Şimdi Ara

SON DAKİKA...!17 Askerimiz Şehit...ASKERİ HELIKOPTER SİİRTTE DÜŞTÜ...!!!! (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
62
Cevap
1
Favori
2.158
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ulan şehit haberinde ibni sina filan konuşuyorsunuz
  • laf lafı açar diye boşuna söylememişler ama çok açmış bu sefer
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

    Senin kafana...Agnostikim askerligimi normal yapcam doguya gitsemde olur Ataturkcuyumde problem ? Merak etme dinsizlerin cogu vatanını ummetci arapcı hacı hocalardan daha cok sever.En azından Turk etnikli olanlarını karsılastırırsak durum bu.Askerlerimiz hayatını kaybediyor dengesizce yorum yapıyorsunuz.

    Agnostik ney ? Kim bulmus bu dini hristiysn olsan anlarim ama agnostik nedir yahu....

    Hadi bakalin git doguya oturdugun yerden yazmasi kolay - 30 da nobet tutta gor bakalim askerligi bordo klsvyeli


    Agnostisizmi din sanan ilk kişisin heralde.Bordo Klavyeli değilim ayrıca askerliğimi gerekirse -30 derecede yaparım atamızın izinde.Dinsizler korkmadıkları için dinsizdir.80-90 sene önce milli devrime karşı çıkan ümmetçi arapçı hacı hocaların torunları korkar asıl rahat ol.

    Nerden bileyim ben agnostizmi felan.Malca salakça felsefecilerin düşündüğü şeylere inananlar varmı demkki.

    Eminim yaparsın askerliğini yaşın kaç bilmiyorum ama hayat sana çok kolay geliyor be gülüm. Dinsizler korkamıdkları için dinsizdir haklısın. Müslümanlarsa korktuklarıa için Müslümandır.Allah tan korktukları için cehennem azabından korktukları için ha bunları sizin gibiler anlamaz ama yazalım da belki o beyninze girer.

    Ha birde bana çanakkale savasını açıklarmısın sayıca bizden üstün olan ve o dönemin en iyi donanmasına sahip olan ingiltere ve fransayı nasıl geçirmediler oradan. anlat bakalım. sizin gibi dinsizler sayesinde mi yoksa? Yoksa atatürk sayesinde felan mı ?

    Bak bakalım o agnostikler malça salakçamı ? Özellikle Nicola Tesla , Marie Curie , Warren Buffete bakmanı öneririm.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostik_oldu%C4%9Fu_bilinen_ki%C5%9Filer_listesi

    Çanakkale mevzusuna gelirsek sebebi Türk askerinin azmi ve başarısı.Atatürkünde büyük payı var.İmansız ordu olmaz doğru ama artık 21.yy'da yaşıyoruz.Şakirtler son zamanda çanakkelede atatürkün başarısını göz ardı etmek için hacılar hocalar üfledi ondan kazandık diyor orası ayrı.Alman komutanları öne çıkaran vatan hainleri bile var.Umarım sen onlardan değilsindir.

    Ayrıca oku belki sorgulamayı öğrenirsin ;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    o listedekileri napayım ben bir tane İBN-İ SİNA gibi tıbbın babası çıkmış mı ? Yada Biruni veya Farabi yada Mevlana

    yemişim listeyi sanki işime yarar yaptıkları ama bir İBN-İ SİNA nın kitapları hala okutuluyor ... Neyse dinsiniz hakkında imansız gelir. SEN İMANSIZLAR TARTIŞMAYA DEVAM ET BAY BAY

    + 95 Lİ İMİŞSİN YANİ LİSELİSİN BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEN NORMAL

    UMARIM ANNNEN BABANDAN TEMİZ BİR DAYAK YERSİNDE AKLIN BASINA GELİR.

    Yıl 2012 hala İbni Sina'yı müslüman sananlar var Al oku hepsi islami kaynaklardan ;

    Ibni Sina (980-1037) Felsefesi


    Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbni Sina. Aristo felsefesini benimseyen İbni Sina, İslâmi kavramlara farklı anlamlar vermekte, İslâmi değerlere karşı çıkmasına rağmen, Müslüman oçağının ve şartların zorlaması nedeniyle müslüman görünmeye de özen göstermiştir. İslâmi değerlere farklı yorumlamasına örnek verecek olursak: Dünyanın ezeli olduğunu, yoktan yaratmanın imkansız suretiyle meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu manada İbni Sina bir “Vahdet-i Vücut’çudur”. Ayrıca, Allah’ın cüzleri bilmediğini,[1] cehennem azabının devamlı olmadığını, cismani dirilişin olmadığını, alemin amaçsız olduğunu ve Peygamber sözlerinin gerçek değil sembolik olduğunu söylemektedir...

    [1] Farabi 1/54, Prof. Dr. Cavit Sunar, Islam`da Felsefe ve Farabi, 2 cilt, AÜIF Yy.1972

    Ibn Sina yazdığı „Risalet-ül Adhaviye“ ismli kitapta cismani dirilişi açıkca reddeder. Ona göre bedenin dirilmesi peygamberin zihninde doğan hayali bir mit'ten başka birşey değildir. O peygamberin bu mit`le kitleleri kontrol altında tutmaya çalıştığını iddia eder.[2] Ona göre akla uyğun yaşamak cennet, hayal alemi ise cehennemdir.Hisler ise kabir alemidir.[3] Dolayısıyla bu yaşanan hayattan başka bir hayatın olmayacağını iddia eder.[4]

    [2] Islam Felsefesi, 105 İslam 149, Prof.Dr.Fazlur Rahman , İslam, Çev: Doç. Dr. Mehmet Dağ-Doç.Dr. Mehmet Aydın, Selcuk Yy. 1981, Teymiye 2/19, Şeyhülislam ibni Teymiye, Ibn Teymiye Külliyatı, 5 cilt, Çev: Kurul, Tevhid Yy.
    [3] Cerrahoğlu 2/43, ,Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi,DIB Yy. 2.cilt Ank. 1988
    [4] Cerrahoğlu 2/42, Farabi 1/54,

    İbni Sina ise Farabi’ye oranla Felsefesinde biraz daha fazla İslâmi kavramlar ve unsur kullanır. Bazıları onun bu özelliğinin, İslâm’ı gerçek anlamıyla bilenlere sevimli görülme arzusundan kaynaklandığını iddia ederlerse de yanlış bir kanaattir. Çünkü araştırıldığında onun Müslümanlara şirin görünmek gibi bir kaygı taşımadığı görülür. O, İslâmi kavramları ve asıl anlamlarının çok dışında anlamlar içerecek şekilde kullanarak, kendine özgü bir felsefe-inanç oluşturma gayreti taşır.

    Onun felsefesinde İslâm’ı ilgilendiren önemli noktalar şunlardır: O, Peygamberlikle ilgili olarak, Peygamberin Cebrail gibi bir varlıkla görüşmesinin imkânsız olduğunu, çünkü peygamberliğin bir tür parapsikolojik ve metapsişik olay olduğunu belirtir. Kendi düşünce ve fikirlerinin de “Vahiy olarak nitelenen bilgiden” farksız olduğunu belirtir. Fakat, İbn Sina’nın inandığı ve düşündüğü yüce varlığın sıfat ve özellikleri Allah’ınkinden oldukça farklıdır. O en genel anlamıyla Aristo’nun inandığı tanrı kavramına inanır.

    Aristo’ya göre tanrı vardır ve varlığı zorunludur. Ancak onun, yoktan var etme gibi, bir sıfatı yoktur. Aristo’nun inancındaki tanrı, malzemesini hazır bulan ve kendi iradesi olmadan bu malzemeye şekil veren bir tanrıdır. Yani bir anlamıyla mimar tanrı’dır. Üstelikte evrene şekli kendi isteğiyle vermemiştir. O, evren dışında ve hareketsizdir. Hareketsizdir çünkü hareket edecek olsa başka hareket ettiriciye muhtaç olur. Onun kainata şekil vermesi, limonu doğrudan hiçbir etkisi olmadığı halde kişinin ağzını sulandırması gibidir. Yani madde, tanrı gibi olmak, ona yakın olmak için biçim kazanır ve tanrıya yaklaştıkça biçimi (formu) artar. Aristo bu düşüncelerini madde-forum kuramıyla açıklayarak, tanrının maddesiz form (şekil) olduğunu, saf maddenin ise formsuz olduğunu belirtir. Böylelikle ona göre tanrı ile formsuz madde (heyûlâ) arasında diğer bütün varlıklar yer alır.

    “Aristo’yu en mükemmel insan, insanlığın “birinci öğretmeni” olarak düşünen onun düşüncesini tam anlayabilmek için kitaplarını tekrar tekrar okuyan ve ona muhalif olmaktansa, İslâm’a muhalif olmayı tercih eden Farabi ve İbn Sina, tanrı görüşünde de ufak farklılıklarla Aristo'yu takip ederler. Onlara göre tanrıdan ilk akıl, ondan da ikinci, ikinciden de üçüncü... Akıllar meydana etmiştir. Tanrının evreni yaratmasının bu akıllar aracılığıyla gerçekleştiği görüşündedirler. Onlara göre ilk akıldan başlayarak safha safha diğer akıllara bağlı olarak yaratma gerçekleşir. Bu şekliyle Tanrı vardır ve yaratıcıdır. Ancak bu yaratmanın yoktan var etme biçiminde olmaması gerekir. Çünkü onlar yoktan var etmenin imkânsız olduğunu ve bu imkansızlığın tanrıyı da kapsadığını belirtirler.”[6]

    [6] (Vahiyden Kültüre,Yazan, Celaleddin Vatandaş Pınar Yayınları 1991 Baskısı Sayfa 128-129.)

    İbn Sina gerçek sistemini Hikmetu’l - Mesrikıyye’de açıkladığını söylemektedir. Onun sisteminde, yukarıda belirttiğimiz gibi, felsefi bilgilerle İslâmi bilgiler aynı zamanda birleşir, uyuşmaya çalışılır. Dünyanın öncesiz (kadim) olduğu düşüncesini ona veren veya onun bu düşüncedeki hareket noktası. Kur’an olmayıp, Aristo ve Eflatuna ait kozmogoni metafiziğin ortaya koyduğu sonuçlardır. Bu açıdan ki İbn Sina’nın sistemi, ortaçağ felsefesinin bütün karakterini taşır.
    İbn Sina bir yönden âlemin ezeli olduğunu söylerken, diğer yönden onun mümkün olduğunu kabul eder. Onun anlayışına göre, âlem Allah’la birlikte daima vardı. Bir yönden Allah’ın âlemden önce olmayacağı, diğer yönden de O’nun âlemden önce olduğu kanaatındadır. Böylece ilk bakışta İbn Sina’nın düşüncelerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer âlem Allah’la birlikte varsa öncesiz, Allah ona oranla bir önceliğe sahipse mümkün veya yaratılmış (muhdes)tır. Ancak İbn Sina, bu çelişkiyi şöylece ortadan kaldırmak ister: ona göre, Allah âlemde zaman itibariyle değil, fakat tıpkı sebebin sonucundan önce olduğu gibi, öz (zat) ve sıra önceliği itibariyle öncedir.”[7]

    [7] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 24 -82 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997 – Ankara)

    Görüldüğü gibi, peygamberliği hayal ürünü, parapsikolojik bir olay olarak gören İbn Sina’nın İslâm’da ki peygamberlik anlayışını benimsememekte, Allah’ın, alemi yoktan var ettiğini de kabul etmemektedir. Ona göre alem, Allah’la birlikte ezeli yani başlangıçsızdır. Alem, Allah’ın içinde, bir çocuğun anne karnında olması; bir eşyanın bir bir sandık içinde olması gibi, Allah’la birlikte hep vardı, meydana gelmesi bir doğum olayı şeklinde açığa çıkmasıdır. Yani İbn Sina’ya göre, Allah alemi yoktan var etmemiş, kelimenin tam anlamıyla doğum yapmıştır. Ve bu doğum bir dişinin ister, istemez doğurması gibi, Allah’ın iradesi dışında meydana gelmiştir. Bu düşünce felsefesi, İslam dinine göre küfür ve şirk olan iddialardır. Bu nedenle İbni Sinaya İslam filozofu yada müslüman bilgin denmesi doğru değildir...
    İbn Sina’nın diğer bir düşüncesi de: İbn Sina’ya göre, Allah kainatı bir bütün olarak bilmekte olup, tek tek varlıklardan ve olaylardan habersizdir ve onları bilmemektedir. Örneğin : “Uzay varlıklarının kitle olarak var olduklarını bilir, fakat Güneş’in, Ay’ın v.s. var olduğunu bilmez; İnsanların kitle olarak var olduğunu bilir, fakat, insanları ve diğer canlıları tek tek olarak bilmez, ne yaptıklarından habersizdir,”

    İbn Sina’nın bu konulardaki düşüncesi şu şekildedir:
    “İbn Sina, Tanrı alemde külli ve umumi bilgiye sahiptir, ama bilgisi tikel ve cüz’i değildir, der.”[8]
    “İbn Sina’ya göre, eğer Allah sonsuz ve değişmez ise cüz’i şeyleri düşünemez. Allah’ın cûz’i şeyleri düşündüğünü söylemek O’nun tabiatında değişikliği kabul etmektir; dolayısıyla da özünde bir eksiklik kabul edilmiş olur. O’nun olgun olması için, hareketsiz olması lazımdır, hareketsiz olması için de dünyayı bilmemesi gerekir.
    “İbn Sina düşüncesinde, Allah hem bilgin (âlim) hem de hayat sahibi (Hayy)dir. Böylece onun sistemi Allahda ilim ve hayatı birleştirmiştir. O, bilen ve yaşayandır. Bu yönden Allah’a nisbet edilebilecek tek bilgi, külli bir bilgidir. O, Allah olarak değişikliği kabul etmez; cüzileri cûz’i ve değişen olarak bilmez, fakat onları külli olarak bilir. Allah’ın özünde, bilgisi ile bilgisinin nesnesi arasında arasında ayrılık söz konusu değildir.” [9]

    [8] ( Ali Bulaç, İslâm Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, Sayfa 133, Beyan Yayınları 1994. )
    [9] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 68 -70 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997

    Ayrıca bunu okudunmu ? Yorumlarını merak ediyorum

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Verdiğin yazının kaynağına nerden güveneceğim. Bende de Atatürk hakkında gerçeklerin yazdığı yazılar var ama burda yayınlasak kaynak sağlam değil dersiniz. Ayrıca verdiğin şeyleri okumadım. Boş vaktim olursa bakarım belki sen git blogtv de soyun bakalım

    En son attığımı okudunmu kardeş merak ettim.Ses ver lütfen.

    bune şimdi agnostik kaynakları verip millete kapak mı yapıyosun aklınca. ibni sina ile farabi sonradan sapıtmışlardır ehli sünnete inancına göre. Hz. Ömerde mescide dinsizler uğrayıp Allah yok gibi açıklamalar yapanı görünce etrafındakilere de hiç tartışmaya girmeyin gidin diyordu. din bilgisi ya da imanı mı eksikti de kaçıyordu. konuşarak laf anlayamayacağını biliyordu, kaldı ki o zaman peygamber efendimizin mucizeleri de açıkça gözüküyordu. din meselesi iman işidir o da nasiptir. Kuran ı peygamberden daha iyi yorumladığını sanan 3-5 gözü dönmüş imansızı kaynak göstermen saçma bi kere. adamın inanmaya niyeti yoksa ay'ı gözlerinin önünde ikiye yaran peygambere inanmadıkları gibi burda sana mı bana mı inanacaklar.

    Kardeş o agnostik sitesinde yazanlar kuran ayeti umarım haberin vardır.Al tekrar atıyım;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Peki muhammed neden kendisinden mucize isteyenlere göstermedi herzaman ? Ayın ikiye yarıldığına inanıyorsan bu senin dünya görüşün seni ilgilendirir.Al oku bu konuyu umarım yine agnostik sitesi diyip saçmalamazsın kurandan ayetler var çünkü haşa dinden çıkarsın ;

    http://www.agnostik.net/viewtopic.php?f=7&t=10807

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

    Senin kafana...Agnostikim askerligimi normal yapcam doguya gitsemde olur Ataturkcuyumde problem ? Merak etme dinsizlerin cogu vatanını ummetci arapcı hacı hocalardan daha cok sever.En azından Turk etnikli olanlarını karsılastırırsak durum bu.Askerlerimiz hayatını kaybediyor dengesizce yorum yapıyorsunuz.

    Agnostik ney ? Kim bulmus bu dini hristiysn olsan anlarim ama agnostik nedir yahu....

    Hadi bakalin git doguya oturdugun yerden yazmasi kolay - 30 da nobet tutta gor bakalim askerligi bordo klsvyeli


    Agnostisizmi din sanan ilk kişisin heralde.Bordo Klavyeli değilim ayrıca askerliğimi gerekirse -30 derecede yaparım atamızın izinde.Dinsizler korkmadıkları için dinsizdir.80-90 sene önce milli devrime karşı çıkan ümmetçi arapçı hacı hocaların torunları korkar asıl rahat ol.

    Nerden bileyim ben agnostizmi felan.Malca salakça felsefecilerin düşündüğü şeylere inananlar varmı demkki.

    Eminim yaparsın askerliğini yaşın kaç bilmiyorum ama hayat sana çok kolay geliyor be gülüm. Dinsizler korkamıdkları için dinsizdir haklısın. Müslümanlarsa korktuklarıa için Müslümandır.Allah tan korktukları için cehennem azabından korktukları için ha bunları sizin gibiler anlamaz ama yazalım da belki o beyninze girer.

    Ha birde bana çanakkale savasını açıklarmısın sayıca bizden üstün olan ve o dönemin en iyi donanmasına sahip olan ingiltere ve fransayı nasıl geçirmediler oradan. anlat bakalım. sizin gibi dinsizler sayesinde mi yoksa? Yoksa atatürk sayesinde felan mı ?

    Bak bakalım o agnostikler malça salakçamı ? Özellikle Nicola Tesla , Marie Curie , Warren Buffete bakmanı öneririm.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostik_oldu%C4%9Fu_bilinen_ki%C5%9Filer_listesi

    Çanakkale mevzusuna gelirsek sebebi Türk askerinin azmi ve başarısı.Atatürkünde büyük payı var.İmansız ordu olmaz doğru ama artık 21.yy'da yaşıyoruz.Şakirtler son zamanda çanakkelede atatürkün başarısını göz ardı etmek için hacılar hocalar üfledi ondan kazandık diyor orası ayrı.Alman komutanları öne çıkaran vatan hainleri bile var.Umarım sen onlardan değilsindir.

    Ayrıca oku belki sorgulamayı öğrenirsin ;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    o listedekileri napayım ben bir tane İBN-İ SİNA gibi tıbbın babası çıkmış mı ? Yada Biruni veya Farabi yada Mevlana

    yemişim listeyi sanki işime yarar yaptıkları ama bir İBN-İ SİNA nın kitapları hala okutuluyor ... Neyse dinsiniz hakkında imansız gelir. SEN İMANSIZLAR TARTIŞMAYA DEVAM ET BAY BAY

    + 95 Lİ İMİŞSİN YANİ LİSELİSİN BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEN NORMAL

    UMARIM ANNNEN BABANDAN TEMİZ BİR DAYAK YERSİNDE AKLIN BASINA GELİR.

    Yıl 2012 hala İbni Sina'yı müslüman sananlar var Al oku hepsi islami kaynaklardan ;

    Ibni Sina (980-1037) Felsefesi


    Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbni Sina. Aristo felsefesini benimseyen İbni Sina, İslâmi kavramlara farklı anlamlar vermekte, İslâmi değerlere karşı çıkmasına rağmen, Müslüman oçağının ve şartların zorlaması nedeniyle müslüman görünmeye de özen göstermiştir. İslâmi değerlere farklı yorumlamasına örnek verecek olursak: Dünyanın ezeli olduğunu, yoktan yaratmanın imkansız suretiyle meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu manada İbni Sina bir “Vahdet-i Vücut’çudur”. Ayrıca, Allah’ın cüzleri bilmediğini,[1] cehennem azabının devamlı olmadığını, cismani dirilişin olmadığını, alemin amaçsız olduğunu ve Peygamber sözlerinin gerçek değil sembolik olduğunu söylemektedir...

    [1] Farabi 1/54, Prof. Dr. Cavit Sunar, Islam`da Felsefe ve Farabi, 2 cilt, AÜIF Yy.1972

    Ibn Sina yazdığı „Risalet-ül Adhaviye“ ismli kitapta cismani dirilişi açıkca reddeder. Ona göre bedenin dirilmesi peygamberin zihninde doğan hayali bir mit'ten başka birşey değildir. O peygamberin bu mit`le kitleleri kontrol altında tutmaya çalıştığını iddia eder.[2] Ona göre akla uyğun yaşamak cennet, hayal alemi ise cehennemdir.Hisler ise kabir alemidir.[3] Dolayısıyla bu yaşanan hayattan başka bir hayatın olmayacağını iddia eder.[4]

    [2] Islam Felsefesi, 105 İslam 149, Prof.Dr.Fazlur Rahman , İslam, Çev: Doç. Dr. Mehmet Dağ-Doç.Dr. Mehmet Aydın, Selcuk Yy. 1981, Teymiye 2/19, Şeyhülislam ibni Teymiye, Ibn Teymiye Külliyatı, 5 cilt, Çev: Kurul, Tevhid Yy.
    [3] Cerrahoğlu 2/43, ,Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi,DIB Yy. 2.cilt Ank. 1988
    [4] Cerrahoğlu 2/42, Farabi 1/54,

    İbni Sina ise Farabi’ye oranla Felsefesinde biraz daha fazla İslâmi kavramlar ve unsur kullanır. Bazıları onun bu özelliğinin, İslâm’ı gerçek anlamıyla bilenlere sevimli görülme arzusundan kaynaklandığını iddia ederlerse de yanlış bir kanaattir. Çünkü araştırıldığında onun Müslümanlara şirin görünmek gibi bir kaygı taşımadığı görülür. O, İslâmi kavramları ve asıl anlamlarının çok dışında anlamlar içerecek şekilde kullanarak, kendine özgü bir felsefe-inanç oluşturma gayreti taşır.

    Onun felsefesinde İslâm’ı ilgilendiren önemli noktalar şunlardır: O, Peygamberlikle ilgili olarak, Peygamberin Cebrail gibi bir varlıkla görüşmesinin imkânsız olduğunu, çünkü peygamberliğin bir tür parapsikolojik ve metapsişik olay olduğunu belirtir. Kendi düşünce ve fikirlerinin de “Vahiy olarak nitelenen bilgiden” farksız olduğunu belirtir. Fakat, İbn Sina’nın inandığı ve düşündüğü yüce varlığın sıfat ve özellikleri Allah’ınkinden oldukça farklıdır. O en genel anlamıyla Aristo’nun inandığı tanrı kavramına inanır.

    Aristo’ya göre tanrı vardır ve varlığı zorunludur. Ancak onun, yoktan var etme gibi, bir sıfatı yoktur. Aristo’nun inancındaki tanrı, malzemesini hazır bulan ve kendi iradesi olmadan bu malzemeye şekil veren bir tanrıdır. Yani bir anlamıyla mimar tanrı’dır. Üstelikte evrene şekli kendi isteğiyle vermemiştir. O, evren dışında ve hareketsizdir. Hareketsizdir çünkü hareket edecek olsa başka hareket ettiriciye muhtaç olur. Onun kainata şekil vermesi, limonu doğrudan hiçbir etkisi olmadığı halde kişinin ağzını sulandırması gibidir. Yani madde, tanrı gibi olmak, ona yakın olmak için biçim kazanır ve tanrıya yaklaştıkça biçimi (formu) artar. Aristo bu düşüncelerini madde-forum kuramıyla açıklayarak, tanrının maddesiz form (şekil) olduğunu, saf maddenin ise formsuz olduğunu belirtir. Böylelikle ona göre tanrı ile formsuz madde (heyûlâ) arasında diğer bütün varlıklar yer alır.

    “Aristo’yu en mükemmel insan, insanlığın “birinci öğretmeni” olarak düşünen onun düşüncesini tam anlayabilmek için kitaplarını tekrar tekrar okuyan ve ona muhalif olmaktansa, İslâm’a muhalif olmayı tercih eden Farabi ve İbn Sina, tanrı görüşünde de ufak farklılıklarla Aristo'yu takip ederler. Onlara göre tanrıdan ilk akıl, ondan da ikinci, ikinciden de üçüncü... Akıllar meydana etmiştir. Tanrının evreni yaratmasının bu akıllar aracılığıyla gerçekleştiği görüşündedirler. Onlara göre ilk akıldan başlayarak safha safha diğer akıllara bağlı olarak yaratma gerçekleşir. Bu şekliyle Tanrı vardır ve yaratıcıdır. Ancak bu yaratmanın yoktan var etme biçiminde olmaması gerekir. Çünkü onlar yoktan var etmenin imkânsız olduğunu ve bu imkansızlığın tanrıyı da kapsadığını belirtirler.”[6]

    [6] (Vahiyden Kültüre,Yazan, Celaleddin Vatandaş Pınar Yayınları 1991 Baskısı Sayfa 128-129.)

    İbn Sina gerçek sistemini Hikmetu’l - Mesrikıyye’de açıkladığını söylemektedir. Onun sisteminde, yukarıda belirttiğimiz gibi, felsefi bilgilerle İslâmi bilgiler aynı zamanda birleşir, uyuşmaya çalışılır. Dünyanın öncesiz (kadim) olduğu düşüncesini ona veren veya onun bu düşüncedeki hareket noktası. Kur’an olmayıp, Aristo ve Eflatuna ait kozmogoni metafiziğin ortaya koyduğu sonuçlardır. Bu açıdan ki İbn Sina’nın sistemi, ortaçağ felsefesinin bütün karakterini taşır.
    İbn Sina bir yönden âlemin ezeli olduğunu söylerken, diğer yönden onun mümkün olduğunu kabul eder. Onun anlayışına göre, âlem Allah’la birlikte daima vardı. Bir yönden Allah’ın âlemden önce olmayacağı, diğer yönden de O’nun âlemden önce olduğu kanaatındadır. Böylece ilk bakışta İbn Sina’nın düşüncelerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer âlem Allah’la birlikte varsa öncesiz, Allah ona oranla bir önceliğe sahipse mümkün veya yaratılmış (muhdes)tır. Ancak İbn Sina, bu çelişkiyi şöylece ortadan kaldırmak ister: ona göre, Allah âlemde zaman itibariyle değil, fakat tıpkı sebebin sonucundan önce olduğu gibi, öz (zat) ve sıra önceliği itibariyle öncedir.”[7]

    [7] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 24 -82 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997 – Ankara)

    Görüldüğü gibi, peygamberliği hayal ürünü, parapsikolojik bir olay olarak gören İbn Sina’nın İslâm’da ki peygamberlik anlayışını benimsememekte, Allah’ın, alemi yoktan var ettiğini de kabul etmemektedir. Ona göre alem, Allah’la birlikte ezeli yani başlangıçsızdır. Alem, Allah’ın içinde, bir çocuğun anne karnında olması; bir eşyanın bir bir sandık içinde olması gibi, Allah’la birlikte hep vardı, meydana gelmesi bir doğum olayı şeklinde açığa çıkmasıdır. Yani İbn Sina’ya göre, Allah alemi yoktan var etmemiş, kelimenin tam anlamıyla doğum yapmıştır. Ve bu doğum bir dişinin ister, istemez doğurması gibi, Allah’ın iradesi dışında meydana gelmiştir. Bu düşünce felsefesi, İslam dinine göre küfür ve şirk olan iddialardır. Bu nedenle İbni Sinaya İslam filozofu yada müslüman bilgin denmesi doğru değildir...
    İbn Sina’nın diğer bir düşüncesi de: İbn Sina’ya göre, Allah kainatı bir bütün olarak bilmekte olup, tek tek varlıklardan ve olaylardan habersizdir ve onları bilmemektedir. Örneğin : “Uzay varlıklarının kitle olarak var olduklarını bilir, fakat Güneş’in, Ay’ın v.s. var olduğunu bilmez; İnsanların kitle olarak var olduğunu bilir, fakat, insanları ve diğer canlıları tek tek olarak bilmez, ne yaptıklarından habersizdir,”

    İbn Sina’nın bu konulardaki düşüncesi şu şekildedir:
    “İbn Sina, Tanrı alemde külli ve umumi bilgiye sahiptir, ama bilgisi tikel ve cüz’i değildir, der.”[8]
    “İbn Sina’ya göre, eğer Allah sonsuz ve değişmez ise cüz’i şeyleri düşünemez. Allah’ın cûz’i şeyleri düşündüğünü söylemek O’nun tabiatında değişikliği kabul etmektir; dolayısıyla da özünde bir eksiklik kabul edilmiş olur. O’nun olgun olması için, hareketsiz olması lazımdır, hareketsiz olması için de dünyayı bilmemesi gerekir.
    “İbn Sina düşüncesinde, Allah hem bilgin (âlim) hem de hayat sahibi (Hayy)dir. Böylece onun sistemi Allahda ilim ve hayatı birleştirmiştir. O, bilen ve yaşayandır. Bu yönden Allah’a nisbet edilebilecek tek bilgi, külli bir bilgidir. O, Allah olarak değişikliği kabul etmez; cüzileri cûz’i ve değişen olarak bilmez, fakat onları külli olarak bilir. Allah’ın özünde, bilgisi ile bilgisinin nesnesi arasında arasında ayrılık söz konusu değildir.” [9]

    [8] ( Ali Bulaç, İslâm Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, Sayfa 133, Beyan Yayınları 1994. )
    [9] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 68 -70 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997

    Ayrıca bunu okudunmu ? Yorumlarını merak ediyorum

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Verdiğin yazının kaynağına nerden güveneceğim. Bende de Atatürk hakkında gerçeklerin yazdığı yazılar var ama burda yayınlasak kaynak sağlam değil dersiniz. Ayrıca verdiğin şeyleri okumadım. Boş vaktim olursa bakarım belki sen git blogtv de soyun bakalım

    En son attığımı okudunmu kardeş merak ettim.Ses ver lütfen.

    bune şimdi agnostik kaynakları verip millete kapak mı yapıyosun aklınca. ibni sina ile farabi sonradan sapıtmışlardır ehli sünnete inancına göre. Hz. Ömerde mescide dinsizler uğrayıp Allah yok gibi açıklamalar yapanı görünce etrafındakilere de hiç tartışmaya girmeyin gidin diyordu. din bilgisi ya da imanı mı eksikti de kaçıyordu. konuşarak laf anlayamayacağını biliyordu, kaldı ki o zaman peygamber efendimizin mucizeleri de açıkça gözüküyordu. din meselesi iman işidir o da nasiptir. Kuran ı peygamberden daha iyi yorumladığını sanan 3-5 gözü dönmüş imansızı kaynak göstermen saçma bi kere. adamın inanmaya niyeti yoksa ay'ı gözlerinin önünde ikiye yaran peygambere inanmadıkları gibi burda sana mı bana mı inanacaklar.

    ayın 2ye ayrılmasını geçtim 5 cm kaysa bizim için kıyamet olur




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

    Senin kafana...Agnostikim askerligimi normal yapcam doguya gitsemde olur Ataturkcuyumde problem ? Merak etme dinsizlerin cogu vatanını ummetci arapcı hacı hocalardan daha cok sever.En azından Turk etnikli olanlarını karsılastırırsak durum bu.Askerlerimiz hayatını kaybediyor dengesizce yorum yapıyorsunuz.

    Agnostik ney ? Kim bulmus bu dini hristiysn olsan anlarim ama agnostik nedir yahu....

    Hadi bakalin git doguya oturdugun yerden yazmasi kolay - 30 da nobet tutta gor bakalim askerligi bordo klsvyeli


    Agnostisizmi din sanan ilk kişisin heralde.Bordo Klavyeli değilim ayrıca askerliğimi gerekirse -30 derecede yaparım atamızın izinde.Dinsizler korkmadıkları için dinsizdir.80-90 sene önce milli devrime karşı çıkan ümmetçi arapçı hacı hocaların torunları korkar asıl rahat ol.

    Nerden bileyim ben agnostizmi felan.Malca salakça felsefecilerin düşündüğü şeylere inananlar varmı demkki.

    Eminim yaparsın askerliğini yaşın kaç bilmiyorum ama hayat sana çok kolay geliyor be gülüm. Dinsizler korkamıdkları için dinsizdir haklısın. Müslümanlarsa korktuklarıa için Müslümandır.Allah tan korktukları için cehennem azabından korktukları için ha bunları sizin gibiler anlamaz ama yazalım da belki o beyninze girer.

    Ha birde bana çanakkale savasını açıklarmısın sayıca bizden üstün olan ve o dönemin en iyi donanmasına sahip olan ingiltere ve fransayı nasıl geçirmediler oradan. anlat bakalım. sizin gibi dinsizler sayesinde mi yoksa? Yoksa atatürk sayesinde felan mı ?

    Bak bakalım o agnostikler malça salakçamı ? Özellikle Nicola Tesla , Marie Curie , Warren Buffete bakmanı öneririm.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostik_oldu%C4%9Fu_bilinen_ki%C5%9Filer_listesi

    Çanakkale mevzusuna gelirsek sebebi Türk askerinin azmi ve başarısı.Atatürkünde büyük payı var.İmansız ordu olmaz doğru ama artık 21.yy'da yaşıyoruz.Şakirtler son zamanda çanakkelede atatürkün başarısını göz ardı etmek için hacılar hocalar üfledi ondan kazandık diyor orası ayrı.Alman komutanları öne çıkaran vatan hainleri bile var.Umarım sen onlardan değilsindir.

    Ayrıca oku belki sorgulamayı öğrenirsin ;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    o listedekileri napayım ben bir tane İBN-İ SİNA gibi tıbbın babası çıkmış mı ? Yada Biruni veya Farabi yada Mevlana

    yemişim listeyi sanki işime yarar yaptıkları ama bir İBN-İ SİNA nın kitapları hala okutuluyor ... Neyse dinsiniz hakkında imansız gelir. SEN İMANSIZLAR TARTIŞMAYA DEVAM ET BAY BAY

    + 95 Lİ İMİŞSİN YANİ LİSELİSİN BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEN NORMAL

    UMARIM ANNNEN BABANDAN TEMİZ BİR DAYAK YERSİNDE AKLIN BASINA GELİR.

    Yıl 2012 hala İbni Sina'yı müslüman sananlar var Al oku hepsi islami kaynaklardan ;

    Ibni Sina (980-1037) Felsefesi


    Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbni Sina. Aristo felsefesini benimseyen İbni Sina, İslâmi kavramlara farklı anlamlar vermekte, İslâmi değerlere karşı çıkmasına rağmen, Müslüman oçağının ve şartların zorlaması nedeniyle müslüman görünmeye de özen göstermiştir. İslâmi değerlere farklı yorumlamasına örnek verecek olursak: Dünyanın ezeli olduğunu, yoktan yaratmanın imkansız suretiyle meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu manada İbni Sina bir “Vahdet-i Vücut’çudur”. Ayrıca, Allah’ın cüzleri bilmediğini,[1] cehennem azabının devamlı olmadığını, cismani dirilişin olmadığını, alemin amaçsız olduğunu ve Peygamber sözlerinin gerçek değil sembolik olduğunu söylemektedir...

    [1] Farabi 1/54, Prof. Dr. Cavit Sunar, Islam`da Felsefe ve Farabi, 2 cilt, AÜIF Yy.1972

    Ibn Sina yazdığı „Risalet-ül Adhaviye“ ismli kitapta cismani dirilişi açıkca reddeder. Ona göre bedenin dirilmesi peygamberin zihninde doğan hayali bir mit'ten başka birşey değildir. O peygamberin bu mit`le kitleleri kontrol altında tutmaya çalıştığını iddia eder.[2] Ona göre akla uyğun yaşamak cennet, hayal alemi ise cehennemdir.Hisler ise kabir alemidir.[3] Dolayısıyla bu yaşanan hayattan başka bir hayatın olmayacağını iddia eder.[4]

    [2] Islam Felsefesi, 105 İslam 149, Prof.Dr.Fazlur Rahman , İslam, Çev: Doç. Dr. Mehmet Dağ-Doç.Dr. Mehmet Aydın, Selcuk Yy. 1981, Teymiye 2/19, Şeyhülislam ibni Teymiye, Ibn Teymiye Külliyatı, 5 cilt, Çev: Kurul, Tevhid Yy.
    [3] Cerrahoğlu 2/43, ,Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi,DIB Yy. 2.cilt Ank. 1988
    [4] Cerrahoğlu 2/42, Farabi 1/54,

    İbni Sina ise Farabi’ye oranla Felsefesinde biraz daha fazla İslâmi kavramlar ve unsur kullanır. Bazıları onun bu özelliğinin, İslâm’ı gerçek anlamıyla bilenlere sevimli görülme arzusundan kaynaklandığını iddia ederlerse de yanlış bir kanaattir. Çünkü araştırıldığında onun Müslümanlara şirin görünmek gibi bir kaygı taşımadığı görülür. O, İslâmi kavramları ve asıl anlamlarının çok dışında anlamlar içerecek şekilde kullanarak, kendine özgü bir felsefe-inanç oluşturma gayreti taşır.

    Onun felsefesinde İslâm’ı ilgilendiren önemli noktalar şunlardır: O, Peygamberlikle ilgili olarak, Peygamberin Cebrail gibi bir varlıkla görüşmesinin imkânsız olduğunu, çünkü peygamberliğin bir tür parapsikolojik ve metapsişik olay olduğunu belirtir. Kendi düşünce ve fikirlerinin de “Vahiy olarak nitelenen bilgiden” farksız olduğunu belirtir. Fakat, İbn Sina’nın inandığı ve düşündüğü yüce varlığın sıfat ve özellikleri Allah’ınkinden oldukça farklıdır. O en genel anlamıyla Aristo’nun inandığı tanrı kavramına inanır.

    Aristo’ya göre tanrı vardır ve varlığı zorunludur. Ancak onun, yoktan var etme gibi, bir sıfatı yoktur. Aristo’nun inancındaki tanrı, malzemesini hazır bulan ve kendi iradesi olmadan bu malzemeye şekil veren bir tanrıdır. Yani bir anlamıyla mimar tanrı’dır. Üstelikte evrene şekli kendi isteğiyle vermemiştir. O, evren dışında ve hareketsizdir. Hareketsizdir çünkü hareket edecek olsa başka hareket ettiriciye muhtaç olur. Onun kainata şekil vermesi, limonu doğrudan hiçbir etkisi olmadığı halde kişinin ağzını sulandırması gibidir. Yani madde, tanrı gibi olmak, ona yakın olmak için biçim kazanır ve tanrıya yaklaştıkça biçimi (formu) artar. Aristo bu düşüncelerini madde-forum kuramıyla açıklayarak, tanrının maddesiz form (şekil) olduğunu, saf maddenin ise formsuz olduğunu belirtir. Böylelikle ona göre tanrı ile formsuz madde (heyûlâ) arasında diğer bütün varlıklar yer alır.

    “Aristo’yu en mükemmel insan, insanlığın “birinci öğretmeni” olarak düşünen onun düşüncesini tam anlayabilmek için kitaplarını tekrar tekrar okuyan ve ona muhalif olmaktansa, İslâm’a muhalif olmayı tercih eden Farabi ve İbn Sina, tanrı görüşünde de ufak farklılıklarla Aristo'yu takip ederler. Onlara göre tanrıdan ilk akıl, ondan da ikinci, ikinciden de üçüncü... Akıllar meydana etmiştir. Tanrının evreni yaratmasının bu akıllar aracılığıyla gerçekleştiği görüşündedirler. Onlara göre ilk akıldan başlayarak safha safha diğer akıllara bağlı olarak yaratma gerçekleşir. Bu şekliyle Tanrı vardır ve yaratıcıdır. Ancak bu yaratmanın yoktan var etme biçiminde olmaması gerekir. Çünkü onlar yoktan var etmenin imkânsız olduğunu ve bu imkansızlığın tanrıyı da kapsadığını belirtirler.”[6]

    [6] (Vahiyden Kültüre,Yazan, Celaleddin Vatandaş Pınar Yayınları 1991 Baskısı Sayfa 128-129.)

    İbn Sina gerçek sistemini Hikmetu’l - Mesrikıyye’de açıkladığını söylemektedir. Onun sisteminde, yukarıda belirttiğimiz gibi, felsefi bilgilerle İslâmi bilgiler aynı zamanda birleşir, uyuşmaya çalışılır. Dünyanın öncesiz (kadim) olduğu düşüncesini ona veren veya onun bu düşüncedeki hareket noktası. Kur’an olmayıp, Aristo ve Eflatuna ait kozmogoni metafiziğin ortaya koyduğu sonuçlardır. Bu açıdan ki İbn Sina’nın sistemi, ortaçağ felsefesinin bütün karakterini taşır.
    İbn Sina bir yönden âlemin ezeli olduğunu söylerken, diğer yönden onun mümkün olduğunu kabul eder. Onun anlayışına göre, âlem Allah’la birlikte daima vardı. Bir yönden Allah’ın âlemden önce olmayacağı, diğer yönden de O’nun âlemden önce olduğu kanaatındadır. Böylece ilk bakışta İbn Sina’nın düşüncelerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer âlem Allah’la birlikte varsa öncesiz, Allah ona oranla bir önceliğe sahipse mümkün veya yaratılmış (muhdes)tır. Ancak İbn Sina, bu çelişkiyi şöylece ortadan kaldırmak ister: ona göre, Allah âlemde zaman itibariyle değil, fakat tıpkı sebebin sonucundan önce olduğu gibi, öz (zat) ve sıra önceliği itibariyle öncedir.”[7]

    [7] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 24 -82 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997 – Ankara)

    Görüldüğü gibi, peygamberliği hayal ürünü, parapsikolojik bir olay olarak gören İbn Sina’nın İslâm’da ki peygamberlik anlayışını benimsememekte, Allah’ın, alemi yoktan var ettiğini de kabul etmemektedir. Ona göre alem, Allah’la birlikte ezeli yani başlangıçsızdır. Alem, Allah’ın içinde, bir çocuğun anne karnında olması; bir eşyanın bir bir sandık içinde olması gibi, Allah’la birlikte hep vardı, meydana gelmesi bir doğum olayı şeklinde açığa çıkmasıdır. Yani İbn Sina’ya göre, Allah alemi yoktan var etmemiş, kelimenin tam anlamıyla doğum yapmıştır. Ve bu doğum bir dişinin ister, istemez doğurması gibi, Allah’ın iradesi dışında meydana gelmiştir. Bu düşünce felsefesi, İslam dinine göre küfür ve şirk olan iddialardır. Bu nedenle İbni Sinaya İslam filozofu yada müslüman bilgin denmesi doğru değildir...
    İbn Sina’nın diğer bir düşüncesi de: İbn Sina’ya göre, Allah kainatı bir bütün olarak bilmekte olup, tek tek varlıklardan ve olaylardan habersizdir ve onları bilmemektedir. Örneğin : “Uzay varlıklarının kitle olarak var olduklarını bilir, fakat Güneş’in, Ay’ın v.s. var olduğunu bilmez; İnsanların kitle olarak var olduğunu bilir, fakat, insanları ve diğer canlıları tek tek olarak bilmez, ne yaptıklarından habersizdir,”

    İbn Sina’nın bu konulardaki düşüncesi şu şekildedir:
    “İbn Sina, Tanrı alemde külli ve umumi bilgiye sahiptir, ama bilgisi tikel ve cüz’i değildir, der.”[8]
    “İbn Sina’ya göre, eğer Allah sonsuz ve değişmez ise cüz’i şeyleri düşünemez. Allah’ın cûz’i şeyleri düşündüğünü söylemek O’nun tabiatında değişikliği kabul etmektir; dolayısıyla da özünde bir eksiklik kabul edilmiş olur. O’nun olgun olması için, hareketsiz olması lazımdır, hareketsiz olması için de dünyayı bilmemesi gerekir.
    “İbn Sina düşüncesinde, Allah hem bilgin (âlim) hem de hayat sahibi (Hayy)dir. Böylece onun sistemi Allahda ilim ve hayatı birleştirmiştir. O, bilen ve yaşayandır. Bu yönden Allah’a nisbet edilebilecek tek bilgi, külli bir bilgidir. O, Allah olarak değişikliği kabul etmez; cüzileri cûz’i ve değişen olarak bilmez, fakat onları külli olarak bilir. Allah’ın özünde, bilgisi ile bilgisinin nesnesi arasında arasında ayrılık söz konusu değildir.” [9]

    [8] ( Ali Bulaç, İslâm Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, Sayfa 133, Beyan Yayınları 1994. )
    [9] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 68 -70 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997

    Ayrıca bunu okudunmu ? Yorumlarını merak ediyorum

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Verdiğin yazının kaynağına nerden güveneceğim. Bende de Atatürk hakkında gerçeklerin yazdığı yazılar var ama burda yayınlasak kaynak sağlam değil dersiniz. Ayrıca verdiğin şeyleri okumadım. Boş vaktim olursa bakarım belki sen git blogtv de soyun bakalım

    En son attığımı okudunmu kardeş merak ettim.Ses ver lütfen.

    bune şimdi agnostik kaynakları verip millete kapak mı yapıyosun aklınca. ibni sina ile farabi sonradan sapıtmışlardır ehli sünnete inancına göre. Hz. Ömerde mescide dinsizler uğrayıp Allah yok gibi açıklamalar yapanı görünce etrafındakilere de hiç tartışmaya girmeyin gidin diyordu. din bilgisi ya da imanı mı eksikti de kaçıyordu. konuşarak laf anlayamayacağını biliyordu, kaldı ki o zaman peygamber efendimizin mucizeleri de açıkça gözüküyordu. din meselesi iman işidir o da nasiptir. Kuran ı peygamberden daha iyi yorumladığını sanan 3-5 gözü dönmüş imansızı kaynak göstermen saçma bi kere. adamın inanmaya niyeti yoksa ay'ı gözlerinin önünde ikiye yaran peygambere inanmadıkları gibi burda sana mı bana mı inanacaklar.

    Kardeş o agnostik sitesinde yazanlar kuran ayeti umarım haberin vardır.Al tekrar atıyım;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Peki muhammed neden kendisinden mucize isteyenlere göstermedi herzaman ? Ayın ikiye yarıldığına inanıyorsan bu senin dünya görüşün seni ilgilendirir.Al oku bu konuyu umarım yine agnostik sitesi diyip saçmalamazsın kurandan ayetler var çünkü haşa dinden çıkarsın ;

    http://www.agnostik.net/viewtopic.php?f=7&t=10807

    nabıcaz şimdi Kur'an ayeti var diye, şu ayette şunu demek istedi diye adam kim bakmadan doğru mu diyecez. din ilimdir. o ilmi de kimden öğreneceğine dikkat etmezsen hapı yutarsın. Bu kadar peygamber hadisi varken, islam alimi varken şehrin azizleri modunda şu ayetete şunu dedi diye bi şey yok dinde. hangi ayet hangi dönem geldi bunu da bilmen gerekir. birbirini nesh eden ayetler vardır. mekke dönemi vardır medine dönemi vardır. maşallah artık herkes hoca kesildiği için herkes hüküm çıkartıyo Kur'andan. sanki iki tane meleğe Kabe tepesine indirtmeyi bilmiyordu Kur'an ı. boşuna hüküm çıkarmak için neyi nasıl anlayıp yapacağın için peygamber gönderildi sanki ve 23 senede tamamlandı inmesi.

    Peygamber Allah izin verdiği sürece mucize gösterir. büyücü değil o. yaptığı işte bi hayır olacak ki yapacak. müslüman olarak Kur'an da yazan her şeye inanmak zorundasın. bi kısmına inanıyorum bi kısmı saçma geldi diye bi şey yok dinde. din burda 17 asker şehit edildi konusunda ne sen öğrenirsin, ne ben dinimden vazgeçerim. kafanı yorma ben agnostik gibi olaylara girmedim ama çok cevap aradım, çok kimi dinleyeceğimi araştırdım. burda milletin inandığı kutsal saydığı şeylere hakaret ederek bi şey de elde edemezsin. peygamber efendimizle ilgili saçma sapan videolar koydun böyle yapma. inanmıyosan inanmıyorum dersin basar gidersin. eheheh ne saçma ya diye ortada gezersen insanlardan tepki yersin ancak. bi zeki sen değilsin çünkü, kim neyin saçma neyin doğru olduğunu biliyor en az senin kadar. sorun herkesin en zeki kendi olduğuna kendini inandırması. merak etme senin geçtiğin yollardan daha önce geçmiş çok insan var.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

    Senin kafana...Agnostikim askerligimi normal yapcam doguya gitsemde olur Ataturkcuyumde problem ? Merak etme dinsizlerin cogu vatanını ummetci arapcı hacı hocalardan daha cok sever.En azından Turk etnikli olanlarını karsılastırırsak durum bu.Askerlerimiz hayatını kaybediyor dengesizce yorum yapıyorsunuz.

    Agnostik ney ? Kim bulmus bu dini hristiysn olsan anlarim ama agnostik nedir yahu....

    Hadi bakalin git doguya oturdugun yerden yazmasi kolay - 30 da nobet tutta gor bakalim askerligi bordo klsvyeli


    Agnostisizmi din sanan ilk kişisin heralde.Bordo Klavyeli değilim ayrıca askerliğimi gerekirse -30 derecede yaparım atamızın izinde.Dinsizler korkmadıkları için dinsizdir.80-90 sene önce milli devrime karşı çıkan ümmetçi arapçı hacı hocaların torunları korkar asıl rahat ol.

    Nerden bileyim ben agnostizmi felan.Malca salakça felsefecilerin düşündüğü şeylere inananlar varmı demkki.

    Eminim yaparsın askerliğini yaşın kaç bilmiyorum ama hayat sana çok kolay geliyor be gülüm. Dinsizler korkamıdkları için dinsizdir haklısın. Müslümanlarsa korktuklarıa için Müslümandır.Allah tan korktukları için cehennem azabından korktukları için ha bunları sizin gibiler anlamaz ama yazalım da belki o beyninze girer.

    Ha birde bana çanakkale savasını açıklarmısın sayıca bizden üstün olan ve o dönemin en iyi donanmasına sahip olan ingiltere ve fransayı nasıl geçirmediler oradan. anlat bakalım. sizin gibi dinsizler sayesinde mi yoksa? Yoksa atatürk sayesinde felan mı ?

    Bak bakalım o agnostikler malça salakçamı ? Özellikle Nicola Tesla , Marie Curie , Warren Buffete bakmanı öneririm.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostik_oldu%C4%9Fu_bilinen_ki%C5%9Filer_listesi

    Çanakkale mevzusuna gelirsek sebebi Türk askerinin azmi ve başarısı.Atatürkünde büyük payı var.İmansız ordu olmaz doğru ama artık 21.yy'da yaşıyoruz.Şakirtler son zamanda çanakkelede atatürkün başarısını göz ardı etmek için hacılar hocalar üfledi ondan kazandık diyor orası ayrı.Alman komutanları öne çıkaran vatan hainleri bile var.Umarım sen onlardan değilsindir.

    Ayrıca oku belki sorgulamayı öğrenirsin ;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    o listedekileri napayım ben bir tane İBN-İ SİNA gibi tıbbın babası çıkmış mı ? Yada Biruni veya Farabi yada Mevlana

    yemişim listeyi sanki işime yarar yaptıkları ama bir İBN-İ SİNA nın kitapları hala okutuluyor ... Neyse dinsiniz hakkında imansız gelir. SEN İMANSIZLAR TARTIŞMAYA DEVAM ET BAY BAY

    + 95 Lİ İMİŞSİN YANİ LİSELİSİN BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEN NORMAL

    UMARIM ANNNEN BABANDAN TEMİZ BİR DAYAK YERSİNDE AKLIN BASINA GELİR.

    Yıl 2012 hala İbni Sina'yı müslüman sananlar var Al oku hepsi islami kaynaklardan ;

    Ibni Sina (980-1037) Felsefesi


    Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbni Sina. Aristo felsefesini benimseyen İbni Sina, İslâmi kavramlara farklı anlamlar vermekte, İslâmi değerlere karşı çıkmasına rağmen, Müslüman oçağının ve şartların zorlaması nedeniyle müslüman görünmeye de özen göstermiştir. İslâmi değerlere farklı yorumlamasına örnek verecek olursak: Dünyanın ezeli olduğunu, yoktan yaratmanın imkansız suretiyle meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu manada İbni Sina bir “Vahdet-i Vücut’çudur”. Ayrıca, Allah’ın cüzleri bilmediğini,[1] cehennem azabının devamlı olmadığını, cismani dirilişin olmadığını, alemin amaçsız olduğunu ve Peygamber sözlerinin gerçek değil sembolik olduğunu söylemektedir...

    [1] Farabi 1/54, Prof. Dr. Cavit Sunar, Islam`da Felsefe ve Farabi, 2 cilt, AÜIF Yy.1972

    Ibn Sina yazdığı „Risalet-ül Adhaviye“ ismli kitapta cismani dirilişi açıkca reddeder. Ona göre bedenin dirilmesi peygamberin zihninde doğan hayali bir mit'ten başka birşey değildir. O peygamberin bu mit`le kitleleri kontrol altında tutmaya çalıştığını iddia eder.[2] Ona göre akla uyğun yaşamak cennet, hayal alemi ise cehennemdir.Hisler ise kabir alemidir.[3] Dolayısıyla bu yaşanan hayattan başka bir hayatın olmayacağını iddia eder.[4]

    [2] Islam Felsefesi, 105 İslam 149, Prof.Dr.Fazlur Rahman , İslam, Çev: Doç. Dr. Mehmet Dağ-Doç.Dr. Mehmet Aydın, Selcuk Yy. 1981, Teymiye 2/19, Şeyhülislam ibni Teymiye, Ibn Teymiye Külliyatı, 5 cilt, Çev: Kurul, Tevhid Yy.
    [3] Cerrahoğlu 2/43, ,Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi,DIB Yy. 2.cilt Ank. 1988
    [4] Cerrahoğlu 2/42, Farabi 1/54,

    İbni Sina ise Farabi’ye oranla Felsefesinde biraz daha fazla İslâmi kavramlar ve unsur kullanır. Bazıları onun bu özelliğinin, İslâm’ı gerçek anlamıyla bilenlere sevimli görülme arzusundan kaynaklandığını iddia ederlerse de yanlış bir kanaattir. Çünkü araştırıldığında onun Müslümanlara şirin görünmek gibi bir kaygı taşımadığı görülür. O, İslâmi kavramları ve asıl anlamlarının çok dışında anlamlar içerecek şekilde kullanarak, kendine özgü bir felsefe-inanç oluşturma gayreti taşır.

    Onun felsefesinde İslâm’ı ilgilendiren önemli noktalar şunlardır: O, Peygamberlikle ilgili olarak, Peygamberin Cebrail gibi bir varlıkla görüşmesinin imkânsız olduğunu, çünkü peygamberliğin bir tür parapsikolojik ve metapsişik olay olduğunu belirtir. Kendi düşünce ve fikirlerinin de “Vahiy olarak nitelenen bilgiden” farksız olduğunu belirtir. Fakat, İbn Sina’nın inandığı ve düşündüğü yüce varlığın sıfat ve özellikleri Allah’ınkinden oldukça farklıdır. O en genel anlamıyla Aristo’nun inandığı tanrı kavramına inanır.

    Aristo’ya göre tanrı vardır ve varlığı zorunludur. Ancak onun, yoktan var etme gibi, bir sıfatı yoktur. Aristo’nun inancındaki tanrı, malzemesini hazır bulan ve kendi iradesi olmadan bu malzemeye şekil veren bir tanrıdır. Yani bir anlamıyla mimar tanrı’dır. Üstelikte evrene şekli kendi isteğiyle vermemiştir. O, evren dışında ve hareketsizdir. Hareketsizdir çünkü hareket edecek olsa başka hareket ettiriciye muhtaç olur. Onun kainata şekil vermesi, limonu doğrudan hiçbir etkisi olmadığı halde kişinin ağzını sulandırması gibidir. Yani madde, tanrı gibi olmak, ona yakın olmak için biçim kazanır ve tanrıya yaklaştıkça biçimi (formu) artar. Aristo bu düşüncelerini madde-forum kuramıyla açıklayarak, tanrının maddesiz form (şekil) olduğunu, saf maddenin ise formsuz olduğunu belirtir. Böylelikle ona göre tanrı ile formsuz madde (heyûlâ) arasında diğer bütün varlıklar yer alır.

    “Aristo’yu en mükemmel insan, insanlığın “birinci öğretmeni” olarak düşünen onun düşüncesini tam anlayabilmek için kitaplarını tekrar tekrar okuyan ve ona muhalif olmaktansa, İslâm’a muhalif olmayı tercih eden Farabi ve İbn Sina, tanrı görüşünde de ufak farklılıklarla Aristo'yu takip ederler. Onlara göre tanrıdan ilk akıl, ondan da ikinci, ikinciden de üçüncü... Akıllar meydana etmiştir. Tanrının evreni yaratmasının bu akıllar aracılığıyla gerçekleştiği görüşündedirler. Onlara göre ilk akıldan başlayarak safha safha diğer akıllara bağlı olarak yaratma gerçekleşir. Bu şekliyle Tanrı vardır ve yaratıcıdır. Ancak bu yaratmanın yoktan var etme biçiminde olmaması gerekir. Çünkü onlar yoktan var etmenin imkânsız olduğunu ve bu imkansızlığın tanrıyı da kapsadığını belirtirler.”[6]

    [6] (Vahiyden Kültüre,Yazan, Celaleddin Vatandaş Pınar Yayınları 1991 Baskısı Sayfa 128-129.)

    İbn Sina gerçek sistemini Hikmetu’l - Mesrikıyye’de açıkladığını söylemektedir. Onun sisteminde, yukarıda belirttiğimiz gibi, felsefi bilgilerle İslâmi bilgiler aynı zamanda birleşir, uyuşmaya çalışılır. Dünyanın öncesiz (kadim) olduğu düşüncesini ona veren veya onun bu düşüncedeki hareket noktası. Kur’an olmayıp, Aristo ve Eflatuna ait kozmogoni metafiziğin ortaya koyduğu sonuçlardır. Bu açıdan ki İbn Sina’nın sistemi, ortaçağ felsefesinin bütün karakterini taşır.
    İbn Sina bir yönden âlemin ezeli olduğunu söylerken, diğer yönden onun mümkün olduğunu kabul eder. Onun anlayışına göre, âlem Allah’la birlikte daima vardı. Bir yönden Allah’ın âlemden önce olmayacağı, diğer yönden de O’nun âlemden önce olduğu kanaatındadır. Böylece ilk bakışta İbn Sina’nın düşüncelerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer âlem Allah’la birlikte varsa öncesiz, Allah ona oranla bir önceliğe sahipse mümkün veya yaratılmış (muhdes)tır. Ancak İbn Sina, bu çelişkiyi şöylece ortadan kaldırmak ister: ona göre, Allah âlemde zaman itibariyle değil, fakat tıpkı sebebin sonucundan önce olduğu gibi, öz (zat) ve sıra önceliği itibariyle öncedir.”[7]

    [7] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 24 -82 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997 – Ankara)

    Görüldüğü gibi, peygamberliği hayal ürünü, parapsikolojik bir olay olarak gören İbn Sina’nın İslâm’da ki peygamberlik anlayışını benimsememekte, Allah’ın, alemi yoktan var ettiğini de kabul etmemektedir. Ona göre alem, Allah’la birlikte ezeli yani başlangıçsızdır. Alem, Allah’ın içinde, bir çocuğun anne karnında olması; bir eşyanın bir bir sandık içinde olması gibi, Allah’la birlikte hep vardı, meydana gelmesi bir doğum olayı şeklinde açığa çıkmasıdır. Yani İbn Sina’ya göre, Allah alemi yoktan var etmemiş, kelimenin tam anlamıyla doğum yapmıştır. Ve bu doğum bir dişinin ister, istemez doğurması gibi, Allah’ın iradesi dışında meydana gelmiştir. Bu düşünce felsefesi, İslam dinine göre küfür ve şirk olan iddialardır. Bu nedenle İbni Sinaya İslam filozofu yada müslüman bilgin denmesi doğru değildir...
    İbn Sina’nın diğer bir düşüncesi de: İbn Sina’ya göre, Allah kainatı bir bütün olarak bilmekte olup, tek tek varlıklardan ve olaylardan habersizdir ve onları bilmemektedir. Örneğin : “Uzay varlıklarının kitle olarak var olduklarını bilir, fakat Güneş’in, Ay’ın v.s. var olduğunu bilmez; İnsanların kitle olarak var olduğunu bilir, fakat, insanları ve diğer canlıları tek tek olarak bilmez, ne yaptıklarından habersizdir,”

    İbn Sina’nın bu konulardaki düşüncesi şu şekildedir:
    “İbn Sina, Tanrı alemde külli ve umumi bilgiye sahiptir, ama bilgisi tikel ve cüz’i değildir, der.”[8]
    “İbn Sina’ya göre, eğer Allah sonsuz ve değişmez ise cüz’i şeyleri düşünemez. Allah’ın cûz’i şeyleri düşündüğünü söylemek O’nun tabiatında değişikliği kabul etmektir; dolayısıyla da özünde bir eksiklik kabul edilmiş olur. O’nun olgun olması için, hareketsiz olması lazımdır, hareketsiz olması için de dünyayı bilmemesi gerekir.
    “İbn Sina düşüncesinde, Allah hem bilgin (âlim) hem de hayat sahibi (Hayy)dir. Böylece onun sistemi Allahda ilim ve hayatı birleştirmiştir. O, bilen ve yaşayandır. Bu yönden Allah’a nisbet edilebilecek tek bilgi, külli bir bilgidir. O, Allah olarak değişikliği kabul etmez; cüzileri cûz’i ve değişen olarak bilmez, fakat onları külli olarak bilir. Allah’ın özünde, bilgisi ile bilgisinin nesnesi arasında arasında ayrılık söz konusu değildir.” [9]

    [8] ( Ali Bulaç, İslâm Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, Sayfa 133, Beyan Yayınları 1994. )
    [9] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 68 -70 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997

    Ayrıca bunu okudunmu ? Yorumlarını merak ediyorum

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Verdiğin yazının kaynağına nerden güveneceğim. Bende de Atatürk hakkında gerçeklerin yazdığı yazılar var ama burda yayınlasak kaynak sağlam değil dersiniz. Ayrıca verdiğin şeyleri okumadım. Boş vaktim olursa bakarım belki sen git blogtv de soyun bakalım

    En son attığımı okudunmu kardeş merak ettim.Ses ver lütfen.

    bune şimdi agnostik kaynakları verip millete kapak mı yapıyosun aklınca. ibni sina ile farabi sonradan sapıtmışlardır ehli sünnete inancına göre. Hz. Ömerde mescide dinsizler uğrayıp Allah yok gibi açıklamalar yapanı görünce etrafındakilere de hiç tartışmaya girmeyin gidin diyordu. din bilgisi ya da imanı mı eksikti de kaçıyordu. konuşarak laf anlayamayacağını biliyordu, kaldı ki o zaman peygamber efendimizin mucizeleri de açıkça gözüküyordu. din meselesi iman işidir o da nasiptir. Kuran ı peygamberden daha iyi yorumladığını sanan 3-5 gözü dönmüş imansızı kaynak göstermen saçma bi kere. adamın inanmaya niyeti yoksa ay'ı gözlerinin önünde ikiye yaran peygambere inanmadıkları gibi burda sana mı bana mı inanacaklar.

    Kardeş o agnostik sitesinde yazanlar kuran ayeti umarım haberin vardır.Al tekrar atıyım;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Peki muhammed neden kendisinden mucize isteyenlere göstermedi herzaman ? Ayın ikiye yarıldığına inanıyorsan bu senin dünya görüşün seni ilgilendirir.Al oku bu konuyu umarım yine agnostik sitesi diyip saçmalamazsın kurandan ayetler var çünkü haşa dinden çıkarsın ;

    http://www.agnostik.net/viewtopic.php?f=7&t=10807

    nabıcaz şimdi Kur'an ayeti var diye, şu ayette şunu demek istedi diye adam kim bakmadan doğru mu diyecez. din ilimdir. o ilmi de kimden öğreneceğine dikkat etmezsen hapı yutarsın. Bu kadar peygamber hadisi varken, islam alimi varken şehrin azizleri modunda şu ayetete şunu dedi diye bi şey yok dinde. hangi ayet hangi dönem geldi bunu da bilmen gerekir. birbirini nesh eden ayetler vardır. mekke dönemi vardır medine dönemi vardır. maşallah artık herkes hoca kesildiği için herkes hüküm çıkartıyo Kur'andan. sanki iki tane meleğe Kabe tepesine indirtmeyi bilmiyordu Kur'an ı. boşuna hüküm çıkarmak için neyi nasıl anlayıp yapacağın için peygamber gönderildi sanki ve 23 senede tamamlandı inmesi.

    Peygamber Allah izin verdiği sürece mucize gösterir. büyücü değil o. yaptığı işte bi hayır olacak ki yapacak. müslüman olarak Kur'an da yazan her şeye inanmak zorundasın. bi kısmına inanıyorum bi kısmı saçma geldi diye bi şey yok dinde. din burda 17 asker şehit edildi konusunda ne sen öğrenirsin, ne ben dinimden vazgeçerim. kafanı yorma ben agnostik gibi olaylara girmedim ama çok cevap aradım, çok kimi dinleyeceğimi araştırdım. burda milletin inandığı kutsal saydığı şeylere hakaret ederek bi şey de elde edemezsin. peygamber efendimizle ilgili saçma sapan videolar koydun böyle yapma. inanmıyosan inanmıyorum dersin basar gidersin. eheheh ne saçma ya diye ortada gezersen insanlardan tepki yersin ancak. bi zeki sen değilsin çünkü, kim neyin saçma neyin doğru olduğunu biliyor en az senin kadar. sorun herkesin en zeki kendi olduğuna kendini inandırması. merak etme senin geçtiğin yollardan daha önce geçmiş çok insan var.

    sen şu ayın 2 ye ayrılmasına kur andan cevap ver ki kur anda kendisi yazmış ben sadece elçiyim benden mucize bekleme diye




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dodomoco

    quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

    Senin kafana...Agnostikim askerligimi normal yapcam doguya gitsemde olur Ataturkcuyumde problem ? Merak etme dinsizlerin cogu vatanını ummetci arapcı hacı hocalardan daha cok sever.En azından Turk etnikli olanlarını karsılastırırsak durum bu.Askerlerimiz hayatını kaybediyor dengesizce yorum yapıyorsunuz.

    Agnostik ney ? Kim bulmus bu dini hristiysn olsan anlarim ama agnostik nedir yahu....

    Hadi bakalin git doguya oturdugun yerden yazmasi kolay - 30 da nobet tutta gor bakalim askerligi bordo klsvyeli


    Agnostisizmi din sanan ilk kişisin heralde.Bordo Klavyeli değilim ayrıca askerliğimi gerekirse -30 derecede yaparım atamızın izinde.Dinsizler korkmadıkları için dinsizdir.80-90 sene önce milli devrime karşı çıkan ümmetçi arapçı hacı hocaların torunları korkar asıl rahat ol.

    Nerden bileyim ben agnostizmi felan.Malca salakça felsefecilerin düşündüğü şeylere inananlar varmı demkki.

    Eminim yaparsın askerliğini yaşın kaç bilmiyorum ama hayat sana çok kolay geliyor be gülüm. Dinsizler korkamıdkları için dinsizdir haklısın. Müslümanlarsa korktuklarıa için Müslümandır.Allah tan korktukları için cehennem azabından korktukları için ha bunları sizin gibiler anlamaz ama yazalım da belki o beyninze girer.

    Ha birde bana çanakkale savasını açıklarmısın sayıca bizden üstün olan ve o dönemin en iyi donanmasına sahip olan ingiltere ve fransayı nasıl geçirmediler oradan. anlat bakalım. sizin gibi dinsizler sayesinde mi yoksa? Yoksa atatürk sayesinde felan mı ?

    Bak bakalım o agnostikler malça salakçamı ? Özellikle Nicola Tesla , Marie Curie , Warren Buffete bakmanı öneririm.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostik_oldu%C4%9Fu_bilinen_ki%C5%9Filer_listesi

    Çanakkale mevzusuna gelirsek sebebi Türk askerinin azmi ve başarısı.Atatürkünde büyük payı var.İmansız ordu olmaz doğru ama artık 21.yy'da yaşıyoruz.Şakirtler son zamanda çanakkelede atatürkün başarısını göz ardı etmek için hacılar hocalar üfledi ondan kazandık diyor orası ayrı.Alman komutanları öne çıkaran vatan hainleri bile var.Umarım sen onlardan değilsindir.

    Ayrıca oku belki sorgulamayı öğrenirsin ;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    o listedekileri napayım ben bir tane İBN-İ SİNA gibi tıbbın babası çıkmış mı ? Yada Biruni veya Farabi yada Mevlana

    yemişim listeyi sanki işime yarar yaptıkları ama bir İBN-İ SİNA nın kitapları hala okutuluyor ... Neyse dinsiniz hakkında imansız gelir. SEN İMANSIZLAR TARTIŞMAYA DEVAM ET BAY BAY

    + 95 Lİ İMİŞSİN YANİ LİSELİSİN BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEN NORMAL

    UMARIM ANNNEN BABANDAN TEMİZ BİR DAYAK YERSİNDE AKLIN BASINA GELİR.

    Yıl 2012 hala İbni Sina'yı müslüman sananlar var Al oku hepsi islami kaynaklardan ;

    Ibni Sina (980-1037) Felsefesi


    Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbni Sina. Aristo felsefesini benimseyen İbni Sina, İslâmi kavramlara farklı anlamlar vermekte, İslâmi değerlere karşı çıkmasına rağmen, Müslüman oçağının ve şartların zorlaması nedeniyle müslüman görünmeye de özen göstermiştir. İslâmi değerlere farklı yorumlamasına örnek verecek olursak: Dünyanın ezeli olduğunu, yoktan yaratmanın imkansız suretiyle meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu manada İbni Sina bir “Vahdet-i Vücut’çudur”. Ayrıca, Allah’ın cüzleri bilmediğini,[1] cehennem azabının devamlı olmadığını, cismani dirilişin olmadığını, alemin amaçsız olduğunu ve Peygamber sözlerinin gerçek değil sembolik olduğunu söylemektedir...

    [1] Farabi 1/54, Prof. Dr. Cavit Sunar, Islam`da Felsefe ve Farabi, 2 cilt, AÜIF Yy.1972

    Ibn Sina yazdığı „Risalet-ül Adhaviye“ ismli kitapta cismani dirilişi açıkca reddeder. Ona göre bedenin dirilmesi peygamberin zihninde doğan hayali bir mit'ten başka birşey değildir. O peygamberin bu mit`le kitleleri kontrol altında tutmaya çalıştığını iddia eder.[2] Ona göre akla uyğun yaşamak cennet, hayal alemi ise cehennemdir.Hisler ise kabir alemidir.[3] Dolayısıyla bu yaşanan hayattan başka bir hayatın olmayacağını iddia eder.[4]

    [2] Islam Felsefesi, 105 İslam 149, Prof.Dr.Fazlur Rahman , İslam, Çev: Doç. Dr. Mehmet Dağ-Doç.Dr. Mehmet Aydın, Selcuk Yy. 1981, Teymiye 2/19, Şeyhülislam ibni Teymiye, Ibn Teymiye Külliyatı, 5 cilt, Çev: Kurul, Tevhid Yy.
    [3] Cerrahoğlu 2/43, ,Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi,DIB Yy. 2.cilt Ank. 1988
    [4] Cerrahoğlu 2/42, Farabi 1/54,

    İbni Sina ise Farabi’ye oranla Felsefesinde biraz daha fazla İslâmi kavramlar ve unsur kullanır. Bazıları onun bu özelliğinin, İslâm’ı gerçek anlamıyla bilenlere sevimli görülme arzusundan kaynaklandığını iddia ederlerse de yanlış bir kanaattir. Çünkü araştırıldığında onun Müslümanlara şirin görünmek gibi bir kaygı taşımadığı görülür. O, İslâmi kavramları ve asıl anlamlarının çok dışında anlamlar içerecek şekilde kullanarak, kendine özgü bir felsefe-inanç oluşturma gayreti taşır.

    Onun felsefesinde İslâm’ı ilgilendiren önemli noktalar şunlardır: O, Peygamberlikle ilgili olarak, Peygamberin Cebrail gibi bir varlıkla görüşmesinin imkânsız olduğunu, çünkü peygamberliğin bir tür parapsikolojik ve metapsişik olay olduğunu belirtir. Kendi düşünce ve fikirlerinin de “Vahiy olarak nitelenen bilgiden” farksız olduğunu belirtir. Fakat, İbn Sina’nın inandığı ve düşündüğü yüce varlığın sıfat ve özellikleri Allah’ınkinden oldukça farklıdır. O en genel anlamıyla Aristo’nun inandığı tanrı kavramına inanır.

    Aristo’ya göre tanrı vardır ve varlığı zorunludur. Ancak onun, yoktan var etme gibi, bir sıfatı yoktur. Aristo’nun inancındaki tanrı, malzemesini hazır bulan ve kendi iradesi olmadan bu malzemeye şekil veren bir tanrıdır. Yani bir anlamıyla mimar tanrı’dır. Üstelikte evrene şekli kendi isteğiyle vermemiştir. O, evren dışında ve hareketsizdir. Hareketsizdir çünkü hareket edecek olsa başka hareket ettiriciye muhtaç olur. Onun kainata şekil vermesi, limonu doğrudan hiçbir etkisi olmadığı halde kişinin ağzını sulandırması gibidir. Yani madde, tanrı gibi olmak, ona yakın olmak için biçim kazanır ve tanrıya yaklaştıkça biçimi (formu) artar. Aristo bu düşüncelerini madde-forum kuramıyla açıklayarak, tanrının maddesiz form (şekil) olduğunu, saf maddenin ise formsuz olduğunu belirtir. Böylelikle ona göre tanrı ile formsuz madde (heyûlâ) arasında diğer bütün varlıklar yer alır.

    “Aristo’yu en mükemmel insan, insanlığın “birinci öğretmeni” olarak düşünen onun düşüncesini tam anlayabilmek için kitaplarını tekrar tekrar okuyan ve ona muhalif olmaktansa, İslâm’a muhalif olmayı tercih eden Farabi ve İbn Sina, tanrı görüşünde de ufak farklılıklarla Aristo'yu takip ederler. Onlara göre tanrıdan ilk akıl, ondan da ikinci, ikinciden de üçüncü... Akıllar meydana etmiştir. Tanrının evreni yaratmasının bu akıllar aracılığıyla gerçekleştiği görüşündedirler. Onlara göre ilk akıldan başlayarak safha safha diğer akıllara bağlı olarak yaratma gerçekleşir. Bu şekliyle Tanrı vardır ve yaratıcıdır. Ancak bu yaratmanın yoktan var etme biçiminde olmaması gerekir. Çünkü onlar yoktan var etmenin imkânsız olduğunu ve bu imkansızlığın tanrıyı da kapsadığını belirtirler.”[6]

    [6] (Vahiyden Kültüre,Yazan, Celaleddin Vatandaş Pınar Yayınları 1991 Baskısı Sayfa 128-129.)

    İbn Sina gerçek sistemini Hikmetu’l - Mesrikıyye’de açıkladığını söylemektedir. Onun sisteminde, yukarıda belirttiğimiz gibi, felsefi bilgilerle İslâmi bilgiler aynı zamanda birleşir, uyuşmaya çalışılır. Dünyanın öncesiz (kadim) olduğu düşüncesini ona veren veya onun bu düşüncedeki hareket noktası. Kur’an olmayıp, Aristo ve Eflatuna ait kozmogoni metafiziğin ortaya koyduğu sonuçlardır. Bu açıdan ki İbn Sina’nın sistemi, ortaçağ felsefesinin bütün karakterini taşır.
    İbn Sina bir yönden âlemin ezeli olduğunu söylerken, diğer yönden onun mümkün olduğunu kabul eder. Onun anlayışına göre, âlem Allah’la birlikte daima vardı. Bir yönden Allah’ın âlemden önce olmayacağı, diğer yönden de O’nun âlemden önce olduğu kanaatındadır. Böylece ilk bakışta İbn Sina’nın düşüncelerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer âlem Allah’la birlikte varsa öncesiz, Allah ona oranla bir önceliğe sahipse mümkün veya yaratılmış (muhdes)tır. Ancak İbn Sina, bu çelişkiyi şöylece ortadan kaldırmak ister: ona göre, Allah âlemde zaman itibariyle değil, fakat tıpkı sebebin sonucundan önce olduğu gibi, öz (zat) ve sıra önceliği itibariyle öncedir.”[7]

    [7] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 24 -82 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997 – Ankara)

    Görüldüğü gibi, peygamberliği hayal ürünü, parapsikolojik bir olay olarak gören İbn Sina’nın İslâm’da ki peygamberlik anlayışını benimsememekte, Allah’ın, alemi yoktan var ettiğini de kabul etmemektedir. Ona göre alem, Allah’la birlikte ezeli yani başlangıçsızdır. Alem, Allah’ın içinde, bir çocuğun anne karnında olması; bir eşyanın bir bir sandık içinde olması gibi, Allah’la birlikte hep vardı, meydana gelmesi bir doğum olayı şeklinde açığa çıkmasıdır. Yani İbn Sina’ya göre, Allah alemi yoktan var etmemiş, kelimenin tam anlamıyla doğum yapmıştır. Ve bu doğum bir dişinin ister, istemez doğurması gibi, Allah’ın iradesi dışında meydana gelmiştir. Bu düşünce felsefesi, İslam dinine göre küfür ve şirk olan iddialardır. Bu nedenle İbni Sinaya İslam filozofu yada müslüman bilgin denmesi doğru değildir...
    İbn Sina’nın diğer bir düşüncesi de: İbn Sina’ya göre, Allah kainatı bir bütün olarak bilmekte olup, tek tek varlıklardan ve olaylardan habersizdir ve onları bilmemektedir. Örneğin : “Uzay varlıklarının kitle olarak var olduklarını bilir, fakat Güneş’in, Ay’ın v.s. var olduğunu bilmez; İnsanların kitle olarak var olduğunu bilir, fakat, insanları ve diğer canlıları tek tek olarak bilmez, ne yaptıklarından habersizdir,”

    İbn Sina’nın bu konulardaki düşüncesi şu şekildedir:
    “İbn Sina, Tanrı alemde külli ve umumi bilgiye sahiptir, ama bilgisi tikel ve cüz’i değildir, der.”[8]
    “İbn Sina’ya göre, eğer Allah sonsuz ve değişmez ise cüz’i şeyleri düşünemez. Allah’ın cûz’i şeyleri düşündüğünü söylemek O’nun tabiatında değişikliği kabul etmektir; dolayısıyla da özünde bir eksiklik kabul edilmiş olur. O’nun olgun olması için, hareketsiz olması lazımdır, hareketsiz olması için de dünyayı bilmemesi gerekir.
    “İbn Sina düşüncesinde, Allah hem bilgin (âlim) hem de hayat sahibi (Hayy)dir. Böylece onun sistemi Allahda ilim ve hayatı birleştirmiştir. O, bilen ve yaşayandır. Bu yönden Allah’a nisbet edilebilecek tek bilgi, külli bir bilgidir. O, Allah olarak değişikliği kabul etmez; cüzileri cûz’i ve değişen olarak bilmez, fakat onları külli olarak bilir. Allah’ın özünde, bilgisi ile bilgisinin nesnesi arasında arasında ayrılık söz konusu değildir.” [9]

    [8] ( Ali Bulaç, İslâm Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, Sayfa 133, Beyan Yayınları 1994. )
    [9] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 68 -70 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997

    Ayrıca bunu okudunmu ? Yorumlarını merak ediyorum

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Verdiğin yazının kaynağına nerden güveneceğim. Bende de Atatürk hakkında gerçeklerin yazdığı yazılar var ama burda yayınlasak kaynak sağlam değil dersiniz. Ayrıca verdiğin şeyleri okumadım. Boş vaktim olursa bakarım belki sen git blogtv de soyun bakalım

    En son attığımı okudunmu kardeş merak ettim.Ses ver lütfen.

    bune şimdi agnostik kaynakları verip millete kapak mı yapıyosun aklınca. ibni sina ile farabi sonradan sapıtmışlardır ehli sünnete inancına göre. Hz. Ömerde mescide dinsizler uğrayıp Allah yok gibi açıklamalar yapanı görünce etrafındakilere de hiç tartışmaya girmeyin gidin diyordu. din bilgisi ya da imanı mı eksikti de kaçıyordu. konuşarak laf anlayamayacağını biliyordu, kaldı ki o zaman peygamber efendimizin mucizeleri de açıkça gözüküyordu. din meselesi iman işidir o da nasiptir. Kuran ı peygamberden daha iyi yorumladığını sanan 3-5 gözü dönmüş imansızı kaynak göstermen saçma bi kere. adamın inanmaya niyeti yoksa ay'ı gözlerinin önünde ikiye yaran peygambere inanmadıkları gibi burda sana mı bana mı inanacaklar.

    ayın 2ye ayrılmasını geçtim 5 cm kaysa bizim için kıyamet olur

    yahu konu değiişiyor, yönetime silin dedik halâ tutuyor. cevap veriyosunuz cevap hakkı doğuyor. napalım şimdi ay 5 santim kaysa da güneş 1 santim yaklaşsa da kıyamet olur ama yaklaşmıyor. onu yaratan, bi arada düzen içinde yaratan güç, ayı ortadan ikiye mi ayıramayacak mucizesini göstertmek için. güneşin batıdan doğması da saçma geliyordu belki bazısına ama son zamanlarda dünya çekirdeğindeki sıvının terse dönmesinden böyle bir şey olabileceği konuşulmaya başlanmıştı. ha isteyen konuşsun isteyen konuşmasın Kur'an da yazıyosa olacağına inanıyoruz müslümanlar olarak. fizik yasalarına şu an uygun gözükmüyorsa fizik kendini geliştirsin banane. Yapacam diyen Allah (c.c) sebebini de yaratır. din böyle bi şey.. akıl hikmeti anlamaya yarar. yok ya bu mantıksız geldi bana nasıl olacak diye reddedemezsin.

    ek: reddemezsin dediğim müslümansan bunun gereği budur. yok ben müslüman değilim diyosan banane. senin bileceğin iş yolun açık olsun. konu dağıldı son mesajım bu konuya.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ZEUS__ -- 10 Kasım 2012; 21:18:19 >




  • Şehitlerimize Allahtan Rahmet yakınlarına da sabır diliyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

  • kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: X_S!nS!

    kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor

    az daha gidersen dinden çıkacak sen kimsin ki şehitliğe inanmıyorum diyorsun bunu Allah bilir sadece
  • bu vatan için, şehit olmak ne kadar üzücü.. boş yere, b.k yere..
  • Allah c.c rahmet eylesin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: X_S!nS!

    kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor

    az daha gidersen dinden çıkacak sen kimsin ki şehitliğe inanmıyorum diyorsun bunu Allah bilir sadece

    Peki bisiy sorucam bu sehitlik mertebesi hristiyanlar yada yahudiler içinde geçerli mi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: X_S!nS!

    kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor

    az daha gidersen dinden çıkacak sen kimsin ki şehitliğe inanmıyorum diyorsun bunu Allah bilir sadece

    sehitlige bir sey demedim ben lafi dolandirma ayrica devletin bu sekilde askerleri bozuk gibi harcamasina ben sehitlik demiyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor dedim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dodomoco


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: X_S!nS!

    kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor

    az daha gidersen dinden çıkacak sen kimsin ki şehitliğe inanmıyorum diyorsun bunu Allah bilir sadece

    Peki bisiy sorucam bu sehitlik mertebesi hristiyanlar yada yahudiler içinde geçerli mi

    Güzel soru.Cevabını merak ediyorum.

    Bana göre şehitlik şerefli insanların bir amaç uğruna ölmesidir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: X_S!nS!

    kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor

    Sen evde oturduğun yerden bu mertebeyi düşündün, dar kafanda tarttın ve ''artık bu veya şu sebeplerden çatışmada yada kazada ölünüyorsa şehitlik olmaktan çıktı mevzu'' dedin öylemi? Lady gaga çıktı diye şehitlik kalmıyormu bu devirde? Yada şehitlik devire göre değişkenlik mi gösterir sence? Hayır göstermez.
    Şehid demek ''Allah yolunda mücadele verirken ''savaş yada başka bir halde mücadele) o veya bu sebeple ölme halidir. Ve Türk kolluk kuvvetlerinin çatışma yada kazayla ölmesi şehid olması demektir.

    Ben askerliği o hal bölgesinde yaptım. Asker üs bölgesine giderken araç kaza yapıyor yaşamını yitiriyor o da şehid. Orada olması şehid olması için yeter zaten.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Smartly

    quote:

    Orijinalden alıntı: dodomoco


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: X_S!nS!

    kusura bakmayin ama bu kadar senedir devam eden bu meseleden sonra benim sehitlik kavramina karsi pek saygim kalmadi cunki ben bu insanlarin sehit oldugunu dusunmuyorum bu kadar insan pisi pisine gidiyor

    az daha gidersen dinden çıkacak sen kimsin ki şehitliğe inanmıyorum diyorsun bunu Allah bilir sadece

    Peki bisiy sorucam bu sehitlik mertebesi hristiyanlar yada yahudiler içinde geçerli mi

    Güzel soru.Cevabını merak ediyorum.

    Bana göre şehitlik şerefli insanların bir amaç uğruna ölmesidir.

    Eğer Allah için bişeyler yaparken ölüyorsa.. Mesela çanakkale savaşındaki haklı mücadelemizde bizimle savaşan istanbul ve egeli gayrimüslimler (hıristiyan-yahudi) vatandaşlar da vardı. Onlar bana göre şehittir. Demek istediğim ; bizim için savaştılar diye değil Zulme uğramış bir milletin kurtuluş mücadelesinde görev aldıkları için şehittirler.




  • Şehitlerimize Allah rahmet eylesin.

    Konunun içine edenlerin de Allah belasını versin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Audaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mucuklu Sucuk

    Şehitlik her Müslümanın rüyasıdır. Ataistler bunu bilmezler bunu anlamazlar.Hadi bakalım ataistler şimdi forumu yavaşça terk edin 30 bin tl biriktirip bedelli askerlik yapın.Ne olur belki askerde sizde şehit olursunuz sonra ananız babanız oğlum bir hiç uğruna öldü derler.Hadi çalısın biriktirin paranızı. 30 binin makbuzunuda boynunuza asarsınız askerlik künyem diye.

    Senin kafana...Agnostikim askerligimi normal yapcam doguya gitsemde olur Ataturkcuyumde problem ? Merak etme dinsizlerin cogu vatanını ummetci arapcı hacı hocalardan daha cok sever.En azından Turk etnikli olanlarını karsılastırırsak durum bu.Askerlerimiz hayatını kaybediyor dengesizce yorum yapıyorsunuz.

    Agnostik ney ? Kim bulmus bu dini hristiysn olsan anlarim ama agnostik nedir yahu....

    Hadi bakalin git doguya oturdugun yerden yazmasi kolay - 30 da nobet tutta gor bakalim askerligi bordo klsvyeli


    Agnostisizmi din sanan ilk kişisin heralde.Bordo Klavyeli değilim ayrıca askerliğimi gerekirse -30 derecede yaparım atamızın izinde.Dinsizler korkmadıkları için dinsizdir.80-90 sene önce milli devrime karşı çıkan ümmetçi arapçı hacı hocaların torunları korkar asıl rahat ol.

    Nerden bileyim ben agnostizmi felan.Malca salakça felsefecilerin düşündüğü şeylere inananlar varmı demkki.

    Eminim yaparsın askerliğini yaşın kaç bilmiyorum ama hayat sana çok kolay geliyor be gülüm. Dinsizler korkamıdkları için dinsizdir haklısın. Müslümanlarsa korktuklarıa için Müslümandır.Allah tan korktukları için cehennem azabından korktukları için ha bunları sizin gibiler anlamaz ama yazalım da belki o beyninze girer.

    Ha birde bana çanakkale savasını açıklarmısın sayıca bizden üstün olan ve o dönemin en iyi donanmasına sahip olan ingiltere ve fransayı nasıl geçirmediler oradan. anlat bakalım. sizin gibi dinsizler sayesinde mi yoksa? Yoksa atatürk sayesinde felan mı ?

    Bak bakalım o agnostikler malça salakçamı ? Özellikle Nicola Tesla , Marie Curie , Warren Buffete bakmanı öneririm.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostik_oldu%C4%9Fu_bilinen_ki%C5%9Filer_listesi

    Çanakkale mevzusuna gelirsek sebebi Türk askerinin azmi ve başarısı.Atatürkünde büyük payı var.İmansız ordu olmaz doğru ama artık 21.yy'da yaşıyoruz.Şakirtler son zamanda çanakkelede atatürkün başarısını göz ardı etmek için hacılar hocalar üfledi ondan kazandık diyor orası ayrı.Alman komutanları öne çıkaran vatan hainleri bile var.Umarım sen onlardan değilsindir.

    Ayrıca oku belki sorgulamayı öğrenirsin ;

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    o listedekileri napayım ben bir tane İBN-İ SİNA gibi tıbbın babası çıkmış mı ? Yada Biruni veya Farabi yada Mevlana

    yemişim listeyi sanki işime yarar yaptıkları ama bir İBN-İ SİNA nın kitapları hala okutuluyor ... Neyse dinsiniz hakkında imansız gelir. SEN İMANSIZLAR TARTIŞMAYA DEVAM ET BAY BAY

    + 95 Lİ İMİŞSİN YANİ LİSELİSİN BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEN NORMAL

    UMARIM ANNNEN BABANDAN TEMİZ BİR DAYAK YERSİNDE AKLIN BASINA GELİR.

    Yıl 2012 hala İbni Sina'yı müslüman sananlar var Al oku hepsi islami kaynaklardan ;

    Ibni Sina (980-1037) Felsefesi


    Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbni Sina. Aristo felsefesini benimseyen İbni Sina, İslâmi kavramlara farklı anlamlar vermekte, İslâmi değerlere karşı çıkmasına rağmen, Müslüman oçağının ve şartların zorlaması nedeniyle müslüman görünmeye de özen göstermiştir. İslâmi değerlere farklı yorumlamasına örnek verecek olursak: Dünyanın ezeli olduğunu, yoktan yaratmanın imkansız suretiyle meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu manada İbni Sina bir “Vahdet-i Vücut’çudur”. Ayrıca, Allah’ın cüzleri bilmediğini,[1] cehennem azabının devamlı olmadığını, cismani dirilişin olmadığını, alemin amaçsız olduğunu ve Peygamber sözlerinin gerçek değil sembolik olduğunu söylemektedir...

    [1] Farabi 1/54, Prof. Dr. Cavit Sunar, Islam`da Felsefe ve Farabi, 2 cilt, AÜIF Yy.1972

    Ibn Sina yazdığı „Risalet-ül Adhaviye“ ismli kitapta cismani dirilişi açıkca reddeder. Ona göre bedenin dirilmesi peygamberin zihninde doğan hayali bir mit'ten başka birşey değildir. O peygamberin bu mit`le kitleleri kontrol altında tutmaya çalıştığını iddia eder.[2] Ona göre akla uyğun yaşamak cennet, hayal alemi ise cehennemdir.Hisler ise kabir alemidir.[3] Dolayısıyla bu yaşanan hayattan başka bir hayatın olmayacağını iddia eder.[4]

    [2] Islam Felsefesi, 105 İslam 149, Prof.Dr.Fazlur Rahman , İslam, Çev: Doç. Dr. Mehmet Dağ-Doç.Dr. Mehmet Aydın, Selcuk Yy. 1981, Teymiye 2/19, Şeyhülislam ibni Teymiye, Ibn Teymiye Külliyatı, 5 cilt, Çev: Kurul, Tevhid Yy.
    [3] Cerrahoğlu 2/43, ,Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu, Tefsir Tarihi,DIB Yy. 2.cilt Ank. 1988
    [4] Cerrahoğlu 2/42, Farabi 1/54,

    İbni Sina ise Farabi’ye oranla Felsefesinde biraz daha fazla İslâmi kavramlar ve unsur kullanır. Bazıları onun bu özelliğinin, İslâm’ı gerçek anlamıyla bilenlere sevimli görülme arzusundan kaynaklandığını iddia ederlerse de yanlış bir kanaattir. Çünkü araştırıldığında onun Müslümanlara şirin görünmek gibi bir kaygı taşımadığı görülür. O, İslâmi kavramları ve asıl anlamlarının çok dışında anlamlar içerecek şekilde kullanarak, kendine özgü bir felsefe-inanç oluşturma gayreti taşır.

    Onun felsefesinde İslâm’ı ilgilendiren önemli noktalar şunlardır: O, Peygamberlikle ilgili olarak, Peygamberin Cebrail gibi bir varlıkla görüşmesinin imkânsız olduğunu, çünkü peygamberliğin bir tür parapsikolojik ve metapsişik olay olduğunu belirtir. Kendi düşünce ve fikirlerinin de “Vahiy olarak nitelenen bilgiden” farksız olduğunu belirtir. Fakat, İbn Sina’nın inandığı ve düşündüğü yüce varlığın sıfat ve özellikleri Allah’ınkinden oldukça farklıdır. O en genel anlamıyla Aristo’nun inandığı tanrı kavramına inanır.

    Aristo’ya göre tanrı vardır ve varlığı zorunludur. Ancak onun, yoktan var etme gibi, bir sıfatı yoktur. Aristo’nun inancındaki tanrı, malzemesini hazır bulan ve kendi iradesi olmadan bu malzemeye şekil veren bir tanrıdır. Yani bir anlamıyla mimar tanrı’dır. Üstelikte evrene şekli kendi isteğiyle vermemiştir. O, evren dışında ve hareketsizdir. Hareketsizdir çünkü hareket edecek olsa başka hareket ettiriciye muhtaç olur. Onun kainata şekil vermesi, limonu doğrudan hiçbir etkisi olmadığı halde kişinin ağzını sulandırması gibidir. Yani madde, tanrı gibi olmak, ona yakın olmak için biçim kazanır ve tanrıya yaklaştıkça biçimi (formu) artar. Aristo bu düşüncelerini madde-forum kuramıyla açıklayarak, tanrının maddesiz form (şekil) olduğunu, saf maddenin ise formsuz olduğunu belirtir. Böylelikle ona göre tanrı ile formsuz madde (heyûlâ) arasında diğer bütün varlıklar yer alır.

    “Aristo’yu en mükemmel insan, insanlığın “birinci öğretmeni” olarak düşünen onun düşüncesini tam anlayabilmek için kitaplarını tekrar tekrar okuyan ve ona muhalif olmaktansa, İslâm’a muhalif olmayı tercih eden Farabi ve İbn Sina, tanrı görüşünde de ufak farklılıklarla Aristo'yu takip ederler. Onlara göre tanrıdan ilk akıl, ondan da ikinci, ikinciden de üçüncü... Akıllar meydana etmiştir. Tanrının evreni yaratmasının bu akıllar aracılığıyla gerçekleştiği görüşündedirler. Onlara göre ilk akıldan başlayarak safha safha diğer akıllara bağlı olarak yaratma gerçekleşir. Bu şekliyle Tanrı vardır ve yaratıcıdır. Ancak bu yaratmanın yoktan var etme biçiminde olmaması gerekir. Çünkü onlar yoktan var etmenin imkânsız olduğunu ve bu imkansızlığın tanrıyı da kapsadığını belirtirler.”[6]

    [6] (Vahiyden Kültüre,Yazan, Celaleddin Vatandaş Pınar Yayınları 1991 Baskısı Sayfa 128-129.)

    İbn Sina gerçek sistemini Hikmetu’l - Mesrikıyye’de açıkladığını söylemektedir. Onun sisteminde, yukarıda belirttiğimiz gibi, felsefi bilgilerle İslâmi bilgiler aynı zamanda birleşir, uyuşmaya çalışılır. Dünyanın öncesiz (kadim) olduğu düşüncesini ona veren veya onun bu düşüncedeki hareket noktası. Kur’an olmayıp, Aristo ve Eflatuna ait kozmogoni metafiziğin ortaya koyduğu sonuçlardır. Bu açıdan ki İbn Sina’nın sistemi, ortaçağ felsefesinin bütün karakterini taşır.
    İbn Sina bir yönden âlemin ezeli olduğunu söylerken, diğer yönden onun mümkün olduğunu kabul eder. Onun anlayışına göre, âlem Allah’la birlikte daima vardı. Bir yönden Allah’ın âlemden önce olmayacağı, diğer yönden de O’nun âlemden önce olduğu kanaatındadır. Böylece ilk bakışta İbn Sina’nın düşüncelerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer âlem Allah’la birlikte varsa öncesiz, Allah ona oranla bir önceliğe sahipse mümkün veya yaratılmış (muhdes)tır. Ancak İbn Sina, bu çelişkiyi şöylece ortadan kaldırmak ister: ona göre, Allah âlemde zaman itibariyle değil, fakat tıpkı sebebin sonucundan önce olduğu gibi, öz (zat) ve sıra önceliği itibariyle öncedir.”[7]

    [7] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 24 -82 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997 – Ankara)

    Görüldüğü gibi, peygamberliği hayal ürünü, parapsikolojik bir olay olarak gören İbn Sina’nın İslâm’da ki peygamberlik anlayışını benimsememekte, Allah’ın, alemi yoktan var ettiğini de kabul etmemektedir. Ona göre alem, Allah’la birlikte ezeli yani başlangıçsızdır. Alem, Allah’ın içinde, bir çocuğun anne karnında olması; bir eşyanın bir bir sandık içinde olması gibi, Allah’la birlikte hep vardı, meydana gelmesi bir doğum olayı şeklinde açığa çıkmasıdır. Yani İbn Sina’ya göre, Allah alemi yoktan var etmemiş, kelimenin tam anlamıyla doğum yapmıştır. Ve bu doğum bir dişinin ister, istemez doğurması gibi, Allah’ın iradesi dışında meydana gelmiştir. Bu düşünce felsefesi, İslam dinine göre küfür ve şirk olan iddialardır. Bu nedenle İbni Sinaya İslam filozofu yada müslüman bilgin denmesi doğru değildir...
    İbn Sina’nın diğer bir düşüncesi de: İbn Sina’ya göre, Allah kainatı bir bütün olarak bilmekte olup, tek tek varlıklardan ve olaylardan habersizdir ve onları bilmemektedir. Örneğin : “Uzay varlıklarının kitle olarak var olduklarını bilir, fakat Güneş’in, Ay’ın v.s. var olduğunu bilmez; İnsanların kitle olarak var olduğunu bilir, fakat, insanları ve diğer canlıları tek tek olarak bilmez, ne yaptıklarından habersizdir,”

    İbn Sina’nın bu konulardaki düşüncesi şu şekildedir:
    “İbn Sina, Tanrı alemde külli ve umumi bilgiye sahiptir, ama bilgisi tikel ve cüz’i değildir, der.”[8]
    “İbn Sina’ya göre, eğer Allah sonsuz ve değişmez ise cüz’i şeyleri düşünemez. Allah’ın cûz’i şeyleri düşündüğünü söylemek O’nun tabiatında değişikliği kabul etmektir; dolayısıyla da özünde bir eksiklik kabul edilmiş olur. O’nun olgun olması için, hareketsiz olması lazımdır, hareketsiz olması için de dünyayı bilmemesi gerekir.
    “İbn Sina düşüncesinde, Allah hem bilgin (âlim) hem de hayat sahibi (Hayy)dir. Böylece onun sistemi Allahda ilim ve hayatı birleştirmiştir. O, bilen ve yaşayandır. Bu yönden Allah’a nisbet edilebilecek tek bilgi, külli bir bilgidir. O, Allah olarak değişikliği kabul etmez; cüzileri cûz’i ve değişen olarak bilmez, fakat onları külli olarak bilir. Allah’ın özünde, bilgisi ile bilgisinin nesnesi arasında arasında ayrılık söz konusu değildir.” [9]

    [8] ( Ali Bulaç, İslâm Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, Sayfa 133, Beyan Yayınları 1994. )
    [9] (İbni Sina metafiziği, Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ. Sayfa 68 -70 T.C Kültür Bakanlığı Yayınları 1997

    Ayrıca bunu okudunmu ? Yorumlarını merak ediyorum

    http://www.agnostik.org/2230-10-ayette-kuran.html

    Verdiğin yazının kaynağına nerden güveneceğim. Bende de Atatürk hakkında gerçeklerin yazdığı yazılar var ama burda yayınlasak kaynak sağlam değil dersiniz. Ayrıca verdiğin şeyleri okumadım. Boş vaktim olursa bakarım belki sen git blogtv de soyun bakalım

    Arkadaş orada Atatürkten bile bahsetmemiş. Aradan bulup çıkarıp direk saldırıya geçiyorsunuz. Bugün 10 kasım birde. Arkadaşım adiliğin alemi yok haddini bil.




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.