Şimdi Ara

Sosyal İnsan :Hayvan‏

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
1
Cevap
0
Favori
713
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • tanıştılar. herkes gibi. sakarca. kelimeleri düşüre kaldıra konuştular. cezayir ve tuna. 32 yaşındaki cezayir romancıydı. üç romanı vardı. bin yedi yüz küsur sayfa, adına basılmıştı. ancak o sayfaların hiçbirinde bir kadın adı yoktu. çünkü cezayir kadınları tanımıyordu. kadınlarsa çevrelerinde bir cezayir olduğunu fark etmiyordu. ancak tuna görmüştü. cezayir’in gözbebeklerinin bebek gözlerine benzediğini ve ellerinin sadece okşarken titremediğini görmüştü. tuna her şeyi görmüştü.
    tuna ve cezayir sevgili oldular. romancı düşündü ve hızlı davrandı. bir ev kiraladı. teklifini sundu. “tamam,” dedi tuna. “birlikte yaşayalım.” iki odalı daireye taşındılar. kolileri açtılar. cezayir terledi, tuna konuştu. asılmamış perdelerin üstünde seviştiler. brigitte bardot’nun harley davidson adındaki şarkısının ve yırtılmış kartonların üzerinde dans ettiler. ikiside kim olduklarını ve o eve neden taşındıklarını birkaç dakikalığına unutup, kendilerini iyi hissettiler. neredeyse iyi insanlar olduklarını bile düşündüler. oysa cezayir’in bir planı vardı. o güne kadar haftalık program bile yapmamış olan romancı, planının ilk aşamasını gerçekleştirmek için tuna’ya bağırdı. kadın ağladı. tuna’yı öptü, kadın sarıldı. planın diğer aşamaları da düzenli olarak uygulandı. cezayir, her gün yeni bir erkek oldu. tuna’yı kışkırtmak için bildiği her kimliğe büründü. hatta bir gece dairenin ikinci odasında başka bir kadına dokundu. ve tuna dayandı. midesi bulandı ama kusmadı. cezayir’i terk etmedi. cezayir notlar aldı. bulduğu her boşluğa yazdı. planı işledi. cezayir, kadını tanıdı.
    dördüncü romanının adını “erkek olmayan” koymaya karar verdi. dairedeki tanıklığını temize çekecek ve kadınları, tepkilerini, isteklerini, alışkanlıklarını, onlara dair her şeyi anlatacaktı. kadınların arasına sızmış bir su damlası gibiydi. derilerinde gezmiş, kıskançlıklarında buharlaşmıştı. ama tuna güzeldi. hem de çok. ama tuna sakindi. cezayir’den de çok. romancı, kadını bir kobaya çevirmiş olsa da tuna bütün kaprislere gülümseyerek yanıt veriyordu. hatta cezayir, tuna’yı yumruklayarak dövdüğünde bile kadın “seni seviyorum” diyordu. cezayir, tuna’ya aşık oluyordu. üstelik bu “sana aşığım” dedikten on bir ay sonra gerçekleşiyordu.
    tuna evden çıktığında cezayir yazmaya çalıştığı romanda boş sayfalar biriktiriyor ve başlığından ileriye gidemiyordu, çünkü kadını düşünüyordu. belki bütün insanlar maymundan gelmişti ama tuna’nın atası meleklerdi. cezayir romanını yazamadı. çünkü artık kendisi bir roman kahramanıydı.
    birlikteliklerinin on ikinci ayını kutlayacakları akşam cezayir, her şeyi itiraf etmek için gereken cesareti verecek şarap şişesini yarılamış, tuna’nın eve dönmesini bekliyordu. anlatacaktı. bütün planı. özür dileyecekti. kadının gözleri önünde tuttuğu notları yakacaktı. tekrar özür dileyecekti. şarap şişesi boşaldı. tuna eve gelmedi. cezayir bekledi. tuna dönmedi.
    yedi ay sonra bir perşembe günü, cezayir karanlık ve geniş bir odaya girdi. boş bulduğu koltuklardan birine oturdu. oda aydınlandı. cezayir’in gözleri kızardı. yedi aydır nerede olduğunu bilmediği tuna’yı unutmak için girdiği sinemada cezayir, kadınını gördü. beyaz perdenin üzerinde kendisine gülümsüyordu. cezayir, on bir ay boyunca tuna nazlıhan’ın yönetmenliğinde, gizli kamerayla çekilmiş ve adı “ceza” olan bir filmin başrol oyuncusu olduğunu bilmiyor ama öğreniyordu. cezayir ön koltuğun sırtına ve üzerinde oturanın ensesine kustu. tuna, cannes film festivali’nde özel jüri ödülünü aldı.
    kimin kime daha önce ihanet ettiğinin ölçülemediği bir çağda, insan sosyal bir hayvan değildir artık. sosyal insan, hayvandır. insan sosyalleştikçe hayvanlaşır. mükemmel aşıklar yalnız yaşayanlar, mükemmel insanlar dünyada bir insanlık olduğunu unutanlardır. çünkü insanlık trajik, insansa hatasızdır. insanın cezası diğer insanlardır. insanın sosyalleşmesine en çirkin örnekse aşktır.


    hakan günday
    www.hakangunday.net







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.