Şimdi Ara

Şu meşhur 'Papağan' pasajı, Suç Ve Ceza'nın hangi bölümünde geçiyor?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
8
Cevap
0
Favori
9.074
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 2010 yılında Karizma Yayın tarafından yayınlanmış, Türkçe'ye Ali Çankırılı'nın çevirdiği 380 sayfalık baskıyı tamamen okumama rağmen, Suç Ve Ceza dendiğinde herkesin ilk aklına gelen bu;

    Bana kendi uydurduğun bir yalan söyle, gel seni alnından öpeyim!' der. Kendi uydurmuş olduğun bir yalanı söylemek, başka bir ağızdan duyulup tekrarlanan bir gerçeği söylemekten hemen hemen daha iyidir; çünkü birinci durumda sen bir insansın, ikincisinde ise bir papağandan hiçbir farkın yoktur!" pasajını kitapta göremedim. Hangi bölümde geçiyor arkadaşlar?



  • Yapay Zekanın Yanıtı

    Suç ve Ceza'da "Papağan" Pasajı

    Dostoyevski'nin ünlü romanı "Suç ve Ceza"da yer alan "Papağan" pasajı, romanın İkinci Bölüm, Altıncı Bölümünde geçmektedir. Bu pasajda, Raskolnikov bir sokakta dolaşırken bir "papağan" lakablı sarhoş adama rastlar.

    Papağanın Yalanı

    Papağan, kendi uydurduğu bir yalanı anlatmaktadır: Bir papağan gibi konuşabildiğini iddia eder. Ancak Raskolnikov, papağanın yalan söylediğini ve sadece bir sarhoş olduğunu fark eder.

    "Sen Kimsin, İnsan mı Papağan mı?"

    Raskolnikov, papağana "Sen kimsin, insan mı papağan mı?" diye sorar. Papağan, "İnsanım" diye yanıt verir, ancak Raskolnikov onun yalan söylediğini bilir.

    Birinci İhtimalde Sen Bir İnsansın

    Raskolnikov, papağanın yalan söyleme nedenini sorgular ve ona şöyle der: "Birinci ihtimalde sen bir insansın. Kendin bir yalanı buldun ve ona inandın." Bu sözler, Raskolnikov'un kendi suçunun doğasını yansıtmaktadır.

    Sonuç

    "Papağan" pasajı, yalanların ve kendimizi kandırmanın doğasını araştırmaktadır. Raskolnikov, papağandaki kendi yalanını görür ve bu karşılaşma, romanın ana temalarından birini ortaya koymaya yardımcı olur: suçun ve cezanın doğası.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • HanKaĞaN kullanıcısına yanıt
    Yayınevine göre değişir hangi bölümde geçtiği.
    Örneğin İş Bankası Yayınları'ndan çıkan baskısında,(e kitap versiyonundan kopyalıyorum aşağıya)3.Bölüm içerisinde geçiyor bir diyaloğun içerisinde.
    Metin oldukça uzun,sadece ilgili cümlenin geçtiği kısmı aşağıda.
    .....
    .....
    .....
    Pulheriya Aleksandrovna çekine çekine:

    — Dinleyin… –diyecek oldu, ama bu Razumihin’i kızıştırmaktan başka bir işe yaramadı. Sesini iyiden iyiye yükselterek:

    — Siz ne sanıyorsunuz? –diye bağırdı.– Onlara palavra savurdukları için mi kızıyorum sanıyorsunuz? Saçma! Ben yalanı severim! Yalan, insanların bütün öteki yaratıklara karşı biricik üstünlüğüdür! Yalan söylersin ve böylece gerçeğe ulaşırsın! Ben yalan söylediğim için insanım. Önceden on dört kez, hatta belki de yüz on dört kez yalan söylemeden hiçbir gerçeğe ulaşılmamıştır. Ve bu kendine göre onurlu bir iştir. Oysa biz yalanı bile kendimiz kıvıramayız! Bana bir yalan söyle, ama bu yalan senin olsun, senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir. Birincisinde sen bir insansın, ikincisinde ise bir papağan! Biz şimdi neyiz? Biz şimdi, ayrıcalıksız hepimiz, bilimde, gelişmede, düşüncede, buluşta, ülküde, istekte, liberalizmde, akılda, tecrübede, her şeyde, her şeyde, her şeyde daha kolej hazırlık sınıfındayız! Başkalarının aklıyla yetinmek hoşlarına gidiyor, alışmışlar bir kez!




  • Bu diyalog hangi mekanda geçiyor hocam? Razumihin'in evinde mi, Raskolnikov'un odasında mı, Razumihin'in, Rodya'nın annesi ve kardeşi için kiraladığı dairede mi, Lujin Piyotr Petroviç'in, Dunya'yı ziyarete geldiği sırada mı? Bunu söyleyebilirseniz, bölümü hatırlayabilirim.
  • HanKaĞaN kullanıcısına yanıt
    Aradığınız cümle İş Bankası baskısında sayfa 248'in son paragrafında geçiyor,başlangıç kısmı aşağıda olan bölümün içerisinde bulunuyor,...

    Raskolnikov yattığı yerden doğrulup oturdu. Razumihin annesiyle kız kardeşini yatıştırmak için son derece heyecanlı, ateşli bir şeyler anlatmaktaydı… Arkadaşının bir sağanağı andıran konuşmasını kesmek için elini güçlükle, belli belirsiz kaldırdı. Sonra annesiyle kız kardeşinin ellerinden tutup bir birinin, bir ötekinin yüzüne bakarak iki dakika kadar konuşmadan öylece durdu. Annesi onun bu bakışlarından korkmuştu. Çünkü Raskolnikov’un bakışlarında hem müthiş bir acı anlatımı, hem de bir kımıltısızlık ve delice pırıltılar vardı. Pulheriya Aleksandrovna ağlamaya başladı.

    Avdotya Romanovna’nın yüzü sapsarıydı; ağabeyinin avucundaki eli titriyordu.

    Raskolnikov, Razumihin’i göstererek:

    — O… sizi evinize… götürsün, –dedi; kesik kesik konuşuyordu.– Yarın görüşmek üzere! Yarın her şeyi… Çok oldu mu geleli?

    Pulheriya Aleksandrovna:

    — Akşam geldik, –dedi.– Tren çok geç geldi. Ama Rodya, beni şimdi kessen buradan ayrılmam. Şuracıkta, senin yanında yatıveririm ben.

    Raskolnikov elini sinirli sinirli salladı:

    — Allah aşkına beni üzmeyin!

    — Onun yanında ben kalırım! –diye bağırdı Razumihin,– bir an bile yanından ayrılmam, evdeki misafirler de ne halt ederlerse etsinler, nasıl olsa dayımı orda bıraktım.

    Pulheriya Aleksandrovna:

    — Size nasıl, nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum… –diye bir şeyler söyleyecek oldu, ama Raskolnikov annesinin sözünü keserek:

    — Dayanamayacağım, dayanamayacağım artık! –dedi sinirli bir şekilde.– Yeter artık! Dayanamayacağım! Gidin!

    Dunya çok korkmuştu, annesine fısıldayarak:

    — Gidelim anneciğim, –dedi,– hiç değilse bir an için olsun odadan çıkalım. Varlığımız ona çok acı veriyor.

    Pulheriya Aleksandrovna ağlamaya başladı:

    — Üç yıllık ayrılıktan sonra nasıl olur da oğlumu doya doya seyredemem?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-9CE21D1C4 -- 1 Mayıs 2015; 12:11:57 >




  • Hatırladım hocam. Raskolnikov'un annesi ve kardeşinin, Petersburg'a taşındıkları bölüm. Size çok teşekkür ederim. O bölümü tekrar okuyacağım. Yalnız şaşırdığım şu ki; Benim okuduğum baskıda, kitabın ortalarında bu bölüme geçmiştim. Yani bu bölüm hikayenin henüz yarısı demek oluyor. Lâkin kitabın tümü 238 sayfaydı. Ve siz İşbank yayınları baskısında 248. sayfada geçiyor diyorsunuz. Sizce benim okuduğum baskıda hikaye çok mu özet geçilmiş, yoksa çeviri mi iyi değil?
  • HanKaĞaN kullanıcısına yanıt
    Sayfa yapısı punto vs.ile sayfa sayısı farklılık gösterebiliyor ancak,okuduğunuz kitap büyük ihtimalle tam metin çevirisi değildir.
    Çevirinin iyi olup olmadığını bilemem,çünkü çevrilmiş kısımları okumadan bir şey diyemem.
    Klasik eserleri imkanınız varsa iş bankası,iletişim,can gibi büyük yayınevlerinden okumanızı öneririm.İŞ Bankası Yayınları nispeten daha ucuzdur.
  • İlginize çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.
  • HanKaĞaN kullanıcısına yanıt
    Sağolun hocam,yardımcı olabildiysem ne mutlu .
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.