Europa Clipper, NASA’nın başka bir gezegene yönelik inşa ettiği en büyük uzay aracı olmasının yanı sıra, Dünya dışındaki bir okyanus dünyasını incelemeye yönelik ilk görev olma özelliğini de taşıyor. Toplamda 2,9 milyar kilometre yol katedecek olan 5,2 milyar dolarlık (178,17 milyar Türk Lirası) uzay aracı, sapan etkisi ile daha da hızlanmak için Mars (Şubat 2025) ve Dünya’nın (Aralık 2026) yanından geçecek. 2030 yılında Jüpiter yörüngesine girecek olan Europa Clipper, burada Europa’ya yapacağı 49 yakın geçişle uydunun yüzey ve iç yapısını inceleyecek.
Eğer Europa Clipper, Europa’nın yaşanabilir olduğunu doğrularsa bu, Güneş Sistemi’mizde ve ötesinde yaşamı destekleyebilecek daha fazla yer olabileceği anlamına gelecek. Uzay aracı 2031 yılında Europa'nın bilime adanmış uçuşlarını gerçekleştirmeye başlayacak. Europa Clipper, Europa’ya sadece 25 kilometre kadar yaklaşarak buzu delip geçebilen bir radar, termal sensörler ve kameralarla yüzeydeki sıcaklık farklarını ve olası su püskürmelerini inceleyecek.
Clipper ayrıca Europa'nın buz kabuğunu da ayrıntılı olarak karakterize edecek. Bu çalışma, Kongre'nin NASA'ya geliştirmesini emrettiği gelecekteki bir görev olan yaşam arayan bir iniş aracının inebileceği ve çalışabileceği iyi noktaları belirleyebilir.
Bu görev, bugüne kadar Jüpiter’e gönderilen en gelişmiş bilimsel araç setiyle donatılmış durumda. Europa Clipper’ın güneş panelleri, NASA’nın şimdiye kadar bir gezegenler arası görev için kullandığı en büyük paneller olma özelliğini taşıyor. Güneş ışığının zayıf olduğu Jüpiter yörüngesinde bile cihazlara enerji sağlayacak kapasiteye sahip olan bu paneller, aracın toplam genişliğini 30,5 metreye çıkarıyor. Uzay aracının yakıt dolu haliyle toplam ağırlığı ise yaklaşık 5.900 kilogram.
Bir ara bu konuda küçük bir yazı yazmıştım. Orada ne olduğunu bilmiyorum ve muhtemelen ömrüm yetmez ama elimizdeki verilere bakarsak gerçekten çok ilginç bir keşfi saklıyor olabilir oralar.
Oraya inip buzu delerek okyanusta yaşam arayacak bir araç 2040 da ancak gönderilir herhalde.
Nükleer enerji ile çalışan bir prop gönderipte nükleer enerjinin ürettiği ısıyla buzu delip altındaki suya girilerek canlı varlıklar araştırılsa daha kesin sonuç alınmaz mıydı?
Bunun için extra bir çaba sarf etmeye de gerek yok. Prop yeterli ağırlığa sahipse ısı olmadan da buza gömülüp seneler sonra buzun altındaki suya dalacaktır. Yani nükleer enerji sistemin bozulsa bile sistemi bir şekilde çalışır tutabilirsiniz.
Dünyada çok zararı olan bu nükleer enerji türü uzayda insansız görevlerde tamamen zararsızdır! Ve aşırı vaydalıdır.
Örn. Voyager1 ve Voyager2 görevleri nükleer enerji ile çalışıyorlar ve hala çalışıyorlar.