederim bu kadar alanı okuyup, akılda tutmak kolay olmuyor.
    forumun ayaklı kütüphanesi..

    git karşısında dur

    mr sokmadan neyin neyin yok şıp diye söyler..
  • Melodi ve ritimlerin benzemesi gayet normal. Hatta bazı ilahilerini ismini bilmeden dinlediğinizde başta bizim ilahilerden biri dahi sanabilirsiniz bir süre için. Bunun sebebi ise Osmanlı'nın Bizans müziği alması değildir. Bizans'ın zaten bir doğu devleti ve kültürüne sahip olmasıdır. Bu melodiler ise bu toprakların, bu coğrafyanın melodileridir. Kaldı ki Bizans'tan bize geçen birçok şey doğrudan değil, Arap ve Fars etkisi üzerinden geçmiştir, yani dolaylı olarak. Müzik için de bu belli bir ölçüde söylenebilir. Fakat genel manada müziğimiz özgündür. Ritmik yapısından bu anlaşılabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kraven -- 2 Ocak 2020; 23:1:41 >
  • "Bizans" hybrid bir toplum ve ülke, doğulu kalıplar ve anlayışlar içerisinde batılı bir kültür. Antik Yunan kültür mirasına ve Antik Roma'nın politik idealine sahipler ama öncellikli olarak en ruhani türden Hıristiyanlar. Bizans tarihçisi Averil Cameron'un da ima ettiği gibi Bizans'ın "doğululuğunu" Moskof ve sonrasında Rus despotizmi ve otokrasisi ile karıştırmamak gerekiyor. Yunan retoriği bilir ve kullanırlar. O sebeple çok iyi diplomasi yürütürler. Antik Yunan felsefesini yasaları ve teolojilerinde kullanırlar. Pratikte esas işleri tek bir imparator görse de Antik Roma geleneği uyarınca prensipte birden fazla imparator - basileios kai autokrator - veya ikinci dereceden imparator - caesar - seçmekte sakınca görmezler. Entelektüel faaliyetlerle araları şaşılacak derecede iyidir ama bir üniversite geleneği yaratamamışlardır, daha çok Avrupa / İtalya'da ortaya çıkan bir geleneğe katkıda bulunmuşlardır. Tarih yazıcılığı, sanat, mimarı, teoloji, felsefe gibi alanlarda öne çıkarlar. Muhafazakâr ve doğulu toplumlar içerisinde açık ara en toleranslı ve uyum sağlamaya müsait olanlarıdır. İkonakırıcılık esnasında Rum devletinin her yerde baskı uyguladığı sanılır genellikle ama bu doğru değil. Modern tarihçilik ikonakırıcılığın despotik bir rejimden ziyade özellikle de Arap istilalarına karşı gelişmiş tepkisel ve sınırlı bir politik akım olduğunu keşfetmiştir. "Neden kaybediyoruz Sarazenlere karşı saraylarda ve büyük kiliselerde yer alan bu putlar yüzünden, resmedilemez tanrısal İsa Mesih'i imajlaştırmamız yüzünden" hesabı... İkonakırıcılık politik ve teolojik rüzgarını yitirince yerini görkemli bir dini sanata bırakır. Bu sanat Ortodoks Hıristiyanlığının ve kiliselerinin karakteristik unsurlarındandır. Yorum farklarıyla Bizans'tan Ortodoksi'yi adopte eden tüm Ortodoks camiaya bu sanat geçmiştir. Etkilerini Sovyet Rus Kızıl Ordu Korosu'na kadar izleyebileceğimiz Bizans ilahileri zaten efsanevi bir şeydir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >






  • Sözünü ettiğim Antik Roma müziği rekonstraksiyonlarından bir tane örnek koydum yüzlerce yıl sonrasına ait Ortaçağ Rum müziğinin rekonstraksiyonundan ne denli farklı olduğunu görebilmek için. Cenaze veya yas melodisi olmaya müsait, enteresan bir parça. Synaulia'dan bir Musica Romana...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 3 Ocak 2020; 2:37:41 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bu arada ilk videodaki müziği yeni dinledim. Yahu bu zaten sonraki dönemlerde çalınan, İran'dan alınma bir parça. Yani aslen Bizans'ın falan değil. Bizans'tan zaten ilahi dışında doğru düzgün müzik kaldığı da yok. Tek tük birkaç şey dışında yani seküler müzikten ziyade ilahi, merasim müziği vs. notaları var elimizde. Onların da büyük kısmı sonradan modern nota sistemine uyarlanmış şeyler. Arada teknik bir takım şeyler var. Örneğin vurguların nerede tam olarak nasıl yapılacağı hala tartışmalı vs. gibi. Yine de melodi tamam benzer falan ama, internette çok daha güzel Bizans müzikleri var. Gerçi bunların birçoğu Yunanistan icrası. Asıllarıyla pek alakası yok. Bugün halen daha aslına en uygununu buradaki kiliselerde yapıyorlar. Buradakilerle Yunanistan arasında tavır ve üslup olarak bazı parçalarda ciddi farklar var. Kimi yerlerde melodi bile tamamen değişiyor. Burada segah geçkili okunan ilahiyi alıp çok sesli Katolik kilise müziğine çevirmişler vs. Çok merak eden varsa gidip bir ayinde falan ilahi dinleyebilir.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.