Şahsiyet - Haluk Bilginer & Cansu Dere (PuhuTv) (3. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: ne diyorum

iyi bir dizi izleyeceğiz diye bir şey demek istemiyorum ama sevgili hakan günday, bizde seri katil diye bir olgu yok, biliyosun di mi?.. hani bizim toplumumuzla ilgili anlatacak hiç mi ilgi çekici bir hikaye bulamadın da, ecnebi bir mesele ithal ediyorsun diye sorarlar adama...

bakın, çukur'un sadece ilk bölümünün 20 dk'sını izleyin... nefis bir serim yapmışlar! 20 dk.da o kadar güzel özetlemişler ki birçok şeyi, anlatamam. ve işte bahsettiğim "bizden bir hikaye" bu! bir "baba" (hem aile babası hem mafya) ama pazarcı. kurduğu mahalle, mahalle yaşantısı, oğulları, gördüğü itibar, bi saygısızlıkla karşılaşırsa nası tepki verdiği gibi gibi birçok şeyi sığdırmışlar... çukur'un bir hayat tarzı olarak benimsendiğini duvar yazılarından hemen içselleştirebiliyorsunuz. karakterler hep bizden. şahsiyet'teki gibi avrupai ya da amerikan mı yoksa bizden mi ikilemi yok hiçbirinde.



ayrıca oyunculuk oyunculuk diye haluk bilginer'i yere göğe sığdıramayanlar, çukur'da Ercan kesal idris'in kızı taksiye bindirdikten sonra kendisine posta koyan gençlerin yanına gitmek için arkasını döndüğü andaki yüzünde değişen ifadeyi görün! benim için iyi oyunculuk işte o değişen yüz ifadesidir. hiçbir abartı yok. çok sahici!.. ya da gazeteci kızla yürürken duvarda "çukur yuvamız, idris babamız!" yazılamasını gördüklerinde, idris'in yüzünde oluşan o vakur gülümseme. işte bu oyunculuk benim tüylerimi diken diken ediyor!

quote:

Orijinalden alıntı: ne diyorum

iyi bir dizi izleyeceğiz diye bir şey demek istemiyorum ama sevgili hakan günday, bizde seri katil diye bir olgu yok, biliyosun di mi?.. hani bizim toplumumuzla ilgili anlatacak hiç mi ilgi çekici bir hikaye bulamadın da, ecnebi bir mesele ithal ediyorsun diye sorarlar adama...

bakın, çukur'un sadece ilk bölümünün 20 dk'sını izleyin... nefis bir serim yapmışlar! 20 dk.da o kadar güzel özetlemişler ki birçok şeyi, anlatamam. ve işte bahsettiğim "bizden bir hikaye" bu! bir "baba" (hem aile babası hem mafya) ama pazarcı. kurduğu mahalle, mahalle yaşantısı, oğulları, gördüğü itibar, bi saygısızlıkla karşılaşırsa nası tepki verdiği gibi gibi birçok şeyi sığdırmışlar... çukur'un bir hayat tarzı olarak benimsendiğini duvar yazılarından hemen içselleştirebiliyorsunuz. karakterler hep bizden. şahsiyet'teki gibi avrupai ya da amerikan mı yoksa bizden mi ikilemi yok hiçbirinde.



ayrıca oyunculuk oyunculuk diye haluk bilginer'i yere göğe sığdıramayanlar, çukur'da Ercan kesal idris'in kızı taksiye bindirdikten sonra kendisine posta koyan gençlerin yanına gitmek için arkasını döndüğü andaki yüzünde değişen ifadeyi görün! benim için iyi oyunculuk işte o değişen yüz ifadesidir. hiçbir abartı yok. çok sahici!.. ya da gazeteci kızla yürürken duvarda "çukur yuvamız, idris babamız!" yazılamasını gördüklerinde, idris'in yüzünde oluşan o vakur gülümseme. işte bu oyunculuk benim tüylerimi diken diken ediyor!