🇹🇷TSK'nın Suriye - Irak Harekatları💥(YPG için Özerklik hayali bitti.Fidan Şam'a gitti)-[ANA KONU] (427. sayfa)

Arapların ülkesinde Arap adını ülke adından çıkar demek nasıl bir öngörü anlamış değilim. O iş sandığın gibi kolay değil. Kaş yapayım derken göz çıkarırsın. Suriye Arap Cumhuriyeti mevcut ad zaten. Arap kelimesi şimdi konulmadı. Şimdi konulmuş olsaydı belki itirazın haklı olabilirdi. Onu şimdi çıkardın mı Arap milliyetçiliğindeki fay hattını tetiklersin. Ayrıca Dürzi, Nusayriler Arap değil mi? 100 Arap nüfus oranına göre 5 Kürt, 2 Türkmen var diye "Arap" adını yasaklasınlar mı? Türkiye'de Türk adını yasaklıyalım diyene ne derler; Türkiye'nin adı Anadolu Cumhuriyeti olsun demek gibi bir şey oldu senin itirazın. Kürt'ü Türkmen'i düşündüğün kadar Arab'ı düşünmüyorsun sanırım. Bir Arap da çıkar der ki Türkiye'de Kürtler var, Çerkezler var, sen Türk-iye dersen iç çatışma çıkar der...

Devletin adı Suriye Arap Cumhuriyeti. Sen dokunulmazlara dokunursan asli unsur olan Araplar sana dokunur. Türkiye anayasasının ilk dört maddesine dokunursan Türkler sana dokunur gibi düşün. Öyle senin sandığın gibi değil bu işler. 30 milyonluk Arap, 2 milyonluk Kürt'e, 1 milyonluk Türkmen'e göre mi "Arap" kelimesini isminden atacak? "Arap" kelimesi Suriye'de bölücülüğe neden oluyor, kardeşliği bozuyor dersen, birileri de çıkar sana derler ki; "Türk" kelimesi de Türkiye'de bölücülüğe neden oluyor, kardeşliği bozuyor... Gel de çık işin içinden şimdi, değil mi? Gereksiz boş tartışmalara gerek yok...

Olması gereken zaten bu . Eskiden beri kullanılan resmi ad Suriye Arap Cumhuriyeti.

Sonuçta bu ülkenin asli unsuru Araplar. Dünya'da hangi ülke var barındırdığı bütün unsurları ülkesinin ismine koyan.

Suriye Arap Kürt Dürzi Süryani Türkmen vb. Cumhuriyeti mi olacak.

Bir ülkede azınlıklara haklarını yasalar çerçevesinden verirsin.

- AB Ropörtülüğü:

"Savunma işbirliğinde Türkiye ile anlaşma yapmaya hazırız ama bu Türkiye'nin AB'ye alınacağı anlamına gelmez. Türkiye önce S400 sisteminden vazgeçmesi lazım.."

Valla ne s400 ü bırakırız nede Avrupalılar için savaşırız

herkes kendi tarlasını korusun. Türk gençliği onlar için can vermeye hevesli değil.

vizeyle bile almayıp vebalı gibi. Gördükleri insanlara şimdi mi muhtaç oldular

Ulan ne S400'müş be

Avrupalıların burunlarını sürtünme bizim işimize yarıyor.

Biz Türkiye olarak Avrupa'nin ana enerji tedarikçisi konumuna ulaşmak istiyoruz , Rusya'yi bu konuda bypass etmek istiyoruz.

Herseyden önce Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetlerinin Rusya ve Çin gibi güçler tarafından yutulmaması için buralarda bulunan enerji kaynaklarının Azerbaycan ve bizim uzerimizden Avrupa'ya ulaşması ve bu bölgenin bağımsızlığını koruyabilecek Rusya'dan bağımsız finansal kaynaklar elde etmesi gerek.

Bu konuda Avrupa ile çıkarlarımız örtüşüyor. Türk kuşağı bizim.icin önemli, Orta Asya devletlerinin bağımsız kalması önemli.

Ote yandan Suriye'de Hts'nin başa geçmesi ile yine orada Rusya'nin etkisi kırılmış oldu. Bu sayede Katar Dogalgazini ve hatta İsrail ve Doğu Akdeniz gaz ve petrolünü boru hatları ile Avrupa'ya taşıyabiliriz.

Bunlar olursa hem bu boru hatları sayesinde ucuz enerjiye erişim kazanırız hemde geçiş ülkesi olarak baya para kazanırız. Herseyden önce Avrupa ekonomisi açısından çok daha önemli bir ülke haline geldiğimiz için Avrupa'nin üzerindeki yumuşak gücümüz baya artar .

Şu an Avrupa'nin yaşanan Rusya ve Abd ile yaşadığı krizden eğer kartlarimizi doğru oynarsak en büyük yararı biz görebiliriz . AB'ye girmeye gerek yok ama gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi ve Turkiye'nin Ortadogu ve Orta Asya enerjisini Avrupaya taşıyan ülke olması konuları bizim devlet politikamızdır.

Yine bu Türkiye üzerinden geçecek enerji boru hatları Türk Devletler Teşkilatının bir güç olabilmesi için önşarttır. Orta Asya ülkelerinin muz Cumhuriyeti olmaktan çıkmasının tek yoluda bu.

Ayrıca bu büyük yatırımlarımız gerceklesebilmesi için Avrupa'nin sermayesine ihtiyacımız var . Rusya'nin Ukrayna saldırısı sayesinde Avrupalilar bu projelere gerekli parayı koyma konusunda çok daha ılımlı hale geldiler . Bizdeki inşaat şirketleri bu projelerden ayrıca önemli paylar alacaktır.

- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gündem dair önemli açıklamalarda bulundu:

"Suriye'ye Şara ile enerji ve güvenlik konusunda görüşmelerde bulunduk."

"Suriye'de çıkan olaylar bir provokasyon. Suriye'de umduğunu bulamayan eski rejim yanlıları provoke edici adımlarla bölgede huzursuzluk yaratmaya çalışıyor."

"Suriye YPG işgaline son verecek insiyatifi ele almak zorunda. Dünkü toplantıdada dile getirdik, güvenlik anlamında endişelerimiz hala var."

"İyi niyetle bir anlaşma yapılmış ise bu uygulansın ama bu olmayacaksa vakit kaybedilmemeli. Devlet entegrasyonu konusunda konular iyi belirlenmeli. YPG tüm silahlarını devir etmeli..Atılacak adımları görmek gerekiyor bu süreçte."

"Suriye'de bir özerklik konusu tavizi verilmeceğini görüyoruz. Bu anlamda gerekli telkinlerdede bulunduk."

"PKK 2013 yılında tasviye olacakdı ancak Suriye'deki iç savaş ve sonraki süreç onlara can suyu oldu. PKK'nın misyonunun bittiğini örgütün içindekilerde farkında. Örgütün Kandil yönetimi belli konulara kadar kadrolarına sözü geçiyordu. İmralı'nın çağrısına kulak vermelerini bekliyoruz. Bu onlar için tarihi bir fırsat. Kulak vermezler ise Türkiye'nin yol haritası zaten belli..Ülkeye düşman her yapıyla savaşacağız.."

"DEM parti yıllardan beri terör örgütü gölgesi altında vesayetle siyaset yapıyor, aslında siyasette yapamıyorlar. Kitlenmiş durumdalar. İmralı çağrısı onlar içinde tarihi bir fırsat. Değerlendip değerlendirmemeleri kendi bilecekleri iş, izleyip göreceğiz.."

"Avrupa'da cin şişeden çıktı..ABD ve AB arasında geri dönülemez bir yola girildi artık.Biz her türlü senaryoya hazırız. Avrupalılar şunu görüyorlar; 2. dünya savaşı sonrası kendi güvenliklerini ABD şemsiyesi altında garantiye aldılar ve refahlarınıda buna borçlular. ABD ise artık bu güvenlik şemsiyesini geri çekerim düşüncesini dahi dile getirmesi Avrupa için geri dönülemez bir yola girmelerine kendilerini zorladı. Haliyle kendi güvenliklerini sağlamak amaçlı yeni senaryolar üzerinde çalışmaya başladılar. Avrupa şuan ABD şemsiyesi olmadan güvenlik mimarisi nasıl olur bunları ana gündem maddesi olarak masalarında konuşuyorlar. Artık bu yolun geri dönüşüde yok."

"Trum gelmeseydi bile bugünkü süreç mutlaka yaşanacaktı. Olay sadece Trump'ın attığı adımlarla değerlendirilmemeli."

"Avrupa ile güvenlik işbirliği konusunda ileriki süreçte birbirimize ne kadar güvenebiliriz ve ne kadar rahat çalışabiliriz bunlara bakacağız."

"AB'ye girme konusuda konuştuğumuz bir konu. AB ülkeleriyle 200 milyar dolar üzerinde bir ticari hacmimiz var. Her ülkeylede iyi ilişkilerimiz mevcut. Ancak AB Türkiye'nin AB'ye alınması konusunda bizler gibi düşünmüyor. Bu konuda belirsizlik çok fazla. AB'ye girme konusunda sorunlar var, zaten sorunlar olacak çünkü bu işin doğasında var ancak AB'nin 2019 yılı öncesine göre olumsuz havada dağıldı. Bu konuda önümüzdek isüreçte tekrardan belirginleşecek bir tablo yaratacak."

"AB bizi 2019 yılında AB'ye kabul etselerdi Brexit süreci olmayacakdı ve İngiltere AB'den ayrılmayacaktı. Bugünkü güvenlik endişeleri noktasındada daha rahat hareket edeceklerdi."

"Ukrayna savaşında bir ateşkes yapılabilir. Umarız bu ateşkes yapılırsa savaşın bitmesi noktasında daha mantıklı adımlar atılır. Biz her iki taraflada konuşuyoruz ancak savaşın bitmesi içinde her 2 tarafın aynı masaya oturup anlaşmasıda lazım. Biz barış anlaşması görüşmeleri için evsahipliği yapmak adınada teklifimizi 2 tarafada sunduk."

"Trump yönetiminden öncelikli beklentimiz, Suriye'deki terör örgütlerine desteğini çekmesini bekliyoruz. İkinci konu ise Fetö'ye ev sahipliği yapmalarıdır. Bizim ABD ile temelde anlaşamadığımız en önemli konular bunlar. ABD 2007den bu yana Türkiye ilişkilerine rasyonel şekilde adım atmadılar. Öncelikle Trump yönetiminin bölge politikalarında Türkiye ile nasıl stratejik ilişkiler içinde hareket edeceğine dair planlarını açıklaması lazım."

"ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı bizim açımızdan en büyük problemi, bölgedeki terör örgütlerine olan desteği. Bu destekleri PKK-YPG'ye sahte hayallerde kurduruyor. ABD Suriye'de rasyonel zeminlerde hareket edip terör örgtülerine destek vermese bu sorunlarda yaşanmaz. ABD önümüzdek isüreçte PKk-YPG'ye destek verecekmi, vermeyecekmi bunu göreceğiz."

"Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanmasını umuyoruz ancak Netenyahu'nun zihninde kalıcı barış istemediğini ve savaşa devam etmek istediğini biliyoruz. Bu zehirli politika İsrail'i de dünya genelinde zor bir durumada sokuyor. İsrail şuan Gazze'de yeni yapılanma ve yardım edilme dahi istemiyor. Yani hiçbir Filsitin'linin Gazze'de yaşamasını istemiyor.."

Hakan Fidan'ın son açıklamalarına göre, Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliği konusundaki stratejik ortaklık kurması AB'ye kabul edilme yada vize konusu üzerinden paralel yürütülecek gibi. Türkiye'nin buradaki avantajı, savunma sanayisinde yetkinlik anlamında çok ciddi mesafe kaydetmesi ve son yıllarda Avrupa ordu gücü sıralamasındada yükselme evresine girmesi oldu.

Savunma sanayisinde geçen gün denizaltından karaya balistik füze testi başarıyla yapıldı. Bu yetkinlik çok az ülkede olan bir teknoloji. 10 yıl önce TSK, denizaltı torpidolarını yurtdışından tedarik ederken bugün hem torpido üretimi hemde yeni balistik füze yapımı sürecine girdi ve bu alandaki en büyük açığı kapattı. Pek tabiki diğer alanlardada gelişmeler oldu. Avrupa bu ivmelenmeyi görüyor ve son konjonktür gelişmelerindede güvenlik anlamında köşeye çok sıkıştılar. Avrupa ülkeleri için savunma sanayiye yatırımları artırmak ülke refah ortalamasını düşürecek etkenler. Ayrıca Rusya ile olan çekişmelerden ötürü enerjiye olan ihtiyaçlarda dahada artacak.

ABD şuan Avrupa ülkelerini öyle bir köşeye sıkılştırdıki, bu Avrupa ülkelerindeki siyasi dengeleride alt üst etti. Almanya'da hükümet istifa etti seçime gittiler. Fransa keza öyle. 90lı yıllardaki Türkiye siyaset kaosu gibi bir sürece girdiler. Seçimlerle gelen hükümetlerin ne yapacağı belli değil. Rusya ise elinde sopasıyla erkete bekliyor. ABD'nin ise planları farklı. Çin'e odaklanmak ve Avrupa'nın mız mız siyasetine maruz kalmamak istiyor. Bu anlamda Rusya ile anlaşıp Çin'e karşı yeni bir blok oluşturma niyeti var. Bu süreçtete olan Ukrayna'ya oldu, ülkeleri işgal edildi ve taş üstüne taş bırakılmadı. Ordusu yok edildi ve çok büyük kayıplar verdiler. Keza Rusya'da aynı durumda. 2.Afganistan sendromuna girdiler. ABD için bu süreç istedikleri gibi ilerledi. Hem Rusya'nın etkisini kestiler ve enerjilerini düşürdüler hemde Avrupa'nın pervasız politikalarına karşı demir yumruk vurdular.

Türkiye içinse yeni bir süreç başlıyor artık. Ukrayna savaşı, Suriye'de yeni dönem, İsrail işgallerinin geleceği evre ve terör konusundaki son gelişmeler yeni bir bölge konjonktürü yaratacak. Bu tabloda Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğide artık çok hayati bir duruma geldi. Aynı politikaları ABD güderse bu Trump'ın politikalarında sıkıntı yaşatır. ABD ile ilişkilerde yeni bir süreç mutlaka yaratılmak zorunda, bundada Trump'ın tavrı belirleyici olacak. Bu yıl sonuna kadarda yeni süreç şekillenir, niyetler belli olur.

Yok vala kanki Adanalıyım yörük bir ailenin çocuğuyum. Yani anlican türk oğlu türküm sadece arap sevdalısı değilim sizin gibi

Yörük mörük hikaye. Türk Türktür. Bu durum mesela başka ülkelerde de var. Ben beyazım demek için ben Irish'im falan diyorlar. Esasında, Irish Mirish değiller, Roman hepsi.