Şimdi Ara

Tarihi zamanına ve durumuna göre değerlendirmek lazım (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
643
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Konunun dağılmaması için argümanlarını paragraf paragraf cevapladım.

    Öncelikle aynı gerekçeleri Yunanlar veremiyor çünkü bunu dayandırdıkları elle tutulur belgeler yok, ayrıca Lozan görüşmelerinde bunları yaptığını bizzat kabul eden taraf Yunanistan, Türkiye değil. Yunanlar için 3. tarafların ne dedikleri önemli değilse demek ki karşıt görüş nereden gelirse gelsin istemiyorlar. Kazık yediler bu doğrudur ama bu onların 3. taraf argümanlarını görmezden gelmelerinin gerekçesi olamaz, madem bu 3.taraf bilgiler yalan o zaman bunları çürütsünler.

    Bu iş tam da arşivleri dökelim demekle oluyor çünkü Tarih böyle işler, bütün dünyanın kullandığı Tarih okuma biçimini neden Yunan ve Ermeniler ısrarla reddediyor? Acaba arşivlerinde başkalarının görmesini istemedikleri şeyleri mi saklıyorlar sorusu akıllara geliyor. Bütün dünya Tarih bilimini nasıl yapıyorsa Yunanlar ve Ermeniler de öyle yapmalı. Bütün dünya Tarih konusunda nasıl çalışmalar yapıyor, ne tür şeyleri baz alıyorlarsa bu sözde soykırım konularında da aynı şeyler yapılmalı yani kısacası Tarih bilimi nasıl gerektiriyorsa bu olaylar öyle araştırılmalı.

    Türk tarafı neden olumsuz olayları arşivlerine geçirsin demişsin açıklayayım, bahsedilen arşivlerden kasıt şu değil; elinde not defteri olan bir görevli köy köy gezip burada şunlar olmuş burada bunlar olmuş bunlar lehimize yazalım bunlar aleyhimize yazmayalım diye not tutması değil. Bölgedeki devlet kurumlarının, askerlerin, memurların okuma yazma bilen vatandaşların yazdıkları raporlardan gizli mesajlara, gazete ve dergilerden, kanun ve kararnamelere, edebi eserlerden kalıntılara kadar kocaman bir tarih deryasını kapsıyor. Türk arşivinin sansürlenen yada çarpıtılan kısımları (sadece Türk arşivi için değil hepsi için geçerli) kolayca bulunabilir ve sözde soykırımı savunanlar tarafından Türkiye'ye karşı kullanılabilir bu da Türklerin arşivlere bakalım tezini kolaylıkla çürütür. İkinci bir durum da İngiliz, Rus, Amerikan ve Alman arşivleri ile karşılaştırıp Türk arşivlerinde yazılmayan yada değiştirilen bölümler tespit edilebilir. Türkler bu riski alabiliyorlar da neden Yunanlar ve Ermeniler alamıyor, merak ediyorum.

    Ermeniler dışında pek çok devletin arşivlerinde Ermeni soykırımını doğrulayan fotoğraflar var demişsin, fotoğrafı olan şeyin arşiv belgesi yok mu? Varsa neden açıklanmıyor, yoksa neden yok, sence de bu garip değil mi?

    Tarihçiler sözde Ermeni soykırımına dair bir sürü argüman ortaya koyuyor doğrudur fakat pek çok ünlü tarihçi de Ermeni soykırımının siyasi bir yalan olduğunu ortaya koyan argümanları ortaya koyuyorlar (tehdit edilseler de), ayrıca bu sözde soykırım argümanlarının Türk tarihçiler tarafından çürütüldüğünden haberiniz var mı?
    Bu arada bu sözde soykırım argümanların çoğu hatta hemen hepsi arşiv yerine kişilerin anılarına ve kanıtlanmamış olaylara dayanıyor, kanıtlasınlar o zaman. Bugün Doğu Anadolu köylerinde Ermeni vahşetini aynen anlatan, kendisi yada yakınları yaşamış insanlar var sırf diaspora pazarı gibi ekonomik bir güç arkalarında olmadığı için mi bunlar argüman olarak kabul edilmiyor?

    Sadece fotoğrafların neden belge olarak kabul edilemeyeceğin için de şunları söyleyebilirim; yıllar süren bir süreci zamane imkanlarıyla çekilmiş az fotoğrafla açıklayamazsın kaldı ki Doğu Karadeniz'de Türk ahalisi de Rum ahalisi de ayırt edilemeyecek kadar benzer kültürü ve giyinme şeklini paylaşıyordu, Doğu Anadolu'daki Türkler, Ermeniler ve Kürtler için de aynı durum geçerli. Sadece siyah beyaz çekilmiş fotoğraflara bakıp bu olayları açıklığa kavuşturmak imkansız. Bir Yunan savaş muhabirinin katledilen Türkleri, Rum diye servis edip manipülasyon yapma ihtimali var savaşı cepheden medyaya pekala taşıyabilir bu yüzden yalanlanamaz kayıtlara ihtiyacımız var, arşiv belgeleri gibi. Ermeni ve Rum Patrikleri mesela, çoğu şeyi kayıt ederlerdi bu patrikler haksız mıyım? Ermenistan ve Yunanistan'a giden o kayıtları açıklasınlar bakalım değil mi ?

    Son olarak paylaştığın acı fotoğraflara gelirsek, hem Ermeni hem Türk hem de Rumlar tarafından savaş süresince ciddi kıyımlar ve vahşetler yapılmıştır, bu doğrudur. Hepsi çokça acılar çekmiştir, sivil olup acı çekenler de olmuştur hatta olaylar çocuklara zarar vermeye kadar gitmiştir. Benzer fotoğraflar gibi Ermeni ve Rum vahşetlerini gösteren onlarcası yüzlercesi müzelerimizin internet sitelerinde bulunabilir, yaşamını yitirmiş insanların cesetlerinin sırf bir tartışma için böyle alenen paylaşılmasını uygun bulmadığım için atmıyorum ama isteyen başta Harbiye Askeri Müzesi olmak üzere müzelerimizin internet sitelerine bakıp bulabilirler. Kalkıp da kendi arşiv belgeleri dururken bu iddiaları sadece fotoğraflara göre ortaya atmaları yetersizdir, sadece fotoğrafların neden belge olarak kabul edilemeyeceğini yukarıya yazdım arşiv belgeleri olmadan sadece fotoğraflar manipülatif bilgiler vererek tarihi çarpıtmaya müsaittir.

    Ben tarihimizle yüzleşmeye hazırım ve razıyım, yeter ki Tarih biliminin de söylediği gibi belge ve bulgulara dayanan objektif bir çalışma yapılsın.
    Yani bu olayları aydınlatmak için normal olan neyse o yapılsın istiyorum, Türkiye'nin de Ermenistan'a 2 kere teklif ettiği bağımsız, tarafsız ve uluslararası bir konsorsiyum gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Eski Açık Sarı Desene -- 5 Temmuz 2020; 15:22:5 >





  • Serkan Koç / Kam Filmyoutube
    ERMENİ BELGELERİYLE 1915 Belgeseli, TÜRKÇE
    https://www.youtube.com/watch?v=CGE7BKMn9dc

    factcheckarmenia.com
    Ana Sayfa
    https://factcheckarmenia.com/home/tr




  • Konudan bağımsız yazıyorum,İnsanlar arasındaki tartışmaların,çatışmaların ve sonunda savaşların çıkış nedeni %90 DİL ve DİN'dir.
    %10 ise kaynakların nasıl paylaşılacağındandır.

    Son 5000 yıldır,DİN savaşların ana kaynağı iken,1500 yıllardan sonra buna DİL'de eklenmiştir.

    Günümüzde bölücülük DİL üzerinden yapılıyor,Ben başka dil kullanıyorum,benimde ülkem olsun diye iç savaşlar çıkarılıyor.

    İnsanoğlu arasında barışı sağlamanın ilk önceliği olarak DİN ve DİLİ Tartışma ortamından çıkarmakla başlanması gerekiyor.


    Bunun farkında olan Aydınlar var Dünya'da

    1900 yılların başında İnsanlar ortak bir dil kullansın diye "Ludovic Lazarus Zamenhof" Esperanto adında yapay dil oluşturdu.

    Büyük aydın Yaşar Nuri Öztürk ise Din olarak Deist'mi insanlığın kurtuluşu olarak sundu.

    Bunları neden yazdım boş tartışmalardan insanlık zarar görüyor diye
    Dilde birlik,Dinde birlik,İşte birlik,Düşünce'de birlik olursa savaşmak için neden bulmak zor olur da ondan,Bu sözde İsmail Gaspıralıya aittir.



















  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Sözde Pontus soykırımı da sözde Ermeni soykırımı gibi Karadeniz'de bir Pontus devleti kuramayan bazı kesimlerin Karadeniz'de hak talep etmek için uydurdukları bir başka sözde soykırımdır. Tıpkı Ermeni lobisi gibi Yunan Lobisi de çeşitli ülkelerde böyle faaliyetler yürütüp 100 küsur sene önce aldıkları mağlubiyete karşılık kazanım elde etmeyi amaçladıkları bir politikadır. Ne sözde Ermeni soykırımı ne de sözde Pontus soykırımı tarihi olaylar değildir ikisi de siyasi olaylardır çünkü amaç tarih biliminin ışığında bu olayları araştırıp doğruyu öğrenmek değil, uluslararası arenada baskı oluşturup Türkiye'ye bunu kabul ettirip hak talep etmektir.
    Yoksa tarih araştırması için yapılan teklifleri reddedip uluslararası arenada kapı kapı dolaşmazlardı, araştırmaktan neden kaçar ki haklı bir insan?

    Attığın kaynakları biraz inceledim ve eleştireceğim; ilk attığın derginin kaynakçalarına baktım yazıyı yazanlar zaten dergi editörlerinden ve olayların olduğu süreçte yazılmış sadece 1 kaynağa alıntı yapılmış, diğer kaynakların hepsi çok sonraları yazılmışlar. Bu tek kaynağın yazarı da Alman-Ermeni Cemiyeti'nin kurucularından, Alman misyoner Johannes Lepsius. Diğer kaynakların hiçbirisi olayların yaşadığı zamandan değil, koskoca yıllar süren süreci anlatan sadece ve sadece 1 kaynak var o da bir misyoner. Osmanlı ile müttefik olan ve binlerce askeri, subayı Anadolu'da görev yapan Alman ordusunun hiç mi Almanya ile yazışması yada mesajlaşması olmamış da devlet ve ordu arşivi dururken Ermeni derneği kurucusunun kaynaklarına başvurulmuş?

    İkinci kaynak elle tutulur atıf bile yapılmamış bir kitap, kaynakçalarına ulaşamadım ama anılara dayanıyor. Patrikhane (her ne kadar abartılı da olsa) veya devlet arşivleri dururken gene anılara dayanan bir eser yazılmış, sanırım Anadolu'da o zamanlar belge tutan bir Türkler varmış ki başka hiçbir devletin ve kilisenin arşivinde (sözde) soykırımlara ait kaynak yok ayrıca Türk tezi zaten bu anılara dayanan eserleri "anılarda geçen kişilerin, yerlerin ve zamanın gerçekle uyuşmaması" sebeplerinden dolayı kabul etmiyor çünkü yanlış bilgiler içeriyor. Hayali kişiler bulup hayali anılar üretip ben de kaynaklar üretebilirim ama devlet arşivi yazamam. Sorun burada yatıyor, devlet arşivleri yerine gidip "isimsiz imzalardan oluşan" anıları kaynak diye alıyorlar. Çünkü arşivde elle tutulur bir şey yok. En sağlam kaynakları zamane gazete ve dergiler onları da buradan gidenler misyonerler yazdığı için o da sınıfta kalıyor. İngiliz, Rus ve Alman devlet arşivleri dururken neden bunlara başvuruluyor ?

    Öbür kaynakların da kaynakçaları yok? Birisi konu ile ilgili bir kitap yazmış "wikipedi'de yazıyor o zaman bu da kaynaktır" mantığıyla konuya atılmış. Arada İngilizce olmayanlar var Yunanlardan başka kimsenin okuyamayacağı kaynaklar.

    Arşivlerden her şeyi gizlemek mümkün diyerek arşiv kavramını bu sözde soykırım yalanının dışına atmak istiyorsun ama bu da pek mümkün değil, Rus arşivi ve Alman arşivi duruyor onlar da mı gizlemiştir gerçekleri? Ermenilerin kendi patrikhane arşivi var mesela onlar neden açık değil?
    Türkiye Cumhuriyeti Devleti arşivlerini açmıştır, Türk Tarih Kurumu Başkanının da açıkladığı gibi Ermeniler dahil pek çok tarihçi gelip arşiv araştırması yapmıştır, isimler ve zamanları kayıtlıdır. Adamlar gelmiş araştırmış gitmiş çoktan.

    Sen mesela Türk devleti çıkarları için çalışan tarihçilere açıktır gibi komik ve saçma bir iddiada bulunuyorsun, hiç arşiv araştırması yaptın mı ? Hadi gitmeyi bırak İnternetten konu ile ilgili hiç bir belgeyi edindin mi ? Sen kendin gidip arşivlere erişip her türlü araştırmayı yapabilecek pozisyonda iken neden "Türk devletinin çıkarları için çalışan araştırmacılar için açıktır." diye yalan söylüyorsun ? Sen gittin de geri mi çevirdiler?

    Biz 19 Mayısta çok güzel mücadele ettik ayaklanıp masum sivil köylerde katliam yapan Ermeni ve Pontus çetecilerini gönderdik, Anadolu'yu kalan insanlar için barış ve güvenli bir vatan haline getirdik. Gazi Mustafa Kemal olmasaydı belki de Ermeni çetecileri Doğu Anadolu'da, Pontus çetecileri de Karadeniz'de katliamlarına devam edecekti neyse ki bu engellendi.
    19 mayıs sözde Rum soykırımını Türkiye kabul etmedikten sonra diğer milletlerin kabul etmesinin bir anlamı yoktur çünkü amaç Türkiye'den kazanım elde etmektir Türkiye'de bunu hiçbir zaman kabul etmez. Bu sözde soykırımları kabul edenler kabul edenler de bir tarihi araştırmaya dayandırmazlar. Ayrıca İsveş hükümeti parlamentonun aldığı bu sözde soykırım kararını kabul etmemiştir, kabul etmeme gerekçesi de "Tarihi kanıta muhtaç, tartışmaya açık bu konuyu tarih bilimi açıklığa kavuşturulmadan kabul edilemez"dir. Nedense AİHM ve İsveç hükümetinin kararları Türk tezleri ile uyuşuyor, ilginç değil mi?

    Bu sözde Pontus soykırımı zaten Yunanistan'da bile tartışmalara açıktır, eski Yunan Eğitim Bakanının Pontus soykırımı yoktur dedi diye linç yedi. Karşıt görüşe bu kadar tahammülsüz bir ülkenin tarih araştırmalarından kaçmasına şaşmamak gerek.




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.